Sinema sirke
çok benzer. Sinema olmasaydı bir sirk yöneticisi olabilirdim.
Sirk de sinema gibi katıksız bir teknik, kesinlik ve doğaçlama karışımıdır.
Prova edilmiş gösteriyi yaparken bile hala tehlikeyi göze alıyorsunuzdur. Böyle
aynı zamanda yaratma ve yaşatmayı seviyorum. Bir yazar ya da ressamın çalışmasındaki
kısıtlamalar olmaksızın doğrudan eylemin içine dalarak.
Federico FELLINI
"Sinema Nedir? Bu sorunun yanıtı göründüğü kadar kolay değil...
Sinema diğer görsel sanatlara benzer. Sinemanın yazınsal özellikleri vardır,
resim ve heykel sanatlarına yakınlaştığı zamanlar olur, müziksiz bir
sinema düşünülemez. Ancak sinema sonunda yine sinemadır."
Akira KURUSAWA
Sinema endüstrisinin bu şan-şöhret odaklı
işleyişi karşısında çok naif kaldığımı fark ettim. Oscar bana kendimi herkesin önünde
çırılçıplak kalmış gibi hissettirdi, herkesin benden büyük beklentileri vardı ama sanırım
benim büyük beklentilerim yoktu."
Marisa TOMEI,
Oyuncu
Film çekmek karanlığa doğru yol almak gibi. En
zor şeylerden biri film yapmaya neden olan ilk dürtüleri, tüm pratik engellere rağmen
koruyabilmek.
Nuri Bilge CEYLAN
Yeni Dalga, Fransız sinemasını gerçekten çok
kötü etkiledi. Yaşım ilerledikçe, tüm o üzücü hikayelerden, iki saat boyunca mutfakta
kavga eden çiftlerden sıkılır oldum. Lütfen, yeter artık!
Jean-Pierre JEUNET
Fotoğrafçılık yaptığım yıllarda uzun-ince
boylu bir delikanlı olduğum için kendimi flamenko dansçısı olabilecek potansiyelde
görüyordum ve Kika adlı bir çingene dansçıya giderek Flamenkocu olmak istediğimi söyledim.
Kika, bana bir müzik çalarak dans etmemi söyledi. Ben de bildiğim kadarıyla flamenko
yapmaya çalıştım. Dansımı bitirdiğimde Kika, başka bir işle uğraşmamın daha iyi olacağını
söyledi ve belki de bu yüzden içimde ukde kalan dans filmlerimin baskın motifi olarak
kullanmaya karar verdim.
Carlos SAURA
Fransızların sıcak ve samimi ilgileri
yıllardır bana hep destek oldu. Şimdi onlara olan gönül borcumu ödemek istiyorum. Bu film
ise bunu yapabilmek için çok uygun.
Woody ALLEN
Bu rolde karakterin kendi içindeki dev
dönüşümü çok ince bir şekilde vermem gerekiyordu. Basit Bir Plan'ın dışında bu filmdeki
her sahne daha önce çektiğim filmlerden kat kat zordu. Hayatımda ilk defa aklımı
kaçırdığımı sandım.
Bob THORNTON,
Oyuncu
Sinemacının Aklının Tavanı Yoktur
Yılmaz Güney
Dünyanın sinema tarafından kurtarılabileceğine inanmak isterim
Theo Angelopoulos
+ Günümüzde yapılan filmlerin çoğunda çok az sinema var. Bunlara 'konuşan
insanların fotoğrafları' diyebilirim. Sinemada bir öyküyü anlatırken ancak
başvurulacak başka bir yol kalmadığında diyalog kullanılmalıdır. Ben daima bir
öyküyü öncelikle sinemaya özgü bir yöntemle anlatmaya çalışıyorum.
+ Katıksız sinema müzik notalarından bir melodi yapar gibi filmin parçalarını
bir araya getirmektir.
+ Önceleri keyfi, sonra uğur, son zamanlarda da zorunluluktan yapıyordum.
Seyirci alıştığı için beni arayıp duruyor ve filmi kaçırıyordu. Bu yüzden bende
genellikle filmin başlarında görünmeye özen gösterdim ki seyirci görsün
rahatlasın ve filmi rahat izlesin
+ Başkaları insanlara hayattan dilimler sunabilirler.Ben onlara pasta dilimleri
veriyorum
+ Sinemaya duyduğum aşk, ahlaksal değerlerimden çok daha önemlidir.
+ Drama, sıkıcı ve boş anları gösterilmeyen bir hayat demektir. Görüntüler,
kamera hareketleri, ritim, efektler, hepsi konuya bağımlı olmalıdır.
+ İki aktör benzer giysiler giymişlerse, seyirci onları ayıramaz. Eğer mekan
açıkça belirlenmezse, izleyici olayın nerede geçtiğini merak edebilir. O bütün
bunları kafasında bulmaya çalışırken çok önemli bir olay meydana
gelirse,duygusal çarpıcılık sağlanamaz. Bu nedenle açıklamak, her şeyi sürekli
berraklaştırmak önemlidir.
+ Oyuncunun aklından geçen düşüncelerin izleyiciye yüz ifadeleri ile
iletilmesine karşıyım. Gerçek yaşamda insanların yüzleri, ne düşündüklerini
yansıtmaz.
Bir film yönetmeni olarak ben bunu izleyiciye sinemasal yöntemler kullanarak
yansıtmalıyım.
+ Perdede cinselliğinde gerilim unsuru olması gerektiğini düşünüyorum. Eğer
cinsellik aşırı derecede belirginse, gerilim olmaz. Filmlerimde hep soğuk
sarışınları seçmemin nedeni ne biliyor musunuz? Biz,ancak yatak odasına
geçtikten sonra fahişeleşmeye başlayan,gerçek hanımefendilerin
peşindeyiz. Zavallı Marlyn,cinselliğini yüzünde bir bayrak gibi taşıyordu
+ Bir sahnenin uzunluk ya da kısalığını izleyiciyi kavrama derecesi ile ölçerim.
Eğer tümüyle kavrıyorsa, sahne kısadır. İzleyiciyi sıkıyorsa,o sahne
dayanılmayacak kadar uzundur.