Düzenleyen
FETHİYE TURİZM TANITIM EĞİTİM KÜLTÜR ve ÇEVRE VAKFI (FETAV)
Kaymakamlık Binası - Fethiye / Muğla
0252 612 3366
fetav48 @ gmail.com
fethiyebelgeselgunleri.org
Abdullah Taşçıoğlu
Adabelen Fethiye Temsilcisi
0537 571 4957
Sabri Kuşkonmaz
Etkinlik Yazmanı
0532 296 3348
7. FETHİYE BELGESEL GÜNLERİ AÇILIŞ KONUŞMASI
Son yüzyılda gezegenimizde ciddi kayıplar yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz.
İnsanoğlu çiğ süt emmiş deriz. İnsanoğlu daha çok kazanç, daha çok para, daha
çok güç için dünyayı katletmeye doymadı, doymuyor, doymayacak. Yaşadığımız
dünyayı kendi sonumuzu hazırlayacak şekilde tahrip ediyoruz. Bir Kızılderili
atasözü, son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde mi
paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacağız diyor.
-Biz, egemenliği ilerleme olarak görüp bunun üzerine inşa edilen söylemlerle
maliyeti topluma ve doğaya devreden değil, yeryüzü yaşasın, bizi de yaşatabilsin
diyenlerdeniz.
-Biz, yaşamı patent altına almaya çalışan devasa holdinglere ve küresel tohum
tekellerine karşı durarak, tohum bankaları oluşturup, doğanın zenginliğini
cömertçe paylaşalım diyenlerdeniz.
-Biz, küresel kumarhanelerde insanlığın servetini masaya süren hırsız
baronların, dijital ve finansal imparatorluklarından da değiliz. % 1’e Karşı
Birlik kitabının yazarı Vandana’nın ifade ettiği üzere,
%1 için değil, toplumun % 99’u için ekonomiler yaratmayı etik, ekonomik ve
insani bir zorunluluk olarak görenlerdeniz.
Tarafınızı seçmeye, bir yeryüzü demokrasisi kurup gerçeği diriltmek isteyenlerin
tarafını, özgürlüğün tohumlarını ekmeye davet ediyoruz.
Bizler bu tohumları doğadan ve atalarımızdan aldık. Aldığımız gibi de gelecek
nesillere aktarmak görevimizdir. Yeryüzüne ve gelecek nesillere karşı bu yüce
görevimizi yerine getirmekten bizi alıkoyan hiçbir kanuna boyun eğmeyeceğimiz
gibi bize buna zorlayan her türlü teknolojiyi de redediyoruz.
-Çok da uzaklarda olmayan gelecekte, başta iklim krizi, büyük savaş ve yıkımlar
ürkütücü olaylara gebe görünüyor. Evrensel boyuttaki bu kötülük karşısında
“aklın” çaresiz kalabileceğine tanık oluyoruz. Bu nedenlerle, 7’nci Fethiye
Belgesel Günlerinin temasını “Kötü Gelecek” olarak belirledik.
Etkinliğimizde; yaşamın acılarını, olumsuzluklarını içeren belgesellerin
gösterimi yapılacaktır. Bizi bekleyen nice acılara karşı insanlığımızı
koruyabilmek için, “Kötü Gelecek” diyerek, acı gerçeklerle yüzleşip, kötü olana
karşı bir panzehir oluşturma umudunda olduğumuzu özellikle belirtmek isteriz.
Unutmayalım bilimsiz bir toplumda kaçınılmaz son, karanlık bir gelecektir.
2016 yılında planlayıp, 2017 yılında çıktığımız yolculuğumuzun her adımında
yerel kaynak ve değerleri önde tutmaya çalıştık. Bu yılda, Fethiye’de yaşamını
sürdüren yazar ve şairlerimizle “Fethiyeli Şairler ve Yazarlar İmza Günü”
düzenledik. Yine Fethiyeli öğretmenlerimizden halk türküleri dinleyeceğiz.
Dikkat etmiş olmalısınız. Hoş geldiniz diye başlamadık. Güle güle de demiyoruz.
Çünkü bu kültürel etkinliğin sahipleri bizlerden çok sizlersiniz. Desteğinize
bağlı olarak yerel nitelikte başlattığımız Fethiye Belgesel Günlerini önce
ulusal daha sonra da uluslararası bir nitelik kazandıracağız. Daha da
iddialıyız. Antalyanın altın portakalı var ise Fethiyenin de belgesel günleri
olacaktır diyoruz.
“İyi”nin düşmanı olan “daha iyi”yi yakalamamız için görüş ve önerilerinizi daha
da önemlisi eleştirilerinizi paylaşmanızı bekliyoruz.
Saygılarımızla
7. FETHİYE BELGESEL GÜNLERİ’NDE TEMA; KÖTÜ GELECEK
Fethiye Belgesel Günleri 2024 yılında yedinci kez izleyiciyi belgesele/gerçeğe
çağırıyor.
Etkinlik bu yıl, 19 Nisan Cuma/20 Nisan Cumartesi (2024) tarihlerinde, Fethiye
Belediyesi Özer Olgun Kültür Merkezi’nde yedinci kez gerçekleştirilecek. Gerçeği
görmek, düşünmeye başlamanın, gerçeği kavrayıp, kavramlara ulaşmanın temel
yollarından birisidir. Bu düşünsel sürecin günümüz koşullarında zorlu olduğu,
zorlu olacağı görülüyor. Bu nedenle, bu yıl tema olarak “Kötü Gelecek” olarak
belirlendi.
İnsanlık, milyarlarca yıllık evren tarihinde henüz çok gençtir. Bu görece kısa
sürede, en temel aracı/gereci olan akıl ile çok şaşırtıcı, insanlık için son
derece olumlu aşamalar geçildi. Ancak bu olumlulukların yanında, insanlık bu
denli genç olmasına karşın, milyarlarca yıla yetecek kötülüğe de tanık oldu,
kötülüğün nedeni, sonucu ve en kötüsü de kurban oldu.
Fransız Devrimi, sonrasında insanlık, üstü örtük olan aklı yeniden açığa
çıkardı. Ancak, pozitivist anlayışın etkisiyle bundan böyle her şeyin daha iyiye
gideceği beklentisi olarak özetlenecek “ilerlemeci” düşünceler dünyanın düşünsel
evrenini tam sarıyordu ki, insanlık Birinci Dünya Savaşı ile modernist şoka
uğradı. Ekonomik çıkarlar ve bu temelde ortaya çıkan büyük savaş ve yıkımlar
karşısında, kısacası “evrensel kötülük” karşısında “aklın” çaresiz
kalabileceğine tanık olundu.
İnsan aklı, insan emeği, insanlık için daha iyi daha insani ortak bir gelecek
kurmaya yeterlidir. Ancak bu kuramsal açıdan doğru olan bakış, dünya
gerçekliğinde sapmaya uğruyor, kötülük geleceğimize egemen hale gelebiliyor.
İşte, bu bakış açısıyla, kolay ve hazır duyarlıklara seslenen iyicil bir
romantizm yerine, kendimizi uyarmak adına “kötü gelecek” olasılığına dikkat
çekmek istiyoruz. Temanın açılımı çok geniştir; kişisel acılardan iklim
sorununa, savaşlardan doğal yıkımlara, gelir eşitsizliğinden geleceksizlik
kaygısına…
Olumsuz olan, gönlü ve kalbin istemediği yönde gelişen pek çok olguyla ve olayla
karşı karşıyayız. Aklımıza bir uyarı olsun diye bu yıl belgesel günleri için
“Kötü Gelecek” temasını uygun bulduk. Etkinliğimizde gösterimi yapılacak
belgesellerimiz, yine bu tema çerçevesinde; yaşamın acılarını, olumsuzluklarını
içeren örneklerden olacaktır.
Bu temayı belirlediğimizde, Siyonizmin Filistin/Gazze’de soykırımı ve katliamı
başlamamıştı. Dünya egemenlerinin, bu katliamı destekleyen ve olumlayan
politikaları nedeniyle “Kötü Gelecek” vurgusunun güncelliğini bir kez daha
gördük. Dünya hegemonyasının/paranın gücünü ne yazık ki insanlığın ortak aklı
henüz yenemiyor. Bu açıdan, bizi bekleyen nice acılara karşı insanlığımızı
koruyabilmek için, “Kötü Gelecek” diyerek, acı gerçeklerle yüzleşip, kötü olana
karşı bir panzehir oluşturma umudunda olduğumuzu özellikle belirtiyoruz.