Ğ
kÜLT
Gökkuşağının Altında
L Tarih
Kuir Belgesel
Kuir Kısa
Realout Kuir Film Ve Video Festivali Seçkisi - Kanada’dan Kuir Bakış
Transcreen Film Festivali Seçkisi
Ğ
NAR
Türkiye, 2011, 35 mm, renkli, 84’
YÖNETMEN - Ümit Ünal
SENARYO - Ümit Ünal
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Türksoy Gölebeyi
KURGU - Çiçek Kahraman
MÜZİK - Selim Demirdelen
OYUNCULAR - Serra Yılmaz, İrem Altuğ, İdil Fırat, Erdem Akakçe
YAPIMCI - Türker Korkmaz
ÖDÜLLER - Antalya Altın Portakal Film Festivali Jüri Özel Ödülü
“Fal bakmıyorum, görüyorum.” - Filmden…
Hepimiz nar taneleri gibi birbirinden ayrıyız - Hem çok benzer hem de çok
farklıyız. Ama açılmamış bir bütün nar gibiyiz aynı zamanda. Bizi bir arada
tutan kabuk, birbirimize duyduğumuz inançtır. Peki ya o kabuk çatlarsa? Ya
birbirimize duyduğumuz güven dahil inandığımız her şeyden kuşkuya düşersek? Ya
adalet duygumuz kaybolursa? Ya, her insan kendi adaletini kendisi aramaya
başlarsa?.. Çatlayan bir nar gibi taneler her yere yayılmaz mı? Nar; bir kadının
kendi adaletini aramasıyla başlayan bir öykü anlatıyor. Nar apayrı şeylere
inanan dört kişiyi bir evin içinde, yarım gün gibi kısa bir sürede adalet
konusunda, kendilerine yarattıkları inanç dünyaları konusunda ciddi bir sorguya
tabi tutuyor.
ÜMİT ÜNAL
1965’te İzmir’in Tire ilçesinde dünyaya geldi. 1985’te 9 Eylül Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema TV bölümünden mezun oldu. Teyzem, Hayallerim,
Aşkım ve Sen, Berlin in Berlin gibi Türkiye sinemasının pek çok önemli filminin
senaryosunu yazdı. 2001’de ilk kurmaca uzun filmi olan 9’u yönetti.
ZENNE
Türkiye, 2011, 35 mm, renkli, 101’
YÖNETMEN - M.Caner Alper & Mehmet Binay
SENARYO - M.Caner Alper & Mehmet Binay
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Norayr Kasper
KURGU - Jasmin Gušo
MÜZİK - Paolo Potì, Demir Demirkan
OYUNCULAR - Kerem Can, Erkan Avcı, Giovanni Arvaneh, Rüçhan Çalışkur, Tilbe
Saran
YAPIMCILAR - M.Caner Alper & Mehmet Binay
ÖDÜLLER - Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi İlk Film, Görüntü
Yönetmeni, Yardımcı Kadın Oyuncu, Yardımcı Erkek Oyuncu
İmkânsız bir üçlünün dostluk öyküsü - Daniel, Türkiye’nin değer yargılarını çok
tanımayan ve 1 yıllığına İstanbul’a gelen bir Alman fotoğrafçı. Renklerini
gizlemekten sakınmayan, ailesinden koşulsuz destekle koruma gören ve İstanbul’un
dans kulüplerinde Zennelik yapan Can. Ve doğulu, muhafazakâr bir ailenin çocuğu
olan Ahmet.
Birbirleriyle dostluk, aşk ve anlayışla birarada yaşamayı başarabilen üçlünün
karşısına çıkan töre, devlet ve muhafazakâr aile değerleri…
Filmin senaryosu, 2008 yılında babası tarafından gey olduğu için öldürülen
AhmetYıldız’ın gerçek hikâyesinden esinlenilerek kaleme alınmıştır.
kÜLT
BİR AŞK ŞARKISI
Fransa, 1950, DVD, siyah&beyaz, 25’
YÖNETMEN - Jean Genet
SENARYO - Jean Genet
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Jacques Natteau
KURGU - Jean Genet
MÜZİK - Gavin Bryars (1973)
OYUNCULAR - Java, Coco Le Martiniquais, Lucien Sénémaud
YAPIMCI - Nikos Papatakis
ÖDÜLLER - 1975 Centre National de la Cinematographie Yılın Filmi
Ünlü yazar Jean Genet’nin yönettiği tek film olan Bir Aşk Şarkısı, ticari
gösterimden çok, özel koleksiyonculara satılmak üzere çekildi. 1950 yapımı film,
60’larda daha geniş bir kitle tarafından keşfedildiğinde deneysel sinema
çevrelerinde epey ses getirir. Özellikle Jonas Mekas filmin ateşli savunucuları
arasındadır. Belki de içerdiği yoğun sembolizm nedeniyle genellikle deneysel
sinema çerçevesinde değerlendirilse bile, esasında Bir Aşk Şarkısı’nın derdi son
derece dolaysız şekilde peliküle yansımıştır. Genet, o zamana kadar genellikle
kelimelerle ifade ettiği homoerotik tutkunun görsel karşılıklarını arar. Sinema
bu anlamda tiyatro sahnesinden de daha elverişlidir yazar için. Bir Aşk
Şarkısı’nın büyük kısmı erkek bedenlerinin detay plan çekimlerinden oluşur. Bir
hapishanedeki üç erkek; iki mahkûm ve bir gardiyanın fantezileri üzerine
kuruludur 25 dakikalık film. Belki de en bilinen ve en erotik sahnesinde, komşu
hücrelerdeki iki erkek mahkûm, duvardaki bir deliğe soktukları kamış
aracılığıyla aynı sigaranın dumanını paylaşırlar. Genet’nin metinlerinden
tanıdık bir şekilde, Bir Aşk Şarkısı’nda baskı ve ‘duvarlar’ tutkuyu
öldürmektense daha güçlendirir. -Engin Ertan
JEAN GENET
Çocukluğunda piç ve öksüz. Büyüdüğünde hırsız, ibne ve yazar. Annesi tarafından
terk edildiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. Hayatını Avrupa’nın çeşitli
ülkelerinde hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlar işleyerek sürdürdü. Sık sık hapse
girdi. Fransa’daki toplumsal hareketlerden Filistin direnişine, Amerika’daki
Kara Panterler hareketine kadar çok sayıda mücadeleye anarşizan bir tavırla
destek verdi. 1986’da yaşama veda etti.
DÖNERSEN ISLIK ÇAL
Türkiye, 1992, 35 mm, renkli, 99’
YÖNETMEN - Orhan Oğuz
SENARYO - Cemal Şan, Nuray Oğuz
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Orhan Oğuz
MÜZİK - Onay Oğuz
OYUNCULAR - Fikret Kuşkan, Mevlüt Demiryay, Menderes Samancılar, Derya Alabora
YAPIMCI - Memduh Ün
ÖDÜLLER - 1993 Adana Jüri Özel Ödülü, 1993 Ankara Görüntü Yönetimi, 1993
Montpellier En İyi Film, 1993 SİYAD Ödülleri Yardımcı Kadın Oyuncu, 1993 ÇASOD
Ödülleri Erkek Oyuncu
ORHAN OĞUZ
1948’de Kırklareli’de dünyaya geldi. 16 yaşında kamera asistanlığıyla başladığı
sinemada uzun yıllar önemli filmlerin görüntü yönetmenliği yaptı. İlk kurmaca
uzun filmi Her Şeye Rağmen (1987) ulusal ve uluslararası pek çok festivalde ödül
aldı.
KÖÇEK
Türkiye, 1975, DVD, renkli, 82’
YÖNETMEN - Nejat Saydam
SENARYO - Nejat Saydam
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Melih Sertesen
OYUNCULAR - Müjde Ar, Mahmut Hekimoğlu, İlhan Daner, Nisa Serezli
YAPIMCI - Murat Köseoğlu
Köçek daha ilk sahnesinden, yani döneminin efsane dizisi Aşk-ı Memnu’nun yıldızı
Müjde Ar’ı çalgıcı arkadaşlarıyla dolaşırken, etrafa -bir argo sözlüğünü
dolduracak çeşitlilikte- küfürler savuran Caniko olarak gördüğümüz andan
itibaren, şaşırtıcı bir yolculuk olacağının sinyallerini veriyor. Hali tavrı,
yürüyüşü ve konuşmasıyla bir kabadayı olan Caniko’da etrafındakilerin kafasını
karıştıran bir şeyler var. “Kız mısın erkek mi?” sorusuna maruz kalıyor, “erkek
müsveddesi”, “köçek” diye etiketleniyor. Kendini ait hissettiği hal neyse onu
yaşamasına izin yok; bir tarafı, normatif bir kategoriyi seçmeli illa ki…
Libidosu hayli yüksek, her dönemeçte bir sürprizle seyirciyi şaşırtan Köçek’i
değerli kılan, en azından yer yer, sınırların belirsizleştiği ve farklı
kimliklerin içiçe geçerek yaşanabildiği bir evren kurması. Düzen karşıtı,
ferahlatıcı anlar yaratması. Nihayetinde bu rüyayı sürdüremiyor olsa da anlık
başkaldırışları, fantezileri yüceltmesi ve farklı cinsel kimlikleri ele alışıyla
kesinlikle dikkate değer. -Burcu Aykar
NEJAT SAYDAM
1929’da İstanbul’da dünyaya geldi. 1946 yılında tiyatro oyunculuğu yapan
sanatçı, 4 yıl sonra asistan olarak sinemaya girdi. 1957’de ilk filmi Kin’i
yönetti. 90’a yakın filmin senaryosuna imza atan Saydam, 2000’de yaşama veda
etti.
He was born in İstanbul in 1929. He started acting in 1946, four years after
which he started working in the cinema industry as an assistant. He directed his
first film ‘Kin’ (Spite) in 1957 and wrote about 90 screenplays. He died in
2000.
ZEHİR
İngiltere-Avustralya-Fransa, 1950, 35 mm, renkli, 119’
YÖNETMEN - Todd Haynes
SENARYO - Todd Haynes
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Maryse Alberti
KURGU - Todd Haynes, James Lyons
MÜZİK - James Bennett
OYUNCULAR - Edith Meeks, Larry Maxwell, Susan Norman
YAPIMCI - Christine Vachon
ÖDÜLLER - Fantasporto Eleştirmenler Ödülü, Berlin Teddy Ödülü “En İyi Film”,
Sundance Büyük Jüri Ödülü
“Kalbim avuçlarımda, avuçlarım delik, ellerim bir torbada, torbanın ağzı kapalı.
Ve kalbim kıstırıldı.” - Filmden
Todd Haynes’in Jean Genet’nin metinlerinden esinlenerek yazdığı ve yönettiği
Zehir, iç içe geçecek şekilde kurgulanmış üç ayrı filmden oluşur. Bunlardan Hero
(Kahraman) babasını öldürdükten sonra sırra kadem basan 7 yaşındaki Richie’yle
ilgili bir ‘mockumentary’dir. İkinci film Horror (Korku) 50’li yılların paranoya
destekli bilimkurgularını biçim açısından yineleyen bir parodidir. Cinsel
dürtüyü bir ilaca dönüştürmek isteyen ‘çılgın’ doktorun bir canavara dönüşmesini
ve toplum tarafından dışlanmasını anlatır. Homo ise bir erkek hapishanesinde
geçer. Eşcinsel bir mahkumun çocukluğunun geçtiği ıslahevine dair erotik
anılarını ve diğer bir mahkûma yönelik tutkusunu konu alır. Bu üç filmin
isimlerindeki harflerden kaynaklanan fonetik benzerlik dışında ortak bir
noktaları daha vardır - Üçü de toplum dışına itilen, ‘farklı’ karakterleri konu
alır. Bu nedenle Zehir’in New Queer Cinema- YENİ KUİR SİNEMA hareketinin öncü
filmlerinden birisi olması da hiç şaşırtıcı değil. -Engin Ertan
TODD HAYNES
Amerikalı bağımsız yönetmen ve senaryo yazarı. 1961’de Los Angeles’ta dünyaya
geldi. 1981’de Brown Üniversitesi Sanat ve Göstergebilim bölümünü bitirdi. Daha
sonra New York’a taşındı ve bağımsız filmleri destekleyen Apparatus Productions
adlı yapım şirketini kurdu. Senaryosunu da yazdığı Assassins - A Film Concerning
Rimbaud (1985) yönetmenin ilk filmi.
Gökkuşağının Altında
80 GÜN
İspanya, 2010, 35 mm, renkli, 104’
YÖNETMEN - Jon Garaño, José María Goenaga
SENARYO - Jon Garaño, José María Goenaga
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Javi Agirre Erauso
KURGU - Raúl López
MÜZİK - Pascal Gaigne
OYUNCULAR - Zorion Eguileor, José Ramón Argoitia, Ane Gabarain
YAPIMCI - Xabier Berzosa
ÖDÜLLERİNDEN BAZILARI - 2010 San Sebastian Film Komisyon Ödülü, Sebatiane, 2010
Internacional D’Arras Jüri Özel Ödülü, Seyirci Ödülü
İlk öpüşmelerinden elli yıl sonra zevkine düşkün, şehirci ve artık
eşcinselliğini açıkça yaşayan bir lezbiyen ile, taşrada baskı altında yaşayan
bir ev kadını tesadüfen karşılaşır. Olayların ilk gününde ikisi de hastanede
komada yatan iki ayrı erkeği ziyaret eder. Kafa karışıklığı ve mutluluk
ortasında birbirlerine karşı yeni ve eski hislerle yüzleşmek durumunda kalırlar.
Bu yaşlı kadınlar filmde sevimli, gülünç ve duygusal bir portre çizmektense
mizahi, güzel ve gerçek karakterler olarak hayat buluyorlar.
Filmde, geçmişlerinde gamsız, hayat dolu öğrenciler olduğunu gördüğümüz Maite ve
Axun’u şimdiki zamanda izliyoruz. Gördüklerimiz şu soruyu akla getiriyor -
İspanya’nın Bask kırlarına ve San Sebastian şehrine bakan manzaralarda, bu
kadınların yenilenen bir ilişkileri olacak mı, olmayacak mı? Yavaş yavaş
ilerleyen bu aşk hikayesi aynı zamanda hayatlarımızın zaman geçtikçe nasıl da
‘yük’lendiğini ve yaş ilerledikçe trajedi ve komedi arasındaki çizginin nasıl da
inceldiğini ortaya koyuyor.
80 Gün belki de Bask dilinde çekilmiş ilk lezbiyen aşk filmi. Film pek çok
uluslararası gey ve lezbiyen film festivalinde de gösterildi. Film için
‘gösterişsiz’ gibi sıfatlar kullanan bazı izleyicilerse hayatlarındaki derin
rahatsızlığı gözler önüne sermiş oldu. Oyuncuların güçlü performansı, yaşlı
kadınlara karşı duyulan acımasız direnişe meydan okuyor.
JON GARAÑO & JOSÉ MARÍA GOENAGA
Jon Garaño, çektiği kısa filmlerle doksandan fazla ödül kazandı. Televizyonlar
için yaptığı belgesellerse on beşten fazla ülkede yayınlandı. José Marí Goenaga
uzun metraj animasyonlar yazıyor ve yönetiyor. Her iki yönetmen de Basque Sarobe
Academy’de sinema üzerine eğitim aldı ve 2001 yılında Moriarti adlı yapım
şirketini kurdular.
ANDER
İspanya, 2009, 35 mm, renkli, 123’
YÖNETMEN - Roberto Castón
SENARYO - Roberto Castón
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Kike López
KURGU - Iván Miñambres
OYUNCULAR - Eriz Alberdi, Joxean Bengoetxea, Christian Esquivel
YAPIMCILAR - José Maria Gonzalo, Fernando Diez, Paulo Guillen
ÖDÜLLER - 2010 Fringe Report En İyi Film, 2010 Horizontes Marsella Jüri Özel
Ödülü, 2009 Berlin C.I.C.A.E. Ödülü, 2009 Toulouse Cinespaña Violette d’Or Ödülü
Artık yaşlanmakta olan Bask yerlisi Ander bisiklet fabrikasındaki işi, yaşlı
annesi ve yeni nişanlı kız kardeşiyle paylaştığı çiftlik evindeki rutini
arasında monoton bir yaşam sürmektedir. Ander bir gün bacağını kırar ve
annesinin tüm isteklerine rağmen iki kardeş çiftlikte kendilerine yardım etmesi
için Jose adında Perulu bir göçmeni işe alırlar. Bu tatlı dilli yabancının
Ander’in geleneksel ailesi ve uzun süreli arkadaşlık çevresi üzerinde tatsız bir
etkisi olur. Ancak, kimse durumdan Ander kadar rahatsız değildir. Ander çok
güvendiği çalışanı ve arkadaşı Jose’ye karşı gittikçe artan ilgisini şiddetle
bastırmaya çalışır. Roberto Castón’un geniş Bask kırlarında bölgenin meşhur
oyuncularıyla çektiği bu ilk uzun metraj filminde günümüz kırsalında eşcinsel
hayatın acı veren portresini izliyoruz. Brokeback Dağı’nı andıran Ander, bir
adamın kendi değerlerini yeniden yaratmaya çalışan tutucu bir toplumun ortasında
yalnızlığı ve cinselliğiyle nasıl uzlaştığını kendinden emin bir dille
anlatıyor.
ROBERTO CASTÓN
1973 yılında İspanya La Coruña’da dünyaya geldi. İspanya’da filoloji eğitimi
aldıktan sonra Lizbon’da bir okulda İspanyolca dersleri vermeye başladı. Daha
sonra Barselona’da sinema okumaya kadar verdi. Sinemaya duyduğu tutku ve LGBT
hakları savunuculuğunun bir araya gelmesiyle Bilbao Gey ve Lezbiyen Film
Festivali ortaya çıktı. 2004’ten beri bu festivalin yönetmeni.
BİRKAÇ GÜNLÜK MOLA
Fransa-Lübnan, 2010, 35 mm, renkli, 80’
YÖNETMEN - Amor Hakkar
SENARYO - Amor Hakkar
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Nicolas Roche
KURGU - Juliette Kempf
OYUNCULAR - Amor Hakkar, Samir Guesmi, Marina Vlady
YAPIMCI - Florence Bouteloup
Mohsen - “Seni seviyorum Hassan; ama sensiz de giderdim.” - Filmden
AMOR HAKKAR
1958 yılında Cezayir’in Aures bölgesinde dünyaya geldi. Fen bilimleri öğrenimi
gördü. Daha sonradan sinema ve yazmaya olan tutkusunu keşfetti. Bir kısa filmin
ardından uzun metraj filmi Sale temps pour un voyou’yu çekti. 2001’de yazdığı La
Cite des fausses-notes romanıyla pek çok ödül kazandı.
ERKEK GİBİ ÖLMEK
Portekiz-Fransa, 2009, 35 mm, renkli, 133’
YÖNETMEN - João Pedro Rodrigues
SENARYO - João Pedro Rodrigues, Rui Catalão
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Rui Poças
KURGU - Rui Mourão, João Pedro Rodrigues
OYUNCULAR - Chandra Malatitch, John Jesus Romão, Ivo Barroso
YAPIMCI - Maria João Sigalho
ÖDÜLLER - 2010 Buenos Aires En İyi Film, 2009 Mezipatra (Queer) En İyi Film,
2009 SPA/RTP En İyi Film
Film, artık yaşlanmış olan ünlü bir zennenin hikayesini anlatıyor. Tonia,
kendinden yaşça küçük arkadaşı Rosario’nun tüm baskılarına rağmen biyolojik
cinsiyetini değiştirmekte kararlıdır. Fakat dini inançları bu kararına etki
eder. Dengesiz genç arkadaşıyla olan ilişkisi ona zarar vermeye başlar. Bunlar
yetmiyormuş gibi bir de ağır bir hastalığa yakalanır. Bu sorunlarla baş etmeye
hiç niyeti olmayan Tonia, Rosaio’yu artık yolunu bile hatırlamadığı eski evine
kendisiyle birlikte gitmeye ikna eder. Büyülü ormanda kaybolduklarında hikaye
ikisinin de hiç beklemediği bir yere doğru evrilir. Rainer Fassbinder
estetiğinden ilham alan görüntü yönetmenliğiyle dikkat çeken film ilk
gösterimini bu sene Cannes’da yaptı.
JOÃO PEDRO RODRIGUES
1966 yılında Lizbon’da dünyaya geldi. ESTC (Sinema ve Tiyatro Yüksek Okulu) Film
Okulu’na gidebilmek için kuşbilimi eğitimini yarıda bıraktı. Buradan 1989
yılında mezun olduktan sonra yardımcı yönetmen ve kurgucu olarak çalıştı.
Yönetmenin uzun metraj filmleri O Fantasma ve Odete birçok ödüle değer bulundu.
ROMEOLAR
Almanya, 2011, HDCam, renkli, 94’
YÖNETMEN - Sabine Bernardi
SENARYO - Sabine Bernardi
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Moritz Schultheiß
KURGU - Renata Salazar Ivancan
MÜZİK - Roland Appel
OYUNCULAR - Rick Okon, Maximilian Befort, Liv Lisa Fries
YAPIMCILAR - Kristina Löbbert, Janna Velber
ÖDÜLLER - 2011 Rainbow Honolulu En İyi Film, 2011 Oslo (Gay & Lesbian) Kuir
Gençlik Ödülü
“Transgender, kimlik algımı tamamen değiştirdi. Dolayısıyla filmde ihtiyacı
olduğunu hissettiği şekilde yaşama cesaretini gösteren genç bir erkeği anlattım.
Benim için en önemli şey insan olarak mutlu olma hasreti ve ihtiyacını
yansıtmaktı. Böylece ‘Romeolar’ bazen komik, bazen biraz arsız, bütünündeyse bir
insanın kimliğinin o kişinin gerçek kendiliğinde saklı olduğu fikrini savunan
bir aşk hikayesi olarak hayat buldu.” - Sabine Bernardi
Romeolar aşk, arkadaşlık ve cinsel uyanışla ilgili bir film.
SABINE BERNARDI
Siyaset bilimi öğrenimi gördü ve yardımcı yönetmen olarak çalıştı. 2005’te Köln
Uluslararası Film Okulu’ndan yönetmen olarak mezun oldu. O zamandan beri
bağımsız yazar ve yönetmen olarak çalışıyor. Gençlik çalışmalarında yer almaya
devam ediyor.
TOMBOY
Fransa, 2011, 35 mm, renkli, 82’
YÖNETMEN - Céline Sciamma
SENARYO - Céline Sciamma
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Crystel Fournier
OYUNCULAR - Zoé Heran, Malonn Lévana, Jeanne Disson
YAPIMCI - Bénédicte Couvreur
ÖDÜLLER - 2011 Berlin Teddy Jüri Ödülü, 2011 Philadelphia (Gay & Lesbian) Jüri
Ödülü, 2011 San Francisco (Gay & Lesbian) Seyirci Ödülü, 2011 Torino (Gay &
Lesbian) En İyi Film
“Çocukluk dönemi genellikle masumiyet yılları olarak bilinir. Bana sorarsanız bu
dönem çocuklar için belirsiz hisler ve duygusallık dolu bir dönemdir. Filmimde
de bunu yansıtmaya çalıştım.” - Céline Sciamma
Çocukların kendi aralarındaki ilişkiler, çocuklarla aileleri arasındaki ilişki,
daha da karmaşığı, birinin kalbi ve bedeni arasındaki ilişkiyi anlatan bu
filminde yönetmen konuya aydınlatıcı olduğu kadar sevimli bir açıdan da
yaklaşıyor.
CÉLINE SCIAMMA
1978’de dünyaya geldi. Paris varoşlarında büyüdü. Fransız edebiyatı üzerine
yüksek lisans yaptı. Fransız film okulu La Femis’de senaryo yazarlığı dersleri
aldı. Yönetmenlerle yaptığı ortak çalışmalarının yanı sıra uzun metraj ve
televizyon projelerinde yazar olarak çalışıyor.
ÜÇ
Almanya, 2010, 35 mm, renkli, 104’
YÖNETMEN - Tom Tykwer
SENARYO - Tom Tykwer
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Frank Griebe
KURGU - Mathilde Bonnefoy
MÜZİK - Tom Tykwer, Johnny Klimek, Reinhold Heil, Gabriel Mounsey
OYUNCULAR - Sophie Rois, Sebastian Schipper, Devid Striesow
YAPIMCI - Stefan Arndt
ÖDÜLLER - 2011 Alman Film Ödülleri En İyi Yönetim, Kadın Oyuncu, Kurgu
Tom Tykwer kökleri Almanya’ya zekice, hatta şaşırtıcı şekilde incelediği bir aşk
üçgeniyle dönüyor. Filmde ilk olarak Hanna’yla tanışıyoruz. Hanna aklı sürekli
aynı anda pek çok şeyi düşünmeye odaklı Berlinli bir doktor ve televizyon
sunucusu. 20 yaşındaki Simon’sa bir sanat teknisyeni. İkilinin çocuk sahibi olma
çabaları başarısızlıkla sonuçlandığı için hayatlarını sanata olan sevgileri
üzerinden yürütmeye karar verirler. Bir gece tesadüf eseri Hanna bir tiyatroda
araştırmacı bilimci Adam’la tanışır ve daha ilk anda ona karşı bir yakınlık
hisseder. Hanna Adam’la karşılaşadursun, Simon çok sevdiği bir arkadaşını
kaybetmesinin üzerine ciddi bir hastalığa yakalanır. Bir akşam Adam ve Simon’un
karşılaşmasıyla işler beklemedik bir yöne kayar, çünkü Simon da Adam’a karşı
benzer bir çekim hisseder. Geçtiğimiz yıl Venedik’te yarışan Üç, Tykwer’in
kendine özgü mizahından besleniyor ve günümüz kent insanı için kaçınılmaz olan
çokeşli ilişkilere ahlakçı olmadan, hatta seyirciyi özgürleştirerek taze bir
yorum getiriyor.
TOM TYKWER
Yönetmen, senaryo yazarı, yapımcı ve besteci. 1965 yılında Almanya Wuppertal’de
dünyaya geldi. Sinemaya ilgisi olduğunu erken yaşta fark etti ve uzun yıllar bu
alanda çalıştı. Makinist ve programcı olarak çalıştıktan sonra 1993 yılında
Deadly adlı ilk uzun metraj filmini çekti.
YOK
Arjantin, 2011, DCP, renkli, 90’
YÖNETMEN - Marco Berger
SENARYO - Marco Berger
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Tomas Perez Silva
KURGU - Marco Berger
MÜZİK - Pedro Irusta
OYUNCULAR - Carlos Echevarría, Javier De Pietro, Antonella Costa
YAPIMCI - Mariano Contreras
ÖDÜLLER - 2011 Berlin Teddy Ödülü En İyi Film
Yüzme dersinde gözünden yaralanan Martin, koçu Sebastian tarafından hastaneye
götürülür. Hastaneden çıkarken Sebastian Martin’i eve bırakmayı teklif eder.
Martin daha önce geceyi geçirmek üzere bir arkadaşına söz verdiğinden onu evde
bekleyen kimse yoktur. Sebastian öğrencisinin sorumluluğunu üstlenecektir, belki
biraz da gerçek niyetinin farkında olmadan. Hitchcock vari bir serüvenle on
ikiden vuran yönetmen için söylenebilecek tek şey, Arjantin’in yeni yetenekleri
arasından emin adımlarla yükseldiği olabilir ancak.
MARCO BERGER
Arjantin’de 1977’de dünyaya geldi. Buenos Aires’teki Universidad del Cine’de
eğitim gördü. 2008’de ilk kısa filmi A Last Will’i yönetti. 2009 yılında
çektiği, ilişkiler ve cinsellik konularını ele alan filmi Plan B, yönetmenin ilk
uzun metrajlı filmi.
L Tarih
BAYAN ANNE LISTER’IN GİZLİ GÜNLÜKLERİ
İngiltere, 2010, DVD, renkli, 92’
YÖNETMEN - James Kent
SENARYO - Jane English
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Lukas Strebel
KURGU - Ben Lester
MÜZİK - Avshalom Caspi
OYUNCULAR - Anna Madeley, Susan Lynch, Christine Bottomley
YAPIMCI - Mark Bentley
ÖDÜLLER - 2010 Outfest En İyi Film, 2009 RBC Royal Bank Seyirci Ödülü
Sarah Waters, Jane Austen’la buluşuyor.
19. yüzyılın başlarında Anne Lister ailesine evlenmeyi düşünmediğini, onun
yerine başka bir kadınla yaşamayı sürdürmek istediğini söyler. Bronte’nin
Yorkshire’ındaki gizli lezbiyen yeraltı işte böyledir; kiliselerde aranan
kadınlar, ‘‘Byron’dan hoşlanır mısınız?’’ gibi cümlelerle tavlamacalar… Cüretkar
ve başına buyruk Anne, eski aşklar ve yeni aşıklar arasında dolaşıp duruyor.
Hareketli, seksi ve oldukça kuir.
GERÇEK ANNE LISTER
İngiltere, 2010, DVD, renkli, 60’
YÖNETMEN - Matt Hill
YAPIM - Oxford Film&Television
‘Lezbiyen’ hayatı daha bu kavram sözlüklere girmeden önce anlatan günlükler
hakkında ‘lezbiyen tarihinin Rosetta Stone’u’ dendi. Çekici zekası ve inandırıcı
içgörüsüyle sunucu Sue Perkins bu etkileyici belgeselde Anne Lister’ın
üzerindeki sır perdesini kaldırıyor ve Bayan Anne Lister’in Gizli Günlükleri
filmine rehberlik ediyor. Lister’ın ayrıntılı güncesinin içindeki şifreyi çözmek
için on yıllarca uğraşan ve sonuçta Anne’in cinsel zaferini ve cüretkar,
şehvetli bir kadın olarak güncesine aktardığı detayları ortaya çıkaran biyografi
yazarıyla tanışmak için bulunmaz fırsat!
Kuir Belgesel
BANA BAK
Almanya, 2008, DVD, renkli, 62’
YÖNETMEN - Ayla Gottschlich
SENARYO - Ayla Gottschlich
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Sebastian Naumann
MÜZİK - Can Erdogan/Listenbul
YAPIMCI - Aysel Yılmaz
İstanbul’da yaşayan ve çalışan fotoğrafçı Nevruz, cinselliğini bir
heteroseksüelden farklı yaşıyor ve “Evet farklıyım, çünkü sizin gibi yaşamak
istemiyorum!” diyor.
Bana Bak Nevruz’un Türkiye’deki eşcinsel ve biseksüel kadınların yaşam
alanlarını, kendi fotoğraf makinesinin objektifinden aktardığı sürecin
yansıtıldığı bir belgesel film. Bu çalışması süresince Nevruz, kültürel
baskıları ve ailelerin koyduğu sınırları irdelerken, herkes için eşitlik umut
ediyor.
AYLA GOTTSCHLICH
1982’de Almanya Berlin’de dünyaya geldi. 2004 yılından beri Baden-Württemberg
Film Akademisi’nde belgesel film alanında yönetmenlik eğitimi alıyor. 1998-99
yılları arasında Mississippi’de bir sene değişim öğrencisi olarak bulundu. 2002
yılında mezun olduktan sonra Utopias Visuales filminde yardımcı yönetmen olarak
çalıştı.
GENESIS VE LADY JAYE’İN ŞARKISI
ABD, 2011, DVD, renkli, 72’
YÖNETMEN - Marie Losier
SENARYO - Marie Losier
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Marie Losier
KURGU - Marie Losier
YAPIMCILAR - Marie Losier, Steve Holmgren
ÖDÜLLER - 2011 Berlin Teddy Award, Caligari Award, 2011 Outfest Artistic
Achievement Award, 2011 IndieLisboa Grand Prize, 2011 Buenos Aires Audience
Award
“Projem toplumsal cinsiyet meselesiyle ilgili değil. Bazıları bir kadının
bedeninde hapsolmuş erkek gibi hissediyor kendini. Bazılarıysa bir erkeğin
bedeninde hapsolmuş kadın gibi. Bu erdişilerin toplamı olan kişiyse bir bedende
tıkılıp kaldığını söylüyor. Beden ‘biz’leri oradan oraya taşıyan bir bavuldan
farksız aslında. İşte bu üçüncü kategorideki insanların tek derdi akıl ve
bilinç.” - Genesis Breyer P-Orridge
Genesis ve Lady Jaye’in Şarkısı, Throbbing Gristle ve Psychic TV gruplarıyla
yaptığı müzik sayesinde tanınan Genesis Breyer P-Orridge hakkında bir film.
Film, Genesis’in hayatının yanı sıra iş arkadaşı Lady Jaye’i (née Jacqueline
Breyer) de anlatıyor. Pek çokları filmin endüstriyel müzikle ilgili olmasını,
punk öncesi ve sonrası dönemi birbirine bağlayan Genesis’i anlatmasını ve
1970’ler yeraltı dünyasının kapılarını açmasını bekliyor. Film bunların hepsini
yapıyor yapmasına ama 1990’larda başlayan bir aşkın izini sürerek. Genesis ve
Lady Jaye üçüncü bir varlıkta buluşabilmek için ameliyat oluyorlar. Genesis ve
Lady Jaye’in Şarkısı, filmlerine imzasını kendi yeraltı rol modelleriyle çok
kişisel bir ilişki kurarak atan Marie Losier’in imzasını taşıyor. Mutfak ve
bahçe çekimleri, sihirbazlık numaraları ve hazır görüntüler arasında getirip
götürüyor seyirciyi yönetmen. Lady Jaye’in beklenmedik ölümünden sonra film her
ne kadar yasa bürünse de Genesis’in anlatımlarının da yardımıyla dinamik ritmini
hep koruyor. Sonlara doğru akıllarda tek bir soru oluyor - iki, bir olunca ölmek
nasıl ve neden?
MARIE LOSIER
New York’ta yaşayan film yapımcısı ve küratör. Edebiyat ve güzel sanatlar
eğitimi aldı. Filmleri Tate Modern, Whitney Bienali, PS1, MoMA ve Berlin Film
Festivali’nde gösterildi. Fransa’da Nanterre Üniversitesi’nde edebiyat öğrenimi
gördü.
NASILSIN?
Danimarka, 2011, DVD, renkli, 70’
YÖNETMEN - Jannik Splidsboel
SENARYO - Jannik Splidsboel
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Bøje Lomholdt
KURGU - Mette Esmark, Thomas Papapetros
YAPIMCILAR - Henrik Underbjerg, Stefan Frost
Danimarkalı ve Norveçli sanatçılar Michael Elmgreen ve Ingar Dragset 1990
yılının ortalarından beri ‘happening’, enstalasyon ve diğer aktivist sanat
yöntemleriyle uğraşıyor, bu sayede dünya çapında cinsiyet, kimlik ve iktidar
ilişkilerine dikkat çekmeyi amaçlıyorlar. Nasılsın? ikilinin 1995 yılında hem
özel hem de profesyonel ilişkilerinin bir ürünü olan ilk projeleri Instant Baby
ile başlayan, 2009 yılında Venedik Bienali’nde ‘‘The Collectors’’ sergisine
kadar devam eden ortaklıklarına ayrıntılı bir bakış niteliğinde.
JANNIK SPLIDSBOEL
1964’te Danimarka’da dünyaya geldi. Kopenhag ve Roma’da sanat ve sinema eğitimi
aldı. Çeşitli uluslararası projelerde yardımcı yönetmen ve prodüksiyon şefi
olarak çalışıyor.
SEVGİLİMİ BEN VURDUM
İsrail-Almanya, 2011, DVD, renkli, 56’
YÖNETMEN - Tomer Heymann
SENARYO - Tomer Heymann
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Tomer Heymann
KURGU - Ido Mochrik
YAPIMCILAR - Barak Heymann, Tomer Heymann
ÖDÜLLERİ - 2010 Madrid (LGBT) En İyi Belgesel, En İyi Yönetmen, 2011 Zinegoak En
İyi Belgesel, 2010 Tayvan Belgesel FF Seyircinin Seçimi Ödülü, 2010 Varşova
Yahudi FF En İyi Film
Tomer Heymann, dedesi Nazi Almanya’sından kaçtıktan yetmiş yıl sonra, doğduğu
topraklara, Berlin Uluslararası Film Festivali’nde gösterilecek filmiyle döner.
Burada tanışıp aşık olduğu Alman dansçı Andreas Merk yönetmenin hayatını kökten
değiştirir. Merk, Heymann’ın yanına Tel Aviv’e taşınmaya karar verdiğinde
kendini her hareketini kayda almakta direten bir partnerin yanı sıra ailesinde
Nazi geçmişi olan bir Alman olarak İsrail’de olmak durumuyla baş etmek zorunda
kalmış bulur. Bu sırada Heymann’ın annesi, sakat bırakan bir hastalık geçirir ve
beş oğlundan dördü birlikte inşa ettikleri ülkeyi terk ederken arkalarından
bakar. Kişisel, bir o kadar da evrensel bir aşk hikayesi. Sevgilimi Ben Vurdum
ailelerinin, ulusal kimliklerinin ve kendi hislerinin sebep olduğu sorunlara
göğüs germeye çalışan iki sevgilinin samimi bir portresi.
TOMER HEYMANN
1970 yılında İsrail’de dünyaya geldi. Geçtiğimiz on yıl boyunca pek çok belgesel
film ve dizi yönetti. Bunların çoğu uzun soluklu filmler ve kişisel
belgesellerdi. Yönetmen ilk filmi It Kinda Scares Me de dahil olmak üzere pek
çok filmiyle saygın festivallerde büyük ödüller aldı. Tomer’in sekiz bölümden
oluşan filmi The Way Home 2009 yılında Kudüs Uluslararası Film Festivali’nde En
İyi Belgesel Dizi Ödülü’nü aldı.
Kuir Kısa
EVE YALNIZ GİTMEK İSTEMİYORUM
Brezilya, 2010, DVD, renkli, 17’
YÖNETMEN - Daniel Ribeiro
SENARYO - Daniel Ribeiro
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Pierre de Kerchove
KURGU - Cristian Chinen
MÜZİK - Juliano Polimeno, Tatá Aeroplano
OYUNCULAR - Fabio Audi, Ghilherme Lobo, Tess Amorim
YAPIMCILAR - Diana Almeida, Daniel Ribeiro
ÖDÜLLERİNDEN BAZILARI - 2011 Qfest Seyirci Ödülü, 2011 Outfest Büyük Jüri Ödülü
Okula yeni bir öğrencinin gelmesiyle Leonardo’nun hayatı alt üst olur. 15
yaşındaki bu görme engelli genç, eski dostlarından Giovana’nın kıskançlık
krizleriyle baş etmenin yanı sıra yeni arkadaşı Gabriel’e karşı yeni yeni fark
ettiği hislerinin de üstesinden gelebilmenin yolunu bulmak zorundadır.
DANIEL RIBEIRO
1982’de Brezilya São Paulo’da dünyaya geldi. 2007’de çektiği Café com Leite adlı
filmiyle Berlin başta olmak üzere pek çok festivalden ödül aldı.
FAZLA MESAİ
Türkiye, 2011, DVD, siyah&beyaz, 15’
YÖNETMEN - Gürcan Keltek
SENARYO - Gürcan Keltek
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Gürcan Keltek, Murat Tuncel
KURGU - Eytan İpeker
MÜZİK - Rick Tomlinson
OYUNCULAR - Okan Urun, Ebru Jeyan Şahin
YAPIMCI - İpek Sarp
İstanbul. Sokaklarda, fabrika ve atölyelerde gece gündüz işçilerin sesleri
duyuluyor.
GÜRCAN KELTEK
İzmir’de dünyaya geldi. 1996’da Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Sinema bölümünden mezun oldu. Uzun metraj filmlerde asistanlık yaptı,
birçok kısa film, video klip ve reklam filmleri çekti.
OLMAYAN AŞKIN ŞARKISI
ABD, 2009, DVD, renkli, 12’
YÖNETMEN - Erik Gernand
SENARYO - Erik Gernand
OYUNCULAR - Joe Sinopoli, Lawrence Kern
YAPIMCI - Erik Gernand
Üniversiteye başlamadan önceki yaz tatillerinin son senesinde 18 yaşında iki
yakın arkadaş, aralarında yetişkinler gibi bağ kurmaya çalışır ve hayatlarında
ilk defa gerçek bir ânı paylaşırlar.
ERIK GERNAND
Yazıp yönettiği pek çok kısa filmle ödüller aldı, filmleri yüzden fazla
festivalde gösterildi. Sanat alanında yüksek lisans derecesini Northwest
Üniversitesi’nde sanat üzerine yüksek lisans yaptı. Halen radyo, televizyon ve
sinema dersleri veriyor.
ONUR HİKAYESİ
Türkiye, 2011, DVD, renkli, 12’
YÖNETMEN - Deniz Buga
SENARYO - Deniz Buga
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Deniz Buga
KURGU - Deniz Buga
YAPIMCILAR - Onur Karaoğlu
Deniz Buga, Onur Hikayesi’nde, üzerine çok konuşulan ama nadir rastlanan
efsanevi bir anı, bir oğlun annesine eşcinsel olduğunu açıkladığı anı
belgeliyor.
DENİZ BUGA
1982’de İstanbul’da dünyaya geldi. Halen Hollanda Amsterdam’da bulunan
Rijksakademie bünyesinde film çalışmalarına devam ediyor.
Realout Kuir Film Ve Video Festivali Seçkisi - Kanada’dan Kuir Bakış
“Kanada’dan Kuir Bakış” Kanada’da kendini kuir olarak tanımlayan kişilerin
hikayelerini bir araya getiren iki bölümlü bir program. Bu hikâyeleri ilginç
yapan; kuir topluluk içinde ırk, siyaset, yetenek, toplumsal cinsiyet, yaş ve
cinsel yönelim açısından ne kadar büyük farklılıklar olabileceğini göstermeleri.
ONUR NİŞANI
Kanada, 2009, DVD, renkli, 43’
YÖNETMEN - Min Sook Lee
SENARYO - Min Sook Lee
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Michael Grippo C.S.C
KURGU - Nick Hector
MÜZİK - Trevor Yuile, Joseph M. Colero
YAPIMCI - Jennifer Holness
“Bazı açılardan bakıldığında Onur Nişanı teorinin nasıl gerçeğe döndüğünü
gösteriyor. Ancak özünde film, kabullenme, cesaret ve güven hakkında çok insani
bir hikaye. Onur Nişanı tüm izleyenlerin tadına varabileceği evrensel bir
hikaye. Aslında hepimiz kimi zaman korku kimi zaman da hayranlık duyan ve bir
rozete ihtiyacı olan yurttaşlarız.” - Min Sook Lee
Onur Nişanı, Toronto’da yaşayan eşcinsel polislerin hayatlarını inceleyen bir
belgesel - açılmış olan polisler, eşcinselliğini saklı tutanlar ve ikisinin
arasında gidip gelenler… Toronto’da çekilen film, Kanada’nın en büyük polis
kuvveti içinde, geleneksel olarak eşcinsellik karşıtlığıyla bağdaşlaştırılmış
bir meslekte gey kimliğiyle nasıl var olunduğuyla ilgili bilgiler veriyor.
Hikâye her biri birbirinden farklı başa çıkma tekniği geliştirmiş dört karakter
üzerinden ilerliyor. Karakterlerin her biri için eşcinsel olmak kariyerlerine
yön veren bir olgu. Filmin yönetmeni Min Sook Lee ödüllü belgeseli ‘Hogtown’da
bir yılı aşkın bir süreyle polislerle ilgili konuları takibe aldı ve bu süre
içinde polis kuvvetinin içinden kişilere ulaştı. Şimdi soru şu - Eşcinselseniz
polisten destek görebilir misiniz?
MIN SOOK LEE
Yazar, yayıncı ve belgesel film yönetmeni/yapımcısı. Min Sook son belgeseli My
Toxic Baby’nin ilk gösterimini 2009 yılında Toronto Uluslararası Film
Festivali’nde yaptı. Yönetmenin 2010 yılında Jen Holness ve Sudz Sutherland’la
yaptığı ilk drama-komedisi She’s the Mayor! adlı dizi yakında gösterime girecek.
TEKME KAMPI
Kanada, 2008, DVD, renkli, 8’
YÖNETMEN - Melisa Brittain, Danielle Peers
SENARYO - Melisa Brittain, Danielle Peers
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Melisa Brittain
KURGU - Melisa Brittain, Danielle Peers
YAPIMCILAR - Melisa Brittain, Danielle Peers
Film, yönetmenlerden Danielle Peers’ın herhangi bir bedensel engeli olmak
etrafında dönen toplumsal beklentilerle engelli olmak arasında nasıl gidip
geldiğini mizahi bir dille anlatıyor. Son derece dramatik sahnelere ev sahipliği
yapan ‘Sakat Ödülleri’ töreni, hayatta kalmaya yardımcı stil rehberleri,
iyileşmek için sadece ilhama ihtiyacı olan birinin dokunaklı tanıklığıyla Tekme
Kampı, engelli olmanın etrafına gerilmiş kalıpları mizah yardımıyla yıkıyor.
Melisa Brittain 1963’te Toronto’da doğdu. Halen Kanada Edmonton’da yaşıyor ve
video art çalışmalarını sürdürüyor.
Danielle Peers Yüksek lisans öğrencisi, paralimpik oyuncusu, aktivist, video
sanatçısı. Edmonton’da yaşıyor.
PUSULA - GÖKKUŞAĞI AİLESİ
Kanada, 2010, DVD, renkli, 29’
YÖNETMEN - Tess Vo
SENARYO - Ryan Firestone, C.J. Fung, Rainbow Hunt, Wayne Koltchigin, Josh Palmer,
Romeo Pierre, Tyson Prudy Smith, Ruby Rowan, Skyler Siao, Tess Vo
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Jasper Hitchcock
KURGU - Jasper Hitchcock
MÜZİK - Ian Desouza, Rosina Kazi, Nic Murray
YAPIMCI - Tess Vo
ÖDÜLLER - 2010 Madrid (LGBT) En İyi Kısa Belgesel, 2010 Inside Out Özel Övgü
“Umut, tıpkı yiyecek, hava, su veya barınma gibi insanlar için temel ihtiyaç.” -
Filmden
Pusula - Gökkuşağı Ailesi, Toronto’da yaşayan, kendini kuir olarak tanımlayan ve
‘aklen engelli’ olarak damgalanan bir grup gencin daha önce anlatılmamış
hikayelerini perdeye taşıyor. Birbirinden farklı pek çok insan, LGBTK gençler
için oluşturulmuş Compass adlı grupta bir araya geliyor; bu gençlere yardım
veriliyor, sosyal bir ağ sağlanıyor ve kimliklerini keşfetmeleri için güvenli
bir alan oluşturuyor. Katılımcılar flört, seks, toplumsal cinsiyet, eşcinsellik,
biseksüellik gibi konulara kafa yoruyor. Pusula - Gökkuşağı Ailesi,
kimlikleriyle gurur duyabilecekleri bir profesyonel portre çizmeye çabalıyor.
Tess Vo, eğitim amaçlı filmler üretme odaklı çalışan New Viewpoints Media’nın
kurucu ortaklarından. Vo’nun çalışmaları genel olarak sosyal adalet teması
etrafında dönüyor.
SÜRGÜN EDİLMİŞ AŞK
Kanada, 2010, DVD, renkli, 11’
YÖNETMEN - Jim VanDeventer
SENARYO - Jim VanDeventer
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - Patrick J. Monaghan, Carl Meadows, Meg Andronowska, Roger
Chin, Jim VanDeventer
KURGU - Jim VanDeventer
MÜZİK - Kevin MacLeod
YAPIMCI - Roger Chin
“Eşçinsel topluluk bugün insan hakları mücadelesinde sıfır noktasında. 8 no’lu
yasa tasarısı bugünün Stonewall’u, aşırı sağcıların savaş ilanı. Bu projeye
başladığımda beni iki şey motive etti - melankoli ve aşağılanma. Günün sonuna
geldiğimde özgürlük kutlamaları yapacağımız aklımın ucundan bile geçmiyordu.” -
Jim VanDeventer
Bu kısa belgesel, ilişkilerinin yasal olarak tanındığı Kanada’ya göç eden dört
eşcinsel çiftin hikayesini anlatıyor; ama eve dönmek hâlâ uzak bir hayal. O ana
dek aşklarını sürgünde yaşayacaklar.
JIM VANDEVENTER
Vancouver Sanat Enstitüsü mezunu olan Vandeventer, büyük ilgi gören
pek çok belgeselden üç boyutlu filmlere ve müzik videolarına kadar birçok işe
imza attı. Vandeventer, film dünyasında nispeten yeni bir yüz olsa da, görsel
anlatıma hakim başarılı bir kurgucu ve şimdiden pek çok ödülün de sahibi.
Transcreen Film Festivali Seçkisi
AÇIK RİNG
Almanya, 2010, DVD, renkli, 6’
YÖNETMEN - Tom Weller
Trans bir erkek, boksör olarak ilk dövüşüne hazırlanırken aynı zamanda ısınma
sahasındaki ayrımcı muhabbetlere de göğüs germeye çalışmakta.
AŞK VE ÖTEKİ KIRMIZI IŞIKLAR
Avustralya, 2008, DVD, renkli, 6’
YÖNETMEN - Lauren Anderson
Evrende, Dünya denen bir gezegende, Avustralya’da küçük bir kasaba varmış. Bu
kasabanın 9684 sakini, bir süpermarketi, altı trafik lambası, bir de çılgınca
aşk arayışında olan mağaza hırsızı bir travestisi varmış…
BANYO
KORE, 2007, DVD, renkli, 20’
YÖNETMEN - Lee Mi-rang
ÖDÜLLER - Outfest Büyük Jüri Ödülü
“Ailemin ilgisini özlüyorum. Kulağa biraz basit gelebilir ama belki de bu ilgi
diğer bütün ilgilerden daha çok ısıtıyor içimi.” - Lee Mi-rang
İki kardeşin arasındaki dengeler biraz değişiktir; anneleri küçük kızıyla göz
teması kurmaktan kaçınır. Bir gün büyük kardeş hamama gitmeyi önerir. Hamamda
ilk başta aralarına giren gariplik ve huzursuzluk zamanla buhar olup uçacaktır.
Lee Mi-rang
1983’te Güney Kore Hapcheon’da dünyaya geldi. Seul Sanat Enstitüsü’nün Film
Bölümü’nden mezun oldu.
BEN BİR KIZIM!
Hollanda, 2010, DVD, renkli, 15’
YÖNETMEN - Susan Koenen
13 yaşındaki her kız o hoş ama elde etmesi de bir o kadar zor oğlanın hayalini
kurar. Joppe’nin de bu kızlardan hiçbir farkı yok. Joppe Brian’a ‘çıkma teklifi
etmek’ için arkadaşına danışır. Yalnız ufak bir sorun var, acaba Brian’a bir
oğlan çocuk olarak doğduğunu nasıl söyleyecek?
SUSAN KOENEN
Belgesel film yapımcısı. 1974’te Hollanda Lahey’de dünyaya geldi. Toplumsal
anlamda başkalarına rol model olabilen kişiler Koenen’in ilgisini çekiyor.
FRANSWA SHARL
Avustralya, 2009, DVD, renkli, 14’
YÖNETMEN - Hannah Hilliard
ÖDÜLLER - Berlin Kristal Ayı, Melbourne En İyi Avustralya Kısa Filmi, Hamburg (Queer)
En İyi Kısa Film
12 yaşındaki Greg, babası gibi rekabetçidir. Fiji’ye yaptıkları bir aile tatili
sırasında Greg’in yeteneklerini hangi yönde yoğunlaştırması konusunda fikir
ayrılığına düşerler. Yaratıcı uğraşları babasını tatmin etmeyince Greg, babasını
geri kazanmak için uç davranışlar sergiler. Film, gerçek bir hikâyeye dayanıyor.
HANNAH HILLIARD
1971 yılında Avustralya Sidney’de dünyaya geldi. Avustralya Film Televizyon ve
Radyo Okulu’nda eğitim gördü. Kısa film ve belgesel çekmenin yanı sıra
televizyon yapımlarının da yönetmenliğini üstlendi.
KAMİKAZE
ABD, 2010, DVD, renkli, 11’
YÖNETMEN - Robin Wilby
Babasıyla bir lunaparkta yaşayan 13 yaşındaki Nick’in yaşamı bugün oraya
annesiyle birlikte pembe saçlı bir kızın gelmesiyle tam bir oyun alanına
dönüşecek.
ROBIN WILBY
New York’ta yaşayan film yapımcısı Wilby, Amerikan Üniversitesi’nde Görsel Medya
eğitimi aldı. Columbia Üniversitesi’nde sinema üzerine yüksek lisans yaptı.
KAPI ÖDÜLÜ
ABD, 2009, DVD, renkli, 7’
YÖNETMEN - Zsa Zsa Gershick
Umumi tuvaletler her zaman kendisi için bir heyecan olmuş bir trans ile çifte
tabiatlı butch bir lezbiyenin hikayesi. Bir lokanta. Bir kravat. Kadınlar
tuvaletinin önündeki bekleme sırası. İşemek asla bu kadar sorun çıkarmamalı.
ZSA ZSA GERSHICK
Yönetmenin Bluebonnet Court adlı oyunu 2007 kışında GLAAS Üstün Los Angeles
Tiyatro Ödülü ve NAACP Tiyatro Üstün Başarı Ödülü kazandı. USC Tiyatro Okulu’nda
yüksek lisans yaptı.
KISTIRILMIŞ
Hollanda, 2011, DVD, renkli, 5’
YÖNETMEN - Lea Zejdler Buragiewicz
Bir kız dans etmeye çalışmakta ama bunu becerememektedir. Çok çabalamasına
rağmen kendisini bu çok istediği role bir türlü uyduramaz. Kıstırılmış olsa da
kararından dönmez, mücadele eder ve sonuç - Dans etmeyi başaracaktır.
MORALISTS INSTRUCTION MUSICAL
İsveç, 2010, DVD, renkli, 25’
YÖNETMEN - Lasse Långström
“Toplumsal cinsiyet ve heterofaşistlerin” o sürekli tekrar eden sorusuna nasıl
cevap vermeli? “Kız mısın oğlan mı?”
SİNYORİTA
Filipinler, 2009, DVD, renkli, 15’
YÖNETMEN - Vincent Sandoval
Filipinler Manila’da trans bir kadın ikili hayat sürer - taşrada oğluna bakmak
ve şehre indiğinde seks işçiliği yapmak.
VINCENT SANDOVAL
Filipinler Cebu’da psikoloji eğitimi aldıktan sonra New York Üniversitesi’nde
işletme yüksek lisansı yaptı. Bir süre Manila’da pazarlama müdürü olarak
çalıştıktan sonra 2009 yılında, Filipinler’den bağımsız filmleri Amerikan
izleyicisine sunan IndioBravo Film Foundation’ı kurdu. Aynı yıl içinde ilk kısa
filmi Señorita’yı yazdı ve yönetti. Daha sonra bu filmi uzun metrajda çekti.
TÜRKİYE’NİN İLK KUİR FESTİVALİ BAŞLIYOR!
Türkiye’nin ilk kuir festivali Pembe Hayat KuirFest 17-24 Kasım tarihleri
arasında Ankara’da yapılacak. Amerika’dan Kanada’ya, İsveç’ten Hollanda’ya, 15
ülkeden 50’ye yakın LGBT temalı film ilk kez Ankaralı sinemaseverlerin karşısına
çıkacak.
Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans (LGBT) Dayanışma Derneği’nin
düzenlediği Festival, LGBT bireylere yönelik ayrımcılığa ve şiddete dikkat
çekerken Türkiye’de kuir teorinin ve sanatın konuşulmasına, tartışılmasına
olanak yaratacak.
LGBT hakları mücadelesine sanat aracılığıyla ifade alanları yaratmayı amaçlayan
Pembe Hayat KuirFest, sinemadan edebiyata, müzikten videoya pek çok farklı türü
buluşturacak ve Türkiye ve dünyadan kuir sanatçıları bir araya getirecek.
AÇILIŞ FİLMİ: ZENNE
Pembe Hayat KuirFest’in Açılış Töreni 17 Kasım Perşembe günü saat 19:00’da
Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda başlayacak. Sunuculuğunu Pembe Hayat
Derneği’nin kurucusu ve Teslimiyet filminin oyuncularından Buse Kılıçkaya’nın
yapacağı gece Batu Ekmekçi ve Berna Anıl’ın müzik tarihinin unutulmaz kuir
şarkılarını söyleyecekleri mini bir konserle başlayacak.
Festival’in açılış filmi ise, Antalya Film Festivali’nde büyük ilgi gören ve
ayakta alkışlanan ZENNE adlı film olacak. M.Caner Alper ve Mehmet Binay’ın,
2008’de eşcinsel olduğu için ailesi tarafından öldürülen Ahmet Yıldız’a
adadıkları film, Ankara galasını Festival kapsamında yapacak. Geceye filmin
yönetmenlerinin yanı sıra oyuncuları Kerem Can, Erkan Avcı ve Tilbe Saran da
konuk olarak katılacak.
Ğ
Festival’in Türkiye sinemasının en yeni örneklerine yer verdiği “Ğ” bölümünde
ZENNE’nin yanı sıra Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödül alan Nar da
Ankara’da ilk kez Pembe Hayat KuirFest’te seyirciyle buluşacak.
Ümit Ünal’ın Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Jüri Özel Ödülü”nü
kazanan filmi Nar, bir kadının kendi adaletini aramasıyla başlayan bir hikâyeyi
anlatıyor. Filmin 21 Kasım’da yapılacak gösterimine Ünal’ın yanı sıra oyuncuları
İrem Altuğ, İdil Fırat, kurgucusu Çiçek Kahraman ve yapımcısı Erdem Avşar konuk
olarak katılacaklar.
KUİR KÜLTLER
Kuir Sinemanın unutulmaz filmlerine ayrılan “kÜLT” bölümünde dört film
gösterilecek. Türkiye sinemasının bugün bile izlendiğinde farklı tatlar sunan
klasikleri Köçek (1975) ve Dönersen Islık Çal (1992) ile Jean Genet’nin 1950
tarihli filmi Bir Aşk Şarkısı (Un Chant D'amor) ve Todd Haynes’ın ilk kurmaca
uzun filmi Zehir (Poison, 1991) “kÜLT” bölümünün filmleri…
Sinemamızın kÜLT’leri
Nejat Saydam’ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği Köçek, interseks Caniko’nun
hikâyesini anlatıyor. Caniko rolünde Müjde Ar’ı erkek ve kadın rollerinde
izleyeceğimiz Köçek, gerek hikâyesi gerek anlatımıyla sinemamızın en ilginç
filmlerinden birisi sayılıyor. Televizyon ekranlarında izlemenin pek de mümkün
olmadığı Köçek’i nihayet bir festivalde izlemek büyük bir şans olacak.
Beyoğlu'nun arka sokaklarında barmenlik yaparak yaşamını sürdüren bir cüceyle,
seks işçiliği yapan bir transın dostluğunun anlatıldığı Dönersen Islık Çal ise,
90’lar Türkiye sinemasında sıkça karşımıza çıkan, marjinal karakterler üzerinden
hayatı sorgulayan filmlerin en başarılılarından sayılıyor. Orhan Oğuz’un
yönettiği, başrollerini Fikret Kuşkan ve Mevlüt Demiryay’ın paylaştığı film aynı
zamanda sinemamızın en romantik trans karakterlerinden birini yaratıyor.
Genet’nin izinden…
Fransız edebiyatının önde gelen roman ve oyun yazarlarından Jean Genet’nin ilk
ve tek filmi olan Bir Aşk Şarkısı, bir Fransız hapishanesinde geçiyor ve
gardiyanların röntgenci bakışları altında iki mahkûmun hücrelerini ayıran
duvarda açtıkları bir delikten arzularını tatmin edişlerini betimliyor. Kuir
Sinema’nın ilk önemli örneklerinden biri sayılan film, Amerika’da 70’lerin
sonuna dek yasaklanmış, İngiliz Film Enstitüsü de yıllar sonra ancak
sansürleyerek bu filmin gösterimine izni vermişti.
Velvet Godmine (1998), Cennetten Çok Uzakta (Far from Heaven, 2002), Beni Orada
Arama (I’m Not There., 2007) gibi kuir filmlerinden tanıdığımız bağımsız
yönetmen Todd Haynes’ın ilk kurmaca uzun filmi de olan Zehir ise, 90’ların en
özgün ve cesur filmlerinden biri. Görünürde farklı ama hikâyeleri sonunda
birbirine bağlanan üç karakteri anlatan film, Bush politikalarının sinemada
ahlakçılığı hortlattığı yıllarda pek çok tepkiye yol açmış, yasaklarla karşı
karşıya kalmıştı.
GÖKKUŞAĞININ ALTINDA
Festival’in “Gökkuşağının Altında” bölümünde Almanya’dan Fransa’ya, Portekiz’den
Arjantin’e son yılların ödüllü ve seçkin LGBT temalı filmleri Ankara’da ilk kez
KuirFest’te görücüye çıkıyor.
Teddy’ler KuirFest’e Geliyor
“Gökkuşağının Altında” bölümünde, 1987’den beri Berlin Film Festivali kapsamında
dağıtılmaya başlanan ve LGBT sinemasının en prestijli ödülü sayılan Teddy
Ödülü’nü almış filmler dikkat çekiyor.
Bu yılın Teddy’lerinde “En İyi Film” seçilen Arjantin yapımı Yok (Ausente, 2011)
yüzme hocası Sebastian ve öğrencisi Martin arasındaki gerilimli ilişkiyi
anlatan, gösterildiği festivallerde büyük ilgiyle karşılaşan bir gey filmi.
Teddy Jüri Ödülü’nü alan Fransa yapımı Tomboy (2011) ise on yaşındaki Laure'nin
cinsel kimliğini keşfetme sürecinde başından geçenleri anlatıyor. Hikâyesiyle
yine festival kapsamında gösterilecek Pembe Hayat filmini hatırlatan film,
özellikle amatör çocuk oyuncuların olağanüstü performanslarıyla dikkat çekiyor.
Gökkuşağı İspanya’dan Portekiz’e uzanıyor
Berlin Film Festivali’nde Panaroma bölümünde gösterilen ve CICAE (Uluslararası
Sanat ve Deneme Sineması Konfederasyonu) Ödülü’nü alan Ander (2009), küçük bir
köyde çiftçilik yapan, yaşlı annesi ve yakında evlenecek kızkardeşiyle birlikte
yaşayan Ander’in monoton hayatının Perulu göçmen José’nin gelişiyle değişmesini
anlatıyor.
İspanyalı yönetmenler Jon Garaño ve José María Goenaga’nın birlikte yönettikleri
80 Gün İçin (For 80 Days, 2010) geçen yılın ödül avcısı filmlerinden… San
Sebastian’dan Hamburg, Amsterdam ve Torino’ya, pek çok festivalden ödül toplayan
film, gençliklerinde çok yakın arkadaş olan Axun ve Maite’nin ilk öpücüklerinden
50 yıl sonra karşılaşmalarını anlatan etkileyici bir dram.
Lübnanlı oyuncu Amor Hakkar’ın bu sene Sundance’da büyük ödül için yarışan filmi
Birkaç Günlük Mola (A Few Days Of Respite, 2010), eşcinsel oldukları için
sevgilisi Hasan’la birlikte İran’dan Fransa’ya kaçan Muhsin’in birkaç günlüğüne
konakladıkları köyde yalnız yaşayan Yolanda adlı bir kadınla tanışmasını ve
yakınlaşmasını konu ediniyor. Etkileyici finaliyle hafızalara kazınacak film,
İran’da eşcinsellere uygulanan zulmü anlatırken Fransa’nın göçmenlere bakışını
da gözler önüne seriyor.
Bölümün diğer filmleri arasında, Almanyalı usta yönetmen Tom Tykwer’in günümüz
kentli insanlarına ve ilişkilerine alaycı bir yaklaşım getiren ve seyircinin
ahlak anlayışıyla oynayan filmi Üç (Three, 2010), trans erkek transeksüel
Lukas’nın Fabio adlı bir geye aşık olmasını anlatan, Rainbow Honolulu ve Oslo
LGBT film festivallerinden ödülle dönen Romeolar (Romeos, 2011) ve drag yıldızı
Tonia’nın mendil ıslatan hikayesiyle yürek parçalayan Portekiz filmi Erkek Gibi
Ölmek (To Die Like A Man, 2009) de bulunuyor.
LEZBİYEN TARİHİNDEN
Festival’in lezbiyen tarihinin öncü kadınlarına yer verdiği “L Tarih” bölümünün
ilk konuğu 19. yy’da yaşamış lezbiyen şair Anne Lister olacak. Sappho’dan beri
edebiyat dünyasında dilendirilmeyen kadın kadına aşkı yeniden sözcüklere döken
Anne Lister’ın hayatı iki filme konu oluyor. Lister’ın ölümünün 170. yılı
nedeniyle BBC televizyonu tarafından çekilen Bayan Anne Lister’ın Gizli
Günlükleri (The Secret Diaries Of Miss Anne Lister) halası ve amcasıyla birlikte
Yorkshire'da yaşayan Anne Lister’ın tuttuğu gizli günlükleri açıyor ve dönemin
burjuva ahlakının gerçek yüzünü gösteriyor. Gerçek Anne Lister (The Real Anne
Lister, 2010) ise “İngiltere’nin Ellen DeGeneres’i” olarak bilinen lezbiyen
komedyen Sue Perkins’in Anne Lister’ın hayatındaki sırları aydınlatmak için
çıktığı yolculuğu anlatan keyifli bir belgesel.
BİZ BİR AİLEYİZ
Aile kurumunu didikleyen “Biz Bir Aileyiz” bölümünde eşcinsel ebeveynlere sahip
çocukların hikâyelerini konu alan ve eşcinsellerin çocuk evlat edinmelerine
karşı çıkan zihniyeti yerle bir eden Aynı Fark (Same Difference, 2011) ile bu
yıl Berlin’in Panorama bölümünde gösterilen, aile, kaybetmek ve evsizliğin zihin
haritalarını birleştiren dokunaklı belgesel Taçsız Kraliçe (The Queen Has No
Crown, 2011) gösterilecek.
KUİRBELGESEL
Pembe Hayat KuirFest’in festivallerden ödüllerle dönmüş belgeselleri buluşturan
KuirBelgesel bölümünde dört film yer alıyor.
Festivalde Taçsız Kraliçe filmini de izleyeceğimiz İsrailli yönetmen Tomer
Heymann’ın bir diğer filmi Sevgilimi Ben Vurdum (I Shot My Love, 2011),
dedesinin Nazi Almanya’sından kaçmasının ardından yetmiş yıl sonra doğduğu
topraklara, Almanya’ya gelen yönetmenin burada hayatını kökten değiştirecek dans
sanatçısı sevgilisi Andreas Merk’le tanışması üzerinden ilerliyor. Kökler ve aşk
üzerine samimi bir portre çizen Sevgilimi Ben Vurdum’un gösterimine Tomer
Heymann ve Andreas Merk birlikte katılacak.
Festival’in en çok konuşulacak filmlerinden biri de Ulrike Böhnisch’in yönettiği
Çürük (Çürük - The Pink Report, 2010). Eşcinselliğin Türk Silahlı Kuvvetleri
Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nde ‘psikoseksüel bozukluk’ olarak kabul edilmesini
ve askerlikten muafiyet gerekçesi sayılmasını sorgulayan film, Türkiye’de
askerlik yapmak istemeyen geylerin tanıklıklarına başvuruyor ve “pembe teskere”
olarak da bilinen “Çürük Raporu”nu almak için girdikleri sıkıntılı süreçleri
izliyor.
Otuz yıldan fazla zamandır müzik, güzel sanatlar ve sinema dünyasında etkili ve
yenilikçi bir figür olan, punk kültürünün önemli temsilcilerinden sayılan
Genesis P-Orridge’in on beş yıl boyunca cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirerek
eşi ve sanat partneri olan aşkı Lady Jaye’e benzemeye çalışmasını anlatırken
cinsiyet politikalarını da sorgulayan Genesis Ve Lady Jaye’in Şarkısı (The
Ballad of Genesis and Lady Jaye, 2011) ve 90’ların ortalarından beri ‘happening’,
enstalasyon gibi aktivist sanat yöntemleriyle uğraşan ve cinsiyet, kimlik ve
iktidar ilişkilerine dikkat çeken işler üreten sanatçılar Michael Elmgreen ve
Ingar Dragset’nin projelerini ve ortaklıklarını anlatan Nasılsın? (How Are You,
2011) bölümün diğer önemli belgeselleri…
KANADA’DAN KUİR BAKIŞ
Kanada’nın en önemli kuir festivali sayılan Reelout 12’nin Pembe Hayat Kuir
Fest’e özel hazırlanan “Kanada’dan Kuir Bakış” bölümünde Kanada’da kendini kuir
olarak tanımlayan kişilerin hikâyelerini bir araya getiren dört film
gösterilecek. Min Sook Lee’nin Kanada’nın en büyük polis birliğinde çalışan
eşcinsel polislerle görüştüğü belgeseli Onur Nişanı (Badge Of Pride, 2009),
Toronto’da yaşayan, kendini kuir olarak tanımlayan ve ‘aklen engelli’ olarak
damgalanan bir grup gencin Compass adlı grupta bir araya gelmelerinin hikayesini
anlatan Pusula: Gökkuşağı Ailesi (Our Compass, 2010), engelli olmanın etrafına
gerilmiş kalıpları mizah yardımıyla yıkan Tekme Kampı (G.I.M.P Bootcamp, 2008)
ve ilişkilerinin yasal olarak tanındığı Kanada’ya göç eden dört eşcinsel çiftin
hikâyesini anlatan Sürgün Edilmiş Aşk’ı (Love Exiled, 2010) belgesel film
sevenlerin ilgisini bekliyor.
TRANSCREEN SEÇKİSİ
Pembe Hayat KuirFest’e özel hazırlanan bir diğer konuk program ise Amsterdam’da
düzenlenen TranScreen Film Festivali’nden geliyor. Bu bölümde Almanya, Amerika,
Avustralya, Filipinler, Hollanda ve Kanada’dan toplam 10 kısa film gösterilecek.
Komediden drama pek çok türde kısa filmin yer aldığı bu bölümde; Seattle Gey ve
Lezbiyen Film Festivali’nde Seyirci Ödülü’nü almış Kamikaze (Loop Planes, 2010),
Kansas City, FilmOut gey ve lezbiyen film festivallerinin en iyi kısası seçilmiş
Zsa Zsa Gershick imzalı Kapı Ödülü (Door Prize, 2009) ve OUTFEST’in Büyük Jüri
Ödülü’nün sahibi Banyo (The Bath, 2007) da bulunuyor.
KUİRKISA
Festival’in kısa filmlere ayırdığı bu bölümde dört film gösterilecek. Gürcan
Keltek’in Fazla Mesai ve Deniz Buga’nın Onur Hikâyesi adlı filmleri,
KuirKısa’nın Türkiye’den filmleri olacak. Buga ve Keltek’in filmleri Türkiye’nin
gün geçtikçe muhafazakarlaşması üzerinden LGBT bireylerin yaşadıkları zorlukları
gözlemliyor.
Bölümün diğer iki kısası, büyümenin zorlukları yanında eşcinsel kimliğiyle
karşılaşan ve yüzleşen eşcinsel çocuk hikâyelerini barındırıyor. Brezilyalı
yönetmen Daniel Ribeiro’nun Torino, L.A. Out, Philadelphia gibi gey ve lezbiyen
film festivallerinden ödüllü Eve Yalnız Gitmek İstemiyorum (I Don't Want to Go
Home Alone, 2010) ve en yakın arkadaşına karşılıksız bir aşk besleyen bir
çocuğun yaşadıklarını anlatan Amerika yapımı Olmayan Aşkın Şarkısı (Non-Love
Song, 2009) seyirciyi duygusal bir yolculuğa çıkaracak.
ETKİNLİKLER
Pembe Hayat KuirFest’in sözel bölümleri ve atölyeleri de rengarenk geçecek.
Festival’in “Kuir Sinema Tarihinden” bölümünde gösterilecek Köçek’in ardından
yapılacak Bel Kıran Translar: Köçekler başlıklı söyleşi Osmanlı’nın en büyük
eğlencelerinden biri olan köçeklere bugün ne olduğunu sorgulayacak. Trans
aktivist Belgin Çelik’in kişisel deneyimlerinden yola çıkarak köçekliğin 12
Eylül askeri darbesiyle birlikte nasıl bir değişime uğradığını anlatırken, Tolga
Yalur da Osmanlı’ya uzanan geleneğin perde arkasında yaşananları, toplumsal
tezahürlerini, resimler, minyatürler ve divan edebiyatından beyitler eşliğinde
seyirciyle paylaşacak.
İsrailli yönetmen Tomer Heymann festivallerde büyük ses getirmiş son iki
filmiyle Pembe Hayat KuirFest’e konuk oluyor. Heymann Taçsız Kraliçe ve
Sevgilimi Ben Vurdum adlı filmlerinin gösterimleri ardından seyircilerin
sorularını yanıtlayacak. Ayrıca Sevgilimi Ben Vurdum’un gösterimine filmin
kahramanı da olan sevgilisi Andreas Merk de katılacak.
Atölyeler
Festival kapsamında ayrıca, katılanların keyifli dakikalar geçireceği, bir
yandan da toplumsal cinsel kimliklerini sorgulayacakları atölyeler de
düzenlenecek.
Bunlardan ilki Faysal Tekoğlu’nun eğitmenliğinde yapılacak Kuirtango. İçinde
hırçınlık, asilik, küstahlık, kalp kırıklıkları, melankoli gibi insana ait pek
çok duyguyu, davranışı, hâli barındıran bir dansı yaparken kadın ya da erkek
rolüne bürünmek zorunda bırakıldığımızı sorgulayanları bekleyen bu atölye,
katılanlara kendilerine özgü stillerini oluşturmalarına yardımcı olacak.
Milen Nae’nin yönetiminde ise iki atölye yapılacak. Drag King: Bir Erkeklik
Deneyimi başlıklı atölye toplumsal cinsiyet rolleri üzerine bir oyun kuruyor.
Yalnızca kadın katılımcılara açık olacak atölye, “Kostüm ve beden dili üzerinden
kurguladığımız cinsiyetimizi bozmak bizi özgürleştirir mi?” sorusundan yola
çıkarak katılımcıların içlerindeki ‘erkek’i çıkarmalarını istiyor. Nae’nin diğer
atölyesi ise “Kendi Dildonu Kendin Yap”. Adından anlaşılacağı üzere
katılımcılar, geri dönüştürülmüş malzemeleri kullanarak diledikleri zevke ve
renge göre kendi dildolarını yapmayı öğrenecek.
Ayrıca, Hacettepe Üniversitesi Resim Bölümü’nde öğretim üyesi olan sanatçı Necla
Rüzgar, Pembe Hayat KuirFest’e özel bir resim atölyesi düzenleyecek. Rüzgar,
1952 yılında dünyanın ilk cinsiyet değiştirme ameliyatını olan, Amerikalı trans
Christine Jorgensen’in resmini katılımcılarla birlikte Pembe Hayat Derneği’nin
duvarına boyayacak.
FESTİVAL SİNEMASI & BİLETLER
Pembe Hayat KuirFest’te film gösterimleri ve söyleşiler Kızılay Büyülü Fener
Sineması’nda gerçekleşecek. Sinemaseverler biletlerini 11 Kasım’dan itibaren
Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda açılacak gişelerden satın alabilecek. Biletler
12:00 seansında 2,5 TL, 14:15 ve 16:30 seanslarında 5 TL, 19:00, 21:00 ve 21:15
seanslarında da 10 TL’den satışa sunulacak.
AYRINTILAR WEB SİTESİNDE
Pembe Hayat KuirFest’in programında yer alacak filmler ve etkinliklerle ilgili
ayrıntılı bilgiye çok yakında festival.pembehayat.org adresindeki web sitesinden
ulaşabilirsiniz.
Gizem Bayıksel
Medya Koordinatörü
Altın Portakallı filmler ilk kez KuirFest’te
Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin en çok konuşulan filmleri Zenne ve
Nar, Ankara’da ilk kez Pembe Hayat KuirFest’te gösterilecek. 17-24 Kasım
tarihleri arasında Ankara’da yapılacak Pembe Hayat KuirFest Türkiye’nin ilk kuir
festivali olacak.
Türkiye’nin ilk kuir festivali olan Pembe Hayat KuirFest, 17-24 Kasım 2011
tarihleri arasında Ankara’da Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda gerçekleşecek.
Festival’in sürprizlerinden biri de Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin
ödüllü filmleri Zenne ve Nar’ın Ankara galalarına ev sahipliği yapacak olması.
“En İyi İlk Film”, “SİYAD Ödülü”, “Yardımcı Erkek Oyuncu”, “Yardımcı Kadın
Oyuncu”, “En İyi Görüntü Yönetmeni” olmak üzere toplam 5 dalda ödül kazanan ve
ödül törenine damgasını vuran Zenne ile “Jüri Özel Ödülü”nün sahibi Nar,
Ankaralı sinemaseverlerin karşısına ilk kez Pembe Hayat KuirFest’te çıkacak.
Açılış Filmi: Zenne
M. Caner Alper ve Mehmet Binay’ın, 2008’de eşcinsel olduğu için ailesi
tarafından öldürülen Ahmet Yıldız’a adadıkları Zenne, Pembe Hayat KuirFest’in 17
Kasım’da Kızılay Büyülü Fener Sineması’nda yapılacak açılış gecesinde
gösterilecek.
Kerem Can, Erkan Avcı, Giovanni Arvaneh, Rüçhan Çalışkur ve Tilbe Saran’ın
oynadıkları film, imkansız görünen bir dostluk hikayesini anlatıyor. Zenne,
Türkiye’nin değer yargılarını çok tanımayan ve bir yıllığına geldiği
İstanbul’da, dans kulüplerinde zennelik yapan Can ve Doğulu, muhafazakar bir
ailenin çocuğu olan Ahmet’le tanışan Almanyalı fotoğrafçı Daniel’in yaşadıkları
üzerinden Türkiye’deki namus ve ahlak anlayışını sorguluyor.
NAR film ekibiyle Ankara’da
Serra Yılmaz, İrem Altuğ, İdil Fırat ve Erdem Akakçe’nin başrollerini
paylaştıkları Nar ise, bir kadının kendi adaletini aramasıyla başlayan bir
hikayeyi anlatıyor ve apayrı şeylere inanan dört kişiyi bir evin içinde, yarım
gün gibi kısa bir sürede adalet konusunda, kendilerine yarattıkları inanç
dünyaları konusunda ciddi bir sorguya tabi tutuyor.
Ümit Ünal’ın “Sınıfsal değil kişisel bir mücadeleyi anlatıyor” dediği ve Türkiye
sinemasının en gerçekçi lezbiyen karakterlerinden ikisine hayat veren Nar Ankara
galasını Pembe Hayat KuirFest’te yapacak ve filmin gösterimine yönetmen ve
oyuncuları da katılacak.
Türkiye’nin ilk kuir festivali
Pembe Hayat Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans (LGBT) Dayanışma Derneği’nin
düzenlediği Festival, eşcinsel ve trans bireylere yönelik ayrımcılığa dikkat
çekerken Türkiye’de kuir teorinin ve sanatın konuşulmasına, tartışılmasına
olanak yaratacak.
LGBT hakları mücadelesine sanat aracılığıyla ifade alanları yaratmayı amaçlayan
Pembe Hayat KuirFest, sinemadan edebiyata, müzikten videoya pek çok farklı türü
buluşturacak ve Türkiye ve dünyadan kuir sanatçıları bir araya getirecek.
Ayrıntılar çok yakında web sitesinde
Pembe Hayat KuirFest’in programında yer alacak filmler ve etkinliklerle ilgili
ayrıntılı bilgiye çok yakında www.pembehayat.net adresindeki web sitesinden
ulaşabilirsiniz.