60. Antalya Altın Portakal Film Festivali, belgesel yarışmasında yer alan ‘Kanun
Hükmü’
belgeselini programa geri aldığını duyurduktan sonra, aynı gün ikinci bir
açıklama ile programdan tekrar çıkardığını ilan etti. Jüri üyeleri ve festivalde
filmleri olan yönetmenler başta olmak üzere sinema sektörünün tüm bileşenlerinin
gösterdiği ortak kararlılığa rağmen alınan bu karar kabul edilemez.
Festivalin ana destekçilerinden olan Kültür ve Turizm Bakanlığı ve diğer sponsor
kurumların festivalden desteğini çekmesi ile başlayan ve meslektaşımız ile
filmini hedef gösteren açıklamalardan endişe duyuyoruz.
Sinema eserinin sahibi ya da filmin karakterleri üzerinden bu şekilde suçlu
algısı yaratılamaz, yönetmen filmi üzerinden hedef haline getirilemez. Yanı
sıra, festival direktörü adına bir soruşturma açılması, direktörün kendi ve
ekibi adına can güvenliğinden endişe ettiğini duyurması da kaygılarımızı
arttırıyor.
Hiç kuşku yok ki, Festivalin seçilmiş bir filmi bu şekilde programdan çıkarması
açık bir sansürdür. Verilen desteklerin ekonomik baskı aracı olarak
kullanılması; yönetmen ve filmi kriminalize edilerek üzerlerinde bir tehdit
algısı yaratılması da sansürdür.
Bizler filmlerimizi, bizim olan festivallerde özgürce göstermek istiyoruz. İfade
özgürlüğü başta olmak üzere anayasal haklarımızı bir kere daha hatırlatıyor ve
meslektaşımızın yanında olduğumuzu hep birlikte haykırıyoruz.
Meslek onurumuzu ve sinemayı savunmak için sansürün karşısındayız.
BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ
29 Eylül 2023
İlâhi bakanlık, ilâhi festival yönetmeni!
Askeriyenin tek tip’inden güya sivil faşizan-bağnaz tek tip’e geçiş her alanda
her şeyi daha seviyesizleştirdi, daralttı, ömrümüzden yiyor, kültürümüzden
yiyor. Belki diyeceksiniz ki: Ne kültürümüz vardı da!.. Var işte. Turizm ile
ikisinin bakanlığı bile var.
Meslek birliğimizin, Belgesel Sinemacılar Birliği’nin üyesi Nejla Demirci’nin
Kanun Hükmü filminin başına geleni, bunun üzerine sinemacılar âleminde oluşan
dayanışmayı, itirazı, tepkileri -elbette yavşaklıkları, umursamazlıkları,
kendini her şeyin merkezine koymaları da- günlerdir izliyorsunuzdur. Film
Antalya Altın Portakal Festivali’nin altmışıncısına alınmışken yukarıdan
baskıyla festivalden çıkartıldı. Sebebi, KHK’lı iki kişinin mağduriyetini
anlatıyor oluşu.
İktidarın bir tasarrufundan ötürü mağdur olmuş iki insandan söz eden bir
belgesel film, belgesel filmlere kategorik olarak yer veren festivalden neye
dayanılarak çıkarılabilir? Sinemasal veya teknik kalitesizliğinden, ele aldığı
konuyu işlemedeki yetersizliğinden olsa, baştan alınmazdı. Alındığına göre,
festivalde gösterilmeye yeterli kalitede bulunmuş. Kesin.
Peki, festival yönetiminin bu filmi alındığı festivalden atmaktan özel çıkarı
var mı? Yok. Aksine. Sinema dünyasının sesi çıkan bir kısmından tepki
göreceklerini bilirler. Demek ki, birileri festivale bu filmin çıkarılması için
baskı yaptı. Festival yönetimi de, “böyle bir şey yapamayız, kendimizi inkâr
etmiş oluruz” falan demedi, emri yerine getirdi.
Çok da alıştığımız şey değil ama bu olayda hassasiyet kabardı ve sinema âleminin
birçok kuruluşu, yönetmenler, oyuncular, festivalin jüri üyeleri topluca tepki
gösterdiler. Hassasiyet dayanışmaya hayat verdi.
Nihayet bugün (28 Eyül 2023), festival yönetmeni filmin yeniden programa
alındığını duyurdu. Fakat nasıl? Buna geleceğim. Önce esas kötü karakteri ele
alalım.
Kanun Hükmü’nün festivale geri dönüşüyle aynı anda, aslî işi bu tür festivalleri
desteklemek, mümkün kılmak, yenilerini oluşturmak, geliştirmek olması gereken
Kültür ve Turizm Bakanlığı -ki, “kültür niye turizmin yanında sığıntıdır?”
sorusunu canlı tutmak için var gibidir-, sadece bir filmin festivalden
atılmasıyla tatmin olmayacağını, bu arzusu yerine getirilmeyince festivali de
baltalayacağını ilan etti. Kendisi desteğini çekmekle kalmadı, bazı sponsorları
da belli ki çekilmeye zorladı. Veya sponsorlar, rejimin karakteri icabı, “bizim
de başımıza iş gelir” korkusuyla alelacele tası tarağı toplamaya girişti. Yani
bakanlık festivali düpedüz tahrip etmeye harekete geçti. (Bu iş “bana yar
olmuyorsa size de etmem” yollu iktidar politikasının sinema festivalleri alanına
da yayılmasının ilk büyük adımı da olabilir, henüz bilemiyoruz.)
En ufak utanma sıkılma kırıntısı barındırmayan açıklamasında bakanlık, sadece
“kafamı bozdunuz, ne haliniz varsa görün!” postası atmakla kalmadı. Son derece
tehlikeli ve tahrikkâr ifadeyle, filmi ve yönetmenini iktidar destekçisi geniş
kitleye hedef gösterdi. Üstelik bütünüyle iftiradan ibaret suçlamayla,
insanların hassas yerlerini kaşıyarak.
Bakanlığın resmî açıklamasında şu satırlar kendilerine yer bulabildi: “Böylesi
önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden
FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.”
Kültür bakanlığının bu satırları kaleme alan ve onaylayan mensupları nasıl bir
“terör örgütü propagandası”ndan söz etmekteler? Filmin -çıkar ilişkileri
bittikten sonra muktedirlerin FETÖ diye isim taktıkları- Fethullahçıların
propagandasını yapma gibi bir amacı var mı? Elbette yok. Olduğunu düşünmek de
pek aptalca, zira filmi yapanların bu teşkilata yakınlık duymaları için en ufak
sebep yok. Peki bakanlıktakiler bunu bilmiyorlar mı? Uğraşacakları insan ve film
hakkında hiç mi fikirleri yok? KHK der demez “Hah, işte FETÖ’cü!” diye ayağa
fırlayan kimse, FETÖ’cü temizliyoruz ayağına yüzlerce solcu insanın işlerinden
atıldığını, mesleklerini kaybettiklerini falan bilmez mi?
Aksini kim iddia edebilir: O bakanlıkta o lafları yumurtlayan ve onaylayan her
kimlerse hepsi Kanun Hükmü filminin “FETÖ propagandası”yla falan alâkasının
olmayacağını bilir. Burada rahatsızlık yaratan, “FETÖ” temizliği ayağına muazzam
bir insan kitlesini mağdur eden iktidar pratiğinin mevzu edilmesi. Ve mazallah,
mağduriyet kurcalandıkça, bu “FETÖ” dedikleri melanete dair riyakârlığın yaygın
şekilde idrak edilmesi tehlikesi.
Hattâ bunlar bile fazla ince ya da derin kaçıyor. Şu an için bildikleri en “iş
görür” karalama motifi bu. Zaten toplam üç motifleri var, en pratiği bu. Kim
çıkarlarına dokunursa sıfat takıp saldırmaya hazır kitlenin önüne atmaya
çalışıyorlar.
Birilerini saldırtmak için de motif hazır, bakanlık kalem ve mühür erbâbı da
ellerini attıklarında ilk ulaştıkları bu silahı çekinmeden kullanmış:
“Bakanlığımız, aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin
itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının
bir parçası olmayacaktır.”
Bu yalnız siyasî baskı, yönetenin keyfî tutumu, sorumsuzluk, yasakçılık,
tahakküm tutkusu vs. diye nitelenip geçilemeyecek, tehlikeli bir iş.
İktidara özgü kurnazlığın hizmetlilerince de kavranıp başarıyla uygulandığını da
görüyoruz bu örnekte. Söz öyle bir yerden kuruluyor ki, hani, kazara iktidara
yakın olduğu halde şu KHK işindeki ağır haksızlıktan, hukuksuzluktan rahatsızlık
duyan olursa, çıt çıkardığı anda destanı itibarsızlaştırmakla suçlanıp
dışlanacağı bildiriliyor kendisine. Muhtemel utangaç muhalife bile hayat hakkı
bırakmamacasına.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bir an önce Turizm Bakanlığı’na dönüştürülmesi ve
iktidarın “madem kültürde iktidar kuramıyorum, o halde hiç olmasın” diyerek
toplumu -zaten pek de meraklı olmadığı- her türlü kültür faaliyetinden men
etmesi önerisiyle bu kısmı tamamlayayım.
Ve festival yöneticisinin derinlikli metnine geçeyim. Ahmet Boyacıoğlu’nun
açıklamasını okuyanlar ifademi isabetsiz bulmuşlardır. Çünkü metin şundan
ibaret: “22.09.2023 tarihinde yapılan duyuru ile 60. Antalya Altın Portakal Film
Festivali Ulusal Belgesel Film Yarışması seçkisinden çıkarılan ‘Kanun Hükmü’
adlı filmle ilgili herhangi bir yargı sürecinin bulunmadığı tarafımızca
belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir. /
Ahmet Boyacıoğlu - Festival Yönetmeni.” Neresi mi derinlikli? Burada kahramanın
yaşamöyküsündeki trajik eşik anlatılıyor. “Ben” formunda aslında. “Tarafımızca
belgelendiği” ibaresindeki polisiye-aksiyon ve aynı zamanda araştırmacı
belgeselcilik özelliğine de dikkat.
Yahu hangi yargı süreci? Ne yargısı? Şu anda bu memlekette normal yargı mı var?
Bu bir. İkincisi: Film için “çıkartın şunu!” diye buyurulduğunda “peki abi”
derken bakmadınız mı, hakkında “yargı süreci” var mıymış diye? Çıkarma kararını
alırken, “madem yargı süreci varmış…” diye mi aldınız da sonradan “aa, yokmuş!”
diyor ve geri alıyorsunuz?
Bu açıklamayı hizmet olsun diye tam tercüme ederdim, ama, sınırı aşmış baskı
koşuları insanlara abuk sabuk şeyler yaptırabiliyor, bu yüzden iskonto
mahiyetinde festival yöneticisini bundan esirgiyorum. Fakat buradaki kıvranmanın
ve filmi festivalden atma kararı vermiş olmanın herhangi bir şekilde
meşrulaştırılabileceğini sanmamalı kimse. Çok mu zordur, çıkıp, “Yahu ne FETÖ’sü,
ne bilmemnesi! Ne alâkası var?” demek? “Neden KHK’lılarla ilgili herhangi bir
belgesel yapılamasın?” demek imkânsız mı? (Film festivalinin ne olduğuna, siyasî
iktidarın buna müdahalesinin kabul edilemezliğine falan hiç gelmeden konuşuyoruz
bunları. Kimseden ekstra kahramanlık beklemiyoruz. Ortamın hepimiz farkındayız
ya o bakımdan…)
Tabiî bütün bu olayın içinde, festival üzerinde söz sahibi olabildiğini
bildiğimiz CHP’li belediyenin nasıl bir rol oynadığını öğrenmiş değiliz. Acaba
“Anayasaya aykırı ama evet” tutumunu mu tekrarladılar yoksa festivalin onurunu
savunmak için bakanlıkla, açıktan yapılmaması daha doğru olacak tartışmalar mı
yürüttüler? Şimdi durduk yerde gürültü patırtı çıkaracak bir filmin, kabahat de
bakanlığın üstünde kalacak şekilde ortalıktan çekilmesi işlerine mi geldi yoksa
belediye direnmeye hazırdı da CHP genel merkezi mi “durun, Ümit Özdağ’a da bi
danışalım” mı dedi de onları durdurdu yoksa tam tersi mi oldu..? Bir de CHP’yi
renksizlikle, heyecansızlıkla suçlarlar; oysa bu parti söz konusu olunca
hayatımız bütün bu ihtimallere açık, rengârenk hale geliyor… Umarım bu yazı
yayınlandığında, belediye ve CHP, “sponsorlar çekilse de biz bu işin altından
kalkacağız” falan gibi haysiyetli bir tavır takınmış olurlar.
Henüz tahammül kültürüne bile geçememişken çeşitliliğin zenginlik olduğunun
kabul edilmesini beklemek şüphesiz “Boğaz’a karşı viski” mertebesinde lüks
kaçıyor. Askeriyenin tek tip’inden güya sivil faşizan-bağnaz tek tip’e geçiş her
alanda her şeyi daha seviyesizleştirdi, daralttı, ömrümüzden yiyor,
kültürümüzden yiyor.
Belki diyeceksiniz ki: Ne kültürümüz vardı da!.. Var işte. Turizm ile ikisinin
bakanlığı bile var.
Ümit Kıvanç
yazar@gazeteduvar.com.tr
29 Eylül Cuma 2023
Yönetmen ve yapımcılar Altın Portakal’dan çekildi
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde filmleri yer alan yönetmen ve
yapımcılar ortak bir açıklama yayımlayarak, Kanun Hükmü belgeseli yarışmadaki
yerini alana dek festivale katılmayacaklarını duyurdu.
Yönetmen Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini
anlatan "Kanun Hükmü" belgeseli, belgeselde yer alan kişilerden birinin yargı
sürecinin devam ettiği iddiasıyla 22 Eylül’de 60. Antalya Altın Portakal Film
Festivali'nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.
2014'teki 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel dalında seçim
yapan ön jüri, Gezi Direnişi'yle ilgili "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı
filmi festival yönetiminin listeden çıkardığını duyurmuş, bunun üzerine 11 jüri
üyesi istifa etmişti.
Söz konusu sansüre dair bugün yönetmen ve yapımcılar ortak bir metne imza
atarak, belgesel, yarışmadaki yerini alana dek festivalde yer almayacaklarını
duyurdu.
Kabul edilemez
Açıklama metni ve imzacılar şöyle:
“60. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması,
Ulusal Belgesel Film Yarışması ve Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması'nda yer alan
filmlerin yönetmenleri ve yapımcıları olarak aşağıda imzası bulunan bizler,
‘Kanun Hükmü’ filminin yarışma programından çıkarılmasını, sanatsal ifade
özgürlüğüne açık bir tehdit olarak görüyoruz.
“Özü itibariyle topluma ait olan festivallerin sansüre boyun eğmesinin kabul
edilemez olduğunu düşünüyoruz. Kanun Hükmü filmi, Ulusal Belgesel
Yarışması'ndaki yerini alana dek, filmlerimizle festivalde yer almayacağımızı
kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Ulusal Uzun Metraj Yarışma Filmleri
8 X 8 (Yön. Kıvanç Sezer, Yap. Emin Akpınar)
Aniden (Yön. Melisa Önel, Yap. Alara Hamamcıoğlu)
Beraber (Yön. Mete Gümürhan, Yap. Nadir Öperli)
Bildiğin Gibi Değil (Yön. Vuslat Saraçoğlu)
Son Hasat (Yön. Cemil Ağacıkoğlu, Yap. Sezgi Üstün)
Tereddüt Çizgisi (Yön. Selman Nacar, Yap. Burak Çevik, Diloy Gölün)
Yurt (Yön. Nehir Tuna, Yap. Tanay Abbasoğlu, Dorothe Beinemeier, Thierry
Lenouvel)
Ulusal Belgesel Yarışma Filmleri
Anlatsam Film Olur (Yön. Serdal Doğan)
Benim Adım Mutlu (Yön. Ayşe Toprak, Yap. Nick Read)
Ege Güneşi (Yön. Ömer Gümüşer, Yap. Cenker Ekemen)
Felsefe (Yön. Münir Alper Doğan, Yap. Birsen Karacan)
Mavi Kimlik (Yön. Burcu Melekoğlu, Vuslat Karan Yap. Dilek Aydın, Efe Durmaz)
Sen Kimsin? (Yön. Cenk Kaptan)
Ulusal Kısa Metraj Yarışma Filmleri
Aç Karnına Çıkmayalım (Yön. Yiğit Hepsev, Yap. Büke Akşehirli, Aslıhan Altuğ)
Ben Süpermarket Değilim (Yön. Ekrem Ayhan Çakay)
Dank (Yön. Tuvana Simin Günay, Yap. Ecem Gündoğan)
En Uzun Gece (Yön. Can Merdan Doğan, Yap. Erkan Taşkıran)
Her Gün Biraz Daha Kolay (Yön. Çağıl Bocut)
Kaç Gün Sürecek / Ewâ Çend Roj Be (Yön. Abdullah Çeper, Yap. Mustafa Köksalan)
Küçük Buluntular (Yön. Sevgi Ortaç)
Kruvasan (Yön. Aziz Alaca, Yap. Zöhre Koçkan Çelik)
Nasıl Kaybolunur (Yön. Tilbe Cana İnan, Yap. Onur Sefer)
Nehir / Rubor (Yön. Doğan Belge, Yap. Serap Akay Onun Kalesinde (Yön. Yasemin
Demirci)
Sonunda (Yön. Resmiye Emir)
Tarihte Yaşanmamıs Olaylar / Serpâhatiyân Neqewimi (Yön. Ramazan Kılıç, Yap.
Ekin Koç)
Zarafet ve Şiddet Arasında (Yön. Şirin Bahar Demirel)
bianet.org
27 Eylül 2023
Adana Altın Koza Film Festivalinin dün akşam düzenlenen ödül ve kapanış
töreninde tüm jüri üyeleri ve pek çok sinemacı Nejla Demirci'nin Kanun Hükmü
belgeselinin Antalya'da sansürlemesini protesto etti.
23 Eylül 2023
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ülkemizin en köklü film
festivalinde Nejla Demirci'nin "Kanun Hükmü" belgeselinin ani bir kararla
yarışma programından çıkarılmasını şaşkınlık ve üzüntüyle izledik. Film
Yönetmenleri Derneği olarak 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ndeki
"Kanun Hükmü" filminin Belgesel Yarışma seçkisine geri alınmadığı sürece bu
festivalin hiçbir yerinde olmayacağımızı belirtiyor ve kamuoyuna duyuruyoruz.
Film Yönetmenleri Derneği
23 Eylül 2023
"Film karakterlerinden birisinin yargılaması sürüyor" gibi felaket bir bahaneyle
filmi festivalden çıkarmak, Gezi Direnişi, 10 Ekim, Madımak ve Roboski
katliamları ile ilgili belgesel yapmayın demektir. Bu gerekçeyi uyduran CHP'li
bir belediye ve sözüm ona "sanat özgürlüğüne saygılı "ilerici muhalif" festival
sinemacıları, başkanları Ahmet Boyacıoğlu.
karahabervideoeylem
23 Eylül 2023
Neden Korktunuz ve Hangi Hakla Yasakladınız?
Korkularımızla yüzleşmeliyiz.
Antalya Altın Portakal Film Festivali, yine ve yeniden bir belgesel filme sansür
uyguladı. Üyemiz Necla Demirci’nin “Kanun Hükmü” filmini, gerekçesi bile gerçek
olmayan bir bahane ile festival dışı bırakarak filmin izleyicileriyle
buluşmasını yasaklayacağını açıkladı.
Sorumuzu sormalıyız: Neden korktunuz ve hangi hakla yasakladınız?
Sorunun cevabını yasaklayanlar verecek.
‘Belgesel Sinema’nın durduğu yer belli. Kültür tarihinden adalet arayışına kadar
topluma bir hafıza kazandırmaya çalışıyor. Olgulardaki hakikati ararken, sancılı
olsa da yüzleşmeye cesaret ediyor. Aksinin toplumsal hafızayı hep yanılttığını
biliyor. Böyle davranmayı kamusal yarar olarak görüyor.
Sanatın kendini ifade etme özgürlüğünü içimize sindirmeye ihtiyacımız var.
Sansür ve yasağı kabul etmiyoruz. Bu yanlıştan dönün.
Bir çağrımız da jüri üyeleri ve festivalde filmleri olan sinemacı
arkadaşlarımıza.
Bir sorun yokmuş gibi davranmayın. Sansür ve yasağı meşrulaştırmayın.
Belgesel Sinemacılar Birliği
23 Eylül 2023
Altın Portakal jüri üyeleri: Görevimizi, 'Kanun Hükmü' seçkiye geri alınırsa
yapacağız
Jüride yer alan Demet Akbağ, Zeynep Dadak, Ayşegül Aldinç, Özcan Alper, Onur
Saylak, Mehmet Günsür gibi isimler bir açıklama yayınladı.
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali jüri üyeleri, Nejla Demirci'nin ihraç
edilen iki kamu çalışanının mücadelesini anlatan "Kanun Hükmü" belgeselinin
Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırılmasının ardından bir açıklama
yayınladı.
Açıklamada, filmin seçkiye geri alınması halinde görevlerini yerine
getirecekleri belirtiliyor.
Demet Akbağ, Zeynep Dadak, Ayşegül Aldinç, Özcan Alper, Onur Saylak, Mehmet
Günsür, Ali Aga, Sema Kaygusuz, Behiç Ak, Deniz Tortum, Elif Refiğ, Hazar
Ergüçlü, Paolo Bertolin, Ali Ercivan, Hakan Bıçakcı, Anna Maris Aslanoğlu, Ezel
Akay, Engin Palabıyık, Senem Erdine ve Ahmet Gürata 'nın imzasının yer aldığı
açıklama şöyle:
"Meslektaşımızla yan yanayız"
"60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Ulusal Uzun Metraj Film
Yarışması, Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, Edebiyat Uyarlaması Senaryo
Yarışması, Belgesel Film Yarışması seçici kurulu bölümlerinde görevli jüri
üyeleri olarak, ülkemizin en köklü film festivalinde Nejla Demirci'nin 'Kanun
Hükmü' belgeselinin ani bir kararla yarışma programından çıkarılmasını şaşkınlık
ve üzüntüyle karşıladık.
"Filmlerde suç unsuru arayan bu bakışı ve sansür yaptırımının normalleşmesini
kabul etmiyoruz. Yıllardır süren Antalya Altın Portakal Film Festivali geniş bir
mutabakatla topluma aittir. Demokratik ilkelerden, ifade özgürlüğünden ödün
veremez. Bu bağlamda sanatçılar için güvenli bir alan olmaya devam etmesi
yaşamsaldır. Jüri üyeleri olarak bizler de meslektaşlarımızla yan yana durmayı
görev biliyoruz.
"İmzası bulunan jüri üyeleri olarak, 60.Antalya Altın Portakal Film
Festivali'ndeki görevimizi 'Kanun Hükmü' filminin Belgesel Yarışma seçkisine
geri alınmasıyla yerine getirebileceğimizi kamuoyuna duyururuz."
Ne olmuştu?
Yönetmen Nejla Demirci'nin ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini
anlatan "Kanun Hükmü" belgeseli, belgeselde yer alan kişilerden birinin yargı
sürecinin devam ettiği iddiasıyla 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin
Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.
2014'teki 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde belgesel dalında seçim
yapan ön jüri, Gezi Direnişi'yle ilgili "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek" adlı
filmi festival yönetiminin listeden çıkardığını duyurmuş, bunun üzerine 11 jüri
üyesi istifa etmişti.
Konuyla ilgili dün (22 Eylül) açıklama yapan Antalya Altın Portakal Film
Festivali Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, yargı süreci bitene kadar filmin
festivalden çıkarıldığını duyurdu ve ekledi: "Biz; sinemanın bağımsızlığına,
sanatçıların fikirlerini özgürce yansıtabilmesi gerektiğine yürekten
inanıyoruz."
Yönetmen Demirci ise açıklamayı ve yaptırımı "hukuka aykırı" olarak
değerlendirdi.
BİA Haber Merkezi
23 Eylül 2023
Kamuoyuna Duyuru!!!
Bugün Belgesel Sinemaya yapılan darbeye karşı basın açıklamamızdır.
#KanunHükmümdeSansür
Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu görevinden çıkarılan doktor Yasemin ve
öğretmen Engin’in ihraç sonrası gösterdikleri mücadeleyi anlatan KANUN HÜKMÜ /
THE DECREE belgeselimiz ani bir karar ile 60. Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışma Seçkisinden kaldırıldı.
Doktor Yasemin Demirci ve Öğretmen Engin Karataş hakkında kesinleşmiş herhangi
bir yargılama söz konusu değilken festival mazeret olarak belgeselin bir
karakterinin yargı sürecinde olduğunu iddia ediyor.
Belgeselimiz henüz yapım aşamasındayken yapımı yasaklanmış ve bu sebep ile
yargıya başvurmuştuk. Nihayetinde AYM eserimi ifade özgürlüğü, bilim ve sanat
özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdi ve tarafıma tazminat ödenmesine karar
verildi.
Sinema faaliyetini topluma aktarmak için yola çıkmış bir festivalin 60. Yılında
doğru olmayan ve dahi doğru olsa bile kendisini ilgilendirmeyen bir yargı süreci
işten ayrılma işleminin hukuka aykırılığı ile ilgilidir.
Belgeselin konusu ise sivil direniş ve mücadele örneğidir. Mahkeme üzerinde
belgesel filmin hiçbir baskı etkinliği yokken KHK ile öğretmeni işten çıkaran
yönetimin fiili baskısı vardır
Filmin kaldırılma gerekçesi aldatmacadır, mahkemeyi etkileme potansiyeli mevcut
iktidarda fazlasıyla vardır, filmler sadece toplumu bilgilendirme amaçlıdır
Bu yaşanan hukuksuzluk, açık seçik sansürün muhatabı sanat özgürlüğünden
yararlanması gereken Türkiye toplumudur. Hukuk, demokrasi isteyen Türkiye
toplumu mağdur edilmiştir.
Bu yaşanan Belgesel Sinemaya bir darbedir.
Bunun sorumlusu Antalya Altın Portakal Film Festivalidir.
Nejla Demirci
22 Eylül 2023
Antalya Altın Portakal Belgesel ve Kısa Metraj Film Yarışmaları’nda Yarışacak
Filmler Belli Oldu!
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde 7-14 Ekim tarihleri arasında
düzenlenecek 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Film
ve Kısa Metraj Film Yarışması’nda yarışacak yapımlar açıklandı. Doç. Dr. Ahmet
Gürata, Senem Erdine ile Engin Palabıyık’tan oluşan seçici kurul bu yıl Belgesel
Film Yarışması için 8, Kısa Metraj Film Yarışması için 14 filmi seçti.
Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda 8 film yarışacak
Yılın en yeni belgesellerini bir araya getirecek Ulusal Belgesel Film
Yarışması’na gelen 56 başvuru arasından sekiz film seçkiye alındı. Serdal
Doğan’ın yönettiği Anlatsam Film Olur; Nick Read ve Ayşe Toprak’ın birlikte
yönettikleri Benim Adım Mutlu; İpek Kent ve Efe Öztezdoğan’ın birlikte
yönettikleri Eclipse; Ömer Gümüşer’in yönettiği Ege Güneşi; Münir Alper Doğan’ın
yönettiği Felsefe; Nejla Demirci’nin yönettiği Kanun Hükmü; Burcu Melekoğlu ve
Vuslat Karan’ın birlikte yönettikleri Mavi Kimlik ile Cenk Kaptan’ın yönettiği
Sen Kimsin? bu yıl Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Altın Portakal için
yarışacak filmleri oluşturuyor.
Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda 14 film yarışacak
Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda gelen 164 başvuru arasından 14 film
seçkiye alındı. Yiğit Hepsev’in yönettiği Aç Karnına Çıkmayalım; Ekrem Ayhan
Çakay’ın yönettiği Ben Süpermarket Değilim; Tuvana Simin Günay’ın yönettiği
Dank; Can Merdan Doğan’ın yönettiği En Uzun Gece; Çağıl Bocut’un yönettiği Her
Gün Biraz Daha Kolay; Abdullah Çeper’in yönettiği Kaç Gün Sürecek; Aziz
Alaca’nın yönettiği Kruvasan; Sevgi Ortaç’ın yönettiği Küçük Buluntular; Tilbe
Cana İnan’ın yönettiği Nasıl Kaybolunur; Doğan Belge’nin yönettiği Nehir;
Yasemin Demirci’nin yönettiği Onun Kalesinde; Resmiye Emir’in yönettiği Sonunda,
Ramazan Kılıç’ın yönettiği Tarihte Yaşanmamış Olaylar ve Şirin Bahar Demirel’in
yönettiği Zarafet ve Şiddet Arasında festivalin Kısa Metraj Film Yarışması’na
seçilen filmlerini oluşturuyorlar.
Önümüzdeki günlerde açıklanacak ana jürinin değerlendirmesi sonucunda Ulusal
Belgesel Film Yarışması’nda 60 bin TL değerinde En İyi Film Ödülü, 30 bin TL
değerinde Jüri Özel Ödülü; Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması’nda 30 bin TL
değerinde En İyi Film Ödülü ve 20 bin TL değerinde Jüri Özel Ödülü verilecek.
Ödüller 14 Ekim akşamı düzenlenecek Ödül Töreni’nde sahiplerini bulacak.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı 60.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin idari direktörlüğünü Av. Cansel Tuncer,
yönetmenliğini Dr. Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak
Emre, Antalya Film Forum direktörlüğünü ise Armağan Lale ve Pınar Evrenosoğlu
yürütüyor.
ULUSAL BELGESEL FİLM YARIŞMASI
Anlatsam Film Olur / Serdal Doğan
Benim Adım Mutlu / Nick Read, Ayşe Toprak
Eclipse / İpek Kent, Efe Öztezdoğan
Ege Güneşi / Ömer Gümüşer
Felsefe / Münir Alper Doğan
Kanun Hükmü / Nejla Demirci
Mavi Kimlik / Burcu Melekoğlu, Vuslat Karan
Sen Kimsin? / Cenk Kaptan
ULUSAL KISA METRAJ FİLM YARIŞMASI
Aç Karnına Çıkmayalım / Yiğit Hepsev
Ben Süpermarket Değilim / Ekrem Ayhan Çakay
Dank / Tuvana Simin Günay
En Uzun Gece / Can Merdan Doğan
Her Gün Biraz Daha Kolay / Çağıl Bocut
Kaç Gün Sürecek / Abdullah Çeper
Kruvasan / Aziz Alaca
Küçük Buluntular / Sevgi Ortaç
Nasıl Kaybolunur / Tilbe Cana İnan
Nehir / Doğan Belge
Onun Kalesinde / Yasemin Demirci
Sonunda / Resmiye Emir
Tarihte Yaşanmamış Olaylar / Ramazan Kılıç
Zarafet ve Şiddet Arasında / Şirin Bahar Demirel
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma Jürisi
Demet Akbağ / Jüri Başkanı
İstanbul Üniversitesi Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü mezunu Demet Akbağ,
Gönül Ülkü & Gazanfer Özcan Tiyatrosu’nda başladığı profesyonel kariyerine 80’li
yıllarda çeşitli tiyatro topluluklarıyla sahneye çıkarak devam etti. Baldız ile
Bacanak dizisinin ardından Davacı filmiyle sinemaya giriş yaptı. 1993’te Tersine
Dünya’daki performansıyla Antalya Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın
Oyuncu Ödülü’nü aldı. Otogargara (1995-98) oyunu büyük ilgi gördü, aynı yıl
televizyon ekranlarında yayınlanmaya başlanan Bir Demet Tiyatro ve Akbağ'ın
hayat verdiği karakterler altı yıllık yolculuğu boyunca popülerliğini korudu.
Sen Hiç Ateşböceği Gördün mü? (1998), Bana Bir Şeyhler Oluyor (2002) ve Haybeden
Gerçeküstü Aşk (2004) adlı oyunlarda başrolü üstlendi. Vizontele (2001) ile
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülüne layık
görüldü. Vizontele Tuuba (2003), Neredesin Firuze (2004), O... Çocukları (2008)
ve Eyyvah Eyvah (2010) filmlerinde başrol oynadı, İstanbul’un Altınları (2011),
Sevdaluk (2013), Çok Aramızda (2018) gibi dizilerde rol aldı, tek kişilik
gösterisi Bir Demet Muhabbet’le (2016) sahneye çıktı. Kurtuluş Son Durak (2012),
Hükümet Kadın (2013) filmleriyle sinema seyircisiyle buluşmaya devam etti, Altın
Palmiye ödüllü Kış Uykusu’nda (2014) rol aldı. Nadide Hayat (2015), Hedefim
Sensin (2018) ve 9 Kere Leyla (2020) filmlerinde başrol oynadı, 2022 yılında 15
yıllık aranın ardından tiyatro sahnesine dönerek Aydınlıkevler oyunuyla
seyirciyle buluştu.
Ali Aga
Uzun metrajlı filmler başta olmak üzere belgesel, kısa film, dizi, reklam, sanat
videoları kurguluyor, farklı disiplinlerden filmlerin yapımcılığını üstleniyor.
Ali Aga’nın çalıştığı filmler Berlinale, Toronto, Locarno, BFI Londra, Moskova,
Tokyo, Roma, IDFA, MoMA ve Saraybosna Film Festivalleri’nin yarışmalarında
gösterildi ve ödüllendirildi. 2017’de Berlinale Talent Campus’e katıldı. 20.
Adana Altın Koza Film Festivali ve 25. Ankara Film Festivali’nde Gözümün Nûru
(2013), 38. İstanbul Film Festivali ve 20. Adana Altın Koza Film Festivali’nde
Görülmüştür (2019), 35. İstanbul Film Festivali’nde Kalandar Soğuğu (2015), 53.
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Genç Pehlivanlar’la (2016) En İyi
Kurgu ödüllerine, 9. London FilmFest International’da Orman’la (2015) Yabancı
Dilde En İyi Kurgu Ödülü’ne layık görüldü. Cici (2022), Kerr (2021), Daha (2017)
Kuzu (2014) ve Şimdiki Zaman (2012) gibi uzun metrajlı filmler, Uysallar (2022),
Bir Başkadır (2020), Şahsiyet (2018) gibi dizi projeleri, Karganın Aşınan Gagası
(2018), Sulukule Mon Amour (2016), Dondurma (2014) gibi kısa film projeleri,
Genç Pehlivanlar (2016), Bağlar (2016) ve Saroyan Ülkesi (2013) gibi belgesel
filmlerin kurgusunu yaptı. Üniversitelerde, masterclass ve atölye çalışmalarında
eğitim verdi. Ulusal ve uluslararası film festivallerinde jüri üyeliği yaptı.
Kurgucular Dayanışması’nın (KUDA) kurucu üyelerindendir.
Ayşegül Aldinç
İstanbul’da doğdu, Marmara Üniversitesi Seramik Bölümü'nden mezun oldu. Yıldız
Porselen Fabrikası’nda altı yıl desinatör olarak çalıştı. Sanat kariyeri 1981
yılında Eurovision Şarkı Yarışması'nda Modern Folk Üçlüsü’yle birlikte
katıldığı, Ali Kocatepe’nin seslendirdigi "Dönme Dolap" isimli şarkıyla başladı.
1988 yılında ilk albümü Ve Ayşegül Aldinç’le profesyonel müzik hayatına geçiş
yapti. "Karasevda," "Gözlerin Su Yeşili" gibi çok popüler şarkıların yer aldığı
bu albümden sonra 1991 yılında Benden Söylemesi, 1993'te Alev Alev, 1996’da Söze
ne Hacet, 2000 yılında Nefes ve 2016’da Sek’iz albümlerini yayınladı. 1986
yılında yönetmenligini Orhan Aksoy'un yaptigi ve başrolleri Ediz Hun'la
paylaştığı Acımak adlı mini tv dizisinde rol aldı. 1987'de Şerif Gören'in
yönettiği Katırcılar’da Kadir İnanır’la, 1989’da Yavuz Özkan yönetmenliğindeki
Yağmur Kaçakları’nda Tarık Akan’la başrolü paylaştı. Ağrı’ya Dönüş (1994) ve
Deniz Bekliyordu (1998) adlı filmlerden sonra, 1994 yılında, Osman Sınav’ın
yönettiği Gerilla adlı filmle Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Kadın
Oyuncu Ödülü’nü aldı. Kahpe Bizans (1999), Güle Güle (2000) ve Hayal Kurma
Oyunları (2004) gibi filmlerin yanı sıra, Taşların Sırrı (1992), Aziz Ahmet
(1994), Aşk ve Gurur (2002), Son Yaprak (2004) ve Pis Yedili’nin (2011) de
aralarında bulunduğu birçok dizide rol aldı.
Mehmet Günsur
1975 yılında İstanbul’da doğdu. Genç yaşta tv reklamlarıyla oyunculuk kariyerine
başladı. 1989’da TRT’de yayınlanan Geçmiş Bahar Mimozaları adlı dizide oynadı.
İtalyan Lisesi’nden ve Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun
olduktan sonra oyunculuk kariyerine Türkiye ve İtalya’da devam etti. 1998
yılında Sır Dosyası adlı dizide oynadı, Ferzan Özpetek’in ödüllü Hamam (1999)
adlı filmiyle geniş kitleler tarafından tanındı. 2000 yılında Hayal Kurma
Oyunları adlı filmde rol aldı, aynı yıl İtalya’da Bent adlı tiyatro oyununda
başrolde sahneye çıktı. Kariyerine İtalya’da devam eden sanatçı, Il Papa Buono
(2003), Stregeria (2003), Se Chiudi Gli Occhi (2008) gibi İtalyan yapımlarında
oynadı. Türkiye’de O Şimdi Asker (2003), Anlat İstanbul (2005), Aşk Tesadüfleri
Sever (2011) filmlerinde, Pilli Bebek (1999), Kasırga İnsanları (2003), Beyaz
Gelincik (2004), Atiye (2019) dizilerinde rol aldı. ABD yapımı Fall Down Dead
(2007) adlı filmde oynadı. Muhteşem Yüzyıl (2007) dizisinde Şehzade Mustafa’yı
canlandırdı. Unutursam Fısılda (2014), İstanbul Kırmızısı (2017), Martıların
Efendisi (2017) filmlerinde oynadı, çevre meselelerinde farkındalık yaratmayı
amaçlayan Kanaga (2018) adlı bağımsız web dizisini yaptı. La Compagnia del Cigno
(2021) ve Arayış (2023) dizilerinde rol aldı.
Onur Saylak
1977’de Ankara’da doğan yönetmen, oyuncu ve senarist, OTDÜ Fizik bölümünde
başladığı üniversite eğitimini Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde
tamamladı. Bizim Evin Halleri (2000), Hisarbuselik (2006), Kod Adı (2007), Asi
(2008), Vatanım Sensin (2016), Çarpışma (2018) gibi televizyon dizileriyle
ekranda yer alan oyuncu, Getto (2000), Üç Kuruşluk Opera (2001), Bir Yaz Gecesi
Rüyası (2005), Arzu Tramvayı (2017), Evlat (2019) gibi oyunlarla tiyatro
sahnesinde seyirciyle buluştu. Sinemaya 15. Altın Koza Film Festivali’nde En İyi
Film Ödülü’nü alan Sonbahar (2008) filmiyle adım atan Saylak, Güz Sancısı
(2009), Denizden Gelen (2009), Mavi Dalga (2013), Rüzgârın Hatıraları (2015),
filmlerinde sergilediği performanslarla sinema seyircisinin büyük beğenisini
kazandı. Yönetmenliğini yaptığı ilk uzun filmi Daha (2017) ile dünya çapında
ödüller kazandı ve geniş kitlelere ulaştı, 2022’de mini dizi Uysallar’ı yönetti,
2023’te Boğa Boğa adlı filmin yönetmenliğini üstlendi. 2015 yılında kurduğu
b.i.t. Arts adlı yapım şirketiyle film sektörüne de giriş yapan Saylak, 2018
yılında yönetmen koltuğuna oturduğu Şahsiyet dizisiyle büyük beğeni topladı.
Oyunculuk ve yönetmenlik kariyerine devam etmektedir.
Özcan Alper
1975’te Artvin’de doğdu. İlk filmi Sonbahar (2008) dünya çapında altmıştan fazla
film festivaline davet edildi ve Adana Altın Koza Film Festivali’nde EN İyi Film
ve Jüri Özel Ödülü de dahil olmak üzere ödüller aldı, Avrupa Film Akademisi
tarafından Yılın Avrupa Keşif Ödülü’ne aday gösterildi. İkinci filmi Gelecek
Uzun Sürer’in (2011) ilk gösterimi 36. Uluslararası Toronto Film Festivali’nde
yapıldı. Üçüncü filmi Rüzgârın Hatıraları (2015), Cannes Film Festivali
Cinéfondation L'Atelier programına seçildi, Rotterdam Film Festivali Hubert Bals
Fonu ve Busan Film Festivali Asian Film Market tarafından desteklendi. 2020
yılında çektiği Karanlık Gece adlı filmi 59. Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nde En İyi Film ve En İyi Senaryo ödüllerine layık görüldü. 2021
yılında Kemal Varol’un Âşıklar Bayramı adlı romanını filme uyarladı, filmin
başrolünde Kıvanç Tatlıtuğ oynadı. Film Netflix orijinal etiketiyle 2022 yılının
Eylül ayında gösterime girdi. Özcan Alper’in filmleri dünya çapında yüzden fazla
festivalde gösterildi ve elliden fazla ödül aldı. Alper, Kemal Varol’un Haw adlı
romanından uyarlayacağı uzun metraj animasyon film projesi üzerine
çalışmaktadır.
Sema Kaygusuz
1972 Samsun doğumlu öykü, roman, deneme, oyun ve senaryo yazarı Sema Kaygusuz’un
ilk öyküleri Kitap-lık, Adam Öykü, Varlık dergilerinde yayımlandı. İlk yazı
dosyasıyla Varlık Dergisi Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülü’nü (1995) kazandı.
Ortadan Yarısından (1997), Sandık Lekesi (2000), Doyma Noktası (2002), Esir
Sözler Kuyusu (2004) adlı öykü kitapları yayımlanan yazar, Sandık Lekesi adlı
kitabıyla 2000 yılında Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nü aldı. 2006 yılında
yayımlanan ilk romanı Yere Düşen Dualar eleştirmenler ve okurların takdirini
kazandı, çevrildiği dillerde de yazarına çeşitli ödüller getirdi. 2016 yılında
Barbarın Kahkahası adlı romanıyla 71. Yunus Nadi Ödülleri'nde roman dalında
birinciliğe layık görüldü. Atlas dergisinde coğrafya yazıları da yazan Kaygusuz,
"yaratıcı okuma" üzerine atölye çalışmaları düzenledi. Ulusal ve uluslararası
alanda birçok ödül aldı, DAAD Programı konuğu olarak 2010 yılını Berlin’de
geçirdi, davet edildiği başka edebiyat programları aracılığıyla Viyana, Paris,
Londra gibi metropollerde yaşadı. Eserleri birçok dile çevrilen yazar, Bergen ve
Altın İstiridye Ödülü alan Pandora’nın Kutusu adlı sinema filmlerinin
yazarlarındandır. İngilizceye çevrilen kitapları Yüzünde Bir Yer ve Esir Sözler
Kuyusu ödüller almıştır.
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma SİYAD Jürisi
Ali Ercivan
1976 İstanbul doğumlu. Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-Tv Bölümü’nü bitirdi.
Ardından Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde Yüksek Lisans
eğitimini tamamladı. Lütfi Ö. Akad ve Memduh Ün danışmanlığında gerçekleştirdiği
öğrenci filmlerinin ardından, en son 2022 yılında kısa metrajlı projesi Lekesiz
ile ulusal ve uluslararası festival programlarında yer aldı. 2008’den bu yana
televizyon ve sinema alanlarında senaristtir. 2004’ten beri de farklı yayın
kuruluşlarında sinema yazarı olarak çalışmaktadır. SİYAD üyesidir.
Fatih Özgüven
1957 İstanbul doğumlu gazeteci, yazar, çevirmen, sinema ve edebiyat yazarı
Özgüven, Avusturya Lisesi ve İÜEF İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunudur.
Çevirileri, sinema ve edebiyat yazıları birçok dergide yayınlandı. İletişim
Yayınları'nda editörlük yaptı. Boğaziçi Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi'nde
sinema ve edebiyat dersleri verdi. Nabokov, Mann, Borges, Kundera, Woolf,
Isherwood, Auster gibi yazarları çevirdi. Esrarengiz Bay Kartaloğlu (1990) adlı
bir romanı, Yerüstünden Notlar (2001) adlı bir deneme kitabı, Bir Şey Oldu
(2006), Hiç Niyetim Yoktu (2007) ve Hep Yazmak İsteyenlerin Hikâyeleri (2010)
adlı üç öykü kitabı var. PEN Yazarlar Derneği ve SİYAD üyesidir.
Yeşim Tabak
Kültür-sanat gazeteciliğine 1999’da başladı, farklı mecralarda (günlük gazete,
dergi, tv) film eleştirmenliği yaptı, muhabir ve editör olarak görev aldı. Sanat
etkinlikleri düzenledi, radyo için müzik programı hazırlayıp sundu, sinemadan
esinlenen iki sahne performansı yazıp yönetti, kamera arkası belgeselleri ve
kısa videolar çekip kurguladı. Haziran 2019-Şubat 2022 tarihleri arasında
Altyazı Sinema Dergisi'nde editörlük yaptı. SİYAD ve FIPRESCI üyesidir.
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışma FİLM-YÖN Jürisi
Biket İlhan
Biket İlhan İzmir’de doğdu. Ankara Gazi Üniversitesi İngilizce Bölümü’nden mezun
oldu. 13 yıl boyunca çeşitli kurumlarda İngilizce öğretmenliği yaptı. Film
kariyerine 1981 yılında yönetmen asistanı olarak başladı. Uzun metrajlı filmler,
diziler ve belgeseller dahil olmak üzere 14 projede yönetmen olarak çalıştı.
1991’de Sinevizyon Yapım Şirketi’ni kurdu. Ayrıca yabancı ülkelerden
yapımcılarla bazı filmlerin ortak yapımcılığını yaptı.
Eylem Kaftan
Eylem Kaftan Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde okudu. Kanada’da York
Üniversitesi’nde Sinema-Tv yüksek lisansı yaptı. TeleQuebec, VisionTV, National
Film Board of Canada gibi çeşitli Kanada kanallarına, Aljazeera ve TRT'ye
belgeseller hazırladı. TRT ortak yapımı, Kültür Bakanlığı destekli Kovan adlı
ilk uzun metraj kurmaca filmi uluslararası festivallere katıldı, En İyi Film, En
İyi Yönetmen dahil olmak üzere önemli ödüller kazandı. Kovan, Netflix'te tüm
dünyada yayınlanmaya devam ediyor. Bir Gün, 365 Saat adlı yeni belgeselinin ilk
gösterimi 29. Saraybosna Film Festivali'nde yapıldı. Kaftan, aynı zamanda Film
Yönetmenleri Derneği genel sekreteridir.
Tayfur Aydın
Yönetmen, senarist ve yapımcı Tayfur Aydın, 2008 yılında ilk kısa filmi Sen
Olmak’ı yönetti. Daha sonra yönettiği kısa filmleri ulusal ve uluslararası
festivallerde ödüller aldı. 2011 yılında ilk uzun metrajlı filmi olan İZ/REÇ’i
çekti. 2016 yılında ikinci filmi olan SİYAH KARGA’yı çeken Aydın, birçok
festivalde yarıştı ve ödüller aldı. 2013 yılında MTA Film Yapım Şirketi’ni
kurdu. Birçok kısa, uzun ve belgesel filme yapımcı olarak imza attı. Şu anda
yeni projeleri ön hazırlık aşamasındadır.
Ulusal Belgesel Film Yarışması Jürisi
Behiç Ak
Yıldız Üniversitesi ve İTÜ’de mimarlık eğitimi aldı. Sinema filmlerinde sanat
yönetmenliği yaptı. 1994’te yönetmenliğini ve yazarlığını yaptığı SiyahPerde -
Türk Sinemasında Sansürün Tarihi adlı filmi Ankara Film Festivali’nde En İyi
Belgesel Film Ödülü’nü aldı. 1982’den beri Cumhuriyet gazetesinde gündelik
hayatı eleştiren günlük bant karikatürler çiziyor. Karikatürleri 1996’da
Gazeteciler Cemiyeti Ödülü’ne, 2016 yılında Sedat Simavi Ödülü’ne layık görüldü.
Yazdığı tiyatro oyunları devlet tiyatroları, şehir tiyatroları ve özel
tiyatrolarda sahnelendi. 1993’te Bina adlı oyunu Kültür Bakanlığı Özel Ödülü’nü,
1996’da Ayrılık, 2003’te Tek Kişilik Şehir adlı oyunu Cevat Fehmi Başkut Özel
Ödülü’nü aldı. Oyunları Türkiye, Almanya, Belçika, Yunanistan ve Kıbrıs Rum
Kesimi’nde sahneye konmuştur. 1980’lerin başından beri çocuk kitapları yazıp
resimleyen Behiç Ak’ın kitapları Türkiye, Japonya, Kore, Çin, Ukrayna ve
Almanya’da yayımlandı. Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği adlı çocuk kitabı 2014’te
ÇOGEM tarafından Yılın Romanı seçildi. Yaptığı sosyal çalışmalar için 2012
yılında TMMOB Mimarlar Odası tarafından Mimarlığa Katkı Başarı Ödülü’ne layık
bulundu.
Deniz Tortum
1989 İstanbul doğumlu. Filmleri ve medya çalışmaları Venedik Film Festivali,
SXSW Festivali, Uluslararası Rotterdam Film Festivali, Amsterdam Uluslararası
Belgesel Film Festivali, Hot Docs ve Dokufest dahil olmak üzere pek çok
festivalde gösterildi. 2019’da Filmmaker Magazine tarafından Bağımsız Sinema’nın
25 Yeni Yüzü arasında gösterildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde geçen ve ilk
gösterimi Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde yapılan Maddenin Halleri
(2020) Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ve İstanbul Film Festivali’nde
En İyi Belgesel ödülüne layık görüldü. Kathryn Hamilton’la birlikte yönettikleri
kısa filmi Our Ark’ın (2021) ilk gösterimi Amsterdam Uluslararası Belgesel Film
Festivali’nde yapıldı ve İstanbul Film Festivali’nde En İyi Kısa Film ödülünü
kazandı. Institute of Time’ın yapımcılığını üstlendiği, Hamilton’la birlikte
yönettikleri sanal gerçeklik filmi Shadowtime’ın (2023) ilk gösterimi 80.
Venedik Film Festivali’nde yapıldı.
Zeynep Dadak
Sinema alanında Marmara Üniversitesi’nde lisans ve Bilgi Üniversitesi’nde yüksek
lisans eğitimi aldıktan sonra New York Üniversitesi Tisch School of the Arts’ta
Sinema Çalışmaları doktorasını tamamladı. 2004-2020 yılları arasında Altyazı
Sinema Dergisi’nin yayın kurulunda yer aldı. Merve Kayan’la birlikte yazıp
yönettiği, ilk gösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılan Mavi Dalga (2013)
Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi İlk Film de dahil olmak üzere üç ödül
kazandı. Filmleri Rotterdam, Sheffield, American Film Institute gibi
festivallerde gösterildi. 2018’de Medienboard Berlin konuk sanatçı programına
davet edildi ve Berlin Senatosu Sanatçı Bursu’na layık görüldü. Yazıp yönettiği,
ilk gösterimi Dokufest’te yapılan yaratıcı belgeseli Ah Gözel İstanbul (2020),
İstanbul Film Festivali başta olmak üzere ulusal ve uluslararası festivallerde
ödüller kazandı. 2021 yılında Gain platformu için Terapist isimli dizinin
yönetmenliğini üstlendi. İstanbul Kadir Has Üniversitesi ve NYU Berlin’de sinema
dersleri vermeye devam ediyor; Berlinale Co- Production Market ve Torino Film
Lab’de danışmanlık ve eğitmenlik yapıyor. Yeni kurmaca filmi Uyku Kampı’nın
hazırlıklarını Berlin ve İstanbul’da sürdürüyor.
Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması Jürisi
Elif Refiğ
Sinema alanında yüksek lisansını New York'taki Columbia Üniversitesi’nde
tamamladı. Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Hollywood Basın
İştiraki ve Caucus Vakfı’nın desteklediği kısa filmleri uluslararası
festivallerde birçok ödül aldı. İlk uzun metrajlı filmi Ferahfeza Global Film
İnisiyatifi ve CineReach tarafından desteklendi ve Lecce Avrupa Film
Festivali'nde FIPRESCI Ödülü kazandı. Son kısa filmi Siz Biraz Uzak Kaldınız
Tampere Film Festivali'nde gösterildi ve Antalya Film Festivali'nde Altın
Portakal Ödülü’nü aldı. Murat Mahmutyazıcıoğlu’yla birlikte geliştirdikleri
Yalnızlar adlı senaryo Antalya Film Festivali Edebiyat Uyarlaması Senaryo
Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü aldı. New York Columbia Üniversitesi, Boğaziçi
Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi ve Berlin Weissensee Akademisi’nde senaryo
ve yönetmenlik dersleri verdi. Koç Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak
çalışmaktadır.
Hazar Ergüçlü
1992’de KKTC’de doğan Hazar Ergüçlü, Haliç Üniversitesi Konservatuarı Tiyatro
Bölümü mezunudur. 17 yaşında Gölgeler ve Suretler filmiyle sinema kariyerine
adım attı. Sinema ve televizyonda birçok başarılı yapımda yer aldı. Ortak
yapımcısı da olduğu Kar filmindeki performansıyla Antalya Altın Portakal Film
Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Ahlat Ağacı filmiyle Cannes
Film Festivali’ne katıldı. Kuzey Güney, Medcezir, Yüksek Sosyete, Alev Alev gibi
dizilerle geniş kitlelere ulaştı. Netflix’in ilk orijinal dizisi Hakan
Muhafız’ın başrolünde ve Blu Tv’nin Saklı adlı dizisinin başrolünü oynadı.
İngiltere’de BBC One kanalında yayınlanan Mallorca Files dizisinde rol aldı.
Televizyon ve sinemadaki projeleriyle birçok ödül alan oyuncu önemli markaların
reklam filmlerinde rol aldı. Netflix’te yayınlanan Gönül adlı filmde başrol
oynadı. Kapalı gişe oynayan Timsah Ateşi oyunundaki performansıyla Yeni Tiyatro
Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nin En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’ne rol arkadaşı
Funda Eryiğit’le birlikte layık görüldü.
Paolo Bertolin
Festival programcısı ve yapımcı Paolo Bertolin, Venedik Film Festivali’nin
program ekibine 2008 yılında katıldı. 2019 ve 2020’de Cannes Film Festivali’nin
Yönetmenlerin On Beş Günü Bölümü’nün seçici kurul üyesiydi. 2016 ve 2021
arasında Locarno Film Festivali’nin Açık Kapılar??? girişiminin sanat
danışmanlığını üstlendi. Rotterdam, Doha Film Enstitüsü, Annecy Cinéma Italien,
Nyon Visions du Réel, Nyon Visions du Réel, Mumbai, Beijing, Bratislava, Hanoi
film festivalleri dahil olmak üzere çok sayıda uluslararası film festivali ve
film enstitüsünü için çalıştı. Phan Dang Di’nin Big Father, Small Father and
Other Stories (2015) ve Lav Diaz’ A Lullaby to the Sorrowful Mystery (2016) adlı
filmleri yapım sürecinde yer aldığı filmler arasındadır. Avrupa Film Akademisi (EFA)
ve Asya Pasifik Ekran Ödülleri (APSA) üyesidir.
Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması Jürisi
Anna Maria Aslanoğlu
Ezel Akay
Hakan Bıçakcı
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ortak yapım marketi ve proje
geliştirme platformu Antalya Film Forum 10. yılını kutluyor. 8-10 Ekim tarihleri
arasında fiziki, 10-12 Ekim tarihleri arasında çevrimiçi düzenlenecek Antalya
Film Forum için başvurular festivalin web sitesi üzerinden başladı!
60. Antalya Altın Portakal Film Festivali 7-14 Ekim'de düzenlenecek
Antalya Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, bu yıl 60'ıncı yaşını
kutlayacak festival, Türkiye'de ilk kez gösterilecek filmlerin yer alacağı
Ulusal ve Uluslararası Yarışmalar ile yılın merakla beklenen yapımlarını içeren
özel gösterimlerden oluşacak.
Festivalde Ulusal Uzun Metraj, Ulusal Belgesel ve Ulusal Kısa Metraj Film
Yarışmaları ve Uluslararası Yarışma kategorilerinde, 1 milyon 275 bin lira
değerinde ödül dağıtılacak. Antalya Film Forum'un beş ayrı platformda toplam 550
bin lira değerinde ödül vereceği festivalde, geçen yıl başlayan "Edebiyat
Uyarlaması Senaryo Yarışması'nın ödülü ise 120 bin lira olarak belirlendi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in başkanlığını yaptığı 60.
Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin idari direktörlüğünü Cansel Tuncer,
yönetmenliğini Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre,
Antalya Film Forum direktörlüğünü ise Armağan Lale ve Pınar Evrenosoğlu
yürütecek.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin
Böcek, Cumhuriyetin 100. yılında festivali sanatseverlerle buluşturmaktan onur
duyduklarını söyledi. Festival için heyecanlı olduklarını aktaran Böcek,
"Cumhuriyetimizin izinde devam ettirdiğimiz festivalimiz için çalışmalara
başladık. 14 kategoride ödül heyecanının yaşanacağı Ulusal Uzun Metraj Film
Yarışması'nın jürisine bu yıl usta oyuncu Demet Akbağ başkanlık edecek.
Festivalimiz kapsamında sinema sektörü bu yıl toplam 1 milyon 945 bin liralık
ödülle desteklenecek. Ekim ayında sinemanın kalbi yine Antalya’da atacak."
ifadelerini kullandı.