8. BIFED - Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali

(13 - 19 Ekim 2021) Online

Bozcaada Belediyesi
Bozcaada, Çanakkale
Tel: +90 541 534 20 59
bifed.org
info @ bifed.org








BIFED’de atık ve sağlık konusuna odaklanan “Arica” büyük ödülü kazandı

Bu yıl 8’incisi çevrimiçi olarak düzenlenen Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nde (BIFED) ödüller sahiplerini buldu. 100 ülkeden başvuran binin üzerinde belgesel arasından 15'inin finale kaldığı Ana Yarışma kategorisinde, Fethi Kayaalp Büyük Ödülü'nü yönetmenliğini Lars Edman ve William Johansson Kalén’in yaptığı, İsveçli bir maden şirketinin Şili’deki Arica kasabasına tonlarca atık madde ihracatını anlatan İsveç-Şili ortak yapımı “Arica” filmi aldı.Festivalin beşinci günü geride kalırken ise izlenme oranı %85’e ulaştı.

Bu yıl 100 ülkeden, 1000’i aşkın belgeselin başvurduğu Bozcaada Belediyesi organizasyonuyla, Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi işbirliğiyle gerçekleştirilen ekolojik temalı belgesel festivalinde 15 filmin yarıştığı Ana Yarışma kategorisinde Fethi Kayaalp adına verilen Uluslararası Yarışma Ödülü’nü “Arica” filmi kazandı. İkincilik Ödülü olan Madam Melpo ödülünü, İsviçre-Paraguay yapımı “Nothing But the Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey)” filmi kazanmayı başarırken, üçüncülük Filipinler yapımı “To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak)”ın oldu.

Öğrenci filmlerine verilen Gaia Ödülü’nü ise Endonezya yapımı “Human vs. Elephant (İnsana Karşı Fil)” kazandı.

Festivalin 5. gününde tekil izleyici sayısı bin 400’ü aşarken, toplanma izlenme sayısı da 9 bine yaklaştı. 13-19 Ekim tarihleri arasında, bifed.org adresinden çevrimiçi ve ücretsiz olarak yayında olan BIFED kapsamında festival filmlerinin yönetmenleri ile soru-cevaplar ve Somalı maden işçilerinin direnişinden, yerel üretim ilişkilerine kadar farklı konulardan paneller gerçekleşti. Soru-cevap ve paneller BIFED’in YouTube sayfası üzerinden hâlâ izleyebiliyor. Festival filmleri ise 19 Ekim Salı gece yarısına kadar izlenebilecek.

HOLZER: FESTİVALİN BİTMESİNE İKİ GÜN KALA %85 İZLENDİ
Bozcaada’da gerçekleşen ve BIFED ekibinden Nazlı Salcıoğlu’nun sunduğu çevrimiçi törende konuşan Festival Yönetmeni Petra Holzer “Adanın en güzel zamanları ve bu güzelliği diğer yönetmenler, konuklar, jüriler, medya mensupları olmadan yaşadığımız ikinci yıl bu. Son yıl olmasını diliyor ve bu festivali mümkün kılan herkese en içten şükranlarımı sunuyorum. Siz cesur ve yetenekli yönetmenlerin güzel eserlerinden seçme yapmak çok güç oldu. Daha festivalin bitmesine iki gün kala tüm kapasitenin %85’i tükendi. Festivale gösterilen ilgi BIFED ekibinin tüm yorgunluğunu aldı götürdü. Çok daha temiz, çok daha adil, çok daha dayanışmanın olduğu bir dünya dileğimiz ve bu uğurda çabamız sürüyor” dedi.

ÖZGÜVEN: MÜCADELEYE BİR TUĞLA EKLEMEK İÇİN BU FESTİVALİ YAPIYORUZ
Festival Koordinatörü Ethem Özgüven, “Festival bitti ama sorunlar ve umutlar devam ediyor. Önümüzdeki süreçte çok daha fazla dayanışma gerekiyor. Azalan kaynaklar daha az insanın eline geçen zenginlik ve yaygınlaşan yoksulluk bu düzenin değişmesini zorunlu kılıyor. Bir tarafta bu kadar lüks, şaşaa ve bu kadar israfı diğer tarafta göçler, açlık, hastalıklar… Maalesef durum hiç iç açıcı değil ve bunu görmezden gelme imkânımız yok. Mücadeleye bir tuğla eklemek için bu festivali yapıyoruz.” diyerek konuşmasını tamamladı.

Festival jürisi ile gerçekleşen çevrimiçi canlı bağlantılar ile ödül alan filmler açıklandı. Ödül kazanan yönetmenler de ödül törenine bağlanarak izleyicilerle düşüncelerini paylaştı. Ayrıca BIFED’in dayanışma içerisinde olduğu Uranyum Film Festivali kurucularından Márcia Gomes de Oliveira ve Norbert Suchanek ödül töreni için birer mesaj gönderdi.

BÜYÜK ÖDÜL, İSVEÇLİ BİR MADEN ŞİRKETİNİN ŞİLİ’YE TONLARCA ZEHİRLİ ATIK İHRACINI AÇIĞA ÇIKARAN ‘ARICA’ FİLMİNİN
Jüri, İsveçli bir maden şirketinin, Şili’nin çöl kasabası Arica’ya 20 bin ton zehirli atık ihraç etmesinin ardından binlerce insanın hastalanması ve birçoğunun kanserden ölmesini anlatan belgesele Fethi Kayaalp birincilik ödülünü verirken, “Lars Edman ve William Johansson’un çok iyi kotardığı Arica adlı belgesel, zamanımızın bir kolonyalizm vakasına ışık tutuyor. 15 yıllık bir süreçte çekilen film, bir İsveç madencilik şirketinin zehirli atıklarından etkilenen Şili’nin kuzeyindeki Arica halkına güçlü bir ses oluyor. Arica, sesi duyulmayan ve görmezden gelinen kurbanlar adına adalet savaşı veren, önemli bir film. 1980’lerden beri maruz kalınan atıklar kanser, doğumda bozukluklar ve ciddi hastalıklara sebep olmuştur. Günümüzde dahi kurbanlar adalet ve tazmin beklemektedir. Şimdi Lars Edman ve William Johansson sayesinde en azından sesleri duyuluyor ve dünya artık onları görmezden gelemiyor.” açıklamasını yaptı. Açıklamayı jüri adına canlı yayına bağlanan Türkiye’den Aslı Odman ve Kolombiya’dan Juliana Paniagua yaptı.

KAYBOLAN BİR KÜLTÜRÜN PARÇALARINI KORUMAYA ÇALIŞAN ‘NOTHING BUT THE SUN’ İKİNCİ OLDU
Bu sene ilk kez Madam Melpo adına takdim edilen ikincilik ödülünü Jüri adına Türkiye’den Nazmi Ulutak ve Sırbistan’dan Andrijana Stojkovic açıkladı. Uluslararası Yarışma kategorisinde ikincilik ödülünü kazanan Arami Ullon’un “Nothing But The Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey)” belgeselini jüri, “Bu belgesel Paraguay’ın Chaco bölgesinde yaşayan Mateo Sobode Chiqueno hakkında. O ve halkı Ayoreo topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Yerli halktan bazıları hala bu vahşi ormanda yaşamaya devam etmekte. Mateo, 1970'lerden beri kendi topraklarından getirdiği kültürel mirasını ses kasetlerine kaydediyor. Bu belgesel bize beyaz medeniyetten etkilenen bu insanların geçmişini, bugününü ve geleceğini etkileyici bir şekilde gösteriyor. Yönetmen Arami Ullón, Mateo Sobode Chiqueno'nun yardımıyla Ayoreo halkının hikâyesini başarıyla anlatıyor.” açıklamasıyla duyurdu.

ÜÇÜNCÜLÜK, TAYFUN TARAFINDAN HARAP EDİLMİŞ BİR LİMAN ŞEHRİNDEKİ TRAVMALARI ANLATAN ‘TO CALM THE PIG INSIDE’ BELGESELİNİN
Festivalde üçüncülük ödülü Filipinli yönetmen Joanna Vazquez Arong’ın “To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak) belgeseline verildi. Ödülü jüri adına Türkiye’den Mücella Yapıcı ve Brezilya’dan Márcia Gomes de Oliveira açıklarken, “Geçen yıl ‘İçteki Domuzu Yatıştırmak’ ilk gösteriminde ünlü Slamdance Film Festivali'nin Jüri Büyük Ödülü'nü aldı. Şimdi BIFED Jürisi, Joanna Vasquez Arong'un kısa belgeselini ‘Üçüncülük Ödülü’ ile onurlandırıyor. Bu belgesel, Filipinler'de bir tayfunun paramparça ettiği bir kıyı kentinin hareketli bir portresidir. Siyah-beyaz çekilmiş, ıssızlıkta şiirselliği bulan harika bir kısa film. Yürek parçalayıcı aynı zamanda da çok güzel. ‘İçteki Domuzu yatıştırmak’ tarihi, siyaseti ve kişisel anlatıyı dokuyor. Joanna, Yolanda’nın köklerini ve yıkımının yol açtığı acıları paylaşarak büyük bir şiirsellik ve duyarlılıkla anlatıyor. Film yalnızca dramatik bir hava olayını ve iklim değişikliğini değil, aynı zamanda bir başka önemli küresel sorunu da ele alıyor: siyasi yolsuzluk ve bunun dramatik sonuçları. Joana'nın başyapıtı, en zayıfımızda bile bulunabilecek insan iradesinin gücünü belgeliyor. Reddedilemeyecek derecede güçlü bir sesin yarattığı hayatta kalmaya kararlı bir halkın geniş bir portresi. Güçlü bir kısa film ve sinematografi açısından mükemmel bir çalışma.” açıklamasını yaptı.

ÖĞRENCİ ÖDÜLÜ GAIA’NIN KAZANANI FİLLER VE İNSANLAR ARASINDAKİ YAŞAM ALANI ÇATIŞMASINI ANLATAN ‘HUMAN VS ELEPHANT (İNSANA KARŞI FİL)
Elif Demoğlu, Benjamin Huguet ve Sam Plakun’dan oluşan Gaia jüri ekibinin ortak açıklamasıyla bu kategorideki kazanan açıklandı. Jüri, “Yönetmen Afif Fahmi’nin “İnsan ve Fil” filmi, hem sinemasal hem de bireysel ölçekte, uluslararası seyircinin de kolaylıkla ilgilenebileceği, dahil olabileceği sorunsalı ile ustaca oluşturulmuş bir hikaye.” diyerek belgeseli tanımladı.

Ana Yarışma, Gaia, Panorama ve Özel Gösterim seçkilerindeki 41 belgeselbifed.org adresinden ücretsiz olarak 19 Ekim Salı günü gece yarısına kadar izlenebilecek. Telif sebebiyle her film için 250 kişilik kontenjan açılmış olsa da ödül kazanan filmler için 50 kişilik ek kontenjan açılacağı duyuruldu.

İŞTE ÖDÜL ALAN FİLMLER

Uluslararası (Ana) Yarışma

1. Arica - Lars Edman & William Johansson Kalén, İsveç, Şili (2020)
2. Nothing But the Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey) - Arami Ullon, İsviçre, Paraguay (2020)
3. To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak) - Joanna Vasquez Arong, Filipinler (2020)

Gaia Öğrenci Ödülü
1. Human vs. Elephant (İnsana Karşı Fil) - Ahmad Fahmi Nur Khafifi, Endonezya (2020)


17 Ekim 2021








Jüri

Andrijana Stojkovic
Aslı Odman
Juliana Paniagua
Márcia Gomes de Oliveira
Mücella Yapıcı
Nazmi Ulutak

GAIA Jüri

Benjamin Huguet
Elif Demoğlu
Sam Plakun






Ana Yarışma

Fethi Kayaalp Ödülü’nün büyük ödül olarak verildiği ana yarışmada Madam Melpo Ödülü ve Üçüncülük Ödülü de verilmektedir. Bu yıl 2’si Türkiye’den toplam 15 belgeselin yarıştığı ana yarışmada tek sınırlama tüm diğer kategorilerde olduğu gibi ekoloji temelli olmaları. 10.000 TL, 7.500 TL ve 5.000 TL değerlerindeki ödüllerle birlikte kazananlara her yıl farklı bir tasarımcının tasarladığı festival heykelcikleri verilmektedir. Bu sene Ülker Aral’ın üstlendiği festival heykelciklerinin teması bu yıl tüm dünyada etkisini sürdüren orman yangınları olacak.


İçteki Domuzu Yatıştırmak
Filipinler, 2020, 18′

Yönetmen - Joanna Vasquez Arong
Kamera - Veejay Villafranca, Christian Linaban, Piyavit Thongsa-ard, James Reynolds, Mark Thomas
Kurgu - Lawrence S. Ang
Ses - Akritchalerm Kalayanamitr
Müzik - Evgueni Galperine
Prodüksiyon - Joanna Vasquez Arong

Sinopsis
İçteki Domuzu Yatıştırmak, bir tayfunun bir sahil kentinde bıraktığı etkiler üzerine bir tefekkür filmi. Mitler insanların yıkım ve travmalarla nasıl başa çıktıklarını anlamaya çalışmak için yaratılır. Bir kız, bu harap olmuş liman şehrini ziyaret ederken hissettiklerini birbirine bağlamak için büyükannesi ve annesinin hatırasının kırıntılarını ortaya döker.

Yönetmen Özgeçmişi
Filipinler’de doğan Joanna, Boston, Londra, Paris, Bangkok, Singapur ve Manila gibi farklı şehirlerde yaşarken, uluslararası ilişkiler, çevre ve finans alanlarda çalışarak bohem bir yaşam sürdü. Joanna, hikaye anltatıcılığı ve sinema sevgisini hayata geçirmek için Pekin’de film çekmeye başladı. 2007’de Pekin’de geçmişlerinden kurtulmak isteyen yabancıların samimi hikayelerini anlatan ilk uzun metraj belgeseli Neo-Lounge’ın ilk gösterimini gerçekleştirdi. Belgesel, iki en iyi belgesel ödülü dahil dört ödül kazandı. İkinci filmi ”The Old Fool Who Moved the Mountains” da biri en iyi belgesel ödülü olmak üzere iki ödül aldı. Üçüncü filmi, Sunday School from Zambia, Uluslararası Rotterdam Film Festivali tarafından Forget Africa serisine seçildi. Son kısa filmi İçteki Domuzu Yatıştırmak biri Slamdance Film Festivali jüri büyük ödülü olmak üzere dokuz ödül kazandı. Film 2021 Uluslararası Belgesel Birliği Ödülleri’nde En İyi Kısa Film için on adaydan biriydi.



İklim Arafı
İtalya, 2019, 42′

Yönetmen - Elena Brunello, Paolo Caselli, Francesco Ferri
Yazar - Elena Brunello, Paolo Caselli, Francesco Ferri
Kurgu - Dueotto Film
Prodüksiyon - Italy
Yapımcı - APS Cambalache, Dueotto Film

Sinopsis
Climate Limbo, iklim değişikliğinin göçleri nasıl etkilediğini ve yoksulluğu ve savaşları nasıl körüklediğini araştırıyor. 2050 yılına kadar, iklim değişikliği ile ilgili afetler 250 milyona varan sayıda insanı yerinden edebilir. Hayatlarının iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğine ışık tutan Akdenizli çiftçilerin, iklim mültecilerinin ve bilim insanlarının seslerinin öncülüğünde bir yolculuk.

Yönetmen Özgeçmişi
Elena Brunello (1987) bir belgesel yazarı, dünyanın en büyük kurgusal olmayan düzyazı topluluğu olan The Video Consortium’ın programcısı ve İtalyan VOD platformu ITsART’ın proje yöneticisidir. Brunello’nun ikinci belgeseli olan İklim Arafı dünya çapında 20´den fazla ülkede gösterildi ve 2019 yılında Cinemaambiente tarafından verilen Speacial Mention ödülüne layık görüldü. Brunello, yazar ve yapımcı olarak birkaç filmyapım şirketi ile çalışmakta.

Paolo Caselli (1993), Milanlı yönetmen ve yapımcıdır. 2016 yılında çevre belgesellerine odaklanan bağımsız bir yapım şirketi olan Dueotto Film’i kurdu. Caselli Mimarlık Fakültesi’nden mezun olan bir piyanisttir. 2017’de Manhattan Film Festivali’nde en iyi film ödülüne layık görülen Avusturyalı yönetmen Maschina’nın kısa filmi Jonah’ın film müziklerini besteledi.

Francesco Ferri (1991) İtalyan yönetmen ve Caselli ile birlikte Dueotto Film’in kurucusudur. Luchino Visconti Film Okulu mezunudur. 2017’de Avusturya filmi Jonah’ın görüntü yönetmenliğini yaptı. Şimdilerde, reklam filmleri, müzik videoları ve televizyon reklamları çekip yönetmekte.



Kueka - Taşlar Konuştuğunda
Venezuela, Bolivya, 2017, 96′

Yönetmen - Francisco Denis
Kamera - Tony Valera, Julio César Castro
Kurgu - Zygmunt Cedinsky
Ses - Amaury Cedeño, Miguel Arias Talavera
Müzik - Andres Levell
Prodüksiyon - Rio Teatro Caribe Foundation

Sinopsis
1998 yılında, Bolivar eyaletinin hidroelektrik santrallerinden Brezilya sınırına kadar uzanan bir elektrik hattının kurulmasına karşı bir mücadelenin ortasında, Alman sanatçı Wolfgang von Schwarzenfeld, Santa Cruz de Mapaurí (Bolivar Eyaleti) topluluğunun yakınında, Berlin’de Tiergarten parkındaki Global taş projesinde sergilenmek üzere 30 tonluk bir jasper taşı kaldırır. Kueka taşı, kutsal mitolojinin ve Pemon kültürünün kuruluş efsanelerinin bir parçasıdır. Bu taş Pemon topluluğunun izni olmadan sergilenmek üzere yerinden alınmıştır. 19 yılı aşkın diplomatik sürecin, müzakerelerin, tartışmaların, toplantıların ardından Pemon halkı hala taşın geri getirilmesi için mücadele ediyor. Keuka, Taşlar Konuştuğunda bürokratik süreçlerin değişik yüzünü, farklı karakterlerin mücadelelerini, tanışmalarını, buluşmalarını ve hatta insanların aidiyet hisleriyle dalga geçmelerini gösteren bir belgesel.

Yönetmen Özgeçmişi
Francisco Denis, 20’den fazla ulusal ve uluslararası tanınmış eseri olan bir Tiyatro yönetmeni ve aktördür. Sony ve Netflix dizilerinde ve ulusal yapımlarda aktörlük yapmaktadır. Uluslararası ödüller alan bir kısafilm ‘Blodimery’ (2016) ve Kueka, Taşlar Konuştuğunda (2017) isimli belgesel filmi vardır.



Sıradan Birkaç Gün
Türkiye, 2020, 66′

Yönetmen - Pınar Nadide Okan
Kamera - Mehmet Gülmez
Kurgu - Yalçın Canavar
Ses - Miraç Memişoğlu
Müzik - TRT Müzik Arşivi
Yapımcı - Pınar Nadide Okan

Sinopsis
Türkiye’de tarım ve kırsal üretim giderek daralıyor; köyler boşalıyor, küçülüyor. Bu köylerde yaşayan son kuşak ise gündelik küçük hayallerle büyüyor. Köylerdeki son çocukların gelecekleri belirsiz; bir tarafta hayatın giderek zorlaştığı ve yoksullaştığı köyler, diğer tarafta karmaşık dev şehirler. Bu şehirler köylerinden hiç çıkmamış çocuklar için uzak ve kokutucu… “Birkaç Sıradan Gün” belgeseli, Anadolu’nun farklı yerlerinde yaşayan, gelecek kaygıları, hayalleri ve soruları ile boğuşan dört çocuğun günlük yaşanıtısndan birkaç günü gözler önüne seriyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Ankara’da doğdu, 2003 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo-Televizyon ve Sinema bölümünden mezun oldu. 2004-2011 yılları arasında TRT’de pek çok belgesel projesinde yönetmen yardımcısı, ikinci yönetmen ve metin yazarı olarak çalıştı. 2012’den beri TRT belgesel programlar bölümünde yönetmen ve yapımcı olarak çalışıyor.



Sonsuza Dek Nükleer
Almanya, 2020, 94′

Yönetmen - Carsten Rau
Görüntü Yönetmeni - Andrzej Król
Yapımcı - Hauke Wendler
Kurgu - Stephan Haase
Ses Kayıt - Augusto Castellano
Ses Tasarım - Yannick Rehder
Beste - Ketan and Vivan Bhatti
Fon - The Federal Government

Sinopsis
Almanya 2022’de nükleer enerjiye sırtını dönüyor. Yine de ülkenin nükleer kabusu devam ediyor - on binlerce ton radyoaktif atık ve nükleer santrallerin on yıllar alacak olan tehlikeli sökülme süreci. Carsten Rau’nun “Sonsuza Dek Nükleer”i; insanlığın atom enerjisi rüyasına, henüz benzeri tasvir edilmemiş büyük sahnelerde ve iç içe geçmiş altı bölümde hem derin hem de endişe verici bir bakış açısı getiriyor. Sonunda, izleyici nükleer güç denen çılgınlık hakkında kendi izlenimlerini oluşturacak, oluşturmak zorunda kalacaktır. Bunun sonu yok.

Yönetmen Özgeçmişi
Carsten Rau, 1967’de doğdu. Berlin ve Hamburg’da siyaset bilimi ve tarih okudu. 1993 ile 2006 arasında Alman Kamu Yayıncısı NDR’ın yönetmenliğini ve birçok TV belgeselinin yazarlığını yaptı. 2006 yılında Hauke Wendler ile birlikte Hamburg merkezli PIER 53 Film Yapım’ı kurdu.



Şamanların Kabusu
Avusturya, 2021, 72′

Yönetmen - Natalie Halla
Senaryo - Natalie Halla
Prodüksiyon - Natalie Halla

Sinopsis
Yerli halktan dört kişiye ve onların şamanlarına yönelik bu kişisel sinema yolculuğu, beklenmedik bir şekilde, fiziksel ve kültürel geleceğinin varlığı iklim değişikliği tarafından tehdit edilen bu eşsiz göçebe kültürlerin hayatta kalma mücadelesinin heyecan verici tanıklığına dönüşüyor. Yönetmen Natalie Halla bu insanların sesi olmak ve onların kaderini gözler önüne serebilmek için dünyanın en ekstrem yerlerine gitti ve Ekvador’daki Waorani yerlileriyle, Malezya’nın deniz göçebeleriyle, Namibya’daki Himbalarla ve Moğolista’nın ren geyiği göçebeleriyle vakit geçirdi.

Yönetmen Özgeçmişi
Natalie Halla, 18 Kasım 1975’te Avusturya’nın Linz kentinde iki Avusturyalı tanınmış ressamın torunu olarak dünyaya geldi. 16 yaşında Moskova’da bir Rus ailenin yanında bir yıl boyunca kaldığı sırada Sovyetler Birliği’nin çöküşüne tanık oldu. Karl Franzens Graz Üniversite’sinde Hukuk ve Rusya-İspanyolca Çeviri öğrenimi gördü, ERASMUS programıyla okulun bir dönemini İspanya’nın Valladolid şehrinde geçirdi. Jerusalem Universitesi’nde “İsrail’de Din Özgürlüğü Örneği Üzerinde İnsan Haklarının Uygulanması” üzerine yazdığı hukuk teziyle üstün başarı ödülü aldı. 22 yaşında Peru’daki Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Programı’nda stajyer oldu. Birkaç yıl süren ileri çalışmalar ve Fransa ve İspanya’da çalışmasının ardından, belgesel film yönetmenliği ve yapımcılığı üzerinde yoğunlaştı. 2010 yılından bu yana ağırlıklı olarak insani ve sosyal konular üzerine çekilmiş ödüllü uzun metraj belgesellerin yapımcısı, senaristi ve yönetmeni olarak çalışmakta.



Tatlı Fransa
Fransa, 2020, 96′

Yönetmen - Geoffrey Couanon
Kamera - Léo Roussel
Kurgu - Antoine Challeil
Ses - Pierre Bezard
Prodüksiyon - Denis Carot, Ulysse Payet

Sinopsis
Amina, Sami ve Jennyfer Fars banliyölerinin lise öğrencisidirler. Bir dersleri sayesinde, evlerinin yakınındaki tarım arazilerinin kentleşmesini içeren devasa bir eğlence parkı projesi hakkında beklenmedik bir araştırmaya girişirler. Ancak daha 17 yaşındayken yaşadığın yer için başkaldırma gücüne sahip olabilir misin? Komik ve gözü pek olan bu gençler bizi şehrin sakinleri, müteahhitler, çiftçiler ve hatta Ulusal Meclis’in seçilmiş üyeleriyle tanışmaya götürüyor. Önyargılarımıza meydan okuyan ve toprakla olan bağımızı canlandıran keyifli bir arayış!

Yönetmen Özgeçmişi
Yazar ve yönetmen Geoffrey Couanon, çocukluğunu ve ilk gençliğini Antiller Martinique’de geçirdi. Fransa ve İngiltere’de İletişim Bölümü’nde okudu ve Paris’te France Inter kanalında radyo programı asistanıydı. Daha sonra Belçika’da filmyapım öğrenimi gördü. Okullarda, gençlerin çevreye uyum sağlama ve gelecekteki çalışmalarının anlamını araştırmak için kullanılan pedagojik bir araç haline gelen “On vous écoute travailler” adlı radyo belgeselini yaptı. Belgesel RTBF (Belçika Ulusal Radyo Televizyon Kanalı)’de yayınlandı ve Fransa Brest’in Longueur d’Ondes festivaline seçildi. Fransız-Alman televizyon kanalı Arte’nin ortak yapımcılığını üstlendiği ve Uluslararası Clermont-Ferrand Festivali’ne seçilen orta metraj “Nieuwpoort en Juin” filmini yönetmenliğini yaptı.



Arica
İsveç, Şili, Belçika, Norveç, Birleşik Krallık, 2020, 97′

Yönetmen - Lars Edman & William Johansson Kalén
Yapımcı - Andreas Rocksén and William Johansson Kalén (Laika Film)
Ortak Yapımcı - Hanne Phlypo (Clin d’Oeil films)José Miguel Garrido Valdéz (Aricadoc)Andy Jones, Ellie Smith (Radio Film)Karl Emil Rikardsen, Knut Skoglund (Relation04 Media)Anna Svensson, Matti Kentrschynskyj (SVT)Katja Härkönen (Filmpool Nord)Isabelle Christiaens (RTBF)

Sinopsis
Zehirli Sömürgecilik -zengin ülkelerden fakir ülkelere atık madde ihracatı- yargılanıyor. İsveçli bir maden şirketi, Şili’nin çöl kasabası Arica’ya 20.000 ton zehirli atık ihraç ediyor. Binlerce insan hastalanıyor, birçoğu kanserden ölüyor. “Arica” bizi, Şili’de doğup Boliden’de büyüyen Lars Edman’ın skandalı ifşa etmesinden sonra başlayan çığır açıcı kurumsal sorumluluk davasına sürüklüyor. Yardımcı yönetmeni William Johansson ile birlikte Lars; Avrupa’da on yıllar önce alınan kararların Güney Amerika’daki insanları nasıl etkilemeye devam ettiğini açığa çıkarmak için bu hikayeyi 15 yıl boyunca takip ediyor. Kısmen kişisel yolculuk, kısmen mahkeme salonu draması olan “Arica”, adlarını temize çıkarmak için her yolu deneyen çokuluslu bir şirkete karşı adalet için savaşan acı içinde bir topluluğun hikayesi.

Yönetmen Özgeçmişi
Lars ve William; 6 uluslararası ödül kazanan, tüm dünyada gösterilen ve Boliden’e dava açılmasına önayak olan “Arica” da birlikte çalıştılar. Film yapımcıları15 yıl boyunca toplulukla iletişim halinde kalarak bu film üzerinde çalıştılar. Lars Edman Şili’de doğdu ve madencilik şirketinin ilk kurulduğu yer olan İsveç’in Boliden köyünde büyüdü. Lars şu anda Norveç’in kuzeyinde yaşıyor ve konuşma ve dil terapisti olarak çalışıyor. William 2006’dan beri yönetmen, yapımcı, görüntü yönetmeni ve editör olarak çalışıyor. Laika Film’in yapımcısı ve hissedarı.



Başka Bir Cennet
Belçika, 2019, 82′

Yönetmen - Olivier Magis
Prodüksiyon Şirketi - Yapımcı - Ortak Yapımcı - Görüntü Yönetmeni - Ses - Kurgu - Olivier Magis Clin d’oeil films Hanne Phlypo Karim Aitouna & Thomas Micoulet (Haut les Mains Productions) Isabel de la Serna (Playtime Films) Jonathan Wannyn Joachim Philippe Thibaut Darscotte Sophie Reiter Marie-Hélène Mora

Sinopsis
Elli yıl önce Chagos Adaları’nın tüm Creole nüfusu İngiliz yetkililer tarafından sınır dışı edildi. Bu gizli operasyon, en büyük adayı ABD Donanması’na askeri üs kurabilmesi için kiralamak amacıyla gerçekleştirildi. Şimdi, kira süresi dolmak üzereyken, Chagoslu sürgünler vatanlarını kurtarmak için mücadele ediyor. Birleşik Krallık’taki mücadelelerine liderlik eden karizmatik kadın Sabrina Jean. Halkının sonunda eve dönebilme umudu uğruna; Vatansız İnsanlar için Dünya Futbol Kupası’na katılım da dahil olmak üzere amansız aktivizmiyle, toplumundaki umut ateşini canlı tutmaya çalışıyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Olivier Magis, Brüksel’de yaşayan Belçikalı bir film yapımcısıdır. Yakın zaman önce, 2019 Oscar® Ödülleri için shortlist’e giren ödüllü kısa film “May Day”in ortak yönetmenliğini yaptı. Ayrıca Brüksel’deki film okullarında sahne yönetmenliği ve belgesel dersleri vermektedir. “Başka Bir Cennet” onun ilk uzun metrajlı belgeselidir.


Bir Ömür Anadolu
Türkiye, 2020, 30′

Yönetmen - Özer Kesemen
Kamera - Özer Kesemen
Kurgu - Özer Kesemen
Ses - Umut Yıldız
Yapımcı - Özer Kesemen

Sinopsis
Binlerce yıldır birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, farklı kültürleri bünyesinde barındıran Anadolu topraklarının biyolojik, endemik doğal güzelliklerine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.

Yönetmen Özgeçmişi
1975’te Iğdır’da doğdu, ilk ve orta öğrenimini Iğdır’da tamamladı. 1996 yılında İnönü Üniversitesi Adıyaman Meslek Yüksek Okulu Tekstil bölümünden, 2000 yılında Gazi Üniversitesi Kastamonu Eğitim Fakültesinden mezun oldu. Niğde Üniversitesinde Sosyal Bilimler alanında Yüksek Lisans yaptı. Birçok ilde öğretmen olarak çalıştı. 2018 yılında Ege üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü bitirdi.



Güneş Hariç Hiçbir Şey
İsviçre, Paraguay, Arjantin, 2020, 75′

Yönetmen - Arami Ullon
Görüntü Yönetmeni - Gabriel Lobos
Ses - Reto Stamm, Jacques Kieffer
Ek Ses - Nicolas Hallet
Ses Süpervizör ve Ses Tasarım - Tobias Koch
Ses Mix - Jacques Kieffer
Müzik - Canciones Tradicionales del Pueblo Ayoreo
Kurgu - Valeria Racioppi (SAE), Rebecca Trösch,
Kurgu Dramaturjisi - Valeria Racioppi (SAE)
Yapımcı - Pascal Trachslin
Ortak Yapımcı - Arami Ullon
Yardımcı Yapımcı - Sebastian Muro, Andrew Sala
Prodüksiyon - Cineworx Filmproduktion
Ortak Prodüksiyon - Arami Ullon Cine
Katkılarıyla - Nevada Cine
Ek Kamera - Nikolai Von Graevenitz, Oscar Ayala Paciello

Sinopsis
Şiddetli bir kökten koparmanın sonuçlarıyla karşı karşıya kalan Mateo Sobode Chiqueno, yetmişli yıllardan beri Ayoreo halkının hikayelerini, şarkılarını ve tanıklıklarını kaydediyor. Kaybolan bir kültürün parçalarını korumak amacıyla Mateo, Paraguay’ın kurak ve ıssız Chaco bölgesindeki toplulukları geziyor ve kendisi gibi uçsuz bucaksız bir ormanda özgür ve göçebe olarak dünyaya gelen ve dini misyonerler onları atalarının topraklarını, geçim araçlarını, inançlarını ve evlerini terk etmeye zorlayana kadar beyaz medeniyetlerle herhangi bir teması olmamış diğer Ayoreo’ların deneyimlerini kasetlere kaydediyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Arami Ullón, 1978 yılında Asunción’da doğdu. İsviçre ve Paraguay’da yaşayıp çalışarak zamanını iki şehir arasında geçiriyor. Çalışmaları güçlü bir şekilde Paraguay’ın gerçeklerine odaklanmakta. Ullón, 1995’ten beri görsel-işitsel alanda çalışmakta. Gibi filmlerin yapım ekibinin bir parçasıydı. “El toque del obua” (Claudio MacDowell - Paraguay - Brezilya, 1997) ve “Miami Vice” (Michael Mann - ABD, 2006) gibi filmlerin yapım ekibinin parçasıdır. Ullón aynı zamanda, “18 Cigarillos y medio (Marcelo Tolces - Paraguay - Meksika - İspanya, 2011)”nun da yapımcısı. İki kısa film yönetti - “Ausencia de un nom- bre propio” (Paraguay, 1998) ve “Beckon” (Paraguay, 2000).



Haenyeo - Denizin Bilgeliği
Brezilya, Güney Kore, 2018, 64′

Yönetmen - Lygia Barbosa
İle - Luciano Candisani
Kamera - Chea Wan Yun
Senaryo - Lygia Barbosa and Raphael Scire
Kurgu - Filipe Pontes, Karina Vilela and Paulo Gambale (Maká)
Sinematografi - Paulo Gambale (Maká)
Tanıtım Fotoğraf - Luciano Candisani Aditional
Ses - Input artesonora
Müzik - Kyungso Park
Ortaklık - Gongzakso
Sponsor - KOCCA
Gösterim - TV Cultura and NatGeo
Prodüksiyon ve Araştırma - Chea Wan Yun
İdari Yapımcı - Lygia Barbosa and Alessandra Côrte
Prodüksiyon Şirketi - Tru3Lab

Sinopsis
Ödüllü Brezilyalı fotoğrafçı Luciano Candisani hayatını denizden kazanan kadınların hikayesiyle ilgili yeni bir maceraya atılır. Bu kahramanların günlük işlerinin hikayesini resmetmek için dünyayı boydan boya aşacak ve modern zamanın hayati gerekliliği olan ‘sürdürülebilirlik’ kavramına farkındalık kazandıracaktır. Candisani, Güney Kore’de deniz kadınları olan Haenyeos ile tanıştığı Jeju adasına gider. Bu cesur kadınlar asırlık bir geleneği sürdürmektedir - denize dalarak deniz ürünlerini toplamaktadırlar. Bu şekilde çevreye hiçbir zarar vermeden, ailelerinin geçimine yardım edip çocuklarını büyütecek parayı kazanırlar. Candisani, geçkin yaşlarına rağmen 5 saate kadar denizde kalan Haenyeolarla birlikte dalıp bu ağır fiziksel görev ile yüzleşir. Jeju’da yerel kültürü de tanır ve ayrıca bu geleneksel topluluğun kaybolma riskiyle karşı karşıya kalmış olan meşgalesini keşfeder - yeni nesillerin şu anda UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras olarak tanınmalarının sebebi olan annelerinin mesleğini takip etmesi pek olası değildir ve Haenyeolar bu yüzden er ya da geç yok olabilir. Bu keşif gezisinde, Candisani benzersiz bir yaratıcı motivasyonun arkasından gidiyor ve kendi objektifinden bu şaşırtıcı, kültürel koruma ve çevresel sorumluluk hikayesini ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Lygıa Barbosa, Chasing Che, Motorcycle Journey, Across the Amazon, Secret Brazil (NatGeo) ve Zapping Zone (Disney Channel) gibi televizyon dizisi ve belgesellerin yapımcılığını ve yönetmenliğini yapan Brezilyalı bir belgesel yönetmenidir. Lygia aynı zamanda Netflix’in ilk Brezilyalı orijinal belgeseli Laerte-se’nin baş yapımcısı ve yönetmenidir. 2018’de, Haenyeo - Denizin Bilgeliği (NatGeo, TV Kültür) belgeselini KOCCA’nın sponsorluğunda çekti ve yönetti. Son filmi, Korean Flavours, Lygia’nın 2014’ten beri geliştirdiği bir Güney Kore ortak yapımıydı. Şimdilerde, 6 ülkede çekilen uzun metraj belgesel OCEAN ve Brezilya kıyılarında çekilen Mar Brasil TV dizisini çekmektedir.



Ağaçlar Ayakta Ölür
Meksika, Fransa, 2021, 62′

Yönetmen - Ronan Kerneur, Fany Fulchiron
Kamera - Ronan Kerneur
Kurgu - Ronan Kerneur
Ses - Fany Fulchiron
Müzik - Francisco Hernández
Prodüksiyon - Tropos Films

Sinopsis
Meksika’daki Cherán şehri, ormanlarını yağmalamaya ve sakinlerini dehşete düşürmeye gelen odun tacirleri tarafından tehdit ediliyor. Köylüler ortadan kayboluyor, kutsal ağaçlar kesiliyor ve devlet sessiz kalıyor. Küçük bir kadın grubu tarafından yönetilen Cherán, bir isyan başlatmaya karar veriyor. Ve bu mücadele onları atalarının Purepecha geleneklerine geri götürüyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Meksikalı yönetmen ve sosyal bilimler öğretmeni Ronan Kerneur, Latin Amerika’nın alternatif siyasi yöntemlerine göz atıyor. Venezuela’da çektiği ilk belgeseli olan The Cecosesola Experience (2014)’tan sonra, Meksika’daki Purepecha topluluğundan bir grup kadının ayaklanması hakkında olan yeni uzun metrajlı belgeseli ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ (2021)’ü sunuyor.

Latin Amerika dilleri ve kültürleri konusunda tutkulu olan Fany Fulchiron, audiovisual endüstri üzerine profesyonel kariyerine devam etmek için Meksika’ya taşındı. Michoacán’daki bir Purepecha köyünde kadınların direnişini anlatan ilk belgesel filmi ‘Ağaçlar Ayakta Ölür’ (2021)’ü daha yeni yönetti.



Alev (Bara)
Endonezya, 2021, 76′

Yönetmen - Arfan Sabran
Yönetmen - Arfan Sabran
Yapımcı - Gita Fara

Sinopsis
Borneo’nun yerli halkların bir Dayak’ı olan Iber Djamal (77), Borneo’nun ormanını yok eden yirmi yıllık ekolojik felaketlere tanık oldu. Hayatının kalan kısmında, evini çevreleyen geleneksel ormandan kalanlar için yasal bir unvan elde etmek uğruna savaşıyor. Palm yağı ekim alanlarının genişletilmesiyle birlikte; onun gibi yerli Dayak halkından, şirketlerin ormanlarını daha fazla işgal etmeleri için bir anlaşma imzalamaları isteniyor. Iber, kendi bölgesinde kalan orman için yasalar karşısında geçerli bir “geleneksel orman” unvanı alarak, ormanı korumanın tek yasal yolunu kullanmaya çalışmakta ısrar ediyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Arfan, Endonezyalı bir belgesel yapımcısıdır. Makassar’da doğdu, çıkış belgeseli olan Suster Apung (The Floating Nurse), 2006 Eagle Ödülleri’nde En İyi Film Ödülünü kazandı. Arfan’ın filmleri, güçlü birer görsel estetiğe sahip olmaları ve izleyicilerin kişisel bir yakınlık hissettikleri güçlü, benzersiz ve renkli karakterleri ortaya çıkarmalarıyla bilinir. 2009 yılında Arfan, yönetmen Leonard Ratel Hamrich’ten ders alma ve Paotere (The Fish Market) adlı kısa bir belgesel film çekme fırsatı buldu. Bu film ayrıca ulusal ve uluslararası birçok ödül aldı. Kısa belgeseli Silent Blues of the Ocean (2016); 2016’da Denpasar Film Festivali’nin ve 2021’de Lorient, Fransa’da düzenlenen 13. Pêcheurs du Monde Uluslararası Film Festivali’nin resmi seçkisini kazandı. Arfan’ın son belgesel yapımı olan Rabiah dan Mimi, ilk filmi Suster Apung’un devam filmiydi. Bu film projesi, 2019 yılında Tokyo Docs Film Festivali’nin Pitching Forum’unu başarıyla kazandı ve TBS Sparkle ile uluslararası ortak yapım anlaşmasına hak kazandı; filmin ilk gösterimi NHK Japonya’da yapılacak. “Alev”, Arfan’ın ilk uzun metraj belgeselidir.


Arılara Ne Oldu?
Meksika, 2019, 67′

Yönetmen - Adriana Otero, Robin Canul
Kamera - Maricarmen Sordo
Kurgu - Jairo Mukul
Ses&Müzik - Alberto Palomo
Prodüksiyon - Adriana Otero

Sinopsis
Meksika’nın Campache eyaletinde milyonlarca arının bir anda ölmesinin ardından, Mayalı arıcılık toplulukları ve onların seçtiği temsilciler bu durumun nedenini bulmak, yetkililerle ve uluslararası bir şirket olup o topraklarda transgenik soya yetiştirerek orada yaşayanların varlığını tehlikeye atan Monsanto ile yüzleşmek için organize olmaya karar verdiler.

Yönetmen Özgeçmişi
Adriana Otero - Görsel Sanatlar Üretimi ve Öğretimi bölümünde yüksek lisans yapmış bir film yapımcısıdır. Kısa filmleri arasında “The Value of the Land” (2014), “Snake’s Mouth” (2020) gibi yapımlar yer almaktadır. 2021 yılında Meksika’da yapımını ve ortak yönetmenliğini üstlendiği ilk filmi “Arılara Ne Oldu?” (2019) ilk gösterimini yaptı. Şu anda ise yapım ve dağıtım şirketi ABEJAS CINE’yi yönetmektedir.

Robin Canul - Gazeteci ve profesyonel fotoğrafçı olan Canul, çeşitli Meksika ulusal ve yurtdışı yayın organı ile iş birliği gerçekleştirmiştir. Şu anda kültürel, sosyal, çevresel ve sanatsal sorunlara eğilen bir yapım şirketi olan Áurea Audiovisual’i yönetmektedir. “Arılara Ne Oldu?” (2019) belgeselinin ortak yönetmenliğini ve fotoğrafçılığını yapmıştır.









Özel Gösterimler

Her yıl birkaç belgesel ya da deneysel film Özel Gösterim kategorisinde yer almaktadır. Festivalde yarışmayan ancak spesifik bir konuyu vurgulamak için özel olarak seçilen eserler bu kategoride gösterilmektedir.


Kum
Türkiye, 2011, 45′

Yönetmen: Ethem Özgüven, Selçuk Erzurumlu, Petra Holzer
Kamera: Selçuk Erzurumlu, Can Aydın, Serkan Çiftçi, Ethem Özgüven
Kurgu: Selçuk Erzurumlu, Ethem Özgüven
Yapımcı: Petra Holzer, Ethem Özgüven

Sinopsis
Zincirin bir ucunda çağın popüler giysisi blue jean ve ünlü markalar diğer ucunda tozlu kayıtsız atölyelerde ölümcül bir hastalığa yakalanmış hasta ciğerli insanların bedenleri duruyor. Taşlanan kotlar daha pahalı satılırken ciğerlere yapışan tozlarla işçinin hayatı sönüyor. Çok kısa bir süre içinde. Ancak “Kot Kumlama İşçileri Direniş Komitesi” içindeki işçiler, doktorlar, avukatlar, sanatçılar ve insan hakları savunucuları tarafından geliştirilen çok ciddi bir sivil itaatsizlik ve direniş sonunda bu faaliyet Türkiye’de yasaklandı. Direniş bu ölümcül faaliyetin bütün dünyada yasaklanacağı güne dek sürecek.



Yeryüzünde Atom Bombaları
Birleşik Krallık/Hollanda, 2011, 13′

Yönetmen: Peter Greenaway
Kamera: Peter Greenaway
Kurgu: Peter Greenaway

Sinopsis
Çok şaşırtıcıdır ki, 1945’ten 1989’a kadar Dünya genelinde 2201 atom bombası atıldı - bu devasa bir yıkım ve atığa işaret edecek derecede büyük bir sayı. Film, her bir atom bombasını sorumlusu ulus-devleti, atıldığı tarih ve konumda yer ya da deniz seviyesindeki patlama kuvveti ve yüksekliği ile beraber neden olduğu amansız yıkım içinde ilham verici ve bir o kadar da dehşet verici biçimde belgeliyor. Tam manasıyla dehşet verici.

Yönetmen Özgeçmişi
Ressam, film editörü ve avangart yönetmen (yapısalcı kısa filmler), Peter Greenaway (1942), ilk uzun metrajlı filmi “A Walk Through H” (1978)’in ardından, yıldırım çarpan otuza yakın insanın kaderlerini birleştiren gizemli bir kanunu anlatmayı amaçlayan “Act of God” belgeselini yayınladı. “The Falls”, kaderi anlamak için benzer bir niyetle soyadları “Falls” ile başlayan doksan iki insanın biyografisinden oluşuyordu, ancak yönetmen 1983’te sanat ve güç üzerine grotesk bir kıssadan hisse sunan “The Draughtsman’s Contract (1982)” ile ünlendi.







Panorama

Ön jürinin final seçkisine alamadığı ama çok kıymetli bularak mutlaka BIFED kapsamında izleyici ile buluşturmak istediği filmler, Panorama kategorisinde yer almaktadır. Bu yıl 10’u Türkiye’den toplam 17 belgesel bu kategoride gösteriliyor.



Cennet Ellerinden Giderken
Türkiye, 2021, 20′

Yönetmen: Serdar Güven
Kamera: Serdar Güven
Kurgu: İsmail Dalgıç
Ses: İsmail Hakkı Hafız
Müzik: Kadir Kahraman
Yapımcı: Suat Şenocak

Sinopsis
Bursa, Yenişehir’e bağlı Kirazlıyayla köylülerinin yaşamları; bir sene önce köylerinde kurulmaya başlanan Maden Zenginleştirme tesisi ile bir anda alt üst olmuştur. Huzurları, anıları, yaşanmışlıkları, yaşam alanları; yani cennetleri ellerinin arasından kayıp gitmeye başlamıştır. Kirazlıyayla’nın anaç kadınları, topraklarına sonuna kadar sahip çıkmaya kararlıdır. Film; Kirazlıyayla kadınlarının özgün, güçlü ve örnek alınacak kararlılıkta sürdürdükleri, topraklarına sahip çıkma mücadelelerinin tanıklığını gerçekleştirmektedir.

Yönetmen Özgeçmişi
Serdar Güven, 1975 yılında İznik’te doğdu. 2002 yılında serbest fotoğrafçılık ve kamera çalışmalarına başladı. 2005 yılından bu yana, belgesel projelerinde görüntü yönetmeni olarak çalışmalara katılmaktadır. 2008’de kendi yapım şirketi olan Maya Belgesel Film Yapım’ı kurarak, kendi belgesel projelerini üretmeye ve yönetmeye başlamıştır. Belgesel Müzikleri üzerine de çalışmaları olan Güven; Belgesel Sinemacılar Birliği ve Bursa İnsanat Sinema Derneği üyesidir.


Apartmanların Gölgesinde: Bir Kent Tarımı Deneyimi
Türkiye, 2021, 19′

Yönetmen: Melike Selin Durmaz Ekenler
Kamera: Çağlar Kara
Kurgu: Nesime Karateke
Ses: Çağlar Kara
Yapımcı: Ulaş Bayraktar

Sinopsis
“Apartmanların Gölgesinde” belgeseli Mersin Mezitli’nin merkezinde imarlı kentsel arazide kadınların yürüttüğü tarım faaliyetini konu ediyor. Mezitli Solinova Kadın Üretici Kooperatifi bünyesinde ilçe belediyesinin desteği ile yürütülen süreç, farklı profillerdeki kentli kadınların özel mülkiyete tâbi 1,5- 2 dönümlük alanlarda arsa sahibinin izni ile başladıkları zehirsiz tarımsal üretimlerine imkan tanıyor. Film boyunca sürecin paydaşları yaşadıkları deneyimi ve bu deneyimin kendileri, mekânsal ve toplumsal çevreleri üzerindeki etkilerini paylaşıyorlar.

Yönetmen Özgeçmişi
8 Kasım 1987, Mersin doğumlu. Mimar annesinin yüreklendirmesi ile kent çalışmaları alanında öğrenim gördü. Kentte tarım merakını ilk kez yanından geçerken fark edip katıldığı bir topluluk bahçesinde edindi. Berlin’de Prinzessinnengarten’da geçirdiği o günleri önce günlüğüne sonra yüksek lisans tezine yazdı. Bir proje katılımcısı olarak gittiği Belçika’da ise organik tarım çiftliğinde gönüllü olarak çalıştı. O deneyimini “Back to Rural , , CSA De Molik Creative Discovery” adıyla belgeledi. Doktora çalışmaları sırasında “müşterekler” mefhumuna bulaştı ve kentte tarım dahil farklı deneyimleri inceleyip tartışmayı denedi. Bu konuda podcast ve yayınlar üretti. Bugünlerde doktora tezini hazırlama gayretinde. 1 ve 5 yaşlarında olan iki çocuğu ile birlikte Tarsus’ta yaşıyor.



Barınak
Türkiye, 2021, 44′

Yönetmen: Çağatay Ankaralı, Umut Sarıboğa
Kamera: Ali Emre Yıldırım
Kurgu: Ali Emre Yıldırım, Çağatay Ankaralı
Ses: Ekin Ercan
Müzik: The Power - SAVFK (Saverio Blassi)
Yapımcı: Çağatay Ankaralı, Umut Sarıboğa

Sinopsis
İklim değişikliği, sadece kara hayatını değil, deniz sularının sıcaklıkları arttıkça doğal yaşamı da olumsuz etkiliyor. Denizlerdeki en önemli sorunlardan biri de yok olan resifler. Yosunlar, algler, yengeçler, sürüngenler, deniz kaplumbağaları gibi pek çok deniz canlısı resiflerde gelişen ve yaşayan canlılardır. Bazı insanlar sudaki yaşamın devam edebilmesi, sahil şeridinin erozyondan korunması, sudaki ekosistemin çeşitlenmesi için yapay resifler inşa etmektedirler. İklim değişikliğini konuşmadığımız yıllarda yapay resifler balık üretimini artırmak için kullanılırken, son yıllarda deniz kirliliğinin önlenmesi, su kalitesinin artırılması, ekosistemin yenilenmesi gibi koruma amaçlı yapılmaktadır. Peki yapay resifler gerçekten bir çözüm olabilir mi? Su canlıları için bir barınak olabilir mi?

Yönetmen Özgeçmişi
Çağatay Ankaralı Marmara Üniversitesi gazetecilik bölümüde okurken çeşitli dergilerde fotoğrafçı olarak çalıştı. Mezun olduktan sonra belgesel ve reklam filmlerinde kameraman ve reji asistanı olarak çalıştı. 2012 senesinde Göl adlı belgesel ile ilk yönetmenlik deneyimini yaşadı.

Umut Sarıboğa 2010 yılında Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde okumaya başladı. Okul hayatı boyunca Marmara İletişim Haber Ajansı’nda (MİHA) çeşitli görevlerde yer aldı. Dizi ve sinema sektöründe yönetmen yardımcısı olarak çalışıyor.


Bulak
Türkiye, 2020, 4′

Yönetmen: Evrim İnci
Kamera: Evrim İnci
Kurgu: Zoran Furkan Cömert
Ses: Burçak Tanrıverdi
Müzik: Ross Bugden
Yapımcı: Evrim İnci

Sinopsis
Somali’de zor bir hayat sürerken Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Walid ve ailesi Burdur’a gönderilir. Somali’de kaçtıkları susuzlukla Burdur’da da yüzleşen Walid, yeni hayatını da zorlu bir şekilde sürdürmektedir.

Yönetmen Özgeçmişi
Evrim İnci 1992 yılı Ocak ayında İzmir’de doğdu. 2015 yılında İzmir, Yaşar Üniversitesi, Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünden fakülte birincisi olarak mezun oldu. Daha sonra Uluslararası Gönüllü Projesi SERVAS’a katılarak Antakya’ya çocuklara sinema eğitimi vermeye gitti. Orada “Kameralı Çocuklar” isimli kısa metraj belgeselini tamamladı ve kırktan fazla festivalde gösterim hakkı kazandı. Döndükten sonra UNICEF’e bağlı Sığınmacılar ve Göçmenler Dayanışma Derneği’inde göçmen çocuklara film atölyesi düzenlemeye başladı. Bu sırada at yarışı kültürünü anlatan “Paradoks Bir Koşu” belgeselini çekti ve birçok uluslararası festivale katıldı. Aynı zamanda BeStyle moda dergisinde cinematographer olarak çalışmaya başladı. 2019 yılında İzmir, Dokuz Eylül Üniversitesi, Film Tasarımı yüksek lisansını “Doğa Filmlerinde İnsan Temsili ve Sunumu” üzerine tez yazarak tamamladı. Ardından TRT Belgesel kanalında Uygulayıcı Yapımcı olarak çalışmaya başladı ve hala devam etmekte.



Büyük Saat Küçük Saat
Türkiye, 2020, 5′

Yönetmen: Ecem Arslanay, Yiğit Tanel Kaçar
Kamera: Yiğit Tanel Kaçar, Ecem Arslanay
Kurgu: Yiğit Tanel Kaçar
Ses: Yiğit Tanel Kaçar
Müzik: Yiğit Tanel Kaçar (9VSS)
Yapımcı: Ecem Arslanay, Yiğit Tanel Kaçar

Sinopsis
“Büyük Saat Küçük Saat”, Ecem Arslanay’ın Manifold’da yayınlanan “Büyük Saat, Küçük Saat, İleri Saat, Geri Saat, Yukarı Saat, Aşağı Saat (2019)” başlıklı denemesinden uyarlanan bir deneme filmidir. Yönetmenin çekimleri, farklı dönemlere ait çeşitli sanat eserleri ve çeşitli tüketim ürünlerinin reklam görsellerinin bir derlemesidir. İklim krizini zaman kavramı üzerinden ele almakta ve şiirsel bir uyarı görevi görmektedir.

Yönetmen Özgeçmişi
Ecem Arslanay: 1988 yılında İzmir’de doğdu. Bilkent Üniversitesi’nde burslu olarak iç mimarlık okudu. Farklı ajansların bünyesinde freelance projelerde ve sahne tasarımı projelerinde çalıştı. Yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders verdiği Bilgi Üniversitesi’nde “Mimarlıkta Tarih, Teori ve Eleştiri” alanında yüksek lisansını tamamlayarak; çeşitli yayınlar için sanat, tasarım ve mimari üzerine birçok metin ortaya koydu. “The Connected” (2021) adlı uzun metrajlı filmde prodüksiyon tasarımcısı olarak çalıştı. Devlet bursu ile İzmir Demokrasi Üniversitesi Mimarlık Doktora Programı’nda akademik çalışmalarına devam etmektedir. AICA Uluslararası Sanat Eleştirmenleri Derneği üyesidir.

Yiğit Tanel Kaçar: 1988 yılında İtalya’nın Napoli kentinde doğdu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde burslu olarak Fotoğraf ve Video okudu. Uluslararası Fotoğraf Yaz Okulu tarafından düzenlenen George Georgiou’nun belgesel fotoğraf atölyesine katılımcı olarak seçildi. PARADOX, GAPO, I.S.S.P. ve Tandem ortaklığıyla yürütülen “Middle Town Project: Picturing The Unspectacular”a katıldı. Kişisel projelerine ağırlık verirken; yurt içi ve yurt dışı sanat atölyeleri, karma sergiler ve festivallerde yer aldı. Halen görsel projeleri üzerinde çalışmakta ve aynı zamanda “9VSS” adı altında müzik üretmektedir.



Cennette Bile
ABD, 2018, 10′

Yönetmen: Duane Peterson III
1. Yönetmen Yardımcısı: Alexander Fernald
2. Yönetmen Yardımcısı: Dexter Marsh-Taylor
Ses Kayıt: Enrique Labrada Prieto
Özel Teşekkür: Irene Lusztig, Alex Johnston, Isabelle Carbonell, Woody Carrol, Jennifer Hill

Sinopsis
Durgun korular ve donuk Silikon Vadisi pencereleri, eleştirel coğrafi yaklaşımı benimseyerek California’nın her karışında yer alan savaşın maliyetine yeni bir bakış sunan, önyargıları yıkıcı bir deneme filmi için gereken görsel çerçeveyi sunuyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Duane Peterson III, eleştirel coğrafya bakış açısından mekanı, hafızayı ve zamanı görmenin ve anlamanın yeni yollarını keşfeden bir kurgucu, film yapımcısı ve film programcısıdır. Bir belgesel yapımcısı olarak, tanıdık alanları yeniden yorumlamak ve gözden kaçan tarihleri gün ışığına çıkarmak için alışılmışın dışında yaklaşımlar benimser. Duane; Burlington, Vermont, ABD’de yaşıyor.


Çalıntı Balık
İspanya, Polonya, Birleşik Krallık, 2020, 30′

Yönetmen: Gosia Juszczak
Sinematografi: Filip Drożdż
Kurgu: Adriana F. Castellanos
Ses Kayıt: Igor Kłaczyński
Ses Kurgu: Dariusz Wancerz
Uygulayıcı Yapımcı: Emilia Pluskota, Aleksandra Leszczyńska
Müzik: ST Gambian Dream
Renk: Ebrahim Alfadhala
Grafik Tasarım: Marta Florkowska-Dwojak, Magdalena Juszczak
Fixer: Mustapha Manneh
Araştırma: Emilia Pluskota
Yapımcı: Gosia Juszczak
İdari Yapımcı: Minority Rights Group International

Sinopsis
Afrika anakarasının en küçük ülkesi olan Gambiya’da, balıklar artık Çin şirketleri tarafından toz haline getiriliyor ve endüstriyel tarımda hayvanları beslemek için Avrupa ve Çin’e ihraç ediliyor. Sonuç olarak, Gambiyalılar birincil protein kaynaklarından mahrum bırakılıyor, aşırı avlanma deniz ekosistemlerini tüketiyor. Film, sevdikleri için günlük mücadele, öfke, umut ve özlem hakkında samimi hikayeler paylaşan üç Gambiyalı Abou, Mariama ve Paul’u takip ediyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Madrid’den Polonyalı belgesel yönetmeni ve yapımcısı. Varşova’daki Andrzej Wajda Film Okulu’nun “DOK PRO” belgesel yönetmenliği kursundan mezun oldu. Gosia, belgesel çalışmalarında toplumsal önem arzeden, göç ve sınırlar çevresindeki konulara odaklanıyor. Güney AB sınırındaki Faslı kadınların kölevari çalışma hayatlarını ele alan “The Cargo Women of Melilla” Novara Docs serisinde görücüye çıktı. “Stolen Fish”, onun orta uzunluktaki çıkış filmi. Film yapımcılığı kariyerinin yanı sıra Gosia, eski bir Ortadoğu İnsan Hakları gözlemcisi olarak gazeteci, çevirmen ve sözcüdür. Bir gazeteci olarak, Kenya’nın Sengwer topluluğunun zorunlu tahliyesi veya Kenya’daki Nubian azınlığın mücadelesi gibi yeterince gündeme gelmeyen konular hakkında yazdı. Gosia şu sıralarda, DocLab Polonya ve Krakow Film Festivali Industry Market çerçevesinde “Abou’s Journey” başlıklı bir uzun metrajlı belgesel geliştiriyor. Şimdilerde İspanya’da yaşıyor; geçmişte Polonya, Meksika, ABD, Filistin, Ürdün’de yaşadı. Lehçe, İngilizce, İspanyolca ve temel Arapça bilmektedir.



Ekotopya
Türkiye, 2018, 39′

Yönetmen: Ufuk Tambaş
Kamera: M. Talha Altınkaya
Kurgu: Minerva Hünler
Ses: Tayfun Bigin
Müzik: Franz Schubert
Yapımcı: DEÜ BAP Koordinasyon Birimi

Sinopsis
2300 metre rakımı ile Türkiye’nin en yüksek yerleşim yerlerinden birisi olan Kars Boğatepe Köyü’nün kaderi 2000’li yılların başında yaşanan bir trafik kazasi ile değişecektir. Bu trajik olay, doğa ile kadim ilişki kurma biçimlerinin anımsanmasına yol açmış ve yeniden gündelik yaşamın bir parçası haline gelmesinde bir milat olmuştur. Sonrasında köyde yaşanan değişimler ve bunun bölgeye etkileri belgeselde ilk elden tanıklıklarla anlatılmaktadır.

Yönetmen Özgeçmişi
DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümüden 2006 yılında mezun oldu. 1999 yılından bu yana çeşitli kısa ve uzun metraj filmlerde çalıştı. 2006 yılından beri toplum, kültür, doğa ve arkeoloji üzerine belgeseller çekiyor. 2013 yılından beri Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Film Tasarım Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.



Filistin Mahallesi
Türkiye, 2021, 35′

Yönetmen: Özgür Cihan Uçar, Yasin Serindere
Kamera: Özgür Cihan Uçar
Kurgu: Yasin Serindere
Ses: Sinan Demirtaş
Yapımcı: Yasin Serindere

Sinopsis
İstanbul Başakşehir’e bağlı Güvercintepe (Bayramtepe) Mahallesi’nin içerisinde bir bölgeye halk tarafından Filistin adı verildi. Anadolu’dan göçlerle ’90’larda kurulan Güvercintepe Mahallesi kuruluşunun ardı sıra defalarca yıkılmak istendi. Son olarak 2009 yılında yapılmak istenen yıkım bölge halkının direnişiyle engellendi. Birkaç yıl sonra mahalle halkının büyük kısmına tapuları verildi. Adını yıkım karşıtı direnişlerden alan Filistin Mahallesi bu sürecin dışında bırakıldı ve Filistin’de yıkım gündemi 2009’dan sonra da devam etti. 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait yol projesi için kamulaştırma davaları açıldı. 2020’nin son çeyreğinde ise Başakşehir Belediyesi’nin “3 No’lu Yol Projesi” kapsamında Filistin Mahallesi’nin alt kolunda yer alan 5 eve tebligat gönderildi. Gönderilen tebligatlarda evlerin 7 gün içerisinde boşaltılması istendi…

Yönetmen Özgeçmişi
Özgür Cihan Uçar: 30 Temmuz 1996 tarihinde İstanbul’da doğdu. Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümünü okudu. Üniversite yıllarında foto muhabirlik yapmaya başladı. Fotoğraf, belgesel ve kısa film alanında çalışmalar yapmaktadır.

Yasin Serindere: Erciyes Üniversitesi Radyo,Televizyon ve Sinema Bölümünden 2020 yılında mezun oldu. İstanbul’da yaşamakta olan Serindere, belgesel, kısa film ve fotoğraf alanlarında çalışmalarını sürdürmektedir.



Gelgitlerin Sessizliği
Hollanda, Almanya, 2020, 104′

Yönetmen: Pieter-Riem de Kroon
Görüntü Yönetmeni: Dick Harrewijn
Ses Mühendisi: Victor Dekker
Yapımcı: Annemiek Van Der Hell, Reinette Van De Stadt
Kurgu: Erik Disselhoff

Sinopsis
Gelgitlerin Sessizliği, dünyanın en büyük gelgit sulak alanı olan The Wadden Sea hakkında şiirsel bir sinema filmi. Filmin itici gücü Wadden’ın nefes alış verişi. Gelgitlerin soluğu alışı ve geri verişi. Bu, flora ve faunanın yuvarlanıp giden yaşamını içeren döngülerin filmi; dört mevsim boyunca yaşam ve ölüm, fırtına ve sessizlik, kitleler ve bireyin karşıtlıklarının filmi. Tüm bunların fonunda gökyüzü, su, rüzgar, sis ve sürekli değişen ışıklar var. Film, insan ve doğa arasında süregelen ilişkiye tanıklık ediyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Pieter-Rim de Kroon (1955), kültürel, çevresel ve doğa ile ilgili konulardaki seçkin belgeselleriyle çok beğenilen bir sinematograftır. Pieter-Rim’in filmleri muazzam görsel etkiye sahiptir, bu etkinin kaynağı ise onun uzman görsel yaklaşımı ve gözlemsel hikaye anlatımında vücut bulan sinemanın büyüsüdür. Doğal ışık kullanımı, lens açılarının seçkin kombinasyonu, kamera koreografisi, kurgu ve müziğin özgün kullanımı. Yönetmen ve kameraman olarak yaptığı çalışmalar 140’tan fazla ulusal ve uluslararası ödül ve birçok festivalde Grand Prix ile ödüllendirildi.



Goca Yörüğün Tohumları
Türkiye, 2021, 30′

Yönetmen: Mehmet Köprü
Kamera: Ceyhun Bağcı
Kurgu: Mehmet Köprü, Ceyhun Bağcı
Ses: Ceyhun Bağcı
Yapımcı: Mehmet Köprü

Sinopsis
Koruduğu yerel tohumlarıyla ve kendine özgü satış modeliyle endüstriyel tarıma karşı sürdürülebilir bir alternatif oluşturmaya çalışan Antalyalı çiftçi Mahmut Tığrel, kısıtlı üretim olanaklarına rağmen mücadelesinden vazgeçmiyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Sinema üzerine daha çok akademik olarak çalışan Mehmet Köprü, çeşitli kurmaca ve belgesel film projelerinde görev alarak film yapım pratiğiyle de bağını korumaya çalışmaktadır.


Joël ve Krystel, Yaşayacağımız Hayat
Fransa, 2019, 93′

Yönetmen: Guillaume Mazeline
Kamera: Eric Wild
Kurgu: Guillaume Mazeline
Ses: Lucas Chataignier, Florence Hermitte, Guillaume Mazeline
Müzik: the birds
Yapımcı: Nico Di Biase and Antoine Martin

Sinopsis
Joel ve Krystel düzgün yaşamak için gerekli görünen her şeye sahipti: bir ev, bir aile, bir iş. Ancak hayatlarını değiştirmek istediler: “Kendimi 65 yaşıma kadar aynı işi yaparken görmedim.” Ortak arzuları şarap etrafında dile geliyordu: şarap satmak mı? Hayır, KENDİ şaraplarını satmak; kaliteli ve organik bir şarap. Daha önce var olmayan, kendilerine benzeyen ve gurur duyabilecekleri bir şey yaratmak istiyorlardı. Her şeyden çok, özgür olmak istiyorlardı. Bu film, Joël ve Krystel’in hayatına doğru bir dalış. Geleceğe koşan bir trene biniyoruz. Kamera onlara eşlik ediyor ve onlarla bağ kuruyor. İşlerini değiştirmek, hayatlarını değiştirmek anlamına geliyor ve bu öyle basitçe olabilecek bir şey değil. Birçok engelin olduğu uzun bir yolculuk. Joël ve Krystel’in projesi, beklenmedik güçleri uyandırmayı, durmadan yenilenen bir enerji sergilemeyi gerektiriyor. Bu enerji filmden geçiyor ve olasılıklar alanında onlara tanıklık ediyor. Dünya maceracılara aittir ve Joel ve Krystel kendi hayatlarının maceracıları haline geliyor.

Yönetmen Özgeçmişi
1967’de doğdu. Yüksek lisansını Paris’te yaptı. 1986-1990 yılları arasında Görsel Sanatlar Fakültesi, Görsel-İşitsel Sanatlar bölümünde, ardından bir film okulundaydı. Sonrasında yeni duyduğu merakla kısa filmlere, video yapımına ve çizgi filmlere ilgi duymaya başladı. 90’ların başında belgesel filmi keşfetti. Önce yönetmen yardımcılığı yaptı, ardından otuzdan fazla belgeselin editörlüğünü yaptı. Bunların yanında film çekmeye başladı.Şu anda dokuzuncu filminde. Bu belgeseller, birçok konunun yanında, özellikle İspanyol ve Portekiz göçlerini ve sürgünü ele alıyor. Ayrıca iki roman yayınladı. Üçüncüsünün planlanan çıkış tarihi Ekim 2021.



Kadim
Türkiye, 2021, 41′

Yönetmen: Çağatay Ankaralı, Umut Sarıboğa
Kamera: Çağatay Ankaralı, Umut Sarıboğa
Kurgu: İbrahim Çakmak
Ses: Tarık Demir
Müzik: AudioNetwork
Yapımcı: Türetim Ekonomisi Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Sinopsis
Dünyamız, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve ekolojik krizler ile karşı karşıya… bozulan dengelerin yarattığı sosyal, ekonomik ve ekolojik yaralar git gide büyüyor. Ve geri dönüşü olmayan bir yola doğru ilerliyoruz… fakat bazılarımız daha hala vazgeçmedi ve doğayı bütün olarak gözeten uygulamalar da çığ gibi çoğalmaya devam ediyor. Anadolu’da iklim ve biyolojik çeşitlilik krizlerini engellemeye yönelik girişimlerin izlerini kadim üretim uygulamalarında bulmak mümkün. Anadolu’nun dört bir yanında, halen adil bir yaşamı üretmeye çalışan kadınlar tarafından kimlik, etnik köken gibi ayrımların etkisinde kalmadan ortak bir gelecek umuduyla yaşatılmaya ve üretilmeye devam ediliyor. Peki kadın emeğine dayalı, ekolojik ve sosyal açıdan adaletli uygulamaların ön plana çıkarıldığı üretim ve türetim pratikleri sayesinde iyiliğe ve güvene dayalı bir ekonomik modelin oluşturulması mümkün mü?

Yönetmen Özgeçmişi
Çağatay Ankaralı: Marmara üniversitesi gazetecilik bölümünde okurken çeşitli dergilerde fotoğrafçı olarak çalıştı. Mezun olduktan sonra belgesel ve reklam filmlerinde kameraman ve reji asistanı olarak çalıştı. 2012 senesinde “Göl” adlı belgesel ile ilk yönetmenlik deneyimini yaşadı.

Umut Sarıboğa: 2010 yılında Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nde okudu. Okul hayatı boyunca Marmara İletişim Haber Ajansı’nda (MİHA) çeşitli görevlerde yer aldı. Dizi ve sinema sektöründe yönetmen yardımcısı olarak çalışıyor.


Orfoz: Resifin Efesi
Türkiye 2021, 60′

Yönetmen: Mert Gökalp

Sinopsis
Orfoz: Resifin Efesi, ilk çekimleri 2010 senesinde yapılan ve tam olarak 10 senede ağır ağır çekilen bir sualtı belgeseli. Kendisi de eski bir zıpkıncı olan, belgeselin anlatıcısı Mert Gökalp, denize olan tutkusu nedeniyle ODTÜ’de okuduğu Petrol Mühendisliği disiplinini terk ederek bilime ve doğa koruma alanına yöneliyor. Kıyılara ve denizlere olan katastrofik insan etkisini fark eden Gökalp, uzun yıllar boyunca akademik ve fotoğraf, video amaçlı dalışlar gerçekleştirdiği dönemlerde Kaş’a bağlanıp, 2010’da ilan edilen koruma alanını, Orfoz balığının avcılığının yasaklanmasını ve koruma alanındaki gelişmeleri kayıt altına alıyor. Bu yolculukta karşısına eşsiz sualtı hikayeleri ve bu canlıları korumaya gönül vermiş ya da avcılık yaparak geçimini sağlayan ve denizsiz yaşayamayan mavi kahramanlar çıkıyor. Bu belgesel, Kaş-Kekova ve Gökova Körfezi’ndeki yüzümüzü gülümseten etkin koruma faaliyetlerinin farklı bir açıdan çekilmiş masmavi bir hikayesini sunuyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Mert Gökalp 1978’de Ankara’da doğdu. Lisans ve yüksek lisans eğitimini sırasıyla ODTÜ Mühendislik Fakültesi, Miami ve Ankara Üniversitesinde Fiziksel Okyanus Bilimi ve Deniz Biyoteknolojisi bölümlerinde tamamladı. Çeşitli AB projelerinde bilim insanı olarak görev alan Mert, şu anda Hollanda’da Wageninen Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamakta. Türkiye Deniz Canlıları Rehberi ve Akdeniz canlılarıyla ilgili bir telefon uygulaması olan “Doğa Rehberi” işlerine imza attı. Mert, kurulduğundan beri Magma Dergisi’nde yazar ve fotoğrafçı olarak çalışmaktadır. Mert, Magma dergisi için -bir kapak konusu, çeşitli kısa haber ve söyleşiler dahil- toplam 19 konu hazırlayan Mert, yazar, fotoğrafçı, video içerik üretici ve editör olarak çalışmaktadır. 2006 yılından beri freelancer fotoğraf ve video sanatçısı olarak Dünya genelindeki çeşitli STK (WWF, Greenpeace, UNDP, SAD, Fikir Sahibi Damaklar -Slow Food Türkiye-), ajans ve firmalarla birlikte projeler geliştirmektedir. Dört adet fotoğraf sergisi açtı ve Hollanda ve Türkiye televizyonlarının VPRO, NTR, İz TV, Yaban TV ve BluTV kanallarında yayınlanan belgesellerde çalıştı.


Sınır
Şili, 2020, 65′

Yönetmen: Paola Castillo
Kamera: Pablo Valdés
Kurgu: Javiera Velozo, Coti Donoso y Paola Castillo
Ses: Boris Herrera
Yapımcı: Paola Castillo

Sinopsis
Juan Carlos, kendi de dahil olduğu Mapuche topluluğunun özerkliği için savaşan yerli bir liderdir, ancak kendisi bir ikileminin içerisindedir. Birçok kişi, toprak ıslahına giden yolda Şili hükümeti için çalışmayı kabul ettiği için onun hain olduğununu düşünmektedir. O evinin mahremiyetinde endişelerini paylaşırken, hayvanları mevsimler ilerledikçe artan gerilimi izlemektedir. Film, bizi Juan Carlos ve köylü ailesinin günlük yaşamının merkezine yerleştirirken; Şili Devleti ile yaşanan çatışma nedeniyle Mapuchelerin kendi aralarında oluşan gerilimlerin sonucu olarak yüzleşmesi gereken dramı yansıtır.

Yönetmen Özgeçmişi
EICTV, Küba’dan film yapımcısı. Yönetmeni ve yapımcısı olduğu ödüllü filmlerden bazıları; Cannes Film Festivali 2015’te En İyi Belgesel ödülünü alan “Beyond My Grandfather Allende”, Maite Alberdi’nin yönettiği “The lifeguard” (2011), ve Pachi Bustos’un yönettiği “Haydee and the flying fish”. Yönetmeni olduğu bazı ünlü belgeseller: “Genoveva”, “La Ultima Huella”, “74m2” ve “Frontera”. Şili Üniversitesi’nde Film ve TV bölümünde ve Pontificia Universidad Católica de Chile’nin Görsel-İşitsel Yönetmenliği bölümünde öğretim görevlisi. Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi üyesidir.



Son Sığınak
Fransa, Mali, Güney Afrika, 2021, 85′

Yönetmen: Ousmane Samassékou
Kamera: Ousmane Samassékou
Kurgu: Céline Ducreux
Ses: Adama Diarra
Müzik: Pierre Daven-Keller
Yapımcı: Estelle Robin You, Andrey Diarra, Don Edkins, Tiny Mungwe

Sinopsis
Mali’nin Gao şehrindeki Göçmenler Evi, Sahra Çölü’nün güney ucunda bir sığınaktır. Kuzeyde Cezayir’e geçiş yapanları veya Avrupa’ya ulaşmaya yönelik başarısız bir girişimin ardından dönüş yolunda olanları memnuniyetle karşılamaktadır. Burkina Faso’dan iki genç kız, Esther ve Kady, yolculuklarına devam edecek gücü toplamak için geldiklerinde; kırklı yaşlarında, hafızası ve evine geri dönme umutları yıllar içinde kaybolan göçmen bir kadın olan Natacha ile bir dostluk kurarlar. Üçlü; neşe, umut ve hassasiyet anlarını paylaşarak aile hayatını andıran bir yakınlık kurar. Ancak kızlar, yolculukları onları başarısızlık ve travmanın yükü altında geri dönenlerle karşılaştırsa bile yurtdışında bir gelecek hayalinden kurtulamazlar. Ev, kırılgan duvarlardan yapılmış bir sur gibi, çölün çağrısına direnemez, uzaklardan gelen mırıltısı rüyalar ve kabusların hikayelerini fısıldar.

Yönetmen Özgeçmişi
Ousmane; yapımcı, yönetmen, görüntü yönetmeni ve kurgucu olduğu Bamako’daki DS Productions’ın ortağıdır. 2015 yılında, Mali’de eğitim ve öğretimi engelleyen kötülükler üzerine ilk uzun metrajlı belgeseli olan “Les héritiers de la colline”, Agadir Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü ve AMAA’da jüri özel mansiyonunu kazandı. Son uzun metrajlı belgeseli “Son Sığınak”, 2019’da IDFA Forum’da ve 2020’de kaba kurgu olarak sunuldu. Aïcha Macky’nin Zinder filminin ortak yapımcısı olarak Cannes Film Festivali’nde la Fabrique des Cinémas du Monde’ye katıldı. Ekim 2018’de Tonso projesiyle Ouaga Üretici Laboratuvarı’nda yapımcı ağları hibesini kazandı.



Yasa
İspanya, 2019, 83′

Yönetmen: Carles Caparrós i Obiols
Kamera: Rafael de Santiago
Kurgu: Laia Torrent
Ses: Ruben Carregal
Müzik: Bethoveen?
Yapımcı: Alberto Pascual Rodríguez
Prodüksiyon: GRUPO MÁSTER PRODUCCIONES with the support of FIBGAR.
Yardımcı Yapımcı: CERTAINRISK, ILOCAD, MALIC PRODUCCIONES.
373 destekçinin yardımıyla.

Sinopsis
Şilili diktatör Augusto Pinochet’i adalete teslim eden İspanyol yargıç Baltasar Garzón, büyük ekonomik, mali ve çevresel suçların uluslararası cezasını güvence altına almak için dünyanın dört bir yanından yasal savaşçıların hareketine öncülük ediyor. Hedeflerine ulaşmak için kullandıkları araç iki kelimeyle özetlenebilir: Evrensel Yargı. Hakimler, savcılar ve avukatlardan oluşan hareket, gıda spekülasyonu, önemsiz tahviller ihraç etmek, kamu fonlarını çarçur etmek ve büyük ölçekli kirlenme gibi sorunların uluslararası olarak kınanmasını teşvik etmeye çalışıyor. Bu suçlar, soykırım ve savaş suçları olarak İnsanlık Suçları olarak tanımlanmalı ve uluslararası yürütülmelidir.

Yönetmen Özgeçmişi
Carles Caparrós i Obiols reklamcılık, tiyatro, müzik ve fotoğraf muhabirliği eğitimi aldı; belgeselleri Keşmir’deki savaş, Avrupa’daki Sahra altı göçü, Afrika’daki akıl hastalarının durumu, sürdürülebilir kalkınma veya İspanya’dan sürülen Sefarad Yahudilerinin tarihi gibi geniş konuları kapsamakta. Filmlerinden bazıları dünya çapında festivallerde gösterildi. Ödülleri arasında, URTI (Uluslararası Radyo ve Televizyon Birliği) Büyük Belgesel Yazarlığı Ödülü, Hamburg Dünya Medya Festivali’nde iki Altın Küre, San Francisco ve Ciudad Rodrigo’da En İyi Belgesel ödülü ve Better Documentary European (Prix Europe)’daki iki adaylığı dikkat çekiyor.







GAIA

Öğrenci belgesellerini desteklemek için oluşturulan bu kategoride dünyanın her tarafından gelen öğrenci belgeselleri Gaia Ödülü için yarışmaktadır. 3.000 TL olarak belirlenen Gaia Ödülü için bu yıl 2’si Türkiye’den olmak üzere toplam 7 film yarışıyor.


Darling
Birleşik Krallık/Avustralya, 2020, 23′

Yönetmen: Chrissy Liu
Kamera: Chrissy Liu
Kurgu: Chrissy Liu
Ses: Chrissy Liu
Yapımcı: Chrissy Liu

Sinopsis
Darling Nehri ya da Barkindji halkı tarafından bilinen adıyla “Barka”, Avustralya’daki en uzun nehir sisteminin bir parçasıdır. Aynı zamanda, binlerce yıldır kıyılarında yaşayan yerli halk için tarihsel olarak önemli bir kültürel kaynak ve son zamanlarda Avustralya tarımı için önemli miktarda suyun kaynağıdır. Bu film, bir zamanlar uzak NSW’de Darling boyunca önemli bir iç liman olan Wilcannia’daki manzaranın, iklim değişikliği, kötü yönetim ve kuraklık nedeniyle nehrin geleceği hem insanlar hem de doğa için belirsiz hale gelirken geçirdiği dönüşümü araştırıyor. Seyircileri bu meseleyi daha incelikli bir şekilde anlamaya davet etmek için sahneler, yerli ve yerli olmayan insanların, hayvanların ve nehirlerin deneyimlerine yönelik açık uçlu bir sorgulama yaratırken nehrin kendi gibi alçalıyor ve yükseliyor.

Yönetmen Özgeçmişi
Chrissy Liu, Pennsylvania Clarion Üniversitesi’nden antropoloji alanında lisans derecesine ve Manchester Üniversitesi, Granada Görsel Antropoloji Merkezi’nden görsel antropoloji alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Daha önce ÉCU’da (Avrupa Bağımsız Film Festivali) ve Avustralya’da yerlilerin unvan hakları alanında çalıştı. İlgi alanları, çevre ve insan deneyiminin kesişiminin yanı sıra sanat ve antropolojinin yaratıcı ve üretken diyaloğu için çözüm yollarını içerir. Chrissy, yüksek lisans eğitimi esnasında “Darling” de dahil olmak üzere üç kısa film çalışmasını tamamlamıştır.


Hareketli Kumlar
Myanmar/Almanya, 2021, 15′

Yönetmen: May Thin Kyi
Kamera: Theingi Win Tin
Kurgu: Mi Mi Lwin
Ses: Sai Nyi Min Htut
Yapımcı: Khin Myanmar / Yangon Film School

Sinopsis
Her yıl binlerce genç Myanmar’ın kırsal kurak bölgesinden Yangon’a ülkenin eski başkentinin eteklerinde kurulan fabrikalarda çalışmak için akın ediyor. Ma Nwet Yin Win onlardan biri. O ve kız kardeşi, yirmi yıl önce Ayeyarwaddy Nehri’ndeki alüvyonlu bir adadaki evlerini terk ettiler. İklim değişikliği orada yaşamı zorlaştırdı, ancak Yangon’da işçi hakları için mücadele etmek daha az göz korkutucu değil.

Yönetmen Özgeçmişi
May Thyn Kyi (24) Yangon’da, Batı Myanmar’dan Rakhine ve Merkez Shan Eyaleti’nden Inn etnik gruplarına mensup ebeveynlerin çocuğu olarak doğdu. Gazeteci kadınlara yönelik kısıtlamalardan bıkarak Eleven Media Group ve Mandalay FM’deki muhabirlik ve sunuculuk işlerini bıraktı ve yerine Rainfall Feminist Organisation’ın iletişim faaliyetlerinde çalıştı. 2020’de YFS’ye katıldığından beri, öğrenci arkadaşı Mai Aik Yunn’in “A Boy with Dreams”i gibi çeşitli projelerde çalıştı. Shifting Sands ilk yönetmenlik deneyimidir.


İnsan VS Fil
Endonezya, 2020, 25′

Yönetmen: Ahmad Fahmi Nur Khafifi
Kamera: Ahmad Fahmi Nur Khafifi
Kurgu: Erwin Prasetya Kurniawan
Ses: Wildan Maarij
Müzik: Karolus Kerubim Kurnia
Yapımcı: Benedikta Swasti Renaningtyas

Sinopsis
Riau (Sumatra, Endonezya) bölgesindeki büyük arazi temizliği, Sumatra fillerinin yaşadığı ormanların işlevlerini değiştirerek petrol madenciliği fabrikası, altyapı binaları, topluluk bahçeleri ve yerleşim yerleri haline gelmesine neden oldu. Fil habitatının kaybı, fillerin bölge sakinlerinin bölgelerine girmesine, tarlaları ve hatta insanların evlerini yok etmesine neden olur. Sakinler ve vahşi filler arasında yaşam alanı konusunda çatışma çıktı. Bu yaşam alanı çatışması hemen her gün meydana gelmekte, her iki taraf arasında da hasar ve can kayıplarına neden olmaktadır.

Yönetmen Özgeçmişi
Ahmad Fahmi Nur “Afif” Khafifi (doğum: Sapudi Adası, Endonezya. 1996), Yogyakarta’da yaşıyor ve Endonezya Yogyakarta Sanat Enstitüsü’nde Film ve Televizyon bölümünde okumaktadır. Birkaç kısa film ve çeşitli reklam filmlerinin yönetmenliğini yapmıştır. Son belgesellerinden biri olan “It’s Raining”, Sjón Uluslararası Antropolojik Film Festivali’nde (Kopenhag, Danimarka - 2018) gösterilmek üzere seçilmiş ve Strasburg Film Festivali’nde (Virginia, Amerika Serikat - 2018) En İyi Üniversite Filmi dalında aday gösterildi. Afif, öğrenim faaliyetlerinin yanı sıra PT Digital Paramuda Endonezya’da da “Explore Indonesia”, “Wonderful Indonesia” vb. oluşumlar için video içeriği üretmekte.


Köyümün Sahibi Kim?
Almanya, 2021, 96′

Yönetmen: Christoph Eder
Kamera: Domenik Schuster
Kurgu: Patrick Richter
Ses: Michael Holz, Ludwig Müller
Müzik: Anna Kühlein
Yapımcı: Marcel Lenz, Guido Schwab

Sinopsis
Film yapımcısının memleketi, Baltık’taki Rügen’deki tatil beldesi Göhren’de, sakinler popüler tatil beldesinin geleceği hakkında tartışıyorlar. Yıllardır yerel konsey, büyümeyi ve yatırımı temsil eden dört kişilik bir grup tarafından yönetildi. Köyde onlara “Büyük Dörtlü” deniyor çünkü her zaman büyük yatırımcı W. Horst’un projelerini destekliyorlar. Duvar’ın yıkılmasından bu yana, Kuzey Ren-Vestfalya’lı multimilyoner, herkesten daha fazla otel ve tatil evi inşa etti. Horst bir koruma alanında bir inşaat projesi planlarken, aktivist Nadine ve babası Bernd buna karşı harekete geçer. Vatanlarının pitoresk manzarasını korumak için tek bir şansları olduğunu çabucak anlarlar: yaklaşan yerel seçimlerde benzer düşünen insanlarla rekabet ederek ve yerel konseyde çoğunluğu kazanarak. “Büyük Dörtlü”nün üstünlüğünü kırabilecekler mi? Beyaz kaplıca mimarisi ve denizin yumuşak sesi arasındaki demokrasinin özü hakkında kişisel bir film.

Yönetmen Özgeçmişi
Christoph Eder serbest çalışan bir yönetmen ve yazardır. Belgesel filmlerinin yanı sıra çevrimiçi ve müzik video prodüksiyonlarında da yer almaktadır. Kısa filmleri ulusal ve uluslararası festivallerden ödüller kazanmıştır. Grimme Preis ödülüne layık görülen Online Format BOHEMIAN BROWSER BALETT’i (ARD/ZDF) için de yönetmenlik yapmaktadır. Eder, Rügen adasında büyümüş ve Weimar ile Berlin arasında yaşamaktadır. Bauhaus Üniversitesi Weimar’da Medya Sanatı ve Film Üniversitesi Babelsberg Konrad Wolf’ta Yönetmenlik okumuştur. 2013 yılında diğer dört film yapımcısıyla birlikte KAMMER11 Filmkollektiv’i kurmuştur.


Kül
Türkiye, 2021, 15′

Yönetmen: Aziz Arga
Yardımcı Yönetmen: Oruçhan Yavuzaslan
Senaryo: Aziz Arga
Danışman: Dr.Ögr.Üyesi Burak Türten
Görüntü Yönetmeni: Bayram Fidanboy
Kamera: Aziz Arga, Bayram Fidanboy, Oruçhan Yavuzaslan
Ses: Oruçhan Yavuzaslan
Müzik: Murat Bay
Kurgu: Aziz Arga, Yakup Çiçekdenk

Sinopsis
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesinin Çoğulhan köyündeki 36 yıllık eski bir termik santralin bölgeye etkilerine değinen “Kül” belgesel filmi, bölge halkının yaşadığı göç, çevre ve sağlık sorunlarına odaklanıyor. Geçmişte ilçe statüsünde olan, daha sonra göçün etkisi ile köy statüsüne dönen Çoğulhan halkının yaşadığı trajik olaylar belgesel filmde seyirciye aktarılıyor. Toplumsal anlamda dikkat çekici bir konuya değinen belgesel filmde yöre insanı kendi görüş ve düşüncelerini bize aktarıyor. Gökyüzünden yağan külün etkilerinin derin biçimde anlatıldığı bir filmdir.

Yönetmen Özgeçmişi
1996 yılında Iğdır merkezde doğan Aziz Arga, ilk ve orta öğrenimini Iğdır’da tamamladı. 2017 yılında Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünü kazandı. Eğitim hayatına devam ederken bir yandan da Gümüşhane Film Atölyesi’nde çalışmalarını sürdürmektedir.


Teuga
Birleşik Krallık/Tayland, 2020, 46′

Yönetmen: Tatsuki Shirai
Kamera: Tatsuki Shirai
Kurgu: Tatsuki Shirai
Ses: Tatsuki Shirai
Yapımcı: Tatsuki Shirai

Sinopsis
Tayland’ın en yüksek dağı olan Doi Inthanon’da hem vahşi hayata hem de yerli halklara ev sahipliği yapan bir Karen köyü, geleneksel olarak pirinç ekimi yoluyla doğal manzarasıyla bir arada var olmuştur. Ancak Asak’ın genç ailesi için, son zamanlarda dağda iç turizme olan ilgi, köy yaşamı için yeni metamorfoz yolları yarattı. Fidan anlamına gelen bir Karen kelimesinden adını alan TEUGA, insan ve peyzaj arasındaki ilişkiyi yaşanmış bir deneyim olarak araştırıyor. Sürekli değişen insan olmayan ve insanlardan oluşan peyzajlar her zaman kalır. Nesiller boyunca anıları toplar ve hatırlarlar, bize bakarlar ve bize dokunurlar ve dünyayla olan ilişkimizi somutlaştırırlar. Başka bir deyişle, sürekli olarak bizimle birlikte ve bizden öte gelişecek olan manzaraları yaşıyoruz. Bu film, izleyicilerde yalnızca Karen halkının zamansal ve mekansal yaşam dünyası hakkında bir fikir uyandırmayacak, aynı zamanda bizi kucaklayan, bugün yaşadığımız ve geleceğe besleyeceğimiz manzaraların kendini yansıtmasına da izin verecek.

Yönetmen Özgeçmişi
Tatsuki Shirai, bir Japon film yapımcısı/fotoğrafçısıdır ve İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’ndeki Granada Görsel Antropoloji Merkezi’nden görsel antropoloji alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Antropoloji ve fotoğrafçılık geçmişinden gelen sanatçı, daha önce Sikkim (Hindistan) ve Chiang Mai’de (Tayland) uzun vadeli saha çalışmaları yürütmüştür. Güncel ilgi alanları, gündelik hayatın ve peyzajın yaşanmış deneyimi ve estetiğinin yanı sıra sanat ve antropolojinin potansiyel yaratıcı kesişimi etrafında toplanıyor. İlk yönetmenlik denemesi olan TEUGA, ustalık dönemi boyunca yaptığı dört kısa filmin ardından geliştirdiği son projesine dayanıyor.



Yardibi
Türkiye, 2020, 6′

Yönetmen: Çiğdem Akdoğan
Kamera: Çiğdem Akdoğan
Kurgu: Çiğdem Akdoğan
Ses & Müzik: Çiğdem Akdoğan
Yapımcı: Çiğdem Akdoğan

Sinopsis
Adana’nın Saimbeyli ilçesine bağlı Yardibi köyünde yaşayan Remziye Hanım (63), köydeki zorlu koşullara karşı verdiği mücadeleyi ve günlük faaliyetlerini anlatıyor. Yardibi köyünün 1993 yılında çekilmiş fotoğraflarında, doğayla uyumlu kerpiç evlerin ve ahşap pencerelerin yıllar içinde betonarme yığınlarla değiştirildiği görülmektedir. Köydeki komşuluk ilişkilerinin geçmişle kıyası, aynı sıcak ilişkilerin köy sakinleri tarafından nasıl değerlendirildiği, köyün geçmiş ve şimdiki halleri dikkate alınarak tartışılmaktadır.

Yönetmen Özgeçmişi
1998 Adana doğumlu Çiğdem Akdoğan, Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun oldu. Çukurova İletişim Belgesel Atölyesinde aktif görev almaktadır. Çeşitli projelerde tasarımcı, kurgu yönetmeni ve sanat yönetmeni olarak çalışmaktadır. Belgesel sinema, kısa film ve akademik kadın çalışmaları alanında üretmeye devam etmektedir. “Yardibi” ve “Arka Pencere” yönetmenin ilk filmleridir.












What Happened To The Bees? Arılara Ne Oldu? Adriana Otero, Robin Canul
Meksika'nın Campache eyaletinde milyonlarca arının bir anda ölmesinin ardından, Mayalı arıcılık toplulukları ve onların seçtiği temsilciler bu durumun nedenini bulmak, yetkililerle ve uluslararası bir şirket olup o topraklarda transgenik soya yetiştirerek orada yaşayanların varlığını tehlikeye atan Monsanto ile yüzleşmek için organize olmaya karar verdiler."
After millions of bees suddenly died in the state of Campeche, Mexico, the Mayan beekeeping communities and their representatives decided to organize to find the cause and confront the authorities and the transnational company Monsanto, who have put their subsistence in danger by sowing transgenic soy in their territory."

Trees Die Standing Tall Ağaçlar Ayakta Ölür Ronan Kerneur, Fany Fulchiron
Meksika'daki Cherán şehri, ormanlarını yağmalamaya ve sakinlerini dehşete düşürmeye gelen odun tacirleri tarafından tehdit ediliyor. Köylüler ortadan kayboluyor, kutsal ağaçlar kesiliyor ve devlet sessiz kalıyor. Küçük bir kadın grubu tarafından yönetilen Cherán, bir isyan başlatmaya karar veriyor. Ve bu mücadele onları atalarının Purepecha geleneklerine geri götürüyor. "
In Mexico, the city of Cherán is threatened by wood traffickers who come to loot its forests and terrorize its inhabitants. Villagers disappear, sacred trees are knocked down, and the State remains silent. Cherán, led by a small group of women, decides to start a rebellion. This fight leads them back to their ancestral Purepecha traditions."

The Climate Limbo İklim Arafı Elena Brunello, Paolo Caselli, Francesco Ferri
Climate Limbo, iklim değişikliğinin göçleri nasıl etkilediğini ve yoksulluğu ve savaşları nasıl körüklediğini araştırıyor. 2050 yılına kadar, iklim değişikliği ile ilgili afetler 250 milyona varan sayıda insanı yerinden edebilir. Hayatlarının iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğine ışık tutan Akdenizli çiftçilerin, iklim mültecilerinin ve bilim insanlarının seslerinin öncülüğünde bir yolculuk."
The Climate Limbo explores how climate change impacts migrations and fuels poverty and wars. By 2050, climate-change related disasters could displace up to 250 million people. A journey led by the voices of scientists, climate refugees, and Mediterranean farmers who shed light on how their lives have been affected by the change of climate. "

The Flame (Bara) Alev (Bara) Arfan Sabran
Borneo'nun yerli halkların bir Dayak'ı olan Iber Djamal (77), Borneo'nun ormanını yok eden yirmi yıllık ekolojik felaketlere tanık oldu. Hayatının kalan kısmında, evini çevreleyen geleneksel ormandan kalanlar için yasal bir unvan elde etmek uğruna savaşıyor. Palm yağı ekim alanlarının genişletilmesiyle birlikte; onun gibi yerli Dayak halkından, şirketlerin ormanlarını daha fazla işgal etmeleri için bir anlaşma imzalamaları isteniyor. Iber, kendi bölgesinde kalan orman için yasalar karşısında geçerli bir “geleneksel orman” unvanı alarak, ormanı korumanın tek yasal yolunu kullanmaya çalışmakta ısrar ediyor.
As a native Dayak of Borneo, Iber Djamal (77) has witnessed two decades of ecological disasters that have destroyed Borneo’s forest. With the time he has left in his life, he is fighting to obtain a legal title for the remaining customary forest surrounding his home. With the expansion of palm oil plantations, indigenous Dayak people like him are asked to sign an agreement for the companies to further encroach their forest. Iber insists on pursuing the only legal way to protect the forest by obtaining a legal customary forest title for the remaining forest in his area."

The Shamans' Nightmare Şamanların Kabusu Natalie Halla
Yerli halktan dört kişiye ve onların şamanlarına yönelik bu kişisel sinema yolculuğu, beklenmedik bir şekilde, fiziksel ve kültürel geleceğinin varlığı iklim değişikliği tarafından tehdit edilen bu eşsiz göçebe kültürlerin hayatta kalma mücadelesinin heyecan verici tanıklığına dönüşüyor. Yönetmen Natalie Halla bu insanların sesi olmak ve onların kaderini gözler önüne serebilmek için dünyanın en ekstrem yerlerine gitti ve Ekvador'daki Waorani yerlileriyle, Malezya'nın deniz göçebeleriyle, Namibya'daki Himbalarla ve Moğolista'nın ren geyiği göçebeleriyle vakit geçirdi. "
A very personal cinematic journey to four indigenous peoples and their shamans unexpectedly turns into an exciting testimony to the struggle for survival of these unique nomad cultures, whose physical and cultural future is existentially threatened by climate change. To give these people a voice and tell about their destiny, the director Natalie Halla has travelled to the most extreme places of the world and spent time with the Waorani Indians in Ecuador, the sea nomads in Malaysia, the Himba in Namibia and the reindeer nomads in Mongolia."

Tatlı Fransa
Geoffrey Couanon
Amina, Sami ve Jennyfer Fars banliyölerinin lise öğrencisidirler. Bir dersleri sayesinde, evlerinin yakınındaki tarım arazilerinin kentleşmesini içeren devasa bir eğlence parkı projesi hakkında beklenmedik bir araştırmaya girişirler. Ancak daha 17 yaşındayken yaşadığın yer için başkaldırma gücüne sahip olabilir misin? Komik ve gözü pek olan bu gençler bizi şehrin sakinleri, müteahhitler, çiftçiler ve hatta Ulusal Meclis'in seçilmiş üyeleriyle tanışmaya götürüyor. Önyargılarımıza meydan okuyan ve toprakla olan bağımızı canlandıran keyifli bir arayış!
Amina, Sami and Jennyfer are high school students in the Parisian suburbs. With their class, they embark on an unexpected investigation into a gigantic leisure park project that involves the urbanisation of farmland near their home. But do you have the power to act on your territory when you are 17 years old? Funny and intrepid, these young citizens take us to meet local residents, property developers, farmers and even elected members of the National Assembly. A delightful quest that challenges preconceived ideas and revives our connection to the land!

Haenyeo: Wisdom of the Sea Haenyeo: Denizin Bilgeliği Lygia Barbosa
Ödüllü Brezilyalı fotoğrafçı Luciano Candisani hayatını denizden kazanan kadınların hikayesiyle ilgili yeni bir maceraya atılır. Bu kahramanların günlük işlerinin hikayesini resmetmek için dünyayı boydan boya aşacak ve modern zamanın hayati gerekliliği olan 'sürdürülebilirlik' kavramına farkındalık kazandıracaktır. Candisani, Güney Kore'de deniz kadınları olan Haenyeos ile tanıştığı Jeju adasına gider. Bu cesur kadınlar asırlık bir geleneği sürdürmektedir: denize dalarak deniz ürünlerini toplamaktadırlar. Bu şekilde çevreye hiçbir zarar vermeden, ailelerinin geçimine yardım edip çocuklarını büyütecek parayı kazanırlar. Candisani, geçkin yaşlarına rağmen 5 saate kadar denizde kalan Haenyeolarla birlikte dalıp bu ağır fiziksel görev ile yüzleşir.
Jeju'da yerel kültürü de tanır ve ayrıca bu geleneksel topluluğun kaybolma riskiyle karşı karşıya kalmış olan meşgalesini keşfeder: yeni nesillerin şu anda UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras olarak tanınmalarının sebebi olan annelerinin mesleğini takip etmesi pek olası değildir ve Haenyeolar bu yüzden er ya da geç yok olabilir. Bu keşif gezisinde, Candisani benzersiz bir yaratıcı motivasyonun arkasından gidiyor ve kendi objektifinden bu şaşırtıcı, kültürel koruma ve çevresel sorumluluk hikayesini ortaya çıkarmaya çalışıyor.
The award winner Brazilian photographer Luciano Candisani embarks in a new journey, interested by the story of a group of women who take their living from the sea. He will cross the world to portrait the story of the daily work of these heroines and bring awareness to a vital necessity of modern times: sustainability. Candisani leaves to an island in South Korea called Jeju, where he meets the Haenyeos, the women from the sea. These brave women follow a century tradition: they dive in the sea in order to harvest marine goods. This is how they make money to raise their children and support their families, without causing any damage to the environment. Candisani dives with them and face this arduous physical task, once the Haenyeos, despite their advanced ages, spend up to five hours in the sea. In Jeju, he also gets to know the local culture and discovers curiosities about a very traditional community that is in risky to disappear: the new generations aren´t likely to follow their mother´s profession and the Haenyeos may be extinguished sooner or later, the reason why they are now recognized as UNESCO Intangible Cultural Heritage. In this expedition, Candisani searches for an unique creative motivation and seeks to reveal through his lenses this amazing story of cultural preservation and environmental responsibility."

Another Paradise Başka Bir Cennet Olivier Magis
Elli yıl önce Chagos Adaları'nın tüm Creole nüfusu İngiliz yetkililer tarafından sınır dışı edildi. Bu gizli operasyon, en büyük adayı ABD Donanması'na askeri üs kurabilmesi için kiralamak amacıyla gerçekleştirildi. Şimdi, kira süresi dolmak üzereyken, Chagoslu sürgünler vatanlarını kurtarmak için mücadele ediyor. Birleşik Krallık'taki mücadelelerine liderlik eden karizmatik kadın Sabrina Jean. Halkının sonunda eve dönebilme umudu uğruna; Vatansız İnsanlar için Dünya Futbol Kupası'na katılım da dahil olmak üzere amansız aktivizmiyle, toplumundaki umut ateşini canlı tutmaya çalışıyor."
Fifty years ago the entire Creole population of the Chagos Islands was expelled by the British authorities. This secret operation took place in order to lease the largest island to the US Navy so that it could build a military base. Now, with the lease about to expire, Chagossian exiles struggle to recover their homeland. The charismatic woman leading their fight in UK is Sabrina Jean. Through her unrelenting activism, including participation in the World Football Cup for Stateless people, she strives to keep the flame of hope alive in her community: so that her people might finally return home."

Nuclear Forever Sonsuza Dek Nükleer Carsten Rau
Almanya 2022'de nükleer enerjiye sırtını dönüyor. Yine de ülkenin nükleer kabusu devam ediyor: on binlerce ton radyoaktif atık ve nükleer santrallerin on yıllar alacak olan tehlikeli sökülme süreci. Carsten Rau’nun “Sonsuza Dek Nükleer”i; insanlığın atom enerjisi rüyasına, henüz benzeri tasvir edilmemiş büyük sahnelerde ve iç içe geçmiş altı bölümde hem derin hem de endişe verici bir bakış açısı getiriyor. Sonunda, izleyici nükleer güç denen çılgınlık hakkında kendi izlenimlerini oluşturmaya hem vakıf hem mecbur olacaktır. Bunun sonu yok."
Germany is turning away from nuclear power in 2022. Yet the country's nuclear nightmare goes on: with umpteen thousands of tonnes of radioactive waste and the hazardous dismantling of power plants which will take decades. """"Nuclear Forever"""" by Carsten Rau takes an equally profound and alarming look at mankind’s dream of atomic energy, in grand scenes that have yet to be portrayed like this, and in six interwoven episodes. In the end, the viewer can and must form their own impression of the mania called nuclear power. That has no end.

Sıradan Birkaç Gün A Few Ordinary Days Pınar Nadide Okan
Türkiye’de tarım ve kırsal üretim giderek daralıyor; köyler boşalıyor, küçülüyor. Bu köylerde yaşayan son kuşak ise gündelik küçük hayallerle büyüyor. Köylerin son çocuklarının gelecekleri belirsiz; bir tarafta hayatın giderek zorlaştığı ve yoksullaştığı köyler; diğer tarafta karmaşık dev şehirler .. Bu şehirler köylerinden hiç çıkmamış çocuklar için uzak ve kokutucu. Sıradan Birkaç Gün belgeseli; Anadolu’nun farklı bölgelerinde yaşayan 4 çocuğun günlük hayatından; gelecek endişeleri, hayalleri ve sorularıyla yüklü bir kaç gün sunuyor bize..."
Rural and agricultural production in Turkey is gradually diminishing; villages are being vacated or getting smaller. And the last generation living in those villages is growing up with small and casual fantasies. The future of the last children of villages is ambiguous. On the one hand, there are villages, where life is becoming harder and poorer; on the other hand, there are huge, complex cities. Those cities are outlandish and scary for children who have never left their villages. The documentary “A Few Ordinary Days” exhibits a few days of the daily lives of four children living in different parts of Anatolia, burdened with their concerns for the future, their dreams and their questions."

Bir Ömür Anadolu A Lifetime Anatolia Özer Kesemen
Binlerce yıldır birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, farklı kültürleri bünyesinde barındıran Anadolu topraklarının biyolojik, endemik doğal güzelliklerine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır. "
It is aimed to draw attention to the biological and endemic natural beauties of Anatolian lands, which have hosted many civilizations for thousands of years and have different cultures."

Darling Chrissy Liu
Darling nehri ya da Barkindji halkı tarafından bilinen adıyla ""Barka"", Avustralya'daki en uzun nehir sisteminin bir parçasıdır. Aynı zamanda, binlerce yıldır kıyılarında yaşayan yerli halk için tarihsel olarak önemli bir kültürel kaynak ve son zamanlarda Avustralya tarımı için önemli miktarda suyun kaynağıdır. Bu film, bir zamanlar uzak NSW'de Darling boyunca önemli bir iç liman olan Wilcannia'daki manzaranın, iklim değişikliği, kötü yönetim ve kuraklık nedeniyle nehrin geleceği hem insanlar hem de doğa için belirsiz hale gelirken geçirdiği dönüşümü araştırıyor. Seyircileri bu meseleyi daha incelikli bir şekilde anlamaya davet etmek için sahneler, yerli ve yerli olmayan insanların, hayvanların ve nehirlerin deneyimlerine yönelik açık uçlu bir sorgulama yaratırken nehrin kendi gibi alçalıyor ve yükseliyor."
The Darling river, or ""Barka"" as it is known to the Barkindji people, is part of the longest river system in Australia. It is also historically a significant cultural resource for the indigenous people who have lived by its shores for millenia as well as a more recent source of significant amounts of water for Australian agriculture. This film explores how the landscape in Wilcannia, once a major inland port along the Darling in remote NSW, is changing for both people and nature as the river's future becomes uncertain due to climate change, mismanagement and drought. The scenes ebb and flow together in open-ended inquiry into the experience of indigenous and non-indigenous humans, animals and the river, in order to challenge audiences to achieve a more nuanced understanding of this phenomenon."

Human VS Elephant İnsan VS Fil Ahmad Fahmi Nur Khafifi
Massive land clearing in the Riau (Sumatra, Indonesia) area has caused the forests-- where Sumatran elephants live--change their function to become to become oil mining factory, infrastructure buildings, community gardens and settlements. The loss of elephant habitat causes elephants to enter residents' territories, destroying plantations and even people's homes. Conflict over living space ensued between residents and wild elephants. This living space conflict occurs almost every day, causing damages and loss of life between the both sides."
Riau (Sumatra, Endonezya) bölgesindeki büyük arazi temizliği, Sumatra fillerinin yaşadığı ormanların işlevlerini değiştirerek petrol madenciliği fabrikası, altyapı binaları, topluluk bahçeleri ve yerleşim yerleri haline gelmesine neden oldu. Fil habitatının kaybı, fillerin bölge sakinlerinin bölgelerine girmesine, tarlaları ve hatta insanların evlerini yok etmesine neden olur. Sakinler ve vahşi filler arasında yaşam alanı konusunda çatışma çıktı. Bu yaşam alanı çatışması hemen her gün meydana gelmekte, her iki taraf arasında da hasar ve can kayıplarına neden olmaktadır."

Teuga Tatsuki Shirai
Tayland'ın en yüksek dağı olan Doi Inthanon'da hem vahşi hayata hem de yerli halklara ev sahipliği yapan bir Karen köyü, geleneksel olarak pirinç ekimi yoluyla doğal manzarasıyla bir arada var olmuştur. Ancak Asak'ın genç ailesi için, son zamanlarda dağda iç turizme olan ilgi, köy yaşamı için yeni metamorfoz yolları yarattı. Fidan anlamına gelen bir Karen kelimesinden adını alan TEUGA, insan ve peyzaj arasındaki ilişkiyi yaşanmış bir deneyim olarak araştırıyor. Sürekli değişen insan olmayan ve insanlardan oluşan peyzajlar her zaman kalır. Nesiller boyunca anıları toplar ve hatırlarlar, bize bakarlar ve bize dokunurlar ve dünyayla olan ilişkimizi somutlaştırırlar. Başka bir deyişle, sürekli olarak bizimle birlikte ve bizden öte gelişecek olan manzaraları yaşıyoruz.
Bu film, izleyicilerde yalnızca Karen halkının zamansal ve mekansal yaşam dünyası hakkında bir fikir uyandırmayacak, aynı zamanda bizi kucaklayan, bugün yaşadığımız ve geleceğe besleyeceğimiz manzaraların kendini yansıtmasına da izin verecek.
A Karen village in Thailand’s highest mountain (Doi Inthanon), home to both wildlife and indigenous peoples, has traditionally coexisted with its natural landscape through rice cultivation. However, for Asak’s young family, a recent interest in domestic tourism on the mountain has created new avenues of metamorphosis for village life. TEUGA, titled from a Karen word that means seedlings, explores the relationship between people and the landscape as a lived experience. Consisting of ever-changing non-human and human beings, landscapes always remain. They gather and recall memories through generations, gaze at and touch us, and embody our engagement with the world. In other words, we perpetually live landscapes that will evolve with and beyond us. This film will not only evoke in audiences a sense of the Karen people's temporal and spatial lifeworld, but also allow self reflection of the landscapes that have embraced us, that we live today, and that we will nurture into the future.

Who Owns My Village? Köyümün Sahibi Kim? Christoph Eder
Film yapımcısının memleketi, Baltık'taki Rügen'deki tatil beldesi Göhren'de, sakinler popüler tatil beldesinin geleceği hakkında tartışıyorlar. Yıllardır yerel konsey, büyümeyi ve yatırımı temsil eden dört kişilik bir grup tarafından yönetildi. Köyde onlara “Büyük Dörtlü” deniyor çünkü her zaman büyük yatırımcı W. Horst'un projelerini destekliyorlar. Duvar'ın yıkılmasından bu yana, Kuzey Ren-Vestfalya'lı multimilyoner, herkesten daha fazla otel ve tatil evi inşa etti. Horst bir koruma alanında bir inşaat projesi planlarken, aktivist Nadine ve babası Bernd buna karşı harekete geçer. Vatanlarının pitoresk manzarasını korumak için tek bir şansları olduğunu çabucak anlarlar: yaklaşan yerel seçimlerde benzer düşünen insanlarla rekabet ederek ve yerel konseyde çoğunluğu kazanarak. “Büyük Dörtlü”nün üstünlüğünü kırabilecekler mi? Beyaz kaplıca mimarisi ve denizin yumuşak sesi arasındaki demokrasinin özü hakkında kişisel bir film."
In the filmmaker's home village, the Baltic resort of Göhren on Rügen, residents are arguing about the future of the popular holiday destination. For years the local council has been dominated by a group of four men who stand for growth and investment. In the village they are called the “Great Four” ,because they always support the projects of major investor W. Horst. Since the fall of the Wall, the multimillionaire from North Rhine-Westphalia has built more hotels and holiday homes than anyone else. Now that Horst is planning a construction project in a conservation area, activist Nadine and her father Bernd take action against it. They quickly realize that they only have one chance to protect the picturesque landscape of their homeland: by competing with like-minded people in the upcoming local elections and winning a majority in the local council. Can they break the superiority of the “Great Four”? A personal film about the essence of democracy between white spa architecture and the gentle sound of the sea."

Shifting Sands Hareketli Kumlar May Thin Kyi
Her yıl binlerce genç Myanmar'ın kırsal kurak bölgesinden Yangon'a ülkenin eski başkentinin eteklerinde kurulan fabrikalarda çalışmak için akın ediyor. Ma Nwet Yin Win onlardan biri. O ve kız kardeşi, yirmi yıl önce Ayeyarwaddy Nehri'ndeki alüvyonlu bir adadaki evlerini terk ettiler. İklim değişikliği orada yaşamı zorlaştırdı, ancak Yangon'da işçi hakları için mücadele etmek daha az göz korkutucu değil."
Every year, thousands of young people flock to Yangon from Myanmar’s rural dry zone to work in the factories that have sprung up on the outskirts of the country’s former capital. Ma Nwet Yin Win is one of them. She and her sister left their home on an alluvial island in the Ayeyarwaddy River twenty years ago. Climate change has made life there difficult, but fighting for workers’ rights in Yangon is no less daunting."

Kül Ash Aziz Arga
Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesinin Çoğulhan köyündeki 36 yıllık eski bir termik santralin bölgeye etkilerine değinen “Kül” belgesel filmi, bölge halkının yaşadığı göç, çevre ve sağlık sorunlarına odaklanıyor. Geçmişte ilçe statüsünde olan, daha sonra göçün etkisi ile köy statüsüne dönen Çoğulhan halkının yaşadığı trajik olaylar belgesel filmde seyirciye aktarılıyor. Toplumsal anlamda dikkat çekici bir konuya değinen belgesel filmde yöre insanı kendi görüş ve düşüncelerini bize aktarıyor. Gökyüzünden yağan külün etkilerinin derin biçimde anlatıldığı bir filmdir."
The documentary film ""Ash"", which touches upon the effects of a 36-year-old thermal power plant in the village of Çoğulhan in Afşin district in the city of Kahramanmaraş, focuses on the migration, environment and health problems of the people living in the region. The tragic events experienced by the people of Çoğulhan, which used to have a district status in itself and then returned to a village with the effect of migration, are conveyed to the audience in the film. Through this documentary, which touches on a socially striking issue, the local people express their views and thoughts to us. The film deeply portrays the effects of the ashes falling from the sky on the village."

The Code Yasa Carles Caparrós i Obiols
Baltasar Garzón, the Spanish judge who took the chilean dictator Augusto Pinochet to justice, is leading a movement of legal warriors from all over the world to guarantee the international punishment of major economic, financial and environmental crimes. The tool to achieve their goal can be summed up in two words: Universal Jurisdiction. The movement composed of judges, prosecutors and lawyers tries to promote the international denouncement of actions such as food speculation, issuing junk bonds, squandering public funds and large-scale contamination. These crimes should, as genocides and war crimes, be designated as Crimes Against Humanity and prosecuted internationally."
Şilili diktatör Augusto Pinochet'i adalete teslim eden İspanyol yargıç Baltasar Garzón, büyük ekonomik, mali ve çevresel suçların uluslararası cezasını güvence altına almak için dünyanın dört bir yanından yasal savaşçıların hareketine öncülük ediyor. Hedeflerine ulaşmak için kullandıkları araç iki kelimeyle özetlenebilir: Evrensel Yargı. Hakimler, savcılar ve avukatlardan oluşan hareket, gıda spekülasyonu, önemsiz tahviller ihraç etmek, kamu fonlarını çarçur etmek ve büyük ölçekli kirlenme gibi sorunların uluslararası olarak kınanmasını teşvik etmeye çalışıyor. Bu suçlar, soykırım ve savaş suçları olarak İnsanlık Suçları olarak tanımlanmalı ve uluslararası yürütülmelidir. "

Stolen Fish Çalıntı Balık Gosia Juszczak
In Gambia, the smallest country of mainland Africa, fish is now being powdered up by Chinese corporations and exported to Europe and China to feed animals in industrial farming. As a result, Gambians are being deprived of their primary source of protein, overfishing is depleting marine ecosystems. The film follows Abou, Mariama and Paul; three Gambians who share intimate stories of daily struggle, anger, hope and longing for their loved ones."
Afrika anakarasının en küçük ülkesi olan Gambiya'da, balıklar artık Çin şirketleri tarafından toz haline getiriliyor ve endüstriyel tarımda hayvanları beslemek için Avrupa ve Çin'e ihraç ediliyor. Sonuç olarak, Gambiyalılar birincil protein kaynaklarından mahrum bırakılıyor, aşırı avlanma deniz ekosistemlerini tüketiyor. Film, sevdikleri için günlük mücadele, öfke, umut ve özlem hakkında samimi hikayeler paylaşan Abou, Mariama ve Paul adlı üç Gambiyalıyı takip ediyor."

The Last Shelter Son Sığınak Ousmane Samassékou
Mali’nin Gao şehrindeki Göçmenler Evi, Sahra Çölü'nün güney ucunda bir sığınaktır. Kuzeyde Cezayir'e geçiş yapanları veya Avrupa'ya ulaşmaya yönelik başarısız bir girişimin ardından dönüş yolunda olanları memnuniyetle karşılamaktadır. Burkina Faso'dan iki genç kız, Esther ve Kady, yolculuklarına devam edecek gücü toplamak için geldiklerinde; kırklı yaşlarında, hafızası ve evine geri dönme umutları yıllar içinde kaybolan göçmen bir kadın olan Natacha ile bir dostluk kurarlar. Üçlü; neşe, umut ve hassasiyet anlarını paylaşarak aile hayatını andıran bir yakınlık kurar. Ancak kızlar, yolculukları onları başarısızlık ve travmanın yükü altında geri dönenlerle karşılaştırsa bile yurtdışında bir gelecek hayalinden kurtulamazlar. Ev, kırılgan duvarlardan yapılmış bir sur gibi, çölün çağrısına direnemez, uzaklardan gelen mırıltısı rüyalar ve kabusların hikayelerini fısıldar."
The House of Migrants in Gao, Mali, is a refuge at the southern edge of the Sahara desert. It welcomes those in transit towards Algeria in the north, or on their way back after a failed attempt to make it to Europe. When Esther and Kady, two teenage girls from Burkina Faso, arrive to regain the strength to continue their journey, they form a friendship with Natacha, a migrant woman in her forties whose memory fainted over the years, along with her hopes of regaining her home. The trio finds a semblance of family life, sharing moments of joy, hope and tenderness. But the girls can’t shake the dream of a future abroad, even when their journey collides with the ones who came back, burdened by failure and trauma. The house, like a rampart made of fragile walls, can hardly resist the call of the desert, its distant murmur whispering stories of dreams and nightmares."