Jiri Menzel Toplu Gösterisi
Öksedeki Tarlakuşları
Benim Küçük Tatlı Köyüm
Eski Güzel Günlerin sonu
Bir Ülke ve Sineması / Çek Cumhuriyeti
Bir Sarışının Aşkları - Milos Forman
Sekal Ölmeli - Vladimir Michalek
Sinemanın Genç Yıldızları
Gözden Irak Bir Kış - Can Togay / Macaristan
Solas - Benito Zambrano / İspanya
Ned Devine'ı Diriltmek - Kirk Jones / İrlanda
Dünya Festivallerinden
Koyu Kırmızı - Arturo Ripstein / Meksika
Karakter - Mike Van Diem / Hollanda
Batı Beyrut - Ziad Douerri / Lübnan
Sonsuzluk ve Bir Gün - Theo Angelopoulos / Yunanistan
Kızıl Oedipus - Jorge Alitrana / Lübnan
Europa - Lars Von Trier
Yeşil Papaya'nın Kokusu - Tran Ann Hung / Fransa
Bisikletçi - Tran Ann Hung / Fransa
Olimpo Garajı - Marko Bechis / Arjantin
Türk Sineması '99
Üçüncü Sayfa - Zeki Demirkubuz
Mayıs Sıkıntısı - Nuri Bilge Ceylan
Kaç Para Kaç - Reha Erdem
Sınır - Yaşar Güner, Gürsel ateş
Yara - Yılmaz Aslan
Eylül Fırtınası - Atıf Yılmaz
Canlandırma Filmleri
Gogs - Aaargh Animation Ltd. / İngiltere
Nightmare Before Christmas - Tim Burton / U.S.A.
A Grand Day Out - Nick park / İngiltere
A Wrong Trousers - Nick Park / İngiltere
A Close Shave - Nick parl / İngiltere
The Mighty River - Frederic Back / Kanada
Kebabaluba - E. Tahsin Özgür
Anadolu Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi Canlandırma Filmleri
Yabancı - Fethi Kaba
Bir Başına Oyun - Yücel Gürsaç
Gölge Oyunu - Bahadır Tosun
Trapezci - Bahadır Tosun
Hedef - Bahadır Tosun
Dolunay Masalı - Bahadır Tosun
Tutulma - Bahadır Tosun
Error - Turgut Açık
Söyleşi
Eylül Fırtınası - Atıf Yılmaz, Deniz Türkali
Mayıs Sıkıntısı - Nuri Bilge Ceylan
Kaç Para Kaç - Taner Birsel
Sınır - Gürsel Ateş, Yaşar Güner
Tahsin Özgür ile canlandırma Filmleri Üzerine
Seminer
Senaryo Yazımı - Fehmi Yaşar
Çek Sinemasında Yeni Dalga ve Sonrası - Gökhan Erkılıç
Etrafınıza baktığınızda, en kabul gören şeyin, "en çok satan", "en çok izlenen"
ve herkes tarafından kolaylıkla anlaşılır şeyler olduğunumu görüyorsunuz?
Küreselleşme tartışmalarına karşı tavrınız nedir, onu, ulusal sınırları aşıp
"dünyalı olmanın en nihayet yaratılmış bir imkan olarak görenlere katılıyor
musunuz? Yoksa "kendinize", "bize" ait olanın nerede olduğuna kafa yorup
"kimliğinizi" mi arıyorsunuz?
Hayatı, magazin ve eğlencenin dar sınırları içinde algılamayı ve hapsolmayı
reddedmiyorsak, hırs, iktidar, kazanma arzularırıın sürüklediği yerlerin
ötesinde başka şeylerin de olabileceğini, olması gerektiğini düşünmüyorsak,
nasıl daha "özgür", daha "duyarlı", daha "farkında", daha "insan" olabiliriz?
Peki sanat niçin vardır, ona kim ihtiyaç duyar ya da sanata ihtiyaç duyan
herhangi biri var mıdır?
Bütün bu soruların yanıtlarını arayanlar için Andrey Tarkovski, ne olursa olsun
yalnızca bir meta olarak "tüketilmek" istemeyen her türlü sanatın amacını şöyle
açıklıyor: "Hiç şüphesiz kendine ve çevresine hayatın ve insan varlığının
anlamını açıklamak, yani insanoğluna gezegenimizdeki varoluş nedenini ve amacını
göstermek, hatta belki de hiç açıklamaya bile kalkmadan onları bu soruyla karşı
karşıya getirmek"...
Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri, hayatı sinema aracılığı ile daha anlamlı
kılma arzusuyla 3. kez seyircisi ile buluşuyor.
Sinemanın eski ustaları filmleri ile bize kendi hayatımızı yeniden gözden
geçirmeye, tanıklığa, hesaplaşmaya davet ediyorlar, birbirlerini aldatmaya
çalışan insanların gülünesi hırslarını, iktidarların söyleminin ince bir alay ve
mizahla eleştirilebileceğini, üstelik bunun filmlerin en fazla denetlendiği
dönemlerde bile yapılabileceğini gösteriyorlar; genç sinemacılar, çağdaş
dünyanın artık çığrından çıkar hale gelen hızlı tempsuna karşı, sade, yalın
anlatımları, sükünetleri ile birer liman olabilecek filmlerini sunuyorlar...
Buluşma yalnız fılmlerle değil, yönetmenler, oyuncularla devam ediyor; filmler
üzerine tartışılıyor, seminerler bilgileri derinleştiriyor, geride bırakılan on
yılda Türk Sineması'ndaki gelişmeler değerlendiriliyor, canlandırma sineması
keskin mizah duyguları ile şaşırtıyor, Dünya festivallerinin birbirinden güzel
afişlerı bizi zaman içinde hoş bir yolculuğa çıkarıyor...
Yaşadığımız kentin kültürel hayatının canlanmasını talep ediyorduk, ticari
dolaşım ağına girmeyen "çok satmayan" ama sanat niteliği olan filmleri görmek
istiyorduk, Sinematek gibi kurumların bir zamanlar var olduklarını sadece
biliyorduk ama bundan yararlanma şansımız hiç olmamıştı, başka kültürlerin
kendilerine özgü dillerini fılmlerde arayan meraklılardık. Türk Sineması'nın
nitelikli fılmlerini özlemiştik ve çoğumuz televizyonlarımızın başında
yalnızlaşmış, birlikte yaşamayı unutmuştuk, birlikte yaşamayı ve duyguları
paylaşmayı...
Bu düşünceler, iki yıl önce Anadolu Üniversitesi'nin çatısı altında hayat buldu
ve Uluslararası Eskişehir Sinema Günleri, az sayıdaki yaratıcılarının kalbinde
ilk sevgiliye ayrılan yeri aldı. Cesaretin kırıldığı, devam etme arzusunun
engellerle karşılaştığı kimi anlarda başlangıçtaki güzel düşünceleri ve
hayalleri tekrar hatırladık...
Şimdi, özveri ve çaba isteyen bu işin en güzel yanlarından biri yıl içinde
"Sinema Günleri ne zaman başlıyor?" sorusu ile karşılaşmak, hazırladığımız
programı izlemeye gelenleri görmek ve "iyi birşeyler yapmış olduğumuz" duygusunu
tadabilmektir.
Bizim gibi onların da yılda bir kez gerçekleşen, görüntüler, sesler, yüzler ve
düşüncelerle dolu bu günleri heyecanla beklediklerini umuyoruz.
Mayıs ayının getirdiği renklerin ve kokuların "dışarıda" olduğunu hiç unutmadan,
Platon'un mağarasındaki tutsaklar gibi mağaraya - perdeye - yansıyan
görüntülerin gönüllü tutsakları olmaya hazırız, hepimize iyi seyirler...