Cem Mansuroğlu




Bilgi Üniversitesi TV Gazeteciliği Bölümü'nden mezun oldu. Tez konusu Burhan Demircan'dı. Mansuroğlu, Demircan ile ilgili hikayesini şöyle anlattı: "Burhan Demircan ile Yapı Kredi'nin Salı Toplantıları'nda tanıştım. Birkaç ay peşinden koştum. Vapurda ve evinde kamerayla çekimler yaptım. Çekimler altı ay sürdü. Bu çekimleri pazarlama ile ilgili tezimde kullandım. Şu an Demircan ile ilgili dört saatlik bir kaydım var. Kurgusu bitince bu belgeseli televizyonlara vereceğim. Burhan Pazarlama halk kahramanı gibi bir şey. Her şeyi denemiş. İş yeri açmış, batmış ama hiç kaybolmamış."

Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler

Made in China - 2003
14. Aydın Doğan Vakfı, Genç İletişimciler Yarışması, Görsel Dal, Belgesel Dalı, Birincilik Ödülü. 2002

Birinci Kalite - 2003
1. ODTÜ Kısa Film Şenliği, Gösterim. 2004

Yönetmenliğini Yaptığı Kısa Filmler

Görev (Duty) - 2010 .... Kurmaca
1. Dersim Uluslararası İnsan Hakları Film Festivali, 2010 Vicdan Filmleri Bölümü, Gösterim. 2011
1. Onat Kutlar Film Festivali, 2010 Vicdan Filmleri Bölümü, Gösterim. 2011
1. Vicdan Filmleri Yarışması, (İlk 21 Film) Finalist. 2010
12. İzmir Uluslararası Film Festivali, Vicdan Filmleri 2010 Bölümü, Gösterim. 2012
2. Batman Yılmaz Güney Kürt Film Festivali, 2010 Vicdan Filmleri Bölümü, Gösterim. 2011
30. İstanbul Uluslararası Film Festivali, 2010 Vicdan Filmleri Bölümü, Gösterim. 2011
8. Golden Apricot Film Festival, Yerevan, Ermenistan, 2010 Vicdan Filmleri Bölümü, Gösterim. 2011

Diğer Filmografisi

37 Uses For A Dead Sheep - .... Yapım Asistanı



Kaynak
Milliyet






Bitmedi! Tarak alana yanında...

"Burhan Pazarlama" olarak tanınan ve artık hakkında tez yazılan, panellere çağrılan 40 yıllık satıcı Burhan Demircan: "Boş duramıyorum. Bindiğim uçakta hostese toka; yemek yediğim lokantada garsona saat satıyorum"

Burhan Demircan, nam-ı diğer "Burhan Pazarlama", Şehir Hatları vapurlarında veya iskele önlerinde 40 yıldır satıcılık yaparak geçimini sağlıyor. Kendine özgü pazarlama taktiği, ikna kabiliyeti ve işindeki başarısı sayesinde büyük alışveriş merkezlerinden ve yurtdışından transfer teklifleri alıyor, seminerlere davet ediliyor. Hatta artık üniversitelerde onu konu alan tez ve belgeseller bile hazırlanıyor. Burhan Demircan'la Eminönü İskelesi'nin önündeki otomobilinde röportaj yaptım. Ses kayıt cihazını çıkardığımda Demircan, "alışkanlıktan" olsa gerek yeni bir cihaza ihtiyacım olduğunu söyledi. Ardından son derece Uygun bir fiyata son model bir ses kayıt cihazına sahip olmamam için hiçbir neden bulunmadığını... Şöyle silkinip kendime geldim. Ses kayıt cihazını almaktan son anda vazgeçip sorularımı sormaya başladım.

Satıcılık mesleğine nasıl başladınız?
Bu mesleğe başlamamda babamın büyük katkısı oldu. Babam külhanbeyi gibiydi, hep çevresiyle kavga ederdi. Küçük yaşta olmama rağmen beni çalıştırdı. İlkokula giderken kahvelerde ve vapurlarda çalışmaya başladım. Ben para kazanıyordum, babam da bütün kazancımı alıyordu.

Neler satardınız vapurlarda?
Aklınıza ne gelirse... Hatta şiir bile okuduğum olurdu. İnsanlar bana bu yüzden para verirdi. Tabii verdikleri para babamın kasasına giderdi.

Geçiminizi babanız sağlamıyor muydu?
Evet ama bir süre sonra babam annemden ayrıldı. Sonra başka bir kadınla evlendi. Hatta babamın ikinci düğününde ben samanlıktaydım.

Niye?
Üç gün üç gece düğün yaptı. Düğünde benden rakı almamı istedi. Rakı alacağım yer de Eminönü'nden Balat kadardı. Elime 50 lira vermişti. Yolda bu parayı kaybettim. Bunu söylediğimde bana bir Tokat attı. O geceyi ceza olarak samanlıkta geçirdim. Bu, hâlâ bende bir yaradır. Babamdan çok dayak yedim. Çalışıyordum ama elimde hiçbir şey kalmıyordu. Üvey kardeşlerim bayramda tertemiz giyinirdi; ben bütün bayramların birinci gününde satış yapmak zorundaydım.

Sizi ayakta tutan neydi?
Para kazanmayı biliyor olmamdı. Babamın yüzünden askere gitmeden evlendim. Henüz 19 yaşındaydım. Askerdeyken bile para kazanıyordum. Kahvelerde jilet sattım. Koğuşlarda tiryakilere sigara sattım. Aylarca bu şekilde para biriktirip eve gönderdim. 1991 yılında yeni bir evlilik yaptım. Şimdi bir oğlum var ve 12 yıllık evliyim.

Vapurlarda bugüne kadar neler sattınız?
50 yaşındayım ve ben Şehir Hatları vapurlarının simgesiyim. Vapurlarda jiletten çakmağa; arabadan daireye kadar her şeyi sattım.

Size neden "Burhan Pazarlama" diyorlar?
Daha önce Anadolu yakasında hediyelik eşya satan iki-üç dükkanım vardı. Burhan Pazarlama olarak faaliyet gösterdim. Sonra iflas ettim. Bir de dükkanda çok sıkılıyordum. Bir yerde oturup beklemekten daralıyorum. Ben dolaşacağım. Seni göreceğim ve sana bir şeyler satacağım. Bu benim yapabileceğim bir İş.

Sizin diğer satıcılardan farkınız nedir?
Güven konusunda bir farklılığımız var. İnsanlar bana güveniyor. Kötü bir mal satarsam yarın o insan, başka bir ürünümü almaz. Onu kaybedersem diğerini de kaybederim.

"Satış yaparken hava durumu, insanların yüzleri çok önemlidir"
Mesleğinizin püf noktaları neler?
Vapurda yolcuların bulunduğu yere girerken insanların sana bakışı çok önemli. Bakacaksın; o anda insanların afyonu patlamamış olabilir, yüzü asık olabilir. "Günaydın, hayırlı sabahlar" derim. Ama bunu söylerken ses tonun çok önemli. Örneğin çantada hesap makinesi var, çıkarırım. İnsanların o makineyi neden alması gerektiğini anlatırım. Satış yaparken hava durumu da önemlidir. Bazı insanlar o topluluk içinde elimdekini almak istemez çünkü utanır. Onlara adres de söyler, iskelenin karşısında olduğumu hatırlatırım.

Bir uzman olarak panellere davet edilmişsiniz.
Yapı Kredi'nin bir toplantısında iki üniversite bitiren insanlara "İyi bir satıcı nasıl olunur?" diye bir konuşma yaptım. Geçen gün bir gemide bir telefon markasının reklamını yaptım. Paramı aldım. Beni mağazalardan da çağırıyorlar. Daha önce Akmerkez'deki bir firma istemişti. Sonra Suudi Arabistan'a avize satmak için çağrıldım. Ama dillerini bilmediğim için gitmedim. Hatta Bilgi Üniversitesi'nde okuyan bir genç tezi için benimle günlerce görüştü.

Bu işi ne zaman bırakacaksınız?
Ben de bilmiyorum. Bir şeyler satmadan yapamıyorum. Bir keresinde uçağa binmiştim. Elimde değil, hostese toka sattım. Lokantaya girdim. Garsonun kolunda saatinin olmadığını fark ettim. Ona saat sattım. Amacım çocuğumu okutmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamak.

"O bir halk kahramanı"
Cem Mansuroğlu 28 yaşında. Bilgi Üniversitesi TV Gazeteciliği Bölümü'nden bu yıl mezun oldu. Tez konusu Burhan Demircan'dı. Mansuroğlu, Demircan ile ilgili hikayesini şöyle anlattı: "Burhan Demircan ile Yapı Kredi'nin Salı Toplantıları'nda tanıştım. Birkaç ay peşinden koştum. Vapurda ve evinde kamerayla çekimler yaptım. Çekimler altı ay sürdü. Bu çekimleri pazarlama ile ilgili tezimde kullandım. Şu an Demircan ile ilgili dört saatlik bir kaydım var. Kurgusu bitince bu belgeseli televizyonlara vereceğim. Burhan Pazarlama halk kahramanı gibi bir şey. Her şeyi denemiş. İş yeri açmış, batmış ama hiç kaybolmamış."

Özkan Güven
milliyet.com.tr/2003/12/18