Yapım Tarihi - 1994
Süre - 01:15:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Bölüm Sayısı - 10
BSB Arşiv No - 151
Yönetmen - Nihat Özcan
Hazırlayan - Bülent Çaplı, Can Dündar
Yapım - Şehbal Şenyurt, Bülent Özkam
Yapım Yardımcısı - Soner Sevgili, Ayfer Dedekorkut
Araştırma - Hikmet Bila, Aslı Erkal
Caption Kameraman - Halim Abanoz
Kurgu - Bülent Çelik, Toprak Avanoğlu
Anlatan - Mehmet Ali Birand
1. Bölüm - Sancı
2. Bölüm - Albay
3. Bölüm - İsyan
4. Bölüm - Baskın
5. Bölüm - Demir-El
6. Bölüm - Sağ-Sol
7. Bölüm - Başkaldırı
8. Bölüm - Cunta
9. Bölüm - Muhtıra
10. Bölüm - Rövanş
12 Mart Muhtırası, 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri komutanı Faruk Gürler, Deniz
Kuvvetleri komutanı Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur’un
imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’a bir muhtıra vererek hükümetin istifaya
zorlandığı askeri müdahaledir.
İhtilalin Pençesinde Demokrasi 1961-1972
Bölüm 1
Adnan Menderes’in infazı, siyasi partilerin yeniden kuruluşu ve Milli
Birlik Komitesi Başkanı Cemal Gürsel’in cumhurbaşkanlığına aday oluşu.
Bölüm 2
25 Ekim 1961’de Meclis’in açılışı, cumhurbaşkanlığına Gürsel’in sancılı
seçimi, Celal Bayar ile eski Demokrat Partililerin affı ve Albay Talat Aydemir cuntasının
darbe hazırlıkları.
Bölüm 3
22 Şubat 1962’deki Talat Aydemir’in başarısız darbe girişimi ve olay
günü yaşananla.
Bölüm 4
Baya ve arkadaşlarının affı ile ilişkin büyük olaylar ve Talat
Aydemir’in 21 Mayıs’ta yeni bir darbe girişimi, yakalanışı ve idam edilişi.
Bölüm 5
1963’teki AP, CHP koalisyonunun dağılışı, İnönü’ye suikast girişimi,
1963-64 Kıbrıs olayları, Johnson mektubu ile Türk-ABD ilişkilerinde yaşanan
kriz, Kıbrıs’a müdahale ve Demirel’in liderliğe tırmanışı.
Bölüm 6
1965 genel seçimleri ile AP’nin iktidara gelişi, TİP’in meclise girişi,
Gürsel’in ölümü üzerine Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanlığına
seçilişi ve İnönü siyasetten çekilirken Ecevit’in CHP liderliğine geçişi.
Bölüm 7
1968 olayları. Türkiye ve dünyadaki gençlik başkaldırısı, Deniz Gezmiş
ve arkadaşlarının ilk defa sahneye çıkışları, 1960’daki Kanlı Pazar ve Celal
Bayar’ın affının askerler arasında yarattığı yeni huzursuzluk.
Bölüm 8
11 Şubat 1970 iktidar içi çekişmeleri, Demirel’in yeni hükümeti,
devalüasyon ve ordu içinde yeniden müdahale eğilimleri.
Bölüm 9
12 Mart Muhtırası öncesindeki olaylar. Muhtıranın hazırlanış hikayesi,
MİT başkanının Demirel’e söyledikleri, 9 Martçıların tasfiyesi, 12 Mart
muhtırasının verilişi, Demirel’in istifası.
Bölüm 10
Orduda tasfiyeler, Deniz Gezmiş’in yakalanışı, 1. Nihat Erim Kabinesi,
anayasa değişiklikleri, Mahir Çayan ve Hüseyin Cevahir’in Sibel Erkan’ı
kaçırması, yakalanmaları, Kızıldere olayı, Deniz Gezmiş- Yusuf Arslan ve Hüseyin
İnan’ın mahkemeleri, idam kararları ve infazları.
Kaynak
BSB Arşivi
12 Mart / İhtilalin Pençesinde Demokrasi
Mehmet Ali Birand, Can Dündar, Bülent Çaplı
ŞULE YAYINLARI
1960ların sokaklarından önce tanklarıyla ihtilalciler geçti.
Sonra zafer şarkılarıyla gençler…
İsyan bayraklarıyla işçiler…
Sağcılar…Solcular…Polisler…
Sonra yeniden cuntacılar ve darbeciler…
Ülke, İhtilalin pençesinde 12 yıl geçirdi.
Neler görmedi ki Türkiye o 12 yıl İçinde:
Bir Başbakan’ın asılışını…
Gürsel’in Cumhurbaşkanlığını…
İnönü’nün Koalisyon Hükümetlerini…
Talat Aydemir imzalı iki darbe girişimini…
Demirel’in siyaset sahnesine, Sunay’ın Köşk’e çıkışını…
68 öğrenci Ayaklanmasını…
Darbe hesaplarını…İktidar hesaplaşmalarını…muhtırayı…
baskıları…işkenceleri…mahkemeleri…idam sahneleri…
Üç darağacının gölgesinde başlayıp üç darağacının gölgesinde son bulan bu
sancılı 12 yılın öyküsünü okuyup, belgeselini izledikçe bugünü daha iyi
anlayabileceksiniz.
Önsöz
“12 Mart” belgeselinin çalışması 1991 yazında başladı.
15 yıl sonra 2007 başında kitabın DVD’li yeni baskısına önsöz yazarken kitabın
sonundaki listeye bakınca o dönem yapılan 15ın değen daha iyi anlaşılıyor:
Metin Toker aramızda değil artık; Suphi Karaman da… Alpaslan Türkeş de Muhsin
Batur da… Doğan Kasaroğlu da Fuad Doğuda.
O dönemde yaşadıklarını bir daha anlatma olanakları yok Üstelik bir kısmı o
tanıklıkları daha önce de anlatmamışlardı:
Suphi Karaman, kendilerine Menderes’i asmadan öldürme)! teklif edenleri. Fuad
Doğu muhtırayı Başbakan Demirde nasıl bildirdiğini, Muhsin Batur, darbenin son
anda nasıl şekil değiştirdiğini
Bugün o tanıklıklar sayesinde, yakın çağın üzerindeki sis perdesi biraz daha
kalkıyor, perde biraz daha aralanıyor.
Koca bir ekip, az değil, lam 3 yıl çalıştı bu proje üzerinde…
11 ayrı kentte dönemin 53 tanığıyla konuşuldu.
560 cilt gazele ve 60 cilt dergi tarandı.
Toplamı 35 bin sayfaya ulaşan 120 kitaptan yararlanıldı.
Yurtiçi ve yurtdışı arşivler taranarak 12 bin 40 dakikalık bir görüntü arşivi
oluşturuldu.
10 bölümlük belgeselin 1993 Kasım ayında başlayan montajı 8 ayda tamamlandı.
Ve belgesel 1994 baharında, bir yandan montajı sürerken yayına girdi.
Belgeselde ele alınan 1961 1973 dönemi bugün yaşadığımız pek çok sorunun doğum
tarihi sayılabilir.
Neler görmedi ki Türkiye o 12 yıl içinde?…
Bir Başbakan’ın asılısını…
Gürsel’in Cumhurbaşkanlığını…
İnönü’nün koalisyon hükümetlerini…
Talat Aydemir imzalı iki darbe girişimini…
Demirel’in siyaset sahnesine, Sunay’ın Köşk’e çıkışını…
68 öğrenci ayaklanmasını…
Darbe hesaplarını… iktidar hesaplaşmalarını… muhtırayı… baskıları… işkenceleri…
mahkemeleri… idam sehpaları
Üç darağacının gölgesinde başlayıp üç darağacının gölgesinde son bulan bu
sancılı 12 yılın öyküsünü okudukça. Demirel’den Türkeş’e, Deniz Gezmiş/ten
Ecevit’e kadar pek çok tarihi şahsiyetin hangi koşullar allında doğduğunu da
görecek, bugünü daha iyi anlayabileceksiniz
Bundan önceki belgesel dizimiz olan “Demirkırat”, 1946 1961 dönemini ele alıyor,
o 15 yıl içinde demokrasinin sancılı doğuşunu anlatıyordu
“12 Mart”, Demirkırat’ın ihtilalin pençesinde geçirdiği gençlik yıllarını konu
alıyor.
Böylece Türk demokrasi tarihinin önemli bir bölümünü kitap ve DVD olarak size
sunmuş oluyoruz
En büyük dileğimiz 21. yüzyıla dek uzanan bu zorlu serüvenin lam bir “görsel
demokrasi tarihi” şeklinde sete dönüşmesi ve izleyen “televizyon kuşağı “nda.
doneme dair merak uyandırması.
Mazimizdeki kuyuları bilirsek, onlara yeniden düşmemeyi de öğrenebiliriz belki..
Mehmet Ali Birand
Can Dündar
Bülent Çaplı
Giriş
…. Odadaki bekleyiş sırasında Menderes’e bir hoca gelirdiler. Hocayla baş başa
kalmak isledi. Buna izin verilmedi. Son sözleri soruldu. Şunları yazdırdı:
“Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda, devletim ve milletime ebedi saadetler
dilerim Bu arada karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.”
Elleri arkadan kelepçelendi. Üzerine beyaz infaz gömleği giydirildi. Binadan
çıkarıldı. Yanında iki gardiyan olduğu halde İmralı Cezaevinin bahçesine doğru
yürümeye başladı. Yolun iki yanına 20′şer adım arayla askerler dizilmişlerdi.
Adnan Menderes son yolculuğuna çıkarken son kez dünyaya baktı ve ağzından şu iki
cümle duyuldu:
“Hiç küskün değilim… Hiçbir dargınlık duymuyorum.”
Menderes’in idamı, Türkiye’de bir dönemin perdesini kapatmıştı 1946′da binbir
emekle, ö2enle kurulan çok partili demokrasi, böylece ilk yarasını alıyordu
Artık Türkiye’nin tarihinde asılmış bir Başbakan vardı ve bu kanın lekesi,
kuşaklar boyunca temizlenemeyecekti.
Ancak bu acı infaz, demokrasinin ezeli maratonunu durdurmadı Demirkırat
tökezledi, ama vurulmadı Gerçi henüz eski kinler kabuk bağlamamıştı ama
bekleyecek zaman yoktu Darağaçları sökülmeden, sandıklar kuruldu “Demirkırat”
şimdi dörtnala, yeni bir dönemin sokaklarında koşacaktı, ihtilalin pençesindeki
bu koşu tam 10 yıl sürecekti. Ta ki 10 yıl sonra bir mart günü, ihtilal yeniden
kapıyı çalıncaya dek.
Demokrat Parti’nin devrik Başbakanı Adnan Menderes’in asıldığı dakikalarda
Ankara huzursuzdu Menderes’in infaz haberi henüz gelmemişti. Evlerde endişe dolu
bir bekleyiş vardı. Kulaklar radyodaydı. Herkes İmralı’da ne olduğunu merak
ediyordu Meclis’teyse Milli Birlik Komitesi toplantı halindeydi. Onlar da
Menderes’in akıbetini öğrenmeye çalışıyorlardı Birden AP Genel Başkanı Ragıp
Gümüşpala ve Genel Sekreteri Şinasi Osma’nın acilen Komite’yle görüşmek
istedikleri haberi geldi. Komite üyeleri, eski komutanları olan Gümüşpala’nın bu
isteğini kırmadılar ve saat 14 30′a randevu verdiler.
Suphi Karaman (MBK üyesi)
14.30′da Sıtkı Ulay’ın Devlet Bakanlığı makam odasında Gümüşpala ve Şinasi
Osma’yla buluştuk. Randevuya Komite’den iki arkadaş da katıldı. Birisi Recep
Aksoy, birisi de ben. Başbakanlık binasına basından kaçarak arka kapılardan
girdik. Sıtkı Ulay’ın odasına biraz sonra Şinasi Osma ve Gümüşpala geldiler.
Uzun bir konuşma oldu aramızda. Onlar Menderes’in asılmasının önlenmesi
çabasındaydılar. Bunun olanaksız olduğunu kendilerine anlattık.
Ancak Gümüşpala ikna olmadı AP örgütünün ayakta olduğunu söyledi, iki bakanın
kurtarılamadığını, hiç olmazsa Menderes’in kurtarılması için mutlaka bir şeyler…