Sinema Emekçileri Sendikası setlere el atıyor!

Bulgar yapımı 'Çalıntı Güzler' filminde rol alan oyuncu Nejat İşler, Radikal'e verdiği bir söyleşide Bulgaristan deneyimlerini aşağı yukarı şöyle anlatıyordu: "Sendikaları var. Bunun için her şey belli. İş programı var. O gün kaç metre film çekileceği bile belli. Saat dokuzda 'Motor' diyor yönetmen, 12.00'de paydos oluyor, öğle yemeği, sonra 13.30'da çekimlere başlanıyor saat 17.00'ye kadar.

Sette sendika temsilcisi var, o paydos veriyor yönetmen değil." Peki Türkiye'de durum nasıl? Her gün sabahın kör vaktinde Atatürk Kültür Merkezi'nin yanındaki otoparkın köşesinden onlarca servis otobüsü kalkıyor ve yüzlerce sinema emekçisi İstanbul'un muhtelif yerlerindeki dizi ya da film setlerine dağılıyor. Çoğunun hiçbir sosyal güvencesi yok. Gece ne zaman evlerine dönerler, tamamen o günün çekim programına bağlı, gece 24.00'de olabilir, sabaha karşı 04.00'te... İşte Sinema Emekçileri Sendikası (Sine-Sen), bu duruma son vermek, televizyon ve sinema sektöründe çalışma yaşamının yeniden yapılandırılması için düğmeye bastı. Dün Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği konferans salonunda düzenlenen ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Süleyman Çelebi'nin de katıldığı basın toplantısında konuşan Sine-Sen Başkanı Yusuf Sezgin, "Bugün, 1978'de kurulan, 12 Eylül darbesiyle kapatılan ve 1992'de yeniden faaliyete geçen Sine-Sen'in harekete geçtiği gündür" diye konuştu. 15 Eylül'den itibaren tüm setlerin sendika temsilcileri tarafından müfettişlerle birlikte denetleneceğini, gerekirse setleri durduracaklarını belirten Sezgin, tüm dizi ve film yapımcılarını çalışanlarıyla 'Takım Sözleşmesi' imzalamaya çağırdı. Sezgin Takım Sözleşmesi'nin sendikalı olsun olmasın, oyuncusundan kameramanına, set işçisine kadar tüm set çalışanlarını kapsadığını vurguladı.

Peki nedir Takım Sözleşmesi? Cevabı her konuda Sine-Sen'in arkasında olacağını vurgulayan DİSK Başkanı Çelebi'ye veriyor: "Takım Sözleşmesi, bir film setinde çalışan herkesin ücretlerini tam ve doğru alması, sosyal güvence içinde, sağlık ve kaza sigortaları yapılmış, insanca koşullarda mesleğini yapmaya yönelik şartlar içeren bir sözleşmedir." Takım sözleşmesinin ne gibi şartlar içerdiğine gelirsek... Sözleşmeye göre, çalışanın isminin karşısına yazılı olan ücret net olarak hafta başı pazartesi günü nakden ödenmek zorunda ve ücretler sendikanın dönemsel olarak belirleyeceği taban ücretlerden eksik olmamalı. Yapımcı sigorta bildirilerini işe başlamadan bir gün önce yapmak zorunda. Haftalık zorunlu çalışma süresi 45, günlük çalışma süresi ise 11 saati aşmaması gerekiyor. Aşılması durumunda yüzde 50 fazla mesai ücreti ödenecek.

Sine-Sen'in 'Takım Sözleşmesi' girişimine Film Yönetmenleri Derneği, Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği, Sinema Oyuncuları Derneği, Senaryo Yazarları Derneği, Sinema Yazarları Derneği, Organize Kamera Asistanları Derneği, Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER), Sinema Televizyon Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SETEM), Belgesel Sinemacılar Meslek Birliği (BSB) ve Seslendirme Sanatçıları Meslek Birliği (SESBİR) gibi belli başlı bütün sinema dernekleri tam destek veriyor.



Film ve dizi setlerinde oyuncuların ve çalışanların sendikasız ve sigortasız çalıştırılmasına karşı çıkan Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası (Sine -Sen) TV ve sinema sektöründe çalışma yaşamının yeniden yapılanmasıyla ilgili basın açıklaması düzenledi. Yapılan açıklamada Eylül ayından itibaren film setlerinde "Takım Sözleşmesi" uygulamasına geçileceğini belirtti. Tüm sinema emekçilerini sendika ile dayanışmaya çağıran Sine-Sen Genel Başkanı Yusuf Çetin, Türkiye'de film setinde çalışanların kötü ekonomik koşullar ve şartlar altında çalıştıklarını belirtti.

`Takım sözleşmesi'
Gece gündüz süren çalışma ortamı yaratan, olanakları kısıtlı tutan, sigortasız, güvencesiz çalıştıran ve hatta ödemeleri geç yapan ya da hiç yapmayanlara karşı mücadale vereceklerini ifade eden Çetin, amaçlarının daha uygar ve daha verimli bir çalışma ortamı olduğunu belirtti. Sendikaya üye çalışanların sigortasız çalıştırılmasına izin vermeyeceklerini ve bu müdahalenin de anayasal hakları olduğunu vurgulayan Çetin, sanat alanının yeniden yapılandırılması sanat emekçilerinin, sosyal ve ekonomik hakların karar altına alınması ise sendikaların görevi olduğunu söyledi. Çetin, sanat emekçilerinin sosyal güvencesi (SSK), günlük haftalık çalışma yaşamı, mesai gibi konularda Sine-Sen ile Sinema, Televizyon ve Reklam yapım şirketleri, Tiyatro ve Stüdyolarla yapılacak "takım sözleşmesi" ne bağlı olduğunu vurguladı. Çetin, Eylül ayından itibaren takım sözleşmesi uygulamasına geçileceğini belirtti.

Paraya değil insana yatırım...
Toplantıda konuşan DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise Türkiye'de yapılan siyasetin insana yatırım yapmak değil paraya tapmak üzerine kurulu olduğunu ve bunun değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Örgütlenmesi sürekli engellenen topluma müdahalede bulunulduğunu ve bunun sonucunda sanatçıların ve emekçilerin yalnızlaştığını düşündüğünü ifade eden Çelebi şöyle konuştu, "Film setlerinde haksız, güvencesiz çalıştırılan emekçilerin haklarını savunan Sine-Sen'in talep ettiği hakların emekçilerin ve sanatçıların en doğal hakkı olduğunu ve bu süreç içinde DİSK'in hep sinema ve televizyon emekçilerinin yanında olacaktır. Sağlıklı bir toplumun ancak "örgütlü bir toplumla" mümkündür"

Açıklamaya Sine-Sen, Film-Yön, ÇASOD, SODER, SENDER, ORKA, TODER, SETEM, SESBİR, SİYAD, BSB ve Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Memet Kılınçarslan katıldılar.