Kompozisyon, kompoze etmek (yerleştirmek), çerçeve içinde düzenlemek anlamında
kullanılmaktadır. Resmin çizgi, renk, yüzey, biçim, perspektif gibi diğer elemanları
arasından, resim için yararlı olanlarını seçip organize ederek, birlikteliklerini
bir denge ve armoni içinde sunmaktır. Bu nedenle resmin en önemli elemanlarından
biridir.
Her sanatçı, kompozisyonu, kendi yeteneği, bilgisi, hayal gücü ve tekniği
doğrultusunda kurar. Kompozisyon içinde kullanılan her elemanın mutlaka açık
seçik bir görevi vardır. Kompozisyonun iskeleti içinde sanatçı tüm ayrıntılar
dahil her şeyi yerli yerinde kullanmakta zorunludur.
Uzunlamasına, yanlamasına, kare, daire, ne biçim bir sınırla çevrelenmiş olursa
olsun, çok iyi kompozisyon kurgusuna sahip bir resme bir şeyler eklemek veya
çıkarmak olanaksızdır. Usta ressamların eserlerinin temelinde de bu
yatar. Konusu çok basit veya karmaşık olsun, sağlam bir kompozisyon kurgusu
üzerine oturtulan resim kendini her zaman kabul ettirecektir.
Kompozisyonda simetri, asıl (koz olarak kullanılan) elemanları dengelemek
amacıyla kullanılır. Asimetri ise kompozisyonda elemanların çok düzenli, göze
hoş gelmeyen bir ritim içinde yerleştirilmiş olmalarını bozabilmek, resmin daha
dinamik ve dikkat çekici olmasını sağlamak amacıyla kullanılır. Statik (sakin,
durgun) kompozisyonlar rahatlık duygusunu vermek amacıyla kullanılırken,
geometrik kompozisyonlar boşluktaki geometriyi açık bir şekilde belirtmek amaçlı
kullanılır.
Önünüzde çok geniş alana yayılmış bir manzarada, ağaçlar, yollar, evler, dağlar
var. Bütünüyle mi, yoksa pasajlar halinde mi? Yoksa küçük bir detayı mı
yakalayıp resmetmeyi mi seçeceksiniz? İşte bu size kalmış bir şey.
Resim yapan kişinin ilk işi, yapacağı resmin (çizgi, renk, leke, biçim
elemanlarından herhangi biri ile olabilir) kompozisyon tasarımı olacaktır.
Kafasında tasarımı oluşturduktan sonra, bunu kâğıda, tuvale kompoze etme işine
girişecektir.
Resim sanatı, bir şok -anî tesir- sanatıdır. Yani, duygular üzerinde müspet
telkinler yapan psikolojik kanunlar, eserin yapı elemanlarının dayandığı
esaslardır. Kompozisyon, seçilmiş veya verilmiş bir alanın eşya ile sistemli
örgüsüdür. Renk, valör, ritim ve matiere gibi tesir yapacak plastik elemanları
bir disiplin içinde yaşatmak, kompozisyon bilimidir.
Yapıcı planlar, tuvalin dik ve yatık çizgilerle kurulan geometrik çatısı
kompozisyonun temelidir. Kelimenin asıl anlamında, birçok objeyi gruplandırmadan
da kompozisyon vardır.
“Bir ağaç veya sade bir figür içinde, dünyanın ruhunu
taşıyan bir kompozisyon vardır. Önemli olan, yeni buluşlar yapmak, realitenin
kanunlarını keşfetmektir. Bir eserin kendini ayakta tutabilmesi gerektir.
Kuruluşunda, göze çarpan delikler -aksaklıklar- olmaması gerekir.”
Ressamın doğuştan kabiliyetleri vardır. Bu kabiliyetler içinde en mühimi, arının
nasıl bal yapma kudreti varsa, ressamın da resim yaparken elindeki dokümanları
en iyi şekilde değerlendirebilmesi ve ona hakim olabilmesidir. Arı, balını
gelişigüzel dışarıya fırlatmaz. Düzgün, geometrik petekler içine yerleştirir,
işte bu ilim, gerçek sanatçının yolu olmalıdır. Bu, komple sanatçının etüdü;
desenin, ritmin, perspektifin, deformasyonun ve rengin müşterek çalıştığı bütün
ve tam bir sanat eseridir.
Ruhun ihtiyacı yönünde, olgun bir havaya bürünmeyen eser fonksiyonunu yapamaz.
Bu mefhum, şahsî şekillendirmeler ve kendimize ait olanı keşfetmekle
gerçekleşebilir. Şu nokta da, her zaman önemini kaybetmez: Bir sanatçı, her an
sanatçı değildir -ancak şuuraltının şuura doğduğu zamanlarda sanatçıdır-.
Bir kompozisyonda çok fazla eşya ve imajlardan kaçınmak ifadeye daha fazla
kuvvet verir. Yüzlerce figür yerine, bir tek figürle iktifa etmek herhalde bir
noksanlık da değildir. Konuya kuvvet vermekle espri yok olarak genel armoni
zayıflar. Bugün, ressamlar çok şey biliyorlar ve güzel konuşuyorlar; konudan
gelen hatırlatmayı azaltıyorlar ve plastik elemanların saltanat sürdüğü piktüral
düzene ağırlık veriyorlar. Her devir için tabiat, ressamın düşüncesi için zengin
imajlarla doludur. Her devirde tabiattan faydalanma vardır ve elbette olacaktır.
Çünkü, o bir prensiptir. Bir prensip ve bir noktadan hareket, makul sebeptir.