Yeni Kuşak Türk Sineması

Yazı dizisi
Hazırlayan : Ulaş EMRE

Genç yönetmenler kitle filmlerine iyi bakmıyor...
Agah ÖZGÜÇ

Bu yıl Altın Portakal'da yarışmaya katılan dokuz filmi de izleme olanağınız oldu mu?
Agah Özgüç: Evet bütün filmleri izledim. Yarışmaya katılan filmlerin iş yapma durumları tehlikeli gibi... İçlerinden bir tek "Eve Dönüş"ün gişe yapma durumu olabilir. Çünkü bu filme hem sağcısı hem de solcusu gidecek. 12 Eylül'ü sorgulayan bir film. Bayağı cesur bir film, her ne kadar eskimiş görünse de bu konu. Çok önemli. Bu filmi de orada harcadılar aslında. 9 kişilik jüri üyesi ikiye yedi kaldı. Şerif Gören'in oylamadan sonra festivali terk etmesi bu nedenledir. Öteki jüri üyelerinin çoğu zaten aristokrat pozisyondalar... Onun için bu acıları duymamış olmalılar ki bu filmi harcadılar.

Anlaşılan sizin tercihiniz de `Eve Dönüş' ten yanaydı...
Tabii. Orada zaten önemli olan üç film vardı. Biri `Takva', biri `Kader' diğeri de `Eve Dönüş'. Bana göre `Eve Dönüş' ses getirecek nitelikli bir film. Kader de fena değil. Ama `Eve Dönüş' harcanmamalıydı. En iyi yönetmen seçimini de yanlış buluyorum. Burada Ceylanizm müritleri var. Yani Nuri Bilge Ceylan'ın müritleri var. Ceylanizm diye bir olay çıkarttılar. Bu adamı şişiriyorlar aslında. Bu yaptığı film hiçbir şekilde iş yapmayacağı gibi önemli bir film de değil aslında. Ceylan'ın önceki filmlerinden olan "Mayıs Sıkıntısı"nın gerçekten bir özelliği vardı. Uzak için de bunun geçerli olduğunu söyleyelim. Ama "İklimler"i tamamen bunalım filmi havasına sokmuş. En iyi filmi kazanamadı hiç değilse yönetmen olarak bir ödül verelim dediler. Burada öyle bir olay oldu.

`Takva'yı nasıl buldunuz?
Takva'da zamanlama olarak iyi bir seçim yapılmış. Çünkü tarikatların dünyasını ve nasıl egemen olduklarını anlatıyor. Özer Kızıltan ilk yönetmenlik denemesi olmasına rağmen aferin diyorum işin içinden çıkmış. Önder Çakar'ın senaryosu da önemli. Zaten onlar yıllar önce `Yeni Sinemacılar' isimli bir grup kurmuşlardı. O gruptan iyi şeyler çıkıyor. "Gemide" bu grubun yaptığı en önemli filmlerden bir tanesi. Hakikaten başarılı buldum. Oyunculuklar da çok iyi. Erkan Can'ın en iyi oyuncu ödülü alması çok güzel. Hakkıyla aldı. En iyi üç filmden biriydi Takva.

Aytan Gönülşen, Biray Dalkıran, Yüksel Aksu, Murat Şeker gibi birçok yeni yönetmen ilk filmlerini çekti. Siz genel olarak bu isimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mesela Yüksel Aksu'nun yaptığı "Dondurmam Gaymak" hoş ve boş film aslında. Ama ilk yönetmenlik denemesi olarak iyi bir seçim. Çünkü bazı yönetmenler ilk denemelerinde çok iddialı filmler yapmaya çalışıyorlar ve bence yanlış yapıyorlar. Çünkü işin içinden çıkamıyorlar. Belki yarına kalacak bir film değil, ama böyle bir konu seçip ondan sonra kendi dünyasını anlatması için iyi bir yol en azından... Murat Şeker'in "İki Süper Film Birden"i de yine hoş ve boş bir film. Güleceksin ondan sonra unutacaksın. O da ilk yönetmenlik denemesi açısından başarmış sayılır. Özer Kızıltan genç yönetmenlerden en başarılısı. "Kardan Adamlar" çok zayıf bir film. Senaryo olarak zayıf. Biray Dalkıran'ın `Araf'ı bana pek cazip gelmedi. Korku filmleri çok özel ve birikime dayalı bir olay. Herkesin yapması mümkün değil.

Son dönemde yeni yönetmenlerin de dahil olmasıyla film sayısında bir artış gözleniyor. Sizce bu durum nitelikli filmlerin çıkmasına da etki eder mi?
Bir artış var ama çarpıcı bir film çıkmıyor. Nuri Bilge Ceylan'ı çok destekleyen bir grup var. Onun çok büyük işler yaptığını söylüyorlar. Bana göre hiçbir zaman çarpıcı bir film ortaya koyamadı. Son yılların en çarpıcı filmlerden bir tanesi Zeki Demirkubuz'un "Masumiyet"idir. Böyle bir filme daha rastlamadık son dönemde. Zeki kendine bir yol çizmiş ve onu takip ediyor. Son filmi Kader'de bir karmaşa durumu var. Yani aslında zor bir konu. Ondan daha başka şeyler beklenebilirken, o "Masumiyet"in öncesine dönüp Uğur ve Bekir'in aşkları üzerine kurulu bir film yapmış. Zeki ve Nuri'den beklenen kendi niteliklerini ortaya koyan kitle filmleri yapmaları... Diğer yönetmenler zaten bir arayış içindeler onlarda bu şekilde yollarını bulacaklar.

Türk sinemasının geleceğinden ne kadar umutlusunuz?
Gelecek var tabii. Bir de şimdi dijital olayı ortaya çıktığı için herkes film çekebiliyor. Bütün mesele onu 35mm'ye aktararak sinemada seyirci karşına çıkarabilmekte. Ama işi ortaya çıkaran da içerik. Beğenilsin beğenilmesin Türk sinemasında bir hareket, atılım var. Gençler zaten genç olduklarından yeni bir şeyler yapmak zorundalar. Yetenekler ölçüsünde filmler yapılıyor. Ama yeteneğin ötesinde vurucu bir film yok. Şimdi iki önemli olay var. Bunun bir tanesi kitle filmidir. Bir tanesi sanatsal, özel filmlerdir. Ya onun ya bunun yapılması lazım. Kitle filmi de çok zor ve önemli bir olay. Genç yönetmenler pek kitle filmlerine yanaşmak istemiyorlar. İyi bakmıyorlar. Onlar kişisel, kendi fantezi dünyalarını yansıtmak istiyorlar.

Gençlerin kişisel filmler çekmesini neye bağlıyorsunuz?
İlk pozisyonda bir kitle filmi çekmenin "ucuz" bir şey olduğunu sanıyorlar. Ve bu "ucuz"luğa düşmek istemiyorlar. Sanatsal film yapmayı ise bir çabanın sonucu olarak görüyor ve biçime dayalı olduğu zaman önemli bir şey yaptıklarını düşünüyorlar. Kitle filmi yapmaları için halkı da tanımaları gerekiyor. Ama çok genç olduklarından halkı da iyi tanımıyorlar.

Agah ÖZGÜÇ
1932 İstanbul doğumlu olan Agah Özgüç, 1961'de gazeteciliğe başlayıp, Artist, Sinema, Ses ve Perde gibi dönemin sine-magazin ağırlıklı dergilerinde çalıştı. Bazı yazı ve kitaplarında Berna İlhan adını kullandı. 42 yıllık meslek hayatında yazmadığı ve çalışmadığı yayın kalmadı. Türk sinemasına katkıları nedeniyle 1992'de 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin "Altın Artemis Ödülü", 1992-1993'te Ankara Sanat Kurumu'nun "Sinema Ödülü", 1999'da II. Ankara Uluslararası Film Festivali'nin "Aziz Nesin Emek Ödülü" ve 2000'de Sinema Yazarları Derneği, SİYAD'ın "Emek Ödülü"ne layık görüldü. 1960'tan bu yana geçimini yazarlıkla kazanıyor. Türk Filmleri Sözlüğü 1914-2002 (4 cilt, Sesam), Türk Sineması Sansür Dosyası (Koza), Türkan Şoray - Türk Sinemasında Bir Diva (Açıkşehir), Arkadaşım Yılmaz Güney (Broy), Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney (Agora Kitaplığı), Türk Sinemasında On Kadın (Broy), 100 Filmle Başlangıcından Günümüze Türk Sineması (Bilgi), Türk Sinemasında İlkler (Yılmaz), Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi (+1 Kitap), Bir Sinema Günlüğünden Aykırı Notlar (+1 Kitap) yazdığı kitapların sadece bir kısmını oluşturuyor.



Kaynak
evrensel.net