Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
Büyükelçi sok. 20/4 Kavaklıdere, Ankara
E-mail : festival@ucansupurge.org
Web Sitesi - http://www.ucansupurge.org
Tel: 0312 427 00 20
Fax: 0312 466 55 61
Ankara'da "Süpürgeler Uçuşuyor"
Nuran Bayer'in yönettiği "Yeşilçamın İlk Görünmeyen Kadınları" belgeseliyle 3
Mayıs Perşembe günü Ankara'da başlayan Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali,
dünya sinemasından 17 kadın yönetmeni konuk ediyor. İçlerinden sadece ikisi Türk
kadın yönetmen.
Başkent Ankara, Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali'nin dördüncüsüne ev
sahipliği yapıyor.
Cahide Sonku'dan bugüne , tanınmayan bazı kadınların farklı öyküleriyle,
kadınların sinema sektöründe yaşadıkları zorlukları anlatan, Nuran Bayer'in
yönettiği "Yeşilçamın İlk Görünmeyen Kadınları" belgeseliyle 3 Mayıs Perşembe
günü açılan Festival, 10 Mayıs 2001 tarihine kadar sürecek. Festival
Komitesi'nden Ebru Solmaz, ekonomik krize karşın ilginin yoğun olduğunu
bildirdi.
Uçan Süpürge'nin, TRT, Kültür Bakanlığı, Avrupa Komisyonu ve Çankaya Belediyesi
katkılarıyla düzenlediği, "4'ncü Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali"
programında, "Sinemamız", "Dünya Sineması", "Senaryo yarışması " ve "Film
çözümleme" gibi bölümlerin yanında, Kısa Belgesel, Anısına Saygı, Ustaya Saygı,
Her Biri Ayrı Bir Renk ve Kısa Kısa bölümleri de yer alıyor.
Kadın filmleri portalı
Dünya sinemasından, Ann Wheeler, Agnes Varda, Maria Luisa Bemberg, Kate Woods,
Darthy Arzner, Marta Meszaros ve Venesa Alexander'a ait filmleri Izleyicilere
sunan festival, 27 ülkenin kadın sinema yönetmenlerinin eserlerini gösterime
sunan bir "Sinema platformu" özelliği de taşıyor.
Festivalin programı; Dünya sineması bölümünde, Almanya, Fransa, Kanada,
Arjantin, İran, Güney Afrika, İzlanda, Litvanya, Portekiz, Yunanistan, İsviçre,
İngiltere, Meksika, ABD, Macaristan, Meksika, Avusturya ve Türkiye gibi pek çok
ülkeden 29 kısa, 32 uzun metrajlı filmi kapsıyor.
17 kadın yönetmen konuk
Aralarında, Macaristan'dan Marta Meszaros , Meksika'dan Maria Del Carmen De Lara
ve ABD'den Rosa Mari Helis gibi kadın yönetmenlerin de bulunduğu, 17 kadın
yönetmen de festivalin konuğu olarak davet edildi.
Türk sinemasından, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik te
festivale katılacaklar arasında bulunuyor.
Festivalde Türk sinemasından, sadece, "Yeşilçamın İlk Görünmeyen Kadınları"
belgeseli ile İlana Novaro'nun "Beni Almaya Geldiler" isimli kısa filmi
gösterime sunuluyor.
Anısına saygı bölümünde ise, dünya sinemasının iki önemli kadın yönetmeni,
Dorothy Arzner'in "Christopher Strong" ve "Dance Girl" ile Latin Amerikalı
yönetmen Maria Luisa Bemberg'in , "Bu konu hakkında konuşmak istemiyoruz",
"Ben", "En günahkar", "Bayan Mary", "Camila" ve "Hiç kimsenin karısı" filmleri
yer alıyor.
Festival programında, Fransa Yeni Dalga Akımı'nın en önemli isimlerinden Agnes
Varda'nın, "Mutluluk", "Yaratıklar","Çatısız, kuralsız", "5'ten 7'ye Cleo"
"Artıkçılar ve ben" gibi filmleri de yer alıyor.
Festivalin "Her biri ayrı bir renk" bölümünde ise, içte ve dışta başarı kazanmış
kadın yönetmelerin eserleri gösterime sunuluyor. Bu kapsamda:
* Marta Meszaros'un "Son Günce", Vihanova'nın "Yolculuk"u,
* Gudny Haldorsdottir'in "Evin Namusu",
* Maryam Shanriar'ın "Güneşin Kızları",
* Caroline Link'in "Annaluise ve Anton",
* Ursula Urbaniak'ın "Kavşak',
* Francesca Archibugi'nin, "Umut Ağacı",
* Lea Pool'un, "Bırak Beni" isimli filmleri izleyiciyle buluşma imkânı buluyor.
"Gülmesini de biliriz" bölümünde ise, Ann Wheeler'in, "Çikolatadan iyi ", Kate
Woods'un "Alibrandi'yi ararken", Venesa Alexander'ın "Magik ve Rose" ile
Snjezana Tribuson'un "Melita'nın Üç Erkeği" isimli filmleri gösterime konuluyor.
Festivalin "Film Çözümleme" bölümünde ise, Ulus Baker ve Tül Akbal Sualp,
İngiliz yapımı, Peter Howit'in, "Rastlantının böylesi" filmini çözümleyecek.
"Kadın dayanışmasını yaratmak"
Festival Komitesi'nden Ebru Solmaz, BİA'ya yaptığı açıklamada, festivalin yoğun
bir ilgiyle karşılandığını belirterek, özelikle sinema tarihinden filmlere
yönelik ilginin dikkat çekici olduğunu söyledi.
Dünyadaki kadın yönetmenlerin filmlerini bir araya getirdiklerini belirten
Solmaz, "Sinema sektöründe çok az sayıda kadın yönetmen var. Onların öykülerini
paylaşmak, filmlerin bir araya getirmek ve ortak bir zemin hazırlamak temel
amacımız. Sinemada kadın dayanışmasını yaratmak yolunda, daha sonraki yıllarda
daha dikkat çekici ve daha iyi şeyler yapacağız." diye konuştu.
Solmaz, festivalde, Türk sinemasından sadece iki filmin gösterime sunulmasının,
son yıllarda, Türk sinemasında kadın yönetmenlerin yönettiği filmlerin
olmayışından kaynaklandığını, bunun da hüzün verici olduğunu sözlerine ekledi.
BİA Haber Merkezi
05.05.2001
NAZİF İFLAZOĞLU BİA
Devlerin buluşması
Türkan Şoray, Filiz Akın ve Hülya Koçyiğit'i, 4'üncü Uçan Süpürge Kadın Filmleri
Festivali'nin ardından tekrar biraraya getirdik. Halk onları, onlar da birbirini
özlemişti...
Akşam saatlerinde Türkan Şoray ile birlikte İtalyan Sefareti'ndeyiz... İtalyan
Sefiri Vittorio Surdo ile eşi Roja Surdo'nun evsahipliğinde düzenlenen gecenin
onur konuğu Türkan Şoray... İtalyan yönetmen Donatella Baglivo tarafından
hazırlanan "Türkan Şoray-Kamera Benim Aşkım Belgeseli"nin gösterimi nedeniyle
düzenlenen geceden, kısa süre için ayrılıp 4. Uçan Süpürge Kadın Filmleri
Festivali'nin açılış törenine gidiyoruz.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ise küçük bir gece kulübünün sıcak atmosferinde
yeniden buluşuluyor. Sadece Fatma Girik yok... Türkan Şoray ile Hülya Koçyiğit
yanyana, Filiz Akın karşılarında... Sanki kolej yıllarından üç arkadaş... O gece
İtalyan Sefareti'ndeki davet nedeniyle film festivalinde fazla kalamadığı için
üzülen Şoray'ı, Filiz Akın teselli ediyor: "Bu gece asıl senin için önemliydi.
Keşke bu iki davet çakışmasaydı da, bizler de senin yanında olabilseydik."
ŞORAY: DOST OLMAYI BAŞARDIK
Türkan Şoray, kendileriyle birlikte büyüyen, güzelleşen bu dostluğu anlatıyor:
"Sahneye çıktığımız an izleyicinin bize duyduğu sevgi, o bütünleşme o kadar
yüceydi ki kelimelerle anlatılmaz. Herkes gibi benim de gözlerim yaşardı. Hem
arkadaşlarımla buluşmaydı hem de dördümüzün izleyici ile buluşmasıydı."
Şoray; Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik'ten söz ederken şunları
söylüyor: "Biz başka bağlarla bağlıyız birbirimize. Dost olmayı başarabildik.
Hepimiz kendimizden emindik. Seyirci hepimizi ayrı yere koydu. Aramızda sevgi,
dostluk oldu ve yıllarca sürdü. Biz birçok şeyi aştık, rekabeti, hırsları
bitirdik."
KOÇYİĞİT: KIRK YILIN BULUŞMASI
Hülya Koçyiğit'e göre dördünün biraraya gelmesi, kırk yılın buluşması:
"Gerçekten de sinemada ve seyircinin gönlünde hepimizin ayrı ayrı, çok büyük
yeri var. Çünkü bizler mesleğimizi çok severek ve aşkla icra ettik, seyirciye
saygılı olduk. Bu isimleri seyirci ile beraber oluşturduk. Seyirci birimizi
diğerimizden ayırt edemedi ve o yüzden hepimize gönlünde ayrı ayrı yer verdi.
Birimizi seven hepimizi sevdi."
Sinemada kurulan dostluğun bugünlere nasıl geldiğini anlatıyor Koçyiğit:
"Dördümüz biraraya gelemedik ama ikili birlikteliklerimiz oldu. Bunların içinde
de sanırım en güçlüsü Türkan ile bendik. Daha çok şey paylaştık. Bu güzel
birliktelik Türk sinemasının da güzelliğini ve gücünü simgeliyor."
AKIN: TÜRKAN BİR DİVA
Filiz Akın da biraraya gelmekten çok keyifli: "Bizi, aynı dönem star yaptı. Aynı
güzellikleri yaşadık. Yıllar geçti, arkadaşlarıma hayranlığım daha çok arttı. Bu
gece çok büyük bir duygu patlamasını biz de yaşadık. Sahnede elele yürümemiz ve
o anki elektrik, yoga yapıp hafif yerden yükselmek gibi bir şeydi. Fatma'nın
sinema uğruna kendini paralaması takdir edilecek bir şey. Hülya sinemada masum
kadının en güzel taşıyıcısıydı. Ve, birine diva denecekse Türkan Şoray benim
için sinemanın divası..."
"Sinemayı özlediniz mi?" diye soruyorum Akın'a, "117 filmden sonra kamera önüne
geçme özlemim yok. Ama kendimi sinemada iyi şeylerin duyurulmasında görevli
olarak görüyorum" diyor.
4 STAR AYNI SAHNEDE
4. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali açılış töreni...
Tarihi bir gece...
Dev sahnede Türkan Şoray, Filiz Akın, Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik...
Alkışlar arasında seyirciyi selamlıyorlar...
Kimi ağlıyor, kimi ıslık çalıyor...
Ve bütün sesleri bastıran bir kadın sesi duyuluyor o kalabalıkta: "Hey güzel
kadınlar, sizi seviyoruz!"
Bir alkış tufanı daha...
Onlar çocuksu heyecanları ile film karelerinden çıkıp kendileri oluyorlar o
anda...
Rekabetin içinde olgunlaşmış, birbirlerinden hiç incinmemiş, birbirlerini hiç
incitmemiş dört muhteşem kadın...
Hepsi kendisi olabilmeyi başarabilmiş kadınlar...
Halk onları özlemiş,
onlar da birbirini...
3-10 Mayıs 2001 tarihleri arasında gerçekleştirilen 4. Uçan Süpürge Uluslararası
Kadın Filmleri Festivali kapsamında düzenlenen Kısa Film Öyküsü Yarışması’nda 16
öykü ve yazarı finale kaldı. Finalistler festival süresi içinde, Işıl Özgentürk
yönetiminde üç günlük bir atölye çalışmasına davet edildi. Bu kitap, atölye
çalışmasının sonunda senaryolaştırılan 16 kısa film öyküsünü içeriyor.
4. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
3-10 Mayıs 2001 tarihleri arasında gerçekleştirilen 4. Uçan Süpürge Uluslararası
Kadın Filmleri Festivali, 1980 öncesinde sinemamıza emek vermiş, kameranın
ardındaki kadınların izleyiciye tanıtılması için bir araştırma yaptı. Aylar
süren bu araştırmada, sinemamızın ilk gününden başlayarak bir çok kadın ortaya
çıkarıldı; yani, festivalin amaçlarına uygun bir ifadeyle ‘görünür kılındı’. Bu
araştırma sonucunda yazılan belgesel film senaryosu, TRT ile ortak
gerçekleştirdiğimiz belgesel bir filme dönüştü: ‘Ötekinin Sesi-Yeşilçam’ın
Görünmeyen Kadınları’. Bu belgesel, festivalin açılış gecesinde gösterildi.
Medyanın büyük ilgi gösterdiği ve açılış gecemizde Türkiye sinemasının dört
büyük starı Fatma Girik, Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Türkan Şoray birlikte
gecenin sunuculuğunu yaptılar. Yeşilçam’ın ilk kadın yönetmenleri olan Birsen
Kaya, Lale Oraloğlu, Evrim Fer ve Ayten Kuyululu Ürkmez’i yeniden hatırlamanın
ve hatırlatmanın heyecanını bu festivalde hepbirlikte yaşadık.
Festival programının dünya sinemasının çeşitli örneklerinden oluşan bölümünde
ise 27 ülkeden 61 film sunuldu sinemaseverlere. ‘Ustaya Saygı’ bölümünde
Fransa’dan Agnes Varda’nın, ‘Toplu Gösterim’ bölümünde ise Arjantin’den Maria
Luisa Bamberg’in filmleri gösterildi. Macaristan, Hollanda, Çek Cumhuriyeti,
Amerika, Meksika, Kanada’dan toplam 12 kadın yönetmenin yanı sıra, Amerika
Kongre Kütüphanesi’nden Rosemary Hanes de bu festivalde konuğumuz oldu. Festival
süresince uzun film gösterimleri Kavaklıdere ve Kızılırmak Sinemalarında, kısa
film gösterimleri ise Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde yapılan ‘Yeşilçam’ın Görünmeyen Kadınları’ başlıklı
panelimize konuşmacı olarak Âgâh Özgüç, sinema tarihçisi Burçak Evren ve konuk
yönetmenlerimiz katıldı. Panel, Yeşilçam’ın ‘öteki’ yüzünü ve sinemamızı anlattı
bize. ‘Film Çözümlemesi’ bölümümüzde Peter Howitt’in yönettiği ‘Sliding Doors’
adlı filmin çözümlemesi, Ulus Baker ve Tül Akbal’ın katıldığı bir programla
Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kısa Film Öyküsü Yarışması için bu yıl tür olarak ‘Komedi’ belirlendi. Yarışmaya
76 eser başvuru yaptı. Yapılan ön değerlendirme sonucunda 15 katılımcı
yarışmanın ödül sisteminde yapılan yeniliğe uygun olarak festivalin konuğu oldu.
15 genç senaryo yazarı adayı üç gün süreyle festival etkinlikleri içinde
düzenlenen ve British Council’da Işıl Özgentürk’ün yönetiminde gerçekleştirilen
‘Senaryo Yazım Atölyesi’ne katıldı. Atölye çalışması sonunda katılımcıların
senaryo tekniği ile yeniden yazdıkları öyküleri kitap haline getirildi.