"Çağdaş Rus edebiyatı Gogol'un 'Palto'sundan çıktı" denir. Bununla, Gogol'un ünlü öyküsünün çağdaş Rus edebiyatını ne kadar etkilediği anlatılmak istenir. Bu ifade ne ölçüde doğruysa, çağdaş insanın bilincinin büyük ölçüde sinemadan çıktığı, sinema tarafından biçimlendirildiği de o ölçüde doğrudur. 20. yüzyılın insanı, pek çok şeyi okullarda, kışlalarda değil sinemada öğrendi. Öteki ülkeleri, öteki kıtaların insanlarını önce karanlık salonların renkli ekranında tanıdı.Brigitte Bardot'nun "kışkırtıcı çekiciliği" ni, Marlyn Monroe'nun eşsiz güzelliğini ebedileştiren
unutulmaz "dans sahnesi" ni, onlardan önce Tyrone Powers' ı, Robert Taylor'u, "Casablanca" nın ünlü Humprey Bogard' ını, "su perisi" Ester Williams'ı karanlık salonlarda tanımadık mı? Bu yıldızları tanıdıkça sevdik, sevdikçe daha çok tanımak istedik.Bizler sinemayla tanışmanın keyfini çıkarırken, Sinema da
20. yüzyıl' ı şekillendirmede tarihin omuzlarına yüklediği "misyonu" her geçen güç daha iyi yerine getirmeye başladı. Filmler
peş peşe
geldi.
|
|