Yapım Tarihi - 2000
Süre - 00:00:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe
Yönetmen - Kutluğ Ataman
Bedenime sahip olabilirsin, ama ruhuma asla!
Kutluğ Ataman ‘porno’ çekti! Yeşilçam klişelerinden esinlendiği "Ruhuma
Asla" Berlin Bienali süresince sex shop’larda gösteriliyor! Yaşamını Türkiye dışında sürdüren Kutluğ Ataman, şiddet ve eşcinsellik
temalarını cüretkâr biçimde ele alan iki yeni filmiyle dünya gündeminde.
Trajik nedenlerle peruk takmak zorunda kalan üç kadın ve bir transseksüelin
öykülerini anlattığı belgesel video "Peruk Takan Kadınlar" New York’ta ilgi
gördü... Berlin Bienali sırasında sex shop’larda gösterilecek olan "Ruhuma
Asla" ise yönetmenin deyimiyle bir porno film. Hortum Süleyman lakaplı polis
memurundan işkence gören bir travestinin yaşamını konu alıyor. Her iki film de tam olarak kırılamamış tabuları, çifte standartlı ahlâk
anlayışını, yaygın ve kurumsallaşmış şiddet uygulamalarını eleştiriyor.
Kutluğ Ataman "Ruhuma Asla"nın adını Yeşilçam filmlerinin Ünlü bir
klişesinden ödünç aldı: "Bu isim, birçok eski Türk filminde namuslu Türk kızının tecavüzcüsüne
söylediği klişe bir cümleden alındı. Uzanıp adamın kendisinden
‘yararlanma’sının ‘tadını’ çıkarırken ‘Bedenime sahip olabilirsin, ama
ruhuma asla!’ der. Söylemeye gerek yok tek hatası budur. Bekaretini
kaybettiği için fahişe olur.
" Muhteşem hortum! "Filmim başka türlü bir Türk kızı hakkında. Erkek olarak doğdu, asker
babası tarafından çocukluğu boyunca efemine davranışları yüzünden dayak
yedi. 13 yaşında cinsel ‘sapma’sının tedavi edilmesi için psikiyatristlere
götürüldü. Psikiyatristlerden biri onu muayenehanesinde taciz etti.
Türkiye’ye Muhteşem Süleyman’dan sonra en önemli katkıları yapan Hortum
Süleyman’dan dayak yiyip işkence gördü. "Dobra bir gerçeklik, çıplak, neredeyse pornografik, şok edici bir
gerçeklik yüze çarpan bir tavırla ve klasik Türk filmlerindeki yapmacıklıkla
anlatılıyor. Filmimle gurur duyuyorum. Seks filmi çektik, ama bekleneceği
gibi insanların fantezilerine cevap veren, onlar tatmin edecek bir şey
değil. Bilakis, gerçekleri onlara birebir veren suratlarına vuran provokatif
bir film oldu.
" Saskia Bos ve Art&Public Geneva şirketi adına Pierre Huber’in
yapımcılığını üstlendiği filmin başrol oyuncusu da ilginç bir kişilik. Şoray
takma adlı travesti Ceyhan Fırat İsviçre’de yaşayan yetenekli bir oyuncu.
Kutluğ Ataman’ın "Peruk Takan Kadınlar" belgeseli bir süre önce New
York’ta gösterildi. Filmde dört Türk kadın peruk takmalarının kişisel
nedenlerini anlatıyor. Kadınlardan biri otuz yıldır saklanan bir politik militan. Bir diğeri
göğüs kanseri nedeniyle gördüğü ışın tedavisi yüzünden saçları dökülmüş,
Ünlü bir gazeteci. Üçüncü kadın, üniversiteye gidebilmek için türban yerine
peruk takan bir öğrenci. Dördüncü ise polisin saçını sürekli tıraş ettiği bir
transseksüel.
Ataman, bu filmini de Semiha Berksoy’un yaşamını müthiş bir performans
vererek anlattığı "Semiha Berksoy Unplugged" gibi sıra dışı biçimde
gerçekleştirdi. Militan kameraya arkası dönük konuşuyor. Dinci öğrenci hiç
görünmüyor. Gazeteci, hastane odasında yüzünde özenli bir makyajla
yaşadıklarını aktarıyor. Transseksüel ise başına gelenleri öfke ve mizahla
anlatıyor. New York Times gazetesinden Holland Cotter "Peruk Takan Kadınlar"ı
tanıttığı yazısında "Her bölümde gerçek ve kendini avutma birbirine geçiyor.
Dört karakter de empoze edilmiş koşullarla inatlaşıyor, ama her biri bunlara
kendi yöntemleriyle aynı anda hem assertive hem koruyucu olan yanıtlar
veriyor: "Perukla kendine yeni bir görünüm vermek, yeni bir kimlik yaratmayı ama
eskisini de saklamayı sağlıyor. Bugünlerde bazı sanatçılar gerçek videolarla
çarpıcı işler yapıyorlar. Çalışmaları Venedik ve İstanbul bienallerinde
sergilenen Ataman, onlardan biri," diyor.