Fransa'nın Strasbourg kenti bu yıl dokuzuncu kez Türk filmlerini konuk ediyor. 3
- 17 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek Türk Sinema Şenliği'ne elli film
katılıyor.
Yavuz Turgul için hazırlanan "Saygı" bölümünde, yönetmenin "Muhsin Bey", "Gölge
Oyunu" ve "Eşkiya" adlı filmleri gösterilecek. "Klasikler" bölümünde, Bilge
Olgaç'ın "Linç" ve Ertem Göreç'in "Karanlıkta Uyananlar" adlı filmleri
gösterilirken, "Panorama" bölümünde, Ömer Kavur'un "Akrebin Yolculuğu", Ali
Özgentürk'ün "Mektup", Ferzan Özpetek'in "Hamam", Osman Sınav'ın "Gerilla",
Derviş Zaim'in "Tabutta Rövaşata", Atıf Yılmaz'ın "Nihavend Mucize", İrfan
Tözüm'ün "Mum Kokulu Kadınlar" ve Ersin Pertan'ın "Kuşatma Altında Aşk" adlı
filmleri gösterilecek.
2 Aralık 1997
Eğlence Matinesi
"Türk Sinema Günleri"ne ev sahipliği yapan Strasbourg, Türkan Şoray'ın
nağmeleri, Şener Şen'in esprileri, Haluk Bilginer'in sanat müziğiyle çınladı
Strasbourg, Türk sinemasının gösteri merkezlerinden biri olmuş. Bu yıl
dokuzuncusu gerçekleşen film gösterilerinden dolayı sinemacılar şehre, şehir de
Türk sinemacılarına o kadar alışmış ki, Pera Palas'ın Agatha Christie ile
anılması gibi Maison Rouge da Türk sinemacıları ile anılmaya başlanmış.
Strasbourglu Türk gençleri "Türkiye ile aramızdaki tek bağlantı her yıl
gerçekleşen Türk Sinema Günleri. Odysee sineması dışında bizi ciddiye alan yok"
derken, şehrin her köşesi filmcilerimizin anılarını yüklenmiş...
Bu yıl vizyona giren "önemli" filmlerin gösterildiği Türk Sinema Günleri'nin bu
yılki ilgi odağı Türkan Şoray ve Şener Şen idi.
Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Nihavend Mucize" filminin gösterimi için Fransa'ya
gelen Türkan Şoray çok uykusuz ve yorgun olmasına rağmen gecenin ilerleyen
saatlerine kadar seyircisi ile birlikte oldu. 37 yıldır sinema dünyasında olan
Şoray, 37 yıldır ilgi merkezi olmaya devam ediyor.
Şoray, naifliği, kibarlığı ve yumuşaklığı ile sultanlığı ne kadar hak ettiğini
de her vesile ile kanıtlarken, çok beğenilen "Nihavend Mucize" sonrası Atıf
Yılmaz ve Haluk Bilginer ile seyircilerin sorularını yanıtladı.
Ne var ki sinemaya biraz da Türkiye hasreti ile koşan Strasbourglu Türklerin
soruları klasik sinema izleyicine kıyasla hayli ilginç. Örneğin bir izleyici
Haluk Bilginer'e "Filmde gerçekten mi seviştiniz, yoksa rol mu yaptınız" diye ya
da Türkan Şoray'a "Niye bu kadar güzelsiniz?" diye sorabiliyor.
Soru sormak yerine Güneydoğu sorununa gönderme yapan ve senaryo öneren
izleyicilerle de hemen her filmden sonra karşılaşılıyor.
Yine "Nihavend Mucize" sonrası bir izleyici "Sırf gözlerinizin konuştuğu,
Güneydoğu topraklarında, Güneydoğulu çocuklarla geçen, adının Lal olduğu bir
film yapsanıza" deyiverdi.
İlginç bir başka soru da film gösterimi öncesi yapılan panelde Şener Şen'e
soruldu.
"Sizi Eşkıya filminde pek iyi görmedik. Diğer filmlerinizdeki gibi neşeli
değildiniz. Bir şey mi oldu?" diye sorulunca Şener Şen de: "O gün pek keyfim
yoktu, yönetmen de öyle bir rol verdi. Beni fazla hareket ettirmedi. Ama geçici
bir şey, merak etmeyin. Bir sonraki filmde telafi ederim" diye yanıtladı.
Strasbourg'da hayat sinema gösterilerinden sonra da şarkılarla devam etti. Hep
birlikte gidilen yerlerde Türk sinemacıları şarkı söyleyerek eğlendi.
Bu gecelerde Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Gülşen Karakadıoğlu'nun Azeri
türküler, Haluk Bilginer'in ise hem Türk Sanat Müziği hem de Napoliten şarkılar
söylemesi dikkat çekti.
Hürriyet muhabiri Zeynel Lüle'nin orgu ile eşlik ettiği şarkılara Başkonsolos
Fikret Üçcan'ın rezidansında verilen yemekte Türkan Şoray da katıldı.
Şoray sesi ile de büyük alkış aldı.