Festival Direktörü
Azize Tan
azize.tan @ ayvalikff.org
azize.tan @ seyirdernek.org
seyirdernek.org
ayvalikff.org
Ayvalık Uluslararası Film Festivali’nde ‘Yeni Bir…’ Ödülü Sahibini Buldu
Ayvalık Uluslararası Film Festivali kapsamında dağıtılan ‘Yeni Bir…’ ödülünün
sahibi belli oldu. Bu yıl kurgu dalında verilen ödül Büyük Kuşatma filmiyle Lisa
Aksel Ayhan mahlasını kullanan Sinan Kesova’nın oldu.
Seyir Derneği çatısı altında düzenlenen Ayvalık Uluslararası Film Festivali, 17
Eylül akşamı Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da düzenlenen törenle
kapılarını açtı. Francis Ford Coppola imzalı Megalopolis‘in (2024) Türkiye
prömiyeriyle başlayan festivalde film gösterimine, açılış gecesine ev sahipliği
yapan Kurukahveci Mehmet Efendi’nin kahve ikramları eşlik etti. Herhangi bir
yarışmanın düzenlenmediği festival dâhilinde verilen ‘Yeni Bir…’ ödülünün bu
yılki sahibi de aynı törende ödülünü teslim aldı. Mey|Diageo’nun katkılarıyla bu
yıl üçüncü kez verilen ‘Yeni Bir…’ ödülü yönetmenden oyuncuya, senaristten
kurgucuya kamera arkası ya da önünde görev alan ve o yıl içinde gösterdiği
başarılarla öne çıkan genç bir sinemacıya sunuluyor.
Ödülün bu yılki sahibini belirleyen seçici kurulda yönetmen, senarist Belmin
Söylemez, kurgucu Ali Aga, yapımcı Anna Maria Aslanoğlu, gazeteci Asu Maro ve
oyuncu Nezaket Erden yer aldı. Üçüncü yılında kurgu dalında verilen 75 bin TL
değerindeki ‘Yeni Bir…’ ödülü Büyük Kuşatma (2024) filmiyle Lisa Aksel Ayhan’a,
yani Sinan Kesova’ya gitti. Lisa Aksel Ayhan mahlasını kullanan Kesova’nın yazıp
yönettiği ilk uzun metraj film olan Büyük Kuşatma, 19 Eylül Perşembe günü saat
21:00’da Vural Sineması’nda gösterilecek. Gösterime film ekibi de katılacak.
22 Eylül’e dek sürecek Ayvalık Uluslararası Film Festivali’ne dair gelişmelere
festivalin internet sitesi üzerinden ulaşılabiliyor.
18 Eylül 2024
altyazi.net
Ayvalık Uluslararası Film Festivali heyecanı başlıyor
Başkan Ergin: "Ayvalık Uluslararası Film Festivali, Türkiye’deki önemli
festivaller arasında yerini aldı."
17 Eylül’de Ayvalık Belediyesi Büyük Park Amfitiyatro’da düzenlenecek açılış
gecesiyle başlayacak festivalde gösterimler bu yıl Ayvalık Belediyesi Vural
Sineması Nejat Uygur Sahnesi, Fabrika Ayvalık, ASKEV Sera, İsmet İnönü Kültür
Merkezi ve Kırlangıç Ayvalık’ta gerçekleşecek.
Ayvalık Belediyesi işbirliğiyle Seyir Derneği tarafından 17-22 Eylül tarihleri
arasında üçüncü kez düzenlenecek Ayvalık Uluslararası Film Festivali programında
yer alacak ilk filmler belli oldu. 2024 Cannes Film Festivali’nin ödüllü
yapımları Türkiye’de ilk kez Ayvalık’ta izleyiciyle buluşacak. Ayvalık Belediye
Başkanı Mesut Ergin, Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan Ayvalık Uluslararası
Film Festivali’nin bir kültür sanat şöleni olarak Türkiye’deki önemli
festivaller arasında yerini aldığını söyledi. Başkan Mesut Ergin, “Böylesi
önemli ve uluslararası bir festivalle, Türkiye’nin sinema kültürüne, akademik
çalışmalara ve festival takvimine belediye olarak yaptığımız katkılar nedeniyle
gerçekten büyük bir mutluluk yaşıyoruz. Ayvalık’a sinemaya katkı sunmuş tüm
emekçilere ve sanatseverlere saygı ve hürmetlerimi sunuyorum” dedi.
Parthenope filminin Türkiye prömiyeri Ayvalık’ta yapılacak
Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü kazanan Miguel Gomes’in Grand
Tour’u; En İyi Senaryo ödüllü Colin Fargeat imzalı The Substance; Jüri Büyük
Ödülü’nün sahibi Payal Kapadia yönetmenliğindeki All We Imagine as Light ve Jüri
Özel Ödülü’nü kazanan Mohammad Rasoulof’un yönettiği The Seed of the Sacred Fig
ile Altın Palmiye için yarışan Ali Abbasi yönetmenliğindeki The Apprentice;
Christophe Honoré imzalı Marcello Mio ve Paolo Sorrentino’nun yeni filmi
Parthenope Türkiye prömiyerlerini Ayvalık’ta yapacak.
(Grand Tour)
Tamamı siyah beyaz çekilen film
Tabu ve Arabian Nights üçlemesi ile tanınan Portekizli yönetmen Miguel Gomes
imzalı Grand Tour, 1918 yılında nişanlısı Molly’den kaçıp, o dönem çok meşhur
olan Asya turuna çıkan Edward’ı takip ediyor. Film Molly’nin de Edward'ı aramak
için yola çıkmasıyla aynı turu farklı şekillerde deneyimleme imkânı sunuyor.
Tamamı siyah beyaz çekilen film güçlü sinematografisi ile dönemin ruhunu
yakalıyor. Başrolde Gonçalo Waddington'a Crista Alfaiate ve Teresa Madruga eşlik
ediyor.
(The Substance)
Film yaş ve cinsiyet ayrımcılığına dikkat çekiyor
Colin Fargeat yönetmenliğindeki The Substance, güzellik ve gençlik algısının
kadınlar üzerinde yarattığı baskıyı anlatıyor. Ödüllü eski bir oyuncunun bu
baskı nedeniyle kendisinin daha genç ve güzel versiyonunu yaratacak bir ürünü
kullanmaya karar vermesiyle başlayan film yaş ve cinsiyet ayrımcılığına dikkat
çekiyor. Film, başrollerdeki Demi Moore ve Margaret Qualley’nin etkileyici
performanslarıyla da dikkat çekiyor. 2017 yılındaki ilk filmi Revenge’de gerilim
öğelerini kullanan Fargeat, The Substance ile kadınların karşılaştığı baskıyı
sert bir sinematografik dille eleştiriyor.
(All We Imagine as Light)
Üç hemşirenin yaşamlarına odaklanan dokunaklı bir film
Cannes'da 30 yıl aradan sonra ana yarışmada yer alan ilk Hintli kadın yönetmen
olan Payal Kapadia imzalı All We Imagine as Light farklı yaşlardaki Bombay’li üç
hemşirenin yaşamlarına odaklanan dokunaklı bir film. Görücü usulü evlendiği, işi
sebebiyle bir yıldır görmediği ve haber almadığı kocasına bağlılığını koruyan
Prabha, sevgilisiyle rahat görüşebilmek için yollar arayan uçarı genç kadın Anu
ve ölen kocasının kendisine bırakmadığı belgeler nedeniyle evinden tahliyesi
istenen ve hakkını almaya çalışan Parvaty… Filmin dördüncü karakteri ise her
türlü zıtlığı içinde barındıran ülkenin en kalabalık şehri Mumbai. Kani Kusruti,
Divya Prabha ve Chhaya Kadam’ın canlandırdığı üç kadın görünmedikleri bu şehirde
dayanışmayla var olmaya çalışıyor.
(The Seed of the Sacred Fig)
Tamamen gerçek olay ve kişilere dayanıyor
Kendi ülkesinde uzun bir hapis cezasına çarptırılan ve ülkesinden kaçmak zorunda
kalan Mohammad Rasoulof’un yönettiği The Seed of the Sacred Fig tamamen gerçek
olay ve kişilere dayanıyor. Rasoulof, Tahran'daki Devrim Mahkemesi'nde
soruşturma yapan bir yargıç ve ailesi üzerinden bir İran mikrokozmosu yaratıyor.
İran teokrasisi ve rejimin kadın düşmanlığı ile birlikte, ülkedeki ayrıcalıklı
sınıflar arasındaki bölünme ve suç ortaklığını da gözler önüne seren filmin
başrollerinde Soheila Golestani ve Missagh Zareh yer alıyor.
(Parthenope)
Paolo Sorrentino’nun kadını merkeze aldığı ilk filmi
Usta yönetmen Paolo Sorrentino 2021 yılında çektiği filmi The Hand of God’ın
ardından Parthenope ile bir kez daha memleketi Napoli’ye geri dönüyor. Adını
şehrin tarihiyle doğrudan bağlantılı mitolojik sirenden alan Parthenope,
Sorrentino’nun kadını merkeze aldığı ilk filmi. Usta yönetmen bu kez kadınların
yaratılan güzellik ve gençlik mitinin üstesinden gelmek ve hayatta kalmak için
nasıl savaş vermek zorunda kaldığını anlatıyor. Adını filmden alan ve sadece
güzelliğinden ibaret olmadığını kanıtlamaya çalışan Parthenope karakterini
Celeste Dalla Porta canlandırırken, usta aktör Gary Oldman da alkolik yazar John
Cheveer rolünde küçük ama unutulmaz bir performans sergiliyor.
(The Apprentice)
Gabriel Sherman tarafından yazılan biyografik film
Border ve Holy Spider filmleri ile tanıdığımız Ali Abbasi yeni filmi The
Apprentice ile Donald Trump'ın gençlik yıllarını ve bugünkü gücüne kavuşmak için
geçtiği yolları anlatan bir biyografi ile izleyici karşısına çıkıyor. New York
Times'ın en çok satanlar listesine giren kitabıyla da tanınan Gabriel Sherman
tarafından yazılan bu biyografik filmde Trump’ı Sebastian Stan canlandırıyor.
Trump’ın bugün bulunduğu yerde olmasında büyük önemi olan McCarthy dönemine
damgasını vuran acımasız avukat Roy Cohn rolünde Succession dizisiyle tanınan
Jeremy Strong yine çok başarılı.
(Marcello Mio)
Komedi dozu yüksek
Fransız sinemacı Christophe Honoré imzalı Marcello Mio, komedi dozu yüksek ve
kişisel bir Marcello Mastroianni anması. Filmde, festivalin ilk yılında
gösterilen Başkalarının Çocukları ile hatırlayacağımız, Marcello Mastroianni ve
Catherine Deneuve'ün kızı Chiara Mastroianni başrolde. Ebeveynlerinin efsanevi
kişiliklerinin gölgesinde var olmanın gerçekliğine dokunan filmde Chiara
Mastroianni, yaşadığı benlik bunalımıyla babasının karakteri ve görünümüne
bürünen bir kadını canlandırıyor. Filmde Catherine Deneuve, Melvil Poupaud ve
Benjamin Biolay kendilerine hayat veriyorlar.