1. Altın Koza Film Festivali, 15-22 Mayıs 1969 tarihleri arasında düzenlendi.
Çukurova’nın ürünü olan pamuğu simgeleyen koza festivalin sembolü olarak
benimsendi. Altın Koza ise pamuğun altın olduğu yıllarda düşünülmüş bir isim.
‘Altın Koza Film Şenliği’ adıyla, Adana Belediyesi ve Adana Sinema Kulübü
öncülüğünde gerçekleştirildi.
Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması
Ödüller
En İyi Film - Metin Erksan / Kuyu
En İyi İkinci Film - Ezo Gelin / Orhan Elmas
En İyi Üçüncü Film - Seyyit Han / Yılmaz Güney
En İyi Yönetmen - Metin Erksan / Kuyu
En İyi Senaryo - Safa Önal / Menekşe Gözler
En İyi Görüntü Yönetmeni - Gani Turanlı / Seyyit Han
En İyi Film Müziği - Arif Erkin / Umut
En İyi Film Müziği - Nedim Otyam -
Seyyit Han
En İyi Stüdyo Çalışması - Kuyu / Lale Film
En İyi Kadın Oyuncu - Fatma Girik / Büyük Yemin
En İyi Kadın Oyuncu - Fatma Girik / Ezo Gelin
En İyi Erkek Oyuncu - Yılmaz Güney / Seyyit Han
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Aliye Rona / Kuyu
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu - Aliye Rona / Kader Böyle İstedi
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu - Hayati Hamzaoğlu / Kuyu
Adaylar
Ezo Gelin / Orhan Elmas
Kadın Asla Unutmaz / Orhan Aksoy
Kederli Günlerim / Orhan Aksoy
Kuyu / Metin Erksan
Menekşe Gözler / Atıf Yılmaz
Mekansız Kurtlar / Yılmaz Duru
Seyyit Han / Yılmaz Güney
Jüri
Kemal Tahir, Nusret İkbal, Sema Özcan, Neşet Günal, Orhon Murat Arıburnu, Turhan
Gürkan, Kasım Ener, Bülent Erkmen, Remzi Yüreğir, Remzi Yüzüak, Alim Şerif Onaran
Festival Komitesi Jüriyi Suçladı...
Tartışmada, Komite, Kuyu'nun güdümlü olarak birinci yapıldığını ileri sürdü...
Altan Demirkol Adana'dan yazıyor.
Bu yıl ilk olarak düzenlenen ''Altın Koza Film Festivali'' de Türk Sinema
Tarihine ''Olaylarla ve alaylarla'' dolu bir festival olarak geçecek.
Olaylar ''Kuyu'' filminin birinci olarak ilan edilmesinden sonra başladı. Daha
İstanbul'dayken ''Altın Koza'' da derece alacağı yolunda haberler çıkan ''Kuyu''
en sonunda Altın Koza'nın da kuyusunu kazmış oldu. Komite ile jüri
birbirlerine girdiler. Ama sonra buzlar çözüldü.
Festivalin başlamasından önce yapılan toplantılarda, jüri üyeleri, yarışma
filmlerinin izledikten sonra oylarını zarfa koymaları ve bu kapalı zarfların
notere teslimi kararı alınmıştı. Sonuçlar ise festivalin son gününde noter
aracılığı ile açıklanacaktı.
Ama böyle olmadı. Jüri üyeleri, filmlerin tamamını Cumartesi günü seyrettikten
sonra aralarında bir toplantı yaptılar. Kazananlar belli idi. Aynı gün
düzenlenen ''Taverna Gecesi'' nde fısıltı gazetesi haberler vermeye başlamıştı
bile... Pazar sabahı jüri üyeleri büyük bir hataya düşerek sonuçları TRT
muhabirlerine ulaştırdılar. İş çığırından çıkmıştır artık. Adana sokakları
kazananların adları ile çalkalanıyordu.
Kaynak
Milliyet, 21.05.1969, Sayfa 8
Birinciler açıklandı
En iyi film: Kuyu. en iyi artist: Yılmaz Güney, en iyi kadın artist: Fatma Girik.
Altan Demirkol Adana'dan bildiriyor.
Adana ''Altın Koza'' Film Yarışmasında derece alan filmler belli olmuştur. En
iyi üç filmde sırayı şu filmler paylaşmıştır:
Kadınlarda birinciliği Fatma Girik, erkeklerde Yılmaz Güney almış, öteki ''Altın
Koza'' ödüllerini Senaryoda Safa Önal, Kamerada Gani Turanlı, Karakter
oyunculuğunda Aliye Rona ile Hayati Hamzaoğlu kazanmışlardır.
Kaynak
Milliyet, 19.05.1969, Sayfa 8
1. Adana Altın Koza Film Şenliği, Ödül Töreni 1969
Ayaktakiler
Safa Önal, Necip Sarıcı, Aliye Rona, Duygu Sağıroğlu, Fatma Girik, Metin Erksan,
Nil Göncü
Oturanlar
Abdurrahman Keskiner, Hayati Hamzaoğlu, Kadri Yurdatap, Gani Turanlı
Fotograf
Gani Turanlı Arşivi
15-22 Mayıs 1969 tarihleri arasında gerçekleştirilen I. Altın Koza Film
Şenliği’ne dokuz film, başvuru yapmıştı.
Bu filmler; Orhan Elmas’ın “Ezo Gelin”,
Atıf Yılmaz’ın “Köroğlu” ve “Menekşe Gözler”,
Lütfi Akad’ın “Kader Böyle İstedi”,
Orhan Aksoy’un “Kadın Asla Unutmaz” ve “Kederli Günlerim”,
Metin Erksan’ın “Kuyu”,
Yılmaz Duru’nun “Mekansız Kurtlar” ve
Yılmaz Güney’in “Seyyit Han” adlı filmlerdi.
Başvuru yapan dokuz filmi değerlendirmek için Türk Filmleri Arşivi Başkanı Sami
Şekeroğlu, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi Tamer Başoğlu, Ressam
Ersu Pekin ve Adana Belediye temsilcisi, gazete yazarı Orhan Baykara’dan oluşan
ön eleme jürisi Filmarşiv salonlarında filmleri izlemiş ve dokuz filminde
yarışmasına oy birliği ile karar vermiştir.
Adana Altın Koza Film Festivali'nin Tarihçesi
Birinci Altın Koza Film Şenliği
YIL 1969
“Sinema öyle bir keşiftir ki, bir gün gelecek, barutun, elektriğin ve kıtaların
keşfinden çok dünya medeniyetinin veçhesini değiştireceği görülecektir. Sinema,
dünyanın en uzak köşelerinde oturan insanların birbirlerini sevmelerinin,
tanımalarını temin edecektir. Sinema, insanlar arasındaki görüş, düşünüş
farklarını silecek, insanlık idealinin tahakkukuna en büyük yardımı yapacaktır”
Mustafa Kemal Atatürk
Sinemanın önemini yıllar öncesinden gören Mustafa Kemal Atatürk, bu bakış
açısıyla, Abidin Dino’yu sinema eğitimi alması için “Türkiye’nin Kalbi Ankara”
filminin yönetmeni Sergey Yurtkeviç’in yanına Rusya’ya göndermiştir. Yaşarken,
Kurtuluş Mücadelesi’ni anlatan belge niteliğinde filmlerin hazırlanmasını
istemiş, hatta hazırlanacak filmlerde bizzat kendisinin bile rol alabileceği
sinyalini vermiş; ancak bu isteği gerçekleştirilememiştir
Türk Sineması’nın bugün yakalamış olduğu başarının altında yatan tek neden bana
göre, Mustafa Kemal Atatürk’ün inkılaplarının başarı ile uygulanabilmiş
olmasıdır.
Bugün filmleri sanatsal bakış açısı ile değerlendirebilen bir kitlenin
oluşmasında yıllar öncesinde atılan adımların payı sonsuzdur. Bu atılımlardan
bana göre en önemlisi film festivallerinin 60’lı yılların başlarında ortaya
çıkmış olmasıdır.
Sinemanın altın çağı olarak adlandırılan yıllardan günümüze kadar ulaşabilen çok
az sayıda film festivali günümüzde varlıklarını hala devam ettirebiliyor. Bu
festivallerin en önemlilerinden biri, kuşkusuz Altın Koza Film Festivali’dir.
Zaman zaman kesintiye uğrasa da bugün 22.’sini düzenlediğimiz Altın Koza Film
Festivali’nin tarihçesini merak edenlerin olacağını düşünerek bir yazı dizisi
hazırlamaya karar verdik. Bu yazı dizisi ile birlikte Altın Koza Film
Festivali’ni her sayımızda yıl yıl anlatmaya çalışacağım.
Sinemanın Altın Çağı; Film Festivallerinin Ortaya Çıkması
1960 sonrası sansür anlayışının bir nebze değişiklik göstermesi, 1960-1967
yılları arasında Türk Sineması için Altın Çağ olarak nitelendirebileceğimiz bir
dönemin yaşanmasına vesile olmuştur. Bu dönem ile birlikte daha önceleri sözü
edilemeyen konuların işlenmeye başlandığı görülür. Bugün Türk Sineması’nın kült
filmleri arasında gösterilecek birçok film, bu yıllar arasında üretilmiştir.
1962 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi öğrencilerinden Sami
Şekeroğlu ve arkadaşları ilk sinema kulüplerimizden olan “Kulüp Sinema 7”yi
kurarlar. Sinema sektörü dışında sinema ile ilgili bir örgütlenmenin ortaya
çıkmasının bir sonucu olarak İstanbul ve Ankara’da olmak üzere Sinematek
Dernekleri kurulur. Bu süreçten sonra bir dizi film yarışmalarının düzenlenmeye
başladığını görürüz.
1964 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali bu sürecin bir parçası olarak
ortaya çıkmıştır. Tıpkı Altın Koza Film Festivali’nin olduğu gibi…
Adana Sinema Kulübü ve Ziya Darendeli
Adana’da da Ziya Darendeli adında cevval bir lise öğretmeninin sinemaya olan
sevdası ve Adana halkına sinemayı sevdirme düşüncesi Sinema Kulübü’nü kurmasını
sağlar. Belli ki sinema alanında yaşanan gelişmeleri takip eden Ziya Darendeli,
Adana’da bir film şenliği düzenlenmesi fikri ile yeni bir oluşumu benimser. Bu
düşüncesini gerçekleştirebilmek adına karşılaştığı herkes ile bu düşüncesini
paylaşır.
Ziya Darendeli’nin Şenel Türker hanımefendi’nin ilgisini çekmeye başarması
sonucunda kafa kafaya veren ikili, önce Adana Belediyesi’nin desteğini alırlar.
Ardından İstanbul’da faaliyet gösteren Türk Film Arşivi’nin desteği ile birlikte
festivali yürütme kararı alırlar.
Bu gelişmenin sonucunda hemen bir yönetim kurulu oluşturulur. Bu kurulda
sırasıyla;
Adana Belediye Başkanı Erdoğan Özlüşen, Güney Sanayi’nin ortaklarından olan
Şenel Türker, Doktor Rahime Ataş, Sinema Kulübü Genel Sekreteri Hülagu İlhan
Tunç ve Ziya Darendeli yer alır. Bu kurul İstanbul Film Arşivi ile birlikte
festivalin tüzüğünü hazırlarlar.
Ve Ziya Darendeli daha sonra görevi; Şenel Türker’in başkanlığında kurulan
Cahile Kolakoğlu, Nurten Öğretmengil, Turgut Yalkın, Bozkurt Ursavaş, Necibe
Zaimler ve Selim Boysan’dan oluşan festival komitesine devreder.
Neden Altın Koza
Günümüzde sadece festivalimizin simgesi olan ama aynı zamanda bu bereketli
toprakların bir zamanlar geçim kaynağı olan pamuğun kozası, Adana Film
Şenliği’nin Altın Koza olarak anılmasını sağlamıştır. Bugün Altın Koza isminin
festivalden kaldırılması sadece ödülünde adını yaşatmasına neden olsa da Adana
Film Festivali Türk sineması için önemli festivaller arasında yer almaktadır.
Birinci Altın Koza Film Şenliği
15-22 Mayıs 1969 tarihleri arasında gerçekleştirilen I. Altın Koza Film
Şenliği’ne dokuz film, başvuru yapmıştır. Bu filmler; Orhan Elmas’ın “Ezo
Gelin”, Atıf Yılmaz’ın “Köroğlu” ve “Menekşe Gözler”, Lütfi Akad’ın “Kader Böyle
İstedi”, Orhan Aksoy’un “Kadın Asla Unutmaz” ve “Kederli Günlerim”, Metin
Erksan’ın “Kuyu”, Yılmaz Duru’nun “Mekansız Kurtlar” ve Yılmaz Güney’in “Seyyit
Han” adlı filmlerdi.
Başvuru yapan dokuz filmi değerlendirmek için Türk Filmleri Arşivi Başkanı Sami
Şekeroğlu, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Öğretim Üyesi Tamer Başoğlu, Ressam
Ersu Pekin ve Adana Belediye temsilcisi, gazete yazarı Odhan Baykara’dan oluşan
ön eleme jürisi Filmarşiv salonlarında filmleri izlemiş ve dokuz filminde
yarışmasına oy birliği ile karar vermiştir.
Film Şenliğinin Jürisi;
Ünlü Türk romancısı ve senaryo yazarı Kemal Tahir’in başkanlığında toplanan film
prodüktörü Nusret İkbal, rejisör Orhon M. Arıburnu, sinema oyuncusu Sema Özcan,
eleştirmen Turhan Gürkan, Akademi öğretim üyesi estetikçi Neşet Günal, İçişleri
Bakanlığı temsilcisi Alim Şerif Onaran, Türk Film Arşivi temsilcisi Bülent
Erkmen ve Adana Belediyesi temsilcileri Kasım Ener, Yalçın Remzi Yüreğir, Zeki
Yüzüak’tan oluşan büyük jüri, filmleri Adana’da seyredip, şenliğin
yönetmenliğine bağlı kalarak yılın en başarılı filmlerini ve sanatçılarını
belirlemiştir.
En Başarılı Film; Kuyu ve Büyük Ödül 15.000 Lira
İlk kez gerçekleştirilen bir sinema şenliğinde 8 oy ile en iyi film seçilen
Metin Erksan’ın Kuyu filmi 15.000 lira ve Altın Koza heykelciği kazandı. 6 oy
ile ikinci film seçilen Orhan Elmas’ın yönettiği Ezo Gelin filmi 10.000 lira ve
Altın Koza heykelciği aldı. Yönetmenliğini Yılmaz Güney’in yaptığı Seyyit Han
filmi ise 8 oy ile en iyi üçüncü film seçilerek 5.000 lira ve Altın Koza
heykelciği almaya hak kazandı. Diğer ödüller şöyle sıralandı;
En Başarılı Rejisör (Yönetmen): Metin Erksan (Kuyu filmi ile)
En Başarılı Kadın Oyuncu: Fatma Girik (Ezo Gelin filmi ile)
En Başarılı Erkek Oyuncu: Yılmaz Güney (Seyyit Han filmi ile)
En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncu: Aliye Rona (Kuyu / Kader Böyle İstedi
filmleri ile)
En Başarılı Yardımcı Erkek Oyuncu: Hayati Hamzaoğlu (Kuyu filmi ile)
En Başarılı Görüntü Yönetmeni: Gani Turanlı (Seyyit Han filmi ile)
En Başarılı Senaryo: Safa Önal (Menekşe Gözler filmi ile)
En Başarılı Film Müziği: Nedim Otyam (Seyyit Han filmi ile)
En Başarılı Stüdyo: Lale Film (Kuyu filmi ile)
Festivalin ödül töreninde Kuyu filminin oyuncularından Nil Göncü’nün de ödül
aldığını görürüz. Bu olayı Necip Sarıcı’ya sorduğumda Fatma Girik gibi bir
starın karşısında ilk filmi ile yarışan Nil’in hiç şansı yoktu diyor. Ödül
alamayacağını öğrendiklerinde festivali organize edenler arasında yer alan Ahmet
Sapmaz’a Nil Göncü’ye Güney Sanayi Özel Ödülü verilmesini teklif eder.
Böylelikle Nil Göncü’de festivalde ödül alanlar arasında yerini almış olur.
Siz Hiç Fatma Girik’in Ödülünü Ağlayarak Aldığını Gördünüz mü?
O yıllarda yarışmaların azlığı ve Hülya Koçyiğit gibi starları geride bırakmış
olmanın mutluluğu ile Fatma Girik’in ödül heykelciğini kaldırırken ki heyecanını
kelimelerle tarif edemem sanırım. Gözlerinden akan yaşlar eşliğinde ödülünü
kaldırdığı fotoğrafları gördüğünüz zaman sizlerin de benimle aynı fikirde
olacağınız düşüncesindeyim.
Adanalı Tayfur da Adana’daydı
Adanalı Tayfur tiplemesi ile üne kavuşan Öztürk Serengil, Adanalıların onu
unutmayıp festivale davet etmelerinden dolayı çok memnundur. O günlerde
gazetecilere “davet edildiğim ilk film festivali” diye demeçler verir.
Festivalde üç gün boyunca yaptığı gösterilerle Adanalıların beğenisini tekrar
kazanmıştır.
Festival Zamanı Yılmaz Güney Muş’ta
Yılmaz Güney günler öncesinden kendisine gönderilen davet mektubuna karşılık şu
cümleler ile festival komitesine; “Üzgünüm, çaresizim. Elim kolum bağlı. Orada,
aranızda olmayı ne çok isterdim. Davetiyenizi o kadar çok okudum, o kadar çok
baktım ki… Ve hep başımın ucunda (…) diye geri dönüş yapmıştır.
Bu satırların devamında kendisinin vatani görevini tamamlamak üzere o sıralarda
Muş’ta bulunduğunu ve bu nedenle festivale katılamadığını anlıyoruz. Ödül
törenine ait videoyu izlediğim zaman ödülünü onun yerine can dostu ve aynı
zamanda menajeri olan Abdurrahman Keskiner’in aldığını görüyorum. Arif Keskiner,
Umut filminde Yılmaz Güney'in yapımcı olarak kendi adını yazmak istemediği için
çok güvendiği dostu ve iş asistanı olan Abdurrahman Keskiner'in adını yapımcı
olarak kullandığını söylemektedir.
Bilmediklerimiz Daha Önce Duymadıklarımız
Festivalin yapılacağının duyurusu ilan edildikten kısa bir süre sonra her
dönemde olduğu gibi o dönemde bazı söylentiler ortaya atılır. Bu söylentilerden
biri altı yıldır yapılan Altın Portakal Film Festivali gibi başarılı
olamayacağı, bir diğeri de üç ay gibi kısa bir sürede Adana’nın böyle bir
organizasyonu başaramayacağı düşüncesidir. Bunlara ek olarak İstanbul’daki
prodüktörlerin de festivali tam olarak desteklememesi bir hayli can sıkıyordu.
Prodüktörlerin bu tutumuna kızan isimlerden biri de Yılmaz Güney’di. Asker’den
yazdığı mektubunda “İstanbul’da prodüktörler… Onlar ki, şu memleketin
alınyazısını çizenlerle ortaktır… Daima, kendi yazdıkları oyunu, kendileri
oynarlar. Oyunun sonunu bilirler. Bu festivale katılmamalarının tek sebebi,
sahnenin, çok namuslu seyirciler karşısında kurulmuş olmasıdır. Onlar için tek
çare, kaçmak, oyunlarını, kendi oyuncaklarıyla istedikleri yerde rahatça
sürdürmektir.
Ve bu, şaşmaz bir gerçektir ki, bütün kötü çocuklar, günün birinde,
oyuncaklarıyla yalnız kalırlar. Onları bu yalnızlığa mahkum etmek bir borçtur.”
diye kızdığına şahit olmaktayız.
Sanırım festivalin en zor durumda kaldığı an ise Yeşilçam’ın renkli
prodüktörlerinden Ümit Utku’nun bir gazeteye verdiği demeçte “henüz başlamamış
festival için birinci film belli” açıklaması olmuştur.
Arkasından, festivalin başladığı gün olan 15 Mayıs 1969 yılında saat 10.00’da
muhteşem bir merasimle sonuçların jüri tarafından açıklanması ve “Kuyu” filminin
birinci seçildiğinin duyurulması prodüktörleri sevindirse de prodüktörler
istediklerini elde edememişlerdir.
O dönemin görsel kayıtlarını incelediğimizde Adana’nın misafirperverliğinin
gelen sanatçıları hayli memnun ettiğini görüyoruz. O dönemde bile bir konuğun,
kent içinde gezebileceği bir yere gitmek istediği zaman otelin resepsiyonunu
araması yeterliymiş. Düzenlenen gece etkinliklerinde çekilen fotoğraflara
baktığımız zaman sanatçılarımızın çok da mutlu olduklarını görmekteyiz.
Festival başlamadan bazı dedikoduların ortaya atılması ve jürinin bir hata
yaparak yönetmeliğe göre hareket etmemesi festival komitesini zora soksa da film
şenliğinin ilk yıl için gayet başarılı sonuçlandığını söyleyebiliriz.
İkinci Altın Koza Film Şenliği’nde Yılmaz Güney’in festivale nasıl damga
vurduğunu ve diğer ayrıntıları sizlerle paylaşacağım…
Kaynakça;
Necip Sarıcı, Lale Film Stüdyosu
Burçak Evren 2014, Gayri Resmi Türk Sinema Tarihi, Altın Koza Yayınları
Yeni Adana Gazetesi, 16-19 Mayıs 1969 tarihleri arasında yayınlanan sayıları
Ses Dergisi, 24 Mayıs 1696 sayısı
Ses Dergisi, 31 Mayıs 1969 sayısı
02 Şubat 2016
altinsehiradana.com
Sevgi Korteji, Abidin Paşa caddesinden Küçük saate doğru ilerliyor. Arabada,
Yılmaz Güney, Aliye Rona, Fatma Karanfil ve Yılmaz Duru bulunuyor.