Güneş
içindeki atom parçalanmaları enerjiye dönüştüğünde, bu enerjinin bir kısmı
da ışık olarak yayılır. Dünyamız için güneşten direk olarak gelen ışık, doğal ışık kaynağı
olarak kabul edilir.
Güneş ışığını prizmadan geçirdiğimizde altı renkten oluştuğunu görürüz.
Güneşin merkezi 6000ºK olarak ölçülmüştür fakat dünyadan güneşin
merkezi 5100ºK olarak ölçülür. Bunun nedeni atmosferin filtre etkisidir.
Güneşten gelen elektromanyetik radyasyon çeşitli dalga uzunluklarındadır.
% 50 si uzun dalga boyu, % 10 u ise
kısa dalga boyundadır. Bunlardan bir kısmı atmosferden geçerken gaz molekülleri
tarafından yansıtılır.
Atmosferin üst kısmına çarpan ve dalga boyu 300 anstrom olan ışınlar
burada yutulur.
Diğer elektromanyetik radyasyon ise ;
X ışınları 100nm.
Mor Ötesi (ultraviolet) Işık 100 - 400nm.
Görülebilir Işık 380 - 720nm.
Kızıl Ötesi (Infrared) Işık 7000 - 10.000.000 mikron.
Mikro Dalgalar 1000 - 1.000.000 mikron veya 0.1 - 100cm.
Orta ve Kısa Dalga Radyo sinyali 100cm.
Güneş
ışığının 380 - 720 nanometre arasındaki bölümü insan gözü tarafından
görülebilir. İnsan gözü üç ana renge karşı daha çok duyarlıdır. Yeşil,
mavi ve kırmızı. Yeşil renk gözün en duyarlı olduğu ve en iyi gördüğü
renktir.
Görüntü alırken en çok kullanılan ucuz, zahmetsiz ışık şiddeti ve renk
ısısı çekim yapmaya en elverişli doğal ışık kaynağıdır. Dünyanın dönüşü
ile doğudan batıya doğru hareket eden bir ışık kaynağıdır. Dünyanın
değişik bölgelerine değişik açılarla ışığı geldiğinden her bölgede
değişik etkileri oluşmaktadır.
Güney ve Kuzey kutup bölgelerine çok yatık bir açıyla veya atmosferden
yansımalarla ışığı ulaştığından ısı etkisini kaybeder. Ekvator bölgesine
ise ışığı en dik ve şiddetli şekilde etki eder. Dünya üzerindeki
konumuna göre ülkemize güney cephesinden dik bir açıyla ışığı gelir.
Bu nedenle dağların, binaların veya cisimlerin güney cepheleri aydınlık,
kuzey cepheleri ise gölgede kalır. Güney Afrika'da ise bu durumun tersi görülür.
Direk olarak çekimi yapılacak cisimlere ışığın temasında ve doğadan
yansımalarla temasında değişik etkileri vardır. Bu nedenle çekimi yapılacak
bölgeler önceden incelenip güneş ışığının en uygun olduğu mevsimlerde
ve saatlerde çekim yapılmalıdır.
Atmosferin bulutlarla kaplı olduğu zamanlarda güneş ışığı direk olarak
yüzeye ulaşamaz, bulutlar bir diffision etkisi yaratır ve güneş ışığı
dağılarak ve şiddeti azalarak yeryüzüne ulaşır. Bu sırada ışık ısısı
yükselir, kırmızı renk azalır ve mavi renk hakim olur.
Güneş ışığının gölgesi tek meydana geldiği halde bulutlu havalarda
ışık her yönden eşit geldiğinden gölge oluşmaz veya birçok gölge oluşarak
birbirinin etkisini azaltır.
Güneşin doğuşu sırasında daha çok mavi renk, batışında ise kırmızı
renk hakim olur. Kelvin derecesi ve ışık şiddeti çıldırmış gibi çok kısa
sürelerde değişir. Bu nedenden güneş doğuş ve batışlarında çekim
yapmak için çok kısa zaman vardır.
Güneş doğduktan sonra ortalama 5700ºK - 6500ºK civarında, parçalı
bulutlu havalarda 6500ºK - 7500ºK, Bulutlu havalarda ise 10000ºK - 20000ºK
renk ısısına sahiptir. Güneş batarken Kelvin derecesi 5000ºK civarından
çok kısa bir sürede 3000ºK renk ısısına düşer. Güneş battıktan sonra
sadece atmosfer üzerinden yansıması ile ışığı ulaşır ama bu yansıyan
ışığın Kelvin derecesi çok yüksektir ve atmosfer mavi hatta lacivert gibi
görünür.
Gündüz iç mekan çekimlerinde, pencere veya kapıdan içeri giren güneş
ışığı ana ışık kaynağı olarak değerlendirilmelidir. Çok koyu veya gölgede
kalan bölgelere gün ışığı projektörleri ile dolgu yapılarak çekim yapılır.