BIFED - Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali
(02 - 08 Kasım 2020) Online
(07 - 11 Ekim 2020) Ertelendi
Son Başvuru: 15 Mayıs 2020
Bozcaada Belediyesi
Bozcaada, Çanakkale
Tel: +90 541 534 20 59
bifed.org
info @ bifed.org
Birincilik Ödülü
The Fever / 2019 / Uzun Belgesel / Katharina Weingartner / 01:39:00
İkincilik Ödülü
Passion / 2019 / Uzun Belgesel / Christian Labhart / 01:20:00
Üçüncülük Ödülü
Green Blood / 2019 / Uzun Belgesel / Arthur Bouvart, Jules Giraudat, Alexis
Marant / 01:30:00
Finalistler
Aether, Rûken Tekeş, Türkiye / İtalya, 81’, 2019
Amussu, Nadir Bouhmouch, Fas / Katar Devleti, 99’, 2019
Artifishal, Josh Murphy, ABD, 75’, 2019
Daima Yavaş Yeşil, Christoph Pohl, Hindistan, 56’, 2019
Yeşil Kan, Arthur Bouvart & Jules Giraudat & Alexis Marant, Fransa, 90’, 2019
Tasa, Andrea Culková, Çek Cumhuriyeti, 92’, 2020
Kuzey Ormanları, Julia Lazarus, Türkiye / Almanya, 73’, 2020
Tutku - İsyan ve Teslimiyet Arasında, Christian Labhart, İsviçre, 80’, 2019
Kaşık, Laila Pakalnina, Letonya / Norveç / Litvanya,66’, 2019
Atom: Bir Aşk Macerası, Vicki Lesley, Birleşik Krallık, 90’, 2019
Günler ve Yıl, Othmar Schmiderer, Avusturya, 87’, 2018
Ateş, Katharina Weingartner, Avusturya / Almanya, 99’, 2019
Kırmızı Çizgi - Hambach Ormanı’nda Direniş, Karin de Miguel Wessendorf, Almanya,
115’, 2019
Titixe, Tania Hernández Velasco, Meksika, 63’, 2018
DSÖ’yeGüven, Lilian Franck, Almanya / Avusturya, 85’, 2017
Jüri
Sonja Porsenc
Yazar, yönetmen ve yapımcı Sonja Prosenc, The Tree (2014) ve History of Love
(2018) gibi eleştirmenlerin beğenisi kazanmış filmleri yazıp yönetmiştir.
Başarılı ilk filminin ardından, Cineuropa tarafından 2016’da en ilginç, ümit
vaat eden sekiz Avrupalı kadın yönetmen arasında gösterilmiştir. İkinci uzun
metrajı History of Love çeşitli geliştirme ödülleri almasının ardından, ilk
gösterimini 2018’de Karlovy Vary Film Festivali’ndeki ana yarışmada yapmış ve
Büyük Jüri En İyi Film Mansiyon ödülünü almıştır. Film daha sonra başka pek çok
ulusal ve uluslararası ödül alıp 2020’de ulusal Oscar adayı seçilmiştir. Prosenc
2019’da Bosna’nın Oscar adayı olan Ines Tanovic’in Son adlı filminin
yapımcılarından biri olmuştur. Kısa filmi Paradise (2019) yönetmenin sanat
filmlerinden komediye ilk geçişidir.
Rachel Caplan
Rachel Caplan 20 yılı aşkın deneyiminden faydalanan kıdemli bir film yetkilisi,
festival küratörü, olay üretimcisi ve sosyal değişim aktivistidir. 2011 yılında
San Francisco Yeşil Film Festivali’ni başlatmıştır. Diğer deneyimleri arasında
Edinburg, Londra ve San Francisco Uluslararası Film Festivalleriyle yürüttüğü
çalışmalar ve reklamcı olarak Paramount, Universal ve DreamWorks’ün uluslararası
kampanyalarını yürütmüş olması sayılabilir. 2007-2009 arasında Uluslararası
Okyanus Film Festivali’nin Yönetmenliğini yapmıştır. SF Yeşil Film Festivali
vizyonu buradaki çalışmalardan ortaya çıkmıştır. Caplan 2019’da 1. Londra Yeşil
Film Festivali’ni başlatan ekip arasındaydı. İskoçya’nın Edinburgh şehrinden
olan Caplan Britanya Film Enstitüsü’nde (BFI) Sinema & Televizyon
Çalışmaları’nda yüksek lisans yapmıştır ve BAFTA üyesidir.
İlknur Ulutak
Doçent Doktor İlknur Ulutak lisans çalışmalarını 1984’te, lisanüstü
çalışmalarını da 1987 yılında Anadolu Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü’nde
tamamlamıştır. Güzel Sanatlar yüksek lisansını Marmara Üniversitesi’nden
almıştır. Ulutak 1984’te Anadolu Üniversitesi’nin Eğitimi Televizyonu’nda (ETV)
televizyon programcısı olarak çalışmaya başlamıştır. Halihazırda Anadolu
Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde ders vermektedir.
Necla Algan
1958’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı,
Mimar Sinan Üniversitesi’nde Sinema-TV okudu. Antrakt, 25. Kare, Evrensel
Kültür, Altyazı, Pazartesi, Kadınlar Dünyası, Toplum Bilim dergilerinde yazıları
ve film eleştirileri yayımlandı. Sadeliğin derinliğinde bir usta : Lütfi Akad
(2005), Özgürlüklerden Kayıplara ve Sonrası (2008), Taşrada var bir zaman
(2010), Sınıf ilişkileri (2011) Devrim Yahut Vasat (2012), Metin Erksan Sineması
Üzerine (2012) adlı kitapların yazarları arasında yer aldı. Sinema Yazarları
Derneği (SİYAD) üyesidir. Fikret Bey (Selma Köksal, 2007) filminin senaryosunu
yazdı. Sirkeci Halkalı Elveda… Merhaba… (2011) isimli belgesel filmin
yönetmenliğini üstlendi.
Blagota Marunovic
Blagota Marunovic lisans ve yüksek lisans eğitimini Paris’teki Fransız-Amerikan
Enstitüsü’nün (IFAM) Uluslararası İşletme Çalışmaları’nda tamamlamıştır. Son
dokuz yıldır yönetmenlik ve yapımcılık yapmaktadır. Multimedia Prodüksiyon
Merkezi’nin ( www.cezam.me) kurucusu ve yürütücü yönetmenidir. 11 belgesel film
çekmiş olan Marunovic, Yeşil Karadağ Uluslararası Film Festivali ve Uluslararası
Film Kampı Kolonisi’nin de yönetmenidir. İnsani yardım çalışmaları
yürütmektedir.
Mariano Pozzi
Mariano Pozzi Buenos Aires, Arjantin’de doğdu. Şu an senaryo dersleri verdiği
Buenos Aires Üniversitesi çıkışlı bir imge ve ses tasarımcısıdır. Çeşitli yapım
şirketlerinde ve farklı televizyon şovlarında, web dizilerinde, filmlerde ve
drama oyunlarında yönetmen, senarist ve yapımcı olarak çalışmıştır. Buenos Aires
İnsan Hakları Film Festivali (FICDH) ve Buenos Aires Çevre Film Festivali’nde (FINCA)
projesi geliştiricisi ve kurul üyesidir. Kişisel sanat projeleri evsizlik, çocuk
hakları ve göçmen hakları gibi toplumsal meselelerle alakalıdır.
Emre Şahin
Emre Şahin Türk-Amerikan bir yazar, yapımcı ve yönetmendir. Emerson
Üniversitesi’nden mezun olmasının ardından, film kariyerine görüntü yönetmeni
olarak başlamıştır. Prestijli Panavision stajyerlik programında eğitim alan
Şahin, daha sonra belli başlı Amerikan kablolu ağları için kurmaca olmayan
filmler çekmiş, yönetmiş ve kurgulamıştır. Aralarında Netflix’te yayımlanan Rise
of Empires: Ottoman’ın da olduğu pek çok hit şov yaratmıştır. Kurmaca olmayan
televizyon yapımlarındaki çalışmalarının yanı sıra Şahin reklam filmleri ve
aralarında Beyond the Bull, Life As A Marine, Figth or Die’nın da olduğu
belgeseller yönetmiştir. Ayrıca 40 ve Takım: Mahalle Aşkına adlarında iki uzun
metrajlı film yazıp yönetmiştir. Şahin Los Angeles’taki Karga Seven Pictures’ın
kurucularından biri ve CEO’sudur.
Roma Bostanı / Roman Garden
Cihangirlilerin son yeşil alanı Roma Bahçesi'ne Beyoğlu Koruma Amaçlı İmar
Planları kapsamında dört tane üç katlı “sosyal tesis” adı altında bina yapılmak
istenir. Semt dernekleri dava açar. Dava süreci devam ederken mahalleli bizim
burada cafeye değil yeşil alana ihtiyacımız var “hadi gelin toprağa değelim”
diyerek boş yeşil alanda bir bostan kurarlar. Bu alan önce mahallenin sorasında
İstanbulluların birlikte üretip birlikte tükettiği müşterek bir alana dönüşür.
Roma Bostanı'nın yarattığı ivmenin katkılarıyla açılan dava kazanılır ve imar
planları iptal edilir.
The last green area for people living in Cihangir, Roman Garden, is zoned for
the construction of four three-storey buildings called ‘recreational facilities’
as part of conservation development plan for Beyoğlu. The district associations
file a lawsuit. As the case is still on trial, the locals all agree that they
need more green space, not more cafes. They go ahead and form a vegetable garden
by saying ‘Let’s touch the soil.’ This garden gradually turns into a community
garden where the locals and the people living in Istanbul produce and consume
together. Thanks to the momentum created by the Roman Garden, the lawsuit is won
and the zoning plans are cancelled.
Sınırların Ötesinde / Beyond Borders
Tarihi boyunca etrafındaki farklı coğrafyalardan göç ederek büyüyen İzmir, 2011
yılında Suriye'de başlayan savaştan kaçan 150.000 Suriyeli mülteciyi de
kapsayarak yeniden şekilleniyor. Suriyeli göçmenlerin kent yaşamında hayatta
kalma mücadelesine, benzersiz dayanışma ilişkileri kurarak dahil olan
İzmirlilerin hikayelerine tanık olacağınız bu belgesel, dışlanma değil dayanışma
ile birlikte yaşamanın mümkün olduğunu gösteriyor. Sınırların Ötesinde,
belgeseli, insanların tüm sınırların ötesinde bağları olabileceğine dair ve
göçmen düşmanlığına karşı bir gezinti sunar.
Izmir, which has grown through migration from different geographies around it
throughout its history, now includes 150,000 Syrian refugees fleeing the war
that began in Syria in 2011. The struggle for survival of the Syrian refugees in
urban life is accompanied not only by their experiences of exclusion but also by
their unique solidarity relations with the people of Izmir. Solidarity Beyond
the Longest Border, offers a cross-section of these solidarity practices and
offers a walk through against xenophobia.
Çan: Bir Termik Kasabası / Çan: A Thermal Town
Çanakkale’ye gelen bir araştırmacı ile yıllarını mücadele içerisinde geçirmiş
bir aktivistin yolları Yalı Han’da kesişir. Dertleri ortaktır: termik santraller
ve yıkıcı etkileri. Birlikte bir termik kasabasına dönüşen Çan’ın dünü, bugünü
ve umutla inşa edilmesi istenen yarını hakkında konuşurlar.
A researcher who comes to Çanakkale and an activist who has spent years
struggling cross paths at Yalı Han. They have the same problem: thermal power
stations and their destructive effects. They talk about the past and present of
Çan, which has turned into a thermal town, as well as about its future, which is
expected to be built with hope.
Beyaz Altın / White Gold
Taşköprü ilçesinde bir problem yaşanıyor. Buradaki insanlar hayatları boyunca
bildikleri şeyin ellerinden gitmesini istemiyor ve bunun için mücadele
veriyorlar. Bu hikâyede kim haksız, kim yanlış yapıyor bilemiyoruz. Cebinde
parası kalmadığı için “Çin sarımsağı” eken çiftçi mi yoksa buna göz yumup
çiftçisine sahip çıkmayan, çiftçisini zor durumda bırakan, kendi toprağına zarar
vermeye zorlayan yönetimler mi?
There is a problem in Taşköprü district. People in Taşköprü do not want to lose
what they have known throughout their lives and they struggle for it. We do not
know who is the guilty part in this story, who is in the wrong. Is it the farmer
who plants "Chinese garlic" because he has no money in his pocket or is it the
governments that ignore this situation and do not protect their farmers by
leaving them in a difficult situation and thereby forcing them to do harm to
their own land?
Rant Uğruna / For the Sake of an Outrageous Profit
Kazdağları'nda altın arayan şirketin ağaç katliamına karşı Temmuz 2019’da
başlayan halk nöbeti, Türkiye’de en büyük çevre hareketi olarak tarihe geçmiş
olabilir. Rant Uğruna bunu gözler önüne seriyor.
The people’s watch that started against the gold digging company in July 2019 at
Ida Mountains, may have been the biggest environmental movement in Turkey. We’ll
see this movement in the For the Sake of an Outrageous Profit.
Jeotermal Yetti Gari, Aydın bölgesinde yaşayan ve jeotermal elektrik
santrallerine karşı mücadele eden köylüler ve aktivistlerin hikâyesini
anlatıyor.
The film tells the story of villagers and activists living in the Aydın region
and fighting against geothermal power plants.
Kanalı Beklerken / Waiting For the Canal
2011 yılında ortaya atıldığında “Çılgın Proje” olarak adlandırılan “Kanal
İstanbul” projesi 2019 yılının son çeyreğinde yeniden gündeme geldi. Projeye
doğada yaratacağı tahribat nedeniyle tepkiler gelirken, proje istikametinde
bulunan Sazlıdere Barajı’nın yanı başındaki Şahintepe mahallesinde ise halk
tedirgin. İnsanlar projenin neden yapılması ve yapılmaması gerektiğine dair iki
gruba ayrılmışken, mahalle sakinleri projenin hayata geçirilmesi durumunda neler
olacağı sorusuna yoğunlaşıyor.
When it was first proposed in 2011, ‘Kanal Istanbul Project’ was called crazy.
During the last quarter of 2019, it has become a current issue once again. While
the project receives many reactions due to its possible destruction of the
nature, the people in the Sahintepe neighborhood located next to Sazlıdere Dam
are unsettled. While there are two sides as to why this project should be
carried out or not, the people fo the neighborhood focuses on what will happen
if the project is carried out.
İdanın Bekçileri
Kazdağları’nda kurulması planlanan altın madeni, Türkiye’de her kesimden
insanların bir araya gelerek tepki göstermesine yol açmıştır. Bir gece bekçisi,
ormanda yaşayan ve doğadan topladığı bitkilerle kendisine kıyafet yapan bir
“ağaç” kadın ve 30 yıldır doğa mücadelesini sürdüren bir doktor da bu mücadeleye
katılır.
The planned gold mine in Ida Mountains led people from every walk of life to
come together and resist. A night watchman, a ‘tree’ woman who lives in the
forest and makes her clothes with the plants that she collects from the nature,
and a doctor who has been carrying on this struggle for 30 years participate in
this fight.
Ege'nin Son Baharı
Ege'nin Son Baharı yeşilliği ve doğasıyla ülkemizin en verimli topraklarına
sahip olan Aydın’ın jeotermal elektrik üretim santralleriyle bir yok oluşa
sürüklenişini ve topraklarına sahip çıkmaya çalışan Ege insanının bu yok oluşu
durdurmak için verdikleri mücadeleyi ele alır.
The film tells how Aydın, which has the most fertile lands of our country, is
forced to destruction through geothermal power plants and how the people of
Aegean region puts up a struggle so as to stop this destruction.
Efe Dayı
BIFED'de bu sene "Türkiye Panoraması"nda 10 belgesel izleyici ile buluşacak.
Sizlere tanıtacağımız ilk filmimiz "Efe Dayı" doğa aşığı bir insan ve kendisinin
de yaşamını sürdürdüğü Çay Bağları'nda villa yapımına karşı savaşmakta.
Uncle Efe is a nature lover and he fights against the construction of villas in
Çay Bağları, where he lives. Uncle Efe is one of the movies of Turkey Panorama.
Ekolojik Belgesel Festivali bu yıl online yapılıyor
Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED), bu yıl online
yapılacak. Festival, 2-8 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek. Bozcaada’da
7’incisi yapılacak Festivale, bu yıl 75 ülkeden 500’den fazla başvuru yapıldı.
Bu yıl 7’ncisi düzenlenecek olan Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel
Festivali’nin yönetmenliğini Petra Holzer, koordinatörlüğünü de Ethem Özgüven
üstlenecek. 2-8 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Festival’le ilgili
açıklama yapan Holzer, gösterilecek filmler arasında aktivistlerin, hak
savunucularının, yerel halkların da yapımlarının olduğunu belirterek bunun
dikkat çekici olduğunu söyledi. Holzer, Türkiye’den 80 dolayında filmin başvuru
yaptığını açıklayarak, bu yıl online yapılacak festivalde seneye fiziksel
festivale dönmeyi umduklarını belirtti. Holzer, festivali profesyonel bir
platform üzerinden yayınlayacaklarını belirterek, aynı zamanda BIFED’in YouTube
kanalında da ara ara canlı yayınlar yapacaklarını duyurdu.
Festival Koordinatörü Ethem Özgüven de filmleri konuklarla sosyal mesafeye
dikkat ederek göstermeyi planladıklarını aktararak, Festivalin çok büyük
güçlüklerle yapıldığını kaydetti. Özgüven “Bazen içimizden bu festivali bırakmak
da geçiyor, ‘Artık yeter’ dediğimiz anlar da oluyor. Fakat verilere baktığımızda
son yarım yüzyılda dünyadaki kaynakları, yani balıkları, tarlaları, su
kaynaklarını sömürümüz üç kat artmış. Bir milyondan fazla yaşam türü yok olmak
üzere” sözleriyle son yıllardaki doğal tahribata dikkat çekti.
Bozcaada Belediye Başkanı Dr. Hakan Can Yılmaz da festivalde gösterilecek
filmlerin mücadele öykülerinden seçildiğini belirtti. Film gösterimlerinin
salgının seyrine göre değişebileceğini belirten Yılmaz “Yaşadığımız büyük
salgın, yangınlar, açlık, göç, susuzluk, atık sorunu gibi sorunlar tüm insanlık
için birincil konudur” dedi.
Gazete Rüzgârlı
21 Eylül 2020
BIFED - Bozcaada International Festival of Ecological Documentary
Başlıyoruz!
Bu yıl 7 - 11 Ekim tarihleri arasında Bozcaada’da yedincisi düzenlenecek olan
BIFED - Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nin “Uluslararası
Yarışma” ve “Gaia Öğrenci Ödülü” bölümleri için başvurular açıldı.
Küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik, yeşil aktivizm, tohum, enerji, sağlık,
gıda üretimi, tarım, enerji, yerel halklar, iklim değişikliği...
Tüm bu konular ve daha fazlası hakkında dünyanın farklı coğrafyalarından
hikayeler anlatan yönetmenleri, seslerimizi duymak ve dayanışmayla çoğaltmak
için ekoloji temalı belgeselleriyle festivalimize davet ediyoruz.
Son başvuru tarihi 15 Mayıs 2020.
Ayrıntılar, Katılım Şartnamesi ve Başvuru Formu için internet sitemizi ziyaret
edin.
.
.
Call for Submissions!
BIFED 2020 is open for entries for "International Competition" and "Gaia Student
Award" of the 7th BIFED - Bozcaada International Festival of Ecological
Documentary which will be held in Bozcaada between 7 and 11 October this year.
Global warming, biodiversity, green activism, seed, energy, health, food
production, agriculture, energy, local people, climate change ...
Our call goes out to all directors from all around the world to send their
ecology-themed documentaries: to make our voices heard and connect in solidarity.
Application deadline is 15 May 2020.
For details, Regulations and Submission Form visit our website.