Ağlama Anne, Güzel YerdeyimSüre - 00:30:00 Format - Belgesel, Renkli, Türkçe Yönetmen - Ümit Kıvanç 28 Aralık 2011'de, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) köyünde otuz dört köylü, Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı jetler tarafından bombalanarak öldürüldü. Türk basını, devlet ne diyecek diye on küsur saat bekledi. Bu sırada köylüler yakınlarının parçalanmış cesetlerini taşıyorlardı. Üç gün sonra, sokak ve salon eğlenceleriyle yılbaşı kutlandı - hiçbir şey olmamış gibi. Gelmiş geçmiş en vicdansızca yılbaşı kutlaması herhalde buydu. Devlet, olayı soruşturup sorumluları yargılamadı; olay hakkında tatmin edici bir açıklama bile yapmadı. Mazlumder ile İnsan Hakları Derneği, olayın hemen ertesinde "Roboski Platformu" adı altında kampanya başlattı. "34 yalnız bir sayı değildir" görüşünden yola çıkan kampanya sırasında, ölenlerin kısacık -çoğu henüz yirmi yaşında bile değildi- hayat hikâyeleri yazıldı, dağıtıldı. İki derneğin desteğiyle çekilen bu filmde, "o gece"nin kısa bir öyküsü ile birlikte, esas olarak, otuz dört insanın hikâyesi yeralıyor. Roboski Belgeseli "Çekimi Haziran'da, kurgusu Eylül'de biten roboski filmi, "Ağlama Anne, Güzel Yerdeyim", nihayet internette. Konuyu biliyorsunuz- 28 Aralık 2011'de Türk Hava Kuvvetleri'ne bağlı jetler Şırnak/Uludere'ye bağlı Roboski (Ortasu) köyünde 34 köylüyü bombalayarak öldürdü. Türk basını, devlet ne diyecek diye on küsur saat bekledikten sonra, "Uludere'deki olay" filan gibi utangaç başlıklarla katliamı duyurmaya başlayabildi. Üç gün sonra, sokaklarda, salonlarda çılgın yılbaşı kutlamaları yapıldı. Ardından, hükümet içinden bile, katliamdan duyulan rahatsızlıklar dile getirildi, ama başbakan, "ordu Ahmet mi Mehmet mi bilemez ki" diyerek, şüphe üzerine otuz dört insanın öldürülmesini savundu, herkesi susturdu. Roboski için adalet arayanları, bir Türk klasiğine uygun olarak, "terör örgütüne yardım etmekle" suçladı. Katliamın ardından, Mazlumder ile İnsan Hakları Derneği, bir "Roboski Platformu" oluşturdu ve "34 yalnız bir sayı değildir" fikrinden hareketle, ölen insanların hikâyelerini derleyip ilgili devlet kuruluşlarına, basına yollamaya başladı. başka bir dizi etkinlik de yaptı. Filmi, bu iki derneğin birarada çalışmasından duyduğum memnuniyetle, her ikisinin desteğiyle yaptım. "Beğeneceğinizi umuyorum" diyemiyorum, çünkü olay o kadar ağır ki, film şöyle mi olmuş böyle mi diye konuşmak abes kaçabiliyor. Seyretmeniz ve yaygınlaştırmanız umuduyla: vimeo.com/umitk/roboski ROBOSKİ BELGESELİ "Onlar İstatistik Değil, İnsan" Ümit Kıvanç'ın Roboski katliamını anlattığı belgeseli "Ağlama Anne, Güzel Yerdeyim", hayatını kaybeden 34 kişiyi sevdiklerinin ağzından anlatıyor. Duvarlarda futbol formaları asılı. Hepsinin üzerinde Roboski yazıyor. Ve tabii isimleri- Aslan, Savaş, Şivan... "Oğlumun köpeği vardı, adı Messi..." "Sevdiği bir kız vardı, bana 'Abla git konuş, ben onunla evlenmek istiyorum' dedi, hiç kız arkadaşı olmamıştı." "Yeni nişanlanmıştı, öldüğünde nişan yüzündeki kırmızı kurdelası duruyordu." "Benim gözlerim görmüyor, oğlum benim gözlerimdi. Her yere birlikte giderdik." 28 Aralık 2011'de Şırnak'ın Uludere ilçesinin Gülyazı (Bujeh) ve Ortasu (Roboski) köylerinden, yaşları 12-41 arasında 34 köylü, sınır ticareti yaptıkları sırada, sınırı geçtikten hemen sonra savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürüldü. Encü ailesinden Cemal, Celal, Hüseyin, Serhat, Salih, Muhammet, Selman, Cihan, Erkan, Erhan, Zeydan, Vedat, Fadıl, Şervan, Şerafettin, Şivan, Savaş, Karker, Nevzat, Mahsun, Bilal, Hüsnü, Hamza, Aslan, Selam, Bedran ile Seyithan Enç, Mehmet Ali Tosun, Nadir Alma, Özcan Uysal, Osman Kaplan, Adem Ant, Yüksel ve Salih Ürek. Katliamın ardında, Roboski'de büyük bir acı, duvarda fotoğrafları ve ailelerinde yaşayan anıları kaldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) desteğiyle Ümit Kıvanç'ın çektiği "Ağlama Anne, Güzel Yerdeyim" adlı belgeselin ilk gösterimi bugün Cezayir Restoran'da yapıldı. Bir yanda yas, diğer yanda kutlama Kıvanç, filmini anlatırken "34 sadece bir rakam değil, onlar insandı, orada 34 insan öldü" dedi. Katliamın hemen ardından büyük bir coşkuyla yılbaşının kutlandığını söyleyen Kıvanç'ın filmi de bu çelişkiyle açılıyor. Olaydan üç gün sonra Türkiye'nin her yerinde şarkılar söyleniyor, havai fişekler atılıyor, sofralar kuruluyor. Roboski hariç. Roboski'de o günden beri ağıtlar hiç susmadı. Kıvanç'ın filmi de bu ağıtları, özlemleri, hatıraları yansıtırken, ölenlerin "insan" olduğunu, bir istatistikten ibaret olmadığını vurguluyor. Babalar ve anneler oğullarını; genç kadınlar kardeşlerini, yeğenlerini ve nişanlılarını anlatıyor. Filmde katliam sırasındaki trajediden çok yas tutan ailelerin anlattıkları var. Ancak bir babanın şu yorumu da akıldan çıkacak gibi değil- "Bombardımanı duyunca daha evden çıkmadan 112'yi aradık, sonra olay yerine gittik. Ancak gün ağardı, yardıma gelen hiçkimse olmadı. Zamanında ambulans veya helikopter gelseydi belki yaralı kurtulan 13 kişi şimdi yaşıyor olurdu. Yaralananlar için de 'Bırakın ölsünler' demişler gibiydi." "Bu son filmimiz olsun" Katliamda biri kardeşi olmak üzere 11 akrabasını kaybeden Veli Encü bu akşam yaptığı konuşmada, "Yumurta atanlara bile ceza veriliyor, Roboski'nin failleri daha yargı önüne çıkmadı" dedi. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da adalet arayışlarının süreceğini söyledi ve "Katliamın ertesi günü ortalığı kaplayan ağıtları unutamıyorum" diye konuştu. MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, galada yaptığı konuşmada, "Üzerinden neredeyse bir yıl geçti ancak vicdanları rahatlatacak bir yaklaşımı hala göremedik. Umarım bir daha böyle filmler yapmak zorunda kalmayız" dedi. Ayça Söylemez ayca@bianet.org İstanbul - BİA Haber Merkezi 08 Kasım 2012, Perşembe bianet.org |