15. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali
İstanbul : 18 - 28 Şubat 2016
Ankara : 3 - 6 Mart 2016
İzmir : 5 - 6 Mart 2016
!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali Ödülleri
Keş!f Uluslararası Yarışması
Birincilik: Ali Kemal Çınar Veşartî/Gizli, Türkiye
Birincilik: Kaili Blues Bi Gan, Çin
SİYAD Ödülü: Ali Kemal Çınar Veşartî / Gizli, Türkiye
Aşk & Başka Bi’ Dünya Yarışması
Birincilik: Lost And Beautiful/Kayıp ve Güzel Pietro Marcello, İtalya
Jüri Özel Ödülü: Bağlar Berke Baş&Melis Birder, Türkiye
Türkiye’den Kısalar İzleyici Ödülleri
Birinci Kısa: Azad Yakup Tekintangaç
İkinci Kısa: Günah Gülistan Acet
Üçüncü Kısa: Meral, Kızım Süheyla Schwenk
!f İstanbul’da ödüller yerli sinemaya gitti!
!f İstanbul’un 2016 ödülleri belli oldu! Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Keş!f
Uluslararası Yarışma’nın jürisi, ödülü Türkiye’den “Veşartî/Gizli” filmiyle Ali
Kemal Çınar ve Çin’den “Kaili Blues”un yönetmeni Bi Gan arasında paylaştırırken,
SİYAD Ödülü de yine Ali Kemal Çınar’a verildi. Aşk ve Başka Bi’ Dünya
Yarışması’nın birincisi İtalya yapımı “Lost And Beautiful/Kayıp ve Güzel”
seçilirken, Jüri Özel Ödülü de Türkiye’den Berke Baş ve Melis Birder’in “Bağlar”
filmine gitti. Türkiye’den Kısalar İzleyici Ödülü ise Yakup Tekintangaç’ın
yönettiği “Azad”dan yana oldu!
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenen 15. !f İstanbul Uluslararası
Bağımsız Filmler Festivali, dün gece Sumahan’da yapılan ödül töreniyle sona
erdi. Nergis Öztürk’ün sunuculuğunu yaptığı gecede Keş!f Yarışması Ödülleri, Aşk
& Başka Bi’ Dünya ve Türkiye’den Kısalar İzleyici Ödülleri sahiplerini buldu.
Keş!f Ödülü Çinli ve Türkiyeli yönetmenlerin
Sinema dünyasından usta isimlerin “sinemada cesur hikâye anlatımı ve biçimsel
arayış” kriterlerini gözeterek, “en ilham veren yönetmen”i seçtikleri Keş!f
Uluslararası Yarışma’da bu yıl ABD, Almanya, Belçika, Çin, Etiyopya, Fransa,
Finlandiya, İngiltere, İran, İspanya ve Türkiye’den toplam 9 film, 10.000 dolar
para ödüllü Keş!f Ödülü için jüri karşısındaydı.
Oyuncu ve yönetmen Desiree Akhavan; New York Modern Sanat Müzesi’nin (MOMA) film
küratörü Joshua Siegel; oyuncu Dounia Sichov; yazar, yönetmen ve yapımcı Mark
Peranson ile senarist ve oyuncu Mert Fırat’tan kurulu Keş!f Jürisi, “Kaili
Blues”un Çinli yönetmeni Bi Gan ve Türkiye’den “Veşartî/Gizli”nin yönetmeni Ali
Kemal Çınar’ı “yılın ilham veren yönetmeni” seçti. Çınar böylece, Keşif Ödülü’nü
kazanan ilk Türkiyeli yönetmen oldu.
Jüri adına ödül gerekçesini okuyan Dounia Sichov ve Mert Fırat; “Ödül, şimdiki
zamanı anlamak ve bilinmeyen geleceği tahmin etmek için geçmişten yararlanan iki
film arasında paylaştırıldı. İkisi de hem şiir ve gelenekseli hem de kimlik ve
zamanın belirsizliğini farklı bir bakışla anlatan cesur hikâyeler. Çin ve
Türkiye sinemasında daha önce benzerlerine rastladığımızı hatırlamıyoruz” dedi.
SİYAD’ın seçimi de Çınar’dan yana!
Gözde Onaran, Münir Emre Göker ve Vecdi Sayar’dan oluşan Sinema Yazarları
Derneği (SİYAD) jürisinin seçimi ise, “cinsel kimlikler üzerinden değişim
temasını mizahi bir yaklaşımla işleyerek sinemamıza yeni bir soluk getirdiği”
gerekçesiyle yine “Veşartî/Gizli”nin yönetmeni Ali Kemal Çınar’dan yana oldu.
Yılın en yaratıcı müdahalesi “Kayıp ve Güzel”
!f İstanbul’un iki yıl önce başlattığı ve aktivist filmlerin yarıştığı 10 bin
dolar değerindeki Aşk & Başka Bi’ Dünya Ödülü için ise ABD, Almanya, Birleşik
Krallık, Çek Cumhuriyeti, Gürcistan, İran, İsviçre, Kanada, Mısır ve Türkiye’den
toplam 8 film yarıştı. Yönetmen Adam Curtis, güncel sanatçı, sanat eleştirmeni
ve yazar Şener Özmen ve yapımcı Philippa Kowarsky’den oluşan jüri, “yılın en
yaratıcı müdahalesi” olarak; İtalyan asıllı yönetmen Pietro Marcello’nun
kurmacayı, büyülü gerçekçiliği, şiirselliği ve belgeseli harmanladığı “Lost And
Beautiful/Kayıp ve Güzel” adlı filmini seçti.
Jüri adına gerekçeyi okuyan Adam Curtis ve Şener Özmen, şunları söylediler:
“Pietro Marcello’nun bu filmi son derece güzel ve romantik bir sanat yapıtı.
Ancak aynı zamanda insanların, birbirlerinin ve dünyanın geri kalanının üzerinde
nasıl iktidar kurduklarına taze gözlerle yeniden bakmanızı sağlayan güçlü bir
politik film. Muhteşem bir başarı.”
Jüri Özel Ödülü “Bağlar”a!
Gecede ayrıca, yarışmaya Türkiye’den katılan “Bağlar” filmine Jüri Özel Ödülü
verildi. Melis Birder ile Berke Baş’ın birlikte yönettiği film için jürinin
açıklaması şöyle oldu: “‘Bağlar’ belgeseli, zorunlu göçün büyüttüğü
Diyarbakır’ın Bağlar semtinde yaşayan Kürt gençlerin basketbol tutkusunu,
koçları Gökhan Yıldırım’ın mücadeleci ruhu üzerinden ele alsa da, film gerçekte
bölgedeki spor-siyaset sarmalındaki dil sürçmelerinin sert ve yıkıcı taraflarını
güçlü bir şekilde gösteriyor. Her şeyin siyasetin içinden geçerek kırıldığı
Diyarbakır’da spor, hiçbir anlam taşımıyor. Ölüm sizi bir katırın sırtında da
buluyor, evinizin balkonunda da. Gerçek, rahatsız ediyor bu filmde.”
Kısa izleyicisi Azad’ı seçti
Gecede ayrıca, Türkiye’den Kısalar bölümü kapsamında verilen İzleyici
Ödülleri’nin sahipleri de belli oldu. 17 kısanın gösterildiği bölümde, Yakup
Tekintangaç’ın yönettiği ve !f İstanbul’un Aralık ayında internetten yaptığı
özel gösterimde üç günde 82 bin kişi tarafından izlenen “Azad” en iyi kısa
seçilirken, Gülistan Acet’in kısası “Günah” ikinciliği, Süheyla Schwenk’in
“Meral, Kızım” da üçüncülüğü aldı. Tekintangaç, !f İstanbul’un konuğu olarak
yurt dışındaki bir festivale konuk olma hakkı kazandı.
Şimdi sıra Ankara ve İzmir’de!
İstanbul ayağı bugün sona erecek olan !f İstanbul, bu yıl da dünyanın dört bir
yanından ödüllü bağımsızları ve usta yönetmenlerin son filmlerini Türkiye’de ilk
kez seyirciyle buluşturdu. Bu yıl 40 ülkeden 112 filmin gösterildiği festivali
80 bin kişi izledi. Festival, 3 Mart’ta Ankara ve İzmir’e doğru yola çıkacak ve
6 Mart’ta sona erecek.
Banu Bozdemir
15. !F İstanbul Bağımsız Filmler Festivali
Keş!F Yarışması
Aşk & Başka Bi' Dünya Yarışması
Galalar
!F Music
Oyun
Gökkuşağı
Sanat Hayat İçindir!
Davıd Bowıe...
Başka Haller
Ev
Karanlık & Köşeli
!F Kült
!F Özel Gösterimler
Türkiye'den Kısalar
KEŞ!F YARIŞMASI
Başlangıcından bu yana !f İstanbul’un en merakla beklenen bölümlerinden birisi
olmayı başaran, ilk veya ikinci filmlerini yapan yeni auteur’lerin keşfedildiği
Keş!f yarışması bu yıl dokuz yaşında! Sinema dünyasının ilham verici üyelerinden
oluşan beş kişilik bir uluslararası jüri önünde görücüye çıkacak olan, sinemanın
anlatım olanaklarını zorlayan bu yenilikçi filmler bizi hiç alışık olmadığımız
diyarlara götürecek. Yılın en ilham verici yönetmenleri 10 bin dolarlık Keş!f
Ödülü’nü kazanmak için İstanbul’da yarışacaklar. Dokuzuncu yılında her biri
başka bir coğrafyadan gelen dokuz kendine özgü filmi bir araya getiren Keş!f her
zamankinden de heyecan verici, yenilikçi ve yaratıcı!
Crumbs / Kırıntılar / Mıguel Llansó, 2015
Ma / Celıa Rowlson-Hall, 2015
Aaaaaaaah! / Steve Oram, 2015
Lu Bian Ye Can / Kaili Blues / Bı Gan, 2015
Notes On Blindness / Körlük Üzerine Notlar / Peter Mıddleton, James Spınney,
2016
Bîranîna Hespa Reş / Kara At Hatıraları / Shahram Alıdı, 2015
Veşartî / Gizli / Ali Kemal Çınar, 2015
Ma Dar Behesht / Cennet / Sına Ataeıan Dena, 2015
Ni Le Ciel Ni La Terre / Ne Yerde Ne Gökte / Clément Cogıtore, 2015
AŞK & BAŞKA Bİ' DÜNYA YARIŞMASI
“Son kertede, iktidar nedir ki? İktidar sahibi elitin onları hakim kılan tüm
avantajları -askeri birlikleri, takip sistemleri, kontrol teknolojileri, basın
üzerindeki güçleri ve dünyanın neredeyse tüm parasına sahip olmaları- insanların
onların emirlerine itaat etmelerine ve onlara verilen görevleri yerine
getirmelerine bağlıdır. Bu itaat, ortak ideolojilerin ve içinde rol aldığımız
sistemlerin meşruiyetlerine dayanır. Meşruiyet bir kolektif algı meselesidir ve
bizim, insanların algılarını değiştirme gücümüz vardır.” -Charles Eisenstein,
Kalplerimizin Mümkün Olduğunu Bildiği Daha Güzel
Dreamcatcher / Düş Kapanı / Kım Longınotto, 2015
Yallah! Underground / Farıd Eslam, 2015
The Russian Woodpecker / Rus Ağaçkakanı / Chad Gracıa, 2015
A Syrian Love Story / Suriyeli Aşk Hikâyesi / Sean Mcallıster, 2015
Sonita / Rokhsareh Ghaem Maghamı, 2015
Bağlar / Berke Baş, Melis Birder, 2015
When The Earth Seems To Be Light / Yeryüzü Aydınlıkken / Salome Machaıdze,
Tamuna Karumıdze, Davıd Meskhı, 2015
Bella E Perduta / Kayıp Ve Güzel / Pıetro Marcello, 2015
GALALAR
!f, dünya festivallerinin en çok konuşulan ve yılın en merakla beklenen
filmlerini sunmaktan sevinç duyar.
The Diary Of A Teenage Girl / Bir Genç Kızın Gizli Defteri / Marıelle Heller,
2015
The Wolfpack / Crystal Moselle, 2015
A Bigger Splash / Sen Benimsin / Luca Guadagnıno, 2015
Anomalisa / Charlıe Kaufman, Duke Johnson, 2015
Love 3d / Aşk 3d / Gaspar Noé, 2015
Demolition / Yeniden Başla / Jean-Marc Vallée, 2015
He Named Me Malala / Adımı Malala Koydu / Davıs Guggenheım, 2015
I Smile Back / Bakıp Gülümserim / Adam Salky, 2015
Green Room / Dehşet Odası / Jeremy Saulnıer, 2015
Krisha / Trey Edward Shults, 2015
The End Of The Tour / Yolun Sonu / James Ponsoldt, 2015
James White / Josh Mond, 2015
Tangerine / Sean Baker, 2015
This Changes Everything / İşte Bu Her Şeyi Değiştirir / Avı Lewıs, 2015
Innocence Of Memories / Masumiyet Müzesi / Grant Gee, 2015
Into The Forest / Ormana Doğru / Patrıcıa Rozema, 2015
Kill Your Friends / Arkadaşlarını Öldür / Owen Harrıs, 2015
Brand: A Second Coming / Brand: Diriliş / Ondı Tımoner, 2015
Boris Sans Béatrice / Beatrice'i Olmayan Boris / Denıs Côté, 2015
Mon Roi / Prensim / Maïwenn, 2015
Þrestir / Serçeler / Rúnar Rúnarsson, 2015
Nie Yinniang / Suikastçı / Hou Hsıao-Hsıen, 2015
Les Deux Amis / İki Arkadaş / Louıs Garrel, 2015
!f Music
“Korkma, sadece müziğini yap.” - Charlie Parker
Fresh Dressed / Cakalı Faça / Sacha Jenkıns, 2014
Thru You Princess / Sayende Prenses / Ido Haar, 2015
Cobain: Montage Of Heck / Cobain: Kahrolası Montaj / Brett Morgen, 2015
Janis: Little Girl Blue / Janis: Hüzünlü Küçük Kız / Amy Berg, 2015
Blur: New World Towers / Sam Wrench, 2015
Theory Of Obscurity: A Film About The Residents / Belirsizlik Teorisi: The
Residents Hakkında Bir Film / Don Hardy, 2015
OYUN
“Hayal kurmanın yeni bir dünya inşa etmeye, içimizdeki hakikati ortaya
çıkarmaya, geceyi durdurabilmeye, ölümü aşabilmeye, otobanları büyülemeye,
kuşlara sokulabilmeye, delilerin güvenini kazanmaya olan gücüne inanıyorum.”
J.G. Ballard Her şeyden önce oyun vardı. ‘Oyun’ sinemada oyun alanı yaratan ve
seyirciyi hayal etmeye ve başka gerçeklikleri aramaya davet eden filmleri bir
araya getiriyor. Oyunbaz hikâyeler, kafa açıcı belgeseller, hipster
bilimkurgular, kült adayı ilk filmler, Japonya’dan anime fanteziler ve fantastik
sinemanın en son hitleri seyirciyi yeni ve tuhaf dünyalara davet ediyor.
Creative Control / Yaratıcı Kontrol / Benjamın Dıckınson, 2015
Entertainment / Şov Dünyası / Rıck Alverson, 2015
Just Jim / Sadece Jim / Craıg Roberts, 2015
Queen Of Earth / Yeryüzünün Kraliçesi / Alex Ross Perry, 2015
Speed Sisters / Hızın Kızları / Amber Fares, 2015
Liza, A Rókatündér / Tilki Perisi Liza / Károly Ujj-Mészáros, 2015
Mænd Og Hønsvİnsanlar Ve Tavuklar / Anders Thomas Jensen, 2015
El Apóstata / Ayrık Otu / Federıco Veıroj, 2015
Bakemono No Ko / Çocuk Ve Canavar / Mamoru Hosoda, 2015
Der Bunker / Sığınak / Nıkıas Chryssos, 2015
GÖKKUŞAĞI
Normalleşmiyoruz!
Grandma / Anneanne / Paul Weıtz, 2015
Desire Will Set You Free / Arzu Seni Özgür Bırakacak / Yony Leyser, 2015
Nasty Baby / Yaramaz Bebek / Sebastián Sılva, 2015
Viva / Paddy Breathnach, 2015
Loev / Akş / Sudhanshu Sarıa, 2015
#Direnayol / Rüzgâr Buşki, 2016
Mów Mi Marianna / Bana Marianna De / Karolına Bıelawska, 2015
SANAT HAYAT İÇİNDİR!
“Ejderhaların varlığını reddedenler genelde ejderhalar tarafından yenir. İçten
içe.” -Ursula K. Le Guin
The Show Of Shows / Şovların Şovu / Benedıkt Erlıngsson, 2015
Tig / Ashley York, Krıstına Goolsby, 2015
Listen To Me Marlon / Dinle Beni Marlon / Stevan Rıley, 2015
Iris / Albert Maysles, 2014
Uncle Howard / Amcam Howard / Aaron Brookner, 2016
The Seasons İn Quincy: Four Portraits Of John Berger / Quincy’de Mevsimler: John
Berger’in Dört Portresi / Colın Maccabe, Chrıstopher Roth, Bartek Dzıadosz,
Tılda Swınton, 2015
It's Me, Hilary: The Man Who Drew Eloise / Ben Hilary: Eloise'i Çizen Adam /
Matt Wolf, 2015
Mapplethorpe: Look At The Pictures / Fenton Baıley, Randy Barbato, 2016
DAVID BOWIE...
“Buradan nereye gideceğimi bilmiyorum ama söz veriyorum sıkıcı olmayacak.” David
Bowie
The Hunger / Açlık / Tony Scott, 1983
The Man Who Fell To Earth / Dünyaya Düşen Adam / Nıcolas Roeg, 1976
BAŞKA HALLER
Pek sevdiğimiz Fol ile birlikte, sinemanın kesişim noktalarında yer alan, yeni
görme ve deneyimleme biçimlerini öneren bir seçki hazırladık. Avangard ve
deneysel sinemanın öne çıkan işleri, heyecan verici yeni yönelişleri ve biçimsel
olarak ilham verici bulduğumuz filmler hep bu bölümün ilgi alanında. Tavizsiz
belgesellerinden tanıdığımız Frederick Wiseman’dan geçtiğimiz sene kaybettiğimiz
Chantal Akerman’ın son başyapıtına ve 1986 yılında Berlin’de gösterildikten
sonra unutulan, Türkiye sinemasında eşi benzeri olmayan deneyselliğe sahip
Merlyn Solakhan’ın TEKERLEME’sine, hazine niteliğinde pek çok film var bu
bölümde. Başka Haller, sinemanın ve sanatın başka hallerini keşfetmeye çağırıyor
seyirciyi.
The Sky Trembles And The Earth İs Afraid And The Two Eyes Are Not Brothers / Gök
Gürülder, Dünya Korkmuştur Ve İki Göz Birbirinin Kardeşi Değildir / Ben Rıvers,
2015
Counting / Geri Sayım / Jem Cohen, 2015
88:88 / Isıah Medına, 2015
No Home Movie / Chantal Akerman, 2015
In Jackson Heights / Frederıck Wıseman, 2015
Tekerleme / Merlyn Solakhan (Merlin Ecer), 1984
EV
Evimizin hikâyeleri. Hepsi ayrı telden çalıyor gibi gözükse de, bir arada
bakıldığı zaman her yerimizde dolaşabildiklerini anlıyoruz: ailelerimizde,
sokaklarımızda, can yakan geçmişimizde, olası geleceklerimizde, korkularımızda
ve arzularımızda, sıkışmışlıklarımızda ve özgürlük arayışlarımızda. Türkiye’nin
farklı sorular soran yeni yönetmenleriyle tanışın.
Mustang / Deniz Gamze Ergüven, 2015
Kedi / Ceyda Torun, 2015
Meral, Kızım / Meral, My Girl / Süheyla Schwenk, 2015
Isän Tyttö / Babasının Kızı / Melisa Üneri, 2015
Hayat Devam: Bir Seçki / 2015
Köpek / Esen Işık, 2015
Hayat Devam: Bir Seçki
2015 - 106' - Renkli - DCP - Ermenice, Türkçe
“Gerçek her zaman anlatılan bir şeydir, bilinen bir şey değildir. Yazı ve anlatı
olmasaydı, hiç bir şeyle ilgili hiçbir gerçek olmazdı. Sadece olanlar olurdu.”
Susan Sontag
DOĞUM YERİ: ADANA
KANADA, 2015, 15`, ERMENİCE
YÖNETMEN: DAVID HOVAN
SENARYO: DAVID HOVAN
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ: BRODIE HOVANESSIAN, DAVID HOVAN
KURGU: DAVID HOVAN
MÜZİK: ARMEN MARTIROSYAN
YAPIMCI: DAVID HOVAN, JEAN WEAVER
YAPIM ŞİRKETİ: DAVID HOVAN FILMS INC
SON NEFES
TÜRKİYE, 2015, 48’, TÜRKÇE
YÖNETMEN: ÖMER AKBAŞ
KURGU: CEM TENİKALP, ÖMER GÜNÜVAR
MÜZİK: DENİZ MAHİR KARTAL
KATILIMCILAR: SOMA MADEN ŞEHİTLERİ, ÖMER AKBAŞ, F. SERKAN ACAR, SOMA DAVASI
AVUKATLARI, SOSYAL HAKLAR DERNEĞİ YÖNETİCİLERİ
YAPIMCI: F.SERKAN ACAR
YAPIM ŞİRKETİ: FİLMFABRİK
Nasıl hayatta kalırız?
Hayata -her şeye rağmen- nasıl devam ederiz?
Bu hayatı nasıl istediğimiz, içimize sinen, sevinci yaşayabildiğimiz şekillerde
sürdürebiliriz?
Hayat, vazgeçebildiğimiz her şey gittikten sonra bırakmamakta yine de ısrar
ettiğimiz şey. Hayatta kalabilmek için evlerimizden, sahip olduklarımızdan
vazgeçebiliyoruz. Hayatta kalmak için kaybettiklerimizin acısını içimizde
çözmeyi öğrenmeye çalışıyoruz. Hayata devam edebilmek için umut bulmayı, nefes
yaratmayı başarıyor ya da son nefese kadar vazgeçmemeye çalışıyoruz. Hayatı,
hayat gibi sürdürebilmek için direniyoruz. Herkesin hikâyesi hayatla ilgili bir
sürü hikâyeden küçücük biri olarak kalıyor, hikâyeler unutuluyor. Ya da
anlatılıyor, anlatıla anlatıla gerçek yaratılıyor.
Doğumyeri: Adana’da 93 yaşındaki Antrarig Teghararian, 1915’te hayatta
kalabilmek için, Diyarbakır’dan Halep’e, oradan Adana’ya giden babasının
hikâyesini anlatıyor. Son Nefes bizleri, Mayıs 2014’te Soma’daki madende
oğullarını, kocalarını, babalarını, arkadaşlarını kaybedenlerle -henüz her şey
çok tazeyken- yapılan röportajlarla baş başa bırakıyor. Hayatta kalanların
kalamayanlara özlemleriyle, acıyla yüklü bir belgesel. Patronsuzlar’da Kazova
işçileri hayatı devam ettirebilmek için direniyor.
Bize ayrılan zamanda, bize verilen yerde hayatı nasıl devam ettirdiğimizin
hikâyeleri kolay hikâyeler değil.
Ama çok gerçek, bazen de umut veren hikâyeler.
KARANLIK & KÖŞELİ
‘Karanlık&Köşeli’ !f’in yıllardır çok sevilen ve merakla beklenen bölümlerinden
birisi. Karanlık, rahatsız edici, yeni kült adayları senenin en çok konuşulan
karabasanlı hikâyelerini, uzun süre akıldan çıkmayacak sahneleriyle geceyarısı
seanslarından birisinde sizi bekliyor olacaklar.
!f’in klasikleşen kült gösterimleri kapsamında bu yıl, Japon underground
sinemasının çok az görülmüş hazinesi Güllerin Cenaze Töreni’nin gösteriyoruz.
Birçok eleştirmen tarafından Kubrick’in Otomatik Portakal’ının ilham kaynağı
olarak gösterilen bu nev-i şahsına münhasır avangard klasiği, efsanevi Japon
yönetmen Toshio Matsumoto’nun ilk filmi.
Bara No Sôretsu / Güllerin Cenaze Töreni / Toshıo Matsumoto, 1969
!f ÖZEL GÖSTERİMLER
!f her sene sinemanın değişik yerlerinde gezindiği Özel Gösterimler’e bu sefer
üç farklı yönetmeni konuk ediyor. Manoel de Oliveira’nın 1982 yılında çektiği ve
ölümünden sonra gösterilmesini vasiyet ettiği belgeseli Ziyaret ya da Anılar ve
İtiraflar adeta geçmişten geleceğe gönderilmiş bir mektup gibi. Belgesel
sinemanın en iyi yönetmenlerinden Kazuo Hara bizi kişisel ve marjinal olanın
sınırlarına taşıdığı iki unutamayacağınız En Mahrem Eros: Aşk Şarkısı 1974 ve
İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor’la festivalin konuğu olacak. BBC’ye
yaptığı belgesellerle dikkat çeken BAFTA ödüllü Adam Curtis ise ABD-Suudi
Arabistan ilişkilerini BBC arşivlerindeki görüntüler üzerinden anlatan muazzam
son filmi Acı Göl’le !f’in konuğu.
Bitter Lake / Acı Göl / Adam Curtıs, 2015
Gokushiteki Erosu: Renka 1974 / En Mahrem Eros: Aşk Şarkısı 1974 / Kazuo Hara,
1974
Yuki Yukite Shingun / İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor / Kazuo Hara,
1987
Visita Ou Memórias E Confissões / Ziyaret Ya Da Anılar Ve İtiraflar / Manoel De
Olıveıra, 1982
TÜRKİYE'DEN KISALAR
!f İstanbul Türkiye’den Kısalar gösterimleri Türkiyeli yönetmenlerin ve
hareketli görüntüyle üretenlerin son bir sene içindeki üretimlerinden örnekleri
tematik derlemeler etrafında bir araya getiriyor. Temalar, kısacıların ve !f
izleyicilerinin bize önerdikleri tüm kısaların kafamızda oluşturduğu soru
işaretleri ve bize hissettirdikleri etrafında sonradan şekilleniyor. Bu hislere
ve sorulara ilham veren kısalardan bir kısmı tematik derlemeler olarak
programlanıyor. !f İstanbul Türkiye’den Kısalar için bize önerilerini gönderen
tüm kısacılara ve izleyicilere teşekkür ederiz. Gösterimler festival kapsamında
İstanbul, Ankara ve İzmir’de festival sinemaları ve mekanlarında ücretsiz olarak
gerçekleştiriliyor. İstanbul’daki gösterimler sırasında bir de izleyici oylaması
yapılıyor ve izleyicilerin seçtikleri bir kısanın yönetmeni, yurt dışında bir
film festivalinde !f’in konuğu oluyor.
Dört Duvar Arası Kapanmaz Ki! / 2015
Hayaller Ve Duvarlar / 2015
Her Şey Yolunda… / 2015
DÖRT DUVAR ARASI KAPANMAZ Kİ!
Türkiye - 2015 - 101' - Renkli ve Siyah Beyaz - DCP
Türkiye’den Kısalar ‘Dört Duvar Arası Kapanmaz Ki!’ tematik derlemesindeki
filmlerin bize sorduğu sorulara bir Baba Zula şarkısı tercüman oldu. Dört duvar
arası kapanmaz ki / Sendeki özgür ruh / Ölünce parçalanmaz ki / Bendeki özgür
ruh / Sevişe sevişe azalmaz ki / Tendeki özgür ruh / Kopyalayarak çoğalmaz ki /
Gendeki özgür ruh
AİDİYET
2015, KURMACA, RED, 30’
Yönetmen: SERKAN ERTEKİN
Senaryo: SERKAN ERTEKİN
Görüntü Yönetmeni: MEHMET BAŞBARAN
Müzik: EMİR IŞILAY, SERKAN ERTEKİN
Oyuncular: KAAN ÇAKIR, GİZEM AKSU, FUAT ONAN, BENGİ ÜNSAL
Yapımcı: SERKAN ERTEKİN, HAKAN ERTEKİN
Yardımcı Yönetmen: İDİL ERGÜN
Renk: BORA SUEL
Ses Tasarım: POST BIYIK
Canlandırma: MURAT KABAŞ
İnanç ve göz yaşlarının ilerlettiği bir gemiden bahseder eskiler. Herkese
gözükmeyen bir gemidir bu gemi, kendi yolcusunu kendi seçer, gemi hareket etmek
üzeredir.
Yönetmen Hakkında:
Serkan Ertekin (İstanbul, 1979) İstanbul’da yaşıyor. Lise yıllarında müzik
yarışmalarında ödüller aldı. Animasyon, fotoğraf ve filme olan ilgisi onu New
York’a götürdü. Farklı rollerde önemli yönetmenler, tasarımcılar ve sanatçılarla
çalışma fırsatını elde etti, ödüller kazandı. 2011 senesinden beri animasyon ve
film çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir. Aidiyet, Serkan Ertekin’in ilk
filmidir.
www.serkanertekin.com
DÛ R E... / UZAK MI...
2015, DENEYSEL BELGESEL, DSLR, 16’12’’
Yönetmen: LEYLA TOPRAK
Senarist: LEYLA TOPRAK
Koreografi: LEYLA TOPRAK
Yapımcı: LEYLA TOPRAK
Yönetmen Yrd: MUSTAFA KÖKSALAN
Oyuncular: BERİTAN, ŞÎLAN K., ŞÎLAN A., SEMRA KAP (Dansçı)
Kurgu: MUSTAFA KÖKSALAN
Görüntü Yönetmeni: MUSTAFA KÖKSALAN
Kamera: MUSTAFA KÖKSALAN, ARAM DİLDAR
Ses: SEMRA KAP, ARAM DİLDAR, MAHKUM ABİ
Müzik: ARVO PART - FÜR ALINA
Kobane geçen yıl IŞİD’e karşı hayata geçirdikleri zor mücadele ile gündeme
geldiğinde, özellikle kadınların gösterdiği cesaretle dünya gazetelerinin
manşetlerinden düşmedi. Bu fi lm Suriye’deki savaşın hem insanlar hem de doğa
üzerindeki yıkımını birinci elden gösterirken, bu cesur kadınlardan bazılarıyla
konuşarak, bölgedeki baskın toplumsal tanımlamalara karşı gösterdikleri
başkaldırı ve mücadeleyi de belgeliyor.
Yönetmen Hakkında:
1980`de İstanbul`da doğan Toprak, 2003´2013 yılları arasında Mezopotamya Dans
Kolektifinde dansçı ve koreograf olarak yer aldı. 2014`te Bilgi Üniversitesi`nde
Sahne ve Gösteri Sanatları bölümünden mezun olduktan sonra Sinema ve TV
bölümünde yüksek lisansa başladı. Belgesel-kurmaca türünde kendi çalışmaları
dışında birçok projede koreograf, dansçı ve yönetmen yardımcısı olarak yer
aldı.İşleri arasında yönetmenliğini yaptığı Kırmızı Mendil (2015), oyuncu olarak
yer aldığı Oğlan (2015) ve yönetmen yardımcılığı-oyuncu yönetimini üstlendiği
Oda (2016) yer alıyor.
www.leylatoprak.com
MERAL, KIZIM
2015, KURMACA, 16 MM, 22’’
Yönetmen: SÜHEYLA SCHWENK
Senaryo: SÜHEYLA SCHWENK
Kurgu: MAGNUS SCHMITZ
Oyuncular: DENISE ANKEL, TÜLİN BARIŞ, SERPİL PAK
Yapımcı: DEUTSCHE FILM-UND FERNSEHAKADEMIE BERLIN
Yapım Yönetimi: ROXANA RICHTERS
Kamera: ANTONIA LANGE
Kostüm: LAURA KIRST
Set Fotoğrafçısı: MEIKO JANKE
Meral, geçirdiği bir kazadan sonra yıllardan beri ayrı yaşadığı, geleneklerine
bağlı ailesinin yanına dönmesinin yanı sıra, yatağa da bağlı kalmıştır. Meral’in
durumunu kendisinin dışında kimse kabul edememektedir. Küçük kardeşi Asiye,
Meral’in en büyük destekçisidir.
Yönetmen Hakkında:
Süheyla Schwenk (Göteborg/İsveç, 1985) Berlin’de yaşıyor. Beş yaşında ailesiyle
Türkiye’ye döndükten sonra Muğla’da liseyi bitirip, Süleyman Demirel
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde oyunculuk eğitimi alan Schwenk
üniversiteden sonra iki yıl Haliç Üniversitesi’nde oyunculuk üzerine yüksek
lisans yaptı. Lisansının ardından Berlin’e yerleşerek çeşitli tiyatro ve
filmlerde görev alan Schwenk 2012’den bu yana Deutsche Filmund Fernsehakademie
Berlin’de (dffb) yönetmenlik okumaktadır. Filmleri arasında Sevince ve Peri Geht
Aus yer almaktadır.
SALI
2015, KURMACA, 2K, 12’
Yönetmen: ZİYA DEMİREL
Senaryo: BUKET COŞKUNER, ZİYA DEMİREL
Görüntü Yönetmeni: MERYEM YAVUZ
Kurgu: HENRIQUE CARTAXO
Oyuncular: MELİS BALABAN, ZEKİ OCAK, YONCA HİÇ
Yapımcı: ANNA MARIA ASLANOĞLU, ZİYA DEMİREL
Sanat Yönetmeni: MELTEM TOLAN
Ses: MURAT ONUR ÖNER
Salı on beş yaşındaki Aslı’nın İstanbul’daki sıradan bir okul gününde yaşadığı
üç temasa dair bir film.
Yönetmen Hakkında:
Ziya Demirel (Adana, 1988) İstanbul’da yaşıyor. Galatasaray Üniversitesi
Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde okuduktan sonra Prag Film Okulu’nda yönetmenlik
ve senaryo yazarlığı eğitimi aldı. Kısa filmleri arasında Filmin Adı (2010),
Pişmaniye (2012) ve Evicko (2013) yer almaktadır.
TUHAF ZAMANLAR
2015, KURMACA, 2K, 10’44’’
Yönetmen: MEHMET EMRAH ERKANI
Senaryo: MEHMET EMRAH ERKANI, RIZA SÖNMEZ
Görüntü Yönetmeni: A.EMRE TANYILDIZ
Kurgu: RAMAZAN YÜKSEL
Müzik: FIRAT TANIŞ (ÖZGÜN)
Oyuncular: MAHİR GÜNŞİRAY, MÜNİR CAN CİNDORUK, İNANÇ KONUKÇU
Yapımcı: S.GÖNÜL ARSLAN (PİNPON PRODUCTIONS)
Yardımcı Yönetmen: GİZEM KURU
Ses Tasarım: TAHSİN GÜNGÖR
Focus Puller: YAĞIZ YAVRU
Haldun İstanbul’un kentsel dönüşüm bölgelerinden birinde yaşayan bir trans
bireydir. Son zamanlarda trans bireylere yönelik nefret saldırıları artmıştır
ama yine de o gece sokağa çıkması gerekmektedir. Lakin durumlar biraz tuhaf bir
hale gelecektir.
Yönetmen Hakkında:
M. Emrah Erkanı (İstanbul, 1973) İstanbul’da yaşıyor. Heykel alanında lisans
eğitimini, sinema alanında da yüksek lisans ve doktorasını tamamladı.
Akademisyen, serbest yönetmen ve senarist olarak çalışmaktadır. Filmleri
arasında Marini (2006) ve Herkesin Bir Şansı Daha Olmalı (2010) sayılabilir.
ZİBA
2015, DENEYSEL, 4K, 9’14’’
Yönetmen: ALİ FARKHONDE
Senaryo: ALİ FARKHONDE
Görüntü Yönetmeni: YAĞIZ YAVRU
Kurgu: ALİ FARKHONDE
Oyuncular: HARE SÜREL
Yapımcı: NESRA GÜRBÜZ
Ses Tasarım: CENKER KÖKTEN, ALİ FARKHONDE
Renk Düzeltme: CENK EROL
Ses Miksaj: CENKER KÖKTEN, ALİ FARKHONDE
Şiddet bir kadının ruhunu alıkoyabilir mi?
Yönetmen Hakkında:
Ali Farkhonde (Tahran, 1986) 2003 yılında sinema okumak için İran’dan ayrılıp
Kıbrıs’a gitti. 2007’de İstanbul’a taşındı. Sinema üzerine çalışmalarına devam
ediyor, deneysel ve ticari projelerle sinemanın tüm yönlerinden beslenmeye
çalışıyor.
HAYALLER VE DUVARLAR
Türkiye - 2015 - 70' - Renkli ve Siyah Beyaz - DCP
Türkiye’den Kısalar ‘Hayaller ve Duvarlar’ tematik derlemesi sanatta ve sanatla
hayatta kalmak üzerine kısalardan oluşuyor. Bir taraftan hayata sanatla
bakmanın, sanatla yaşamanın, hayaller kurmanın özgürleştirici ve ilham verici
potansiyellerine, bir taraftan da bu hayallerin kültür endüstrisine çarpmasının
yarattığı hayal kırıklıklarına dokunuyor.
AZAD
2015, KURMACA, FULL HD, 16’
Yönetmen: YAKUP TEKİNTANGAÇ
Senaryo: YAKUP TEKİNTANGAÇ
Görüntü Yönetmeni: EMRE PEKÇAKIR
Kurgu: K. RAMAZAN YÜKSEL
Müzik: ERSİN BİŞGEN
Oyuncular: M. CAVİT AK, GÜLİSTAN SARBAS
Yapımcı: YAKUP TEKİNTANGAÇ
Ses: ZEKİ AYKAÇ
Azad, annesiyle birlikte İstanbul’a göç etmek zorunda kalmıştır. Annesi her gün
işe gittiği için, kapıyı onun üzerine kilitler. Tek başına kalan Azad, dört
duvar arasında zaman geçirmenin yollarını arar.
Yönetmen Hakkında:
Yakup Tekintangaç (Ağrı, 1980) Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilimdalı’nda
yüksek lisans yaptı. SEN-DER’de senaryo eğitimi aldı, Mezopotamya Sinema
Kolektifi’nde sinema çalışmalarına katıldı ve Hüseyin Kuzu ile proje grubunda
çalıştı. Önemli filmleri arasında Qapsûl (2013) ve Polistan (2014) yer
almaktadır.
KAMERALI ÇOCUK
2016, BELGESEL, HD, 20’
Yönetmen: İBRAHİM YEŞİLBAŞ
Görüntü Yönetmeni: İBRAHİM YEŞİLBAŞ
Kurgu: HASAN DOĞAN
Oyuncular: JWAN ABDO
Yapımcı: İBRAHİM YEŞİLBAŞ, HASAN DOĞAN
Yardımcı Yönetmen: YEŞİM ÖNEN
Koordinatör: YILMAZ DELEN
Ses: ÇAĞLA YILMAZ, ABDULLAH ÖNEN
Jwan, Halep Üniversitesi’nde gördüğü sinema eğitimini savaş nedeniyle yarıda
bırakmıştır. Fakat Türkiye’de bu tutkusunun peşindengitmek istemektedir.
www.theboywithcamera.com
Yönetmen Hakkında:
İbrahim Yeşilbaş (Erzincan, 1988) İstanbul’da yaşıyor ve bağımsız
filmprojelerinin yanında tanıtım filmleri ve video klipler çekiyor.
MERKÜR
2015, ANİMASYON, 5’ 22”
Yönetmen: MELİS BALCI & EGE OKAL
Senaryo: MELİS BALCI & EGE OKAL
Müzik: HİLMİ BEY - PERKÜSYON
Oyuncular: DAMLA PEHLEVAN, EKMEL ERTAN, LARA ÖGEL
Kayıt ve Miksaj: UĞUR AKAGÜNDÜZ
Renklendirme: BERKE DOĞANOĞLU, İREM NALÇA
Renklendirme Asistanları: UMUT BALCI, ZEYNEP HAZAL ÖZUSLU
Kayıt Stüdyosu: MIAM
Galeride asistanlık yapan genç bir sanatçı, sanat fuarı çıkışında çalıştığı
galerinin sahibiyle birlikte lüks bir akşam yemeğine gider. Genç sanatçı, sanat
dünyasının önemli fi gürleriyle geçirdiği bu gecede masayı gözlemler ve
diyaloglara her katılımında hayal kırıklığına uğrar.
Yönetmen Hakkında:
Melis Balcı (Ankara, 1990) ve Ege Okal (İzmir, 1990) İstanbul’da yaşayıp
çalışıyorlar. Merkür, ikilinin birlikte gerçekleştirdikleri ilk filmdir.
RODİ
2016, KURMACA, 2K, 18’
Yönetmen: EMRE SERT & GÖZDE YETİŞKİN
Senaryo: EMRE SERT & GÖZDE YETİŞKİN
Görüntü Yönetmeni: ANDAÇ ŞAHAN
Müzik: ALİ GÜÇLÜ ŞİMŞEK (ÖZGÜN), AYYUKA, REPLİKAS
Oyuncular: ONUR ÜNSAL, BARKIN KULA, SİBEL KASAPOĞLU
Yapımcı: AHMET BUDAK
Renklendirme: BORA GÖKŞİNGÖL
İsmail bir rock grubunun sahne kurulumundan sorumlu rodisidir. Ünlü bir müzisyen
olmak isteyen İsmail, CD’ye kaydettiği şarkısını bir konser gününde grubun
solisti Barkın’a vermeye çalışır. Ancak yapmacık davranışları yüzünden her şeyi
eline yüzüne bulaştırır.
Yönetmen Hakkında:
Emre Sert (Zonguldak, 1988) ve Gözde Yetişkin (İstanbul, 1988) on üç yaşında
tanıştılar, aynı hayali paylaşıyorlar. Filmleri arasında Deniz Seviyesi (2010)
ve Bi’ Garip Adam (2013) yer almaktadır. www.inatsanat.com
SU BİRİKİNTİSİ
2015, DENEYSEL, PRO RES, 9’51’’
Yönetmen: SERDAR YILMAZ
Senaryo: SERDAR YILMAZ
Görüntü Yönetmeni: MERYEM YAVUZ
Kurgu: BUĞRA DEDEOĞLU
Müzik: OKAN KAYA (ÖZGÜN)
Oyuncular: MİHRAN TOMASYAN, ULUÇ ALİ
Yapımcı: SERDAR YILMAZ, NADİDE ARGUN
Renk Düzeltme: CENK EROL
Sanat Departmanı: YİĞİT ABİK, SEDA YÜRÜK
Görsel Efektler: EMRE ALTINOK
Eski eşya pazarında bir adam meraklı gözlerle tezgahları, eskimiş posterlerle
dolu duvarları inceleyerek yürümektedir. Tezgahın birinde gördüğü bir objenin
canlanması, onu başka bir gerçekliğe sürükler.
Yönetmen Hakkında:
Serdar Yılmaz (İzmit, 1973) İstanbul’da yaşıyor. Resim bölümü mezunu olan, uzun
yıllar sinema ve belgesel filmlerde yapım tasarımcısı ve sanat yönetmeni olarak
çalışmış ve ödüller almış olan Yılmaz’ın yönetmenliğini yaptığı filmler de pek
çok ulusal ve uluslararası film festivalinde ödüller almıştır. Filmleri arasında
Etkili Savunma (gerekli midir) (2007), Merdiven (2009) ve Kızarmış Tavuk (2012)
sayılabilir. www.serdaryilmaz.org
HER ŞEY YOLUNDA…
Türkiye - 2015 - 92' - Renkli ve Siyah Beyaz - DCP
Türkiye’den Kısalar ‘Her Şey Yolunda...’ konuşulmayanlar üzerine kısalardan
oluşan bir tematik derleme. Derlemede yer alan filmlerin atmosferine sıkıntı
hakim. Üzerine konuşulmayan durumlar hem durumun hem de etrafındaki ilişkilerin
sıkıntısını daha da arttırıyor, çıkış yollarını tıkıyor. Bir sorun yokmuş gibi
davranmaya çalışmak, devam etmek nafile; ama her şey yolunda...
DAĞINIK YATAK
2015, KURMACA, HD, 11’
Yönetmen: EYTAN İPEKER
Senaryo: EYTAN İPEKER
Görüntü Yönetmeni: MERYEM YAVUZ
Oyuncular: NAZAN KESAL, HAKAN ÇİMENSER
Yapımcı: YOEL MERANDA
Yardımcı Yönetmen: AYŞECAN ÖZTURAN
Renklendirme: JAMES NORMAN
Yapım Sponsoru: GÖZLEM GAZETECİLİK
Sessiz bir sabah. Ortayaşlı bir kadın yatağında uzanmış, uyuyan kocasının
sırtını izlemektedir.
Yönetmen Hakkında:
Eytan İpeker (İstanbul, 1981) İstanbul’da yaşıyor. Deneysel filmleri Toronto,
Edinburgh gibi birçok uluslararası festivalde gösterildi. Özleyiş (2010) filmi,
30. İFSAK Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması’nda En İyi Deneysel Film
ödülünü kazandı. Diğer filmleri arasında Soyulma (2011), Busby’e Saygı Duruşu
(2014) ve İdil Biret: Bir Harika Çocuğun Portresi (2015) yer almaktadır.
GRİ BÖLGE
2015, KURMACA, HD, 07’ 15”
Yönetmen: DERYA DURMAZ
Senaryo: DERYA DURMAZ
Görüntü Yönetmeni: MERYEM YAVUZ
Kurgu: DENİZ ÇİZMECİ
Oyuncular: NAZAN KESAL, NAZLI BULUM
Yapımcı: EMİNE YILDIRIM, DERYA DURMAZ
Renklendirme: JAMES NORMAN
Ses Tasarım: MELİH SARIGÖL
Bir genç kadının eski bir alışkanlığı -siniri bozulunca gülmesi- onu en iyi
tanıyan insanın, annesinin, artık bakire olmadığını öğrenmesine neden olacaktır.
Artık bekaretini yitiren, koşulsuz sevgiye dayalı anne-kız ilişkisidir...
Yönetmen Hakkında:
Derya Durmaz (Almanya, 1973) İstanbul’da yaşıyor. Ekonomi, İnsan Hakları Hukuku
ve Oyunculuk eğitimi alan oyuncu/yönetmen Derya Durmaz’ın kendi yazıp yönettiği
ilk kısa film Ziazan (2014) 19 ülkede 43 festivalden 11 ödül aldı. İkinci kısa
filmi Gri Bölge Berlin Film Festivali Generation 14plus Kısa Film Yarışması’na
seçildi. Durmaz, Toronto Film Festivali Talent Lab 2015’e ve Berlin Film
Festivali’nin Berlinale Talents 2016 programına seçildi. Yeni filmi Amerika
Otobüsü üzerine çalışmalarına devam ediyor.
GUNEH / GÜNAH
2015, KURMACA, HD, 14’
Yönetmen: GÜLİSTAN ACET
Senaryo: GÜLİSTAN ACET
Görüntü Yönetmeni: DARIO GERMANI
Kurgu: THERON PATTERSON
Oyuncular: CEWHER HECÎ XELÎF, EVİNDAR HECİ XELİF, MUXDAT REŞO USİV
Yapımcı: FERİT KARAHAN
Renk: CENK EROL
Ses Miksaj: OĞUZ KAYNAK
On iki yaşındaki Reşo ve üç arkadaşı, köylüler tarafından cinli olduğuna
inanılan bir mağaraya kuş avlamaya giderler. Reşo, saf ve cesaretsiz olan
Memo’ya bir şaka yapıp mağarada onu korkutur. Memo, bayılır ve bir daha ayılmaz.
Köye döndüklerinde tüm köy, Memo’ya cin çarptığı haberiyle çalkalanır. Memo,
cinci hocanın türlü cin çıkarma yöntemleriyle boğuşurken Reşo da, arkadaşını
ölümün eşiğine getiren bu sır yüzünden vicdan azabıyla kıvranmaktadır.
Yönetmen Hakkında:
Gülistan Acet (Batman, 1985) İstanbul’da yaşıyor. Uludağ Üniversitesi Türkçe
Öğretmenliği Bölümü ve Artuklu Üniversitesi Kürdoloji yüksek lisans mezunu olan
Acet çeşitli atölyelerde sinema ve tiyatro eğitimi aldı. Çektiği kısa filmlerle
Montpellier, Antalya, Duhok, Malatya gibi festivallerde En İyi Film ödüllerine
layık görüldü. Cennetten Kovulmak (2013) filmindeki rolüyle Altın Portakal’da En
İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Kısa filmleri arasında Karpuz Cenneti
(2013) ve Baharı Beklerken (2014) yer almaktadır.
VERATARTS / DÖNÜŞ
2015, BELGESEL, 1080P25, 20’45’’
Yönetmen: HALE GÜZİN KIZILASLAN
Kurgu: HALE GÜZİN KIZILASLAN, ANIL ÇİZMECİOĞLU, BARAN ŞAŞOĞLU
Müzik: METİN KEMAL KAHRAMAN
Renk: ALİ UMUT ERGİN
Kamera: HALE GÜZİN KIZILASLAN
Yardımcı Kamera: ROJA ROJDA SERİN
Geniş topraklarda bir çiftlik ve birbirine kenetlenmiş bir Ermeni ailesi.
Kadınlar, erkekler, gençler ve çocuklarla değişen nüfus cüzdanları, tazelenen
hafıza, sadece acılarla öğrenilen bedeli çok ağır bir yüzleşme.
Yönetmen Hakkında:
Hale Güzin Kızılaslan (İstanbul, 1978) İstanbul’da yaşıyor. 2010 yılında
İstanbul Galata Fotoğrafhanesi’nde fotoğraf üzerine çalışmaya başladı, 2012-2013
döneminde Fotoğraf Akademisi’nde Belgesel Fotoğraf programını bitirdi. İlk
belgesel film çalışması olan Veratarts haricinde çalışmalarına yoğunluklu olarak
foto-röportajlar ve belgesel fotoğraf ile devam etmektedir.
ORMAN
2015, KURMACA, DIGITAL, 13’39’’
Yönetmen: ONUR SAYLAK, DOĞU AKAL
Senaryo: HAKAN GÜNDAY, ONUR SAYLAK, DOĞU AKAL
Görüntü Yönetmeni: FEZA ÇALDIRAN
Kurgu: ALİ AGA
Müzik: UYGUR YİĞİT (ÖZGÜN)
Oyuncular: SELİM BAYRAKTAR, TUBA BÜYÜKÜSTÜN, MUHAMMET UZUNER
Yapımcı: ZİYA CEMRE KUTLUAY
Sanat Yönetmeni: NAZ ERAYDA
Ses: H. CAN EROL
Hiçliğin ormanı megakent İstanbul’un göbeğinde Suriye’deki savaştan kaçan Omar
ve iki kızı yaşam mücadelesi vermektedir. Omar’ın kendine bulduğu yegane iş
şehrin başıboş hayvanlarını toplayıp pet shop sahibi Fahri’ye satmaktır. Ancak
Fahri bu sefer çok garip bir istekte bulunur Omar’dan; şehrin kıyısındaki
ormanda bir yılan yakalamak.
Yönetmen Hakkında:
Doğu Akal (Ankara, 1985) İstanbul’da yaşıyor. 2009 yılında Bilkent Üniversitesi
Sahne Sanatları Tiyatro Yönetmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Devlet
Tiyatrosu başta olmak üzere Türkiye’nin önemli sahnelerinde oyunlar yönetti.
Orman, yönetmenin ilk sinema deneyimidir.
Onur Saylak (1977, Ankara) İstanbul’da yaşıyor. 2006’dan beri sinema alanında
çalışmalarına devam ediyor. İlk kez Özcan Alper’in Sonbahar (2008) isimli
filmiyle sinemada oyuncu olarak tanınan Onur Saylak’ın yönetmen olarak ilk
deneyimi Orman isimli kısa filmdir.
SAVAŞ BÖLGESİ
2015, DENEYSEL, HD, 05’24’’
Yönetmen: OĞUZHAN KAYA
Senaryo: OĞUZHAN KAYA
Görüntü Yönetmeni: HASAN KILIÇ
Kurgu: OĞUZHAN KAYA, HASAN KILIÇ
Oyuncular: OĞUZHAN KAYA
Yapımcı: ÖZDEN DEVRİM BAYRAM
Ses Tasarım: EMRE ATILGAN, FERİDUN EMRE DURSUN
Sanat Yönetmeni: ECE AKARYILDIZ
Bir ofiste rutin bir gün. Kopyalanması gereken bazı belgeler ve imha edilmesi
gereken birçok evrak var. Şirketin büyümesi ve dünya barışı için daha fazla
çalışmak gerekiyor.
Yönetmen Hakkında:
Oğuzhan Kaya (İstanbul, 1984) İstanbul’da yaşıyor. Kocaeli Üniversitesi GSF
Dramatik Yazarlık Bölümü’nden 2011 yılında mezun oldu. Deneysel filmleriyle
ulusal ve uluslararası birçok festivalden ödüller aldı. Şu anda İstanbul
Üniversitesi Radyo, TV ve Sinema Bölümü’nde yüksek lisans yapmaktadır. Filmleri
arasında Integral (2011), Vaha (2013) ve Mükemmel Bir Gün (2014) sayılabilir.
HEPGECE
2015, KURMACA, HD DSLR, 17’
Yönetmen: FATMA BELKIS , EMRE BİRİŞMEN
Senaryo: FATMA BELKIS , EMRE BİRİŞMEN
Görüntü Yönetmeni: ÖZGÜR ATLAGAN, ONUR GÖKMEN
Oyuncular: GÜLCE ORAL, OZAN ÇELİK, DENİZ DENKER
Yapımcı: FATMA BELKIS , EMRE BİRİŞMEN
Renk Ayrımı: ÖZLEM EROL
Miks & Mastering: CAN BOYACIOĞLU
Ses Kaydı: MELİH SARIGÖL
Güneşin doğmadığı, karanlığın hüküm sürdüğü sonsuz gecede Kadın ve Erkek, çözümü
içinde bulundukları sosyal hayattan, mülkiyetten ve bildiğimiz medeniyetten
kendilerini kopartıp doğaya gitmekte ararlar. Hepgece fi lminin senaryosu
günümüzde artık neredeyse normalleşen ve tepki göstermenin gittikçe zorlaştığı
onlarca istismar ve hakaret dolu olay ve sözün karanlığı düşünülerek
yazılmıştır.
Yönetmen Hakkında:
Fatma Belkıs (Antalya, 1985) ve Emre Birişmen (İstanbul, 1986) Sabancı
Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından mezun
oldular ve yüksek lisanslarını da aynı kurumda tamamladılar. Emre Birişmen
fotoğraf ve video ile çalışan bir görsel sanatçı. Fatma Belkıs video, fotoğraf
ve basılı malzeme ile çalışan bir görsel sanatçı ve European Graduate School’da
doktora öğrencisi. Hepgece yönetmenlerin ilk filmidir.
http://www.fatmabelkis.com
http://www.emrebirismen.com
!f İstanbul 18 Şubat’ta başlıyor!
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek !f İstanbul Bağımsız Filmler
Festivali, bu yıl 15. yaşını seyircileriyle kutluyor! Yılın en çok konuşulan
filmlerini Türkiye’ye getiren, !f music partileriyle şehri ayağa kaldıran !f
İstanbul, 18 Şubat’ta İstanbul’dan yola çıkıyor, 3-6 Mart tarihlerinde de Ankara
ve İzmir’e uğruyor! 40 ülkeden, 112 filmin gösterileceği festivalin bu yılki
teması ise “!f İstanbul birleştiriyor!”
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde ve Mars Cinema Group ortaklığında
yapılacak 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 18-28 Şubat 2016
tarihlerinde İstanbul’da, 3-6 Mart 2016 tarihlerinde ise Ankara ve İzmir’de
gerçekleşecek. Bu yıl “!f İstanbul birleştiriyor!” sloganıyla yola çıkan
festival, bağımsız sinemanın en iyilerini, yılın çok konuşulan ve bol ödüllü
filmlerini sinemaseverlerle buluştururken, !f music partileriyle İstanbul’un
eğlence hayatına alternatif olacak, !f² ile de 33 şehir, 50 farklı noktaya film
götürecek.
Festival mekânları
!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 18-28 Şubat tarihleri arasında
İstanbul’da Beyoğlu Fitaş, Cinemaximum Nişantaşı City’s, Cinemaximum Kanyon,
Cinemaximum Budak; 3-6 Mart tarihlerinde de Ankara’da Cinemaximum Armada ve
İzmir’de ise Cinemaximum Konak Pier sinemalarında gerçekleşecek. Bu yıl !f music
partileri Babylon’da, festival etkinlikleri ise DEPO ve SALT Galata’da
düzenlenecek.
!f’i Anomalisa açıyor
“Being John Malkovich/John Malkovich Olmak”, “Adaptation”, “Eternal Sunshine of
the Spotless Mind/Sil Baştan” gibi pek çok modern klasiğin yazarı Charlie
Kaufman ile televizyon tarihinin en sıradışı animasyon serisi “Mary Shelley’s
Frankenhole”un yaratıcısı Duke Johnson’ın birlikte çektiği “Anomalisa”, !f
İstanbul’un açılış filmi olacak. Daily News’un “Rüzgâr Gibi Geçti’nin varoluşçu
kukla film hali”, Variety’nin “Küçük bir mucize”, Indiewire’ın “Tuhaf bir
şekilde güzel, canlandırılmış bir varoluş krizi” sözleriyle tarif ettiği, bir
çok eleştirmen tarafından da “yılın başyapıtı” sayılan “Anomalisa”, hayatının
sıkıcılığından bezmiş aile babası ve “Onlara Yardım Etmenize Nasıl Yardım
Edebilirim?”in saygın yazarı Michael Stone’un karanlık, absürt ve sürreal
yolculuğunu anlatıyor. Michael, müşteri hizmetleri profesyonelleri için bir
kongrede konuşmak için gittiği Cincinnati’de kalacağı Fregoli Otel’de Akron
hamurişleri satış temsilcisi Lisa ile tanışıyor ve çaresizliğinden olası bir
kaçış olarak hayatının aşkına yelken açıyor. Prömiyerini yaptığı Venedik’te Jüri
Özel Ödülü’nü kazanan, Austin Fantastic Fest’te En İyi Yönetmen, San Diego, San
Francisco, Indiana gibi pek çok eleştirmenler birliği tarafından da “Yılın
Animasyonu” seçilen filmde, “herkesin sesi”ni Tom Noonan seslendirirken,
Michael’a David Thewlis, Lisa’ya ise Jennifer Jason Leigh sesleriyle hayat
veriyor. “Carol”, “Fargo”, “Being John Malkovich”, “In Bruges” gibi pek çok
filmin müziğini yapmış Carter Burwell’ın etkileyici müzikleri de filmin hüznünü
güçlendiriyor.
Galalar: Yılın yıldızları burada!
Galalar bölümü, Toronto’dan Venedik’e, Cannes’dan Sundance’e, dünyanın önemli
festivallerinde büyük ilgi görmüş, yılın en çok beklenen filmlerini seyirciyle
buluşturuyor.
2000’lerin en tartışmalı filmlerinden “Melissa P.” ve kısa sürede modern
klasikler arasında yerini alan “I am Love/Benim Adım Aşk” ile tanıdığımız
İtalyan yönetmen Luca Guadagnino’nun Tilda Swinton, Ralph Fiennes, Matthias
Schoenaerts ve Dakota Johnson gibi etkileyici bir kadroyu buluşturduğu,
Variety’nin “Sinsi, muzip ve tahmin edilemez bir gerilim” sözleriyle merakımızı
kamçıladığı son filmi “A Bigger Splash/Sen Benimsin”; 2011’de Cannes’da Jüri
Ödülü aldığı “Polis” filmiyle yönetmenlik kariyerini iyice sağlamlaştıran
Fransız aktris Maïwenn’in yönettiği ve Altın Palmiye için yarıştığı Cannes’da
“Jules and Jim/Unutulmayan Sevgili”, “A Man and a Woman” gibi romantik
klasiklerle karşılaştırılan “Mon Roi/Prensim”; Oscar aldığı “An Inconvenient
Truth/Uygunsuz Gerçek” ve “Waiting for ‘Superman’” belgeselleriyle tanınan Davis
Guggenheim’ın Nobel Barış Ödüllü feminist aktivist Malala Yusufzay’ın hayatını
konu alan etkileyici belgeseli “He Named Me Malala/Adımı Malala Koydu”; nev-i
şahsına münhasır auteur Denis Coté’nin Berlin’de Altın Ayı için yarışacak
karanlık ve gerçeküstücü komedisi “Boris without Beatrice/Beatrice’i Olmayan
Boris”; İngiliz komedyen, aktör, radyo ve televizyon sunucusu, şarkıcı, köşe
yazarı, yazar, kısacası her şey olan ve elbette, hayranları kadar nefret
edenleri de eksik olmayan Russell Brand’in uyuşturucu bağımlılığı, narsistliği
ve Hollywood star’lığından geçen yolculuğunu ve beklenmedik bir şekilde ateşli
bir devrimci olarak yeniden doğuşuna tanıklık edeceğimiz “Brand: A Second Coming/Brand:
Diriliş”; 90’larda “Saturday Night Live” ile başlayan komedi kariyerini
sarsmadan sürdüren Sarah Silverman’ın canlandırdığı ve mutlu görünen evliliğinin
gerisinde uyuşturucu ve alkol bağımlılığıyla mücadele eden bir kadının trajik
hikâyesini konu alan “I Smile Back/Bakıp Gülümserim”; Cannes’dan ödüllü “I’ve
Heard the Mermaids Singing” ve görkemli uyarlaması “Mansfield Park” ile
tanıdığımız usta yönetmen Patricia Rozema’nın evlerinden uzakta, elektriksiz ve
insansız bir ortamda bir başlarına kalan iki kız kardeşin hikâyesini anlattığı
ve Ellen Page ile Evan Rachel Wood’u buluşturan kıyamet filmi “Into the Forest/Ormana
Doğru”; dünyanın en namlı sosyalisti Naomi Klein’ın yer kürenin kapitalizmle
olan savaşını irdelediği aynı adlı kitabından eşi Avi Lewis’in yönetmenliğinde
çekilen “This Changes Everything/İşte Bu Her Şeyi Değiştirir”; 2008’de intihar
ederek yaşama veda eden David Foster Wallace’ın Time dergisince “1923’ten beri
yayımlanmış En İyi İngilizce Romanlar” arasında yer alan meşhur kitabı “Infinite
Jest”in yayımlanması sonrası 1996 yılında çıktığı kitap turunu canlandıran “The
End of the Tour/Yolun Sonu”; Trey Edward Shults’ın ilk yönetmenlik denemesiyle
Cannes’da Eleştirmenlerin Haftası’nın en beğenilen filmlerinden birine dönüşen,
dört kuşağı bir araya getiren Şükran Yemeği için kız kardeşine konuk olan ve
varlığıyla patlamaya hazır bir bombaya dönüşen Krisha’nın hikâyesini hüzünlü ve
cesur bir dille anlatan, başrolündeki Krisha Fairchild’ın yılın en akılda kalıcı
performanslarından birini verdiği “Krisha”; 4 yıl önce !f İstanbul’da da
gösterilen ilk filmi “Volcano/Volkan” ile takibe aldığımız İzlandalı yetenek
Rúnar Rúnarsson’ın etkileyici bir büyüme hikâyesini Sigur Rós’dan Kjartan
Sveinsson’un büyüleyici müzikleri ve enfes İzlanda görüntüleri eşliğinde sunan,
San Sebastián, Varşova ve Zagreb film festivallerinde En İyi Film seçilen
“Sparrows/Serçeler”; Crystal Moselle’in Sundance’de Büyük Jüri Ödülü alan ve
gerek çarpıcı konusu gerek konuyu ele alış biçimiyle yılın en çok konuşulan
belgesellerinden birine dönüşen “The Wolfpack”; Bernardo Bertulucci’nin “The
Dreamers/Düşler, Tutkular, Suçlar”ıyla tanıdığımız Fransız aktör Louis Garrel’in
sürprizli sonuyla şaşırtan üçlü bir aşk hikâyesini Fransız Yeni Dalga sineması
esintileriyle anlattığı romantik komedisi “Two Friends/İki Arkadaş” ve “Blue
Ruin” ile adını bir kenara yazdığımız Jeremy Saulnier’ın Neo-Nazi’lerin peşine
düştüğü bir rock grubunun korku dolu gecesini anlattığı ve şimdiden yılın en
sıra dışı ve yaratıcı korku filmlerinden birine dönüşen “Green Room/Dehşet
Odası”, Galalar bölümü filmlerinden sadece birkaçı.
“Yılın filmi” The Assassin/Suikastçı !f’te!
Bu bölümde ayrıca; “The Assassin/Suikastçı”, “Innocence of Memories/Masumiyet
Müzesi”, “The Diary of a Teenage Girl/Bir Genç Kızın Gizli Defteri”, “Tangerine”,
“James White”, “Kill Your Friends/Arkadaşlarını Öldür” ve “Love 3D/Aşk 3D” de
Türkiye galasını yapacak filmler arasında…
Cannes’da gösterildiğinde festivalin en iyilerinden biri sayılan ve tartışmasız
bir şekilde En İyi Yönetmen Ödülü’ne uzanan, Sight&Sound dergisi tarafından
“2015’in en iyi filmi” seçilen “The Assassin/Suikastçı”, 9. yüzyılda Çin’de
geçiyor ve sevdiği adamı öldürmesi için görevlendirilen bir kadın suikastçının
duygusal ikilemini konu alıyor. Tayvan Yeni Dalga sinemasının en önemli
yönetmenlerinden Hsiao-Hsien Hou’nun “Le Voyage du Balon Rouge/Kırmızı Balonun
Yolculuğu”ndan beri çektiği ilk film olan “Suikastçı”, Hou’nun “Three Times”,
“Millenium Mambo” gibi klasiklerinde de rol almış fetiş oyuncusu Qi Shu’yu
başrole taşıyor ve şiirsel dili, incelikli görüntüleri ve yönetmenlik dehasıyla
yılın en büyüleyici filmlerinden birine dönüşüyor.
‘Masumiyet Müzesi’ Venedik’ten sonra İstanbul’da!
Radiohead ve Muse için çektiği efsane kliplerinin yanı sıra “Joy Division” ve
“Patience (After Sebald)” gibi kült belgeselleriyle tanıdığımız Grant Gee’nin
Orhan Pamuk’un ‘Masumiyet Müzesi’nden esinlenerek çektiği, dünya prömiyerini
yaptığı Venedik’te hayranlıkla karşılanan “Innocence of Memories/Masumiyet
Müzesi”; Sundance’te Görüntü Yönetmeni Ödülü kazanan, Berlin’in Generation
bölümünde “En İyi Film” seçilen, bağımsız sinemanın en önemli ödüllerinden
Gotham’da da Bel Powley’e En İyi Kadın Oyuncu Ödülü getiren “The Diary of a
Teenage Girl/Bir Genç Kızın Gizli Defteri”; “Martha Marcy May Marlene”, “Simon
Killer” gibi bağımsız klasiklerin yapımcısı olarak tanıdığımız Josh Mond’un John
Cassavetes filmleriyle kıyaslanarak övgülerle karşılanan, Sundance’te Seyirci
Ödülü’nü, Locarno’dan da Özel Mansiyon’u kapan ilk filmi “James White”; Duplass
Kardeşler’in yapımcılığını üstlendiği ve Sean Baker’ın iPhone 5s kullanarak
çektiği, hem hikâyesi hem de tekniğiyle senenin en yenilikçi yapımları arasında
yer alan, özellikle başrol oyuncuları Kitana Kiki Rodriguez ve Mya Taylor’ın
enerjik performanslarıyla seyircinin gönlünü kazanan “Tangerine” ve John
Niven’ın aynı adlı çoksatan romanından kendisinin senaryoya uyarladığı ve
İngiliz müzik endüstrisinin hâlâ yeni yetenekler aramak için çuvalla para
harcadığı 90’ların sonunda bir plak şirketinde dönen oyunları gün yüzüne
çıkaran, yılın en sert İngiliz filmi sayılan “Kill Your Friends/Arkadaşlarını
Öldür”; Galalar bölümünün en çok konuşulacak filmlerinden…
Noé’den 3 boyutlu Aşk!
Bölümün en heyecan uyandıran filmlerinden biri de hiç kuşkusuz, Gaspar Noé’nin
Cannes’da kuyruklara yol açan ve izleyen herkesi şoke eden son filmi “Love
3D/Aşk 3D”! The Guardian’ın “Noé’nin seks ile hikâyeyi evlendirme denemesi.
Fiziksel aşkın görüntüsünü, sesini ve hissini ekrana yansıtma çabası…” olarak
tanımladığı film, Arjantinli auteur Noé’nin “I Stand Alone”, “Irreversible/Dönüş
Yok” ve “Enter the Void” filmleriyle deneysellikte sınır tanımadığı sinemasında
3 boyutlu, sıra dışı bir deneyim… Paris’te yaşayan Amerikalı Murphy’nin
deli-dolu sevgilisi Electra’yla olan tutkulu birlikteliğini konu alan “Aşk 3D”,
yılın en cesur sinema tecrübelerinden biri olacak.
Kapanış filmi Demolition!
Başta “C.R.A.Z.Y./Çılgın” olmak üzere “Young Victoria/Genç Victoria”, “Café de
Flore/Ruh Eşim” filmleriyle takipçilerini yaratan, iki yıl önce “Dallas Buyers
Club/Sınırsızlar Kulübü” ile erkek oyuncularına Oscar kazandıran Jean-Marc
Vallée’nin son filmi “Demolition/Yeniden Başla”, Türkiye’de ilk kez !f
İstanbul’da gösterilecek. Variety’nin “Brokeback Mountain’dan beri en iyi
performansı” olarak gösterdiği ve şimdiden 2017 Oscar’ları için adı kulislerde
anılan Jake Gyllenhaal’ın başrolünde olduğu “Yeniden Başla”, eşini bir trafik
kazasında kaybeden yatırım uzmanı Davis’in bir otomat makinesine sinirlenip
şirkete mektup yazması sonrası gelişen olayları konu alıyor. Gyllenhaal’a Naomi
Watts ve Chris Cooper’ın eşlik ettiği film, yalnızca Toronto Film Festivali’nde
görücüye çıktı ve o günden beri yılın en merakla beklenen projelerinden birine
dönüştü. Vallée’nin “Bugüne dek yaptığım en rock’n’roll film” olarak tanımladığı
“Yeniden Başla”ya comingsoon.net’in yorumu ise şöyle: “İnsanlar dehasını fark
eder fark etmez kült bir klasiğe dönüşebilecek bir film!”
Keş!f: Yılın en ilham veren yönetmeni aranıyor!
!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin dokuzuncu yılına giren uluslararası
yarışmalı bölümü Keş!f, yılın ilham veren yönetmenini aramaya devam ediyor. İlk
ya da ikinci uzun filmini yönetmiş yönetmenlerin filmlerinin yarıştığı Keş!f
bölümünde, ABD, Almanya, Belçika, Çin, Etiyopya, Fransa, Finlandiya, İngiltere,
İran, İspanya ve Türkiye’den toplam 9 film, 10.000 dolar değerindeki Keş!f Ödülü
için jüri karşısına çıkacak.
Keş!f Jürisi yine iddialı!
2015 Bağımsız Ruh Ödülleri’nde En İyi İlk Senaryo’ya ve 2015 Gotham Ödülleri’nde
En İyi Çıkış Yapan Yönetmen’e aday olan “Appropriate Behaviour/Makul Davranış”ın
senarist, yönetmen ve başrol oyuncusu, Filmmaker dergisinin ‘Bağımsız Sinemanın
25 Yeni Yüzü’ arasında yer almış ve en son, “Girls”ün dördüncü sezonunda da
izlediğimiz Desiree Akhavan; New York Modern Sanat Müzesi’nin (MoMA) film
küratörü Joshua Siegel; Catherine Breillat’nın “The Sleeping Beauty”, Abel
Ferrara’nın “Pasolini” filmlerinden tanıdığımız ve bu yıl Denis Côté’nin
Berlin’in ardından !f İstanbul’da gösterilecek son filmi “Beatrice’i Olmayan
Boris”te izleyeceğimiz oyuncu Dounia Sichov; Cinema Scope dergisinin editörü ve
yayıncısı, Locarno Film Festivali’nde programlamacı ve aynı zamanda yazar,
yönetmen ve yapımcı olan Mark Peranson ve İlksen Başarır’ın yönettiği “Başka
Dilde Aşk”, “Atlıkarınca” ve “Bir Varmış Bir Yokmuş” filmlerinde hem senarist
hem de oyuncu kimlikleriyle ödüller kazanan Mert Fırat’tan oluşan Keş!f jürisi,
2016’nın en ilham veren yönetmenini seçecek.
Keş!f Uluslararası Yarışma’da jüri önüne çıkacak filmler ise şöyle: İngiliz
aktör Steve Oram’ın “insanlar da maymunlar gibi davransaydı nasıl olurdu”
sorusunun peşine düştüğü, seyircinin film izleme alışkanlıklarını zorlayacak
sürreal komedi korku filmi “Aaaaaaaah!”; Celia Rowlson Hall’un kuzeybatı
çöllerinde gezen Meryem Ana’nın hikâyesini hareketlerle, ritüellerle ve
performansla anlattığı, hislere ve sezgilere dayanan bir yolculuğu şiirsel bir
izleme deneyimine dönüştürdüğü filmi “MA”; Miguel Llansó’nun kıyamet sonrası
dünyanın alıştığımız karanlık hayaline pop kültür ikonlarıyla yepyeni bir renk
getirdiği, Etiyopya’nın ilk bilimkurgusu da sayılan “Crumbs/Kırıntılar”; 80’ler
başında görme yetisini kaybeden yazar ve dilbilimci John Hull’un üç yıl boyunca
kaydettiği ses günlüklerinden uyarlanan ve bu sesleri oyunculara okutarak
kurmacanın kurallarıyla oynayan, Pete Middleton ve James Spinney’nin ödüllü kısa
filmlerini uzuna çevirerek bu yılın en büyük hazinelerinden birine imza
attıkları “Notes on Blindness/Körlük Üzerine Notlar”; Çinli yönetmen Bi Gan’ın
şiirsel uzun planlarıyla büyüleyen, zamanla zamansızlık arasındaki yere doğru
düşsel ve tuhaf bir yolculuğa çıkaran, Golden Horse’ta En İyi Yeni Yönetmen
Ödülü ve FIPRESCI Ödülü alan, Locarno’da da En İyi İlk Film dalında Özel
Mansiyon kazanan filmi “Kaili Blues”; Fransız yönetmen Clément Cogitore’un
karabasanı andıran, tekinsiz atmosferiyle Terrence Malick’e selam gönderen ve
Batılı devletlerin uzak ülkelerde yürüttüğü savaşın anlamsızlığına dikkat çeken
filmi “The Wakhan Front/Ne Yerde Ne Gökte”; İranlı yönetmen Sina Ataeian
Dena’nın şiddet üzerine kurguladığı üçlemenin ilk filmi de olan ve son derece
baskıcı ve cinsiyetçi İran rejiminde bir kadın olmanın zorluğunu Tahran’da
öğretmenlik yapmakta olan 25 yaşındaki Hanieh’nin yaşadıkları üzerinden samimi,
gerçekçi ve belgeselvari bir dille anlatan “Paradise/Cennet”; Shahram Alidi’nin
arkadaşlarının vasiyetlerini gerçekleştirmek için kara bir atın peşine düşen bir
grup gencin hikâyesini, mitolojik ve gerçeküstücü öğeleri kullanarak masalsı bir
dille anlattığı İran-Türkiye ortak yapımı “Black Horse Memories/Kara At
Hatıraları” ve Ali Kemal Çınar’ın sakin bir hayat süren Ali Kemal ve Berfin adlı
bir çiftin, günün birinde kendilerini cinsiyet değişiminin tuhaf bir gerçeklik
kazandığı bir dünyanın içinde bulmalarını anlattığı, seyirciyi cinsiyet
teorileri ve geleneklerle oynayan büyülü bir eğlenceye davet eden
“Hidden/Gizli”.
Keş!f bölümündeki filmler ayrıca, Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) jürisi
tarafından değerlendirmeye alınacak ve Gözde Onaran, Münir Emre Göker ve Vecdi
Sayar’dan oluşan jüri, seçecekleri bir filme SİYAD Ödülü’nü verecek.
Aşk&Başka Bi’ Dünya: Yılın en yaratıcı müdahalesi!
!f İstanbul’un iki yıl önce başlattığı ve dünyadan aktivist filmlerin yarıştığı
Aşk & Başka Bi’ Dünya’da ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Çek Cumhuriyeti,
Gürcistan, İran, İsviçre, Kanada, Mısır ve Türkiye’den toplam 8 film jüri önüne
çıkacak.
Aşk & Başka Bi’ Dünya Yarışması’nın bu yılki jürisinde; belgesel sinemanın ve
sanat dünyasının usta isimleri bir araya geliyor. BBC için çektiği, psikanalizin
hükümetler ve şirketler için güçlü bir ikna aracı olarak yükselişini işleyen,
belgesel sinemayı ve reklam dünyasını derinden etkileyen, “Mad Men”e bile ilham
kaynağı olan başyapıtı “The Century of the Self/Ben Asrı”, korkunun siyasi
kazanç için kullanımını konu alan “The Power of Nightmares: The Rise of the
Politics of Fear/Kâbusların Gücü: Korku Siyasetinin Yükselişi” filmleriyle
tanıdığımız Adam Curtis, “Road to Tate Modern”, “What Actually Does an Artist
Want” gibi videolarıyla uluslararası alanda büyük ses getiren, 2005 yılında
İsviçre’deki Kunstmuseum Thun tarafından Prix Meuly Ödülü’ne layık görülmüş
güncel sanatçı, sanat eleştirmeni ve yazar Şener Özmen ve Oscar kazandığı “The
Gatekeepers”, 2014’ün en iyi filmlerinden biri sayılan Joshua Oppenheimer’ın
yönettiği “The Act of Killing” ve Sundance’te Jüri Ödülü alan Dror Shaul filmi
“Sweet Mud” gibi belgesellerin yapımcısı ya da ortak yapımcısı olarak
tanıdığımız Philippa Kowarsky’den oluşan jüri, “yılın en yaratıcı müdahalesini”
seçecek.
“Bağlar” dünya galasını !f İstanbul’da yapıyor!
Kamerayla dünyayı değiştirmeyi başarmış yönetmenleri İstanbul’da ağırlayacak Aşk
& Başka Bi’Dünya’da bir kez daha yılın en iyi aktivist filmlerinden özel bir
seçki sinemaseverleri bekliyor. Chad Garcia’nın Sundance’in Dünya Bölümü’nde En
İyi Belgesel seçilen, Uluslararası Belgeselciler Birliği tarafından da görüntü
yönetimindeki başarısıyla ödüllendirilen filmi “Russian Woodpecker/Rus
Ağaçkakanı”; İtalyan asıllı yönetmen Pietro Marcello’nun kurmacayı, büyülü
gerçekçiliği, şiirselliği ve belgeseli harmanladığı, yılın en güzel ve en insani
filmlerinden birine dönüşen, Locarno’dan iki ödüllü “Lost And Beautiful/Kayıp ve
Güzel”; Farid Eslam’ın 2009 ile 2013 arasında Orta Doğu’nun çeşitli ülkelerinde
yaptığı çekimlerden oluşan ve müzik yaparak baskıya karşı duran gençleri
izlediği aktivist müzik filmi “Yallah! Underground”; Rokhsareh Ghaem Maghami’nin
Afganistan’dan Tahran’a mülteci olarak girmiş, zorlu hayatına rap müziğiyle
göğüs germeye çalışan genç bir kadının hayatını anlattığı “Sonita”; “Divorce
Iranian Style”, “Gaea Girls”, “Sisters in Law” gibi ödüllü belgeselleriyle türün
takipçilerinin radarından çıkmayan Kim Longinotto’nun yönetmenliğiyle
Sundance’te ödüllendirildiği ve kendini şehrin risk altındaki genç kızları,
sokak köşelerinde müşteri bekleyen seks işçileri ve tutuklu kadınlarla
dayanışmaya adayan ‘rüya avcısı’ Brenda’yı takip eden “Dreamcatcher/Düş Kapanı”,
“The Liberace of Baghdad”, “Japan: A Story of Love and Hate” filmleriyle
tanıdığımız Sean McAllister’in Suriye’den mecburen başka ülkelere taşınan bir
ailenin yaşadıklarını sıradışı bir samimiyetle anlattığı, Sheffield Jüri Ödülü
kazanan belgeseli “A Syrian Love Story/Suriyeli Aşk Hikâyesi”; Gürcistan’da
yetişkinlerin din, vatan, adalet, kanun gibi ağırlığı fazla ve sınırları belli
kelimelerle dolu hayatlarına karşı kendi hayallerini koruyarak yaşama devam eden
bir grup gencin şiirsel öyküsünü konu alan “When The Earth Seems To Be Light/Yeryüzü
Aydınlıkken” yarışmanın dünya seçkisi olacak. Aşk & Başka Bi’ Dünya Yarışması’na
Türkiye’den ise “Onuncu Gezegen”, “Ziyaretçiler” gibi belgeselleriyle pek çok
ödül alan Melis Birder ile “Bu Ne Güzel Demokrasi!”, “Nahide’nin Türküsü”
filmlerinin yönetmeni Berke Baş’ın birlikte yönettiği “Bağlar” katılıyor.
Diyarbakır’ın yoksul ve orta halli ailelerinin çocuklarından oluşan Yıldız Erkek
takımının bütün imkânsızlıklara rağmen azim ve umudu koruyan mücadelelerini konu
alan film, dünya galasını !f İstanbul’da yapıyor.
Oyun: Oyuncaklı filmlerden hoşlananlar buraya!
Seyirciyi beyazperdede yarattığı alanlarda oynamaya davet eden “Oyun”, bu yıl da
kaçık bilimkurguları, tuhaflığıyla büyüleyen kült adayı filmleri, gerçeküstücü
fantezileri bir araya getirerek !f’çilerin en çok ilgi gösterdiği bölümlerden
birine dönüşüyor.
Başarılı yeni nesil anime yönetmenlerinden Mamoru Hosada’nın bol vurdulu kırdılı
ama bir o kadar da dokunaklı usta çırak hikâyesini konu alan animesi “The Boy
and the Beast/Çocuk ve Canavar”; Richard Ayoade’nin kült filmi “Submarine”den
hatırladığımız Craig Roberts’ın oyunculukta olduğu kadar yönetmenlikte de
başarısını kanıtladığı ilk filmi “Just Jim/Sadece Jim”; Indiewire’ın “Varoluşçu,
olağan dışı bir komedi başyapıtı” sözleriyle övdüğü, Kaliforniya çöllerinde
gösteriler yapan yaşlanmış bir komedyenin karanlık, sinir bozucu ve tuhaf
yolculuğunu konu alan “Entertainment/Şov Dünyası”; tellerle örülü işgal
altındaki Batı Şeria’da normal araba parçalarından devşirerek ürettikleri yarış
arabalarıyla hem işgale hem de kadınları yarış şoförü olarak görmeye alışık
olmayan muhafazakâr topluma meydan okuyan, Orta Doğu’nun ilk kadın araba
yarışçısı takımı “Speed Sisters”ın hikâyesini konu alan “Speed Sisters/Hızın
Kızları”; Benjamin Dickinson’ın keskin siyah beyaz sinematografisi, uzun
planları ve zikzaklı anlatısıyla dikkat çeken, reklam dünyasının insan yaşamını
yabancılaştırması üzerine özgün bir iş ortaya koyduğu yenilikçi bilimkurgusu
“Creative Control/Yaratıcı Kontrol”; Nikias Chryssos’un tuhaflıkları aklın
sınırlarını zorlayan bir ailenin hikâyesini anlattığı, geçen yıl fantastik film
festivallerinin gözdesi olan, absürt ve bol gerilimli kara komedi “The Bunker/Sığınak”;
kült yönetmen Anders Thomas Jensen’in “Adam’s Apples” filminden 10 yıl sonra
çektiği ve tuhaflıklarda sınır tanımayan komedi “Men&Chicken/İnsanlar ve
Tavuklar”, Fantasporto’da En İyi Film ve En İyi Özel Efekt ödüllerini alan,
Fantaspoa Fantastik Filmler Festivali’nde de başrol oyuncusu Mónika Balsai’ye
kadın oyuncu dalında ödül getiren, eleştirmenlerin “Amelie’nin fantastik
komedisi” olarak nitelendirdiği “Liza, the Foxy Fairy/Tilki Perisi Liza”;
Federico Veiroj’un yönettiği ve senaryosunu başrol oyuncusu Alvaro Ogalla ile
birlikte yazdıkları Buñuel sürrealizmine modern bir yorum getiren, San
Sebastián’dan FIPRESCI Ödüllü absürt komedi “The Apostate/Ayrık Otu” ve Amerikan
bağımsız sinemasının son yıllardaki en dikkat çekici yönetmenlerinden Alex Ross
Perry’nin, babasının ölümü sonrası, sevgilisinden de ayrılmış Catherine adlı bir
kadının depresyondan kurtulmak için sığındığı bir göl evinde kabuslarıyla
karşılaşmasını konu alan, “Mad Men”in Peggy’si Elizabeth Moss’un muhteşem bir
performans sergilediği “Queen of Earth/Yeryüzünün Kraliçesi”nden oluşan, “Oyun”
bölümü fanatikleri için keşif bekleyen kült filmler barındırıyor.
Sanat Hayat İçindir!: Sanat mı hayattan doğar, hayat mı sanattan?
!f İstanbul’un sanat ve hayatın birbirine karıştığı etkileyici hikâyeleri
buluşturduğu “Sanat Hayat İçindir!” bölümü, bu yıl da merakla beklenen
belgeselleri bir araya getiriyor; Marlon Brando’dan Robert Mapplethorpe’a, Iris
Apfel’den John Berger’a, hayran olduğumuz sanatçıların hayatlarına daha yakından
bakabilme fırsatı sunuyor.
Robert Mapplethorpe’a dair ilk belgesel
Dünya prömiyerini bu yıl Sundance’te yapacak olan ve Berlin Film Festivali’nin
ardından ilk kez !f İstanbul’da gösterilecek “Mapplethorpe: Look at the Pictures/Mapplethorpe:
Fotoğrafa Bak!”, 1989’da kaybettiğimiz efsanevi sanatçı ve fotoğrafçı Robert
Mapplethorpe’a adanmış ilk belgesel olma özelliği taşıyor. “Party Monster”
filmiyle tanıdığımız Fenton Bailey ve Randy Barbaro’nun HBO için çektikleri
film, Patti Smith’in National Book Award ödülünü kazanan ve ülkemizde de büyük
ilgi gören “Just Kids/Çoluk Çocuk” kitabında dostluklarını ve aşklarını
anlattığı Robert Mapplethorpe’un bugün bile olay yaratan fotoğraflarını ve
provokatif hayatını konu alıyor. Debbie Harry’den Blondie’ye, Fran Leibowitz’den
Brooke Shields’a, ve tabii ki Patti Smith’e, pek çok ünlü ismin Mapplethorpe’tan
aldıkları ilhamı konuştukları “Mapplethorpe: Fotoğrafa Bak!”, sanatçının
hayatına dair bugüne dek görmediğimiz arşiv görüntülerini ve işlerinden
örnekleri ilk kez hayranlarıyla buluşturuyor.
!f’in sanat ve hayatın birbirine karıştığı etkileyici hikâyeleri buluşturduğu
“Sanat Hayat İçindir!” bölümünde bu yıl izleyeceğimiz diğer filmler ise şöyle:
San Francisco Film Eleştirmenleri Birliği’nce Yılın Belgeseli seçilen,
Uluslararası Belgeselciler Birliği tarafından da En İyi Senaryo Ödülü’ne değer
görülen, Marlon Brando’nun yayınlanmamış ses kayıtlarından yola çıkarak adeta
bir oyunculuk ve hayat dersi veren “Listen to Me Marlon/Dinle Beni Marlon”;
geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, “Christo’s Valley Curtain”, “Grey Gardens” gibi
kült belgeselleriyle tanıdığımız efsane belgesel yönetmeni Albert Maysles’ın son
filmi de olan ve yarım asırdır New York’un en renkli moda ikonu olarak adından
söz ettiren efsanevi moda ikonu Iris Apfel’in kıyafetleri kadar göz kamaştırıcı
ve samimi dünyasını anlatan “Iris”; 1973 yılında yaşadığı şehri terk edip
İsviçre Alpleri’nde küçücük bir köy olan Quincy’e yerleşen John Berger’ı
Quincy’deki mevsimlerin ritimleriyle merkezine yerleştiren ve aralarında Tilda
Swinton’ın da olduğu dört yönetmenin kısalarından oluşan “The Seasons in Quincy:
Four Portraits of John Berger/Quincy’de Mevsimler: John Berger’ın Dört
Portresi”; Lena Dunham’ın yapımcısı ve aynı zamanda oyuncusu olduğu, Eloise
kitaplarıyla hatırı sayılır bir üne kavuşmuş olan Hilary Knight hakkındaki kısa
belgesel “It’s Me, Hilary: The Man Who Drew Eloise/Ben Hillary: Eloise’i Çizen
Adam”; geçen yıl !f’in en büyük ilgi gören filmlerinden “Of Horses and Men” ile
yönetmenliğe geçiş yapan oyuncu Benedikt Erlingsson’un Sigur Ros’un büyüleyici
orijinal müziğinden de destek alarak yarattığı, nefes kesici gösterilerin daha
önce görülmemiş arşiv malzemelerinin derlemesinden oluşan rüya film “The Show of
Shows/Şovların Şovu” ve Amerikan mizah dünyasının en ünlü kadın komedyenlerinden
Tig Notaro’nun ikinci derece meme kanseriyle ilk karşılaşmasından âşık olmasına,
bir anda ünlü oluşuna ve inişleri ve çıkışlarıyla tedavi sürecine kadar geçen
zamanı kendine has mizah anlayışıyla anlatan “Tig”.
David Bowie klasikleri !f’te
!f İstanbul’un bu yıla özel bölümlerinden ilki, 10 Ocak’ta kaybettiğimiz,
sinemadan müziğe pek çok alanda unutulmaz eserler vermiş, 70’lerden bugüne,
tarzı ve duruşuyla sanat ve moda dünyasını derinden etkilemiş David Bowie’nin
anısına hazırlanan “David Bowie …”. Bowie’yi beyazperdede de ikon bir isme
dönüştüren iki film, yenilenmiş kopyalarıyla Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’da
gösterilecek.
Bunlardan ilki, “Far from the Madding Crowd”, “Bad Timing”, “Don’t Look Now”
gibi ödüllü filmleriyle tanıdığımız Nicolas Roeg’in Walter Tevis’in aynı adlı
romanından uyarladığı 1976 tarihli başyapıtı “The Man Who Fell to Earth/Dünyaya
Düşen Adam”. Gezegeninde yaşanan su sıkıntısına çözüm bulmak için Dünya’ya gelen
ama burada geçen zamanı uzadıkça insanlığın yozlaşmalarına kapılıp ruhunu
kaybeden bir uzaylının yaşadıklarını konu alan film, türün hayranları tarafından
kısa sürede kült mertebesine ulaşmış bir bilimkurgu. David Bowie’nin ilk filmi
olma özelliğini de taşıyan “Dünyaya Düşen Adam”, Berlin’de yarışmış, Bilim
Kurgu, Fantastik ve Korku Filmleri Akademisi tarafından da Bowie’ye En İyi Erkek
Oyuncu Ödülü’nü getirmişti.
“David Bowie …” bölümünün bir diğer filmi ise, ilk filmiyle vampir filmlerine
yepyeni bir soluk getiren Tony Scott’ın yönettiği “The Hunger/Açlık”. 1983’te
gösterime girdiğinde ağır eleştirilerle karşılanan ama zaman içinde kendi
takipçilerini yaratarak en muhteşem vampir filmlerinden birine dönüşen “Açlık”,
David Bowie, Catherine Deneuve ve Susan Sarandon’lı kadrosuyla da göz
kamaştırıyor. Bowie’nin performansıyla büyülediği “Açlık”, stilize, atmosferik
ve bugünün standartlarında bile oldukça seksi ve melankolik bir vampir filmi.
!f kült: Güllerin Cenaze Töreni!
!f İstanbul’un kemikleşen bölümlerinden !f kült’e bu sene Toshio Matsumoto’nun
1969 tarihli klasiği “Funeral Parade of Roses/Güllerin Cenaze Töreni” konuk
oluyor. Japon Yeni Dalga Sineması’nın mihenk taşlarından biri olan film, kısa ve
belgeselleriyle tanınan Matsumoto’nun 1988’de sonlandırdığı sinema kariyerindeki
dördüncü uzun metrajı. Japon altkültürünün derinlerinde gezinen bu yarı kurmaca
yarı belgesel film, avangart sinemanın da başyapıtlarından biri sayılıyor.
“Funeral Parade of Roses/Güllerin Cenaze Töreni”, Türkiye’de ilk kez !f
İstanbul’da gösterilecek!
Karanlık & Köşeli: Koltuğunda zıplamak isteyenlere!
Yaratıcılığa ve deneyimlere açık sinemaseverlerin !f alanı “Karanlık & Köşeli”
bölümünde bu sene de, karanlık ve rahatsız edici yapımlardan senenin en çok
konuşulan fantastik ve avangart filmlerine, seyircinin ‘görme biçimleri’ni
altüst eden, algının kapılarını sonuna kadar açmayı hedefleyen filmler
toplanıyor.
En üretken yönetmenlerden Takashi Miike’nin aksiyon ve korkuyu dozunu artırarak
kullandığı, dünyanın ilk yakuza vampir filmi “Yakuza Apocalypse/Yakuza
Cehennemi”; fantastik tutkunlarının internetteki adresi SLASHFILM’in “Çılgın…
Son 10 yılda yapılmış başka hiçbir filme benzemiyor” sözleriyle övdüğü, 1997
yılının kıyametten sonrasını bize gösteren, retro, nostaljik bir gelecek
tasarımıyla 80’ler aksiyon filmlerinin bıraktığı yere götüren ve yılın fantastik
film festivallerinden ödüllerle dönen “Turbo Kid/Turbo Çocuk”; 80’ler
klişelerinin, videokaset kültürünün ve birçok şeyin çılgınca dalgasının
geçildiği, şimdiden kült olmuş yılın en çılgın kısalarından “Kung Fury”; özel
bir hastanede hemşirelik yapan, sosyal fobisi olan, yalnız bir adamın tuhaf ve
arızalı hayatını anlatan, Türkiye sinemasında bugüne dek görmediğimiz
girdaplarda dolaşan Pınar Sinan’ın gerilimi “Ceset”; görsel sanatçı AKIZ’in ilk
filmiyle takip edilesi yönetmenler listesine üst sıralardan girdiği, yaratık
filmlerine getirdiği orijinal bakış ve görselliğiyle insanı adeta sarsan “Der
Nachtmahr”; “Æon Flux”, “Jennifer’s Body”, “Girlfight” gibi türler arasında
gezen kariyeriyle Hollywood’un kendine has yönetmenlerinden Karyn Kusama’nın
yönettiği, sinema tarihinin en dehşet verici yemek sahnelerinden birine sahip
“The Invitation/Davet” ve Derya Alabora’yı evini korumak için her türlü caniliği
yapmaya ant içmiş Naciye rolünde izleyeceğimiz, Lütfü Emre Çiçek’in
Screamfest’te dünya prömiyerini yapan korkusu “Naciye”, !f’in seyirciyi yerinden
hoplatacak filmleri arasında…
Başka Haller: Avangart sinemadan son havadisler
Programlamasını !f İstanbul ve FOL’un ortaklaşa yaptığı “Başka Haller”,
festivalin bu yıla özel hazırladığı yeni bölümlerinden. Avangart ve deneysel
sinema meraklılarını cezbedecek bir programa sahip olan “Başka Haller”de
gösterilecek filmler şöyle: Ben Rivers’ın yönettiği, Paul Bowles’ın bir
hikâyesindeki bir cümleden yola çıkan “The Sky Trembles and the Earth Is Afraid
and the Two Eyes Are Not Brothers/Gök Gürülder, Dünya Korkmuştur ve İki Göz
Birbirinin Kardeşi Değildir”; Isiah Medina’nın sessiz sakinliği, samimiyeti ve
derinliğiyle yılın en cesur ilk filmlerinden biri olmaya aday yapıtı “88:88”;
Jem Cohen’in birbiriyle bağlantılı on beş bölümde, Moskova’dan New York ve
İstanbul’a uzanan bir coğrafyada gezinen son filmi “Counting/Geri Sayım”;
geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz, “Jeanne Dielman, 23, quai du Commerce, 1080
Bruxelles”, “Les rendez-vous d’Anna” gibi pek çok klasiğiyle feminist sinemayı
derinden etkilemiş Belçikalı auteur Chantal Akerman’ın son filmi “No Home Movie”;
Merlyn Solakhan’ın (Merlin Ecer) 1986’da Berlin’de gösterilmiş, ardından da
unutulmuş ve 30 yıl sonra Türkiye’de ilk kez gösterilecek filmi “Tekerleme” ve
Queens, New York’ta yer alan, dünyanın etnik ve kültürel olarak en çeşitli
mahallelerinden birisi olan Jackson Heights’ı usta belgeselci Frederick
Wiseman’ın gözünden keşfedeceğimiz “In Jackson Heights/Jackson Heights”.
Özel Gösterimler: Curtis, Hara ve Oliveira bir arada!
!f İstanbul’un usta yönetmenlerin son filmlerini ya da kült işlerini gösterdiği
Özel Gösterimler bölümü bu yıl, sinema tarihinde dönüm noktası işlere imza atmış
üç yönetmeni buluşturuyor.
Bunlardan ilki, Aşk ve Başka Bi’ Dünya Yarışması’nda jüri üyesi de olacak Adam
Curtis. Korkunun siyasi kazanç için kullanımını konu alan 2004 tarihli “The
Power of Nightmares: The Rise of the Politics of Fear/Kâbusların Gücü: Korku
Siyasetinin Yükselişi” ve Curtis’in BBC için çekilmiş ve bugüne dek hiç
kullanılmamış 26 terabaytlık arşivden yola çıkarak sarsıcı bir kurguyla
oluşturduğu, Batı’nın Afganistan oyunlarını ortaya döken “Bitter Lake/Acı Göl”,
Curtis’in dehasına tanık olmak için kaçırılmayacak fırsatlar.
Bölümün bir diğer efsanevi ismi ise, filmlerinin gösterimleri için İstanbul’a
gelecek Kazuo Hara. Hara’nın bütün büyük belgeselciler gibi kişisel olandan yola
çıktığı ve eski karısı, feminist Takeda Miyuki’yi takip ettiği, bizi
mahremiyetin, aşkın ve yakınlığın daha önce pek tanık olmadığımız sınırlarına
götüren “Extreme Private Eros: Love Song/En Mahrem Eros: Aşk Şarkısı” ve Japon
İmparatorunu düzenlediği suikastla öldürmeye çalışan Okuzaki Kenzo’nun
yaptıklarını hem şok içerisinde hem de merakla takip ettiği, Joshua
Oppenheimer’dan Errol Morris’e günümüz birçok yönetmenine ilham olmuş muazzam
başyapıtı
“Emperor’s Naked Army Marches On/İmparatorun Çıplak Ordusu Hâlâ İlerliyor”,
belgesel tarihinin hazinelerini keşfetmek isteyenler için !f İstanbul’da.
Bölümün son filmi, geçtiğimiz yıl 106 yaşında kaybettiğimiz Manoel de
Oliveira’dan geliyor. Oliveira’nın 1982 çektiği, ancak o öldükten sonra
görülebileceğini vasiyet ettiği filmi “Visit, Or Memories And Confessions/Ziyaret
ya da Anılar ve İtiraflar”, Türkiye’de ilk kez gösterilecek. Cannes Film
Festivali, geçen yılki klasik film seçkisinde göstereceğini duyurduğunda sadece
festivalin değil yılın en beklenen sinema olaylarından birisine dönüşen bu
otobiyografik ve oldukça kişisel “Ziyaret ya da Anılar ve İtiraflar”, geçmişten
geleceğe gönderilmiş bir mektup gibi de okunabilecek çok özel bir film.
Gökkuşağı: Gökkuşağının altında hepimize yer var!
!f İstanbul’un ilk yılından beri, sevmekten korkmayanların ve gökkuşağının
altında hepimize yer var diyenlerin filmlerini buluşturduğu “Gökkuşağı”
bölümünde izleyeceğimiz filmler ise şöyle: Beş yıl önce !f’te gösterilen
“William S. Burroughs: A Man Within” filmiyle tanıdığımız Yony Leyser’in
seyirciyi günümüz Berlin yeraltı dünyasında ve sıradışı barlarında gezintiye
çıkararak dokunaklı, ayrıksı ve kışkırtıcı insan hikâyeleri anlattığı ilk
kurmacası “Desire Will Set You Free/Arzu Seni Özgür Bırakacak”; Bombay’lı
müzisyen Sahil ve New York’ta hayatına devam eden işkolik Jai’in birlikte
çıktıkları kısa tatilde iki erkeğin arasındaki ilişkiyi konu alan Hindistan
yapımı “Loev/Akş”; Karolina Bielawska’nın kendisi olmayı hayatındaki herkesten
çok isteyen bir kadının hikâyesini konu alan belgeseli “Call Me Marianna/Bana
Marianna De”; “La Nana/Hizmetçi”, “Old Cats/Yaşlı Kediler” gibi filmlerinde
yarattığı özgün kara mizahıyla eleştirmenleri ve seyirciyi büyüleyen Şilili
yönetmen Sebastián Silva’nın, bir gey çiftin en yakın arkadaşlarından taşıyıcı
anne olmasını istemeleri sonrası gelişen olayları anlattığı, 2015 Berlin’den
Teddy Ödülü’nü almış “Nasty Baby/Yaramaz Bebek”; “American Pie/Amerikan
Pastası”nın yaratıcısı ve fenomen televizyon dizisi “Mozart in the Jungle”ın
senaristi Paul Weitz’ın yönettiği, Lily Tomlin’in yılın en çok övülen
performanslarından birini verdiği komedi “Grandma/Anneanne”; Havana’nın kendine
has havasında geçen, içten hikâyesini klişelere düşmeden anlatmayı başaran,
İrlanda’nın 2016 Oscar adayı “Viva” ve Rüzgâr Buşki’nin yönettiği, 2013
Haziran’ında İstanbul’da geçen, direnişin rengarenk filmi “#direnayol”.
Ev: Ev dediğimiz Türkiye
!f İstanbul’un, Türkiye sinemasının son bir yılını mercek altına alan ve
alternatif sesleri bir araya getiren Ev bölümünde izleyeceğimiz filmler ise
şöyle: Esen Işık’ın Pippca Bacca’ya ithaf ettiği, dört karakterin kendilerinden
daha güçlü olan karakterler karşısında nasıl değiştiklerini anlatan ilk
kurmacası “Köpek”; David Hovan’ın “Born in Adana/Doğum Yeri: Adana”, Ömer
Akbaş’ın “Son Nefes” ve Sidar İnan Erçelik’in “Patronsuzlar” belgesellerinden
oluşan “Hayat, Devam” seçkisi; “Mahallenin kedileri siz eve girdikten ve
ortalıktan kaybolduktan sonra ne yapıyor” sorusuna eğlenceli yanıtlar bulan,
Galata, Cihangir, Feriköy gibi semtleri dolaşarak İstanbul’un kedilerini filme
çeken “Nine Lives: Cats in Istanbul/Kedi”; Deniz Gamze Ergüven’in Türkiye’de
kadın veya çocuk olmayı değil, kendileri olmayı seçen beş kız kardeşin
hikâyesini etkileyici bir dille anlattığı, 2016 Oscar’larında Yabancı Dilde En
İyi Film Ödülü için Fransa’yı temsil eden “Mustang”…
!f music: !f’in müzik festivali 5 yaşında!
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenen !f music, bu yıl beşinci
yaşını kutluyor ve müziği sinemaya, sinemayı sahneye taşımaya, partileriyle de
İstanbul gece hayatını hareketlendirmeye devam ediyor.
Müzik severlerin !f programında ilk baktıkları bölüm olan !f music’te Janis
Joplin’den Blur’e, Kurt Cobain’den The Residents’a, her biri külte dönüşmüş
müzisyenlerin filmleri Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’da gösterilecek. Rock
müziğin tanrıçası Janis Joplin’in hayatını anlatan ve ailesi tarafından da
onaylanmış ilk belgesel olma özelliği taşıyan, sanatçının John Lennon, Yoko Ono,
Jimi Hendrix gibi yıldız isimlerle birlikte çekilmiş görüntülerini de ilk kez
izleme şansına ulaşacağımız “Janis: Little Girl Blue/Janis: Hüzünlü Küçük Kız”;
Nirvana’nın kurucusu, son 25 yılın en büyük rock yıldızlarından Kurt Cobain’in
kişisel günlükleri ve ses kayıtlarından oluşan, Rolling Stone dergisinin de
deyimiyle “filtresiz bir Cobain deneyimi” sunan “Cobain: Montage of Heck/Cobain:
Kahrolası Montaj”; 90’larda çığır açan müzikleriyle bugünün pek çok grubuna
ilham olmaya devam eden brit pop grubu Blur’un Nisan ayında yayınladığı ve 12
yıl sonra bir araya gelerek yaptıkları ilk albüm olan “The Magic Whip” için
çıktıkları dünya turnesini izleyen “Blur: New World Towers”; Hip-Hop modasının
70’lerden günümüze uzanan tarihçesini kronolojik bir hikâyeyle anlatan Sacha
Jenkins belgeseli “Fresh Dressed/Cakalı Faça”; gündüzleri bakıcılık yapan
geceleri de Princess Shaw’a dönüşen Samantha Montgomery’nin Youtube’da bir müzik
kariyeri inşa edişini anlatan “Thru You Princess/Sayende Prenses” ve
kimliklerini hâlâ saklı tutan avangart rock grubu The Residents’ın 40 yıllık
kariyerlerini konu alan “Theory of Obscurity: A Film About the Residents/Belirsizlik
Teorisi: The Residents Hakkında Bir Film”, sinema salonlarını müzikle kaplayacak
!f music filmleri.
!f music partileri
Yılın merakla beklenen etkinliklerden !f music partileri bu yıl müzikseverleri
Babylon’da karşılayacak. İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde düzenlenecek !f
music, 20 Şubat’ta KAZAMADA’nın hayat veren müziği ve Maryam Saleh’in büyüleyici
sesiyle !f İstanbul’u açıyor!
Hayat Bu Kapağın Altında’nın desteğiyle gerçekleşecek gece, Ortadoğu’nun farklı
seslerini bir araya getirerek !f İstanbul’un 15. yaşına özel bir kutlamaya
dönüşecek. Festival programında da izleyeceğimiz “Yallah! Underground”ın hayat
veren müziklerinden ilham alan !f İstanbul Açılış Partisi’nin yıldızı KAZAMADA
olacak. Lübnan’dan Zeid Hamdan, Mısır’dan Donia Massoud, Ürdün’den Mahmoud
Radaideh ve Filistin’den Tamer Abu Ghazaleh’in bir araya gelerek kurduğu
KAZAMADA, Arap dünyasında kendi türünün ilk örneği sayılıyor. Yaptıkları müziği
Neo-Arabic-Pop olarak tanımlayan ve bugüne dek özel projeler için buluşan grup,
bu kez !f İstanbul için aynı sahneyi paylaşacak. Gecenin bir diğer sürprizi ise,
büyüleyici sesiyle geceyi etkisi altına alacak Mısırlı şarkıcı ve söz yazarı
Maryam Saleh olacak. Saleh, KAZAMADA’ya vokalde eşlik ederek hafızalara
kazınacak bir gece yaşatacak. KAZAMADA’nın hemen ardından ise Ortadoğu ve
Anadolu’nun müzikal zenginliğini, elektronik dünyasının farklı disiplinlerini
setlerinde buluşturmayı başarmış Fortuna Records “dans devam etsin” diyecek.
‘Arzu’ 26 Şubat gecesi özgür kalacak!
!f İstanbul’un ilk yılından beri şehrin tüm renklerinin birlikte kutlandığı,
yılın en çok beklenen partisi Gökkuşağı ise 26 Şubat’ta gerçekleşecek! Parti, bu
yıl “Gökkuşağı” bölümünün en kıvrak filmi, Berlin’in artık dünyaca ünlü
underground müzikleriyle bezeli “Desire Will Set You Free/Arzu Seni Özgür
Bırakacak”tan esinleniyor. Cinemaximum Nişantaşı City’s’de yapılacak gösterimin
ardından konukları Babylon’a çağıran Gökkuşağı Partisi, filmin müzik süpervizörü
Joey Hansom’ın özel setiyle başlayacak ve ardından gecenin kraliçesi, filmin de
oyuncularından Venezuelalı şarkıcı ve DJ Aérea Negrot ile devam edecek. Gecenin
kapanışı ise İstanbul eğlence hayatının yakından tanıdığı Mr. Sür’den gelecek.
!f music parti biletleri, öğrenci 35 TL, tam 45 TL olarak Biletix’te satışa
sunulacak.
!f²: !f İstanbul 33 şehir, 50 noktada aynı anda
Dünyada ilk kez !f İstanbul tarafından gerçekleştirilen ‘alternatif film dağıtım
ve paylaşım’ projesi !f², bu yıl Abu Dis’ten Girne’ye 50 farklı noktaya
ulaşacak. İş Bankası Maximum Kart ve İş’te Üniversiteli partnerliğinde,
Mediatriple tarafından sağlanacak dijital altyapıyla ve Anadolu Kültür
danışmanlığında yedincisi yapılacak !f², !f İstanbul’un festival salonlarını
Türkiye’de 27 şehrin yanı sıra Abu Dis, Girne, Gümrü, Kudüs, Erivan ve
Ramallah’a taşıyacak. Festivalin son üç günü olan 26-27-28 Şubat tarihlerinde
İstanbul’da gösterilecek 5 film, 33 şehir ve 50 farklı noktada, 15 bin kişiye
aynı anda ulaşacak. Gaziantep’te 7, Şanlıurfa’da 2 farklı noktada da Arapça
altyazıyla Suriyeli mültecilere özel gösterimler gerçekleşecek. Gösterimlerin
ardından İstanbul’da yönetmenlerle yapılacak söyleşiler internet üzerinden canlı
yayınlanacak ve bu şehirlerdeki katılımcılar da sohbeti izleyip, yönetmenlere
soru sorabilecek. !f² kapsamında bu yıl; “Speed Sisters/Hızın Kızları”, “Ormana
Doğru/Into the Forest”, “Sonita”, “Paradise/Cennet” ve “Mustang” gösterilecek.
Türkiye’den Kısalar: Yılın en iyi kısaları bir arada
!f İstanbul’un kısa metrajlı film üretimine dair son bir yıl içerisindeki
eğilimlerin derlemesini yapmak amacıyla hazırladığı “Türkiye’den Kısalar”
bölümü, bu yıl da yönetmen ve yapımcıların yanı sıra kısa film izleyicilerinin
önerileriyle hazırlandı. !f İstanbul’un tematik olarak programladığı
“Türkiye’den Kısalar” derlemeleri İstanbul, Ankara ve İzmir’de çeşitli festival
sinemaları ve mekânlarında ücretsiz olarak !f izleyicilerine sunulacak.
İstanbul’daki gösterimler sırasında yapılacak “İzleyici Oylaması” sonucu bir
kısa filmin yönetmeni uluslararası bir festivale izleyici olarak katılmaya hak
kazanacak.
Bu yıl “Türkiye’den Kısalar” bölümü üç derlemeden oluşuyor.
Sanatta ve sanatla hayatta kalmak üzerine kısalardan oluşan “Hayaller ve
Duvarlar” derlemesinde, Yakup Tekintangaç’ın “Azad”, İbrahim Yeşilbaş’ın
“Kameralı Çocuk”, Melis Balcı ve Ege Okal’ın “Merkür”, Emre Sert ve Gözde
Yetişkin’in “Rodi” ve Serdar Yılmaz’ın “Su Birikintisi” adlı kısaları;
konuşulmayanlar üzerine filmlerden oluşan “Her Şey Yolunda…” derlemesinde, Eytan
İpeker’in “Dağınık Yatak”, Hale Güzin Kızılaslan’ın “Dönüş”, Gülistan Acet’in
“Günah”ı, Oğuzhan Kaya’nın “Savaş Bölgesi”, Onur Saylak ve Doğu Akal’ın “Orman”,
Fatma Belkıs ve Emre Birişmen’in “Hepgece” adlı kısaları; adını bir Baba Zula
şarkısından alan “Dört duvar arası kapanmaz ki!” derlemesinde ise, Serkan
Ertekin’in “Aidiyet”, Leyla Toprak’ın “Uzak mı…”, Süheyla Schwenk’in “Meral,
Kızım”, Ziya Demirel’in “Salı”, Mehmet Emrah Erkanı’nın “Tuhaf Zamanlar” ve Ali
Farkhonde’nin “Ziba” adlı kısaları yer alıyor.
Festivalin kampanyası Rafineri’den
Festivalin “!f İstanbul Birleştiriyor!” adlı 2016 kampanyasının afişi ve reklam
filmi, Türkiye’nin önde gelen ajanslarından Rafineri tarafından hazırlandı.
Festival afişi Resul Geniş tarafından tasarlanırken, illüstrasyonu Aykut Aydoğdu
üstlendi. Yaratıcı yönetmenliğini Ayşe Bali’nin üstlendiği, yaratıcı ekibinde
Kerim Gürsel, Sezer Üstungel ve Resul Geniş’in yer aldığı “!f İstanbul
Birleştiriyor!” filmi, Cansu Boğuşlu yönetmenliğinde ve Tamer Üner
yapımcılığında, Spark Film tarafından çekildi. Ayşe Bali’nin seslendirdiği
filmin görüntü yönetmenliğini David Griffiths, müziklerini Tufan Aydın
üstlenirken, post prodüksiyonu MOJO tarafından yapıldı.
Biletler biletix’te!
!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin biletleri 5-7 Şubat tarihlerinde
İstanbul için, 19 - 21 Şubat tarihlerinde de Ankara ve İzmir için biletix’te %
10 indirimle ön satışa çıkacak. Bu yıl festival biletleri biletix’ten ve sinema
gişelerinden satın alınabilecek.
İstanbul’da bilet ücretleri:
Hafta içi gündüz gösterimleri: 9 TL (19:00 öncesi tüm seanslar)
Hafta içi 19:00 seansı ve sonrası ile hafta sonu tüm gün: Tam: 18 TL Öğrenci: 15
TL
21:30 - 22:00 seansları: 20 TL
Ankara ve İzmir’de bilet ücretleri:
Hafta içi gündüz gösterimleri: 9 TL
Hafta içi 19:00 seansı ve sonrası ile hafta sonu tüm gün: Tam: 17 TL Öğrenci: 14
TL
21:30 - 22:00 seansları: 17,5 TL
İş Bankası Maximum Kart partnerliğinde ve Mars Cinema Group ortaklığında
yapılacak 15. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 18 Şubat’ta İstanbul’da
başlayacak ve 3 Mart’ta Ankara’ya ve İzmir’e uğrayarak 6 Mart’ta 15. yaş
yolculuğunu tamamlayacak.