İkinci Dünya Savaşı’nda, Fransa’nın Nazi işgali sırasında Türk diplomatların
yardımıyla İstanbul’a kaçmayı başarabilen Museviler kaçışlarını konu alan
belgesel bir filmin hazırlığı için Paris’te bir araya geldiler.
Fransa’dan Türkiye’ye kaçarken çocuk yaşta olan ve büyük kısmı şu anda Paris’te
yaşayan 20 civarında Musevi ile bu tren yolculuğunu yapan ancak şu anda hayatta
olmayan kişilerin aile yakınlarının de katıldığı toplantıda olaya vakıf olan ve
o anı yaşayanlardan dinleyenlerin yaptığı konuşma sırasında duygusal anlar
yaşandı ve bazıları göz yaşlarını tutamadı.
İnterfilm yapım şirketi tarafından çekilen ve yönetmenliğini Meta Akkuş’un
üstlendiği, Türk diplomatlarının yardımıyla 1944 yılının ilkbahar aylarında
İstanbul’a kaçmayı başarabilen yaklaşık 500 Türk ve Fransız Musevi'nin tehlikeli
tren yolculuğunu konu alan ’’Son Tren’’ isimli belgesel filmin tanıtımı için
Paris’te bir araya gelen bir grup Musevi yaptıkları konuşma ve anlattıkları
olaylarla, o zaman ki görevli Türk Diplomatlara minnet duyduklarını dile
getirdiler..
Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Osman Korutürk, UNESCO nezdindeki daimi temsilci
Büyüelçi Ali Tuygan ile Türkiye’nin İsrail’deki Büyükelçisi Namık Tan,
Büyükelçilek Müsteşarı Barkan Öz, Sipa Presse’in kurucusu gazeteci Gökşin
Sipahioğlu, Organizatör Erkan Özerman, da etkinliğe katılanlar arasında yer
aldı.
Büyükelçi Korutürk günün önemine yönelik yaptığı konuşmada, Nazi işgali
sırasında Fransa ve Rodos’ta görevli olup çok sayıda Musevinin hayatını kurtaran
Türk diplomatları Şevki Berkez, Behiç Erkin, Necdet Kent, Selahattin Ülkümen’in
’’cesur ve kararlı’’ bir şekilde davranarak, Türk ve Fransız Musevilerin
hayatının kurtarılmasında önemli rol oynadıklarını söyledi.
Belgeselin hazırlanması ve toplantının düzenlenmesine önemli katkı sağlayan,
İstanbul’a kaçmayı başarabilen Museviler arasında bulunan ve o zaman 3 yaşında
olduğunu söyleyen Albert Carel yaptığı konuşmada," Alman Nazi yönetimine karşı
kendilerini cesur bir şekilde koruyarak, sağ salim İstanbul’a varmalarını
sağlayan o zamanki Türk diplomatlarına minnet borçları olduğunu ve yapılan
iyiliği hiç bir zaman unutamıyacaklarını söyledi.
Toplantıya katılan ve o günleri yaşarcasına heycanlanan bazı ailelerden bazıları
yaptıkları kısa konuşmalarında, Zorlu tren yolculuğu ile hayatlarını zor da olsa
kurtarabilen Musevi aileler, İstanbul’da yaşadıkları süre içerisinde gördükleri
iyiliği ve Türk Milletinin göstermiş olduğu misafirperverliği ve İstanbul’de
geçirdikleri yılları asla unutamıyacaklarını ve bunun unutulamıyacağını
anlattılar.
Paris’teki Musevi cemaatının bu anlamlı toplantısına katılan Fransız
Milletvekili ve aynı zamanda, Fransa Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy’nin,
’’Fransa ve Türkiye arasındaki ilişkilerin tekrar yumuşaması için özel
görevlendirdiği’’ milletvekili Pierre Lellouch ise Türkiye’nin Fransız
kamuoyununda yanlış tanıtıldığını Türkiye’nin Tatil beldelerinden söz edilirken
sitayişle bahsedilmesine rağmen , Türkiye’nin başta AB üyeliği konusu olmak
üzere bazı konularda, Fransa’da doğru olmayan algılamalar olduğunu belirterek,
’’Türkiye büyük ülke, uluslararası alanda çok daha fazlasını hak ediyor.
Türkiye’ye Avrupa kapılarını kapatamayız’’dedi.
Toplantıda hazır bulunanlardan, Le Figaro gazetesinin başyazarlarından Alexander
Adler ise yaptığı konuşmada " Türk diplomatlarının yüzlerce Musevi'yi Nazi
işgalinden kurtarmasını ve Türklerin İspanya’dan kaçan Musevilere kapılarını
açmasını Türkiye’nin Avrupa’nın önemli medeniyetlerinden birisi olduğunu açıkça
gösterdiğini ifade eden Adler, Türkiye’nin, geçmişini ve geleceğini enine boyuna
irdelediği konuşmasını " Ne Mutlu Türküm Diye " noktaladı.
Belgesel olarak yapılacak olan Filmin yönetmeni Meta Akkuş ise yaptığı
konuşmada, gelecek yıl tamamlanması beklenen belgeselin, bir propaganda amacı
olmadığını ve bir kahraman yaratmayı hedeflemediğini, sadece geçmişin acı
tecrübelerini, bire bir yaşayanların anıları ile göstermek olduğunu belirten
yönetmen Meta Akkuş, oldukça zor ve gerçeklerle iç içe olan bir belgeseli tarihe
ışık tutması için yapmayı üstlendiğini söyledi.
Paris (Tan-Sar)
24.9.2008
hodrimeydan.net
"Son tren"in tanıtımı Paris'te yapıldı
Yönetmenliğini Meta Akkuş'un üstlendiği, Türk diplomatlarının yardımıyla 1944
yılının ilkbahar aylarında İstanbul'a kaçmayı başarabilen yaklaşık 500 Türk ve
Fransız Musevi'nin tehlikeli tren yolculuğunu konu alan ''Son Tren'' isimli
belgesel filmin tanıtımı Paris'te yapıldı. Türk, Fransız ve İsrailli
diplomatların yanı sıra bu tren yolculuğunu yapan ancak şu anda hayatta olmayan
kişilerin ailelerinin de katıldığı etkinlikte duygusal anlar yaşandı.
İkinci Dünya Savaşı'nda, Fransa'nın Nazi işgali sırasında Türk diplomatların
yardımıyla İstanbul'a kaçmayı başarabilen Museviler Paris'te bir araya geldi.
İnterfilm yapım şirketi tarafından çekilen ve yönetmenliğini Meta Akkuş'un
üstlendiği, Türk diplomatlarının yardımıyla 1944 yılının ilkbahar aylarında
İstanbul'a kaçmayı başarabilen yaklaşık 500 Türk ve Fransız Musevi'nin tehlikeli
tren yolculuğunu konu alan ''Son Tren'' isimli belgesel filmin tanıtımı Paris'te
yapıldı.
Fransa'dan Türkiye'ye kaçarken çocuk yaşta olan ve büyük kısmı şu anda Paris'te
yaşayan 20 civarında Musevi ile bu tren yolculuğunu yapan ancak şu anda hayatta
olmayan kişilerin ailelerinin de katıldığı etkinlikte duygusal anlar yaşandı.
Türkiye'nin Paris Büyekelçisi Osman Korutürk, Türkiye'nin İsrail'deki
Büyükelçisi Namık Tan, UNESCO nezdindeki daimi temsilci Büyüelçi Ali Tuygan da
etkinliğe katılanlar arasında yer aldı.
Büyükelçi Korutürk yaptığı konuşmada, Nazi işgali sırasında Fransa ve Rodos'ta
görevli olup çok sayıda Musevinin hayatını kurtaran Türk diplomatları Şevki
Berkez, Behiç Erkin, Necdet Kent, Selahattin Ülkümen'in ''cesur ve kararlı'' bir
şekilde davranarak, Türk ve Fransız Musevilerin hayatının kurtarılmasında önemli
rol oynadıklarını söyledi.
Ekinliğin düzenlenmesine önemli katkı sağlayan, İstanbul'a bu tren yolculuğunu
yaptığında üç yaşında olan Albert Carel, Alman yönetimine karşı kendilerini
cesur biçimde koruyarak, sağ salim İstanbul'a gelmelerini sağlayan Türk
diplomatlarına minnet borçları olduğunu ve yapılanları hiçbir zaman
unutmayacaklarını vurguladı.
Zorlu tren yolculuğu ile hayatlarını kurtarabilen Musevi aileler, tekrar
Fransa'ya dönmeden önce İstanbul'da geçirdikleri yılları ve Türklerin
misafirperverliğini asla unutmayacaklarını söylediler.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, ''Fransa ve Türkiye arasındaki
ilişkilerin tekrar yumuşaması için özel görevlendirdiği'' Fransız milletvekili
Pierre Lellouch ise Türkiye'nin Fransız kamuoyununda yanlış tanıtıldığını ve
doğru olmayan algılamalar olduğunu belirterek, ''Türkiye büyük ülke,
uluslararası alanda çok daha fazlasını hak ediyor. Türkiye'ye Avrupa kapılarını
kapatamayız''dedi.
Le Figaro gazetesinin başyazarlarından Alexander Adler ise Türk diplomatlarının
yüzlerce Museviyi Nazi işgalinden kurtarmasını ve Türklerin İspanya'dan kaçan
Musevilere kapılarını açmasını Türkiye'nin Avrupa'nın önemli medeniyetlerinden
birisi olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti.
Filmin yönetmeni Meta Akkuş ise yaptığı konuşmada, gelecek yıl tamamlanması
beklenen belgeselin, bir propaganda amacı olmadığını ve bir kahraman yaratmayı
hedeflemediğini, sadece geçmişin acı tecrübelerini, bire bir yaşayanların
anıları ile göstermek olduğunu belirtti.
Bu arada, Fransa'da yaşayan Musevilerin, Türk diplomatların yardımıyla
İstanbul'a trenle kaçmasını konu alan ve Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan
''Nefes Nefese'' isimli romanın Fransızcasının önümüzdeki aylarda yayınlanacağı
bildirildi.
26.09.2008
euractiv.com.tr
Museviler hayatlarını kurtaran Türk diplomatlarını unutmadı
İkinci Dünya Savaşı'nda, Fransa'nın Nazi işgali sırasında Türk diplomatların
yardımıyla İstanbul'a kaçmayı başarabilen Museviler Paris'te bir araya geldi.
İnterfilm yapım şirketi tarafından çekilen ve yönetmenliğini Meta Akkuş'un
üstlendiği, Türk diplomatlarının yardımıyla 1944 yılının ilkbahar aylarında
İstanbul'a kaçmayı başarabilen yaklaşık 500 Türk ve Fransız Musevinin tehlikeli
tren yolculuğunu konu alan ''Son Tren'' isimli belgesel filmin tanıtımı Paris'te
yapıldı.
Fransa'dan Türkiye'ye kaçarken çocuk yaşta olan ve büyük kısmı şu anda Paris'te
yaşayan 20 civarında Musevi ile bu tren yolculuğunu yapan ancak şu anda hayatta
olmayan kişilerin ailelerinin de katıldığı etkinlikte duygusal anlar yaşandı.
Türkiye'nin Paris Büyekelçisi Osman Korutürk, Türkiye'nin İsrail'deki
Büyükelçisi Namık Tan, UNESCO nezdindeki daimi temsilci Büyüelçi Ali Tuygan da
etkinliğe katılanlar arasında yer aldı.
Büyükelçi Korutürk yaptığı konuşmada, Nazi işgali sırasında Fransa ve Rodos'ta
görevli olup çok sayıda Musevinin hayatını kurtaran Türk diplomatları Şevki
Berkez, Behiç Erkin, Necdet Kent, Selahattin Ülkümen'in ''cesur ve kararlı'' bir
şekilde davranarak, Türk ve Fransız Musevilerin hayatının kurtarılmasında önemli
rol oynadıklarını söyledi.
Ekinliğin düzenlenmesine önemli katkı sağlayan, İstanbul'a bu tren yolculuğunu
yaptığında üç yaşında olan Albert Carel, Alman yönetimine karşı kendilerini
cesur biçimde koruyarak, sağ salim İstanbul'a gelmelerini sağlayan Türk
diplomatlarına minnet borçları olduğunu ve yapılanları hiçbir zaman
unutmayacaklarını vurguladı.
Zorlu tren yolculuğu ile hayatlarını kurtarabilen Musevi aileler, tekrar
Fransa'ya dönmeden önce İstanbul'da geçirdikleri yılları ve Türklerin
misafirperverliğini asla unutmayacaklarını söylediler.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, ''Fransa ve Türkiye arasındaki
ilişkilerin tekrar yumuşaması için özel görevlendirdiği'' Fransız milletvekili
Pierre Lellouch ise Türkiye'nin Fransız kamuoyununda yanlış tanıtıldığını ve
doğru olmayan algılamalar olduğunu belirterek, ''Türkiye büyük ülke,
uluslararası alanda çok daha fazlasını hak ediyor. Türkiye'ye Avrupa kapılarını
kapatamayız''dedi.
Le Figaro gazetesinin başyazarlarından Alexander Adler ise Türk diplomatlarının
yüzlerce Museviyi Nazi işgalinden kurtarmasını ve Türklerin İspanya'dan kaçan
Musevilere kapılarını açmasını Türkiye'nin Avrupa'nın önemli medeniyetlerinden
birisi olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti.
Filmin yönetmeni Meta Akkuş ise yaptığı konuşmada, gelecek yıl tamamlanması
beklenen belgeselin, bir propaganda amacı olmadığını ve bir kahraman yaratmayı
hedeflemediğini, sadece geçmişin acı tecrübelerini, bire bir yaşayanların
anıları ile göstermek olduğunu belirtti.
Bu arada, Fransa'da yaşayan Musevilerin, Türk diplomatların yardımıyla
İstanbul'a trenle kaçmasını konu alan ve Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan
''Nefes Nefese ''isimli romanın Fransızcasının önümüzdeki aylarda yayınlanacağı
bildirildi.
Kulin'in de Paris'teki toplantıya davet ediliği, ancak ABD'deki işlerinden
dolayı gelemediği kaydedildi.
25.09.2008
porttakal.com
1 film, 4 ülke, 500 hayat
Paris- İkinci Dünya Savaşı'nda, Fransa'nın Nazi işgali sırasında Türk
diplomatların yardımıyla İstanbul'a kaçmayı başarabilen Museviler Paris'te bir
araya geldi.
İnterfilm yapım şirketi tarafından çekilen ve yönetmenliğini Meta Akkuş'un
üstlendiği, Türk diplomatlarının yardımıyla 1944 yılının ilkbahar aylarında
İstanbul'a kaçmayı başarabilen yaklaşık 500 Türk ve Fransız Musevi'nin tehlikeli
tren yolculuğunu konu alan ''Son Tren'' isimli belgesel filmin tanıtımı Paris'te
yapıldı.
Fransa'dan Türkiye'ye kaçarken çocuk yaşta olan ve büyük kısmı şu anda Paris'te
yaşayan 20 civarında Musevi ile bu tren yolculuğunu yapan ancak şu anda hayatta
olmayan kişilerin ailelerinin de katıldığı etkinlikte duygusal anlar yaşandı.
Türkiye'nin Paris Büyekelçisi Osman Korutürk, Türkiye'nin İsrail'deki
Büyükelçisi Namık Tan, UNESCO nezdindeki daimi temsilci Büyüelçi Ali Tuygan da
etkinliğe katılanlar arasında yer aldı.
Büyükelçi Korutürk yaptığı konuşmada, Nazi işgali sırasında Fransa ve Rodos'ta
görevli olup çok sayıda Musevinin hayatını kurtaran Türk diplomatları Şevki
Berkez, Behiç Erkin, Necdet Kent, Selahattin Ülkümen'in ''cesur ve kararlı'' bir
şekilde davranarak, Türk ve Fransız Musevilerin hayatının kurtarılmasında önemli
rol oynadıklarını söyledi.
Ekinliğin düzenlenmesine önemli katkı sağlayan, İstanbul'a bu tren yolculuğunu
yaptığında üç yaşında olan Albert Carel, Alman yönetimine karşı kendilerini
cesur biçimde koruyarak, sağ salim İstanbul'a gelmelerini sağlayan Türk
diplomatlarına minnet borçları olduğunu ve yapılanları hiçbir zaman
unutmayacaklarını vurguladı.
Zorlu tren yolculuğu ile hayatlarını kurtarabilen Musevi aileler, tekrar
Fransa'ya dönmeden önce İstanbul'da geçirdikleri yılları ve Türklerin
misafirperverliğini asla unutmayacaklarını söylediler.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin, ''Fransa ve Türkiye arasındaki
ilişkilerin tekrar yumuşaması için özel görevlendirdiği'' Fransız milletvekili
Pierre Lellouch ise Türkiye'nin Fransız kamuoyununda yanlış tanıtıldığını ve
doğru olmayan algılamalar olduğunu belirterek, ''Türkiye büyük ülke,
uluslararası alanda çok daha fazlasını hak ediyor. Türkiye'ye Avrupa kapılarını
kapatamayız''dedi.
Le Figaro gazetesinin başyazarlarından Alexander Adler ise Türk diplomatlarının
yüzlerce Museviyi Nazi işgalinden kurtarmasını ve Türklerin İspanya'dan kaçan
Musevilere kapılarını açmasını Türkiye'nin Avrupa'nın önemli medeniyetlerinden
birisi olduğunu açıkça gösterdiğini ifade etti.
Filmin yönetmeni Meta Akkuş ise yaptığı konuşmada, gelecek yıl tamamlanması
beklenen belgeselin, bir propaganda amacı olmadığını ve bir kahraman yaratmayı
hedeflemediğini, sadece geçmişin acı tecrübelerini, bire bir yaşayanların
anıları ile göstermek olduğunu belirtti.
Bu arada, Fransa'da yaşayan Musevilerin, Türk diplomatların yardımıyla
İstanbul'a trenle kaçmasını konu alan ve Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan
''Nefes Nefese'' isimli romanın Fransızcasının önümüzdeki aylarda yayınlanacağı
bildirildi.
26.09.2008
Cumhuriyet
Last train to Turkey
Legacy Heritage Fellow
It is hard to believe that during WWII, dozens of trains full of Jewish refugees
crossed Nazi Europe to freedom in Turkey. But this is exactly what happened...
In 2004 in Turkey a Turkish filmmaker discovered the tomb of an elder Turkish
ambassador at the intersection of many rail lines. Why was he buried here in the
middle of nowhere ? After some research it was discovered that this gentleman
turned out to be the one who would change the face of Turkey for ever.
The elder Turkish ambassador was part of the 4 elder Turkish ambassadors who
saved Jews of Turkish origin from France, Germany, Greece and The Netherlands by
repatriating on trains to Turkey. This event in Turkish history had not
previously been known,. the ambassadors were so humble that they did not tell
anyone.
To keep this history and the memory of all survivors, Meta Akkus, a Turkish film
director who has been living in Paris for about 15 years, has been asked to make
a documentary film. So far she has interviewed 16 families and she hopes it is
just a beginning to give the world “the voice of the survivors”. Meta said that
this project has taught her not only a hidden part of Turkish history, but she
realizes it has changed who she is and she has grown from this experience.
There is no desire to make a monetary profit with this film. If you know people
interested in testifying please contact her at - meta@metaakkus.com
Monday, October 20, 2008
By Benjamin Zagzag
eurojewcong.org