Yapım Tarihi - 2011
Süre - 01:00:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe (İngilizce altyazı), Mini DV
Yönetmen - Ayten Başer
Senaryo - Sevgi Türkmen
Görüntü Yönetmeni - Serdar Yıldız
Kurgu - Cem Ulu, Ayten Başer
Ses - Burak Çambel
Müzik - Metin Kemal Kahraman
Yaşadığımız hayat çelişkileriyle devam eden bir süreçtir. İnsan, tüm bu
çelişkiler içerisinde varlığını korumak ve devam ettirmek için uğraş
vermektedir. Yaşanan olaylar, genel toplumsal sonuçlarından ayrı olarak,
kişilerin yaşamında da önemli değişikliklere yol Açar. Toplumsal yarar bireyler
açısından trajedilere yol açabildiği gibi, bireysel sevinçler toplumsal
felaketlerin göstergesi de olabilir.
31 Ocak 2008 tarihinde Zeytinburnu, Davutpaşa Emek İş Hanı’nda bulunan maytap
atölyesinde meydana gelen patlama da 21 işçi hayatını kaybetmiş, 117 işçi ise
yaralanmıştır. “Kaza değil bu bir cinayet” diyen aileler sorumluların
yargılanması için bir araya gelerek seslerini duyurmaya, sorunlarını çözmeye,
yaralarını onarmaya çalışmışlardır. Bu süreçte Davutpaşalı Aileler, adalet
mücadelesi vererek bir yandan kaybettikleri için son görevlerini yerine
getirirken bir yandan da süreç içinde haklarını öğrenmiş, işçi haklarına
hassasiyetler geliştirmiş, değişmiş, dönüşmüş ve “Davutpaşalı Aileler” adında
büyük bir ailenin içinde bulmuştur kendilerini.
Bu patlama; “birilerinin” düğünlerini, şenliklerini eğlenceli dönüştüren
maytapların, “diğerlerinin” yaşamını nasıl kedere dönüştürebildiğini ortaya
koymuştur.
'Davutpaşa'nın Külleri'
Davutpaşalı ailelerin yıllardır durmak, yorulmak bilmeden verdikleri adalet
mücadelesini anlatan "Davutpaşa'nın Külleri" belgeselinin gösterimi düzenlendi.
Aileler, 4. yıl dönümünde de patlamanın yaşandığı yerde anma düzenleyecek.
İstanbul Davutpaşa'da 21 işçinin öldüğü, 117 kişinin yaralandığı facianın
üzerinden 4 yıl geçti. Patlamanın yıl dönümü dolayısıyla ailelerin adalet
mücadelesinin anlatıldığı "Davutpaşa'nın Külleri" adlı belgeselin gösterimi
yapıldı.
Su Gösteri Sanatları Merkezi'nde düzenlenen gösteriye, Davutpaşalı aileler,
OSTİM'deki patlamada yaşamını yitiren Makine Mühendisi Dilek Gürel'in kardeşi
Demet Gürel, HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel'inde aralarında olduğu çok
sayıda kişi katıldı. Belgesel gösterimi öncesinde, Davutpaşa başta olmak üzere
iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşunda bulunuldu.
DAVUTPAŞALI AİLELERİN MÜCADELE SÜRECİ
Ayten Başar'ın yönettiği "Davutpaşa'nın Külleri" belgeseli, "Kaza değil bu bir
cinayet" diyen ailelerin 4 yıl boyunca yılmadan, yorulmadan verdikleri
mücadeleyi anlatıyor. Asıl sorumluların yargılanması için mücadele eden aileler,
bir birlerinin yaralarına dokunarak güç alıyor. Adalet mücadelesiyle
kaybettiklerine görevlerini yerine getiren aileler, bu süreçte haklarını
öğreniyor, işçi haklarına karşı daha da hassaslaşıyor. Eylemlerden önce slogan
atmayı öğrenen, birlikte ağlayan, birlikte gülen aileler, 4 yıl sonunda
"Davutpaşalı aileler" adında büyük bir aileyi kuruyor. "Davutpaşa'nın Külleri",
bu büyük ailenin ortaya çıktığı süreci anlatıyor.
Yakınlarını kaybettikleri işyerinin enkazının, patlamanın ardından orada
geçirdikleri acı dolu anların ve yaralıların görüntülerinin de olduğu belgeseli
izleyen aileler bir kez daha o acıyı yaşadı, ağladı.
Belgesel gösteriminin ardından bir konuşma yapan Yönetmen Demet Gürel,
kamerasını hep ezilenden, mağdur olandan, işçi ve emekçiden yana çevirdiğini
bundan sonra da öyle olacağını söyledi. Davutpaşa'nın ardından OSTİM'de yaşanan
patlamaya ilişkinde bir belgesel hazırladığını söyleyen Gürel, Davutpaşalı
ailelere teşekkür ederek sahneye çağırdı.
ÇABUK- SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ
Davutpaşalı aileler adına konuşan İdris Çabuk, 4 yıl boyunca çok zorluk
yaşadıklarını ancak adalet mücadelesinden vazgeçmediklerini söyledi. Ülke
yetkililerinin yıllardır yükselttikleri adalet çığlığına kulak tıkadıklarını
kaydeden Çabuk, salonda bulunan HDK Milletvekili Levent Tüzel'e aracılığıyla
milletvekillerine şöyle seslendi- "Biz onları Meclise oturmaları için yollamadık.
Onlar bu halkı temsil ediyorlar. Sizden ricamız, bu ailelerin taleplerini,
yaşadıklarını Meclis kürsüsünden anlatın." İdris Çabuk, Davutpaşalı aileler
olarak, adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Çabuk'un ardından
diğer ailelerde söz alarak, adalet talebini yinelediler, sonuna kadar mücadele
edeceklerini vurguladılar.
'DAVUTPAŞALI AİLELERDEN ÖĞRENDİK'
OSTİM'de yaşamını yitiren Dilek Gürel'in kardeşi Demet Gürel, konuşmakta
zorlandı. Gürel, "Benim, bizim acımız daha çok taze, bundan dolayı konuşmakta
zorlanıyorum. Bizler Davutpaşalı ailelerden çok şey öğrendik. Onlara herşey için
çok teşekkür ediyorum. Birileri biraz daha fazla para kazansın diye bizleri
yakınlarımızdan ayırdılar. Suçluların cezalandırılması için bizlerde mücadele
edeceğiz" dedi.
Aileler, yarın 11.00'da Davutpaşa'da patlamanın yaşandığı yerde anma etkinliği
düzenleyecek.
etha.com.tr
Etkin Haber Ajansı
28 Ocak 2012
“Davutpaşa’nın Külleri” hala yanıyor!
Senaryosunu Sevgi Türkmen’in yazdığı, yönetmenliğini Ayten Başar’ın yaptığı ve
müzikleri Metin Kemal Kahraman’a ait olan “Davutpaşa’nın Külleri” adlı
belgeselin ilk gösterimi bugün İstanbul Su Gösteri Sanatları Sahnesi’nde
gerçekleştirildi.
Davutpaşa katliamının 4. yıldönümünde yapılacak anma öncesinde gerçekleştirilen
film gösterimine başta Davutpaşa katliamında yaşamını yitiren işçilerin aileleri
olmak üzere geniş bir katılım oldu. 1 saatlik film, işçi ailelerinin “Kaza değil
bu bir cinayet!” sloganıyla ve katliamı unutmama, unutturmama azmiyle
yürüttükleri çalışmaları, Kemalpaşa, OSTİM, Zonguldak işçi katliamlarında
yaşamını yitiren işçi aileleri ile temasa geçişlerini, birbirlerini örgütleme
çabalarını ve günlük yaşamlarından kimi çizgileri içeriyor. Kadın işçi
yakınlarının öne çıktığı belgeselde işçi sınıfının yalnızca acı çeken değil aynı
zamanda mücadele eden, acılarını bu yolda şekillendiren bir sınıf olduğu bir kez
daha ortaya çıkıyor. Film, izleyiciler tarafından beğeniyle karşılandı.
Film gösteriminden önce Davutpaşa başta olmak üzere iş cinayetlerinde yaşamını
yitiren işçiler için saygı duruşunda bulunuldu. Gösterimin ardından film
yönetmeni kısa konuşmasında OSTİM patlaması için de bir belgesel hazırladığını
duyurdu. Daha sonra yaşamını yitiren işçilerin ailelerinden bazıları sahneye
çıkarak duygularını ifade ettiler. Ailelerden İdris Çabuk, Davutpaşa katliamı
davasında Zeytinburnu Belediyesi ile ilgili çıkan kararın Bakırköy Savcılığı
tarafından kaldırıldığını anlatarak bu son gelişmeye olan öfkesini dile getirdi.
İdris Çabuk filmi izlemeye gelen milletvekili Levent Tüzel’i katliamı mecliste
gündemleştirmeye çağırdı. Sahneye çıkanlardan biri de OSTİM’deki patlamada Can
veren mühendis Dilek Gürer’in kardeşi Demet Gürer’di. Demet Gürer OSTİM
patlamasının üzerinden de bir yıl geçtiğini ve Ankara’da da anma yapılacağını
belirtti ve Davutpaşa aileleri ile birlikte mücadele verdiklerini söyledi.
Film gösterimi yarın saat 10.00′da Davutpaşa metro istasyonu çıkışında yapılacak
anmanın çağrısı ile son buldu.
guvenlicalisma.org
29.01.2012
Davutpaşa'nın Külleri belgesel oldu
Davutpaşa Patlaması'nın 4. Yılı belgesel ile anıldı…
"Hukuk devletinde yaşadığımızı söylüyoruz. Danıştay'dan Zeytinburnu Belediye
Başkanı'nın yargılanması için karar çıkartmayı başardık, ama savcı hızla,
savunma almadan Başkan hakkında takipsizlik kararı verdi. Sorumluların
yargılanması için dört yıldır koşturuyoruz, daha da koşturmaya devam edeceğiz. "
Bu sözlerin sahibi 30 Ocak 2008'de, Davutpaşa'da bulunan kaçak maytap
atölyesinde meydana gelen patlamada eşi Gülhan Çabuk'u kaybeden İdris Çabuk. 21
kişinin ölümü ve 117 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan patlamanın 4. yılında,
Davutpaşa'da, olayın meydana geldiği alanda düzenlenen anma yürüyüşünden bir gün
önce, aileler belgesel gösteriminde buluştu.
Senaryosunu Sevgi Türkmen'in yazdığı, yönetmenliğini Ayten Başar'ın yaptığı ve
müzikleri Metin Kemal Kahraman'a ait olan "Davutpaşa'nın Külleri" adlı
belgeselin ilk gösterimi cumartesi günü (28 Ocak) Fatih'te "Su Gösteri Sanatları
Sahnesi"nde yapıldı.
Gösterime, Davutpaşalı ailelerin yanı sıra, "Bir Umut Derneği" gönüllüleri, HDK
İstanbul Milletvekili Levent Tüzel ve OSTİM'deki (Ortadoğu Sanayi ve Ticaret
Merkezi) patlamada yaşamını yitiren Makine Mühendisi Dilek Gürel'in kardeşi
Demet Gürel katıldı.
Belgeselde, Davutpaşa'da hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin dört yıldır
devam eden hukuk mücadelesi, sorumluların yargılanması için Taksim'de her hafta
yaptıkları eylemler, Bursa Kemalpaşa, OSTİM ve Zonguldak'ta ölen işçilerin
aileleri ile temasa geçişleri ve onları örgütleme çabaları aktarılıyor.
DAVUTPAŞA, DİĞER DAVALAR İÇİN Örnek OLUYOR
Belgesel gösterimin ardından konuşan yönetmen Ayten Başer, dört sene boyunca
ailelerin sesi olmak için çabaladığını söyleyerek ailelere teşekkür etti ve
OSTİM'de yaşananlarla ilgili bir belgesel hazırlığında olduklarını belirtti.
OSTİM'deki patlamada ablasını kaybeden Demet Gürer, Davutpaşa'daki ailelerin
mücadelesinin emsal olduğunu, bu nedenle OSTİM davasının daha hızlı ilerlediğini
vurgulayarak, 3 Şubat'ta OSTİM patlamasının 1. yıldönümünün gerçekleşeceğini
hatırlattı.
Altı belediye görevlisinin yargılandığı Davutpaşa patlamasıyla ilgili davada,
Danıştay Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın için soruşturma izni vermişti;
fakat savcılık üç gün önce takipsizlik kararı çıkarttı.
Aileler, olaydan üç ay sonra çıkartılan bilirkişi raporunda suçlu bulunan
Zeytinburnu Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, Bedaş (Boğaziçi Elektrik Dağıtım
Anonim Şirketi) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevlilerinin de
yargılanmasını talep ediyor.
Patlamayla ilgili 9. duruşma 13 Nisan'da görülecek.
Gözde KAZAZ / BİA
30 Ocak 2012
Ankara'da kadın tekstil işçilerini anma etkinliği
İşçi Meclisi olarak Ankara’da, 29 Aralık 2005′de Bursa Özay Tekstil
Fabrikası’nda yanarak ölen 5 kadın işçiyi anmak ve giderek ağırlaşan çalışma
koşullarımızla ilgili konuşmak amacıyla bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinlik
sürecini klasik bir anma etkinliği olarak değil de, farklı işkollarında çalışan
özellikle kadın işçileri bir araya getirebilmek üzerinden örmeye çalıştık.
Birilerinin konuşup birilerinin dinlediği bir tarzdan ziyade, herkesin
katılımıyla zenginleşebilecek bir sohbetti amacımız.Dolayısıyla etkinliğimize
katılan herkes hem ev sahibi hem de misafirdi.
Son dönemde yaşanan İkitelli, Davutpaşa ve Ostim cinayetlerini de kapsayan kısa
bir sunumdan sonra, Bursa’da yaşanan bu iş cinayeti üzerine çekilen ”İplik
Hayatlar” adlı belgeseli, yönetmeni Kibar Dağlayan Yiğit’in de katılımıyla
izledik.
Ardından, film ve özellikle kadın işçilerin ağır ve gittikçe ağırlaşan çalışma
koşulları üzerine bir sohbet kendiliğinden başlayıverdi. Hem filmde hem de
etkinlik boyunca devam eden sohbette ortak düşünce, hepimizin ayrı ayrı yer veya
zamanlarda yaşadığı ağır koşulların, aslında birbirinden hiç de farklı olmadığı
idi. Ostim işçilerinin anlatımları, yönetmenin filmi çekerken yaşadığı
deneyimler, taşeron bir Sağlık şirketinde masa başı bir işte çalışırken,
temizlik elemanı kadrosuna geçmeyi kabul etmediği için işten çıkartılan bir
kadın işçinin paylaşımları, filmin bir ev kadınına yaşattığı farkındalıklardan
çıkan ortak sonuç- bu cinayetlerin, ne ilk ne de son olacağı, var olan sistem
içinde çözülemeyeceği idi. Hukuksal mücadele vermenin de gerekliliğini savunan
bir üniversite öğrencisi arkadaşın katkısının ardından, ”iyileştirilen” iş
kanunu ve şu an içinde bulunulan anayasa süreci ile ilgili değerlendirmeler
yaptık.
Yaklaşık 3 saat Süren etkinlikten bir dahaki buluşmamızın planlarını yaparak
ayrıldık.
Film Üzerine- Beş işçi kadının iplikten hayatlarının filmi
(Basından-Sabah Gazetesi-20.06.2009)
Ayşe Denizdalan (16), Sadife Düşüş (16), Gülden Çiçek (21), Sevgi Sesli (32),
Necla Özveren (27). Bu beş kadının yaşları parantez içinde belirttiğimiz
rakamlarda kaldı, çünkü onlar 29 Aralık 2005′te hayatlarının son gece mesaisinde
çalıştıkları tekstil atölyesinde yanarak öldü. Yargılama sürecinde bilirkişiler
hazırladıkları raporda, birinci derecede sorumlu olarak işyerini gördüler. Çünkü
yangınla ilgili hiçbir tedbir alınmamıştı, detektörler ve yangın merdivenleri
yoktu. Komiktir ki, ölen beş kadın işçi de yangından ikinci derecede sorumlu
bulundu. Neyse ki avukatların itirazları sonucu karar düzeltildi. Peki, düzeldi
de ne oldu? İşveren kusurlu bulundu, mahkeme 12 yıl cezaya hükmetti, sonra bu
ceza 10 yıla düştü ve 10 yıl da 182 milyar TL para cezasına çevrildi. Beş
kadının hayatı adam başı 36.4 milyar TL ediyordu. Hiç kimse tutuklanmadı.
İplikten hayatları, İplik Hayatlar adıyla filmleştirilmeseydi, bunlardan pek
çoğumuzun haberi olmayacaktı. Dört yıl önce yaşanan bu olay, İstanbul’dan bir
kadının dikkatini çekti; hayatının bir döneminde tekstil işçiliği yapan,
ortaokulu bıraktıktan sonra birçok işte çalışıp sinemaya gönül veren Kibar
Dağlayan Yiğit’in (41). O günü şöyle anlatıyor- “O günkü manşet haberler,
Bursa’daki fabrika yangınıydı. Başlıklar çok ilginçti. Hepsi hasarın büyüklüğüne
vurgu yapıyordu ama beş kadın işçinin ölümü küçük bir ayrıntı olarak
sunuluyordu.” Yiğit, kalkıp Bursa’ya gitmeye karar verdi. Niyeti, ne zamandır
üzerinde çalıştığı ve işçi hayatlarını anlatan uzun metrajlı filmine bu olaydan
bir bölüm koymaktı. Döndüğünde, Bursa yangınının belgeselini yapmayı ve adını da
İplik Hayatlar koymayı aklına koydu.
Kameranın da bir silah olduğunu düşünüyor Kibar Dağlayan Yiğit- “Ama öldüren
değil, yaşatan bir silah. Kamera kapitalizmin deşifre olmasında önemli bir
araç.” Bir yıl içinde tamamladığı son filminin de ilk filminin de sponsoru bir
lokantada aşçılık yapan kocası. Belgesel sinemayı ancak derdi, meselesi olan
insanların yapacağını düşünüyor ve en çok da eski çalıştığı sektöre vefa borcunu
ödemiş olmaktan mutlu- “Belgeselcilik, biraz da kendini anlatmaktır. Belgesel
hobi değil, bir yaşam biçimidir. Dilim döndüğü müddetçe bunu yaşamak istiyorum.”