13. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali

24 - 30 Aralık 2010












13. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali'nin Ardından

13. dendiğine bakmayın. 24 - 30 Aralık tarihlerinde düzenlenen "Randevu İstanbul Film Festivali", bu adıyla ilk kez düzenleniyor TÜRSAK tarafından. Yılların Sinema-Tarih Buluşması; bu yıl daha kapsamlı ve bölümlere ayrılmış bir programla, Alkazar Sineması'nın kapanması nedeniyle yeni ve sayıca daha fazla salonlarıyla ve Fransız Kültür Merkezi'nin desteği nedeniyle midir bilinmez Fransızca bir adla karşımıza çıktı. Tüm bu yeniliklerin amacı, kuşkusuz yıllardır boş salonlara düzenlenen festivalin daha geniş bir kitleye yayılma kaygısıydı. Gittiğim 3 filmden gördüğüm kadarıyla bunu başarmışlar. Fakat bir anda bu kadar büyüyen bir organizasyonun altından, 13. kez bu festivali düzenliyor olmalarına rağmen kalkamadı TÜRSAK.

13. Randevu İstanbul Film Festivali, "Gala İstanbul", "Trans-Europe-Express", "Bağımsızlar", "Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması", "İnsan Hakları", "Yeni Dünya Günlükleri", "Yolları Çatallayan Bahçe" ve "Kısa Filmler" olmak üzere 8 bölümden oluşuyordu. Programda "127 Hours", "Love & Other Drugs", "Blue Valentine", "Sex, Drugs & Rock'n Roll" gibi merakla beklenen hit filmlerin de dahil olduğu 40'a yakın film gösterildi. Festivallerin yeni gözde mekanlarından Gmall sinemalarının da mekanlara dahil edilmesi sayesinde, bir de bilet fiyatları 4/5 TL gibi sudan değil ama koladan ucuza satılınca salonlar gayet doluydu. Festivalde, tümü Gmall'da olmak üzere 3 film izleme fırsatı buldum:

"127 Hours" - ABD (Yön: Danny Boyle): 2008'de Oscar'ını rüya gibi bir film olan "Slumdog Millionaire" ile kucaklayan İngiliz yönetmenin son filmi, gerçek bir hikayeye dayanıyor. 2000'li yılların başlarında Utah'taki bir kanyonda sıkışıp 127 saati oradan kurtulmaya çalışarak geçiren Aron Ralston'ın hikayesini anlatan filmde tek kişilik performansı ile James Franco çok büyük bir görevi başarıyla yerine getiriyor. "Slumdog Millionaire"de Chris Dickens'ın harika kurgusunun yerini, en az onun kadar iyi olan Jon Harris üstlenmiş. Görüntülerde ise hemen hemen tüm Danny Boyle filmlerinde olduğu gibi Anthony Dod Mantle var. Issız bir yerde tek başına kalan bir adamın hikayesinde konuşmanın azlığı ise harika müziklerle giderilmiş. Gerek soundtrack seçimi, gerekse A.R.Rahman'ın bestelediği orijinal müzikler filmin en önemli artılarından biri. 3 dalda Altın Küre adayı olan filmin, Oscarlarda da birkaç dalda adaylık yakalayacağı kesin.

"London Boulevard" - İngiltere (Yön: William Monahan): "The Departed", "Body of Lies" ve "Kingdom of Heaven" gibi filmlerin senaristi William Monahan; çok ilginç bir gangster hikayesine el atmış. Colin Farell ve Keira Knightley'i bir araya getiren Londra filmi; bolca silahların patladığı, absürd şiddet sahnelerinin bulunduğu ve çoğu zaman ciddiye alınamayacak denli komik olan bir kara hikayeyi anlatmaya çalışıyor. Filmin çoğu yandan kötü olduğunu söylemek ayıp olmayacaksa da; Ray Winstone'un oyunculuğunun, Eddie Marsan'ı görmenin ve Rolling Stones, Beatles ve Bob Dylan'ın da dahil olduğu harika soundtrack şarkıları dinlemenin verdiği keyif tartışılmaz.


"Blue Valentine" - ABD (Yön: Derek Cianfrance): Daha önce bir televizyon ve belgesel yönetmeni olan Cianfrance'ın ilk filmi, fazla dramatik bir aşk hikayesini anlatıyor. Ryan Gosling ve Michelle Williams'a birer Altın Küre adaylığı getiren film, oyunculuklar dışında beni hayal kırıklığına uğrattı. Artık Ryan Gosling etkisinden midir bilinmez, sanırım bir "Notebook" beklentisi içerisindeydim, olmadı.

Festivalin geneline dair olumsuz eleştirilere gelecek olursak... Programı açıklanacak denilen tarihte açıklanmayan, biletleri satışa çıkacak denilen tarihte satışa çıkmayan, internette bilet satışı olmayan, bununla da kalmayıp yalnızca filmin gösterildiği salondan bilet satışının yapıldığı, biletlerin fiziksel olarak "gelen" bir şey olduğu ve tüm salonlarda aynı anda satışa çıkmadığı, sosyal medyayı kullanamayan, Twitter'ı duyuru yapılacak bir yer sanıp günlük program yazan, altyazıları ise sanırım Google Translate ile çeviren bir festivaldi Randevu İstanbul Film Festivali. Cinebonus'un teknoloji ve sosyal medya konusundaki deneyimlerinden bir dahaki yıla daha çok faydalanmasını umuyoruz TÜRSAK'ın. Ya da ne biliyim, İKSV'ye ya da AFM'ye telefon açabilirler.

31 Aralık 2010
http://thebalkabaa.blogspot.com









YILIN SON SİNEMA BULUŞMASI 13. RANDEVU İSTANBUL ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ PERDELERİNİ MUHTEŞEM BİR TÖRENLE AÇTI!

T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde TÜRSAK Vakfı tarafından düzenlenen, 13. RANDEVU İSTANBUL ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ, 21 Aralık gecesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen görkemli bir açılış töreniyle perdelerini İstanbullu sinemaseverler için açtı.

T. C. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay'ın onurlandırdığı, sunuculuğunu Ece Sükan'ın üstlendiği açılış törenine Azra Akın, Mert Fırat, Burcu Kutluk, Naz Elmas, Zafer Algöz, Haluk Piyes, Selma Ergeç, İlksen Başarır, Harun Tekin, Pelin Batu, İzzet Günay, Ece Vahapoğlu ve daha birçok sanatçı katıldı.

13. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali açılış seremonisinde, festivalin geleneksel IŞIK ÖDÜLLERİ de sahiplerini buldu.

Dünya kültürlerini ve İstanbul'un eşsiz mirasını sinemanın perspektifinden yansıtmayı amaçlayan 13. RANDEVU İSTANBUL ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ'nin IŞIK ÖDÜLLERİ, insanın evrensel çelişkilerini aydınlatan eşsiz öyküleri beyazperdeye taşırken politik cesaretinden ve özgün bakış açısından ödün vermeyen, ulusal ve uluslararası festivallerde sayısız ödüle layık görülmüş filmlerin yaratıcısı yazar/yönetmen YEŞİM USTAOĞLU; gazetecilik mesleğine 1969 yılında başlayan, otuza yakın ansiklopedinin sinema ve sanat maddelerinde, sayısız makale ve kitapta imzası bulunan, senarist, sinema eleştirmeni, tarihçisi ve akademisyen BURÇAK EVREN ve kurulduğu 1967 yılından bu yana Türk sinemasının sayısız yapıtına hayat vermiş, Türk sinema tarihinin pek çok çağına tanıklık ve öncülük etmiş, 40 yılı aşan birikimi ve deneyimiyle bir “Türk sineması okulu” olarak bilinen FONO FİLM adına FONO FİLM Yönetim Kurulu Başkanı CEMAL OKAN'a takdim edildi.

T. C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sinema sanatına verdiği önemi vurguladı ve 13. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali'ni düzenleyen TÜRSAK Vakfı'na ve festivale katkıda bulunanlara teşekkürlerini sundu.

TÜRSAK Vakfı Başkanı Engin Yiğitgil, kültürün çağımızdaki konumuna değindiği açılış konuşmasında “kültürün öneminden bahsederken, kültürü durağan, gizli bir hazine, bir 'haz aracı', ve daha kötüsü sadece bir zümrenin elindeki bir ayrıcalık olarak tanımlayıp kutsamak, yapabileceğimiz hataların en büyüğüdür” diyerek 13. RANDEVU İSTANBUL ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ'nin toplumun her kesimine hitap eden zengin kapsamını vurguladı.

Tören finalinde, açılış filmi “Milyoner”, “Trainspotting”, “Kumsal” ve “28 Gün Sonra” gibi unutulmaz filmlerin Oscar ödüllü usta yönetmeni DANNY BOYLE'un imzasını taşıyan 127 SAAT ile perdelerini açtı.







Yılın son sinema buluşması
“RANDEVU İSTANBUL”
24 - 30 Aralık 2010

“Kültürlerin, tarihin, sanatın ve sinemacıların randevusu”

TÜRSAK Vakfı’nın T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği “İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması” 13. Yılından itibaren “Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali” adı altında enerjisi yüksek, dinamik film programıyla bağımsız sinemanın çarpıcı örneklerini sinemaseverlerle buluşturuyor.

Yılın son sinema buluşması “Randevu İstanbul” kendi alanlarında birçok başarılı işe imza atmış Cansel Elçin, Fehmi Yaşar, Prof. Dr. İlber Ortaylı, İlksen Başarır, Kenan Işık, Mert Fırat, Murat Şeker, Ömür Gedik, Reis Çelik, Sırrı Süreyya Önder, Yüksel Aksu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kişiden oluşan düzenleme kurulunun fikirleriyle daha genç ve dinamik bir festival olarak takipçileriyle buluşacak.

Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanı sıra “Randevu İstanbul” bu yıl da bizi başka yerde görme imkânı bulamayacağımız bağımsız yapımlar, belgeseller ile yıllardır takipçisi olduğumuz yönetmenlerin son filmleri ile buluşturuyor.

Şimdiden Oscar adaylıklarına kesin gözle bakılan büyük stüdyo filmlerinin yanı sıra ülkelerini “En İyi Yabancı Film Oscar Adayı” olarak temsil edecek yapımların da yer aldığı festivalde öğrenci bileti 4 TL, tam bilet ise 5 TL gibi sembolik fiyatlarla satılıyor olacak. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen “Randevu İstanbul”un film programı Aralık’ın ikinci haftasında açıklanacak ve biletleri satışa sunulacaktır.

Mangolyalı yönetmen Wuershan’ın Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkan ilk filmi “The Butcher, the Chef, and the Swordsman”, gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan ve Oscar’ın en iddialı filmlerinden biri olarak değerlendirilen David O. Russell imzalı “Fighter”, Cannes Film Festivali’nde gösterilen, Sundance’te yarışmaya değer bulunan ve geçtiğimiz günlerde Chriysler Film Project’te ‘En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan Derek Cainfrance filmi “Blue Valentine”, başrolünde Altın Küre ve BAFTA ödülleri adayı Andy Serkis yer aldığı Altın Ayı ödüllü ünlü yönetmen Mat Whitecross’un son filmi “Sex & Drugs & Rock & Roll”un ve ”, Nicholas Cage, Ron Perlman ve Christopher Lee’yi bir araya getiren Peter Goddard imzası taşıyan “Season of the Witch”in yanı sıra “Randevu İstanbul”un dikkate değer diğer bir filmi ise Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde seyirciyle buluşan ve Macaristan’ın Oscar adayı olarak seçilen “Bibliotheque Pascal”…

Ülkemizde vizyon görme şansı olmayan filmlerden oluşan bu renkli film programını izlemek için sinemaseverlerin buluşma adresi Fransız Kültür Merkezi, Cinebonus Maçka G-Mall ve Beyoğlu Cinemajestic Sinemaları olacak.






“Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali”
(13. İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması)
24 - 30 Aralık 2010

TÜRSAK Vakfı’nın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği “İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması” 13. Yılından itibaren “Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali” adı altında enerjisi yüksek, dinamik film programıyla bağımsız sinemanın çarpıcı örneklerini sinemaseverlerle buluşturuyor.

Yılın son sinema buluşması “Randevu İstanbul” kendi alanlarında birçok başarılı işe imza atmış isimlerden oluşan düzenleme kurulu toplantılarının ardından yeni etkinlikler ile daha genç ve dinamik bir festival olarak “Kültürlerin, tarihin, sanatın ve sinemacıların randevusu” sloganıyla 24-30 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek.

Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanısıra, festival bu yıl da bizi baska yerde görme imkani bulamayacağımız bağımsız yapımlar, belgeseller ile yıllardır takipçisi olduğumuz yönetmenlerin son filmleri ile buluşturuyor.

Şimdiden Oscar adaylıklarına kesin gözle bakılan büyük stüdyo filmlerinin yanısıra ülkelerini “En İyi Yabanci Film Oscar Adayı” olarak temsil edecek yapımların da yer aldığı festivalde yılın çok konuşulacak filmleri için öğrenci bileti 4 tl, tam bilet ise 5 tl gibi sembolik fiyatlarla satılıyor olacak.

Ülkemizde vizyon görme şansı olmayan filmlerden oluşan bu renkli film programını izlemek için sinemaseverlerin buluşma adresi Fransız Kültür Merkezi,Cinebonus Maçka G-Mall ve Beyoğlu Cinemajestic Sinemaları olacak.

“ÖĞRENCİLERİN BİLETLER ASKIDA”

Gençleri sinemaya yönlendirmeyi hedefleyen “Randevu İstanbul”un yeni uygulaması “Askıda Bilet”… TÜRSAK Vakfı tarafından festival boyunca kafelere ve festivalin gösterimlerinin yapılacağı sinemalara bırakılacak olan ücretsiz biletlerden, pasolarını gösteren sinemasever öğrenciler faydalanabilecek.

DÜNYA SİNEMASININ İDDİALI FİLMLERİ YILIN SON GÜNLERİNDE İSTANBUL’DA BULUŞUYOR

Moğol yönetmen Wuershan’ın Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkan ilk filmi “The Butcher, the Chef, and the Swordsman” fesitivalin iddialı filmlerinden. Adından da tahmin edileceği üzere film, savaş sanatlarını damak tadıyla harmanlayarak intikamdan açgözlülüğe, hip hop kültüründen kung-fu’ya dek geniş bir yelpazede kahkahalı bir sinema serüveni vaat ediyor.

Peter Goddard imzası taşıyan “Season of the Witch”, Nicholas Cage, Ron Perlman ve Christopher Lee’yi bir araya getiriyor. 14. yüzyılda vebadan kavrulan bir kentte tek çare, kara ölümden sorumlu tutulan bir cadıyı uzak bir yere sürmektir. Bu amaç için görevlendiren yaslı bir şövalye, bir rahip, sevimsiz bir seyyah ve dik kafalı genç yola koyulduklarında, kendilerini aşan, anlaşılmaz bir güç ile başa çıkmak zorunda kalacaktır.

Christian Bale ve Mark Wahlberg’in göz doldurduğu “Fighter”, sinema perdesinde spor ve aksiyon arayanlar için kaçırılmaması gereken bir film. Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan ve Oscar’ın en iddialı filmlerinden biri olarak değerlendirilen, David O. Russell imzalı Fighter, suç ve uyuşturucuyla lekelenen geçmişinin ardından kendisi gibi bir boksör olan kardeşi Dickie’yi yetiştirmek için geri dönen Micky’nin şampiyonluğa yükselen hikayelerini konu alıyor.

Festivalin en eğlenceli filmlerinden “Infidel”, güncel dünyanın belki de en büyük karmaşasından bir komedi yaratıyor. Ara sıra içki içmekten geri kalmayan, rock müzik hayranı İngiliz Müslüman Mahmud Nasir, evlat edinildiğini ve aslında bir Yahudi olduğunu öğrendiğinde, evlere şenlik bir kimlik bunalımına giriyor.

“Blue Valentine”, Sundance Film Festivali’nde yarışmaya değer bulunmuş bir komedi drama. Amerikalı çift Dan ve Cindy’nin renkli ve karmaşık ilişkisini beyaz perdeye taşıyan filmin müzikleri ise, Brooklyn’li grup Grizzly Bear’a ait. Cannes Film Festivali’nde gösterilen film geçtiğimiz günlerde Chriysler Film Project’te ‘En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı. Farklı kamera tekniğiyle, aşka karşı bakışının da ipucunu veren filmin yönetmen koltuğunda Derek Cainfrance oturuyor, başrolleri ise Ryan Gosling ve Michelle Williams paylaşıyor.

Festivalin birbirinden renkli filmlerinden birkaç örnek daha:

Altın Ayı ödüllü ünlü yönetmen Mat Whitecross’un son filmi “Sex&Drugs&Rock & Roll”, İngiltere’nin son otuz yılına damgasını vuran ünlü şarkıcı ve söz yazarı Ian Dury’nin renkli hayatını konu alıyor. Filmin başrolünde ise Altın Küre ve BAFTA ödülleri adayı Andy Serkis yer alıyor.

2005 Uluslararası Avrasya Film Festivali’nde “Shanghai Dreams” filmiyle yarışan ve “En İyi Film” ödülünü almak üzere Antalya’ya gelen Wang Xiaoshuai son filmi Chongqing Blues ile Cannes Film Festivali’nin ardından Randevu İstanbul seyircisiyle buluşuyor.

Meksikalı yönetmen Maria Novaro’nun Meksika kaynaklı bitkisel tedavi kültürüne şapka çıkarttığı “The Good Herbs” geçtiğimiz ay sona eren Roma Film Festivali’nde tüm oyuncularına birden Marc’Aurelio Jürisi tarafından “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazandırdı. Alzhaimer hastalığını bir metafor olarak kullanan yönetmen, çağdaş tıp anlayışına karşı bitkilerin gücünü sorguluyor.

Kolombiyalı yönetmen Carlos César Arbeláez’in yönettiği “The Colors of the Mountain” San Sebastian Film Festivali’nde büyük ilgi görmüş ve KUTXA-Yeni Yönetmenler Ödülü’ne değer bulunmuştu.

Randevu Istanbul’un dikkate değer diğer bir filmi ise Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde seyirciyle buluşan ve Macaristan’ın Oscar adayı olarak seçilen “Bibliotheque Pascal”. Genç bir kadının, sex köleliğine uzanan ilgin yolculuğunu konu alan film ilginç bir seyirlik.

Shane Meadows’un ünlü senaristi Paul Fraser’in Tribeca Film Festivali’nde gösterilen ilk filmi “My Brothers” konusuyla olduğu kadar görüntüleriyle de ilgi çekici.








2010'un son sinema buluşması "Randevu İstanbul"

24-30 Aralık tarihleri arasında yılın son sinema etkinliği düzenleniyor.

TÜRSAK Vakfı'nın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlediği "İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması", 13. yılından itibaren "Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali" adı altında yeniden yapılanarak sinemaseverlerin karşısına çıkıyor.Kendi alanlarında başarılı isimlerin yer aldığı düzenleme kurulunun yeni fikirleri ve desteğiyle etkinlik, genç ve dinamik bir festival olma hedefinde ilerliyor.

Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanı sıra Randevu İstanbul bu yıl da festival dışında seyretme şansını zor yakalayacağımız bağımsız yapımlar ve belgeseller ile buluşturmaya devam ediyor. Örneğin, Mangolyalı yönetmen Wuershan'ın Toronto Film Festivali'nde görücüye çıkan ilk filmi The Butcher, the Chef, and the Swordsman, gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan Andy Serkis yer aldığı, Altın Ayı ödüllü ünlü yönetmen Mat Whitecross'un son filmi Sex&Drugs&Rock&Roll, Randevu İstanbul'un programında öne çıkan yapımlardan bazıları.

Ülkelerini "En İyi Yabancı Film Oscar Adayı" olarak temsil edecek filmlerin de yer aldığı festivalde öğrenci bileti 4 tl, tam bilet ise 5 tl olarak belirlenmiş; festivalin film programı ise Aralık ayının ikinci haftasında açıklanacak. Film gösterim mekanları ise Fransız Kültür Merkezi,Cinebonus Maçka G-Mall ve Beyoğlu Cinemajestic Sinemaları olacak...

30 Kasım 2010






DANNY BOYLE İMZALI "127 SAAT"!

"Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanı sıra bağımsız yapımlar, belgeseller ve yıllardır takipçisi olduğumuz yönetmenlerin son filmlerine yer veren "Randevu İstanbul" perdelerini olağanüstü bir filmle açacak!

Milyoner", "Trainspotting", "Kumsal" ve "28 Gün Sonra" gibi unutulmaz filmlerin Oscar ödüllü usta yönetmeni DANNY BOYLE'un heyecanla beklenen ve seyirciyle buluşmasını takiben Independent Spirit ve Satellite Ödüllerine pek çok farklı kategoride aday gösterilen son filmi 127 SAAT, Utah'ta ıssız bir kanyonda kaya tırmanışı yaparken büyük bir kaya parçasının kolu üzerine düşmesiyle mahsur kalan Aron Ralston'un yaşanmış öyküsünü beyazperdeye taşıyor.

Danny Boyle'un eşsiz gerilim yaratma gücüyle, seyircisini ilk dakikadan öyküsünün içine çeken ve finaline dek heyecandan taviz vermeyen 127 SAAT'in başrolünde, "Uluma", "Süt" ve "Ananas Ekspresi" gibi filmlerde devleşen başarılı oyuncu JAMES FRANCO yer alıyor.






ABD'Yİ KASIP KAVURAN ROMANTİK KOMEDİ AŞK SARHOŞU (LOVE AND OTHER DRUGS) RANDEVU İSTANBUL'DA!

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde TÜRSAK Vakfı tarafından düzenlenen ve tematik kimliğiyle tanınan "İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması"nın konseptini ve içeriğini, 13. yılından itibaren, enerjisi yüksek, dinamik bir film programı ve yepyeni bölümlerle yenileyen "Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali", dünya sinemasının çarpıcı örneklerini İstanbullu sinemaseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor.

Şimdiden Oscar adaylıklarına kesin gözle bakılan büyük stüdyo filmlerinin, bağımsız sinemanın ayrıksı yapıtlarının, belgesellerin ve kısa filmlerin yer aldığı Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali"nin İstanbullu sinemaseverlerle buluşturacağı, heyecanla beklenen bir başka film de ABD'de sinema eleştirmenlerinin ve seyircinin büyük ilgisiyle karşılanan "AŞK SARHOŞU" (LOVE AND OTHER DRUGS).

ABD'de henüz gösterime giren ve başrollerini ANNE HATHAWAY ve JAKE GYLLENHAAL'in paylaştıkları, EDWARD ZWICK'in imzasını taşıyan AŞK SARHOŞU, özgür, kolay kolay kimseye bağlanamayan Maggie'nin, kadınlar üzerindeki gücünü işi için kullanmaktan çekinmeyen karizmatik Jamie'yle yaşadığı romantik serüvenin etrafında gelişiyor.






T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde TÜRSAK Vakfı tarafından bu yil "Randevu Istanbul" adiyla 13'üncusu düzenlecek olan "Sinema Tarih Buluşması" nın açılış gecesinin sunuculuğunu mankenlik, moda editörlüğü, oyunculuk gibi bir çok işi başarıyla yürüten Ece Sükan üstlenecek.




Yılın Son Sinema Festivali

TÜRSAK Vakfı'nın T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlediği 'İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması' 13. Yılından itibaren 'Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali' adı altında enerjisi yüksek, dinamik film programıyla bağımsız sinemanın çarpıcı örneklerini sinemaseverlerle buluşturuyor.

Yılın son sinema buluşması 'Randevu İstanbul' kendi alanlarında birçok başarılı işe imza atmış Cansel Elçin, Fehmi Yaşar, Prof. Dr. İlber Ortaylı, İlksen Başarır, Kenan Işık, Mert Fırat, Murat Şeker, Ömür Gedik, Reis Çelik, Sırrı Süreyya Önder, Yüksel Aksu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kişiden oluşan düzenleme kurulunun fikirleriyle daha genç ve dinamik bir festival olarak takipçileriyle buluşacak.




ÖĞRENCİ 4 TL, TAM 5 TL

Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanı sıra 'Randevu İstanbul', bu yıl da bizi başka yerde görme imkanı bulamayacağımız bağımsız yapımlar, belgeseller ile yıllardır takipçisi olduğumuz yönetmenlerin son filmleri ile buluşturuyor.

Şimdiden Oscar adaylıklarına kesin gözle bakılan büyük stüdyo filmlerinin yanı sıra ülkelerini 'En İyi Yabancı Film Oscar Adayı' olarak temsil edecek yapımların da yer aldığı festivalde öğrenci bileti 4 TL, tam bilet ise 5 TL gibi sembolik fiyatlarla satılıyor olacak. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenen 'Randevu İstanbul'un film programı Aralık'ın ikinci haftasında açıklanacak ve biletleri satışa sunulacaktır.




GÖRÜLMEYE DEĞER FİLMLER

Mangolyalı yönetmen Wuershan'ın Toronto Film Festivali'nde görücüye çıkan ilk filmi 'The Butcher, the Chef, and the Swordsman', gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan ve Oscar'ın en iddialı filmlerinden biri olarak değerlendirilen David O. Russell imzalı 'Fighter', Cannes Film Festivali'nde gösterilen, Sundance'te yarışmaya değer bulunan ve geçtiğimiz günlerde Chriysler Film Project'te 'En İyi Senaryo Ödülü'nü kazanan Derek Cainfrance filmi 'Blue Valentine', başrolünde Altın Küre ve BAFTA ödülleri adayı Andy Serkis yer aldığı Altın Ayı ödüllü ünlü yönetmen Mat Whitecross'un son filmi 'Sex & Drugs & Rock & Roll'un ve Nicholas Cage, Ron Perlman ve Christopher Lee'yi bir araya getiren Peter Goddard imzası taşıyan 'Season of the Witch'in yanı sıra 'Randevu İstanbul'un dikkate değer diğer bir filmi ise Berlin Film Festivali'nin Forum bölümünde seyirciyle buluşan ve Macaristan'ın Oscar adayı olarak seçilen 'Bibliotheque Pascal'...

Türkiye'de vizyon görme şansı olmayan filmlerden oluşan bu renkli film programını izlemek için sinemaseverlerin buluşma adresi Fransız Kültür Merkezi, Cinebonus Maçka G-Mall ve Beyoğlu Cinemajestic Sinemaları olacak..








“Kültürlerin, tarihin, sanatın ve sinemacıların randevusu”

TÜRSAK Vakfı’nın T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlediği “İstanbul Uluslararası Sinema Tarih Buluşması” 13. Yılından itibaren “Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali” adı altında enerjisi yüksek, dinamik film programıyla bağımsız sinemanın çarpıcı örneklerini sinemaseverlerle buluşturuyor.

Yılın son sinema buluşması “Randevu İstanbul” kendi alanlarında birçok başarılı işe imza atmış Cansel Elçin, Fehmi Yaşar, Prof. Dr. İlber Ortaylı, İlksen Başarır, Kenan Işık, Mert Fırat, Murat Şeker, Ömür Gedik, Reis Çelik, Sırrı Süreyya Önder, Yüksel Aksu gibi isimlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 40 kişiden oluşan düzenleme kurulunun fikirleriyle daha genç ve dinamik bir festival olarak takipçileriyle buluşacak.

Cannes, Berlin, Toronto gibi dünyanın en önemli festivallerinden ödüllerle dönmüş, seyircinin büyük beğenisini kazanmış filmlerin yanı sıra “Randevu İstanbul” bu yıl da bizi başka yerde görme imkânı bulamayacağımız bağımsız yapımlar, belgeseller ile yıllardır takipçisi olduğumuz yönetmenlerin son filmleri ile buluşturuyor.

Şimdiden Oscar adaylıklarına kesin gözle bakılan büyük stüdyo filmlerinin yanı sıra ülkelerini “En İyi Yabancı Film Oscar Adayı” olarak temsil edecek yapımların da yer aldığı festivalde öğrenci bileti 4 TL, tam bilet ise 5 TL gibi sembolik fiyatlarla satılıyor olacak. T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla düzenlenen “Randevu İstanbul”un film programı Aralık’ın ikinci haftasında açıklanacak ve biletleri satışa sunulacaktır.

Mangolyalı yönetmen Wuershan’ın Toronto Film Festivali’nde görücüye çıkan ilk filmi “The Butcher, the Chef, and the Swordsman”, gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan ve Oscar’ın en iddialı filmlerinden biri olarak değerlendirilen David O. Russell imzalı “Fighter”, Cannes Film Festivali’nde gösterilen, Sundance’te yarışmaya değer bulunan ve geçtiğimiz günlerde Chriysler Film Project’te ‘En İyi Senaryo Ödülü’nü kazanan Derek Cainfrance filmi “Blue Valentine”, başrolünde Altın Küre ve BAFTA ödülleri adayı Andy Serkis yer aldığı Altın Ayı ödüllü ünlü yönetmen Mat Whitecross’un son filmi “Sex & Drugs & Rock & Roll”un ve ”, Nicholas Cage, Ron Perlman ve Christopher Lee’yi bir araya getiren Peter Goddard imzası taşıyan “Season of the Witch”in yanı sıra “Randevu İstanbul”un dikkate değer diğer bir filmi ise Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde seyirciyle buluşan ve Macaristan’ın Oscar adayı olarak seçilen “Bibliotheque Pascal”…

Ülkemizde vizyon görme şansı olmayan filmlerden oluşan bu renkli film programını izlemek için sinemaseverlerin buluşma adresi Fransız Kültür Merkezi, Cinebonus Maçka G-Mall ve Beyoğlu Cinemajestic Sinemaları olacak.

Türsak Vakfı






13. Uluslararası Randevu İstanbul Film Festivali'nin Ardından

13. dendiğine bakmayın. 24 - 30 Aralık tarihlerinde düzenlenen "Randevu İstanbul Film Festivali", bu adıyla ilk kez düzenleniyor TÜRSAK tarafından. Yılların Sinema-Tarih Buluşması; bu yıl daha kapsamlı ve bölümlere ayrılmış bir programla, Alkazar Sineması'nın kapanması nedeniyle yeni ve sayıca daha fazla salonlarıyla ve Fransız Kültür Merkezi'nin desteği nedeniyle midir bilinmez Fransızca bir adla karşımıza çıktı. Tüm bu yeniliklerin amacı, kuşkusuz yıllardır boş salonlara düzenlenen festivalin daha geniş bir kitleye yayılma kaygısıydı. Gittiğim 3 filmden gördüğüm kadarıyla bunu başarmışlar. Fakat bir anda bu kadar büyüyen bir organizasyonun altından, 13. kez bu festivali düzenliyor olmalarına rağmen kalkamadı TÜRSAK.

13. Randevu İstanbul Film Festivali, "Gala İstanbul", "Trans-Europe-Express", "Bağımsızlar", "Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması", "İnsan Hakları", "Yeni Dünya Günlükleri", "Yolları Çatallayan Bahçe" ve "Kısa Filmler" olmak üzere 8 bölümden oluşuyordu. Programda "127 Hours", "Love & Other Drugs", "Blue Valentine", "Sex, Drugs & Rock'n Roll" gibi merakla beklenen hit filmlerin de dahil olduğu 40'a yakın film gösterildi. Festivallerin yeni gözde mekanlarından Gmall sinemalarının da mekanlara dahil edilmesi sayesinde, bir de bilet fiyatları 4/5 TL gibi sudan değil ama koladan ucuza satılınca salonlar gayet doluydu. Festivalde, tümü Gmall'da olmak üzere 3 film izleme fırsatı buldum:

"127 Hours" - ABD (Yön: Danny Boyle): 2008'de Oscar'ını rüya gibi bir film olan "Slumdog Millionaire" ile kucaklayan İngiliz yönetmenin son filmi, gerçek bir hikayeye dayanıyor. 2000'li yılların başlarında Utah'taki bir kanyonda sıkışıp 127 saati oradan kurtulmaya çalışarak geçiren Aron Ralston'ın hikayesini anlatan filmde tek kişilik performansı ile James Franco çok büyük bir görevi başarıyla yerine getiriyor. "Slumdog Millionaire"de Chris Dickens'ın harika kurgusunun yerini, en az onun kadar iyi olan Jon Harris üstlenmiş. Görüntülerde ise hemen hemen tüm Danny Boyle filmlerinde olduğu gibi Anthony Dod Mantle var. Issız bir yerde tek başına kalan bir adamın hikayesinde konuşmanın azlığı ise harika müziklerle giderilmiş. Gerek soundtrack seçimi, gerekse A.R.Rahman'ın bestelediği orijinal müzikler filmin en önemli artılarından biri. 3 dalda Altın Küre adayı olan filmin, Oscarlarda da birkaç dalda adaylık yakalayacağı kesin.

"London Boulevard" - İngiltere (Yön: William Monahan): "The Departed", "Body of Lies" ve "Kingdom of Heaven" gibi filmlerin senaristi William Monahan; çok ilginç bir gangster hikayesine el atmış. Colin Farell ve Keira Knightley'i bir araya getiren Londra filmi; bolca silahların patladığı, absürd şiddet sahnelerinin bulunduğu ve çoğu zaman ciddiye alınamayacak denli komik olan bir kara hikayeyi anlatmaya çalışıyor. Filmin çoğu yandan kötü olduğunu söylemek ayıp olmayacaksa da; Ray Winstone'un oyunculuğunun, Eddie Marsan'ı görmenin ve Rolling Stones, Beatles ve Bob Dylan'ın da dahil olduğu harika soundtrack şarkıları dinlemenin verdiği keyif tartışılmaz.

"Blue Valentine" - ABD (Yön: Derek Cianfrance): Daha önce bir televizyon ve belgesel yönetmeni olan Cianfrance'ın ilk filmi, fazla dramatik bir aşk hikayesini anlatıyor. Ryan Gosling ve Michelle Williams'a birer Altın Küre adaylığı getiren film, oyunculuklar dışında beni hayal kırıklığına uğrattı. Artık Ryan Gosling etkisinden midir bilinmez, sanırım bir "Notebook" beklentisi içerisindeydim, olmadı.

Festivalin geneline dair olumsuz eleştirilere gelecek olursak... Programı açıklanacak denilen tarihte açıklanmayan, biletleri satışa çıkacak denilen tarihte satışa çıkmayan, internette bilet satışı olmayan, bununla da kalmayıp yalnızca filmin gösterildiği salondan bilet satışının yapıldığı, biletlerin fiziksel olarak "gelen" bir şey olduğu ve tüm salonlarda aynı anda satışa çıkmadığı, sosyal medyayı kullanamayan, Twitter'ı duyuru yapılacak bir yer sanıp günlük program yazan, altyazıları ise sanırım Google Translate ile çeviren bir festivaldi Randevu İstanbul Film Festivali. Cinebonus'un teknoloji ve sosyal medya konusundaki deneyimlerinden bir dahaki yıla daha çok faydalanmasını umuyoruz TÜRSAK'ın. Ya da ne biliyim, İKSV'ye ya da AFM'ye telefon açabilirler.