Documentarist 3. İstanbul Belgesel Günleri

22-27 Haziran 2010





Yeni Yetenek Ödülü “Leyla ile Mecnun Gurbette”nin

27 Haziran Pazar akşamı sona eren DOCUMENTARIST - İstanbul Belgesel Günleri'nde bu sene ilk kez verilen Yeni Yetenek Ödülü'nü, Zeynep Özkaya'nın “Leyla ile Mecnun Gurbette” adlı belgeseli kazandı. Cahit Çeçen'in “Kahpe Devran” filmine ise Özel Mansiyon verildi.

DOCUMENTARIST - İstanbul Belgesel Günleri dün akşam (27 Haziran Pazar) Pera Müzesi'nde düzenlenen törenle sona erdi. Törende bu sene ilk kez verilen “Yeni Yetenek Ödülü” açıklanarak sahiplerine verildi.

Belgeselde yeni arayışları desteklemek üzere verilen ödülü Zeynep Özkaya'nın “Leyla ve Mecnun Gurbette” adlı belgeseli kazandı. Film, yönetmenin dillere destan bir aşk yaşayan anne ile babasının, Türkiye ile Avrupa arasında gidip gelen hikayesini anlatıyor. 1000 Euro değerindeki “Documentarist Yeni Yetenek Ödülü” Hollanda Kraliyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle veriliyor.

Onno Kervers, Diana Deleanu, Yeşim Ustaoğlu, Tülin Özen ve Uğur Kutay'dan oluşan jüri ayrıca, Cahit Çeçen'in “Kahpe Devran” adlı kısa belgeselini de Özel Mansiyon ile ödüllendirdi. Film üç sıradan karakterin sıradan hayatlarını konu alıyor.

Ayça Damgacı sundu, Yeşim Ustaoğlu açıkladı
Ayça Damgacı'nın sunduğu törende ödülleri sahneden Yeşim Ustaoğlu açıkladı. Zeynep Özkaya'ya ve Cahit Çeçen, ödüllerini Hollanda'nın İstanbul Başkonsolosu Onno Kervers'in elinden aldı. Törenin ardından “Düğünler ve Bebek Bezleri” adlı Kosova yapımı ile “Kızgın Kan” adlı Sırbistan filmi gösterimi idi.

Bir hafta boyunca, 120'den fazla filmin gösterildiği, 30 kadar yabancı konuğun ağırlandığı ve Eyal Sivan'ın büyük ilgi gören Sinema Dersi başta olmak üzere panel, atölye, sergi gibi pek çok yan etkinliğin gerçekleştiği DOCUMENTARIST, aynı gece Haymatlos'ta gerçekleşen kapanış partisiyle sona erdi.

Detaylı program ve bilgi için:
www.documentarist.org
İletişim:
Aslı Atasoy, 0533-268 37 98
press@documentarist.org









Festival, ödül töreniyle kapanıyor

ÖDÜL TÖRENİ:
27 Haziran Pazar, 20:00; Pera Müzesi Oditoryumu

KAPANIŞ PARTİSİ:
27 Haziran Pazar, 21:00; Haymatlos

DOCUMENTARIST bu sene ilk defa bir ödül başlatıyor. 1000 Euro değerindeki Documentarist Yeni Yetenek Ödülü, Türkiye'den ilk, ikinci veya üçüncü filmiyle festivale katılan belgeselcilere açık... Yeni kuşak belgeselcileri teşvik etmek amacıyla konan ödül Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu'nun desteğiyle veriliyor.

Documentarist Yeni Yetenek Ödülü'nün bu seneki beş kişilik jürisi, Hollanda Başkonsolosu Onno Kervers, Romanyalı belgeselci Diana Delean, yönetmen Yeşim Ustaoğlu, oyuncu Tülin Özen ve akademisyen yazar Uğur Kutay'dan oluştu. Jüri, programda yer alan yerli yapımlardan yukarıdaki kritere uyan 13 filmi izleyip seçimini yaptı.

Ödül, 27 Haziran saat 20:00'de Pera Müzesi Oditoryumu'ndaki gösterimden önce düzenlenecek olan törenle sahibini bulacak.

BELGESEL GELİŞTİRME ATÖLYESİ
27 Haziran Pazar, saat 11.00 - 17.00
Mithat Alam Film Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi
Program:
11.00 - 1. Oturum:
* “Bir Birikimin Hikayesi Birikim Dergisi Belgeseli”, Özgür Yıldız
* “Büyük Valide Han”, Burak Sevingen
12.45 - 2. Oturum:
* “Görünmeyen Emek”, Güliz Sağlam
-Öğle Yemeği-
14.30 - 3. Oturum:
* “Paleyi”, Rodi Yüzbaşı
* “Ölümsüz Mari’nin Kısa Hikayesi”, Özgür Yaşaroğlu
16.15 - 4. Oturum:
* “Agop’tan Şükrü’ye Selam Var” Meryem Yavuz







DOCUMENTARIST - DUYURU

Eyal Sivan'dan mesaj var
SİNEMA DERSİ:
BELGESEL SİNEMA, TARİHSEL (RE)VİZYON VE İSRAİL-FİLİSTİN BAĞLAMINDA DİRENİŞ
26 Haziran Cumartesi, 11:00-14:00, Tütün Deposu

“25 yıllık belgesel deneyimim boyunca, belgesel sinemayı tarihsel (re)vizyon ve egemen söyleme karşı kolektif hafızayı sorgulayan bir araç olarak ele almaya gayret ettim. Bu sinema dersinde, çeşitli çalışmalarımdan örnekler üzerinden, belgesel pratiği ile tarihsel (re)vizyon arasındaki ilişkiye yoğunlaşmaya çalışacağım. Bu bağlamda, kimi anahtar konulara eğileceğim: Belgesel zamanı, suçlular ve kurbanlar, arşivler, montaj ve manipülasyon, belleğin araçsallaştırılması ve itaatsizlik gibi. Sinemacılık serüvenim boyunca, doğduğum ve eğitim gördüğüm ülke olan İsrail'e özel bir ilgiyle yaklaştım. Filmlerimin çoğu İsrail toplumunu ve Siyonist söylemi inceler. İsrail'in Gazze'ye Özgürlük Filosu'na yaptığı saldırının ve İsrail ordusunun işlediği suçun çok öncesinde tasarlanan bu sinema dersinde, belgesel sinemacılık ile onun güncellikle ilişkisine değinmek; belgesel pratiğinin anlık tepkisel rolüne ve İsrail hükümeti ile dünya genelindeki müttefiklerinin yürüttüğü propaganda savaşına karşı görüntü üretim yöntemlerinde izlenmesi gereken incelikli yollara eğilmek istiyorum.”
-Eyal Sivan

Hayfa'da doğan Eyal Sivan, bir süre fotoğrafçılık yaptı. 1985'e Paris'e yerleşerek belgesele yöneldi. İlk filmi “Aqabat-Jaber, Geçerken”de (1987) mülteci kampındaki Filistinlilerin gündelik yaşamını anlattı. Pek çok ödül alan bu filmin ardından yaptığı “Izkor: Belleğin Köleleri” de büyük ses getirdi. 2004'te Filistinli meslektaşı Michel Khleifi ile birlikte “Rota 181: Filistin-İsrail’de Bir Yolculuktan Fragmanlar” adlı belgeseli gerçekleştirdi. Tarihsel bellek, resmi tarih ve belgesel sinema üzerine derinlemesine çalışan Sivan'ın hemen her filmi büyük tartışma yarattı. Yapıtları Berlinale, Toronto, IDFA, Cinéma du Réel, Sunny Side, SFIFF, San Sebastian, Leipzig gibi saygın festivallerde gösterilen ve en son “Yafa, Portakalın Otomatiği” filmini gerçekleştiren yönetmen, geçen yıl Uluslararası Amsterdam Belgesel Festivali'nin (IDFA) onur konuğu oldu.

(Panelde ardıl çeviri yapılacaktır.)

BELGESEL GELİŞTİRME ATÖLYESİ
27 Haziran Pazar, saat 11.00 - 17.00
Mithat Alam Film Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi






DOCUMENTARIST - DUYURU

İstanbul: Değişimi Belgelemek
PANEL
23 Haziran 2010, Çarşamba 14:00-17:00
Mimarlar Odası, Karaköy Binası Konferans Salonu

1980'lerde dünyadaki neoliberal dönüşümle beraber İstanbul'a yüklenen finans ve hizmet kenti modeli hem mekansal hem toplumsal olarak birçok derin çelişkiyi de beraberinde getirmiştir. Neoliberal sermayenin kent toprağından rant elde ederek büyümeyi hedeflemesi, Türkiye’nin sınıfsal dinamikleriyle birleşince ortaya bugün içinde yaşadığımız kaotik megakondu çıkmıştır. Çok özneli ve çok yüklemli bu değişim son yıllarda geçirilen bazı kanunlar ile hukuksal altyapısı kuvvetlendirilerek hızlanma sürecine girmiştir.

Nüfusu 16 milyona dayanmış, uç noktaları artık belli olmayan, neredeyse etrafındaki kentleri yutacak kadar azmanlaşmış bir metropolün bu baş döndürücü değişimini belgelemek, bu değişimin fotoğrafını çekmek bile neredeyse imkansızdır. Siz kadrajı kurup deklanşöre basana kadar görüntü değişmiştir bile. Bu panelde İstanbul'un yaşadığı değişimi ve bu değişimi yakalama çabalarını konuşacağız.

KATILIMCILAR ve SUNUMLARI:
İmre Balanlı (Moderatör)

Mücella Yapıcı (Yük. Mim., Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi)
"İstanbul'da Neoliberal Değişim ve Onunla Mücadele Süreci"

Doç. Dr. Asuman Türkün (Yıldız Teknik Üniversitesi)
"Kentsel Dönüşümün Hedefindeki Yaşam Alanları: İstanbul'da Altı Mahalleden Tanıklıklar"

Jean François Pelouse (Sosyal şehir coğrafyacısı, MSGSÜ ve Toulouse Üniversitesi öğretim üyesi)
"Megapol'ün Egemen Bakışlar Tarafından İnadına Silinmiş Boyutlarını İnadına Belgelemek: Çöküntü ve Tarih Görünümlerinin Arkasına Bakmak"

Fatih Pınar (Fotoğrafçı, gazeteci ve belgeselci)
"Muhalif Bir Dil Olarak Belgesel"

Belgin Cengiz (Belgeselci)
"Küçülen Kent Büyüyen Yoksulluk: Kentsel Dönüşüm Sürecinde Alt Gelir Grupları Adına Değişen Yaşamlar ve Görsel Belgeleme Süreçleri"

Katılım ücretsizdir.



BASIN BÜLTENİ

DOCUMENTARIST
22-27 Haziran 2010


Anlatılan bizim hikayemiz!

Karbon emisyonu, petrole bağımlılık, bitmek bilmeyen enerji arayışları, gemlenemeyen tüketim çılgınlığı gezegenimizi hızla tükenişe doğru sürüklüyor. İçinde yaşadığımız sistemin çıkmaz bir sokak olduğunu bir kez daha hatırlatan filmler DOCUMENTARIST'te “Kapitalizm Çıkmazı” başlığı altında...
22 Haziran'da başlayan DOCUMENTARIST'in programında, gezegenin kalp atışlarını ölçen, içinde yaşadığımız tüketim kültürünün handikaplarını sergileyen bir dizi film var. Kâra dayalı ekonomik sistemin dünyanın kaynaklarını sömürmesi, su, hava ve toprağın giderek kirlenişi, yoksulların daha yoksul hale gelmesi çocukların emek sömürüsü son dönemde yapılan pek çok çarpıcı filme konu oldu.

“Neron geceleri ışık olsun diye mahkumları yakardı. Konukları ise yanında durup seyrederdi.” Uygulaman neoliberal ekonomik politikalar sonucu son on yılda yaklaşık 200 bin çiftçinin intihar ettiği Hindistan'da, bu intiharların nedenini araştıran gazeteci, Hintli elitlerin durumunu böyle özetliyor, “Nero'nun Konukları” adlı belgeselde. Günümüz dünyasında bizlerinde konumu da, Nero'nun konuklarından farklı değil. “Başka Bir Gezegen”de, pek çok ülkede çocuklara reva görülen yaşam standardını görüp ede insanlıktan utanmamak zor. “Demir Kargalar”, üç kuruş uğruna kelle koltukta çalışan çocuk yaştaki tersane söküm işçilerinin dünyasına sokuyor bizi. “Düş Ülkesi” İzlanda'daki alternatif enerji arayışlarını; “Auto*Mat” arabalı hayatın bizi mahkum ettiği trafik cehennemini, “Zehirli Oyun bahçesi” Avrupalı şirketlerin üçüncü dünya ülkelerine zehirli atık ihracını, “Vadim O Kadar Yeşildi ki” İran'da baraj yapımı için toprağından koparılan ve evleri su altında bırakılan köylüleri konu alıyor. “Çiçeklenen Ticaret”, Hollanda'daki çiçek endüstrisinin bilinmeyen yüzünü, ta Afrikanın su kaynaklarını tüketmeye kadar uzanan perde arkasını gösteriyor.

Bütün bu filmlerde anlatılan aslında bizim hikayemiz!

DOCUMENTARIST filmleri 27 Haziran'a kadar Pera Müzesi, Fransız Kültür Merkezi, Sismanoglio Megaro, Dutch Chapel, Akbank Sanat ve Tütün Deposu'nda gösteriliyor. Bedeli 4 TL olan biletler MyBilet'ten ve salon girişlerinden temin edilebilir.




'KAPİTALİZM ÇIKMAZI' BÖLÜMÜNDEKİ FİLMLER:

“Auto*Mat”
Otomobilize olan ve otomatikleşen toplumumuz hakkında, kendi mecrasını aşarak sosyal bir hareket yaratan, eğlenceli bir deneme film. Film, Çek Cumhuriyeti’nin başkentinde otomobillerin yayalara kurduğu üstünlüğe karşı savaşan, Prag’ı yayalar ve bisikletçiler için daha rahat yaşanır hale getirmeye kararlı bir sivil girişimi konu ediyor. Ancak bu, otomobil kültürünün basit ve şeffaf bir eleştirisi değil. Film, insanın yeryüzündeki yeri ve amacı hakkında sahip olduğumuz fikirlerin kökenini ortaya çıkarmaya çalışıyor.

“Başka Bir Gezegen”
Dört farklı kıtada çekilen film, dünyamızın gizli yüzünü, yaşanılan genel ve ahlaki krizleri konu alıyor. Filmde anlatılan yedi öyküde, çocuk karakterlerin yaşadıkları aşağılanmaya rağmen kaderlerine nasıl katlandıklarını izlerken, savunmasızlığın akıldışı seviyelerine tanık oluyoruz. Meksika, Kongo, Kamboçya ve Ekvator’daki çocuk işçiler, çocuk fahişeler ve çocuk askerlerin korkunç günlük yaşamları önümüze seriliyor. Çok hassas bir konuda, olağandışı bir film.

“Çiçeklenen Ticaret”
Küresel çiçekçilik sektörünün tutsağı olan Kenyalıların ve toprağın nasıl sömürüldüğünü gözler önüne seren film, ilk elden gözlemleri ana karakterlerin yorumlarıyla birleştiriyor. Sektörün ikilemleri acı verecek kadar bariz hale geliyor, ve baskı, cinsel taciz ve insanlık dışı çalışma koşullarından oluşan karanlık bir dünyanın kapıları açılıyor. Bu tablodan sadece tek bir sonuç çıkarılabilir: İthal güllerin kokusu güzel değil, acıdır.

“Demir Kargalar”
Güney Bangladeş’te küçük bir liman kenti olan Chittagong’da her gün yaklaşık 20.000 kişi, 2 dolar ücret için hayatlarını tehlikeye atıyor. Dünyanın her yerinden gelen eski gemileri söküyor ve binlerce ton demir parçasıyla boğuşuyorlar. Chittagong’da yılda ortalama 20 işçi ölüyor. Kirli atıklar ve zehirli gazlarla dolu çalışma koşullarına rağmen bu gemiler Tanrının hediyesi sayılıyor. İşçiler yürek parçalayıcı öykülerini bizzat kendileri anlatırken, onlara gemi sökme tersanelerinin yürek hoplatan görüntüleri eşlik ediyor.

“Düş Ülkesi”
El değmemiş doğanın ne kadarını korumak gerekir? Temiz ve yenilenebilir enerji elde etmek için neleri feda etmeliyiz? “Düş Ülkesi”, doğal kaynakların sömürülmesi üzerine bir film. İzlandalıların da öğrendiği üzere, temiz enerjinin de bir bedeli var: Çevreyi kirleten sanayi tesisleri ve uluslararası şirketler. Herkes ekonomik büyüme için dua ediyor. Ancak, günümüzde İzlanda boğazına kadar borç içinde ve geleceği belirsiz. İşte çevre dostu enerjinin karanlık yüzü.

“Neron'un Konukları”
“Neron geceleri ışık olsun diye mahkumları yakardı. Konukları ise yanında durup seyrederdi.” Günümüzde ise Hintli elitler, ülkelerini kasıp kavuran sosyal adaletsizliği görmek dahi istemiyor. Son 10 yılda Hindistan’da yaklaşık 200.000 çiftçi artan yoksulluk nedeniyle intihar etti. Ancak. tüm bu olup bitenler ana akım medyada pek de yer almadı. Film, Hindu gazetesinin Kırsal Haberler Editörü P. Sainath’ı izliyor ve hükümeti harekete geçirmek için ulusal gündemi değiştirme çabalarını ekrana yaşıyor. Neoliberalizmin ikiyüzlülüğü hakkında göz açıcı bir belgesel.

“Vadim O Kadar Yeşildi ki”
İran’da bir ırmağın çevresinde bulunan 63 köy, inşa edilecek hidroelektrik barajının tehdidi altında. Sakinleri ise bir mucize olması için dua ediyor. Bu köylerden birinde bulunan yatır, vadide dev bir baraj inşa edilmesini engelleyebilir mi? Fereshteh Joghataei’nin bu ödüllü filmi, toplumsal bir dramı özgün ve kişisel biçimde anlatırken ‘ilerleme’ye karşı örgütlü bir yanıt veremeyen insanların kırsal değerlerden sanayi değerlerine geçişini zekice yakalıyor.

“Zehirli Oyun Bahçesi”
2 yaşındaki Yoselin göbek dansı yapmayı çok seviyor, büyüyünce de doktor olmak istiyor. Fakat kalçalarında yaralar çıkıyor. 23 yaşındaki İsveçli Lars, Şili’de sinema okurken, Cerro Chuno’daki Yoselin gibi yüzlerce çocuğun İsveç’ten, hem de kendi kasabasından gönderilen zehirli atıklar nedeniyle ağır hasta olduklarını öğreniyor. Lars, atıkları gönderen maden şirketinin çocukların başına gelenlerden sorumlu olup olmadığını anlamaya çalışırken, kendini zehirli atık ticareti, sorumluluk ve pişmanlık dolu bir öykünün içinde buluyor.

Detaylı program ve bilgi için:
www.documentarist.org






Haziran 2010
[DOCUMENTARIST 2010 Özel Sayısı]

Anlatılan bizim hikâyemiz:
Gel ve gör!
22 Haziran'da başlayan DOCUMENTARIST'in programında, gezegenin kalp atışlarını ölçen, içinde yaşadığımız tüketim kültürünün handikaplarını sergileyen bir dizi film var. Kâra dayalı ekonomik sistemin dünyanın kaynaklarını sömürmesi, su, hava ve toprağın giderek kirlenişi, yoksulların daha yoksul hale gelmesi, çocukların emek sömürüsü son dönemde yapılan pek çok çarpıcı filme konu oldu... “Neron geceleri ışık olsun diye mahkumları yakardı. Konukları ise yanında durup seyrederdi.” Uygulanan neoliberal ekonomik politikalar sonucu son on yılda yaklaşık 200 bin çiftçinin intihar ettiği Hindistan'da, bu intiharların nedenini araştıran gazeteci, Hintli elitlerin durumunu böyle özetliyor, Nero'nun Konukları adlı belgeselde. Günümüz dünyasında bizlerinde konumu da, Nero'nun konuklarından farklı değil. Başka Bir Gezegen'de, pek çok ülkede çocuklara reva görülen yaşam standardını görüp de insanlığından utanmamak zor. Demir Kargalar, Bangladeş'te üç kuruş uğruna kelle koltukta çalışan çocuk yaştaki tersane söküm işçilerinin dünyasına sokuyor bizi. Düş Ülkesi İzlanda'daki alternatif enerji arayışlarını; Auto*Mat arabalı hayatın bizi mahkum ettiği trafik cehennemini, Zehirli Oyun Bahçesi Avrupalı şirketlerin üçüncü dünya ülkelerine zehirli atık ihracını, Vadim O Kadar Yeşildi ki İran'da baraj yapımı için toprağından koparılan ve evleri su altında bırakılan köylüleri konu alıyor. Çiçeklenen Ticaret, Hollanda'daki çiçek endüstrisinin bilinmeyen yüzünü, ta Afrikanın su kaynaklarını tüketmeye kadar uzanan perde arkasını gösteriyor.

Bu filmlerde ve daha pek çok filmde anlatılan aslında bizim hikayemiz... DOCUMENTARIST, 22-27 Haziran arasında hikayelerimizi izlemeye davet ediyor!


Balkanlarda bir şeyler oluyor
Balkan ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de yeni kuşak belgeselcilerin önündeki en önemli sorun, başka ülkelerle ortaklıklar kurmak ve filmlerini dünyaya ulaştırmanın yollarını aramak... Bu hedef, Balkan ülkeleri arasında bu alanda yakın ilişkiler kurulmasını, proje geliştirme, eğitim ve işbirliği olanaklarının arttırılmasını gerektiriyor. Sofya'da yeni kurulan Balkan Belgesel Merkezi (BDC) adlı yeni inisiyatif bu ihtiyaçtan doğdu.
Balkan ülkelerinde belgesel yapım ve dağıtım sorunlarının ele alınacağı panelde bölgede belgesel alanında faaliyet gösteren 5 önemli konuk, bölgesel işbirliğine dair çeşitli konuları tartışacak: Balkan ülkeleri arasında belgesel alanında köprüler kurulmasının gerekliliği, bölgede belgeseller için bir dağıtım ağının kurulması ve uluslararası dağıtım ağına dahil olunması gibi...
Ardından, Balkan Documentary Center, BulDoc and AgitProp gibi oluşumların; ayrıca bölgedeki en önemli belgesel film festivalleri olan Selanik Belgesel Festivali, Saraybosna Film Festivali ve DokuFest'in ilk ağızdan tanıtımı yapılacak.

Panel: Balkanlarda Belgesel Üretimi
25 Haziran 12:00-14:00, Akbank Sanat
(Panelde simültane çeviri yapılacaktır.)

DOCUMENTARIST biletleri satışta!
Bilet ücreti: 4 TL
Atölye, panel, sinema dersi...
Atölye: Kent ve Kamera, Uğur Kutay
24 Haziran Perşembe, 18:00, Akbank Sanat.

Panel: İstanbul - Değişimi Belgelemek
23 Haziran 2010, Çarşamba 14:00-17:00
Mimarlar Odası, Karaköy Binası Konferans Salonu

Eyal Sivan'dan mesaj var: "İsrail'in Gazze'ye Özgürlük Filosu'na yaptığı saldırının ve İsrail ordusunun işlediği suçun çok öncesinde tasarlanan bu sinema dersinde, belgesel sinemacılık ile onun güncellikle ilişkisine değinmek; belgesel pratiğinin anlık tepkisel rolüne ve İsrail hükümeti ile dünya genelindeki müttefiklerinin yürüttüğü propaganda savaşına karşı görüntü üretim yöntemlerinde izlenmesi gereken incelikli yollara eğilmek istiyorum.”







Basın ve İfade Özgürlüğüne Sıkılan Kurşunlar" sergisi Tütün Deposu'nda

Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi Belgesel ve Basın Fotoğrafçılığı Programları’nın katılımcıları tarafından hazırlanan “Basın ve İfade Özgürlüğüne Sıkılan Kurşunlar: Gazeteciyi Öldürmek” dokümantasyon sergisi, Documentarist 2010 kapsamında, 18 Haziran 2010 Cuma günü saat 19.30’da *Depo’da açılacak ve 27 Haziran 2010 Pazar gününe kadar izlenebilecek.
www.documentarist.org






DOCUMENTARIST - DUYURU

Balkanlara belgeselden bir köprü
PANEL:
BALKANLARDA BELGESEL ÜRETİMİ
25 Haziran 12:00-14:00, Akbank Sanat

Balkan ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de yeni kuşak belgeselcilerin önündeki en önemli sorun, başka ülkelerle ortaklıklar kurmak ve filmlerini dünyaya ulaştırmanın yollarını aramak... Bu hedef, Balkan ülkeleri arasında bu alanda yakın ilişkiler kurulmasını, proje geliştirme, eğitim ve işbirliği olanaklarının arttırılmasını gerektiriyor. Sofya'da yeni kurulan Balkan Belgesel Merkezi (BDC) adlı yeni inisiyatif bu ihtiyaçtan doğdu.
Balkan ülkelerinde belgesel yapım, dağıtım sorunlarının ele alınacağı panelde bölgede belgesel alanında faaliyet gösteren 5 önemli konuk, bölgesel işbirliğine dair çeşitli konuları tartışacak: Balkan ülkeleri arasında belgesel alanında köprüler kurulmasının gerekliliği, bölgede belgeseller için bir dağıtım ağının kurulması ve uluslararası dağıtım ağına dahil olunması gibi...
Ardından, Balkan Documentary Center, BulDoc and AgitProp gibi oluşumların; ayrıca bölgedeki en önemli belgesel film festivalleri olan Selanik Belgesel Festivali, Saraybosna Film Festivali ve DokuFest'in ilk ağızdan tanıtımı yapılacak.
Panele konuşmacı olarak, Selanik Belgesel Festivali ve Uluslararası Selanik Film Festivali direktörü Dimitri Eipides, Balkan Belgesel Merkezi'nden Martichka Bozhilova, Saraybosna Film Festivali belgesel bölümü sorumlusu Rada Sesic, Kosova’daki DokuFest Belgesel Film Festivali yöneticisi Veton Nurkollari ile Documentarist'te gösterilen "Benim Güzel Dacia'm" filminin yapımcı ve yönetmeni Julio Soto katılacak. Panelin moderatörlüğünü geçen yıl "Lilit'in Kızkardeşleri" filmiyle En İyi Balkan Belgeseli ödülünü kazanan Emel Çelebi üstlenecek.

(Panelde simultane çeviri yapılacaktır.)

EYAL SİVAN BASIN TOPLANTISI
25 Haziran 2010, Cuma 16:00 Cezayir Restaurant
(Hayriye cad. No: 12, G.saray)
Eyal Sivan basın mensuplarının sorularını yanıtlayacak.

EYAL SİVAN SİNEMA DERSİ
26 Haziran 2010, C.tesi 11:00 Tütün Deposu
DOCUMENTARIST biletleri
MyBilet üzerinden satışta!
Ayrıca seans öncesi salon girişlerinden temin edilebilir.
Bilet ücreti: 4 TL





SaturDox - Belgesel Buluşmaları 3. haftasında, Çayan Demirel'in "5 No'lu Cezaevi" belgeseli ile devam ediyor. Gösterimden sonra ise Murat Paker ile "Diyarbakır Cezaeviyle yüzleşmek neden önemli?" başlığı altında bir söyleşi olacak.
6 Şubat Cumartesi saat 19:00'da Tütün Deposu'nda görüşmek üzere!
geçmiş ve gelecek programlar için: depoistanbul.net ve documentarist.org

6 Şubat 2010, Cumartesi 19:00

SÖYLEŞİ
Murat Paker
“Diyarbakır Cezaevi (1980-83) ile yüzleşmek neden önemli?”
Bilgi Üniversitesi, Psikoloji Böl.
1985’te İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olup bir süre hekimlik yaptı. Bu sürede Boğaziçi Üniversitesi’nde klinik psikoloji yüksek lisans eğitimini tamamladı. 1992’de aynı alanda doktora yapmak üzere New York’a, New School for Social Research’e gitti. Bu üniversitedeki doktora ve doktora-sonrası çalışmalarını 2000 yılında tamamladı. 2005 yılında Türkiye’ye dönene kadar yine New York’ta travma/işkence mağdurlarına psiko-sosyal hizmet veren bir merkezde psikoterapist ve klinik direktör olarak çalıştı. Halen Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmakta ve aynı bölümdeki klinik psikoloji yüksek lisans programının direktörlüğünü yürütmektedir. Psikanaliz, travma, psikoterapi ve bunların politikayla kesişimi temel ilgi alanlarını oluşturmaktadır. Son on yılın kimi önemli olayları üzerinden psiko-politik bir panorama sunan kitabı Psiko-politik Yüzleşmeler, 2007’de Birikim Yayınları’ndan çıktı. [www.muratpaker.com]

FİLM
5 No'lu Cezaevi
(Prison No. 5) Yön/Dir.: Çayan Demirel
2009, 97', Türkiye/Turkey
12 Eylül 1980 askerî darbesinden 1984 yılına kadar geçen süreci, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşayanlar ‘vahşet yılları’ olarak tanımlıyor. Burada, insan aklının tasavvur edemeyeceği işkence uygulamaları sonucu 32 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce insan sakat kalmış ve binlerce hayatın seyri değişmiştir. Belgesel, bu yıllar arasında uygulanan sistematik işkenceleri tanıkların anlatımıyla aktarıyor.

* Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Belgesel Ödülü 2009
* SİYAD En İyi Belgesel Ödülü 2009

Film İngilizce altyazılı gösterilecektir.



Adres: Tütün Deposu
Lüleci Hendek cad. No: 12 Tophane, İstanbul






Belgeselin kalbi İstanbul'da atacak

Documentarıst İstanbul Belgesel Günleri'nin üçüncüsü, 22-27 Haziran günlerinde kapsamlı bir program ve zengin etkinlik programıyla birlikte sunuma hazır. Üç yıldır kalite ve niteliği bir araya getirerek, belgeselleri seyirciyle buluşturan ekip "Kültür Bakanlığı'nın gözüne giremedik ama seyircinin beğenisini aldığımızı biliyoruz" diyor.

Kısa sürede hızla büyüyen ve İstanbul'un genç sinema etkinliklerinden olan Documentarıst, bu yıl ABD'den Lübnan'a, İsviçre'den Hindistan'a, Arjantin'den İzlanda'ya, İran'dan Kore'ye, Danimarka'dan Fransa'ya 35 ülkeden 120'den faza filmin sergileneceği bir programla seyirci karşısına çıkıyor. Programı gibi geniş bir seyirci kitlesine de sahip olan Documentarıst, tüm beğenilerin yanında Kültür Bakanlığı tarafından üç yıldır beğenilemiyor!

KÜRATÖR İŞİ GİBİ CİDDİYE ALIYORLAR
Necati Sönmez, Emel Çelebi, Duygu Eruçman, Lisya Yafet ve İmre Balanlı'nın oluşturduğu beş kişilik ekibin emekleri ve girişimleri ile hazırlanan Documentarıst, bu yıl "Kent ve Sinema"nın bienal sergisi boyutunda. Çalışmalarını "küratör işi gibi ciddiye alarak" yapıtıklarını ifade ediyorlar.

KÜLTÜR BAKANLIĞI AYAKTA UYUYOR
Festival, belgesel dünyasının önemli konuklarını ve son dönemde dünya festivallerinde ödüller kazanmış belgeselleri ağırlamasına rağmen Kültür Bakanlığı tarafından kayıtsızlıkla karşılanıyor. Deyim yerinde ise dünyayı ağırlayan festivale karşı Kültür Bakanlığı ayakta uyuyor.

"KRİZ VAR"
Necati Sönmez, üç yıldır Kültür Bakanlığı ile görüşmeler yaptıklarını ancak ilgisizliklerini her yıl değişik biçimlerde ifade ettiklerini söylüyor. Sönmez, şöyle anlatıyor: "İlk yıl festivale sıcak baktılar. Ceplerinden çıkarıp harçlık verir gibi dört bin lira verdiler. Niyet belirtisinin göstergesi gibi düşündük. Buna güvenip, ikinci yılda başvurumuzu yaptık. Etkinliğe bir hafta kala reddettiler. 'Yapmayın, her şey hazır, konuklar geliyor...' dedik. 'Kriz var' dediler. 'Yirmi bin lira olsa yeterli olur mu?' dediler. Bizde, 'batmaktan kurtarır dedik'."

AĞIZLARINDAN BAL DAMLIYOR AMA...

Bu sene dosyalar oluşturarak daha hazırlıklı gittiklerini söyleyen Sönmez, "Yine reddedildik. Aslında, insan kendini borçlu hisseder değil mi? 'Geçen yıl size söz verdik ama yapamadık' der. Ama öyle olmadı. Biz de onur meselesi yaptık. Hakkımız diye daha fazla uğraştık. Bakana ulaşmak istedik. Ancak danışmanıyla görüşebildik. Danışmanın ağzından da bal damladı. Ayrıldıktan sonra telefonla aradılar. 'Yeniden başvuru yapın' dediler. Bir hafta içinde gerekçe belirtmeden 'Etkinliğiniz desteklenmeye uygun bulunmamıştır' yazısını gönderdiler" dedi.

BAKANLIK HAYALİ FESTİVALLERİ DESTEKLİYOR
Sönmez, Kültür Bakanlığı'nın hayali belgeselleri desteklediğini ancak üç yıldır beğeniyle takip edilen Documentarıst'i desteklememelerini ise şöyle eleştiriyor: "Kalite ve niteliğe kesinlikle aldırmıyorlar. Trajikomik belki ama filmde müzikleri olmayan İki Dil Bir Bavul'a müzik ödülü verdiler. Birilerinin yaptığı hayali festivalleri desteklediler. Ama bizim üç yıldır yaptığımız ünlü sinemacıları ve belgeselleri ağırladığımız festivali 'desteklemeye uygun bulmadılar' Ya da Kültür Bakanlığı'nı kültüre faydalı bir iş yaptığımıza inandıramadık."

Documentarıst bu sene, Yunanistan, Hırvatistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Kosava, Bulgaristan ve Romanya'dan 15 filmin yer aldığı Balkanlar bölümünde Balkanlar'ı mercek altına alıyor.

Festivalin tematik bölümlerini ise dünyanın doğal kaynaklarının tükenişine ilişkin filmlerin yer aldığı "Kapitalizm Çıkmazı", sinemacıların kent yaşamına özellikle de metropollere bakışını yansıtan "Kent ve Sinema", dünyanın sorunlu bölgesinin kangren olmuş sorunlarına odaklanan "Ortadoğu'nun Fay Hattı: Filistin-İsrail" ve sadece kadın olmaktan kaynaklanan sorunların irdelendiği "Kadınlık Halleri" gibi başlıklar oluşturuyor.

İSRAİLLİ MUHALİFTEN SİNEMA DERSİ
Documentarıst'in bu seneki onur konuğu İsrail hükümetinin politikalarına karşı muhalif bir İsrailli sinemacı olan Eyal Sivan. Sivan, belgeselin güncel siyasi gündemle ilişkisi ve İsrail'in Filistin sorununun yansımaları üzerine 26 Haziran'da "Sinema Dersi" verecek.

SİNEMA USTALARI, SİYAD SEÇKİSİ, KUTAY VE İPŞİROĞLU
Türkiye'de son bir yıl içinde hareketlenen belgesel sektörü, Documentarıst'te 30'u aşkın filmden oluşan geniş bir seçkiyle temsil ediliyor. Yıl sonunda verilecek olan En İyi Belgesel Ödülü'ne aday gösterilen filmlerden oluşacak Yerli Belgisil Seçkisi yine Sinema Yazarları Dernegi (SİYAD) tarafından belirlenerek ödüllendirilecek.

Documentarıst bu yıl Türkiye'den de bir ustaya odaklanıyor. Etkinlikte Mazhar Şevket İpşiroğlu'nun 5 filmi günyüzüne çıkarak seyirci ile buluşacak. Ayrıca, Uğur Kutay, belgeselde 20. yüzyıl kente bakışı ile 21. yüzyıl bakışı açısındaki uçuruma ve metropollerin ölümüne ilişkin atölye çalışması yapacak.

Galata Fotoğrafhanesi Fotoğraf Akademisi de, Belgesel Fotoğraf ve Basın Fotoğrafçılığı ile "İfade ve Basın Özgürlüğüne Sıkılan Kurşunlar" konulu bir dokümantasyon sergisi gerçekleştirilecek. Sergide, 80'den sonra öldürülen gazetecilerin öldürüldükleri yerlere ve anlara dair hatırlatmalar olacak.

DOCUMENTARIST KÜLTÜRE FAYDALI BİR İŞ
Necati Sönmez, Emel Çelebi, Duygu Eruçman, Lisya Yafet ve İmre Balanlı beşlisi, "Kısacası 22-27 Haziran haftasında belgeselin kalbi İstanbul'da atacak" diyor.

Son dakika sürprizleri, panel, atölye ve söyleşi gibi etkinliklerle zenginleşecek olan Documentarıst'te filmler Pera Müzesi Oditoryumu, Fransız Kültür Merkezi, Akbank Sanat, Dutch Chapel, Tütün Deposu ve Sesmanoglio Megaro salonu olmak üzere 6 mekanda gösterilecek. Bilet fiyatları herkes izlesin diye sadece 4 lira. İyi seyirler...

Etkin Haber Ajansı
11 Haziran 2010
FATMA KELLECİ







Filmler, konuklar, panel ve söyleşilerle dolu bir 4 gün!
DOCUMENTARIST, bu sene ikinci kez gerçekleştirdiği "Hangi İnsan Hakları?"nda, film seçkisiyle olduğu kadar yan etkinlikleriyle de hayli doyurucu bir programa imza attı. 8-11 Aralık 2010 tarihlerinde gerçekleşen etkinlik boyunca, üç mekanda uzunlu kısalı 30'a yakın film seyirciyle buluşurken, filmlerden sonra yönetmenlerle/ekiple söyleşiler yapıldı. Yabancı konuklarımız, yerli belgesel yönetmenleriyle tanışarak deneyim aktarımında bulundu. En çok ilgi gören yan etkinliklerden, Kumbaracı50'de gerçekleşen Gündelikçilerle Forum Tiyatro'ya, İstanbul'un dört bir köşesinden gündelikçi kadınlar katıldı; kar soğuğuna rağmen gösteriyi 70'ten fazla seyirci izledi. Gündelikçi kadınlar, buradaki deneyimlerini aktarmak üzere sonradan TV programlarına davet edildi. Tütün Deposu'ndaki Erkek Egemen Sistemde Şiddetle Mücadele paneli yine büyük ilgi gördü... Hangi İnsan Hakları? programına destek veren, öneri ve fikirleriyle katkıda bulunan, filmleri ve tartışmaları ilgiyle takip eden herkese çok teşekkürler.

'Hangi İnsan Hakları?' başlıyor...
"Erkeklerin sevgisi her gün 3 kadını öldürürken" DOCUMENTARIST bir kez daha soruyor: Hangi İnsan Hakları? Bu başlık altında çoğu Türkiye'de ilk kez gösterilen bir dizi belgeselde bu soruya yanıt arayacağız, dört gün boyunca. Aung San Suu Kyi, Rabiya Kadeer, Rachel Corrie, Pınar Selek gibi mücadeleci kadınlarla buluşacağız. Bazı filmlerin etkisiyle hararetli tartışmalara gireceğiz. Kadına yönelik şiddete karşı mücadeleyi konu alan panel, aktivist sinemacıları seyirciyle buluşturan söyleşiler, gündelikçilerin katılacağı forum tiyatro gibi yan etkinliklerde pek çok konuyu konuşacağız. Ezilenlerin sesi olup totaliter rejimlere direnen kadınların, kısacık hikayeleriyle vurdumduymazlığımızı yüzümüze vuran çocukların, şiddeti teninde yaşayan bireylerin şahsında, aynı soru daha güçlü biçimde çınlayacak: Sahi, 'Hangi İnsan Hakları?'
Hepinizi 8-11 Aralık'ta bu soru etrafında buluşmaya bekliyoruz!
Detaylı bilgi için tıklayınız.

Türkiye'den Sheffield'e film akını!
Avrupa'nın en önemli belgesel etkinliklerinden olan Sheffield Doc/Fest'te bu sene Türkiye'den tam 5 film katılıyor! 3-7 Kasım 2010 tarihlerinde Britanya'nın Sheffield kentinde düzenlenen festival, DOCUMENTARIST'in önerdiği filmler arasından Miraz, Bu Sahilde ve Kahpe Devran'ı programına aldı. Florian Thalhofer ve Berke Baş'ın yönettiği 'interaktif belgesel' Planet Galata - İstanbul'da Bir Köprü ile Uluslararası Gençlik Film Yapım Atölyesi'nden dört öğrencinin gerçekleştirdiği Tek Nefeste Aşk adlı kısa belgesel de Sheffield Doc/Fest programında. DOCUMENTARIST'ten Necati Sönmez ise Sheffield Doc/Fest'e hem jüri üyesi hem de bir panelde konuşmacı olarak katılıyor.



DokuFest'ten ödül de var, ilgi de...
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen DokuFest Uluslararası Belgesel ve Kısa Film Festivali'nde yarışan “Kamerayla İzdivaç”, Seyirci Ödülü'ne değer bulundu. Yönetmenliği Doğa Kılcıoğlu yapımı Delice Film tarafından gerçekleştirilen film, Esra Erol'la İzdivaç adlı evlilik programının perde arkasını ve televizyon dünyasının bilinmedik çehresini yansıtıyor.

Kosova'nın Prizren kentinde düzenlenen ve bu sene 37 ülkeden 156 filmin gösterildiği DokuFest'te, Türkiye'den gelen belgeseller büyük ilgi gördü. Kısa bir süre önce Saraybosna Film Festivali'nde de yarışan ve DokuFest'te Balkan Filmleri kategorisinde Seyirci Ödülü'nü kazanan “Kamerayla İzdivaç”ın dışında, Prizren'de “Documentarist@DokuFest” başlığı altında Türkiye'den altı film gösterildi.

Türkiye belgeselleri Kosova’da
Kosova’da düzenlenen DokuFest, Türkiye’den belgesellere özel bölüm ayırdı. DOCUMENTARIST tarafından hazırlanan altı filmlik seçkinin yanısıra, yarışmada yer alan iki film ile bir jüri üyesi de Türkiye’den...

Türkiye sinema sektörü, Saraybosna Film Festivali'nin hemen ardından, Balkanlara bu kez belgesellerle çıkarma yapıyor. Bu sene Balkanları mercek altına alarak bölgeden pek çok belgeselciyi konuk eden DOCUMENTARIST’in, belgesel alanında Balkan ülkeleriyle güç birliği oluşturma girişiminin ilk adımı Kosova’da atılıyor: Haziran sonunda başarılı bir festivale imza atan DOCUMENTARIST ekibi, bu hafta Kosova’da düzenlenen DokuFest - Uluslararası Belgesel ve Kısa Film Festivali’ne Türkiye’den bir dizi belgesel götürüyor.

31 Temmuz - 7 Ağustos tarihlerinde 9’uncusu düzenlenen DokuFest, Türkiye’den belgesellere “documentarist@dokufest” başlığıyla özel bir bölüm ayırdı. Prizren kentinde düzenlenen ve bölgenin en önemli belgesel etkinlikleri arasında yer alan festivalde geçen yıl En İyi Balkan Belgeseli ödülünü kazanan Emel Çelebi ise jüri üyesi olarak görev yapacak.