Dev Kanatlar - Kara Akbaba Yazın son günleri... Kızılcahamam'ın çam ormanlarıyla
kaplı yüksek dağları, bir sabahı daha karşılıyor... Soyu tükenme tehlikesi
altında olan heybetli bir canlının son sığınaklarından biri burası... Bu
ormanlarda, Avrupa'nın en büyük yırtıcı Kuşu yaşıyor... Latince adıyla Aegypius
monachus... Kara akbaba...
Kara akbaba, Asya, Avrupa ve Afrika'da yaşayan 15 akbaba türünden biri... En
büyük olanı... Kanat açıklığı 3 metreye varan dev bir kuş... Avrupa ve
Türkiye'de yaşayan 4 akbaba türü arasında. Soyu dünya çapında tehlike altında ve
Türkiye, onun son yaşam alanlarından biri.
Sanılanın aksine insana zarar vermeyen, ölmüş ve ölmek üzere olan hayvanlarla
beslenen Kara akbaba, bir sonbahar sabahında yiyecek bulmak için araziyi
tarıyor. 340 dereceye varan görüş açısıyla, yerde olup bitenleri gözünden
kaçırması neredeyse olanaksız. Aradığı leşi, yerden 1 kilometre yüksekteyken
bile görebilir ama bugün pek şanslı sayılmaz.
Bazıları şu an yalnızca yiyecek aramakla meşgul değil. Kara akbabalar, kur
döneminin başlamasıyla birlikte önemli bir işe girişiyor- Yuva yapmak. Ama bir
sorun var. Kara akbabalar çok büyük!
Kara akbabaların büyüklüğünü, yaşadıkları alan içinde kavrayabilmek güç. Kanat
açıklığı 3 metreyi bulan, boyu ise 1 metreyi aşan bu dev kuşun heybeti, ancak
güvercin gibi daha tanıdık canlılarla karşılaştırınca ortaya çıkıyor.
Eşlerin yuvada buluşma anı... Selamlama töreni, dakikalarca sürebilir. Tek eşli
olan Kara akbabalar, ömür boyu birlikte yaşıyor. Ölüm onları ayırana kadar...
Dış görünüm olarak dişi ve erkek Kara akbabayı birbirinden ayıran belirgin bir
fiziksel özellik yok.
Kara akbabalar, genelde daha önceki yıllarda kullanılmış yuvalara yeni
malzemeler ekleyerek kuluçka dönemine hazırlanıyor. Yuvayı yapan yalnızca dişi
kuş değil. Bu görev erkeğe de ait. Yuva için en uygun malzeme, çeşitli ağaçların
kurumuş, kabuksuz dalları ve yumuşak otlar.
Neredeyse 7 aylarını geçirecekleri yuvanın konumu da önemli. Yuva, korunaklı ve
uçuş eğitimlerine uygun bir vadi içinde olmalı. Malzemeyi yuvaya yerleştirme
işi, genelde dişiye ait.
Hazırlıklar, aynı anda birkaç yuvada devam edebiliyor. Son seçim, kuluçka
öncesinde yapılacak.
Yuva bölgelerindeki komşular bazen rahatsız edici olabiliyor. En zeki kuşlardan
biri olan kuzgun, şimdilik yalnızca sataşıyor. Ama her zaman bu kadar zararsız
olmayabilir...
İki Kara akbabanın birbirine yakın, kusursuz bir uyum içinde uçuşu, sonbaharın
son günlerinde tek bir anlama gelebilir- Kur yapmak...
Yuva bölgelerini korumaya çalışan Kara akbabalar arasında meydana gelen
kavgaları, kur uçuşlarındaki akrobatik hareketlerden ayırmak güç. Havada atılan
taklalar, her ikisinde de görülen ortak bir davranış.
Kara akbabaların üreme ve yaşama alanları, yüksekliği 300 ila 2000 metre
arasında değişen, steplere yakın ormanlık araziler. Bölgesel boşluklar olsa da,
İber Yarımadası, Güney Avrupa ve Orta Asya Platosu üzerinden Moğolistan ve Çin'e
kadar uzayan bir alanda varlık gösteriyorlar. Tahmini sayıları yaklaşık 10.000
çift. Türkiye'de ise rakamlar kesin olmamakla birlikte en az 100 çift Kara
akbaba yaşıyor.
Türkiye'deki üreme alanları ise İç, Batı ve Kuzey Anadolu'da.
Karadeniz ve Akdeniz kıyılarında da gözlenen Kara akbabaların bu bölgelerde
üreyip üremediği henüz bilinmiyor.
Bilinen en büyük koloni 26 çiftle Eskişehir Türkmenbaba, ikincisi de 10 çiftle
Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı çevresinde.
Avrupa'da İspanya'dan sonra en büyük Kara akbaba popülasyonuna sahip ülke
Türkiye.
Türkmenbaba dağlarında sonbaharın bitmesine az kaldı... Yiyecek bulmak için
arayış devam ediyor. Doğal nedenlerle ölmüş, avcılar ve köylüler tarafından
vurulmuş ya da evcil sürülere ait hayvanların cansız bedenleri, akbabaların
besin kaynağı. Yerde yatan yaban domuzu leşi hemen fark ediliyor...
Ama kuzgunlar tarafından. Kuzgunlar, genelde akbabalardan önce davranıyor. Daha
küçük ve Çevik olduklarından herhangi bir tehlike anında havalanmak onlar için
kolay. Beslenmeye başladılar bile. Gene de Kara akbabalara ihtiyaçları var çünkü
yaban domuzunun kalın derisini ancak Kara akbabaların Keskin gagaları açabilir.
Kuzgunların varlığı, onları gözleyen akbabaların yavaş yavaş bölgeye gelmesini
sağlayacak.
Kara akbabalar için güvenlik her şeyden önemli. Temkinli bekleyişleri saatlerce,
hatta günlerce sürebilir...
Bölgede herhangi bir tehdit görmeyen bu Kara akbaba, sonunda leşe iniyor. Ama
kısa süre içinde bu ziyafeti paylaşmak zorunda kalacak.
Leşe gelenlerin sayısı artmaya başladı bile. Kara akbabalar, aradıkları yiyeceği
Kuzey ve Güney Amerika'daki bazı akbabalar gibi koku alarak değil, görerek
buluyor. Bu nedenle diğer akbabaları ve kuzgunları gözden kaçırmıyorlar. Onların
olduğu yerde mutlaka yiyecek bir şeyler vardır...
Akbabalar, besin zincirinin son halkası olarak doğada önemli bir görev
üstleniyor- Enfeksiyon ve bulaşıcı hastalık kaynağı olabilecek hayvan leşlerini
yok etmek. Bunu yaparak, organik maddelerin doğa içinde yeniden dönüşüm sürecini
de hızlandırıyorlar.
Birçok canlıyı hasta edebilecek kadar çürümüş bir leş, akbabalar için herhangi
bir sorun yaratmıyor. Sindirim sistemindeki asitler öyle güçlü ki, öldürücü
bakterileri bile kolayca yok edebiliyor.
Beslenme biçimi, akbabaların fiziksel özelliklerini de belirliyor. Kara
akbabalar başlarını leşin içine uzatmak zorunda olduğundan, boyunlarında az tüy
var. Böylece tüylere yerleşebilecek bakterilerden korunmuş oluyorlar.
Uzunluğu 9 santimetreyi bulan güçlü gagaları, tırnak gibi keratin bir yapıya
sahip. Üst gaganın Keskin ve sivri ucu, sert derili leşleri kolayca
parçalamalarını sağlıyor. Pençelerin işlevi ise avcı kuşlarınki gibi taşımak
değil, denge sağlamak.
Leş başındaki akbabalar, bu yürüyüşün ve kabaran tüylerin ne anlama geldiğini
çok iyi biliyor...
Kara akbabalar leş başında kuzgun ve diğer akbaba türlerinden Baskın olsa da,
kendi aralarında rekabet edebiliyor. Kavgaların şiddetini, rakiplerin sayısı,
yiyeceğin miktarı ve açlık derecesi belirliyor. Anlaşmazlıklar genelde ciddi
yaralanmalar olmadan çözülüyor. Yenik düşen akbaba, kuyruğunu ve tüylerini
indirerek geri çekiliyor.
Akbabalar uzun bir süre yiyecek sırası bekleyebiliyor. Ama bu kez bekleyenler
yalnızca onlar değil. Henüz çürümemiş leşin başka talipleri de var...
Türkmenbaba Dağları'nın Kalabak bölgesindeki hareketlilik, kurdu da bölgeye
çekiyor. Akbabaları ve kuzgunları kaçırmış olsa da, ürkek Kurt şimdilik leşe
ortak olmaya cesaret edemiyor.
Akbabalar sabahı yakındaki ağaçlara tüneyerek bekleyecek. Kurt içinse geceler
daha hareketli. Herhangi bir tehlike görmezse bu gece leşi ormanın
derinliklerine götürebilir.
Sabah olduğunda akbabaların ilk işi, bölgenin hâlâ güvenli olup olmadığını
kontrol etmek. Aslında akbabalar, sabahın erken saatlerinde aktif değil ama
beslenmeye devam etmek için bu kez erken harekete geçiyorlar. Gözlem uçuşları,
biraz zaman alabilir.
Kara akbabaların doğal düşmanı yok. Onlar için en büyük tehlike, insan.
Ormanların yok edilmesi, yaşama ve üreme alanlarını daraltıyor. Kurtları ve
tilkileri yok etmek için atılan zehirli etler, akbabaları da öldürüyor.
Kalabak bölgesi ise şu an için güvenli. Leş hâlâ yerinde. Gece hiçbir şey
değişmemiş.
Kuzgunlar da bölgeden ayrılmıyor. Kalabalık arttıkça, yaban domuzundan geriye
kalanlar azalıyor. Bu, kaçınılmaz olarak daha fazla çatışma demek.
Kara akbabaların her gün yiyecek bulması pek de kolay değil. Bazen günlerce aç
kalabiliyorlar. Üreyen bir akbaba çifti yılda yaklaşık 600 kilogram et
tüketebiliyor. Az olan su ihtiyacını ise doğal kaynaklar ya da yedikleri
besinden karşılıyorlar.
Leş başında yer bulamayan, genelde genç akbabalardan oluşan grup, sıra beklemek
zorunda. Öncelik, daha Baskın olan yetişkin ve güçlü akbabalarda.
Bekleyenler arasında önceki gün gelen Kurt da var. Kara akbabalar şimdilik ona
pek aldırmıyor. Ama bu büyüklükteki kuşlar için düz bir zeminden havalanmak,
yere konmak kadar kolay değil. Bu yüzden Kurt ancak belli bir uzaklıkta zararsız
sayılabilir. Yerde oldukları anlar, akbabaların en az güvende olduğu zamanlar.
Bir başka ziyaretçi de, kızıl akbaba. Türkiye'de yaşayan 4 akbaba türünden biri
olan kızıl akbaba, genç Kara akbabalarla birlikte sırasını bekliyor.
Güneşlenirken de açılan kanatlar, şimdi kendini olduğundan büyük göstermeye
yarıyor. Ama onlara sıra hiç gelmeyebilir...
Kurt, artık daha fazla sabredemeyecek. Yaban domuzundan geriye kalanları güvenli
bir yere götürmek için harekete geçiyor. Bugün daha kararlı ve cesur... Nedeni,
belki de yalnız olmaması... Kara akbabalar için beslenme şansı sona eriyor...
Kış başlarken, akbaba çiftleri kuluçkaya yatacakları ve yavru yetiştirecekleri
yuvayı belirlemiş oluyor. Kur uçuşları ve yuva bölgelerindeki kovalamacalar ise
hâlâ devam ediyor. Kara akbaba çiftleri, komşularına artık bölgeyi
sahiplendiklerini gösteriyor.
Sakallı akbaba da aynı bölgede. Başının ve göğsünün kırmızımsı rengini, demir
oksitli toprağa sürterek elde ediyor. Kara akbabalarla herhangi bir sorun
yaşamıyor. Ama herkes onun kadar barışçı değil...
Bir Kaya kartalı, kendi yuva bölgesini belirlemeye çalışıyor... Kayalara yuva
yaptığı için Kara akbabalara rakip sayılmaz. Ancak diğer yırtıcı kuşlara karşı
sınırlarını belirlemesi gerek.
Bu genç Kaya kartalı ise henüz üreyecek yaşta değil ama o da diğer yırtıcı kuş
türleriyle aynı bölgeyi paylaşmak istemiyor. Bulunduğu bölgede bir Kara akbaba
yuvası bulunmasından hiç hoşnut değil. Kara akbaba çiftini kovma çabası, pek
kolay sonuç vereceğe benzemiyor…
Kara akbabaların, yuvalarından vazgeçmeye hiç niyeti yok. Yuva çevresindeki
bölgeyi düşmanlara karşı korumaktan çekinmiyorlar.
Şubat ayı... Yaklaşık 1600 metre yükseklikteki Kızılcahamam dağlarında kış hep
yoğun kar altında geçiyor. Kara akbabaların kuluçkaya yatması artık an meselesi.
Yuvalarını çoktan seçmiş, gereken onarımı yapmışlar. Zamanlarının büyük bölümünü
yuvada birlikte geçiriyorlar. Yaklaşık 15-20 metrelik ağaçların üstündeki
yuvalarına yerden bir tehlike gelemez. Kar altındaki bu sakin günleri yoğun bir
dönem bekliyor.
Yumurtlama öncesinde yuvadan pek ayrılmıyorlar. Cinsel olgunluğa 5 ya da 6
yaşlarında erişen Kara akbabalar, 40 yıla yaklaşan yaşam süreleri boyunca aynı
eşle birlikte yaşıyor. Eşlerden birinin ölümü halinde yeni bir eş
bulabiliyorlar. Kuluçka öncesi birçok kez gerçekleşen çiftleşme, yaklaşık 30 ila
60 saniye sürüyor. Genellikle yuvada ya da yakın ağaç dallarında gerçekleşiyor.
Kara akbabalar, kuluçka öncesi yuva çevresinden pek uzaklaşmıyor. Yiyecek bulmak
zorunda olsalar da, açlığa dayanıklı oldukları için günlerce hava koşullarının
düzelmesini bekleyebilirler. Uçmak, harcayacakları enerji nedeniyle, aç
kalmaktan daha yıpratıcı olabilir. Bu, birçok kuş türü için geçerli.
Kuzgunlar ise her zamanki hareketli halleriyle, karsız günlerden kalma bir leşin
son parçalarını değerlendiriyor. Doğada boşa giden hiçbir şey yok. Bitkisel ya
da hayvansal her türlü yiyecekle beslenebilen kuzgunlar, oldukça dayanıklı. Koyu
renk tüylerinin güneş ışınlarını çekmesi, soğuktan daha da az etkilenmelerini
sağlıyor.
Sabahın erken saatlerinde, gökyüzünde tek bir akbaba bile yok. Henüz vakit
gelmedi...
Kara akbabalar günlerinin yaklaşık 8 saatini gökyüzünde geçirebilir. Ancak
nispeten küçük olan göğüs kasları ve 10 kilogramı geçebilen ağırlıkları
nedeniyle bu kadar süre kanat çırpmaları çok güç.
Kara akbabaların, daha az enerji harcayarak, daha uzun süre havada kalması
gerekiyor. Bunu yapmanın tek bir yolu var- Süzülerek uçmak. Bunun için sıcak
hava akımlarını, yani termalleri beklemek yeterli.
Termaller, güneş her sabah yeri ısıtmaya başladığında oluşuyor. Isındıkça
yoğunluğu azalan hava, yukarı doğru yükselen kolonlar oluşturuyor. Akbabalar bu
sıcak hava sütunlarının içine girerek, neredeyse hiç enerji harcamadan,
süzülerek hızla yükselebiliyor.
Akbabalar, termalin gücüne göre kilometrelerce yükselebiliyor. Ortalama
2000-3000 metre yükseğe çıkabilen Kara akbabalara ait sıradışı bir rekor, 11.000
metreyi gösteriyor.
Yukarı doğru hareket eden hava soğumaya başladığında, kaldırma gücü azalıyor ve
akbabayı artık yukarı doğru taşıyamıyor. Bu noktada, akbaba kendini süzülmeye
bırakıyor ve başka bir termal yakalayana kadar aşağı doğru, neredeyse hiç kanat
çırpmadan uçabiliyor. Anlık olarak saatte 100 kilometreye varan bir hıza
ulaşabilen Kara akbabaların ortalama uçuş hızları ise saatte yaklaşık 50
kilometre.
Termal süzülme tekniği, fiziksel olarak bazı özellikler gerektiriyor- Geniş ve
uzun bir kanat yüzeyi. Bu özellik, sıcak hava akımı üzerinde daha kolay
yükselmeyi sağlıyor. Kanatların ucundaysa parmak olarak adlandırılan 7 adet tüy
var. Genişliği yaklaşık 80 santimetre olan kanadın yarısı uzunluğundaki kuyruk
ise, 12 tüyden oluşuyor. İşlevi ani manevralar yapmak değil, süzülme sırasındaki
yön değişikliklerine yardımcı olmak.
Akşam saatlerinde termaller etkisini kaybedince, akbabalar da yavaş yavaş
gökyüzünü boşaltıyor. Genelde çiftler halinde ağaç dallarında, bazen
birbirlerinden uzak, bazen küçük gruplar halinde geceliyorlar. Bir sonraki
sabahın termallerine kadar, dinlenme vakti…
Türkmenbaba'da leşten geriye kalanların beklenmedik bir ziyaretçisi var. Hava
sıcaklığı -20 derece. Gri balıkçılın yaşadığı sulak alan donmuş olmalı. Açlık,
onu bu uzak ve alışılmadık bölgeye getirmiş.
Aynı kalıntıları değerlendiren başka canlılar da var. Alakarga... ve sakallı
akbaba. Hepsi sırayla leş başına geliyor. Son görev sakallı akbabanın. O,
kemiklerle besleniyor. Kemik, mideye ulaştığı anda sindirilmeye başlıyor. Başka
hiçbir akbaba türü, bu kemikleri yiyemez.
Kara akbabalar da kendi paylarına düşeni almak üzere aynı bölgede. Ama kuzgunlar
gene onlara rahat vermiyor. Açlık, cesareti körüklüyor.
Şubat sonu, Mart başı Kara akbabalar için önemli bir dönemin başlangıcı. Bundan
sonra kuluçka için yaklaşık 55 gün yuvada geçecek. Kara akbabalar her yıl
yalnızca tek bir yumurta yapıyor. Hava koşulları ne olursa olsun, yumurtayı
sıcak tutacak ve tehlikelere karşı koruyacaklar. Dişi ve erkek Kara akbaba bu
görevi sırayla üstlenecek. Saatler, günler, haftalar boyunca... Bahar gelene
kadar...
Kuluçka sırasında yuvaya malzeme taşıma işi devam ediyor. Yumuşatılan yuva
zemininde yumurta daha rahat ve sıcak bir ortamda korunuyor. Nöbet bazen
günlerce sürebildiğinden, kuluçkadaki akbabanın aralıklarla hareket etmesi
gerekiyor.
Özellikle soğuk havalarda yumurta uzun süre açıkta kalmamalı. Bu nedenle
malzemeler yakın çevreden toplanıyor.
Kuluçkanın bir ayı geçmeden yumurtanın başına bir şey gelirse, dişi akbaba aynı
yıl içinde bir kez daha yumurtlayabilir. Ancak süre geçtiyse, başka şans yok.
Bu kritik dönemde Kara akbabaların yaşamı biraz monoton sayılabilir.
Kuluçkadaki Kara akbaba, eşinin gelişiyle birlikte nöbeti devretmeye
hazırlanıyor. Yumurtayı eşit derecede ısıtmak için günde neredeyse 20 kez
çevirmek ve zemini havalandırmak gerekiyor. Yumurta, diğer kuşlardan gelebilecek
tehlikelere karşı da korunmalı. Görev artık yeni gelen akbabanın. Yumurta bir an
bile yalnız bırakılmamalı...
Bu yuvada olduğu gibi...
Kuzgunlar, boş buldukları akbaba yuvasında fırsatı kaçırmıyor... Bu ziyafeti
kimseyle paylaşmaya niyetleri yok.
Bir Kara akbaba çiftinin tek yumurtasını yerken, kuzgunlar aslında yalnızca
kendi nesillerinin devamını sağlamaya çalışıyor. Bu yumurta, kalsiyum, protein
ve çeşitli vitaminler bakımından bulunmaz bir besin deposu. Kendi yumurtalarının
sağlam olma şansı artık çok yüksek... Kuzgunlar için iyi bir beslenme... Bir
Kara akbaba yavrusu pahasına olsa da...
Kovulan akbaba, aslında yuvanın gerçek sahibi değil. O yalnızca artık boş kalan
yuvaya gelen genç bir yabancı. Yuvanın gerçek sahibi olan bu akbaba, neler
olduğunu bilmiyor. Eşi görünürde yok. Yumurtası da...
Genç akbaba, yuvaya tekrar tekrar gelerek belki de kendine bir eş arıyor. Ancak
ev sahibi akbabanın buna hiç niyeti yok. O, bu yılki tek yavru şansını kaybetti.
Kuluçka dönemini sorunsuz atlatan bu yuvada ise beklenen misafir gelmiş bile.
Nisan sonu... Yavru henüz birkaç günlük... Kara akbaba çiftini şimdi daha zorlu
bir görev bekliyor- Yavruyu beslemek ve büyütmek.
İlk günlerde yavru, yetişkin bir akbabanın yalnızca kafası büyüklüğünde.
Özellikle ilk haftada annesi ya da babası onu hep altına alarak, aynı yumurta
gibi koruyor.
Zamanının büyük bölümünü uyuyarak geçiren yavrunun gözlerinde, ilk bir ay
boyunca mavi bir perde var. Bu perde onu besleyecek olan anne ve babasını
görmesine engel değil.
Anne akbaba, kursağında sindirime elverişli hale getirdiği besini kusarak
yavrusuna yediriyor. Böylece uzun mesafeler boyunca gagasında ya da pençesinde
yuvaya yiyecek taşıma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Bu iş de nöbetleşe
yapılıyor. Ancak özellikle ilk günlerde yavruya ilgi büyük. Anne ve baba akbaba
aynı anda görev başında olabiliyor.
Beslenmeden sonra gaga temizliği özellikle önemli. İhmal edilirse, hızlı gelişim
sırasında gaga deformasyonları olabilir. Anne akbaba bunu biliyor olmalı.
Yavru akbabanın şimdilik yalnızca hav tüyleri var. Güneş, onun için zararlı
olabilir. Bu tehlikeden de korunması gerekiyor... Daha 4 ay boyunca yuvada,
bakıma muhtaç olacak.
Yavru yumurtadan çıkalı tam 40 gün oldu. Artık ayakta durabiliyor. Siyah tüyleri
yavaş yavaş çıkmaya başladı. Kanat açıklığı 1 metreye ulaşıyor. Kısa sürelerle
yuvada yalnız kalabilecek kadar büyüdü, ama gene de tehlikelere karşı korunuyor.
Kara akbaba yavrusu, çevresini tanımak için tüm yavru hayvanlarla aynı yöntemi
kullanıyor- Oyun. Henüz yalnızca yuvada vakit geçirebildiği için, oyuncak
çeşitliliği de sınırlı.
Daha ilk günlerinden itibaren bazı kurallara dikkat ediyor. Slogan- "Yattığın
yeri temiz tut".
Tüylerin temizliği de önemli. Yetişkin Kara akbabalar günlerinin neredeyse
yarısını bu işe ayırıyor. Yavrular da onlardan farklı değil.
Yavru 50. gününe ulaştığında, ayakta daha rahat durabilecek ve gaga büyüklüğü
yetişkin akbabalarınkine erişecek. Ama daha büyümesine çok var.
Kızılcahamam ormanlarında yazın ilk günleri, zengin bir biyolojik çeşitlilik
gösteriyor... Doğa en canlı halinde... Birçok hayvan türü, yavrularını
büyütmekle meşgul. Angıt yavruları oldukça büyümüş, ama hâlâ annelerinin
gözetiminde. Bütün yavrular hızla gelişiyor...
Küçük akbaba Türkiye'de yaşayan 4. akbaba türü. Türkiye'ye yalnızca üremek için
geliyor. Kış aylarını ise Afrika gibi daha sıcak bölgelerde geçiriyor.
Kara akbaba yavrusu da hızla gelişmeye devam ediyor. Artık 90 günlük oldu. Dolu
olan kursağı, karnının tok olduğunu gösteriyor. Henüz uçamayacağı belli, ama o
gene de kanat çırpma alıştırmalarına çoktan başlamış çünkü uçuş kaslarını
şimdiden geliştirmesi gerekiyor.
Yaklaşık 10 gün sonra, yavrunun tüyleri ve onları temizlemek için harcadığı
zaman daha da uzuyor. Yüzü ve koyu renk tüyleri dışında görüntüsü neredeyse
yetişkinler gibi. 2 hafta sonra anne ve babasının büyüklüğüne erişecek.
Yuvaya yaklaşan bir akbaba görünce, tehdit duruşuyla karışık bir karşılama
pozisyonu alıyor. Yiyecek isteme çığlıkları artık uzaklardan bile duyuluyor.
Yiyecekle birlikte su da alan yavru, artık doymak için çok daha fazla
miktarlarda yemek zorunda. Yalnızca bağırarak değil, annenin pençesini de
ısırarak yiyecek istiyor. Bakımı artık iyice güçleşti...
Yiyeceğin tümünü, yere bile dökülmeden alabiliyor.
Günün büyük bölümünü yalnız geçiren yavru, karnı doyduktan sonra gene tek
başına...
Ve 120. gün. Yüzünün siyahlığı ve güçlü kanatları, yavrunun artık büyüdüğünü
gösteriyor. Yuvada tam 4. ayını tamamladı. Pençeleri, dalları kavrayabilecek
kadar gelişti. En zor hareket olan denge sağlama, onun için artık güç değil.
2 metre çapındaki yuvasından uçsuz bucaksız gökyüzüne geçmenin zamanı geldi. İlk
uçuş için, öncelikle çok çalışmak gerekiyor. Bir de ona yardımcı olacak güçlü
bir rüzgar... Aynı bugünkü gibi...
Aynı rüzgardan faydalanan bir yılan kartalı, yiyecek arıyor. Yaz sonu geldi.
Beslenmek, güçlenmek ve kışa hazır olmak gerek. Bu, ormanın tüm canlıları için
geçerli...
Ölünce Kara akbabalara besin kaynağı olan yaban domuzları, dişleriyle toprağı
sürerek ormandaki tohumların çimlenmesini sağlıyor. Av ve avcı hayvanlar
soylarını devam ettirebildiği sürece, içinde yaşadıkları ekosistem de sağlıklı
olarak varlığını sürdürebilir.
Yavru artık yuvadan uçmaya hazırlanıyor. Kara akbaba yavrularının ilk uçuşu,
genellikle 100-110, bazen 120 günlükken gerçekleşiyor. Bu yavru ise tam 132
günlük. Artık anne ve babasının ağırlığına ulaştı. Ancak yuvadan ayrıldıktan
sonra bile bir süre daha onlara bağımlı olacak. İlk birkaç yılında, siyah yüzü
ve tüyleri ilk bakışta onun genç olduğunu anlatmaya yetecek.
Uçma alıştırmaları iyice sıklaştı. Artık 2 metreden fazla zıplayarak uzun süre
havada asılı kalabiliyor. Bu, kanatlarını ve kuyruğunu çok daha iyi kullanmaya
başladığının göstergesi. Artık uçmak ve gökyüzündeki yeni yaşamına başlamak için
gereken her şeye sahip...
Yolu açık olsun...