Sonunda, iki haftalık bir çalışmanın sonucu, 120 dakikalık ham kasetten
capture edilmiş tam 5 Gb.lık dosyayı oya gibi işleyerek, 20'40 saniyelik filmimizi
editlemeyi başardım. Bu sırada w98 100 kere, Xp de 20 kere filan çöktü. 112
fincan kahve, bir ton kadar abur cubur, 278 bardak çay, tarifsiz miktarda alkol tüketildi.
Ama eğrisiyle doğrusuyla, amatör hatalarıyla, film artık bitti!
Filmi eğer çok ekstra bir değişiklik olmazsa 19-30 Kasım tarihleri arasında İzmir 3.Uluslararası
Kısa Film Festivalinde gösterime girecek. Onun dışında filmi indirip izleyebilmeniz için düşük
kalitede bir versiyonunu da filmin web sitesi ne koyacağım.
Filmi izleyen arkadaşlar yorumlarını filmle ilgili forumumuza yazarsa beni mutlu ederler...
Yeni filmlerde görüşmek üzere...(Allah bana akıl-fikir versin)
Not- Biraz önce festival programını öğrendim. Son anda bir değişiklik olmazsa, 21 Kasım da,
saat 17.00:18.00 arasındaki bölümde İzmir Belediyesi Konak Kültür Merkezi'nde gösterime
girecek. Kıbrıs Şehitlerinde hemen girişte Burger King'in üstü. Bekliyoruz galaya!
FİLM HAKKINDA
Nerden çıktı böyle bir fikir? Açıkçası hep düşünürdüm ama hiç uygulamaya geçirememiştim. Daha sonra kendime bir video kamera alınca aklıma
Sinema-Tv de okuyan öğrencilerin filmlerinin çoğunu bu handy-cam'lerle çektiğini hatırladım. Sonra kısa bir araştırma yaptım, baktım ki nette bu şekilde çekilmiş filmler hakkında bilgiler var. Sonra İzmir Kısa Film Grubundan insanlarla tanıştım. Bu arkadaşlar İzmir'de kısa filmin özendirilmesi üzerine çalışmalar yapıyorlardı. Aradım görüştüm bana yardımcı olacaklarını söylediler. Bu gruptan Kayhan KIRMIZIGÜL ile konuştuktan sonra bu işi kıvırabileceğimi düşündüm.
Tabi sorun sadece kamera değildi. Senaryo kafamda hazırdı ama bu filmde oynamayı kabul edecek insanları nereden bulacaktım? Ayrıca nerede çekecektim? Araç gereci nereden temin edecektim? Düşünüp taşınınca aklıma şöyle bir fikir geldi ; elimdeki malzemeyi kullanacaktım. Yani oyuncular arkadaşlarım, ortam çalıştığımız yer, alet edevat da kendi yaratıcılığımızla ortaya çıkacaktı. Bunun üzerine senaryoyu elimdeki imkanlara göre yeniden yazdım. Teknik anlamda bir senaryo değil tabi, zira nasıl yazıldığını bilmiyorum. Sonra arkadaşlarımla bu fikri paylaştım. Önceleri böyle bir şeyin gerçekleşeceğine inanmadılar. Ama sonuç olarak hepsi bu projede yer almayı kabul etti.
Çekimlere başladık. Kayhan'ın da önceden belirttiği gibi ciddi oyunculuk isteyen bir senaryoydu. Arka arkaya defalarca çekim yaparak da olsa büyük bir kısmını çekmeyi başardık. Sıra final sahnesine gelmişti, tetikçilerin hacker'ların işini bitirebileceği uygun bir yer lazımdı. Turgut Kalfaoğlu'nun evine giderken Urla'da gördüğümüz bir yer bu iş için biçilmiş kaftandı. Yağmurlu ve soğuk bir havada zorda olsa çekimleri tamamladık. Aslında filmin müziklerini de kendim hazırlamak isterdim ama işi iyice teknik olarak zorlamak istemedim. Birde teknik olarak müzikler yetersiz kalabilirdi. O yüzden uygun olacağını düşündüğüm müzikleri oturtmayı tercih ettim. Telif hakkı meselesine gelince, bu kadar amatör zihniyetle ortaya çıkmış bir fikir için biraz tolerans gösterilebileceğini düşünüyorum.
Basit bir fikir arkadaşlarınızın desteği ve azminizle somut bir sonuca dönüşebiliyor. Bu kısa filmin tüm aşamalarında bana yardımcı olan, hiç bir zorunluluğu veya menfaati olmadan sadece benim hatırıma saatlerini bu iş için harcayan insanlara teşekkür ediyorum. Ne kadar çok seviliyormuşum meğer, onu anladım...
Kısa film çekmek için neler gerekiyor diye bi soru ile karşılaşırsam eğer, tek söyleyeceğim birkaç sıkı dostun olsun yeter olacaktır.
