Ömer Lütfi Hoca

TRT ile Film Yönetmenleri Derneğinin ortak projesi, başrollerini Pelin Batu ve Serdar Gökhan'ın paylaştığı "Akşam Güneşi" isimli bir televizyon dizisinin setindeyim. Filmin yönetmeni, hani şu meşhur fantastik "Kiling" filminin yönetmeni Yılmaz Atadeniz.

Maslak Köşkünde önemli bir sahnenin hazırlığı içindeyiz. Birden ekibin işi bırakıp köşkün merdivenlerini çıkan yaşlı adamın elini öpmek için yarıştığını gördüm. Yılmaz Atadeniz de kendisini karşılamaya gidiyordu. Onunla birlikte bende hareket ettim. Sete ziyarete gelen Ömer Lütfi Akad'dı. Sinema hayatımda bir çok ünlü kişi ile, yönetmen ve oyuncularla tanışma fırsatım oldu. Ama karşımda bir efsane duruyordu. Heyecanlandım. Yılmaz Ağabey diğer kameraman arkadaşım Alper Tunga Türkdoğan ve beni tanıştırdı. Ama işimize dönmek zorundaydık. Set hazırlıklarına devam ettik.

Bir süre sonra işler rayına oturdu ve çekimler başladı. Ömer Lütfi hoca da kamera arkasında sanki rahatsız etmemek için uzak bir köşeden seyrediyordu. Çalışanlar hem işlerini yapıyor hem de önüne geçip görüntüyü kesmemek için boş bir alan bırakacak kadar saygı gösteriyordu.

Sohbet etmek için fırsat kolluyordum. Bir ara kostüm değişimi sırasında ara verildi, teknik hazırlıklar sürerken yanına gittim. Aklımda sormak istediğim binlerce soru vardı. Ama acaba ilgilenir miydi?

Hal hatır sorduktan sonra o sıralarda yoğun olarak incelediğim belgesel alanına girdim ve çektiği belgesellerden bir kaçı hakkında sorular sordum. Belgesel konusu hoşuna gidiyordu. Aklıma takılan bir kaç teorik soru sordum. Aramızda geçen diyalogu aynen yazıyorum.


- Belgesel türleri arasında Televizyon Belgeseli denilen bir tür söylüyorlar? Siz bunu kabul ediyor musunuz?

Ömer Lütfi Akad - Olur mu öyle şey evladım. Nereden uyduruyorlar. Belgeselin türleri bellidir. Bir belgesel yayınlandığı yere göre isimlendirilebilir mi? Şimdi benim yaptığım bir belgesel televizyonda yayınlansa televizyon belgeseli mi olacak.

- Belgeselin süresi sizce ne olmalı?

Ömer Lütfi Akad - Belgesel değil bütün filmler için geçerli olarak seyircinin ilgisinin dağılmadan seyrettiği zaman 26 dakikadır. Daha fazla süreli belgesel seyirciyi sıkar.

- Pekiyi belgesel daha uzun olursa mesela 52 dakika deniliyor? veya 13 Bölüm belgesel var mesela?

Ömer Lütfi Akad - Belgesel tek bölüm olur. 13 bölüm olmaz. Ancak birbirinden bağımsız ayrı ayrı belgeseller ise bir konu bütünlüğü içinde ortak isimle verilebilir. 26 dakika yetmiyorsa yönetmenin elinde verecek çok bilgi varsa... Bak görüntü demiyorum ha. Bilgi belge diyorum. O zaman 26 dakikadan daha uzun olabilir.

- Günümüzde yapılan belgeseller 26 dakikadan uzun oluyor. Kısa ve öz olsa daha mı iyi olur?

Ömer Lütfi Akad - Bak evladım. Bir yönetmen eğer 26 dakikada derdini anlatamıyorsa hiç uğraşmasın 60 dakikada da 90 dakikada da derdini anlatamaz.

- Belgesel zor mudur?

Ömer Lütfi Akad - Yönetmen önce sinemayı iyi bilmeli. (Susup yüzüme bakıyor ve gülümsüyor)


Bu tip soru cevaplarla uzun süre sinemayı konuştuk. Aklımdaki soruların tümü silindi gitti. Akşam odama gittim, yatağa uzandım, ışığı kapattım. Biraz onu ve söylediklerini düşündüm. İçimde bir huzur, bir rahatlama.

Keşke hep sinemanın ustalarıyla sohbet edebilsek, fikirlerinden yararlanabilsek ve bize ışıklarıyla yol gösterseler. Onun öğrencisiyim diyebilmek ne mutluluktur.



24 Kasım 2011
Hayri Çölaşan
TRT Ankara Televizyonu
Aktüel Kamera Servisi