Michael Moore'un "aykırı" belgeseli yarın gösterime giriyor. "Belgeselciliğin"
tanımı değişiyor...
Önümüzdeki günlerde bir belgesel filmin belki de Amerikan Siyasi Tarihi'ni ve
bağlı olarak dünyadaki dengeleri değiştirebileceğine tanık olacağız. "Aykırı
yönetmen" olarak ün yapan Michael Moore'un çektiği ve bu yıl Altın Palmiye ile
onurlandırılan "Fahrenheit 9/11" adlı belgesel film, tam da 11 Eylül'ün
yıldönümünde pek çok ülke ile aynı anda Türkiye'de gösterime giriyor. Filmin
gösterimi, başta Kuveyt olmak üzere bazı ülkelerde yasaklandı. ABD'de ise "yasak
engelini" son anda aşarak izleyiciyle buluşabildi.
BUSH ZOR DURUMDA
Malum, 2 Kasım'da ABD'de başkanlık seçimi yapılacak. Bush ve Kerry, ABD'nin ve
dolaylı olarak da dünyanın yeni lideri olmak için kıyasıya çekişiyorlar. Michael
Moore'un filmi, George W. Bush'un tüm seçim yatırımını bir anda boşa
çıkartabilecek görüntü, belge ve iddialarla bezeli. Moore, 11 Eylül
saldırılarının arkasında yatan gizli gerçekleri ortaya çıkarttığını iddia
ediyor. Buna göre George W. Bush ile Arap şeyhleri ve petrol şirketlerinin
sahipleri arasındaki doğrudan bir menfaat ilişkisi bulunduğu savunuluyor.
Michael Moore'un "Awfull Truth" (Korkunç Gerçek) adlı belgesel yapımlarını önce
CNBC-e ekranlarında daha sonra da NTV'de izlemiştim. "Gözünü budaktan
esirgemeyen", hedef aldığı makamın büyüklüğüne ve gücüne aldırmadan, gerçekleri
öğrenmek adına "doğrudan saldırıya geçen" bir kişiliği var. Yine de kafalardaki
soru işaretleri yerini koruyor. Zira Moore'un tamamen "Bush karşıtı Kerry
kampanyasına hizmet ettiği" görüşünü savunanların sayısı hiç de az değil.
BELGESELİN YENİ TANIMI
Belgeselde Bush'un Irak politikası yerden yere vurulurken, izleyici kan ve
gözyaşı yoğunluğu yüksek görüntülerle tahrik ediliyor. Moore, röportajlarla
desteklenen belgeselde, George W.Bush'un "2000 seçimlerini çaldığını" iddia
edecek kadar işi ileriye götürüyor. Moore'un üslubu her zaman olduğu gibi sert
ve saldırgan. Ama gerçek olan şu ki, "belgesel" kavramı Michael Moore ile
birlikte sonsuza kadar değişti. Bana göre Moore'un kulağıma fısıldadığı cümle
şu: "Gerçek belge ve bilgiye dayalı olmak koşuluyla, yüreği vizöründen daha
büyük olan her belgeselci, çektiği bir filmle insanlık tarihini bile
değiştirebilir."