Diğdem Işıkoğlu

1981, İstanbul doğumlu. 1998 yılında İstanbul Çamlıca Kız Lisesi’ni bitirdi. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümüne girdi. Lisans süresince çeşitli kısa film ve reklam çalışmalarında yer aldı. 2001 yılında birincisi Almanya’da, ikincisi Fas’ta düzenlenen “Cosmo-Polis Gençlik Konferansları”na katıldı. “Evrimin Peşinde” filminin yapımcılığını üstlendi. 2002’de İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Yüksek Lisans programına kabul edildi. Halen aynı fakültede araştırma görevlisidir. İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Lisesi ortaklığı ile gerçekleştirilen sinema atölyesi çalışmalarında görev aldı.

Yönetmenliğini Yaptığı Belgesel Filmler

Istanbul: An Introduction to The City And Its People - 2001 / Tonguç Sezen, Diğdem Işıkoğlu

Yönetmenliğini Yaptığı Kısa Filmler

The Hat - 2001 / Tonguç Sezen, Diğdem Işıkoğlu
The Point of View - 2002 / Tonguç Sezen, Diğdem Işıkoğlu


Kaynak
Tonguç Sezen / Mart 2004
digdem_i @ yahoo.com



Beraber çalışan Tonguç ve Diğdem'in ilk filmi Empati, Bodrum Çevre Filmleri Festivali'nde en iyi senaryo ödülünü kazandı. Yeni tamamladıkları "Evrimin Peşinde" ise, İzmir 9 Eylül ve İstanbul Üniversitesi Kısa Film Festivali'nde gösterildi. İkili, bu projede Mazlum Kiper ve Ümit Çırak gibi profesyonel oyuncularla çalıştı. Filmin konusu ise şöyle işleniyor; "Varolmayan bir bilim olan biyososyolojinin dünyaca tanınmış uzmanlarından Mehmet Açıkgöz, insanoğlunun teknoloji ile birlikte değişen dünyada nasıl değiştiğini anlatıyor. Başlıca üç ana türü bizlere gösteriyor; cep telefonlarına, arabalarına ve televizyonlarına gereğinden fazla bağlanan insanlar. Bir sonraki aşamada da acaba başka bir tür var mı sorusunu soruyor ve yeni bir türün keşfedilmesine Tanık oluyoruz."

Tonguç, kısa film çekmeyi bir puzzle'ın parçalarını birleştirmeye benzetiyor: "Kısa film çekerken düşlerimin gözlerimin önünde oluştuğunu görüyorum. Adım adım tüm parçaları hazırlayıp bir araya getiriyorsunuz ve günün sonunda elinizdeki kasette emeğiniz yatıyor, harika bir Duygu."

Diğdem Işıkoğlu ise kısa film çekmeyi evde plütonyum üretmeye benzetiyor: "Eldeki malzemelerle film yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu yüzden de çoğu film bir apartmandan, iki oda bir mutfaktan çıkamıyor. Her ne kadar insanın kendi iç bunalımlarını yansıtmak istediği bir çağda üniversiteye başlıyor olsak da, ille de bununla ilgili bir film yapmak zorunda değiliz."

Kaynak
aksam.com.tr