ÇaresizSüre - 00:00:00 Format - Belgesel, Renkli, Türkçe Yönetmen - İsmail Güneş Sunuş Uluslararası kamuoyunda etkili olan "Ermeni Soykırımı" iddialarına karşılık Türkiye'nin haklı tezlerini yansıtma çabalarının yeterince sonuç vermediği bilinen bir gerçektir. Bu durumun dayandığı temel nedenlerden üçü ön plana çıkmaktadır: 1. Konunun Türkiye'ye karşı stratejik, diplomatik ve ekonomik manevra malzemesi olarak kullanılabilir nitelikte bulunması, 2. Türkiye'ye karşı önyargılı batılı yaklaşım, 3. Türkiye'nin sanatın "sihirli gücü"nden yararlanarak kendini dolaylı olarak ama derin ve doğru tanıtmada başarı elde edemeyişi. Sitedeki özet ve film öyküsü bu üç ana nedenin sonuncusunu aşma bilincini örneklemek açısından önemli bir çalışma niteliği taşıyabilir. Amacı Amacımız; öncelikle sinemacı olarak sanat ve teknik kalitesi yüksek, uluslar arası sinema çevrelerinin takdirini toplayacak bir sanat eseri vücuda getirerek Türk ve dünya sinema izleyicilerine sunmaktır. İkinci amacımız ise; yaklaşık 100 yıldır uluslar arası platformlarda, tarihi, siyasi ve sosyolojik olarak tartışılan ve maksatlı olarak "Ermeni Soykırımı" üst başlığıyla sunulan tarihsel bir döneme, kişisel yahut ideolojik nefretin yönlendirmesi söz konusu olmaksızın, insan ve sanat perspektifinden yaklaşabilmektir. Bu nedenle, uluslar arası sanata katkı yanında, ulusal bir amaca da hizmet etmesini hedeflediğimiz bir projenin birinci sınıf sinema ürünü olarak tasarlanması ve dünyanın her yanında, özellikle de gelişmiş batı toplumlarında pazar bulabilmesi şarttır .Bunun için de yeterli bir bütçe ile en azından birkaç baş oyuncuyu uluslararası starlardan seçmek, hedef kitlenin Türk tezine yabancı Ulus ve unsurlar olması nedeniyle film dilinin de İngilizce olarak belirlenmesi zorunludur. Böyle bir zorunluluk ise filmin konusu ile ilgili temel bir yaklaşım dayatır- Objektiflik. Ancak "objektiflik" tartışması her durumda yapılabileceği için, film hikayesinin kendiliğinden sorun çözücü nitelikte seçilmesi; taraflı-tarafsız yaklaşımını gündeme getirmemesi idealdir. Bu perspektifle tasarladığımız film öyküsü, ortaya trajik bir insani durum koymakta, böylece ön yargılı eleştirilerin yolunu daha baştan kesebilmektedir. Temel amacımız, söz konusu tarihi olaylar etrafında estirilen tartışma fırtınalarına yeni ve değişik açılardan hız vermek değil; politik, ideolojik yahut farklı çıkar beklentileriyle ekseninden saptırılan tartışmaların taraflarına, unutulan "insanın çaresizliği" gerçeğini film diliyle gösterebilmektir. Projemizin amacı; söz konusu tarihi olaylarla ilgili tezlere resmi bir antitez geliştirmek değildir. Bir sanat eserinin, politik antitez geliştirmek gibi bir amacı olmamalıdır. Yapılması gereken, tezlerin ve antitezlerin cenderesinden kurtularak, tarihin belli bir dönemine gidip, o dönemi yaşayan insanların hayatlarından kesitler verebilmek, onların duygularını, endişelerini, acı ve ümitlerini dürüstçe yansıtabilmek olmalıdır. Bu olgu doğru ölçütlerle verilebildiği zaman izleyici de kendi içinde doğru hükmü verecektir. Nihai olarak amacımız, gerek estetik ve gerekse teknik kalite itibariyle Türk filmciliğinin de dünya piyasalarında yer edinebileceğini kanıtlamaktır. Konusu Filmimize konu olan olaylar 1916 yılında Erzincan'da geçer. Film, altısı Türk, beşi Ermeni olan çeşitli karakterlerdeki on bir kişilik bir ekibin, üç gün ve üç gecelik yolculuk serüvenini anlatmaktadır. Bu bir Ermeni çetesidir ve Türk karakterler, Ermeni Komitaları ile ilgili bilgi toplayarak, muhtemel katliamları önlemeye çalışan askeri istihbarat subaylarıdır. istihbarat subayları Türk ordusu tarafından görevlendirilmiştir. Mamahatun katliamı öncesinde, Mamahatun baskını için diğer çetelerle buluşmaya giden ve bu sırada önlerine çıkan Türk köylerini basan çete içindeki Türk askerleri, bir yandan kendilerini gizlemeye çalışırken, diğer yandan da istihbarat görevlerini yapmaya gayret etmektedirler. Ancak çoğu kez insanoğlunun doymak bilmez canavarlığı karşısında yenilir ve çaresiz kalırlar. Filmin konusu, Ermeni tezlerine karşıt olarak Ermenilerin de Türkleri katlettiği gibi basit bir temele dayanmamaktadır. Ana konu, tahrik edilen dost yüreklerin nasıl azgınlaştırıldığı, yoldan çıkarıldığı ve kendi duyguları karşısında bile çaresiz bırakıldığıdır. Filmdeki Türk karakterler kadar, insancıl duygulara sahip olumlu Ermeni karakterler de çaresizdir. Kimi zaman bir bağlama sesinden duygulanıp ağlayabilmekte ve fakat bu gözyaşlarını anlamlandırmakta bile çaresiz kalmaktadırlar. Bu çaresizlikle adeta çılgın bir halde insanlara kurşunlar yağdırmakta, hatta öfkelerini kurşuna dizdikleri bağlamadan çıkartabilmektedirler. Türk karakterler ise, bir yandan istihbarat ve katliam önleme görevlerini yaparken, diğer yandan da görevin tehlikeye düştüğünü gördükleri durumlarda, çaresiz bir şekilde kendi adamlarını feda etmektedirler. Gelişen olaylar; savaş halinin getirdiği kaçınılmaz davranışlar ve yapabilecek hiçbir şeyin kalmamasının çaresizliği vurgulamaktadır. Sadece Anadolu değil, bütün dünya bir cinnet hali yaşamaktadır ve insanlığın bu toplu cinneti sırasında yapılabilecek çok az şey vardır. Kısaca; küçük bir çetenin yolculuğu sırasında yaşanan, basit, fakat anlamlı olaylar zinciri, yıllar boyu göz ardı edilen ve siyasi-ekonomik çıkar dürtüsüyle üstü örtülen savaş karşısındaki çaresiz insan portresini gözler önüne sermektedir. Kaynak Web Sitesi caresiz.net |