Kurgu

Çeşitli çekimlerin, çeşitli kurallara ve yollara uygun olarak arka arkaya belli bir anlayışa uygun olarak sıralanmasına kurgu denir.

Kurgu işleminde aşağıdaki üç temel noktadan yararlanılması gerekir.

Bir çekimden diğerine ne zaman ve nasıl geçilecektir?
Çekimlerin sırası ve süresi ne olmalıdır?
Olumlu görüntüsel süreklilik nasıl elde edilir?

Kurgu tekniği ve kurguda başarı elde etmek yalnız bu üç soruyu yanıtlayarak elde edilemez. Kurgunun incelikleri elbette film sayesinde ortaya konulabilir. Televizyon yapımında kurgu bazı çekimlerde aynı anda yapıldığı için, Televizyon ve Film kurgusunda yöntem bakımından farklılıklar vardır. Fakat film kurgusuyla televizyon kurgusunun seyirci üzerindeki etkileri aynıdır.


Kaynak
Senaryo ve Yapım
Mahmut Tali Öngören
1982 Ankara






Kurgunun ilk kullanılış şekli, daha iyi bir betimleme için aynı aksiyona ait farklı özelliklerdeki çekimleri art arda ekleme biçimindeydi. Bu basit kurgu işleminin, kurgunun tüm olanaklarını yansıtmadığı sinemacılar tarafından kısa sürede fark edildi. Günümüzde bilgisayar teknolojilerinin de devreye girmesiyle, yararlanmasını bilenin elinde olağanüstü bir güç kaynağına dönüşen kurgu, en basit anlamıyla bir seçme ve düzenleme sorunudur.

Daha geniş bir tanımla kurgu, bir filmin çevrilişi sırasında elde edilen film parçacıkları arasında seçim yapmak, bunları senaryodaki sıralara göre dizmek, bu çekimlerin uzunluklarını saptamak, çekimlerin içerik yönünden ilişkilerini göz önüne almak, bunları belirli bir anlatıma göre düzenleme işidir.

Böylelikle kurgu yardımıyla filmde özgü uzay ve zamanı yaratmak, filmsel gerçeği ve evreni kurmak, filmin tartımını (ritm) ve dizemini (tempo) gerçekleştirmek, filmin akıcılığını sağlamak gibi çapraşık ve değişik sonuçları amaçlayan çalışmadır.

Kaynak
Sinemaya Giriş
Prof. Dr. Jur. Alim Şerif Onaran

Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
Nejat Özön






"Plastik" sözcüğü sinemada, makyajdan performansa kadar geniş bir alanı içermektedir. Bu alana kadrajı ve ışığı da ekleyebiliriz. Kurgu sinemada plastiktir.

Kaynak
Sinema Nedir?
Andre Bazin







Türk Dil Kurumu
Büyük Türkçe Sözlük

Montaj

montaj Fr. montage
is.
1. Sinema ve TV Kurgu.
2. Bir makine, cihaz veya mobilyanın parçalarını yerli yerine takma, monte.
Güncel Türkçe Sözlük

montaj İng. mounting
bk. Monte etmek.
BSTS / Patoloji Terimleri Sözlüğü

montaj Fr. montage
Kurgu:
§ Gerisini montajda hallederiz. -Adalet Ağaoğlu, Toplu Oyunlar-Çok Uzak Fazla Yakın, 444.
§ Viki ve Osman, Ali Osmanın Fransız yapısı, Türk montajlı küçük arabasıyla ertesi gün şafak vaktinde yapılacak Anzak Anma Törenlerinin Başlayacağı Arıburnu-Anzak Koyuna gittiler. -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 275.
§ Sanayileşmeye yönelen sanayicilerle montaj sanayicileri de-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 365.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü


Kurgu

is.
1. Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar.
2. Zembereğin kurulmuş olma durumu: Saatin kurgusu bitmiş.
3. Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj: Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı.
4. Bir işe hazırlamak için yapılan telkin: Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu. -M. Ş. Esendal. 5. ed. Çatı.
6. fel. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon.
7. sin. ve TV Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj.
8. sin. ve TV Gerçek olmayan olay ve kahramanlardan oluşan eser.
Güncel Türkçe Sözlük

kurgu Fr. Abstrait,e
BSTS / Tıp Terimleri Kılavuzu

kurgu İng.
1. editing, montage,
2. (ABD) montage,
3. videotape editing, tape editing Osm. 1-2. montaj,
4. televizyon montajı Alm. 1-2. Montage, Filmmontage, Schnitt, Filmschnitt, Schnit

Sinema.
1. Bir filmin çevrilişi sırasında elde edilen filmler arasında seçim yapmak, bunları çevirim oyunluğundaki sıralarına göre dizmek, bu çekimlerin uzunluklarını saptamak, çekimlerin içerik yönünden ilişkilerini göz önüne almak, bunları belirli bir anlatıma göre düzenleme işi; böylelikle, kurgu yardımıyla, filme özgü uzay ve zamanı yaratmak, filmsel gerçeği ve evreni kurmak, filmin tartımını ve dizemini gerçekleştirmek, filmin akıcılığını sağlamak gibi çapraşık ve değişik sonuçları amaçlayan çalışma.
2. (ABD'de) Görsel bir etki yaratmak üzere, kısa ve çarpıcı çekimlerin birleştirilmesi; bu birleştirmeden doğan durum (bu iş için ABD'de yalnız montage terimi kullanılır, asıl kurgu editing terimiyle anlatılır). TV.
3. Mıknatıslı görüntü kuşağındaki çekimlerin uyumlu bir bütün oluşturacak yolda bir araya getirilmesi.
4. Sinemadaki kurgu çalışmasının çok değişik biçiminin televizyonda doğrudan doğruya yayın sırasında ve anında yapılması (bu işlem, resim seçme terimiyle belirtilir).
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü 1981

kurgu İng. setup Osm. montaj Fr. montage
Değişik donanım birimlerinin birleşiminden oluşan bir bilgisayarda, birimler arasındaki, bağlantıların düzenlenmesi Ve bilgisayarın belli bir sorun üzerinde çalışabilmesi için gerekli ayarların yapılması.
BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü 1981

kurgu İng. set
Kişiyi çevredeki uyaranlar arasından kimilerine karşı daha duyar duruma getiren, geçici ama yeniden ortaya çıkabilen bir yatkınlık durumu.
BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü 1974

kurgu İng. fiction Osm. fiksiyon
Olgusal karşılığı olmamakla birlikte usalır bir durumun imgesel tasarımı.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü 1981

kurgu İng. montage, editting Osm. montaj Fr. montage
sinema: Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak, asıl filmi ortaya çıkaracak biçimde birleştirip dizme.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü 1980

kurgu İng. montage
BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

kurgu İng. configuration
BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

kurgu
1. Karşılama, tören, dini tören.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kurgu
Ölçülüp biçilerek yapılan iş.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kurgu
zevzek, kararsız, huyu yeğni kişi
Divanü Lügati-Türk

kurgu
kuracak
Divanü Lügati-Türk






Türkçede montaj - kurgu farkının konumlanması konusunda sorunlar yaşıyoruz.

Montajın Fransızca, kurgunun ise Türkçe bir sözcük olması bu karışıklığa neden oluyor. Benzer bir durumsa İngilizcede ve belki başka dillerde de var. Editing ve montage sözcükleri gibi.

Montage, Kuleshov'un ya da Eisenstein'in falan yaptıklarını anlatmakta kullanılıyor.

Yani Türkçede montajın "aşağılanmasının" tam tersi bir noktayı işaret ediyor.

Tabii bir de montajın "araya parça koymak" anlamıyla bir anlamı da var.









 

Kurgu Nedir?

Kimilerine göre yönetmen filmi çeker ve kurguya karışmaz. Oysa işin aslı hiç de böyle değil. Kurguda nihai kararların stüdyo tarafından verildiği Hollywood’da bile yönetmen kurguda mutlaka bulunuyor. Zaten iyi bir kurgunun sırrı sadece kurgu masasında yatmıyor. Çekimlerden, senaryoya kadar giden uzun bir süreç bu…

Kurgucu Thelma Schoonmaker “Raging Bull” ile bir Oscar kazandı. Her biri diğerlerinden farklı çerçevelenmiş unutulmaz dövüş planları çok iyi kurgulanmıştı ama acaba Schoonmaker’ın yaptıkları ödülü hak ediyor muydu?

Bir kere filmin yönetmeni Martin Scorsese dövüş sahnesini önceden dikkatle planlamış, storyboard’unu çizmişti ve Schoonmaker şöyle bir itirafta bulunuyordu: “Filmin bu kadar iyi görünmesinin sebebi benim kurgu yeteneğim değildi.”

“Annie Hall”un çekimlerini bitirdiği zamanki Woody Allen’a bakalım.

Çekimlerin sonunda, Alvy Singer’ın yaşamından süzülen, devamlılıktan ve odak noktasından yoksun, darmadağınık bir bilinç akışı vardı elinde. Filmin kurgucusu Ralph Rosenblum ve Allen, filmin sadece Alvy’nin Diane Keaton’ın canlandırdığı Annie karakteriyle birlikte olduğu yerlerde sürükleyici olduğunu farkedince skeç benzeri komedi sahnelerinin çoğunu acımadan çıkarıp attılar ve filmi Alvy ile Annie’nin ilişkileri üzerine oturttular. Yeni akışı destekleyecek sahneler çekildi, Rosenblum filmin sonuna montaj anılarından oluşan bir bölüm ekleyerek Allen’a bir kapanış monoloğu doldurttu. Sonuç? Film dört Oscar kazandı ve Allen’ın ününe ün kattı. Yine de Rosenblum “Annie Hall”un montaj odasında kurtarılmış bir film olmadığını orada sadece filmin ana çizgisinin keşfedildiğini düşünüyor.
Yaptıkları işi bu kadar küçümseyen kurgucuların söylediklerinden yola çıkarak bu iş için ne denebilir? Kurgu, usta teknisyenler tarafından icra edilen bir cila işi midir yoksa yönetmenliğin bir uzantısı mı?
Doğrusu ikisi birden ama konumuz bu değil. Biz burada kurgunun perdede hikaye anlatımını nasıl etkilediğiyle ilgileniyoruz. Kesmenin bir plandan diğerine geçiş olduğunu söylemek yetersiz bir tanımlamadır. Mainstream filmlerin çoğu devamlılığa göre yani sahneler mantıklı bir sırayla ardarda gelecek şekilde kurgulanır. Geleneksel olarak bu, geniş plandan, Amerikan plana ve sonra yakın plana geçmek demektir.

“Yaratık” filminin açılışını ve jenerik akışı bittikten sonraki birkaç planı düşünelim. Film, içinde Nostromo’nun gemisinin dolaştığı geniş bir uzay görüntüsüyle başlar, sonra bir genel planla geminin içine geçilir ve kamera Ripley’nin içinde bulunduğu cam tüpe kayar. Ripley’i yakın plan görürüz. Cam tüp yansıyan ışıklarla parlamaktadır. Işıkların merkezine doğru hareket eder ve bir bilgisayar ekranıyla karşılaşırız. Gemideki telaşın sebebi hızla yaklaşan gemidir ve onu görmeden önce bize ekrandaki “Yakınlık alarmı” yazısını okuyacak kadar zaman tanınır. Bu klasik kesmedir.

Genel plandan Amerikan plana geçilir, ardından yakın plan, çok yakın plan ve sonra tekrar genel plan gelir. Sıralama üzerine kurulu bu tür teknikler plandan plana görünmez bir geçiş olanağı sağlayarak seyircinin ilgisini hikaye üzerinde tutmaya yarar ve inandırıcılığa katkıda bulunur çünkü sıralı kurguyla gösterilen olayların mantıklı bir sırayla ardarda gelmesi seyircinin, zaman konusundaki daralma ya da genişleme türü değişimleri kabullenmesini sağlayacaktır. Açılış jeneriğinden sonra filmin bir noktasına kadar olanlar tam üç dakika sürer yani gerçek yaşamdakinden çok daha kısadır. Aksiyonun kurgusu sayesinde zaman sıkıştırılmıştır.

Sinemacılar herhangi bir şeyi diğer yolla da kurgulayabilirler. Birçoğu dramatik bir anın önemini vurgulamak için zamanı yayar. Bu, bekleyen ya da tepki gösteren insanların yüzlerine kesmeler yapmak kadar ustaca olabilir. Herhangi bir Sergio Leone filmindeki silah çatışması sahnelerinde de bunu görebilirsiniz. John Woo gibi aksiyon yönetmenleri zamanı görsel açıdan dikkat çekici başka yollarla da genişletirler. “The Killer” daki tekne yarışı sahnesinde Tony Weng’in öldürülüşünü ele alalım. Woo, Chow Yun-Fat’in nişan alışını üç kez üç değişik açıdan çeker.

Belli bir etki yaratmak için sık kullanılan bir başka önemli kurgu yöntemi de paralel kurgudur. İki farklı olaya ilişkin planlar arasında, paralel aksiyon olarak bilinen -olayların aynı zaman içinde
gerçekleştiğini gösteren- anlatımı sağlamak ve iki olayı karşılaştırarak gerilimi arttırmak için kullanılır. “Apocalypse Now”ın sonunda Willard’ın Kurtz’ü öldürüşü, yerlilerin öküz kestikleri bir kabile ritüeliyle paralel kurgulanmıştır. Bu heyecanı yükseltir ve iki ölüm karşılaştırılarak filmin şiddet, çılgınlık, paganizme dönüş ve benzeri temaları yeniden vurgulanmış olur.

“Heat”teki en temel motif, bildiğimiz “madalyonun her iki yüzü” hikayesidir. Hikaye, takıntılı polis memuru (Al Pacino) ile takıntılı hırsız (Robert De Niro) arasında bol paralellik kurmaya müsaittir.
Filmin büyük bölümünde hikaye, iki başrol oyuncusuna ait bölümler arasında gidip gelir fakat yönetmen Michael Mann, kilit noktalarda ikisi arasında paralel kurgu yapar. Büyük soygun bölümünde kamera De Niro, Val Kilmer ve Tom Sizemore’un bankaya girişleriyle Pacino’nun diğer polislerle birlikte olay yerine yetişmeye çalışması arasında gidip gelir. Polislerden biriyle soygunculardan biri ilk kez, Kilmer’ın kamyonun arkasına saklanmış iki polise ateş ettiği planda biraraya gelir.

Kurgunun temel noktaları bunlardır. Fakat sinemacılar sırf sinemacı olduklarından, seyircinin beklentileriyle oynamak ve ilgisini hikaye üzerinde tutmak için kuralları çiğnemeye bayılırlar.

Bazen yönetmen sonuncuya çok benzeyen (ya da aynısı) bir açıya kesme yaparak bir sekanstaki planların akışını bozabilir. Buna sıçrama (jump cut) denir ve bir sonraki planın son plandan devam etmesini uman seyirciyi yanlış yönlendirmek için kullanılır. Sıçramanın şaşkınlık yaratan etkisi, seyirciye bir şeylerin olması gerektiği gibi olmadığını hissettirmek için sık sık kullanılır. Roy Schneider’ın “Jaws”ta kumsalda otururkenki yüzü buna bir örnektir. “Olağan Şüpheliler”in başında Fenster’in tutuklandığı sahne de bir başka örnektir. Her ikisi de seyircide huzursuzluk yaratır ve daha sonra olacakların bir tür habercisidir. Belki eşzamanlı bile gerçekleşmeyen ilgisiz iki olay arasında paralel kurgu yapmak da seyirciyi şaşırtır. “Kuzuların Sessizliği”nde Jonathan Demme bunu yapar. Buffalo Bill’in evinin dışında, çiçek siparişi getirme numarasıyla baskına hazırlanan FBI ajanları ile evin içinde ön kapıya doğru ilerleyen katil arasında paralel kurgu. Gerilim yükselir. Tabii ki FBI ajanları kapıyı açar açmaz katilin kafasını uçuracaktır. Lakin kapıyı Clarice Starling açar. FBI yanlış eve gelmiştir.

Demek ki bir filmi çeşitli yöntemlerle kurgulamak perdedeki anlatımı etkileyebiliyor. Bu tekniklerin büyük bölümünü kullanmanın yolu kurgu odasında geçirilen uzun gecelerden geçmez, ta başından senaryoda vardır. Aksi takdirde çekimlerden biraraya getirilecek doğru malzeme elde edilemez. Hollywood hikayeciliği kurgu odasında noktalanıyor olabilir ama her zaman olduğu gibi senaryonun o ilk kopyasındaki fikirler ve sözcüklerle başlar…