Ödül Töreni -
11 Şubat 2017
Son Katılım Tarihi : 9 Ocak 2017
Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi
Oğuzlar Mahallesi Av. Özdemir Özok Sokak 5/A Balgat/Ankara
egitimbirsenkisafilm.org
3. Vefa Temalı Kısa Film Yarışması'nın Ödülleri Sahiplerini Buldu
Memur-Sen Konfederasyonu ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, referandumda ‘evet’ diyeceklerini kaydetti. Yalçın,
“Büyük sendika için emek, güçlü Türkiye için evet” mesajını verdi.
Memur-Sen Konfederasyonu ve Eğitim-Bir-Sen tarafından organize edilen 3. Vefa temalı kısa film yarışmasının ödül töreni
Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Programa Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yanı
sıra Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, TBMM İdare Amiri ve AK Parti Ankara Milletvekili, Eğitim-Bir-Sen ve
Memur-Sen Onursal Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yabancı ülke STK temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı.
Programın açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, korkmadan ve korkutmadan, ötekiliği tercih etmeden ve
ötekileştirmeden; sataşma, çatışma ve kamplaşma yöntemlerinden kaçınan, tartışmaktan, pazarlıktan ve emek için ter
akıtmaktan çekinmeyen bir bilinçle ve stratejiyle yol aldıklarını belirterek, “Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif
İnan’ın düşünce insanlığı, fikri zenginliği, hitabeti, hürmeti ve nezaketi sadece sendikacı olarak bizlerin tavırlarına
değil, sendikamızın kurumsal kimliğine, kültürüne, işlerine ve işleyişine de yansıdı. Bir erdemliler hareketi olarak
kurulan Eğitim-Bir- Sen, 25 yıllık tecrübesini paylaşmayı, farklı sendikal tecrübelerle buluşmayı, dünyanın değişik
bölge ve kıtalarındaki ülkelerinin eğitim sendikalarıyla kucaklaşmayı, dayanışmayı ve birlikte sendikacılık yapmayı
hedefleyen bir ufuk ve vizyonla hareket ediyor” şeklinde konuştu.
Emek mücadelesinin ve sürdürülebilir adil paylaşımın; demokratik, sosyal, hukuk devleti düzeniyle, insan onurunu ve
insan haklarını esas alan siyasal sistemle sağlanacağını bildiklerini kaydeden Yalçın, kişileri kutsallaştıran,
klişeleri hukuk normlarının yerine koyan anlayışı reddettiklerini, bu bilinçle ve örgütlü güçleriyle demokratik, sosyal,
hukuk devletini güçlendirme ve tam anlamıyla tesis etme çabalarında hem öncülük ettiklerini hem de paydaşlık
yaptıklarını söyledi.
“Türkiye’nin sendika düzeyindeki en büyük kadın örgütlenmesi”
Yalçın, Eğitim-Bir-Sen’in üye sayısının 450 bine yaklaştığını kaydederek, “Türkiye’nin sendika düzeyindeki en büyük
kadın örgütlenmesi Eğitim-Bir- Sen bünyesinde faaliyet gösteren Kadınlar Komisyonu’dur” ifadelerine yer verdi.
“Daha da ötesi, zalimlerin kurşunlarıyla, teröristlerin bombalarıyla insanların ölmesi son bulmadıkça sendikaların
insanı, insan onurunu, insan haklarını layığıyla koruduğunu söyleyemeyiz” diyen Yalçın, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bizim yastığa başımızı koyduğumuz saatlerde, dünyada birçok insanın bedeni mezara konuyor. Suriye’de devam eden savaş
ve terör ortamı yüzünden 5 milyon insanın yerlerini, yurtlarını, işlerini terk etmek zorunda kaldığını, sığınmacı
sıfatıyla diplomatik pazarlıklara konu yapıldığını bir utanç olarak hissetmeliyiz. Bütün bunları, bugün bizlerle
birlikte olan 41 ülkeden 57 sendikanın temsili için aramızda bulunan 103 sendikacı olarak toplantımızı şereflendiren
misafirlerimiz, uluslararası örgütler bu konulara girmiyor.”
“218 eser katıldı”
Yalçın, söz konusu kısa film yarışmasına ilişkin ise, “25’nci vefa buluşmamıza denk geleceği için temayı ‘vefa’ olarak
belirledik. 3 bine yakın sinema konusunda hevesli insan emek verdi. 218 eser katıldı. Bunlar içerisinden bugün burada
ödül alacakları görebileceğiz” açıklamasında bulundu.
Jüri özel ödülünün adını ‘Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’ olarak değiştirdiklerini belirten Yalçın, Mansiyon Ödülü’nün
adının ise ‘Erol Battal Teşvik Ödülü’ olarak değiştirildiğini kaydetti. Yalçın, söz konusu yarışmanın ise ilerleyen
süreç içinde uluslararası boyuta taşınmasına ilişkin bir düşünceleri olduğunu vurguladı.
Yalçın, Anayasa değişikliği referandumuna da değinerek, referandumda ‘evet’ diyeceklerini kaydetti. Yalçın, ‘Büyük
sendika için emek, güçlü Türkiye için evet’ temalı bir çalışma yürüteceklerini de sözlerine ekledi.
218 eserin katılım gösterdiği yarışmada 1’ncilik ödülünü Sebat filmi ile Mert Şansal, 2’ncilik ödülünü Okul yolu filmi
ile Pelin Uzun, 3’ncülük ödülü de Kağıt Düşler filmi ile Orhan Bağcı’ya verildi.
IHA
11 Şubat 2017
Eğitim-Bir-Sen 'Vefa Buluşması' Programı ve Kısa Film Yarışması Ödül Töreni Yapıldı
Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, korkmadan ve korkutmadan, ötekiliği tercih etmeden ve
ötekileştirmeden; sataşma, çatışma ve kamplaşma yöntemlerinden kaçınan, tartışmaktan, pazarlıktan ve emek için ter
akıtmaktan çekinmeyen bir bilinçle ve stratejiyle yol aldıklarını belirterek, “Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif
İnan’ın düşünce insanlığı, fikri zenginliği, hitabeti, hürmeti ve nezaketi sadece sendikacı olarak bizlerin tavırlarına
değil, sendikamızın kurumsal kimliğine, kültürüne, işlerine ve işleyişine de yansıdı.
Bir erdemliler hareketi olarak kurulan Eğitim-Bir-Sen, 25 yıllık tecrübesini paylaşmayı, farklı sendikal tecrübelerle
buluşmayı, dünyanın değişik bölge ve kıtalarındaki ülkelerinin eğitim sendikalarıyla kucaklaşmayı, dayanışmayı ve
birlikte sendikacılık yapmayı hedefleyen bir ufuk ve vizyonla hareket ediyor” dedi.
‘25. Yıl Vefa Buluşması’ programı ve ‘Vefa’ temalı kısa film yarışması ödül töreni, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç,
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, Eğitim-Bir-Sen Onursal Başkanı, Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, eski
Başkan Niyazi Yavuz, Mehmet Akif İnan’ın kızı Banu İnan, 41 ülkeden 57 sendikanın temsilcileri, Eğitim-Bir-Sen Şube
başkanları, Memur-Sen’e bağlı sendikaların genel başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Eğitim-Bir-Sen’in kuruluşunda,
büyümesinde, şahlanmasında, zirveden yeni ufuklara yol almasında ter akıtan ahde vefa erleri, kısa film yarışmasının
jüri üyeleri ve çok sayıda davetlinin katılımıyla Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi Kongre Merkezi’nde
gerçekleştirildi.Bugünlere gelmemizde diğerkâm yüreklerin, vefakâr ve cefakâr yiğitlerin alın teri vardır.
Programın açılışında konuşan Genel Başkan Ali Yalçın, Mevlana’nın “Dostlarını daima vefa ile hatırla can /Arayan sen ol,
bulan sen /Tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen /Kula vefası olmayanın Hakk’a vefası olmaz” şeklindeki sözlerine atıfta
bulunarak, şöyle devam etti:
“Kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İnan ise, ‘Bütün giysileri yırtsak yeridir /Yeter bize vefa elbiseleri’
diyor. Haksızlığa karşı çıkmanın, kadim medeniyetle yeni ve daha güçlü bağ kurmanın, iyiye, güzele ve doğruya dair
arayışta örgütlü güçle yol almanın, gelenekten beslenerek geleceği aydınlatmanın, yeniyi inşa, değerlerimizi ihya, emek,
ekmek ve özgürlüğe dair, soylu mücadeleyi sürdürme kararlılığının destanını yazan Eğitim-Bir-Sen’in 25. kuruluş
yıldönümünde ‘Vefa Buluşması’ ve kısa film yarışması ödül töreni dolayısıyla bir ara gelmiş bulunmaktayız.
Eğitim-Bir-Sen, bütün zamanlarını, heyecanlarını, varını yoğunu millet, ümmet, insanlık, emek ve özgürlük mücadelesine
zimmetleyen yürekli insanların eseridir. Kuruluşundan zirveye çıkışına, zirveden yeni ufuklara varışına
Eğitim-Bir-Sen’in 25 yıllık destanına yön veren değerler, vefa, sabır, sebat ve sadakattir. Soylu mücadelemizin 25
yılının tamamında ve her anında, diğerkâm yüreklerin, vefakâr ve cefakâr yiğitlerin alın teri vardır. Bugünlere kolay
gelmedik. Bugünlere, masası olmayan odalarla, yakıtı olmayan araçlarla, maddi imkânsızlıktan basılamayan bültenlerle,
yokluklarla boğuşarak tırnaklarımızla kazıyarak geldik. Bu mücadelenin öncülüğünü üstlenen ağabeyimiz, fikir önderimiz,
kurucu liderimiz Mehmet Akif İnan’a, kuruluş sürecinde ter akıtan mücadele adamı Şükrü Gökdemir’e ve sendikacılığın
battal yürekli adamı Erol Battal’a, bu soylu yürüyüşe hizmet edip ahirete irtihal eden isimsiz dava adamlarına Allah’tan
rahmet diliyorum.”
Dayanışmayı ve birlikte sendikacılık yapmayı hedefleyen bir ufuk ve vizyonla hareket ediyoruz.
Bahçeye ekilen fidanın yarına inancı, geleceğe dair umudu, yeni bir kökün vücut bulma çabasını da simgelediğini ifade
eden Yalçın, “Eğitim-Bir-Sen, tam da budur. Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş evresi, şahlanış devresi ve zirveden yeni ufuklara
yönelmesi süreçlerinin tamamında, ‘Büyük adım atmaktan korkmayın, uçurumu küçük sıçramalarla geçemezsiniz’ öğüdünün
bütün gerekleri eksiksiz olarak uygulanmıştır. Korkmadan ve korkutmadan, ötekiliği tercih etmeden ve ötekileştirmeden;
sataşma, çatışma ve kamplaşma yöntemlerinden kaçınan, tartışmaktan, pazarlıktan ve emek için ter akıtmaktan çekinmeyen
paradigmal bilinçle ve stratejiyle yol aldık. Kurucu Genel Başkanımız Akif İnan’ın düşünce insanlığı, fikri zenginliği,
hitabeti, hürmeti ve nezaketi sadece sendikacı olarak bizlerin tavırlarına değil, sendikamızın kurumsal kimliğine,
kültürüne, işlerine ve işleyişine de yansıdı. Bir erdemliler hareketi olarak kurulan Eğitim-Bir-Sen, 25 yıllık
tecrübesini paylaşmayı, farklı sendikal tecrübelerle buluşmayı, dünyanın değişik bölge ve kıtalarındaki ülkelerinin
eğitim sendikalarıyla kucaklaşmayı, dayanışmayı ve birlikte sendikacılık yapmayı hedefleyen bir ufuk ve vizyonla hareket
ediyor” diye konuştu.
Hedef alınmamız yolumuzun doğru, yöntemimizin emek mücadelesine uygun olduğunun kanıtıdır
25 yıllık tarihin vesayet sistemine, antidemokratik süreçlere, bürokratik oligarşiye, FETÖ’ye, PKK’ya, DAİŞ’e ve diğer
terör örgütlerine karşı sağlam duruşun şahidi olduğunu vurgulayan Yalçın, “Bu yapıların Eğitim-Bir-Sen’i, üyelerini ve
yöneticilerini hedef almasını; yolumuzun doğruluğunun, yöntemimizin emek mücadelesine uygunluğunun, sendikamızın millet
nezdindeki saygınlığının kanıtı ve tescili olarak kabul ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Emek mücadelesinin ve sürdürülebilir adil paylaşımın; demokratik, sosyal, hukuk devleti düzeniyle, insan onurunu ve
insan haklarını esas alan siyasal sistemle sağlanacağını bildiklerini kaydeden Yalçın, kişileri kutsallaştıran,
klişeleri hukuk normlarının yerine koyan anlayışı reddettiklerini, bu bilinçle ve örgütlü güçleriyle demokratik, sosyal,
hukuk devletini güçlendirme ve tam anlamıyla tesis etme çabalarında hem öncülük ettiklerini hem de paydaşlık
yaptıklarını söyledi.
Duruşumuzun arkasında, dünün öncülerinin, bugününün liderlerinin feda ortaklığı var
“Farklı ülkelerden gelen sendikacı misafirlerimizin, Eğitim-Bir-Sen’in vesayetin ifşasında, demokrasi makyajlı anayasal
düzende hangi zorluklarla mücadele ettiğini bilmelerini özellikle önemsiyorum” diyen Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Demokrasi, insan hakları, insan onuru, toplumun ve bireyin özgür iradesi noktasındaki duruşumuz, kararlılığımız ve
çabalarımızla Türkiye’nin son dönemde gerçekleştirdiği reformların her birinde öncülük ettik, paydaşlık yaptık. Bugün
Türkiye’nin sendika düzeyindeki en büyük kadın örgütlenmesi Eğitim-Bir-Sen bünyesinde faaliyet gösteren Kadınlar
Komisyonu’dur. Yönetici ya da üye sıfatıyla emek mücadelesine güç katan, evrensel sendikal bilince ve mücadeleye Türkiye
zemininden ışık saçan Eğitim-Bir-Sen üyesi kadınlar, bırakın kadın-erkek eşitliğini, kadın-kadın eşitliğinin yok
sayıldığı dönemleri yaşadılar. 28 Şubat darbe sürecinde, başörtüsü taktıkları için birçok kadın eğitim çalışanı kamu
görevinden uzaklaştırıldı. Yanlış duymadınız, başörtülü olarak görev yaptıkları için kamu görevinden çıkarıldılar,
görevlerini yapmadıkları için değil. Bugün öğretmen ya da farklı unvanlar üzerinden eğitim çalışanı konumunda olan kadın
üyelerimizden bir bölümü 28 Şubat sürecinde üniversite öğrencisiydi. Sırf başörtülü oldukları için öğrenciliklerine son
verildi, yani üniversiteden atıldılar ya da okula alınmadılar. Öğrencilikleri ile birlikte hayallerine ve insanlığa
faydalı olma gayretlerine de son verildi. Bu ülkenin gençlerinin, geleceğinin önüne setler çekildi. Üniversiteye
girişlerini engellemek için imam-hatip liseleri ve meslek liselerinden mezun olan öğrencileri farklı katsayıya tabi
tuttular. Yetmedi, insanların dinlerini öğrenmesini, çocuklarını kendini dini inanç ve felsefi yaklaşımları
doğrultusunda yetiştirmesini engelleyen hukuktan, ahlaktan ve insan onurundan yoksun yasaklar, kurallar ürettiler. Bu
zulümlerle de yetinmediler. İnancını yaşamaya çalışan toplum kitlesinin desteklediği partinin bulunduğu hükümeti
baskıyla istifaya zorladılar ve iktidarın büyük ortağı konumundaki partiyi kapattılar. Bırakın emek mücadelesi
verilmesine, alın teriyle kazanılan ekmeğin yenilmesine dahi tahammül edemeyenlerin oluşturduğu vesayet rejiminin
çıldırtıcı baskılarına, tehditlerine, dayatmalarına, saldırılarına; ‘Emek için mücadele etmekten yorulmak yok.
Demokrasi, insan onuru ve insan hakları için direnmekten vazgeçmek yok. Birlikte ve dayanışma içerisinde yaşamaktan
taviz vermek yok’ diyerek cevap verdik ve bugünlere geldik. Sendikacılığın, sendikal mücadelenin evrensel boyutta
vasatını oluşturan ‘saygın iş’, ‘insan onuruna yaraşır ücret ve çalışma şartları’ noktasının çok gerisinde bir zeminde
sendikal mücadele yapmak zorunda bırakıldık. Mektupla örgütlenmeye çalışmak zorunda kalan Eğitim-Bir-Sen’den, 450 bine
yaklaşan üye sayısıyla Türkiye’nin en büyük sendikası Eğitim-Bir-Sen’e ulaşmamızı sağlayan yolculuğumuzu destan olarak
nitelendirmemizin dayanakları bunlar. Bu başarının, hızla yol alışın arkasında davamıza, dava arkadaşlığımızla vefa
ortaklığı var. Türkiye’de sendikacılığın yönünü, yöntemini değiştiren bu destanın arkasında kararlılıkla sürdürülen cefa
ortaklığı var. Eğitim sistemini ‘izm’lerin dayatmasından ve milleti resmi ideoloji mahkûmiyetinden kurtaran sendikacılık
anlayışımızın temelinde, iyiyi, güzeli, doğruyu inşada çaba ortaklığı var. Türkiye’nin en zor dönemlerinde, reform ve
dönüşüm süreçlerinde Eğitim-Bir-Sen’le özdeşleşen sağlam duruşumuzun arkasında, dünün öncülerinin, bugününün
liderlerinin feda ortaklığı var.”
İnsanlığın huzur ve refahına dair çabaları değerli görerek birlikte hareket edersek küresel sömürü düzenini
değiştirebiliriz
Kendileri gibi düşünmeyenlerin de hakkını, hukukunu korumayı, çalışma hayatında yer almalarını, sendikal hakları
kullanmalarını amasız, fakatsız, hesapsız desteklediklerini, desteklemeye de devam edeceklerini dile getiren Ali Yalçın,
“Eğitim Enternasyonal’e üye olmamızı engellemeye çalışan Eğitim-Sen’e yönelik kapatma davasında, ‘Sendikayı
kapatamazsınız’ tavrımız, ikirciksiz tutumumuzun göstergesidir. Türkiye’de emek-sermaye düzleminde adil bir bölüşüm
zemini tesis etmek için, dünyada da emek-sermaye bölüşümünün her tür baskıdan, dayatmadan ve güç odaklarının
müdahalelerinden korunması ve kurtulması gerektiğine inanıyoruz. Arakan’da inancı nedeniyle katledilen insanların,
Siyonist işgale direnen Filistin’deki mazlumların, Suriye’deki vahşet ve savaş ortamında hayata tutunmaya çalışan
mahzunların, dünyanın değişik bölgelerinde dinleri, ırkları farklı sömürü mağdurlarının da bizlere, sizlere ve hepimizin
el birliğiyle yürüteceği sendikal mücadeleye, insan hakları aksiyonerliğine, insan onurunu koruma hassasiyetine ihtiyacı
var. Özümüzü koruyarak, farklılıklara saygı duyarak, emeğe, özgürlüğe, dünya barışına, insanlığın huzur ve refahına dair
bütün çabaları değerli görerek birlikte hareket etmeliyiz. Bunu başarırsak, küresel sömürü düzenini değiştirebiliriz.
Dünyaya ve insanlığa dair vefa sorumluluğumuzu sadece tarihle, yaşanmışlıklarla, tanıdıklarımız ve ortak öykülere sahip
olduklarımızla sınırlı tutamayız. Henüz görmediğimiz, sesini duymadığımız daha nicelerinin, vefayı yüklenerek onlarla
kucaklaşmamızı istediklerini unutmamalıyız. Bunu ihmal ettiğimiz için Aylan bebekleri kaybettik, Ümranlar bombalar
altında kaldı. Vefayı sadece düne değil, bugüne ve yarına ait bir sorumluluk, bir yükümlülük olarak da görüyoruz. Düne
dair vefa ‘unutmamak’, güne dair vefa ‘birlikte yol almak’, yarına dair vefa ‘insanlığın kurtuluşu için dayanışma içinde
olmak’tır” şeklinde konuştu.
Zalimlerin kurşunlarıyla, teröristlerin bombalarıyla insanların ölmesi son bulmadıkça, insanı, insan haklarını layığıyla
koruduğumuzu söyleyemeyiz
Yalçın, adaletsiz dünya düzenini, emperyalist sistemi, küresel kapitalizmi yenme iradesinin taşıyıcısı ve
uygulayıcısının öncelikle sendikalar ve sendikacılar olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
“Fikirlerimiz, hedeflerimiz farklı olabilir. Değerlerimizin referansları, ilkelerimizin kaynakları farklılık
gösterebilir. Ne önemi var. Sonuçta insan olarak, emek tarafı olarak, emeği değerli kılma, ekmeğimizi artırma
aksiyonerleri olarak ortağız, ortak noktadayız. O zaman hep birlikte rekabet süsüyle makulleştirilen sömürüyü sona
erdirmenin, insanlığı ve insanları hedef alan savaşları, zulümleri bitirmenin derdinde olmalıyız. İşte bunun için daha
fazla iş birliği yapacağız, birlikteliğimizi kuvvetlendirip daha güçlü olacağız. Dünyayı savaş, şiddet, zulüm ve sömürü
gezegeni olmaktan birlikte kurtaracağız. Dünya hepimizin ortak mekânıdır ve kabul etmeliyiz ki, herkes birbirine
muhtaçtır. Bu bağlamda, bir sendikacı olarak, Efendimiz Hz. Muhammed’in ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ Hadisi
Şerifini çok anlamlı buluyorum. Dünyada emekleri sömürülen, kuru ekmek ve temiz su bile çok görülen insanlar var olduğu
sürece, sendikalar olarak, sendikacı olarak üzerimize düşeni yaptığımızı söyleyemeyiz. Daha da ötesi, zalimlerin
kurşunlarıyla, teröristlerin bombalarıyla insanların ölmesi son bulmadıkça, sendikaların insanı, insan onurunu, insan
haklarını layığıyla koruduğunu söyleyemeyiz. Bizim yastığa başımızı koyduğumuz saatlerde, dünyada birçok insanın bedeni
mezara konuyor. Suriye’de devam eden savaş ve terör ortamı yüzünden 5 milyon insanın yerlerini, yurtlarını, işlerini
terk etmek zorunda kaldığını, sığınmacı sıfatıyla diplomatik pazarlıklara konu yapıldığını bir utanç olarak
hissetmeliyiz. Bütün bunları, bugün bizlerle birlikte olan 41 ülkeden 57 sendikanın temsili için aramızda bulunan 103
sendikacı dostumuzun huzurunda, Eğitim-Bir-Sen’in emek örgütü kapsamındaki uluslararası iş birliği çabalarını aynı
zamanda insani yardım ve merhamet diplomasisi faaliyetleri olarak gördüğünü deklare etmek için de ifade ettim.”
Emek mücadelemizin sanatın estetiğiyle ifade edilmesi için sanata da kulvar açmak istedik
“25 yılını tamamlayan Eğitim-Bir-Sen olarak, emek mücadelemizin sanatın estetiğiyle ifade edilmesi için sanata da kulvar
açmak istedik. İlk olarak ‘Hatıra Yarışması’ konseptiyle farklı temalarla gerçekleştirdiğimiz etkinlikleri son üç yıldır
kısa film zeminine taşıdık. Kısa film yarışmamızın ilk ikisini ‘Öğretmen’ ve ‘Örgütlenme’ temalarıyla
gerçekleştirmiştik. Bu yıl kısa film temamızı ‘Vefa’ olarak belirledik” diyerek sözlerini sürdüren Yalçın,
“Yönetmeninden senaristine, kurgucusundan yapımcısına, kameramanından oyuncusuna, üç bine yakın sinema emekçisinin alın
teriyle yoğrulmuş 218 eser ortaya çıktı. Bu eserlerin ortaya çıkmasında emek harcayan herkese; bu 218 filmi tek tek
izleyerek değerlendiren ön jüri üyelerimize bir emek örgütü lideri, vefayı önemseyen insan olarak, sendikam adına
teşekkür ediyorum. Bu vesileyle, yarışmamıza ilginin ve katılan eserlerin niteliğinin artmasına katkı sağladıklarına
tereddütsüz inandığımız, sanatçı kimliklerine tartışmasız saygı duyduğumuz Jüri Başkanımız Yönetmen İsmail Güneş’e,
sinema sanatçısı Perihan Savaş’a, Gazeteci-Yazar Haşmet Babaoğlu’ya, sinema sanatçısı Ufuk Bayraktar’a, sinema yazarı
Enver Gülşen’e ve gazeteci-sinema eleştirmeni Suat Köçer’e ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, yarışmaya eser gönderen
sinemaseverler adına teşekkür ediyorum. Bu yıl, kısa film yarışmamızda Jüri Özel Ödülümüzü ‘Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’
ve Mansiyon Ödülümüzü ‘Erol Battal Teşvik Ödülü’ adıyla vermeyi bir vefa örneği olarak tercih ettik. Kısa film
yarışmamıza teşkilatımızın, öğretmen ve öğrencilerimizin de bu sanat faaliyetinde yer alma gayretini özellikle
önemsiyoruz. Diğer taraftan, yarışmada dereceye giren kısa filmlerin bazılarının yönetmeninin öğretmen olması, bir
eğitimci ve eğitim sendikası genel başkanı olarak beni onurlandırdı” değerlendirmesinde bulundu.
Kısa film yarışmamızı uluslararası boyuta taşımayı planlıyoruz
Bu yıl üçüncüsünü düzenledikleri kısa film yarışmasının her geçen sene kendini geliştirerek Türkiye’nin önemli kısa film
yarışmalarından biri haline geldiğini ifade eden Ali Yalçın, “Yarışmamızı, uluslararası boyuta taşımayı planlıyoruz.
Bugün aramızda bulunan sendikaların temsilcilerinden yarışmamıza kurumsal ve kişisel katkılarını bekliyoruz. İnanıyoruz
ki, bu gibi etkinlikler ve etkileşimler bizi birbirimize daha da yakınlaştıracak, işbirliğimize güç katacaktır” dedi.
25. yılımızı 500 bin üyeyle taçlandırmak için çalışacağız
Eski Yunan döneminin düşünürlerinden Epiktetos’un, ‘Muazzam şeyler aniden ortaya çıkmazlar’ sözüne dikkat çeken Yalçın,
şöyle konuştu:
“Bu ifade, Eğitim-Bir-Sen’in sendikacılık destanını özetliyor, 1992’den bugüne 25 yıllık sendikal mücadelesi ve geldiği
nokta da bu ifadeyi doğruluyor. Türkiye’nin fikri ve siyasi tarihinin en önemli aktörlerinden, yolculuğumuzun daimi
rehberlerinden Necmettin Erbakan Hocamızın ‘Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar’ sözü,
Eğitim-Bir-Sen’in kuruluşunun dayanağı, zirveye çıkışının pusulasıdır. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan’ın
öncülüğünde başlayan yolculukta, umut hiç yitirilmedi, kibir ve gurura hiç yer verilmedi. Bu süreçte desteğini
esirgemeyen Hak-İş’e, Akif İnan’dan emaneti devralan Niyazi Yavuz’a ve sendikacılıkta çıtayı yukarılara çıkaran Onursal
Başkanımız Ahmet Gündoğdu’nun şahsında emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Kuruluşundan bugüne; sendikamızın
liderleri, öncüleri ve üyeleri, ‘yanında iyi bir arkadaşın varsa, hiçbir yol uzun değildir’ sözüyle, inanç ve güvenle
emek mücadelesinde ter akıttılar. Bu güven ve akıtılan ter; fikri aksiyona, birliği sendikaya, fidanı ormana dönüştürdü,
Eğitim-Bir-Sen’i Türkiye’nin ve bölgesinin en büyük sendikası konumuna getirdi. Bugüne kadar çok başarılar elde ettik,
rekorlar kırdık. 15 Mayıs yaklaşıyor. Burada bizimle bulunan misafirlerin huzurunda soruyorum. Eğitim-Bir-Sen ailesi,
yeni bir rekor kırmaya hazır mısınız? 25. yılımızı 500 bin üyeyle taçlandırmaya hazır mısınız? Dördüncü dönem toplu
sözleşme masasında eğitimcilere yeni haklar kazandırmak için 500 bin üyenin gücüyle masada olmayı sağlayacak mısınız? Bu
soruların cevabını biliyorum. Çünkü bugüne kadar hiçbir hedefe hayır demeyen, hedeflerimiz için ter akıtmaktan
vazgeçmeyen bir teşkilatız. Sendikamızın güçlenmesi, büyümesi, daha fazla insanın sorumluluğunu üstlenmesi, bizi hem
güçlü kılıyor hem de yüreklendiriyor.”
‘Büyük sendika için emek, güçlü Türkiye için evet’ temalı bir çalışma yürüteceğiz
Anayasa değişikliği referandumuna da değinen Yalçın, istikrarın sağlanması, çift başlılıktan kurtulmak ve gençlere
siyaset hakkı için referandumda ‘evet’ diyeceklerini kaydederek, ‘Büyük sendika için emek, güçlü Türkiye için evet’
temalı bir çalışma yürüteceklerini, 2010’da olduğu gibi 16 Nisan’da da ‘ evet’ diyerek kazanımları güçlendireceklerini
sözlerine ekledi.
Erdem: Sanata da bir kulvar açan Eğitim-Bir-Sen’e teşekkür ediyorum
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, 1980'li yıllardan itibaren Türkiye’de sivil toplum kavramının öneminin
artığına işaret etti. Eğitim sendikalarının öğretmenleri savunduğunu ve eğitim sistemlerinin işlevleriyle tümüyle
ilgilendiğini ifade eden Erdem, eğitim sendikaları içinde Eğitim-Bir-Sen’in başat bir rol oynadığını kaydetti.
Eğitim-Bir-Sen’in, 28 Şubat’ta ve en son 15 Temmuz’da kirli ve karanlık olaylara, hainlere karşı hep dik durduğunu
söyleyen Erdem, “15 Temmuz’da bu millet, tarihin en büyük ihanetini, en büyük terör eylemini, en büyük yalancı
faaliyetini sergileyerek eyleme geçen FETÖ’ye haddini bildirmiştir. Her fırsatta eğitim kurumlarımızı ve eğitim ordumuzu
karalayanlar şunun cevabının verildiğini görmelerini arzu ediyoruz. 15 Temmuz darbe girişimini, asil direnişi
gerçekleştirenler bu eğitim sisteminden geçmedi mi? Asgari düzeyde eğitim gören öğrencisinden, en yüksek eğitimi almış
profesörüne kadar milyonlarca insan meydanlarda bir duruş sergiledi” değerlendirmesinde bulundu.
Milli bilinci yüksek gençlerin yetişmesi amacıyla var güçleriyle çalışacaklarını dile getiren Erdem, “Birlik ve
beraberliğimizle 16 Nisan’da daha yüksek bir evet çıkararak, daha güçlü bir Türkiye’ye ve daha güçlü yarınlara
gideceğimize inanıyorum” dedi.
Erdem, ücret, hizmet ve akademik sendikacılığın yanı sıra kısa film yarışmalarıyla sanata da bir kulvar açan
Eğitim-Bir-Sen yöneticilerine teşekkür etti.
Gündoğdu: Eğitim-Bir-Sen bir dava hareketi, hak ve özgürlük mücadelesinin adıdır
Eğitim-Bir-Sen Onursal Başkanı, Ankara Milletvekili Ahmet Gündoğdu, 1992 yılı ve öncesi sendikacılığa bakıldığında,
Eğitim-Bir-Sen’in neden kurulduğunun daha iyi anlaşılacağını ifade ederek, “Mehmet Akifleri çok seviyoruz. Mehmet Akif
Ersoy istiklal marşını, Mehmet Akif İnan ise sendikacılığın destanını yazmıştır. Eğitim-Bir-Sen, bir yandan çalışanların
haklarını savunurken, diğer yandan da 28 Şubat sürecinin antidemokratik uygulamalarıyla mücadele etmiştir.
Eğitim-Bir-Sen, inancının gereğini yerine getiren kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alınmasına, kadınların
çalışma alanından dışlanmasına sessiz kalmamış, on yılda bir millete hak bildirilmesinin son bulması için ‘Ortak Akıl’
mitingleri düzenleyerek, Türkiye’nin demokratikleşmesi, milletimizin, kamu görevlilerinin, eğitim çalışanlarının
özgürlük alanlarının genişletilmesi konusunda çaba harcamış, bu uğurda mücadele vermiştir. Elde edilen kazanımların
altında Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in imzası bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
Gündoğdu, Mehmet Akif İnan’a sendikayı kurdurtan sebeplerinden birinin de, sivil toplum kuruluşu adı altında toplumun
değerlerine yabancı, darbecilerle kol kola olan oluşumların bulunması olduğunu dile getirdi.
Dünyanın dört bir yanında yaşanan sorunların, yoksulluğun, haksızlığın karşısında durmayı ilke edinen Eğitim-Bir-Sen’in
sorumluluğunun büyük olduğunu kaydeden Gündoğdu, bir dava hareketi, hak ve özgürlük mücadelesinin adı olan
Eğitim-Bir-Sen’in yeni başarı öyküleri yazacağına olan inancının tam olduğunu söyledi.
Yavuz’dan teşekkür
Eğitim-Bir-Sen eski Genel Başkanı Niyazi Yavuz, yaptığı kısa konuşmada, böyle bir program düzenlediği için
Eğitim-Bir-Sen Yönetim Kurulu’na teşekkür etti.
Güneş: Okullarda sinema dersi okutulmalıdır
Jüri Başkanı İsmail Güneş, birbirinden değerli filmler arasından bir seçim yaparak dereceye giren eserleri
belirlediklerini dile getirerek, “Bir sivil toplum kuruluşunun, Eğitim-Bir-Sen’in sinemaya katkıda bulunması önemlidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bu konuda bir adım atmasını, okullarda sinema dersini okutmasını bekliyorum. Böyle bir
ders gereklidir. Çünkü onlarca dizi televizyonlar aracılıyla hayatımıza girmekte ve çoğu toplumun genel ahlak yapısına
uymamaktadır. Yozlaşmanın hat safhada olduğu bu alanda izleyicinin bilinçli olması kaçınılmazdır. Onun için, neyin nasıl
yapıldığının daha iyi anlaşılması konusunda sinema dersi bir gerekliliktir” diye konuştu.
El-Houssami: Burada bulunmaktan dolayı çok mutluyum
Programda bir konuşma yapan Arap Eğitim Örgütü Başkanı Jamal El-Houssami, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve
yönetimine teşekkür ederek, “Eğitim-Bir-Sen ile yaptığımız ikili anlaşma gereği buradayım. Bunca mücadele, kazanım ve
başarı için sizi tebrik ediyorum. Burada bulunmaktan dolayı çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
Bayramoviç: Başarılarınızın devamını diliyorum
Bosna-Hersek Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı İsmet Bayramoviç, Genel Başkan Ali Yalçın’ın konuşmasını dinlerken
çok duygulandığını belirterek, “Bu konuşmanın altına imzamı atıyorum. Böyle sendikalar ve sendikacılar olduğu sürece
gelecek konusunda umutlu olmamamız için bir neden yok. Başarılarınızın devamını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Arifi: Yeni başarılara imza atacağınızdan şüphem yoktur
Kosova Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu Genel Başkanı Hacı Arifi, Eğitim-Bir-Sen’in yeni başarılara imza atacağına
inandığını söyleyerek, “Nice başarı dolu yıllar diliyorum” diye konuştu.
Kalaja: İş birliğimizi sürdürmek, ortak projeler yürütmek istiyoruz
Arnavutluk Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu Başkanı Gezim Kalaja, 90’lı yılların başında komünizme karşı
kurulduklarını, bu konuda mücadele verdiklerini vurgulayarak, Eğitim-Bir-Sen ile iş birliğini sürdürmek, gelecekte ortak
projeler yürütmek istediklerini söyledi.
memursen.org.tr
12 Şubat 2017
'Kalp Tamiri' İsimli Film Finale Kaldı
Eğitim-Bir-Sen’in bu yıl ’Vefa’ temasıyla düzenlediği 3. Kısa Film
Yarışması’nda, Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde çekimleri tamamlanan kısa film de
finale kaldı.
Samet Dağ’ın yazıp yönettiği ve 10 kişilik oyuncu kadrosu ile 19 dakikalık kısa
film Ankara’da finalde yer alacak.
’Kalp tamiri’ adlı kısa filmi yazan ve yöneten Samet Dağ, “Amacım Tavşanlılı
ünlü yönetmenimiz Ahmet Uluçay’ın izinden gitmek ve onun adını bir nebze olsun
yaşatmak. Arkadaşlarla hazırladığımız bu filmde onun tekniklerini de kullanıp,
kendimizden de bir şeyler katarak güzel bir eser çıkarmaya çalıştık” dedi.
Yarışmada birinci esere 15 bin, ikinciye 10 bin, üçüncüye 7 bin lira ödül
verilecek. Ayrıca, ’Mehmet Akif İnan Özel Ödülü’ verilecek esere 5 bin, ’Erol
Battal Teşvik Ödülü’ verilecek esere ise 3 bin lira takdim edilecek.
Başkanlığını İsmail Güneş’in yaptığı, Perihan Savaş, Haşmet Babaoğlu, Ufuk
Bayraktar, Enver Gülşen ve Suat Köçer’den oluşan jüri, finale kalan 17 filme
ilişkin değerlendirmesini yaparak, dereceye giren filmleri belirledi.
Finale Tavşanlı’dan Kalb Tamiri ile diğer illerden Ahde Vefa, Beyaz, Bir Poşet
Süt, Çeşme, Çorap, Kağıt Düşler, Köksüz, Küs, Mesken, Okul Yolu, Pastel, Sebat,
Uzlaşı, Vefa, Yön ve Zeytin Ağacı filmleri arasından dereceye giren eser
sahiplerine ödülleri, 11 Şubat’ta Ankara’da düzenlenecek 25. yıl ‘Vefa
Buluşması’ programı kapsamında verilecek.
9 Şubat 2017
Vefa temalı kısa film yarışmasının jüri değerlendirmesi yapıldı
Eğitim-Bir-Sen’in geleneksel hale getirdiği kısa film yarışmasının üçüncüsü yapıldı. Vefa duygusunun bireysel ve
toplumsal önemini anlatacak hikâyeleri sinemanın etkileyici gücüyle buluşturmak ve sinemaya katma değer sunmak amacıyla
bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Vefa” temalı kısa film yarışmasının jüri değerlendirmesi İstanbul’da yapıldı.
Başkanlığını İsmail Güneş’in yaptığı, Perihan Savaş, Haşmet Babaoğlu, Ufuk Bayraktar, Enver Gülşen ve Suat Köçer’den
oluşan jüri, finale kalan 17 filme ilişkin değerlendirmesini yaparak, dereceye giren filmleri belirledi.
Finale kalan Ahde Vefa, Beyaz, Bir Poşet Süt, Çeşme, Çorap, Kâğıt Düşler, Kalb Tamiri, Köksüz, Küs, Mesken, Okul Yolu,
Pastel, Sebat, Uzlaşı, Vefa, Yön ve Zeytin Ağacı filmleri arasından dereceye giren eser sahiplerine ödülleri, 11
Şubat’ta Ankara’da düzenlenecek 25. yıl ‘Vefa Buluşması’ programı kapsamında verilecek.
7 Şubat 2017
'Vefa' temalı kısa film yarışmasının jüri değerlendirmesi yapıldı
Eğitim-Bir-Sen’in geleneksel hale getirdiği kısa film yarışmasının üçüncüsü
yapıldı. Vefa duygusunun bireysel ve toplumsal önemini anlatacak hikâyeleri
sinemanın etkileyici gücüyle buluşturmak ve sinemaya katma değer sunmak amacıyla
bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Vefa” temalı kısa film yarışmasının jüri
değerlendirmesi İstanbul’da yapıldı.
Başkanlığını İsmail Güneş’in yaptığı, Perihan Savaş, Haşmet Babaoğlu, Ufuk
Bayraktar, Enver Gülşen ve Suat Köçer’den oluşan jüri, finale kalan 17 filme
ilişkin değerlendirmesini yaparak, dereceye giren filmleri belirledi.
Finale kalan Ahde Vefa, Beyaz, Bir Poşet Süt, Çeşme, Çorap, Kâğıt Düşler, Kalb
Tamiri, Köksüz, Küs, Mesken, Okul Yolu, Pastel, Sebat, Uzlaşı, Vefa, Yön ve
Zeytin Ağacı filmleri arasından dereceye giren eser sahiplerine ödülleri, 11
Şubat’ta Ankara’da düzenlenecek 25. yıl ‘Vefa Buluşması’ programı kapsamında
verilecek.
6 Şubat 2017
Eğitim Bir Sen'in Vefa temalı 3. kısa film yarışması ana jürileri belli oldu.
Eğitim-Bir-Sen'in bu yıl üçüncüsünü düzenlediği ‘Vefa’ temalı kısa film
yarışmasının ana jüri üyeleri belirlendi. Yarışmaya katılmak isteyenler 9 Ocak
2017 tarihine kadar başvurularını yapabilirler. Kendi alanlarında birçok
başarıya imza atan önemli kişilerden oluşan ‘Vefa’ temalı 3. kısa film yarışması
jüri üyelerinin başkanı ise 1977 yılında Karanlık Bir Dönemdi kısa filmiyle
sektöre giren, Gün Doğmadan, Çizme, The İmam, Bir Medeniyet Rüyası ve Kervan
1915 gibi yapımlara imza atan, dünyanın en saygın organizasyonlarından biri olan
Montreal Film Festivali’nde Ateşin Düştüğü Yer filmiyle en iyi film ödülü alan
ve aynı filmle Oscar’a aday adayı olan, Türk sinemasının özgün ismi, birçok
ulusal ve uluslararası ödülü bulunan yönetmen İsmail Güneş.
Jüri Başkanı:
Yönetmen İsmail Güneş
Jüri Üyeleri:
Oyuncu Perihan Savaş
Gazeteci-Yazar Haşmet Babaoğlu
Yazar Enver Gülşen
Yeni Şafak Gazetesi sinema yazarı ve Film Arası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni
Suat Köçer
En iyi filme 15 bin lira toplanda ise 40 bin liranın ödül olarak verileceği
yarışma için detaylı bilgi almak isterseniz "egitimbirsenkisafilm.org" adresine
bakabilirsiniz.
3 Kasım 2016
Ödüllerimiz:
1.15 Bin TL
2.10 Bin TL
3.7 Bin TL
M.Akif İnan Özel Ödülü. 5 Bin TL
Erol Battal Teşvik Ö. 3 Bin TL
VEFA TEMALI 3. KISA FİLM YARIŞMASI BAŞLIYOR
Eğitim-Bir-Sen, kısa film yarışmasının üçüncüsünü düzenliyor. 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleştirdiği “Öğretmen” ve
“Örgütlenme” temalı kısa film yarışmaları düzenleyen Eğitim-Bir-Sen, üçüncüsü düzenlenecek yarışmanın bu yılki teması
“Vefa” olarak belirlendi. Vefa duygusunun bireysel ve toplumsal önemini anlatacak hikâyeleri sinemanın etkileyici gücü
ve diliyle buluşturmak; bu konuda toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla tertip edilecek yarışmada filmler olay ve
kişi üzerinden yola çıkılarak çekilebilecek.
15 Eylül 2016 tarihinde başlayacak ve kurmaca dalında 20 dakikayı geçmeyen kısa film çalışmalarının değerlendirileceği
yarışmaya son başvuru tarihi 9 Ocak 2017.
Yarışmanın birincisi 15 bin TL, ikincisi 10 bin TL, üçüncüsü 7 bin TL ile ödüllendirilecek. Bunun yanı sıra Mehmet Akif
İnan Özel Ödülü için 5 bin TL, Erol Battal Teşvik Ödülü için ise 3 bin TL verilecek.
Kısa film yarışmasına başvurular, posta yoluyla veya elden Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’ne (Oğuzlar Mahallesi Av.
Özdemir Özok Sokak 5/A Balgat/Ankara) yapılacak.
Yarışmada dereceye giren filmlerin sahipleri, 11 Şubat 2017 tarihinde Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş yıldönümü etkinlikleri
ve ‘Vefa’ programında ödüllerini alacak.
Yarışmayla ilgili tüm detaylara egitimbirsenkisafilm.org adresinden ulaşılabilir.