15. Documentarist İstanbul Belgesel Günleri

25 - 30 Haziran 2022

DOCUMENTARIST
Istanbul Documentary Days
İstanbul Belgesel Günleri
http://www.documentarist.org







Bu sene zengin bir programla 15'inci yaşını kutlayan Documentarist İstanbul Belgesel Günleri'nde ödüller açıklandı.

Natalia Moussienko (Ukrayna), Teresa Vena (İsviçre) ve Övgü Gökçe'den (Türkiye) oluşan ve uluslararası seçkiyi değerlendiren FIPRESCI jürisi ise Eleştirmenler Ödülü'nü “derinlemesine araştırma konusundaki çabası, kültüre çok katmanlı yaklaşımı ve yarattığı güçlü etki nedeniyle” Cem Kaya'nın, Türkiye'den Almanya'ya işçi göçünü orada üretilen müzik üzerinden anlatan “Aşk, Mark ve Ölüm” adlı filmine verdi. Jüri açıklamasında, “bu ilham verici filmi, kültürel çeşitliliğin evrensel değerinin daha iyi anlaşılmasına yaptığı katkının yanı sıra, tarihsel ve kültürel olarak ihmal edilmiş bir toplumu onurlandırması nedeniyle de bu ödüle layık gördüğünün” altını çizdi.

Gizem Aksu'nun dans üzerinden Almanya'da yaşamış Roman bir boksörle Sulukule bağ kurduğu “9/8fight41: hepimiz için 9/8’lik bir dövüş” adlı kısa belgeseli ise, “Geçmişe baktığımızda her zaman şimdiden baktığımızı unutmadan, geçmiş ve şimdinin türlü ayrımcılıkları arası bağlantıları farklı karakterler üzerinden incelikli bir şekilde kurması; türsel ve biçimsel denemeleri uygulama cesaretini göstererek ayrımcılığın acı, şiddet ve işgal dolu deneyimleri karşısında neşeli ve yaratıcı bir dövüş imkânını hatırlatması ve hayatta kalmanın başka biçimlerine dair ilham vermesi sebebiyle” Jüri Özel Ödülü'ne değer görüldü.

Ahu Öztürk, Can Candan, Özlem Güçlü, Karen Cirillo ve Selda Taşkın'dan oluşan jüri, Documentarist'in geleneksel Johan van der Keuken Yeni Yetenek Ödülü'nü “Bitmemiş Cümleler” filmine verdi.

Adar Bozbay'ın yönettiği belgesel, yazar Aslı Erdoğan'ın köşe yazılarından ötürü yaşadığı hapis ve sürgün hayatını konu alıyor.

Jüri ödül gerekçesini, “Sürgünde bir yazarın yaşamını ve edebiyatıyla olan ilişkisini katman katman açmaya cesaret etmesi ve anlatının başından sonuna kadar bunu uygulamaya geçirebilmesi; dolayısıyla stereotipik temsillerin ötesinde yazarın diliyle olan sürgün ilişkisini derinlikli ve duru bir biçimde takip etmeyi başarması; ayrıca, politik tutukluluklar ve hak ihlallerine dair mücadelelerin ve dayanışmanın kuvvet ve kudret kadar kırılganlığı da içerdiğine dair kıymetli vurgusuyla seyirciyi yeni sorulara açabilmesi” olarak açıkladı.






Arşiv Belgeselleri


Bedenini Güneşe Dön
Turn Your Body to the Sun
Hollanda, 2021, 93'
Aliona van der Horst
Rusça ve Felemenkçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından esir alınan bir Sovyet askerinin inanılmaz hayat hikâyesi. Kızı Sana, ketum babasını anlamak için geçmişi araştırır. Yolculuğunda Sana’ya eşlik ederken, yönetmen de iki diktatör Hitler ve Stalin’in kurbanı olan milyonlarca Sovyet askerinin izlerini bulmak için film arşivlerini kazıyor. “Arşivi yeniden sahiplenme” tekniğiyle, yönetmen görüntünün ruhunu, savaş anlatısının dışında kalan o milyonların ince kalıntılarını arıyor. Yumuşak ama kararlı bir şekilde film, altmış yıllık sessizliği bozmaya başlıyor.

Aşk, Mark ve Ölüm
Love, Deutschmarks and Death
Almanya, 2022, 98'
Cem Kaya
Almanca ve Türkçe; İngilizce ve Türkçe altyazılı
1960’ların başında, Anadolu’dan ve Türkiye’nin diğer bölgelerinden sözde misafir işçiler Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından işe alındı. En başından beri onlara her zaman eşlik eden ve kültürlerinin bir parçası olan bir şey vardı: müzikleri - yabancı bir ülkede vatanlarından bir parça. Yıllar içinde, Almanya’da kendi ülkelerinde bu formda olmayan bağımsız müzikal yönelimler geliştirildi. Cem Kaya’nın heyecan verici belgeseli Aşk, Mark ve Ölüm; Türkiye’den göç edenlerin, Almanya’daki çocukları ve torunlarının bağımsız bir müzik kültürünün eşi benzeri olmayan hikayesini daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri eşliğinde eğlenceli ve karmaşık bir dille anlatıyor. Evlerinden uzakta, yeni ülkedeki yabancılar, Gurbetçi-Lieder (yurt dışından şarkılar) gibi melankolik müzik tarzlarını göçlerinin başlangıcında ortaya çıkardı. Bu şarkılar Köln’ün Bülbülü olarak bilinen Yüksel Özkasap ya da Aşık Metin Türköz (“Mayestero”) gibi sanatçılar tarafından sunuldu. Onları, sosyal olarak eleştirel şarkıları ilk kez Almanca söyleyen ve böylece hem göçmen hem de Alman pop kültürünü şekillendiren Derdiyoklar (“Liebe Gabi” şarkısı), Ozan Ata Canani (“Deutsche Freunde” şarkısı) veya Cem Karaca ve Kanaken (“Mein Freund, der Deutsche”) gibi daha genç müzisyenler izledi. Hip hop, Almanya’da büyüyen ikinci ve üçüncü kuşağın sesi oldu. Fresh Familee, King Size Terror veya Islamic Force gibi Alman-Türk Hip hop öncüleri de Almanya’da çağdaş pop müziğin yenilikçileri oldu.

Umut Limanı
Harbour of Hope
İsveç, Danimarka, Norveç, Polonya, Almanya, 2011, 59'
Magnus Gertten
İsveççe, İngilizce, Almanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Umut Limanı, hayatta kalan üç kişinin inanılmaz hayat hikâyesi hakkında yürek burkan ama yaşam dolu bir hikâye. 1945’te Irene, Ewa ve Joe, Alman toplama kamplarından kurtarılan ve İsveç’in barışçıl liman kasabası Malmö’ye gönderilen yaklaşık 30.000 kişi arasındaydı. Burada hayata yeniden başladılar.
Eşsiz arşiv filmleriyle 10 yaşındaki Yahudi kız Irene’nin özgürlüğe doğru ilk titrek adımlarını attığını görüyoruz. Polonyalı annesi tarafından tekneden indirilen yeni doğan Ewa’yı görüyoruz. Ve ailesini kaybettikten sonra yalnız bir genç olarak Malmö’ye gelen Josef “Joe” Rozenberg ile tanışıyoruz.
Umut Limanı’nda Irene, Ewa ve Joe, özgürleşme anından, bugün hâlâ kafalarını meşgul eden gizemli ve çözülmemiş sorulara kadar inanılmaz hayat hikâyelerini anlatıyorlar. Savaş anılarıyla nasıl başa çıktıklarını, yardım elinin ilerlemeyi nasıl mümkün kıldığını ve bir “umut limanı” bulmanın önemini anlatıyorlar. Film, Avrupa tarihinin en karanlık bölümünde meydana gelen hümanizme ve gizli kahramanlığa dokunaklı bir saygı duruşu niteliğinde.

Aşk Patatestir
Love is Potatoes
Hollanda, 2017, 90'
Aliona van der Horst
Felemenkçe ve Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Bir gün, Hollandalı film yönetmeni ve yapımcısı van der Horst’a bir miras kaldı: Rusya’nın kırsalında annesinin büyüdüğü küçük ahşap evin altıda biri olan 6 metrekarelik kısmı. Sanki hayat ona, kendini oynamak zorunda hissedeceği bir kart atmıştı. Geçmişe; Stalin Rusya’sında korku, açlık ve savaşla boğuşan annesinin ve beş kız kardeşinin çocukluklarına, ruhlarını derinden yaralayan deneyimlerine doğru yolculuğa başladı. Yönetmen, küçük çiftlik evinde yaşayan sıradan insanların hikâyelerinin yanında; Sovyet terörünün, sonu gelmeyen bir cesaretin ve o dört duvarı hiçbir zaman terk etmemiş olan korkunun hikâyesini anlatıyor.

Boris Ryzhy
Hollanda, 2008, 59'
Aliona van der Horst
Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Rus şair Boris Ryzhy (1974-2001) yakışıklıydı, yetenekliydi ve ülkesinde çoktan hatırı sayılır bir edebi ün kazanmıştı. Kendisi, Son Sovyet Nesli’nin sesi olarak görülüyor. Peki neden 26 yaşında kendi canına kıydı? Cevabı bulma arayışı, yönetmeni Boris’in büyüdüğü soğuk sanayi şehri Yekaterinburg’daki suç mahallesine götürür. Ortaya çıkan şey, tüm amacını kaybetmiş, suçlular ve korumalar kuşağı haline gelen Perestroyka kuşağının etkileyici bir portresidir. Ama her şeye rağmen, Ryzhy, yarısı mahkumlardan yarısı da gardiyanlardan oluşan bu mutsuz dünyayı seviyordu. Dünyanın çirkinliğini filozofların şiirsel aruz altınına dönüştürmeye çalışmıştı.

Ultraviolette ve Kan Kusanlar Çetesi
Ultraviolette et le Gang des Cracheuses de Sang / Ultraviolette and the Blood-Spitters Gang
Fransa, 2021, 74'
Robin Hunzinger
Fransızca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Büyükannesi Emma’nın ölümünden sonra, Robin Hunzinger ve annesi Claudie, Emma’nın Marcelle adında bir kızdan aldığı özenle korunmuş bir mektup koleksiyonu buldu. Marcelle ve Emma 1920’lerin ortalarında tanıştılar. Gizlice, iki genç kız arasında bir aşk filizlendi, ancak iki yıl sonra yollarını ayırdılar. Marcelle tüberküloza yakalandı ve bir sanatoryuma yatırıldı, burada Emma’ya hâlâ büyük uyarıcı gücüyle yanan birçok mektup yazdı. Sanatoryumda, ‘Ultraviolet’ lakaplı asi Marcelle, kendileri de hasta olan üç genç kadından oluşan bir gruba önderlik etti. Marcelle’in dokunaklı mektuplarıyla anlatılan film, arşiv görüntülerini, avangard filmleri ve müziği bir araya getirerek mutlak aşk, zamanının ötesinde cesur bir genç kadın ve zaman engelini aşan bir grup akraba ruhtan oluşan duyusal, şiirsel bir atmosfer yaratıyor.

Her Yüzün Bir Adı Var
Every Face Has a Name
İsveç, 2015, 76'
Magnus Gertten
İsveççe, Lehçe, İngilizce; Türkçe ve İngilizce altyazılı
28 Nisan 1945’te hayat yeniden başlıyor. Alman toplama kamplarından kurtulan yüzlerce kişi İsveç’in Malmö limanına varıyor. Onlar özgürlüğe ilk adımlarını atarken İsveçli haber fotoğrafçıları onları filme alıyor. Şimdi 70 yıl sonra hayatta kalanlar bu arşiv görüntüsünü ilk kez izliyor ve kendilerini keşfettikçe bu özel günün duygularını yeniden yaşıyorlar.
Bernard Kempler, Malmö’ye geldiğinde 9 yaşındaydı. Kız kılığına girerek savaştan sağ çıktı. New York’tan Elsie Ragusin, casus olmakla suçlandığında İtalya’daki büyükanne ve büyükbabasını ziyaret ediyordu. Bir yük vagonuna konuldu ve Auschwitz’e gönderildi.
Bu ve diğer pek çok duygusal hikâye ilk kez Her Yüzün Bir Adı Var‘da anlatılıyor ve arşiv; hayatta kalan Yahudilerden, Norveçli direnişçilerden, yeni doğmuş bebekleri olan Polonyalı annelerden ve İngiliz casuslarından gelen hikâyelerin olağanüstü bir karışımını ortaya koyuyor. Hepsi özgürlük anında birleşti. Bugün dünyanın her yerinde yaşanan anlar ve sahneler. Yeni bir ülkeye gelen bitmek bilmez bir savaşın hayatta kalanları. Hepsi anonim. İsimsiz yüzler.

TRAP NYC 1988
İsviçre, 2021, 12'
Dieter Fahrer
İngilizce; Türkçe altyazılı
1988’de sinemacı New York City’de yaşıyor, fotoğraf çekiyor, sesleri kaydediyor. Dünya bir kargaşa içinde. Bir yıl sonra Berlin Duvarı yıkılıyor. ABD dünya polisi oluyor. 2001 yılında, WTC kuleleri ve Pentagon saldırıya uğruyor. George Bush orduyu Afganistan’a gönderiyor. 1988’den gelen slaytlar ve sesler, hepimizin gördüğü ve unutamadığımız, sadece 11 Eylül, değil dünya tarihi ve görüntülerle dolu. Sesler ve melodiler zamanın akışını, zaman yolculuğunu, kaygan seyahati belirler.

Nelly ve Nadine
Nelly and Nadine
İsveç, Belçika, Norveç, 2022, 92'
Magnus Gertten
Fransızca, İngilizce, İsveççe, İspanyolca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Nelly ve Nadine, 1944 Noel arifesinde Ravensbrück toplama kampında birbirine aşık olan iki kadın arasındaki benzersiz bir aşk hikâyesidir. Savaşın son aylarında ayrılmalarına rağmen, Nelly ve Nadine daha sonra tekrar bir araya gelmeyi ve hayatlarının geri kalanını birlikte geçirmeyi başarır. Yıllarca aşk hikayelerini, ailelerindeki en yakınlarından bile sakladılar. Şimdi Nelly’nin torunu Sylvie, Nelly ve Nadine’in saklı kişisel arşivlerini açmaya ve onların bu olağanüstü hikâyesini ortaya çıkarmaya karar verdi.







Büyüme ve Ebeveynlik Hikayeleri


Vahşi Hayvan
Wild Animal / Animal Salvatge
İspanya, 2021, 23'
Maria Besora
Katalanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Janira üç yaşında ve diğer çocuklar gibi konuşmuyor. Yetişkinler, Janira’nın dil güçlüklerinden endişe duyuyor; ancak Janira bunları aşmak için gerekeni yapmak konusunda isteksiz. Etrafında özel bir şekilde iletişim kurduğu hayvanların olmasından mutlu ve onların dünyasını insanların dünyasına daha çok tercih ediyor gibi görünüyor. Fakat büyümek kaçınılmaz ve yakında vahşi kalmakla topluma uyum sağlamak arasında karar vermek zorunda kalacak.

Shabu
Shabu
Hollanda, Belçika, 2021, 75'
Shamira Raphaëla
Felemenkçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
On dört yaşındaki Shabu, Rotterdam’ın güneyinden iyi huylu, yaratıcı ve şehirli bir çocuktur. Bir gezinti sırasında büyükannesinin arabasını hurdaya çevirdiğinde, bütün ailesi ona çok öfkelenir. Büyükannesi Surinam’daki tatilinde dönmeden önce telafi etmesi gereken bir yaz vardır.
Annesi hasarı ödemek için meybuz satmasını önerir, ancak bu ona pek de mesafe kat ettirmez. Bu yüzden, para kazanmayı müzikal yeteneği ve boğucu bir yazın zevkleriyle birleştirmesini sağlayacak başka bir çözüm bulur. Ailesinin, özellikle de büyükannesinin onunla tekrar gurur duymasını sağlamayı başarabilecek midir?
Shabu, büyüdüğü Rotterdam’ın güneyindeki ünlü (ve kötü şöhretli) binaya atıfta bulunarak kendisini “Peperklip’li küçük bir çocuğum” şeklinde tanımlıyor. Filmin hayat dolu hikâyesi ve eğlenceli kurgusu, gençlik hayatının çelişkilerini vurguluyor: hayat zorken cilasız ve parlaması gerektiğinde de cilalı. Shabu, olduğundan daha iri görünen bir çocuk ve yaptıklarının sorumluluğunu alma hakkında komik ve dokunaklı bir film.

Bay Bachmann ve Sınıfı
Mr. Bachmann and His Class / Herr Bachmann und Seine Klasse
Almanya, 2021, 217'
Maria Speth
Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı
Bay Bachmann ve Sınfı, bir ilkokul öğretmeni ve öğrencileri arasındaki bağı anlatan samimi bir belgesel. Öğretmenin alışılmadık yöntemleri, öğrencilerin yaşadığı Almanya’nın sanayi kasabasının karmaşık sosyal ve kültürel gerçekleriyle çatışıyor.

İnsan kendini nerede evinde hisseder? Yabancıları hem dışlayan hem de entegre eden karmaşık bir tarihe sahip bir Alman şehri olan Stadtallendorf’ta güler yüzlü öğretmen Dieter Bachmann, öğrencilerine en azından kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmenin anahtarını sunuyor. Yaşları on iki ile on dört arasında olan bu öğrenciler on iki farklı ulustan geliyor; hatta bazıları Almanca’ya tam hakim değil. Emekliliğin eşiğinde olan Bachmann, bu geleceğin vatandaşlarına geniş yelpazede zanaat, ders, kültür ve görüşler için bir merak duygusu aşılamaya can atıyor. Bu sürükleyici, hassas belgeseli izlerken şunun farkına varmak insanı şaşkına çeviriyor: Eğer tüm çocuklar; böylesine duygusal zekası yüksek, sabırlı eğitimcilerle kutsanmış olsalardı, çatışmalar konuşma yoluyla azaltılabilir ve John Lennon’un “Imagine”ı bizim gerçekliğimiz olabilirdi. Yönetmen Maria Speth ve görüntü yönetmeni Reinhold Vorschneider gibi, sadece eğitimin önemini değil, aynı zamanda sürecin ne kadar usulca muhteşem olabileceğini de çok güzel bir şekilde fark edip vurgulayabilenler de başlı başına birer kahramandır.

Çocuğumuz
Our Child / Menschenskind!
İsviçre, 2021, 82'
Marina Belobrovaja
Almanca, Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Ebeveynlik bir hayatın tek mantıklı devamı mıdır? Geleneksel çekirdek aile kavramının modası geçti mi? Yönetmen Marina Belobrovaja, benzer durumdaki birçok kadının düşündüğü ama takip etmediği bir yol seçti. Bu filmde bir sperm donörünün yardımıyla kızının gebe kalmasından başlayarak, ebeveynliği ve aileyi çevreleyen mevcut sosyal fikirleri, rol kalıplarını ve gelenekleri araştırıyor.

Yaren ve Güneş
Yaren and the Sun
Belçika, 2021, 19'
Renate Raman, Joren Slaets
Felemenkçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
10 yaşındaki Yaren arabanın penceresinden dışarı bakarken neşeli müzik çalar ve güneş ağaçların arasından parlar. Bu, dinlendirici bir tatilin başlangıcı gibi görünüyor; ancak kız, Belçika’da sevdiklerini kaybeden çocuklar için bir yas kampı olan Missing You’ya gidiyor.
Yaren’in annesi o altı yaşındayken öldü. Arkadaşı Kato’nun babası bir yıl önce öldü. Yine de kamptaki atmosfer kederli olmaktan çok uzak ki zaten bu, eğitmenlerden birinin bir kızla hayat dolu şarkı La Bamba’da dans ettiğini gördüğümüzde de belli oluyor.
Eğlenmek güzeldir, çocuklar eğlencenin üzüntüyle bir arada var olabileceğini öğreniyorlar. Yaren ve Kato arasındaki konuşmalar, evrensel sorularla nasıl mücadele ettiklerini gösteriyor: Kederden nasıl kurtulursunuz? Ölü bir kişi hala bir yerlerde mi? Kamp, çocukların ağlayıp birbirlerini teselli ettikleri, konuştukları, kucaklaştıkları ve güldükleri bir yerdir: gerçekten de, sevdiği birinin yasını tutmuş herkes için güzel bir yer.

Bin Yangın
A Thousand Fires
Fransa, İsviçre, Hollanda, Filistin, 2021, 90'
Saeed Taji Farouky
Birmanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Dünyanın en eski petrol endüstrilerinden birine ev sahipliği yapan Myanmar’ın Magway bölgesinde, karı koca Thein Shwe ve Htwe Tin yaşıyor. Kaçak bir petrol sahası işleterek birkaç günde bir varil üretiyorlar. Her şeyden önce en küçük oğullarının başarılı olmasını, yoksulluk döngüsünü kırmasını istiyorlar. Bir su ısıtıcısı kaynıyor. Çamurlu eller, püskürtme makinelerinde çalışıyor. Yakındaki bir televizyondan bir futbol maçının ortam sesi uğulduyor. Htwe, “Bu günler çabuk geçti” diyor.
Filistinli-İngiltereli yönetmen Saeed Taji Farouky’den Bin Yangın, değişen bir ailenin portresi ve nesiller arası bir çatışma ve uzlaşma hikâyesidir. Geçici anların bir filmidir; umutlar ve özlemlerin; karma ve şansın güçlerine olan inancın; bir yerin, bir topluluğun ve rutinin ritminin; kalıcı hatıraların ve çalkantılı bir geçmişin; ve hayatın aldırışsız devamının. Uğruna mücadele edilen bir hayat, kazanılan bir dinginlik. Günler çabuk geçiyor.

Kuzey Bölgesi
Zona Norte
Almanya, 2016, 89'
Monika Treut
Portekizce ve İngilizce; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Monika Treut’un uluslararası üne sahip insan hakları aktivisti Yvonne Bezerra de Mello’nun portresi ve Rio’daki sokak çocukları ile yaptığı çalışması olan ödüllü belgeseli Warrior of Light’tan 15 yıl sonra, Zona Norte bu projenin gelişimini ve sürdürülebilirliğini araştırıyor.
Yvonne, yıllar içinde, şiddet nedeniyle travma geçiren çocukların deneyimlerinin ve bunun sonucunda ortaya çıkan öğrenme sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olan yeni bir pedagoji geliştirdi. 15 yıl önce konu edilen çocuklar artık genç yetişkinler. Şehrin kuzeyindeki en tehlikeli gecekondu mahallesindeki hayatlarını aktarıyorlar. Onlar, alternatif bir pedagojinin yoksulluk ve şiddetin kısır döngüsünü kırabileceğinin canlı kanıtıdır.

Bekleyiş
Bekleyiş
Türkiye, 2021, 67'
Aslı Akdağ
Türkçe; İngilizce altyazılı
Konservatif bir ülkenin modern varsayılan bir yerinde, İstanbul’da bekâr bir kadın, bebeğini babasız büyütmek zorunda kalırsa ne olur? Otobiyografik türdeki Bekleyiş, bu soruya cevap ararken bir yandan da toplumsal cinsiyet rollerini irdelemekte.

Bir kadının bekâr bir anne olmak üzere bebeğini beklerken toplumda, ailesiyle ve iç dünyasında yaşadıklarına dair süreci kayıt altına aldığı bu görsel günlük, hem kendi bebeği için bir mektuba dönüşüyor hem de bu coğrafyada kendi kararlarını verebilen bir kadın olarak var olabilmenin ne anlama geldiğini aktarıyor.

Kutsal Baba
Holy Father / Sveti Otac
Romanya, 2020, 85'
Andrei Dascalescu
Romence; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Sinemacı ve onun kız arkadaşı, ebeveyn olacakları haberiyle yüzleşmektedir. Müstakbel anne, kendi yıkık ailesinde uygun bir örnek olmamasıyla mücadele ederken, müstakbel baba da kendisinin uzun süredir kayıp olan ama şimdi Athos Dağı’nda bir keşiş olan babasıyla uzlaşmak zorundadır. Athos’a yapılan ziyaretler, babasının gidişinin çözülmemiş gizemini keşfetmenin bir yolu haline gelir - ona göre bu, kendisinin asla sahip olmadığı babalığın nasıl olunacağını öğrenmenin bir anahtarıdır. Dokuz ay geçtikçe, endişe ve öfke dolu cevaplar ve uzlaşma arayışı, çok daha anlamlı bir şeye yol açıyor gibi görünür: güzel bir kız çocuğunun gelişi.

Öfkeli
Angry
Belçika, 2020, 15'
Frederike Migom
Felemenkçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Bazı çocuklar çok sinirlenir. O kadar kızgın olurlar ki artık evde ya da okulda duramazlar. Ebeveynler ve öğretmenler onlara kötü derler.
Ama öyle midirler?
Bu çocuklardan bazılarıyla psikiyatri koğuşundaki çocuk hastanesinde karşılaşıyoruz. Neden burada olduklarını, neden kızgın olduklarını ve bunun onları nasıl hissettirdiğini keşfederken seslerine animasyonlu görüntüler eşlik ediyor.









Kadınlar Vardır


Sende Kaz Ciğeri Yiyecek Tip Yok!
You, A Foie-gras Eater? / T'as Pas une Gueule à Foie-gras
Fransa, 2021, 53'
Nadia Bouferkas, Sidonie Hadoux
Fransızca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
20. yüzyılın ortalarına kadar tekstil endüstrisinin dünya başkenti olan Roubaix, dağıldı ve bir daha ayağa kalkmadı. Düşerken, şehir halkının çoğunu - işçiler ve çocukları - da devirdi ki artık bu halk yoksulluk istatistiklerini besliyor.
Sende Kaz Ciğeri Yiyecek Tip Yok!, Roubaix’de artık dumanı tütmeyen bacalar, terk edilmiş bir manastır, işçi sınıfı evleri ve bazı yüksek konut blokları arasında sıkışmış bir dayanışma bakkalında geçiyor.
Bu film, zor zamanlar geçirirken bakkalı yöneten elli yaşındaki birçok kadına kapalı kapılar ardında bir davettir. Kollarını açarak bizi, artık onları korumayan insanlığını yitirmiş bir sistem içerisinde direnmelerine yardımcı olan ve başarısız olmalarını engelleyen o enerjiyle donatıyorlar.
Güvencesiz bir tiyatroda samimi bir sahne arkası gibi görünen bu otonom yerde, mobilyaları taşıyor, fişleri yamalıyor, ortalığı süpürüyor ve kendi tarihlerini taklit ediyorlar.
Güvenlik ağı olmadan, gerçekçilik ve hayal gücü arasında, Brigitte, Fatima, Josiane, Karima, Louisa, Monique, Nathalie, Pascale, Nella, Lyacout bize iş, erkekler, okul, sosyal hizmet görevlilerini açıkça ve cayır cayır anlatıyorlar…
Doğrularını söylerler, şikayet ederler, ağlarlar, birbirlerine göz kulak olur ve kenetlenirler. Neredeyse kendilerine ait olan bu duvarların içinde özgürce şarkı söyler, güler, hayal kurarlar ve yaşam koşullarını keskin ve güzel bir şekilde analiz ederler.
Durmaksızın, ortak iyinin günlük inşasına katkıda bulunurlar.

Serçe Artık Özgür
The Sparrow is Free
Birleşik Krallık, 2021, 14'
Niki Kohandel
Kohandel’in kısa röportaj filmi, yönetmenin büyükannesinin hayatına bir pencereden bakarak, 20. yüzyılın başlarında İran’da toplumsal cinsiyet rollerini araştırıyor. Genç bir kızken, kendisinden büyük kuzeniyle yaptığı evliliği, yıllar süren kontrol ve hüsrana yol açar. Kocasına isyan ederek, sonunda oğullarıyla birlikte Fransa’ya yerleşir ve yeni bir hayat kurar. Kendi hikayesini dile getirirken film de onun deneyimlerini kendi kaderini belirmesinin daha açık anlatısıyla birlikte dokuyor. Bağımsızlığını Paris’te şekillendiriyor ve her gün rahatlık buluyor. Bir tür basit mutluluğu takip ediyor, serçe özgür kalıyor.

Bekleyiş
Türkiye, 2021, 67'
Aslı Akdağ
Türkçe; İngilizce altyazılı
Konservatif bir ülkenin modern varsayılan bir yerinde, İstanbul’da bekâr bir kadın, bebeğini babasız büyütmek zorunda kalırsa ne olur? Otobiyografik türdeki Bekleyiş, bu soruya cevap ararken bir yandan da toplumsal cinsiyet rollerini irdelemekte. Bir kadının bekâr bir anne olmak üzere bebeğini beklerken toplumda, ailesiyle ve iç dünyasında yaşadıklarına dair süreci kayıt altına aldığı bu görsel günlük, hem kendi bebeği için bir mektuba dönüşüyor hem de bu coğrafyada kendi kararlarını verebilen bir kadın olarak var olabilmenin ne anlama geldiğini aktarıyor.

Aşk Patatestir
Love is Potatoes
Hollanda, 2017, 90'
Aliona van der Horst
Felemenkçe ve Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Bir gün, Hollandalı film yönetmeni ve yapımcısı van der Horst’a bir miras kaldı: Rusya’nın kırsalında annesinin büyüdüğü küçük ahşap evin altıda biri olan 6 metrekarelik kısmı. Sanki hayat ona, kendini oynamak zorunda hissedeceği bir kart atmıştı. Geçmişe; Stalin Rusya’sında korku, açlık ve savaşla boğuşan annesinin ve beş kız kardeşinin çocukluklarına, ruhlarını derinden yaralayan deneyimlerine doğru yolculuğa başladı. Yönetmen, küçük çiftlik evinde yaşayan sıradan insanların hikâyelerinin yanında; Sovyet terörünün, sonu gelmeyen bir cesaretin ve o dört duvarı hiçbir zaman terk etmemiş olan korkunun hikâyesini anlatıyor.

Bettina
Almanya, 2022, 107'
Lutz Pehnert
Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı
Bu belgesel, 20. yüzyılın en heyecan verici ve eşsiz sanatçı biyografilerinden birini keşfediyor. 1947’de Batı Berlin’de doğan, Doğu Berlin’de büyüyen ve sonunda 36 yaşında sürgün edilen Bettina Wegner hareketli bir hayat sürdü. Çocukken tutkulu bir Stalin hayranı olan Bettina, şarkılarıyla toplumu şekillendirmek isteyen umutlu bir gence dönüştü. Bettina sadece ilham veren bir müzisyen değil, aynı zamanda kendi ahlakından başka kimsenin ahlakına bağlı olmayan bir direniş savaşçısı oldu. Bu bir kahramanlık hikayesi, ama aynı zamanda keder, bağlılık, inişler ve çıkışlar ve hayatın anlamsızlığının da hikayesi. Bettina, 20. yüzyılın da hikayesi olan bir sanatçının hayatını, ruhundan, düşüncelerinden ve şarkılarından bize anlatan bir film.

Çocuğumuz
Our Child / Menschenskind!
İsviçre, 2021, 82'
Marina Belobrovaja
Almanca, Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Ebeveynlik bir hayatın tek mantıklı devamı mıdır? Geleneksel çekirdek aile kavramının modası geçti mi? Yönetmen Marina Belobrovaja, benzer durumdaki birçok kadının düşündüğü ama takip etmediği bir yol seçti. Bu filmde bir sperm donörünün yardımıyla kızının gebe kalmasından başlayarak, ebeveynliği ve aileyi çevreleyen mevcut sosyal fikirleri, rol kalıplarını ve gelenekleri araştırıyor.









Konuk Ülke Almanya


Kuzey Bölgesi
Zona Norte
Almanya, 2016, 89'
Monika Treut
Portekizce ve İngilizce; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Monika Treut’un uluslararası üne sahip insan hakları aktivisti Yvonne Bezerra de Mello’nun portresi ve Rio’daki sokak çocukları ile yaptığı çalışması olan ödüllü belgeseli Warrior of Light’tan 15 yıl sonra, Zona Norte bu projenin gelişimini ve sürdürülebilirliğini araştırıyor.
Yvonne, yıllar içinde, şiddet nedeniyle travma geçiren çocukların deneyimlerinin ve bunun sonucunda ortaya çıkan öğrenme sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olan yeni bir pedagoji geliştirdi. 15 yıl önce konu edilen çocuklar artık genç yetişkinler. Şehrin kuzeyindeki en tehlikeli gecekondu mahallesindeki hayatlarını aktarıyorlar. Onlar, alternatif bir pedagojinin yoksulluk ve şiddetin kısır döngüsünü kırabileceğinin canlı kanıtıdır.

Gendernauts
Almanya; ABD, 1999, 86'
Monika Treut
İngilizce; Türkçe altyazılı
Gendernauts, Kaliforniya, Bay Area’da milenyumun sonundaki cinsiyet akışkanlığı fenomenini araştırıyor. Erkek cinsel hormonu testosteronu kullanan biyolojik kadınlara vurgu yaparak, yeni teknolojiler ve kimya ile bedenlerini ve zihinlerini değiştiren insanlar olan siborglar hakkında bir film bu. San Francisco’nun önde gelen cinsiyet mikserlerini tanıyoruz: “Max, A Man” adlı kitabından okuyan Max Wolf Valerio; Jordy Jones ve onun net sanatı; Texas Tomboy ve video sanatı; yeni iş alanları keşfeden ve Jordy Jones ile birlikte dünyanın önde gelen cinsiyet bükücü etkinliği “Club Confidential”ı organize eden Stafford. Erkek ve kadın arasındaki orta yolda mutlu bir şekilde yaşayan interseks bir kadın olan Hida; ve trans bireyleri destekleyen iki olağanüstü biyolojik kadın: seks tanrıçası Annie Sprinkle ve Stafford’un sevgilisi olan ve kendini Texas Tomboy’un annesi ilan eden eski orta sayfa modeli Tornado ile tanışıyoruz. Çok özel bir hayvan topluluğu olan benekli sırtlanın hayatına geziler yapıyoruz. Dişi sırtlanın penise benzeyen genişlemiş bir klitorisi vardır. Kan dolaşımı, özellikle hamileyken büyük miktarda testosteron taşır. Cinsiyet kimliklerini değiştirme yolculuğumuz için tur rehberimiz, Austin’deki Texas Üniversitesi’nde ACTLab Direktörü olan “Siber Uzayın Tanrıçası” olarak da bilinen Sandy Stone.

Cesaret
Courage
Almanya, Beyaz Rusya, 2021, 90'
Aliaksei Paluyan
Beyaz Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Beyaz Rusya’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında, Minsk’teki bir yeraltı tiyatrosundan üç oyuncu, kitlesel protestoların ardından kendilerini olayların içinde bulur. Bu, onları, konuşma özgürlüğü ve uzun zamandır beklenen iktidar değişikliğine yönelik yapılan protestolar için Minsk’in açık sokaklarının içine çeker. Ancak halkın sesi, rejimin güvenlik araçları tarafından vahşice ezilir. Ülke iç savaşın eşiğinde. Bu film Maryna, Pavel ve Denis’in protestolar öncesinde ve sırasındaki cesur ve barışçıl direnişine eşlik ediyor ve günümüzün Beyaz Rusya’sına kişisel ve derin bir bakış açısı sunuyor.

Bettina
Bettina
Almanya, 2022, 107'
Lutz Pehnert
Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı
Bu belgesel, 20. yüzyılın en heyecan verici ve eşsiz sanatçı biyografilerinden birini keşfediyor. 1947’de Batı Berlin’de doğan, Doğu Berlin’de büyüyen ve sonunda 36 yaşında sürgün edilen Bettina Wegner hareketli bir hayat sürdü. Çocukken tutkulu bir Stalin hayranı olan Bettina, şarkılarıyla toplumu şekillendirmek isteyen umutlu bir gence dönüştü. Bettina sadece ilham veren bir müzisyen değil, aynı zamanda kendi ahlakından başka kimsenin ahlakına bağlı olmayan bir direniş savaşçısı oldu. Bu bir kahramanlık hikayesi, ama aynı zamanda keder, bağlılık, inişler ve çıkışlar ve hayatın anlamsızlığının da hikayesi. Bettina, 20. yüzyılın da hikayesi olan bir sanatçının hayatını, ruhundan, düşüncelerinden ve şarkılarından bize anlatan bir film.

Genderation
Almanya, 2021, 88'
Monika Treut
İngilizce; Türkçe altyazılı
1999’da belgeseli Gendernauts’u bitirdikten yirmi yıldan fazla bir süre sonra Monika Treut, çığır açan kuir filminin kahramanlarıyla tanışmak için Kaliforniya’ya geri dönüyor. Sandy Stone, Susan Stryker, Stafford ve Max Valerio bir zamanlar trans hareketinin genç öncüleriydi ve neredeyse hepsi, o zamanlar dışlanmışlar için hac mekanı olan San Francisco’da yaşıyordu. Bugün 50 ila 80 yaşları arasındalar ve artık neredeyse hiçbiri şehirde yaşamayı göze alamıyor. Ancak gendernauts ve onların destekçileri Annie Sprinkle ve Beth Stephens’ın enerjisi kırılmıyor. Genderation geriye ütopik bir bakış atıyor ve A.B.D.’deki tehdit edici yaşam koşullarına karşı gendernauts’ın yaratıcı direnişini gösteriyor.

Aşk, Mark ve Ölüm
Love, Deutschmarks and Death
Almanya, 2022, 98'
Cem Kaya
Almanca ve Türkçe; İngilizce ve Türkçe altyazılı
1960’ların başında, Anadolu’dan ve Türkiye’nin diğer bölgelerinden sözde misafir işçiler Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından işe alındı. En başından beri onlara her zaman eşlik eden ve kültürlerinin bir parçası olan bir şey vardı: müzikleri - yabancı bir ülkede vatanlarından bir parça. Yıllar içinde, Almanya’da kendi ülkelerinde bu formda olmayan bağımsız müzikal yönelimler geliştirildi. Cem Kaya’nın heyecan verici belgeseli Aşk, Mark ve Ölüm; Türkiye’den göç edenlerin, Almanya’daki çocukları ve torunlarının bağımsız bir müzik kültürünün eşi benzeri olmayan hikayesini daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri eşliğinde eğlenceli ve karmaşık bir dille anlatıyor. Evlerinden uzakta, yeni ülkedeki yabancılar, Gurbetçi-Lieder (yurt dışından şarkılar) gibi melankolik müzik tarzlarını göçlerinin başlangıcında ortaya çıkardı. Bu şarkılar Köln’ün Bülbülü olarak bilinen Yüksel Özkasap ya da Aşık Metin Türköz (“Mayestero”) gibi sanatçılar tarafından sunuldu. Onları, sosyal olarak eleştirel şarkıları ilk kez Almanca söyleyen ve böylece hem göçmen hem de Alman pop kültürünü şekillendiren Derdiyoklar (“Liebe Gabi” şarkısı), Ozan Ata Canani (“Deutsche Freunde” şarkısı) veya Cem Karaca ve Kanaken (“Mein Freund, der Deutsche”) gibi daha genç müzisyenler izledi. Hip hop, Almanya’da büyüyen ikinci ve üçüncü kuşağın sesi oldu. Fresh Familee, King Size Terror veya Islamic Force gibi Alman-Türk Hip hop öncüleri de Almanya’da çağdaş pop müziğin yenilikçileri oldu.

Bay Bachmann ve Sınıfı
Mr. Bachmann and His Class / Herr Bachmann und Seine Klasse
Almanya, 2021, 217'
Maria Speth
Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı
Bay Bachmann ve Sınfı, bir ilkokul öğretmeni ve öğrencileri arasındaki bağı anlatan samimi bir belgesel. Öğretmenin alışılmadık yöntemleri, öğrencilerin yaşadığı Almanya’nın sanayi kasabasının karmaşık sosyal ve kültürel gerçekleriyle çatışıyor.

İnsan kendini nerede evinde hisseder? Yabancıları hem dışlayan hem de entegre eden karmaşık bir tarihe sahip bir Alman şehri olan Stadtallendorf’ta güler yüzlü öğretmen Dieter Bachmann, öğrencilerine en azından kendilerini evlerindeymiş gibi hissetmenin anahtarını sunuyor. Yaşları on iki ile on dört arasında olan bu öğrenciler on iki farklı ulustan geliyor; hatta bazıları Almanca’ya tam hakim değil. Emekliliğin eşiğinde olan Bachmann, bu geleceğin vatandaşlarına geniş yelpazede zanaat, ders, kültür ve görüşler için bir merak duygusu aşılamaya can atıyor. Bu sürükleyici, hassas belgeseli izlerken şunun farkına varmak insanı şaşkına çeviriyor: Eğer tüm çocuklar; böylesine duygusal zekası yüksek, sabırlı eğitimcilerle kutsanmış olsalardı, çatışmalar konuşma yoluyla azaltılabilir ve John Lennon’un “Imagine”ı bizim gerçekliğimiz olabilirdi. Yönetmen Maria Speth ve görüntü yönetmeni Reinhold Vorschneider gibi, sadece eğitimin önemini değil, aynı zamanda sürecin ne kadar usulca muhteşem olabileceğini de çok güzel bir şekilde fark edip vurgulayabilenler de başlı başına birer kahramandır.






LGBTI+ Hakları

Nelly ve Nadine
Nelly and Nadine
İsveç, Belçika, Norveç, 2022, 92'
Magnus Gertten
Fransızca, İngilizce, İsveççe, İspanyolca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Nelly ve Nadine, 1944 Noel arifesinde Ravensbrück toplama kampında birbirine aşık olan iki kadın arasındaki benzersiz bir aşk hikâyesidir. Savaşın son aylarında ayrılmalarına rağmen, Nelly ve Nadine daha sonra tekrar bir araya gelmeyi ve hayatlarının geri kalanını birlikte geçirmeyi başarır. Yıllarca aşk hikayelerini, ailelerindeki en yakınlarından bile sakladılar. Şimdi Nelly’nin torunu Sylvie, Nelly ve Nadine’in saklı kişisel arşivlerini açmaya ve onların bu olağanüstü hikâyesini ortaya çıkarmaya karar verdi.

Genderation
Almanya, 2021, 88'
Monika Treut
İngilizce; Türkçe altyazılı
1999’da belgeseli Gendernauts’u bitirdikten yirmi yıldan fazla bir süre sonra Monika Treut, çığır açan kuir filminin kahramanlarıyla tanışmak için Kaliforniya’ya geri dönüyor. Sandy Stone, Susan Stryker, Stafford ve Max Valerio bir zamanlar trans hareketinin genç öncüleriydi ve neredeyse hepsi, o zamanlar dışlanmışlar için hac mekanı olan San Francisco’da yaşıyordu. Bugün 50 ila 80 yaşları arasındalar ve artık neredeyse hiçbiri şehirde yaşamayı göze alamıyor. Ancak gendernauts ve onların destekçileri Annie Sprinkle ve Beth Stephens’ın enerjisi kırılmıyor. Genderation geriye ütopik bir bakış atıyor ve A.B.D.’deki tehdit edici yaşam koşullarına karşı gendernauts’ın yaratıcı direnişini gösteriyor.

Kekre
Kekre
Türkiye, 2021, 23'
Umut Derin Eroğlan
Türkçe; İngilizce altyazılı
“Erkeklikten özgürleşmiş bir insan olarak görüyorum kendimi.”
“Ben erkek olmak istemiyorum ki, ben kendim olmak istiyorum.”

Hâkim erkeklik algısının karşısında “öteki” olarak konumlandırılan erkeklik temsillerinin deneyimlerine odaklanan belgesel, hegemonik erkeklik temsilinin kurgusallığını açığa çıkarmaya çalışıyor.
Belgeselde yedi farklı “öteki” erkeklik temsili üzerinden erkekliğin inşa süreçlerindeki farklı deneyimleri; erkekliğin tek bir temsilden ibaret olmadığını, kendi içlerindeki hiyerarşiyi ve erkekliğin kırılganlıklarını gün yüzüne çıkarmayı deniyor.
Erkeklik deneyimi yaşamış/ yaşamakta olan kişilerin zorunlu/inşa edilen erkeklik kimliğini, diğer kimliklerinin nasıl etkilediğini mesele edinen belgesel her erkeklik deneyiminin aynı olmadığını gözler önüne seriyor ve Hangi erkeklik? sorusuna cevap arıyor.

Gendernauts
Almanya; ABD, 1999, 86'
Monika Treut
İngilizce; Türkçe altyazılı
Gendernauts, Kaliforniya, Bay Area’da milenyumun sonundaki cinsiyet akışkanlığı fenomenini araştırıyor. Erkek cinsel hormonu testosteronu kullanan biyolojik kadınlara vurgu yaparak, yeni teknolojiler ve kimya ile bedenlerini ve zihinlerini değiştiren insanlar olan siborglar hakkında bir film bu. San Francisco’nun önde gelen cinsiyet mikserlerini tanıyoruz: “Max, A Man” adlı kitabından okuyan Max Wolf Valerio; Jordy Jones ve onun net sanatı; Texas Tomboy ve video sanatı; yeni iş alanları keşfeden ve Jordy Jones ile birlikte dünyanın önde gelen cinsiyet bükücü etkinliği “Club Confidential”ı organize eden Stafford. Erkek ve kadın arasındaki orta yolda mutlu bir şekilde yaşayan interseks bir kadın olan Hida; ve trans bireyleri destekleyen iki olağanüstü biyolojik kadın: seks tanrıçası Annie Sprinkle ve Stafford’un sevgilisi olan ve kendini Texas Tomboy’un annesi ilan eden eski orta sayfa modeli Tornado ile tanışıyoruz. Çok özel bir hayvan topluluğu olan benekli sırtlanın hayatına geziler yapıyoruz. Dişi sırtlanın penise benzeyen genişlemiş bir klitorisi vardır. Kan dolaşımı, özellikle hamileyken büyük miktarda testosteron taşır. Cinsiyet kimliklerini değiştirme yolculuğumuz için tur rehberimiz, Austin’deki Texas Üniversitesi’nde ACTLab Direktörü olan “Siber Uzayın Tanrıçası” olarak da bilinen Sandy Stone.

Ultraviolette ve Kan Kusanlar Çetesi
Ultraviolette et le Gang des Cracheuses de Sang / Ultraviolette and the Blood-Spitters Gang
Fransa, 2021, 74'
Robin Hunzinger
Fransızca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Büyükannesi Emma’nın ölümünden sonra, Robin Hunzinger ve annesi Claudie, Emma’nın Marcelle adında bir kızdan aldığı özenle korunmuş bir mektup koleksiyonu buldu. Marcelle ve Emma 1920’lerin ortalarında tanıştılar. Gizlice, iki genç kız arasında bir aşk filizlendi, ancak iki yıl sonra yollarını ayırdılar. Marcelle tüberküloza yakalandı ve bir sanatoryuma yatırıldı, burada Emma’ya hâlâ büyük uyarıcı gücüyle yanan birçok mektup yazdı. Sanatoryumda, ‘Ultraviolet’ lakaplı asi Marcelle, kendileri de hasta olan üç genç kadından oluşan bir gruba önderlik etti. Marcelle’in dokunaklı mektuplarıyla anlatılan film, arşiv görüntülerini, avangard filmleri ve müziği bir araya getirerek mutlak aşk, zamanının ötesinde cesur bir genç kadın ve zaman engelini aşan bir grup akraba ruhtan oluşan duyusal, şiirsel bir atmosfer yaratıyor.

Zeryam
Türkiye, 2022, 18'
Selin Kara
Türkçe; İngilizce altyazılı
Zeryam, İzmir Alsancak’ta bir getto mahallede yaşayan ve geçimini seks işçisi olarak sağlayan bir trans kadındır. Film, Zeryam’ın Alsancak’taki dairesinden, büyüdüğü ve ablasıyla akrabalarının yaşadığı köyüne yolculuğunu takip ederek, Zeryam’ın hayatında sergilediği çoklu kimliklere tanıklık ediyor. Şehirden köye, doğaya ve ailesine doğru gittikçe Zeryam ve seyirci, bir kadın olarak Zeryam’ın esas benliğine daha fazla yaklaşıyor.









Müzik ve Dans Belgeselleri


Covid 19 - Viyana 20
Avusturya, 2021, 7'
Fesih Alpagu
Diyalogsuz
Mart 2020. Dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi Viyana da ilk karantinasını yaşıyor. Beyaz eldivenli ve ağzı burnu maskeyle kapalı genç bir adam dışarıda neler olup bittiğini anlamak için evden çıkar. Belki de sokaktaki tek kişidir? Endişeli, biraz korku dolu. Hızlıca sokakları arşınlamaya baslar. Sonra koşmaya ve en sonunda dans etmeye. En sonunda kendisini havaalanında bulur. Nereye, nereye kadar gidebilir?

Bakırköy Underground
Türkiye, 2022, 30'
Berkay Şatır
Türkçe; İngilizce altyazılı
Bir “kurtuluş yeri” olarak anılan Bakırköy’ün çok katmanlı tarihine saf ve kişisel bir yolculuk. Berkay Şatır, ilk filminde kendi anılarından, büyüdüğü mahalleden ve komşularından aldığı ilhamla seyirciyi farklı yaşam biçimleri ve sosyal toplulukların üzerinde büyük etkisi olan bir müzikal büyümenin içine çekiyor. Bakırköy Underground, 90’lardan ve 2000’li yıllardan benzersiz arşiv görüntüleri ve fotoğraflarla bir müzikal kimliğin ve Bakırköy’ün değişen dokusuna bakıyor.

Aşk, Mark ve Ölüm
Love, Deutschmarks and Death
Almanya, 2022, 98'
Cem Kaya
Almanca ve Türkçe; İngilizce ve Türkçe altyazılı
1960’ların başında, Anadolu’dan ve Türkiye’nin diğer bölgelerinden sözde misafir işçiler Federal Almanya Cumhuriyeti tarafından işe alındı. En başından beri onlara her zaman eşlik eden ve kültürlerinin bir parçası olan bir şey vardı: müzikleri - yabancı bir ülkede vatanlarından bir parça. Yıllar içinde, Almanya’da kendi ülkelerinde bu formda olmayan bağımsız müzikal yönelimler geliştirildi. Cem Kaya’nın heyecan verici belgeseli Aşk, Mark ve Ölüm; Türkiye’den göç edenlerin, Almanya’daki çocukları ve torunlarının bağımsız bir müzik kültürünün eşi benzeri olmayan hikayesini daha önce görülmemiş arşiv görüntüleri eşliğinde eğlenceli ve karmaşık bir dille anlatıyor. Evlerinden uzakta, yeni ülkedeki yabancılar, Gurbetçi-Lieder (yurt dışından şarkılar) gibi melankolik müzik tarzlarını göçlerinin başlangıcında ortaya çıkardı. Bu şarkılar Köln’ün Bülbülü olarak bilinen Yüksel Özkasap ya da Aşık Metin Türköz (“Mayestero”) gibi sanatçılar tarafından sunuldu. Onları, sosyal olarak eleştirel şarkıları ilk kez Almanca söyleyen ve böylece hem göçmen hem de Alman pop kültürünü şekillendiren Derdiyoklar (“Liebe Gabi” şarkısı), Ozan Ata Canani (“Deutsche Freunde” şarkısı) veya Cem Karaca ve Kanaken (“Mein Freund, der Deutsche”) gibi daha genç müzisyenler izledi. Hip hop, Almanya’da büyüyen ikinci ve üçüncü kuşağın sesi oldu. Fresh Familee, King Size Terror veya Islamic Force gibi Alman-Türk Hip hop öncüleri de Almanya’da çağdaş pop müziğin yenilikçileri oldu.

Shabu
Hollanda, Belçika, 2021, 75'
Shamira Raphaëla
Felemenkçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
On dört yaşındaki Shabu, Rotterdam’ın güneyinden iyi huylu, yaratıcı ve şehirli bir çocuktur. Bir gezinti sırasında büyükannesinin arabasını hurdaya çevirdiğinde, bütün ailesi ona çok öfkelenir. Büyükannesi Surinam’daki tatilinde dönmeden önce telafi etmesi gereken bir yaz vardır. Annesi hasarı ödemek için meybuz satmasını önerir, ancak bu ona pek de mesafe kat ettirmez. Bu yüzden, para kazanmayı müzikal yeteneği ve boğucu bir yazın zevkleriyle birleştirmesini sağlayacak başka bir çözüm bulur. Ailesinin, özellikle de büyükannesinin onunla tekrar gurur duymasını sağlamayı başarabilecek midir? Shabu, büyüdüğü Rotterdam’ın güneyindeki ünlü (ve kötü şöhretli) binaya atıfta bulunarak kendisini “Peperklip’li küçük bir çocuğum” şeklinde tanımlıyor. Filmin hayat dolu hikâyesi ve eğlenceli kurgusu, gençlik hayatının çelişkilerini vurguluyor: hayat zorken cilasız ve parlaması gerektiğinde de cilalı. Shabu, olduğundan daha iri görünen bir çocuk ve yaptıklarının sorumluluğunu alma hakkında komik ve dokunaklı bir film.

An Kalır
Türkiye, 2021, 110'
Ebru Şeremetli
Türkçe; İngilizce altyazılı
Tedirginlik, endişe, belirsizlik ve bilinmezlikten yola çıkan bir modern dans koreografisinin sahneye konuş hikâyesi… Bu hikâye, göçün hafızası ile geleceğin bulanıklığı arasında sıkışmışlığa ve umuda dair bir hikâye… Ya da bir grup sanatçının “karanlık”a rağmen bir arada üretme, ifade etme,alan yaratma mücadelesine, “o an”ların hafızasına dair bir hikâye…

Bettina
Almanya, 2022, 107'
Lutz Pehnert
Almanca; İngilizce ve Türkçe altyazılı
Bu belgesel, 20. yüzyılın en heyecan verici ve eşsiz sanatçı biyografilerinden birini keşfediyor. 1947’de Batı Berlin’de doğan, Doğu Berlin’de büyüyen ve sonunda 36 yaşında sürgün edilen Bettina Wegner hareketli bir hayat sürdü. Çocukken tutkulu bir Stalin hayranı olan Bettina, şarkılarıyla toplumu şekillendirmek isteyen umutlu bir gence dönüştü. Bettina sadece ilham veren bir müzisyen değil, aynı zamanda kendi ahlakından başka kimsenin ahlakına bağlı olmayan bir direniş savaşçısı oldu. Bu bir kahramanlık hikayesi, ama aynı zamanda keder, bağlılık, inişler ve çıkışlar ve hayatın anlamsızlığının da hikayesi. Bettina, 20. yüzyılın da hikayesi olan bir sanatçının hayatını, ruhundan, düşüncelerinden ve şarkılarından bize anlatan bir film.

9/8 Fight 41
Türkiye, 2022, 29'
Gizem Aksu
Türkçe; İngilizce altyazılı
Belgesel nitelikli bu kısa dans filmi Gizem Aksu’nun, Almanya’da yaşamış Sinti-Roma Boks efsanesi Johann Rukeli Trollmann (1907-1944) ile Dresden’de kurulmaya başlayan hayali arkadaşlığı ve bu iki yeni arkadaşın birlikte çıktıkları yolculuk üzerine kuruluyor. “Çingene gibi dans ederek boks” yaptığı için Nazi rejimi tarafından birçok ayrımcılık biçimine maruz kalan ve Wittenberg Konsantrasyon Kampı’nda öldürülen Rukeli Trollman’ın dövüşünden ilhamla film, sanatçının Berlin’e göç deneyiminin ve İstanbul’daki adalet dövüşünün izlerini sürüyor. Şampiyonluk unvanının elinden alındığı maça, uymaya zorlandığı Aryan stereotipini eleştirmek için bedenini unla kaplayıp saçlarını sarıya boyayarak çıkan Rukeli’nin dansına/dövüşüne, İstanbul’da üç dansçı daha katılıyor. Doğup büyüdüğü Sulukule mahallesine kentsel dönüşüm uygulanan Gizem Nalbant, feminist beden politikaları üzerine araştırmalar yapan Banu Açıkdeniz ve uzun yıllardır LGBTQİ+ hareketine gönül veren Sema Semih, dansın kendi adalet dövüşlerindeki yerini paylaşıyor. Rukeli’nin hikayesi, jenerasyonlar ve coğrafyalar arası mesafeyi aşarak Sulukule ve Fikirtepe Mahallelerine taşınırken film, dansçıların bedenleri üzerinden İstanbul’un yakın dönem kentsel hafızasına 9/8’lik bir bakış fırlatıyor.

Maffy’s Jazz
Türkiye, 2022, 57'
Deniz Yüksel Abalıoğlu
Türkçe; İngilizce altyazılı
Şubat 2022’de 92 yaşında hayata gözlerini yuman Türk caz trompetçisi Maffy Falay, müziğe olan tutkusunun ardından erken yaşta İsveç’e yerleşmişti. 60’larda Avrupa’da popüler bir caz trompetçisi oldu. Dizzy Gillespie, Thelonious Monk gibi caz efsanelerinin gözdesiydi ve Quincy Jones, Kenny Clarke, Francy Boland ile aynı sahneyi paylaştı. Ömrünün son yıllarında, geçmiş bir neslin kalan son birkaç üyesinden biri olarak yalnız bir hayat sürüyordu. Maffy’ye Stockholm banliyölerindeki tek odalı evinde, farklı zaman dilimlerinde eşlik ederek; artık müziğini icra edecek gücünün kalmadığı ve kültürünün yok olduğu bu dönemde, kendisini 65 yıl yaşadığı İsveç’de yabancı hissetmesine ve varlığını yeniden tanımlamaya çalışmasına tanık oluyoruz.







Türkiye Panorama

Eat Your Catfish
ABD, Türkiye, İspanya, 2021, 74'
Senem Tüzen, Adam Isenberg, Noah Amir Arjomand
İngilizce; Türkçe altyazılı
ALS’li yıllar Kathryn’i felçli ve 24 saat bakıma muhtaç bırakmıştır. Ancak zihni aktif ve sağlamdır. Solunum cihazına bağlı olarak ömrünün sonuna kadar böyle yaşayabilir. Fakat kocası Saïd duruma daha fazla katlanamamakta; New York’ta ana babasıyla yaşayan oğlu Noah, annesinin bakımı ve akademik yükümlülükleri arasında bocalamaktadır. Kathryn sık sık umutsuzluğa düşer, ancak kızının yaklaşan düğününü görmek için sabreder. Hiçbir ekip olmadan, tamamen Kathryn’in bakış açısından çekilen Eat Your Catfish, 930 saatlik görüntünün kurgulanmasıyla ortaya çıktı. Sonuç: Kırılma noktasındaki bir ailenin son derece
mahrem ve alaycı bir portresi.

Bekleyiş
Türkiye, 2021, 67'
Aslı Akdağ
Türkçe; İngilizce altyazılı
Konservatif bir ülkenin modern varsayılan bir yerinde, İstanbul’da bekâr bir kadın, bebeğini babasız büyütmek zorunda kalırsa ne olur? Otobiyografik türdeki Bekleyiş, bu soruya cevap ararken bir yandan da toplumsal cinsiyet rollerini irdelemekte. Bir kadının bekâr bir anne olmak üzere bebeğini beklerken toplumda, ailesiyle ve iç dünyasında yaşadıklarına dair süreci kayıt altına aldığı bu görsel günlük, hem kendi bebeği için bir mektuba dönüşüyor hem de bu coğrafyada kendi kararlarını verebilen bir kadın olarak var olabilmenin ne anlama geldiğini aktarıyor.

Acı ve Tatlı
Türkiye, 2021, 71'
Didem Şahin
Türkçe; İngilizce altyazılı
Nermin 1963’te Türkiye’den Almanya’ya işçi olarak gider, babalarına emanet ettiği üç kızını da bir süre sonra yanına alır. Büyük kızı Sevim’den olan torunu Didem, Dortmund doğumlu bir belgesel yönetmenidir. Anneannesinin hafızasının kaybolmakta olduğunu öğrenince yanına gitmeye karar verir. Kamerasını alır, anneannesinin ve diğer Türkiyeli göçmenlerin yaptığı gibi İstanbul’dan Almanya’ya giden bir trene biner. Bu tren yolculuğu, zamanda bir yolculuğa dönüşür. Kayıp parçalar bir araya geldikçe Nermin’in göçmen bir kadın işçi olarak yaşadığı dönemin bir portresi ortaya çıkar. Stuttgart’ta yaşayan Nermin artık Alzheimer hastasıdır. Acı ve Tatlı, yönetmenin kişisel tarihinden yola çıkarak oluşturduğu bir anlatı, göç olgusuna öznel bir yaklaşımıdır.

I Gotta Look Good for the Apocalypse
Türkiye, 2021, 6'
Ayçe Kartal
İngilizce; Türkçe altyazılı
Mart 2020. Çin’den sonra tüm gezegen kendini kilitliyor. “Gerçek” dediğimiz dünyamız, bir zamanlar özü olan şeylerden uzaklaşıyor ve sanal ortamlarda ortak bir yaşamı paylaşan bu çiftler gibi avatarlarımız doğuyor ve dijital yaşam biçimleri çoğalıyor. Gezegeninden uzaklaşmış ve arafta kalmış bizler.

Senin Yıllardır Gerçekleştirmeyi Beklediğin Bir Düş Var
Türkiye, 2022, 89'
Pınar Fontini
Türkçe; İngilizce altyazılı
Arslanköylü kadın tiyatro topluluğu ve Türkiye’den yedi kadın yönetmenin filmografileri, yapım biçimleri ve yaşamları arasındaki bağların peşine düşen Dream Workers’ın yönetmeni, kendini kendi filmini yapma serüveninin ortasında bulur. Filmi başlangıçta tehdit eden kentsel ve kültürel soylulaştırma, salgın ve izolasyon koşulları filmin bir parçası haline gelir. Belgeselin yönetmeni de dahil olmak üzere bu kadın yönetmenlerin yaratım hikayelerini dinleyen izleyici, Türkiye’nin çağdaş sosyo-kültürel dinamikleri altında farklı yaşama ve sanat yapma biçimlerini deneyimler.

Covid 19 - Viyana 20
Avusturya, 2021, 7'
Fesih Alpagu
Diyalogsuz
Mart 2020. Dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi Viyana da ilk karantinasını yaşıyor. Beyaz eldivenli ve ağzı burnu maskeyle kapalı genç bir adam dışarıda neler olup bittiğini anlamak için evden çıkar. Belki de sokaktaki tek kişidir? Endişeli, biraz korku dolu. Hızlıca sokakları arşınlamaya baslar. Sonra koşmaya ve en sonunda dans etmeye. En sonunda kendisini havaalanında bulur. Nereye, nereye kadar gidebilir?

Atlas
Türkiye, 2022, 12'
Osman Baran Özdemir
Türkçe; İngilizce altyazılı
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin 4 Ocak 2021’de başlayan ve kampüs dışına taşarak diğer eylemliliklerle birleşen hareketi sırasında çekilen videolardan oluşan Atlas, sürecin dokuz ayını üretilen arşiv üzerinden hatırlamaya odaklanıyor. Arşivi bir makine gibi gören anlatı, görsel eşlemelerin izini sürerek eylemler arasında bağ kurarken, hatırlama süreci zamanla daha sezgisel bir noktaya taşınarak eylemcinin gözüne yaklaşıyor. Eylemlerin söylemini ve yaşanan hak ihlallerini belgelemeyi amaçlayarak kayıt alındığında kişisel tecrübeler ve gündelik yaşantılar da bu belgelerin birer parçası haline geliyorlar. Öte yandan, kamuoyuna açılan arşivin göstermek istedikleri anılarla, hislerle örtüşmeyebiliyor. Arşivin çeşitli politik tutumlarla oluşturduğu hafızanın ve kendi anılarımızın boşluklarını doldurabilir miyiz? Arşivin mekanikliği ile insan hafızasının çağrışımları birleşebilir mi? Kişi, ürettiği arşivden yola çıkarak kendisini gözetleyebilir mi?

Casimê Celîl - Bir Kürt Entelektüelin Yaşamı
Casime Celil - Jiyana Rewşenbireki Kurd
Türkiye, 2021, 56'
Özlem Diler ve Celil Badikanlı
Kürtçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Casimê Celîl, 1908 yılında Kars’ın Digor ilçesine bağlı Kızılkule köyünde Êzîdî Kürt bir ailenin çocuğu olarak doğar. Hayatı boyunca özlemle anacağı köy ve aile yaşamı 1918’de yaşadıkları kırımla sona erer. Erivan’a uzun yürüyüşü sırasında bütün aile bireylerini kaybeder. Tek başına kalan Casim, Erivan’da bir yetiştirme yurduna yerleştirilir ve ismi değiştirilir. Kim olduğunu unutmamak için her sabah kalkıp kendine ‘navê min Casim e, ez kurê Celîl im, ji Qizilquleya ser Digorê me, ez Kurd im, Kurdê Êzîdî me‘ (Adım Casim, Celil’in oğluyum, Digor’un Kızılkule köyündenim, Kürdüm, Ezidi Kürdüm) sözlerini bir mantra gibi tekrar eder. Köklerine olan özlemi Sovyet Rusya ekolünün de büyük katkısıyla edebiyat, folklor ve dil aşkına dönüşür. Kürtçeye dair ne varsa bulur buluşturur, okur, biriktirir. Halen Viyana’da bulunan Kürt enstitüsü bugün, pek çok dilde Kürtçe ve Kürtler üzerine yazılmış yirmi bin eser, aile tarafından dijital ortama aktarımları devam eden binlerce ses kaydı, Casim hoca tarafından bir gün Kürdistan’ın okullarına hediye edilmek üzere özenle paketlenmiş pek çok kitap, fotoğraf, mektup, kültürüne aşkla bağlı bir ailenin yaklaşık yüz yıllık birikimi ile bu konuda çalışmak isteyen herkese açık bir Kürt evidir.

Bitmemiş Cümleler
Türkiye, 2022, 59'
Adar Bozbay
Türkçe; İngilizce altyazılı
Peki başlayalım, bugün ve burada, ışıktan, günden, çocukluktan çok sonra bunca sözcükten, düşten, mevsimden, görkemli, kadim, kayıp sözcüklerden… (Aslı Erdoğan, 1 Eylül 2017, istanbul) Dünyaca ünlü yazar, aktivist Türkiye’den Almanya’ya kaçışından sonra sessizliğe büründü. “Bitmemiş Cümleler” Almanya’da sürgün hayatı yaşayan Aslı Erdoğan’ın edebiyatına ve şu güne nasıl geldiğinin yolculuğuna kendiyle beraber bakıyor. Aslı Almanya’ya Erich Maria Remarque ödülünü almaya gidiyor ve geri dönmüyor. Böylece Frankfurt’taki yarı açık cezaevine benzettiği sürgün hayatı başlamış oluyor. Bu durum zaman içinde Aslı’nın sağlığının bozulmasına ve yazamamasına neden oluyor. Sanki kitaplarındaki trajedi kendi trajedisine dönüşüyor. Anadilimden sürülmüş gibi hissediyorum, çok tuhaf ama Türkçeyle ilişkim sanki bir şekilde yaralandı gibi. (Frankfurt, 2018)

Her Şey Yolunda
Türkiye, 2022, 24'
Muhammet Beyazdağ
Türkçe, Kürtçe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Bu filmde bir yayla köyünde yaşayan 12 yaşında bir kız çocuğunun ve köydeki diğer insanların yaşam biçimleri, sıkıntıları ve düşleri anlatılmaktadır.

Stoppani
Türkiye, 2021, 10'
Rezan Mir Uğurlu
Türkçe; İngilizce altyazılı
Kentler de tıpkı canlılar gibi doğar, büyür ve ölür. Stoppani, yaşlı bir kentin ölmeye yakın anlarına dair bir portredir. Kentlerin geçirdiği ağır dönüşümü insanı aradan çıkarıp sorgular. Gezegendeki insan varlığının, ancak insanların yokluğundan sonra fark edileceği düşüncesi bu kent hafızası çalışmasını doğurdu.

Koudelka: Aynı Nehirden Geçmek
Türkiye, 2021, 81'
Coşkun Aşar
İngilizce; Türkçe altyazılı
Efsanevi Magnum fotoğrafçısı Josef Koudelka’nın geçmişine, anılarına, hayata bakışına, fotoğrafa dair düşüncelerine ve Akdeniz bölgesindeki antik kentlerin arkeolojik kalıntılarını konu alan son projesi “Ruins”deki duygusal yolculuğuna yakından bir bakış. Koudelka, Herakleitos’un ayak izinden “hiç kimse aynı nehirden tekrar geçemez” sözüyle, son 26 yılda defalarca fotoğrafladığı 200’den fazla Helen ve Roma antik kentini tekrar tekrar ziyaret ediyor. Akdeniz bölgesine yapılan bu destansı yolculuklarda Koudelka’nın hem sanatsal hem de felsefi “maksimum” arayışına odaklanırken, neşe, şefkat ve sessizlik anlarına tanık oluyoruz.

O Sırada Henüz
Türkiye, 2022, 9'
Ayça Çiftçi
Türkçe; İngilizce altyazılı
Aynı göğün altında birbirine teğet geçen insanların, hayvanların, nesnelerin, duyguların, seslerin, anıların, bakışların, yürüyüşlerin, göçlerin, direnişlerin hikâyesi. Her ânın içinde, onu zamanda ve mekanda çevreleyen başka anlar gizli.

Munzur
Türkiye, 2022, 32'
Mehmet Gürü Avcu
Türkçe; İngilizce altyazılı
Kadın ve Erkek, Munzur Nehri’ne gider. Kamera, kadın ve erkeği takip eder. Bölge halkı için kutsaldır Munzur Nehri ve efsaneleşmiştir. Kuşaktan kuşağa anlatılan bu efsanede, Munzur ile ilgili bazı detaylar eksiktir. Munzur’un kim olduğuna dair işaretler aramaya başlayan Kadın ve Erkek, efsaneyi ve suyun etrafındaki yaşamı araştırmak için nehir boyunca hareket eder. Kamera bölgedeki yaşam formunu irdelemeye devam eder. Kadın ve erkek bölgede yaşayan insanlarla suya ve Munzur’a dair sohbetlere katılır, nehrin ve efsanenin izini sürer.

An Kalır
Türkiye, 2021, 110'
Ebru Şeremetli
Türkçe; İngilizce altyazılı
Tedirginlik, endişe, belirsizlik ve bilinmezlikten yola çıkan bir modern dans koreografisinin sahneye konuş hikâyesi… Bu hikâye, göçün hafızası ile geleceğin bulanıklığı arasında sıkışmışlığa ve umuda dair bir hikâye… Ya da bir grup sanatçının “karanlık”a rağmen bir arada üretme, ifade etme,alan yaratma mücadelesine, “o an”ların hafızasına dair bir hikâye…

Bakırköy Underground
Türkiye, 2022, 30'
Berkay Şatır
Türkçe; İngilizce altyazılı
Bir “kurtuluş yeri” olarak anılan Bakırköy’ün çok katmanlı tarihine saf ve kişisel bir yolculuk. Berkay Şatır, ilk filminde kendi anılarından, büyüdüğü mahalleden ve komşularından aldığı ilhamla seyirciyi farklı yaşam biçimleri ve sosyal toplulukların üzerinde büyük etkisi olan bir müzikal büyümenin içine çekiyor. Bakırköy Underground, 90’lardan ve 2000’li yıllardan benzersiz arşiv görüntüleri ve fotoğraflarla bir müzikal kimliğin ve Bakırköy’ün değişen dokusuna bakıyor.

9:16
Türkiye, 2021, 20'
Selin Su Kılınçarslan
Türkçe; İngilizce altyazılı
İnternet ile birlikte sosyal medya kullanımı gündelik hayatın bir parçası haline gelmiştir. Facebook, Twitter ve Instagram’dan sonra dünya çapında bir trende dönüşen TikTok uygulaması kimi kullanıcılar tarafından benimsense de kimi kullanıcılar tarafından yadırganmıştır. Sosyal medyanın hayatlarımıza dahil ettiği “influencer” kavramının olmazsa olmazı gösterişli hayat tarzını temelinden değiştiren TikTok, kendi ekosisteminde bu bireyleri dans edip akımlar yaratan, samimi ve gerçek bir görünüme dönüştürmeyi başarmıştır. 9:16, herkes için kültürel üretim yapılabilen bir platform haline gelen TikTok’un Türkiye’deki
sürecine odaklanmaktadır.

Senin Yıllardır Gerçekleştirmeyi Beklediğin Bir Düş Var
Türkiye, 2022, 89'
Pınar Fontini
Türkçe; İngilizce altyazılı
Arslanköylü kadın tiyatro topluluğu ve Türkiye’den yedi kadın yönetmenin filmografileri, yapım biçimleri ve yaşamları arasındaki bağların peşine düşen Dream Workers’ın yönetmeni, kendini kendi filmini yapma serüveninin ortasında bulur. Filmi başlangıçta tehdit eden kentsel ve kültürel soylulaştırma, salgın ve izolasyon koşulları filmin bir parçası haline gelir. Belgeselin yönetmeni de dahil olmak üzere bu kadın yönetmenlerin yaratım hikayelerini dinleyen izleyici, Türkiye’nin çağdaş sosyo-kültürel dinamikleri altında farklı yaşama ve sanat yapma biçimlerini deneyimler.

Tanık
Türkiye, 2022, 7'
H. Işık
Türkçe; İngilizce altyazılı
Tanık, her gün yeni şiddet imajlarıyla uyanırken, diğer yandan bunların kayıt altına
alınması ve dolaşımının yasaklanmaya çalışıldığı bir dönemde ortaya çıktı. Hayatımızın çeşitli alanlarında verdiğimiz bir direnişi duygular yoluyla dinleyerek, yatay bir bakış ve tanıklık yaratma çabasında. Kadın ve LGBTİA+lardan oluşan beş Boğaziçi direnişçisinin, ‘direnişe zarar vermemek’ için zaman zaman paylaşmadıkları duyguları dinlerken, şiddetin gösterilmediği fakat Boğaziçi’ndeki pek çok kişi için bir şiddet alanına dönüşmüş iki kampüs arasında, sakin ama aynı zamanda tedirgin bir yürüyüşe eşlik ediyoruz. Kayıt altına alınmış fiziksel şiddet anlarını kesik kesik görsek de, günlük hayatta farklı formlarda maruz bırakıldığımız şiddetin sürekliliğini, duygulanım alanına dönüşmüş bir mekânla birlikte yeniden düşünmeyi amaçlıyor.

Rüzgâr Tayı
Türkiye, 2020, 80'
Sidar İnan Erçelik
Türkçe; İngilizce altyazılı
Gençliğinde Çıldır Gölü’nün donmuş yüzeyinde düzenlenen yerel at yarışlarına katılan Osman, çobanlık yaptığı köyün yaylasında bir yaban tayı yakalar ve onu 14 yaşındaki oğlunun ilk yarışı için ehlileştirmeye çalışır. Ünlü jokey Selim ise, küçük bir çobanken hayalini kurduğu mesleğine duyduğu hevesini ve yarış sektörünü sorgularken, yaklaşan yarışlar için yeni bir tay eğitmektedir. Yapımı 5 yıl süren ve gözlemsel belgesel olan Rüzgâr Tayı, insanın diğer canlılarla kurduğu ilişki üzerinden insan ruhunu anlamaya çalışıyor.

Maffy’s Jazz
Türkiye, 2022, 57'
Deniz Yüksel Abalıoğlu
Türkçe; İngilizce altyazılı
Şubat 2022’de 92 yaşında hayata gözlerini yuman Türk caz trompetçisi Maffy Falay, müziğe olan tutkusunun ardından erken yaşta İsveç’e yerleşmişti. 60’larda Avrupa’da popüler bir caz trompetçisi oldu. Dizzy Gillespie, Thelonious Monk gibi caz efsanelerinin gözdesiydi ve Quincy Jones, Kenny Clarke, Francy Boland ile aynı sahneyi paylaştı.
Ömrünün son yıllarında, geçmiş bir neslin kalan son birkaç üyesinden biri olarak yalnız bir hayat sürüyordu. Maffy’ye Stockholm banliyölerindeki tek odalı evinde, farklı zaman dilimlerinde eşlik ederek; artık müziğini icra edecek gücünün kalmadığı ve kültürünün yok olduğu bu dönemde, kendisini 65 yıl yaşadığı İsveç’de yabancı hissetmesine ve varlığını yeniden tanımlamaya çalışmasına tanık oluyoruz.

Kekre
Türkiye, 2021, 23'
Umut Derin Eroğlan
Türkçe; İngilizce altyazılı
“Erkeklikten özgürleşmiş bir insan olarak görüyorum kendimi.”
“Ben erkek olmak istemiyorum ki, ben kendim olmak istiyorum.”
Hâkim erkeklik algısının karşısında “öteki” olarak konumlandırılan erkeklik temsillerinin deneyimlerine odaklanan belgesel, hegemonik erkeklik temsilinin kurgusallığını açığa çıkarmaya çalışıyor. Belgeselde yedi farklı “öteki” erkeklik temsili üzerinden erkekliğin inşa süreçlerindeki farklı deneyimleri; erkekliğin tek bir temsilden ibaret olmadığını, kendi içlerindeki hiyerarşiyi ve erkekliğin kırılganlıklarını gün yüzüne çıkarmayı deniyor. Erkeklik deneyimi yaşamış/ yaşamakta olan kişilerin zorunlu/inşa edilen erkeklik kimliğini, diğer kimliklerinin nasıl etkilediğini mesele edinen belgesel her erkeklik deneyiminin aynı olmadığını gözler önüne seriyor ve Hangi erkeklik? sorusuna cevap arıyor.

O Sırada Henüz
Türkiye, 2022, 9'
Ayça Çiftçi
Türkçe; İngilizce altyazılı
Aynı göğün altında birbirine teğet geçen insanların, hayvanların, nesnelerin, duyguların, seslerin, anıların, bakışların, yürüyüşlerin, göçlerin, direnişlerin hikâyesi. Her ânın içinde, onu zamanda ve mekanda çevreleyen başka anlar gizli.

Taşlarla Konuşan Adam
Taşlarla Konuşan Adam
Türkiye, 2022, 32'
Bülent Boral
Türkçe; İngilizce altyazılı
Taşlarla Konuşan Adam; 60 yıldır Van’da bulunan bir kalede bekçilik yapan, kendi çabasıyla Urartu çivi yazısını öğrenebilmiş, dünyada bu dili okuyabilen 20’den az kişiden biri, yazabilen ise tek kişi olan 80 yaşındaki Mehmet Kuşman’ın hikâyesini anlatmaktadır. Mehmet Kuşman, bundan 2500 yıl önce tarihe karışmış bir uygarlık olan Urartuların dili olan Urartucayı taş yığınlarının arasında tamamen kendi azim ve çabasıyla çözmüş ve taşların dile gelmesini sağlamış biridir. Belgesel, Mehmet Kuşman’ın zorlu yaşam mücadelesini ve Urartucayı öğrenme sürecini anlatmaktadır.









XR Yok Oluş İsyanı

Asit Ormanı
Acid Forest / Rūgštus Miškas
Litvanya, 2018, 63'
Rugile Barzdžiukaite
Mandarin, Estonca, Rusça, Fince, Fransızca, Almanca, İngilizce, Litvanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
İnsanların ölü bir ormanı görmeye geldiği bir turistik yer hayal edebiliyor musunuz? Sadece gözlemci oldukları bir yer değil aynı zamanda siyah kuşlar tarafından gözlemlendikleri duyuldukları bir yer? Bir zamanlar eski bir çam ormanı vardı, ama sonra birkaç karabatak oraya indi. Şimdi binlercesi var ve çam ağaçlarını… sıçarak öldürüyorlar. Burası dünyanın en ürkütücü turistik yerlerinden biri haline geldi.

Doğadan Sonra
After Nature
Danimarka, 2022, 65'
Esther Elmholt
Danca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Önde gelen dört bilim insanı ve bir sanatçı, insan kaynaklı kitlesel yok oluşu azaltmak ve insanlığın zenginlik arayışının ekolojik bir çöküşe nasıl yol açabileceğini anlamak için kendi yöntemleriyle mücadele ediyor. Tüm Antroposen krizleri arasında biyolojik çeşitlilik krizi birçok yönden en geri döndürülemez ve endişe verici olanıdır. Dünyadaki türler o kadar şaşırtıcı bir hızla yok oluyor ki bilim insanları artık kitlesel bir yok oluştan bahsediyorlar. “Doğadan Sonra”da, önde gelen dört bilim insanı ve bir sanatçı, insanlığın zenginlik ve refah arayışının dünyadaki hemen hemen tüm diğer türlerin yaşam koşullarını nasıl bozduğunu ve gezegenin biyolojik çeşitliliğini korumak için nasıl savaştıklarını ortaya koyuyor. Aarhus yakınlarındaki bir bataklıkta Aydınlanma kaşiflerine, fast-food arayan güvercinlere, mekanik kuş cıvıltılarına ve mandalara rastlıyoruz. Yol boyunca, doğanın durumu ve krizdeki kendi rolümüz üzerine düşündürücü yansımalar, doğaya bakışımızı yeniden gözden geçirmemizi sağlıyor.

Bin Yangın
A Thousand Fires
Fransa, İsviçre, Hollanda, Filistin, 2021, 90'
Saeed Taji Farouky
Birmanca; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Dünyanın en eski petrol endüstrilerinden birine ev sahipliği yapan Myanmar’ın Magway bölgesinde, karı koca Thein Shwe ve Htwe Tin yaşıyor. Kaçak bir petrol sahası işleterek birkaç günde bir varil üretiyorlar. Her şeyden önce en küçük oğullarının başarılı olmasını, yoksulluk döngüsünü kırmasını istiyorlar. Bir su ısıtıcısı kaynıyor. Çamurlu eller, püskürtme makinelerinde çalışıyor. Yakındaki bir televizyondan bir futbol maçının ortam sesi uğulduyor. Htwe, “Bu günler çabuk geçti” diyor. Filistinli-İngiltereli yönetmen Saeed Taji Farouky’den Bin Yangın, değişen bir ailenin portresi ve nesiller arası bir çatışma ve uzlaşma hikâyesidir. Geçici anların bir filmidir; umutlar ve özlemlerin; karma ve şansın güçlerine olan inancın; bir yerin, bir topluluğun ve rutinin ritminin; kalıcı hatıraların ve çalkantılı bir geçmişin; ve hayatın aldırışsız devamının. Uğruna mücadele edilen bir hayat, kazanılan bir dinginlik. Günler çabuk geçiyor.

Kuzey Akıntısı
The North Drift
Almanya, 2022, 92'
Steffen Krones
İngilizce, Almanca, Norveççe; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Arktik Okyanusu’ndaki Lofoten takımadalarındaki Norveç’in en uzak adalarından birinde karaya vuran bir Alman bira şişesi. Bu buraya nasıl geldi? Gerçekten Almanya’dan mı geldi? Yoksa susamış bir turist birayı içip şişeyi denize mi attı? Norveç’in eşsiz manzarası konusunda tutkulu olan sinemacı Steffen Krones, konunun özüne inmek istiyor. Orta Avrupa’daki nehirler Arktik Denizi’ne mi bağlı? Atık gerçekten bu kadar uzağa seyahat edebilir mi? Yönetmenin kişisel merakı bilimsel bir araştırma projesine dönüşüyor. Steffen, mühendisler ve tanınmış bilim insanları ile birlikte, memleketi Dresden’den plastik atık yolculuğunun izini sürmek istiyor. Elbe Nehri’ne fırlattıkları GPS şamandıralar inşa ediyorlar. Steffen’in arkadaşı Kris, deneyi Norveç’ten takip ediyor. Şamandıralar gerçekten Kuzey Kutbu’nda bir yerde karaya mı vuracak? GPS verileri, Alman nehirleri ile Kuzey Kutup Dairesi arasında bağlantı olduğuna dair şüpheleri doğrulayacak mı? Film bizi Elbe Nehri boyunca Kuzey Denizi üzerinden Norveç’e uzanan bilimsel bir maceraya çıkarıyor ve bize hepimizin bir şeyleri değiştirebilme gücüne sahip olduğumuz bir döngünün parçası olduğumuzu gösteriyor.

Haulout
Haulout
Birleşik Krallık, Rusya, 2022, 25'
Evgenia Arbugaeva, Maxim Arbugaev
Rusça; Türkçe ve İngilizce altyazılı
Rus Kuzey Kutbu’nun uzak bir sahilinde, rüzgarın savurduğu bir kulübede, yalnız bir adam antik bir toplanmaya tanık olmak için bekler. Ancak ısınan denizler ve yükselen sıcaklıklar beklenmedik bir değişikliğe neden olur ve adam çok geçmeden kendini yenik düşmüş hisseder.

Mısırlı Emmi
Türkiye, 2022, 15'
Murat Kılıç
Türkçe; İngilizce altyazılı
Mustafa Çakmak, anne babasını kaybettikten sonra doğayla daha yakın bir bağ kurmaya başlamış ve yetiştirdiği bahçenin her bir ağacını evladı gibi sahiplenmiştir. Son zamanlarda suların çekilmesi onu endişelendirmektedir. Böyle giderse bahçesi ile alabalık tesisi arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Ancak hasta olduğunu öğrenmesiyle beraber geçici endişeler yerini kadim bir teslimiyete bırakır.

Our Ark
Hollanda, ABD, Türkiye, 2021, 12'
Deniz Tortum, Kathryn Hamilton
İngilizce; Türkçe altyazılı
Hayvanları, bitkileri ve objeleri tarayarak yedeklemeye çalışan teknoloji uzmanları; ayak bastığımız dünyanın bir simülasyondan ibaret olduğuna inanan güç sahipleri; içinde yaşamaya başladığımız sanal dünyaların ilk adımlarını atan bilim insanları… 

Our Ark, dünyanın dijital bir kopyasını yaratma çabalarımızı anlatan bir film. Sanki ekolojik yıkım dijital bir Nuh’un Gemisi aracılığıyla engellenebilirmiş gibi.

Çırpılar: Bir Mücadelenin Anatomisi
Türkiye, 2022, 46'
Atom Şaşkal
Türkçe; İngilizce altyazılı
Çırpılar, Kaz Dağlarının kuzey eteklerinde kendisine yer edinmiş bir köy. Çırpılar’ın dört bir yanında ise göz alabildiğine Agonya Ovası uzanıyor. Ovanın dağlar ile iç içe geçtiği bu coğrafya, baharda yeşilin binbir tonuna bürünürken, güz vakti ise kendini kızıllığa teslim ediyor. Burada yaşayan insanlar geçimlerini uzun zamandır tarım ile sürdürürken sadece kendilerini ve Çanakkale’yi değil, denizaşırı ülkeleri de besliyorlar. Bu bölgedeki ekolojik, kültürel, sosyal ve ticari pek çok bağlamda görebileceğimiz bu çeşitlilik doğaya düşman projeler ile tehdit altında. Bu tahribat projelerinin yerelden küresel ölçeğe en zararlılarından biri de kömürlü termik santraller. Çanakkale’ye kurulu santraller şehrin elektrik ihtiyacının yanı sıra, parazit şeklinde büyüyen ve doymak bilmeyen megakent İstanbul’un yükünü çekmeye zorlanıyor. Fosil yakıtların yakılmasıyla oluşan karbon emisyonu, geleceğimizi tehdit eden iklim krizinin baş faillerinden biri. Buna rağmen 2015 yılında kömürlü bir termik santral projesinin Çırpılar’da hayata geçeceği duyuruldu. Tüm engellemelere ve baskılara karşın Çırpılar Termik Santrali projesine karşı halk ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, büyük bir direniş örneği sergiledi. Altı yıllık mücadelenin ardından önemli bir kazanım elde edilerek termik santralin Çırpılar’a kurulması engellendi. Çırpılar: Bir Mücadelenin Anatomisi, bu tehdite karşı bir araya gelen insanların mücadelesini ve mücadelelerinin süreç içindeki gelişimini anlatıyor.