Basın ve görsel medya koordinatörü
Telefon: +49.911.92919058
25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu
Toplam 9 ödülün verildiği festivalde En İyi Film Ödülü, "Fabian veya Bok Yoluna
Gitmek" filmiyle Dominik Graf'e verildi.
25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü "Gipsy
Queen" filmindeki performansı için Alina Şerban’a verildi.
18 ve 25 Temmuz tarihleri arasında, pandemi nedeniyle bir kısmı açık havada
gerçekleştirilen 25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali ödülleri
belirlendi. Cumartesi akşamı yapılan ödül töreninde, yönetmen Dominik Graf’in "Fabian
veya Bok Yoluna Gitmek" (Fabian oder der Gang die Hunde) filmi En iyi Film
ödülünü aldı.
Toplam 9 ödülün verildiği festivalde her üç jüri de kararlarını oy birliğiyle
aldıklarını açıkladı.
25. Nürnberg Türkiye Almanya Film Festivali'nde ödül kazanan isimler ve yapımlar
şöyle:
EN İYİ FİLM
"Fabian veya Bok Yoluna Gitmek" / Dominik Graf
EN İYİ KADIN OYUNCU
Alina Şerban / Gipsy Queen
EN İYİ ERKEK OYUNCU
Ali Atay / Nuh Tepesi
EN İYİ YÖNETMEN
Emin Alper / Kız Kardeşler
ÖNGÖREN ÖDÜLÜ
Kippa / Lukas Nathrath
SEYİRCİ ÖDÜLÜ
Aden / Barış Atay
Kısa film yarışma dalında verilen ödüller ise şöyle:
EN İYİ KISA FİLM
"Zweite Haut / İkinci yüz" / Kerem Ergün & İsmet Ergün, Almanya
İKİNCİLİK ÖDÜLÜ
"Barê Giran / Ağır Yük" / Yılmaz Özdil, Türkiye
ÜÇÜNCÜLÜK ÖDÜLÜ
"Ah Asuman / Ach Asuman" / Ümit Kıvanç, Türkiye
26 Temmuz 2021
25. Türkiye Almanya Film Festivali’nde ödüller belli oldu.
25. Türkiye Almanya Film Festivali’nde ödüller belli oldu. Festivalde toplam 9
dalda ödül verildi.
Almanya’nın önde gelen yönetmenlerinden Dominik Graf’in ‘Fabian oder der Gang
die Hunde’ adlı filmi Festivali’nin en iyi filmi seçildi. En İyi Kadın Oyuncu
Ödülü ‘Gipsy Queen’ filmindeki performansı için Alina Şerban’a verildi.
Kısa film yarışma dalındaki ödüllerin dağılımı ise şöyle:
En iyi kısa film: ‘Zweite Haut’ (İkinci yüz) Yönetmen: Kerem Ergün&İsmet Ergün,
Almanya
İkincilik ödülü: ‘Barê Giran’ (Ağır Yük) Yönetmen: Yılmaz Özdil, Türkiye
Üçüncülük ödülü: ‘Ach Asuman’ (Ah Asuman) Yönetmen: Ümit Kıvanç, Türkiye
Ödül töreninin sunuculuğunu, Festival Başkanı Adil Kaya, Türkçe, Almanca ve
İngilizce olmak üzere üç dilde yaptı. Ödül alan filmlerden parçalar beyaz
perdeye yansıdı.
Jüri, ödül alan her filmin gerekçesini tek tek açıkladı. E-5 Orkestrası geceye
renk kattı. Dilmaç Recai Hallaç konuşmaları anında tercüme etti.
25 Temmuz 2021
Festivalde son durum
Nürnberg Şehir Belediyesi’nin kararı üzerine şehirdeki bütün kültürel
etkinlikler durdurulmuştur.
Mart 20-29 tarihleri için hazırladığımız festival programını Eylül/Ekim
aylarında gerçekleştirebilmek için çalışmalar sürüyor.
Ayrıntılı bilgiler çok yakında.
Gelişmelerden hepimiz çok üzgünüz.
Sevgili Festival Dostları, olağanüstü zamanlar olağanüstü gösterimleri
gerektiriyor!
25 yıl boyunca da olağanüstü sayısız film gösterdik.
Bunların içinde festivalin ilk göz ağrısı olan kısa filmler de vardı.
29 Mart 2020 tarihine kadar hergün, içlerinde yarışma filmleri de dahil olmak
üzere bir demet inciyi sunuyor ve desteklerinden dolayı bütün yönetmenlere
gönülden teşekkür ediyoruz.
Aziz / Bünyamin Tunç, Niklas Ondra
Çelik Çomak / Mehmet Ercan
Direk Aşk / Ertuğ Tüfekçioğlu
Dondurma / Serhat Karaaslan
Fern - Duri - Uzak / Miraz Bezar
Köy / Mustafa Dok
Lassie / Sinan Akkus
My Circumcision / Arne Ahrens
Uçurtma / Serdal Altun
Tevfik Başer / Jüri Başkanı (Jurypräsident)
Martin Rehbock, Yapımcı ve Yönetmen, Lübeck
Christiane Schleindl, Federal Almanya Sinema Destekleme Fonu İdari Kurulu üyesi
Stefan Kleeberger, Video Muhabiri ve Film Yapımcısı, Nürnberg
Luk Piyes, Oyuncu, Köln
Şenay Gürler, Kadın Oyuncu, Istanbul
Kısa Film Jürisi
Nuran David Çalış / Jüri Başkanı (Jurypräsident)
İrem Sak
Kerem Ayan
Ruth Reinecke
Festival Açılışı
Cuma, 20 Mart 2020
Yer: Tafelhalle, Äußere Sulzbacher Str. 62, Nürnberg
18:00 - Tafelhalle fuaye açılışı
19:00 - Etkinlik salonuna giriş
19:30 - Festival açılışı
Açılış konuşması:
InterForum e.V.
Dr. Ulrich Maly Ana Kent Belediye Başkanı
Festival programı tanıtımı
Onur Ödülleri takdimi: Genco Erkal
Ödül konuşması: Ercan Kesal
Sunucu: Adil Kaya
Simultane çeviriler: Recai Hallaç
21:00 - Ara ve Resepsiyon
21:45 - Açılış Filmi
Refakatçiler (Die Begleiter)
(Yönetmen: Tunç Şahin)
Biletlidir
Ön Satış: Kultur Info Nürnberg, 0911 - 231 4000
Bilet satışları için
PS: 19:00’dan sonra TV naklen kayıtları nedeniyle giriş mümkün değildir
Açılış Filmi
Refakatçiler
Die Begleiter
TR 2017, 56'' min., OmeU
Yönetmen: Tunç Şahin
Serhat Bey, oğlu Okan’ın evi terk etmesinden sonra tek başına yaşamaya başlamış
emekli bir mühendistir. Otoriter ve huysuz bir adamdır; zamane gençlerinden
hoşlanmaz, şehrin curcunasını sevmez, kimseye minneti yoktur. Ancak aniden
geçirdiği kalp kriziyle işler tamamen değişir. Artık belki de ömründe ilk kez
yardıma ihtiyacı olan biridir. Beklediği yardım ise hiç ummadığı birinden,
yıllar önce ölen karısı Vildan’dan gelecektir. Artık eskisi gibi güçlü bir adam
olmayan Serhat Bey, Vildan’ın ziyaretleriyle yıllardır açmadığı defterleri açmak
ve hatalarının hesabını vermek zorunda kalacaktır.
Oyuncular: Genco Erkal, Tilbe Saran, Sabahattin Yakut, Furkan Didim, Saim
Karakale
Onur Ödülleri
Senta Berger
Sosyal Konutların Çiçeği!
Eşssiz bir kariyer sahibi olan Senta Berger, kendisini, yaşamını ve mesleğini
özetlerken şöyle diyor: »Çok şanslı bir insanım«. Berger, 1950’li yıllarda Alman
sinemasında başlayıp 1960’larda Hollywood’da büyük yıldızlarla sürdürdüğü
kariyerinden kazandığı tecrübelerle tekrar Avrupa’ya dönüp sinemanın tanımadığı
alanlarını keşfetmeye başladı. Gerek kamera önünde ve arkasında, gerekse yapımcı
olarak denemediği bir alan hemen hemen yok gibi. Star olmanın getirdiği parlak
vitrinlerin arkasına saklanmayan Berger, »Stern« dergisinin 1971 yılındaki
efsanevi kampanyasına katılıp gayet cesur bir şekilde kamuoyunun önünde »Evet,
kürtaj oldum« diyebiliyordu.
13 Mayıs 1941’da doğan Senta Berger, Viyana’nın Lainz semtinde büyüdü. Müzisyen
olan babası Josef Berger ile dört yaşındayken ilk kez sahneye çıktı. 1955
yılında ailesiyle birlikte Viyana’da belediyenin toplu sosyal konutlarından
birine taşındı: »Ayağımı yere sağlam basmayı çocukluk yıllarımda öğrendim ve bu
bana hayata tutunmamı sağlıyor!« 14 yaşında oyuncu olmaya karar veren Berger,
özel dersler aldıktan sonra Max Reinhardt’ın oyunculuk okuluna önce kabul
edildi, ancak Yul Brynner’le Anatole Litvak’ın »The Journey« adlı filminde izin
almadan oynadığı için de buradan atıldı. Buna rağmen 1958’de Josefstadt
semtindeki Viyana Tiyatrosu’nun en genç oyuncusu oldu.
Ardından sinema kariyeri başladı. Yapımcı Artur Brauner’in »Der brave Soldat
Schweijk« (Aslan Asker Şvayk) adlı filminde Heinz Rühmann’la oynadı. Bernhard
Wicki’nin, ekonomik mucize yıllarındaki toplumun ikiyüzlü ahlak anlayışını
hicveden »Das Wunder des Malachias« (Malachias Mucizesi) adlı filmde yer aldı.
1962’de Hollywood’a giderek Charlton Heston, Frank Sinatra, Dean Martin, Rita
Hayworth, Kirk Douglas, John Wayne ve Yul Brynner gibi yıldız oyuncularla
birbiri ardına filmler çekti. Yönetmen Sam Peckinpah’ın Amerikan iç savaşını
konu alan »Der Schatten des Giganten« (Devin Gölgesi, 1966) adlı filminde ve
İsrail devletinin kuruluş dönemini anlatan başka bir filmde de Magda Simon adlı
militanın hayatını canlandırdı.
Senta Berger 1966 yılında daha sonra sinema yönetmeni olan Michael Verhoeven ile
evlendi. »O kendime güven kazanmamı sağladı ki bu meslekte ayakta kalabilmek çok
önemliydi bu... Amerika’dayken oyuncu olarak başkalarına ne kadar bağımlı
olduğumun farkına vardım«, diyor Berger. Bu nedenle sanatçı çift, 1960’lı
yıllarda kendi yapım şirketleri »Sentana«yı kurdular. 1969’da Avrupa’ya dönen
Senta Berger, Verhoeven ile birlikte önce severek yaşadığı Roma’ya gitti. Genç
Alman yönetmenler ise sanatçıya mesafeli yaklaşıyorlardı, çünkü Senta Berger’i
daha çok »eski kuşak sinemanın« temsilcisi olarak görüyorlardı. Buna rağmen
Volker Schlöndorff, mizahi bir toplum eleştirisi olan »Die Moral der Ruth
Halbfass« (Ruth Halbfass’ın Ahlakı) adlı filmde kendisine başrol verdi.
Yığınları televizyon başına çeken »Babeck« adlı polisiyede »Becerebilirsen unut
beni« adlı şarkıyı seslendirdi ki Berger gerçekten müthiş bir sese sahipti!
Ardından yapımcılığını kendisinin üstlendiği iddialı filmlerde yer aldı: George
Tabori’nin tiyatro oyunundan uyarlanan »Mutters Courage« (Cesaret Ana) ve
memleketi Passau’yu hasıraltı edilen nasyonal sosyalist geçmişiyle yüzleştiren
genç ve cesur idol Anja Rosmus’un hikayesini anlatan »Das schreckliche Mädchen«
(Korkunç Kız) bunlara örnek verilebilir. Ardından Scholl kardeşleri anlatan »Die
weiße Rose« (Beyaz Gül) adlı 1982 yılının en başarılı filminde oynadı!
1985/86 yıllarında Münih sosyetesini hicveden televizyon dizisi »Kir Royal«de
Franz Xaver Kroetz’in canlandırdığı Baby Schimmerlos adlı kahramanın son derece
alımlı, lakonik ve başına buyruk eşi Mona rolünü canlandırdı.
2002 ila 2019 yılları arasında »Unter Verdacht« (Kuşku Altında) adlı polisiye
dizide çekingen ve inatçı kriminal memur Dr. Eva Maria Prohacek’i canlandırdı.
Dizinin »Verdecktes Spiel« (Gizli Oyun) adlı ilk bölümü 2003 yılında Adolf
Grimme Ödülü’nü kazandı. Oğlu Simon Verhoeven’in büyük bir başarı kazanan »Willkommen
bei den Hartmanns« (Hartmann’lara Hoşgeldiniz) adlı sinema filminde başroldeydi.
Film 2016 yılında Almanya’da yaklaşık dört milyon (!) seyirci tarafından
izlendi.
Senta Berger’in bütün faaliyetlerini burada saymak imkansız. Sinema dünyalarında
gerçekleştirdiği sıradışı yolculuğu sayısız ödülle dolu. Senta Berger gerçekten
de »çok şanslı bir insan«.
Jochen Schmoldt
Gazeteci
Nuremberg
Genco Erkal
Ödünsüz, nesiller ötesi bir Dünya sanatçısı
Yönetmen, oyuncu ve yazar olarak Türkiye tiyatrosuna damga vuran sanatçıların
başında gelen Genco Erkal, 2019 yılında 60. sanat yılını kutladı. İlk kez 1959
yılında sahneye çıkan Erkal, on yıl boyunca dönemin önemli tiyatro
topluluklarında oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra, 1969 yılında halen
sanat yönetmenliğini sürdürdüğü Dostlar Tiyatrosu’nu kurdu. 68 kuşağının
fikirlerinden etkilenen Erkal her zaman toplumsal gelişmeye hizmet eden bir
tiyatro anlayışını savundu. Sahne sanatını halkın geniş kesimlerine taşımak için
önce arkadaşlarıyla Anadolu’da tiyatro yapmak isteyen Erkal, daha sonra Dostlar
Tiyatrosu’nu İstanbul’daki devrimci sendikaların bünyesine katmayı hedefledi,
ancak bu da hayata geçirilmedi. Ancak ilerleyen yıllarda Dostlar Tiyatrosu bir
ekol oldu. Genco Erkal yetmişli yılların toplumsal çatışma ortamında Maxim Gorki,
Jean-Paul Sartre, Peter Weiss, John Steinbeck, Tankred Dorst ve Bertolt Brecht
gibi yazarların eserlerinden oluşan geniş bir repertuvar oluşturdu. Politik
tiyatro hedefiyle Aziz Nesin, Haldun Taner, Vasıf Öngören ve Nazım Hikmet gibi
yazarları da sahneye uyarladı.
Bertolt Brecht ve Nazım Hikmet Genco Erkal’ın sanatında hala derin bir iz
bırakmaya devam eden iki isim. Sayısız oyuncu ve yönetmene okul olan Dostlar
Tiyatrosu, aydınlanma fikrinden yola çıkarak, yeni estetik arayışların merkezi
haline gelirken, tiyatro sanatının araçlarıyla toplumu dönüştürme hedefinden de
hiç vazgeçmedi. 1980 darbesinin üzerine ölü toprağı serdiği sanatsal ortamda
Genco Erkal sinema kariyerine başladı. Başrolünde oynadığı filmlerin sayısı bir
elin parmakları kadar belki, ancak bu filmler, Türkiye tarihinin en karanlık
dönemlerinden birinde uluslararası alanda büyük ses getirdi. Yönetmenliğini
Erden Kıral’ın yaptığı Hakkari’de Bir Mevsim, 1983 yılında Uluslararası Berlin
Film Festivali’nde Gümüş Ayı Ödülü’nü kazanırken, yönetmen Ali Özgentürk’ün At
adlı filmi ise Tokyo ve Valencia gibi uluslararası festivallerden ödüllerle
döndü. Bu sayede sinemaseverlerle dünya çapında buluşan Erkal, 1990’lı yılların
başında ise Paris ve Avignon’da sahne aldı.
Genco Erkal’ın Nürnberg’le buluşması da uluslararası bir kitleye seslendiği bu
döneme denk geliyor. Erkal, ilk kez 1992 yılında, sadece yedi film ve bir
konukla „Türkiye Film Haftası“ adı altında yapılan festivalde, yönetmenliğini
Fehmi Yaşar’ın yaptığı Camdan Kalp adlı filmdeki başrolüyle Nürnbergli
sinemaseverlerin karşısına çıktı. 1994 yılında ise, festival ekibinin sanatçının
da katılımıyla düzenledikleri performatif bir Brecht akşamında sadece sahne
almakla kalmadı, aynı zamanda Dostlar Tiyatrosu’nun geleneğine uygun olarak,
Nürnberg’deki genç sanatçılarla çalışma atölyeleri de düzenledi.
Sıradışı bu buluşmadan 25 yıl sonra Genco Erkal Nürnberg’e bu kez Türkiye
Almanya Film Festivali’nin onur konuğu olarak geliyor. Ülkesinin tiyatro ve
sinema sanatını derinden etkileyen, kendini farklı dil ve kültür dünyalarında
evinde hisseden Erkal, Türkiye ile uluslararası sanat dünyaları arasında her
zaman bir köprü, sanat anlayışını barışçıl ve modern bir toplumun hedefine sunan
politik duruşuyla da ülkeye damgasını vuran ender sanatçılardan biri olmuştur.