Yapım Tarihi - 2012
Süre - 00:00:00
Format - Belgesel, Renkli, Dijital Betacam
Yönetmen - Bahriye Kabadayı Dal, Burak Dal
Senaryo - Bahriye Kabadayı Dal, Burak Dal
Film, İstanbul Balıkhanesi Müdürü Karekin Deveciyan’ın 1915’te Osmanlıca
yayımladığı “Balık ve Balıkçılık” eserinden yola çıkarak şehir, deniz, insan ve
balığa dair değişimleri aktarırken; zengin bir denizden –kültüründen- bugüne;
‘İstanbul lüfere hasret kalmasın’, ‘küçük balık yoksa büyük balık da yok’ gibi
kampanyalar noktasına nasıl geldiğimizi yansıtmaktadır. “Boğaziçi Balıkları”
İstanbul’un ve insanlarının değişimini denizden bakarak gözlemlemeye çalışan bir
belgesel film.
“Önce kıyılar gitti, ardından sandallar, ardından balıkçılar, derken koca bir
kentin nimeti gitti...”
Günümüzde ‘Seninki Kaç Santim?’, ‘İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın’, ‘Yemiyorsak
Sebebi Var’, ‘Küçük Balık Yoksa Büyük Balık da Yok’, ‘Lüfer Koruma Timi’ gibi
kampanyalar yapılmasını gerektirecek noktaya nasıl geldik? Hele de bir zamanlar
balığın İstanbul’da ekmek niyetine tüketildiğini düşünürsek….
İstanbul’un coğrafi şartları balıkların doğal üremesi, gelişmesi ve avlanması
için hep özel fırsatlar vermiş. Karadeniz’de beslenen balıklar, Boğaziçi
kıyılarındaki dalyanlarda avlanıp taze olarak veya Haliç içlerinde tuzlama,
turşu, lakerda, kurutma, tütsüleme gibi tekniklerle işlenerek tüketime sunulmuş.
Ve neredeyse bir asır önce, 1915’te yayınlanan Osmanlıca bir kitap- ‘Türkiye’de
Balık ve Balıkçılık’. Yazarı 1868-Harput doğumlu ve 1927’ye kadar İstanbul
Balıkhanesi Merkez Müdürlüğü görevini yapmış olan Karekin Deveciyan. Yazar,
bugün hâlâ bilimsel olarak başvuru kaynağı niteliğini koruyan kitabında, I.
Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Türkiye kıyılarında yaşayan balıkların tek tek
çizimlerine ve detaylı bilgilerine yer veriyor. Kitap, geçen zaman ve doğaya
verilen zarar neticesinde İstanbul Boğazı’nda bulunan pek çok balığın neslinin
tükendiğini gösteren en somut kaynaklardan biri.
Bir yanda, o eski, balıklı-denizli şehir kültürü ve nostalji; diğer yanda “2048
yılında balık türlerinin çoğunun yok olacağı” bilgisi ve çocuklarımıza balığın
ne olduğunu ancak fotoğraflardan gösterebileceğimiz bir çağa doğru
sÜrüklenişimizin işaretleri...
Belgesel film, Karekin Deveciyan’ın yapıtından yola çıkarak geçmişin
zenginliğinden bugünün yoksunluğuna nasıl geldiğimizi göstermeyi ve gelecek için
alınması gereken tedbirlere dair ortak ve yaygın bir bilinç oluşturmayı
hedefliyor.
İÇERİK / Metin
Belgesel film, balık türlerinin çeşitliliğinden, balık avlama yöntemlerinin
doğal yaşamın dengeli sürdürülebilirliğiyle ilişkisine; bir besin kaynağı olarak
balığın öneminden, evrensel bir terapiyi simgeleyen oltayla balık avlamaya kadar
‘İstanbul ve balık’ alanına dair pek çok konuyu sinematografik bir dil ile
anlatacak.
Balık türlerinin çeşitliliğini korumak için yürütülen çalışmalar aktarılacak.
Hem sıradan tüketicinin hem de karar mercilerindeki görevlilerin dikkati
çekilerek, gelecek planları konusunda herkes sorumluluk almaya ve çözüme
katılmaya davet edilecek.
Deveciyan’ın kitabından etkileyici bölümlerin alıntılanması ile ana Metin
oluşturulacak. Bu ana Metin, İstanbul, deniz ve balıkçılık üzerine eser üretmiş
sanatçıların yazılarından alıntılarla desteklenecek. (Orhan Veli, Sait Faik,
Yaşar Kemal, Cemal Süreya, Ahmet Hamdi Tanpınar…) Balıkçılığın eski zamanları ve
bugün yaşadığımız sorunlar üzerine ilgili kişilerle yapılacak söyleşiler ile
Metin kurgusu tamamlanacak.
AKTÜEL GÖRÜNTÜLER:
Boğaz kıyılarındaki amatör balıkçılardan kıyı balıkçılarına, profesyonel
balıkçılardan eski zaman balıkçılarına uzanan bir yelpazede çekimler (Haliç,
Samatya, Kumkapı, Sarıyer, Büyükdere sahilleri, Üsküdar, Kanlıca, Anadolu
Hisarı...)
Ekolojik dengeyi bozan faktörler (aşırı avlanan tekneler, kirlilik, yapılaşma,
değişen şehir yaşamı vb).
Balık satıcıları, balık hali, tezgahlar, uzun yıllardır var olan ve bir kültürü
simgeleyen balık lokantaları…
Söyleşi çekimleri yapılan kişilerin konuyla ilgili aktüel çekimleri (günlük
yaşam, faaliyetler, toplantılar vb).
ARŞİV
Eski İstanbul fotoğrafları, gravürler ve hareketli arşiv görüntüleri.
Balıkçılığa dair eski fotoğraflar ve hareketli arşiv görüntüleri.
Yerli ve yabancı ressamların eserleri.
Karekin Deveciyan’ın yaşamöyküsü fotoğrafları.
20. yy başlarından günümüze kadar yayımlanmış gazete ve dergilerden ilgili haber
ve dosyalar.
GRAFİK TASARIM / ANİMASYON
Kitaptaki çizimlerden faydalanılarak iki boyutlu grafik animasyonlar üretilecek
ve Metin anlatımıyla beraber sekans geçişlerinde kullanılacak.
Görüntülere dinamizm katmak amacıyla, görüntü üzeri illüstrasyon efektleri
tasarlanacak; filmin tipografisi de (titrler, Metin alıntıları, künyeler,
tarih-mekan notları vb.) genel grafik tasarım doğrultusunda uygulanacaktır.
“Cihân ârâ cihân içredir ârâyı bilmezler,
Ol mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler...”
hayâli
Kaynak
bogazicibaliklari.com
Boğaziçi Balıkları
“Önce kıyılar gitti, ardından sandallar, ardından balıkçılar, derken koca bir
kentin nimeti gitti...”
İstanbul’un coğrafi şartları balıkların doğal üremesi, gelişmesi ve avlanması
için hep özel fırsatlar vermiş. Karadeniz’de beslenen balıklar, Boğaziçi
kıyılarındaki dalyanlarda avlanıp taze olarak veya Haliç içlerinde tuzlama,
turşu, lakerda, kurutma, tütsüleme gibi tekniklerle işlenerek tüketime sunulmuş.
Ve neredeyse bir asır önce, 1915’te yayınlanan Osmanlıca bir kitap- ‘Türkiye’de
Balık ve Balıkçılık’. Yazarı 1868-Harput doğumlu ve 1927’ye kadar İstanbul
Balıkhanesi Merkez Müdürlüğü görevini yapmış olan Karekin Deveciyan. Yazar,
bugün hâlâ bilimsel olarak başvuru kaynağı niteliğini koruyan kitabında, I.
Dünya Savaşı’nın ilk yıllarında Türkiye kıyılarında yaşayan balıkların tek tek
çizimlerine ve detaylı bilgilerine yer veriyor. Kitap, geçen zaman ve doğaya
verilen zarar neticesinde İstanbul Boğazı’nda bulunan pek çok balığın neslinin
tükendiğini gösteren en somut kaynaklardan biri.
Bir yanda, o eski, balıklı-denizli şehir kültürü ve nostalji; diğer yanda “2048
yılında balık türlerinin çoğunun yok olacağı” bilgisi ve çocuklarımıza balığın
ne olduğunu ancak fotoğraflardan gösterebileceğimiz bir çağa doğru
sÜrüklenişimizin işaretleri...
Belgesel film, Karekin Deveciyan’ın yapıtından yola çıkarak geçmişin
zenginliğinden bugünün yoksunluğuna nasıl geldiğimizi göstermeyi ve gelecek için
alınması gereken tedbirlere dair ortak ve yaygın bir bilinç oluşturmayı
hedefliyor.
agos.com.tr
25 Eylül 2012
Sevgili dostlar,
Bir buçuk yıla yaklaşan belgesel yapım serüvenimizin sonuna geldik. Hatta ilk
gösterim tarihimiz bile belli oldu. Bu ilk gösterim ne bir film festivali ne de
televizyon yayını. Belgeselimiz, Ekim ayında gerçekleştirilecek Lüfer Bayramı
kapsamında ilk kez seyirciyle buluşacak. Bu gösterim ve sonrasındaki
gelişmelerden sizleri haberdar edeceğiz. Ama önce, "Boğaziçi Balıkları"
belgeseli, şehre-insana-denize ve balığa dair neyi nasıl anlatır diye merak
edenlere fragman-kısa film tadında bir tanıtım hazırladık. Elbette film,
izleyeceğiniz tanıtımdan çok daha fazlasını içeriyor...
Keyif alacağınızı, merak edeceğinizi, eş dostla paylaşacağınızı umarak selam ve
sevgilerimizle...